05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 NİSAN 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr IMF’nin hazırladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu en kötümser tabloyu ortaya koydu: ŞÜKRAN SONER 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN 80 yılın en büyük şoku ? ‘ABD orta derecede resesyonda’ denilen rapora göre büyümenin en belirgin hız kestiği ülkelerin başında ise Türkiye, Macaristan, Estonya ve Letonya yer alıyor. ELÇİN POYRAZLAR AB’nin Öteki Yüzü Gençler bilmezler, 12 Eylül sürecinde AB siyasilerinin Türkiye’de insan hakları, demokrasi duyarlılıklarının içten olduğuna inanırdık. Gerçekten de AB yetkili organlarının 12 Eylül askeri darbesine yönelik çok sert eleştiri kararları olmuş, onların sıkça vurguladıkları kavramla “cunta yönetimi”nin yasakçı anayasası, yasalarına da karşı çıkılmıştı.. Bu arada gerçekten, içtenlikli AB ülkelerinin sendikal hareketlerinin dayanışmaları bağlantılı koyulaşan ilişkilerimiz içinde, madalyonun bir başka yüzünün de olduğuna sık sık tanıklık etmiştik. Örneğin AB emek cephesi Türkiye’de sendikal yasaklara, sosyal devletten sapmalara çok sert çıkışlarla yanıt verir, Türk emek hareketinin standartlarını kendi kriterlerine çıkarmak için çırpınırken, AB patronajının kimi uyarıları ile karşı karşıya kalıyordu. AB sermaye örgütleri çok açık ve net olarak AB sendikacılık hareketinin Türk sendikacılık hareketini kucaklama, emek haklarına yükseltme çabalarını yanlış buluyor, “Ama Amerikanın NAFTA’sı var” itirazında bulunuyordu. 1980’li yıllarda da sermaye çıkarları, piyasa düzeni Türkiye’ye AB üyeliği değil, arka bahçe rolü biçmişti. Bu nedenle de AB siyasileri bir yandan “cunta yönetimini” kendi siyasi çıkarlarının gereği, kendi kamuoylarına dönük olarak çok ağır eleştirirlerken, kapalı kapılar arkasından el altından çok ciddi destekliyorlardı. Çarpıcı somut örnek, TC’nin kuruluşundan 12 Eylül 1980’e kadar Türkiye’ye yapılmış dış yardımın, yaklaşık 7.5 katının Almanya tarafından ABD istemi bağlantılı, cunta olarak suçlanan yönetime yapılmasıydı. Hele de 1977 sonrası Ecevit hükümetinin günlük petrol için döviz bulamadığı gerçeği belleklerde taze iken. ??? ABD kartlarını daha açık oynamış; demokratik düzen içinde, sivil iktidar eliyle uygulanamayan ünlü 24 Ocak kararlarının uygulatılması görevi askeri darbe yönetiminin vizyonu olarak gündeme getirilmişti. Anarşi, terör gerekçeli 12 Eylül darbesinin kimlik icraatları, ekonomik ve sosyal alanda, solun silindir gibi ezilmesi, sendikal hakların gasp edilmesi, 24 Ocak kararlarının eksiksiz uygulatılması.. olarak gündeme gelmişti. Hani medyatik olarak kamuoyuna Özal, darbenin karşıtı sivil lider ve iktidar olarak pazarlanır ya. Kuyruklu yalandır. 12 Eylül darbesinin ardından ekonomik modelin beyni Özal, Özalizm icraatlarıdır. 12 Eylül; serbest piyasa düzeni, Özalizm, daha doğrusu liberalizmin Türkiye’ye yerleştirilmesi projesinin ta kendisidir. Günümüze, AB ve ABD’nin Türkiye üzerindeki hesaplarına gelince... Biz söylemiyoruz, Batı dünyasının Marksizmin yanından geçmemiş liberal teorisyenleri söylüyor ve itiraf ediyorlar; serbest piyasa gidişi artık bütün dünyada gerçek demokrasiyi tehdit etmekle kalmıyor, işlevsiz kılıyor. Medya tekelleri, piyasa düzeninin elinde ve emrinde, “iliştirilmiş, tetikçi gazetecileri” ile, kuralsız düzenin sadece çalışanlarını sömürdüğü, ezdiği bir yapı olmanın ötesinde, kitlelerin beyinlerine, algılama, düşünme sistemlerine el koymuş oluyorlar. Zengin Kuzey dünyasında bile siyaset, iktidar savaşımları ideolojiler, halka yönelik ekonomik programlar üzerinden değil. Sağ ve sol adı kalmış partilerin tümü, liberal politikalara tam teslim. İktidar savaşımlarında, ırklar ve dinler ayrımcılığının yoksul Güney dünyasına göre daha uygar ölçeklerde, “ötekiler” kavramından yürütüldüğü bir düzen geçerli. “Yeni yüz, değişim” kavramlarıyla, aslında aynı programları uygulayan iktidarlar, siyasi partiler ve liderlerle umut pompalanmakta, kitleler uyutulmakta. ABD, AB siyasal lider ve yapıları, bütün dünyada bilimsel teknolojik devrim çağında yaşanacağı düşünülmemiş bir vahşi, kanlı hak hukuk dışı savaşların, işgallerin suçluları konumundalar. Irak, Afganistan işgallerinde, dünyanın her yerinde yaşanan ırklar ve dinler, mezhepler kanlı çatışmaları, her tür evrensel hukukun, insan hakları, savaş hukukunun ayaklar altına alındığı, şimdilik petrol odaklı emperyal çıkarlar, işgaller, savaşlar projelerinin sonu gelecek gibi değil. Bataklığa batıldıkça da, ABD ve AB odaklı yeni projeler üretiminde, başlarına dert olan, kendi yarattıkları canavarlar, radikal İslami terör örgütleri, siyasal, iktidar yapılanmaları karşısında son mucizevi projeleri arasında “ılımlı İslam kuşağı” yaratmak da var. Türkiye için uygarlık projesi, Kemalist devrimin ürünü laik Türkiye Cumhuriyeti, emperyalizmin bu son projesinde yer bulamıyor. ABD, AB siyasal kadroları, ılımlı İslam projesine fazlası ile bel bağlamışa benzerler. Teröre karşı demokrasi ihracı ile, petrol odaklı ülkeleri işgal projelerinde yaşadıklarından daha da büyük bir düş kırıklığına, bataklığa saplanacaklarına hiç kuşku yok. Ancak Türkiye’yi sivil darbe ile ılımlı İslam cumhuriyeti yaptıkları varsayımı ile, sömürge görerek yaptıkları ikiyüzlü, çifte standartlı çıkışlarının da akılcı, bir başka anlamı ve açıklaması yok. [email protected] ABD DURGUNLUĞA GİRDİ BD Merkez Bankası’nın (Fed) eski başkanı Alan Greenspan, ilk kez ekonominin durgunluğa girdiğini kaydetti. CNBC’ye konuşan Greenspan, durgunluğun ne kadar süreceği ve ne kadar derin olacağını kestirmek için erken olduğunu ifade etti. Emlak sektöründeki krize çözüm arayışlarını değerlendiren Greenspan, kamu fonlarının devreye sokulmasının uygun bir karar olacağını savunarak ABD ekonomisinin, emlak sektörünün iyileşene kadar istikrara kavuşmayacağını vurguladı. FED YETKİLİLERİ KAYGILI A A WASHINGTON Uluslararası Para Fonu (IMF), yayımladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporun’da, mali kriz karşısında küresel büyümenin yavaşlayacağı ve ABD’nin 2008 yılında “orta derecede bir resesyon” yaşayacağı tahminlerinde bulundu. Raporda ayrıca Türkiye’deki ekonomik büyümenin de hız kestiği belirtildi. IMFDünya Bankası bahar dönemi toplantılarından önce hazırlanan Ni BD Merkez Bankası yetkililerinin, ABD ekonomisinin durumu konusunda kaygılı oldukları belirtildi. Fed tutanaklarına göre, faizler konusunda karar veren kurul üyeleri, mart ayında yaptıkları toplantıda, ABD ekonomisindeki ciddi ve uzun süreli yavaşlama nedeniyle kaygılı olduklarını ifade ettiler. Fed’in bu kaygı nedeniyle, faiz oranlarını önemli oranda düşürdüğü vurgulandı. Greenspan’den önce başkanlık görevini yürüten Paul Volcker da krizin devlet desteği olmadan atlatılamayacağını söyledi. sel büyüme eğrisinin aşağı doğru olacağı belirtiliyor. Raporda küresel büyüme oranının yüzde 3’ün altına düşerek küresel ekonominin resesyona girme olasılığının da yüzde 25 olduğu ifade ediliyor. Türkiye’de cari açık yükselecek Raporda Türkiye’nin aralarında bulunduğu “Gelişen Avrupa” ülkelerinde ekonomik büyümenin yavaşladığı, özellikle de Macaristan, Türkiye, Estonya ve Letonya’da büyümenin belirgin bir biçimde hız kestiği ifade edildi. Raporda, Türkiye’de gayrisafi Yurtiçi hasıla büyümesinin 2008 için yüzde 4, 2009’da ise yüzde 4.3 olacağı öngörüldü. Türkiye’de tüketici enflasyonu ise ‘yıllık ortalamalara göre’ bu yıl yüzde 7.5, 2009’da yüzde 4.5 olarak tahmin edilen raporda cari açığın milli gelire oranı 2008’de yüzde 6.7, 2009’da ise yüzde 6.3 olarak tahmin edildi. san Dünya Ekonomik Görünüm raporu’nda, mali piyasalarda yaşanan krizin 1929’daki Büyük Buhran’dan bu ya na en büyük “mali şok” olduğu ve bu krizin piyasalara ve kurumlara büyük zarar verdiği ifade edildi. Küresel büyümenin yüzde 3.7 ve 2009 için yüzde 3.8 oranında olacağı öngörülen raporda, kısa vadede küre SİGORTA ZİRVESİ E B O R S A Taşbaşı: Güven sorunu var Ekonomi Servisi Active Academi tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen “1. Sigorta Zirvesi’’nde Türkiye’de sigortacılık sektörünün dünü, bugünü ve yarını tartışıldı. Dün İstanbul’da düzenlenen zirvede konuşan Sigorta Denetleme Kurulu Başkanı İbrahim Taşbaşı sigortacılık sektöründe güven sorunu olduğunun altını çizdi. Taşbaşı, güven sorununun aşılabilmesi için müşterilerin sigortacılık konusunda iyi bilgilendirilmesi gerektiğini belirterek, tazminatların en kısa süre içinde tam olarak ödenmesinin şart olduğunu vurguladı. Açılışta konuşan Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, sigortacılık sektöründeki büyümenin makro ekonomik istikrara bağlı olduğunu belirterek, son 3 yıldır bütçe açığı itibarıyla Türkiye’nin Maastricht kriterlerini sağladığını dile getirdi. Uykusu kaçana 24 saat borsa Ekonomi Servisi Küresel piyasalardaki dalgalanmalara karşın geçen yıl yurtdışında 38 milyar dolarlık işleme aracılık yaptıklarını söyleyen İş Yatırım Menkul Değerler Genel Müdürü İlhami Koç, “Ortadoğu’dan Rusya ve Hazar bölgesine kadar müşterilerimiz var. Elektronik işlem platformu ‘Trade Master’ ile 24 saate yakın işlem yapılabiliniyor. Saat 17.00’de İMKB kapandığında müşterilerimiz BÜYÜME HIZ KAYBEDİYOR “Yatırımcılara orta ve kısa vadede TL’de ve faizde kalmalarını tavsiye ediyorum” diyen Koç’un ekonomiye ilişkin değerlendirmeleri şöyle: Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 4.2 büyümesini, enflasyonun ise bu yıl da hedefin üzerinde kalarak yüzde 8 olmasını bekliyoruz. Geçen yıl halka arzlar açısından “altın” bir yıl oldu, ancak 2008’in ilk yarısında kapalı görünüyor. Yabancıların hisse senedi piyasasındaki payı yüzde 70’in üzerinde. Bu sağlıklı bir yapı değil; dağılım dengeli olmalı. Yabancıların payı çok yüksek oranlara çıktığı için düşüşler de sert oluyor. Özel sektörün döviz borçlarının ciddi bir rakama ulaştığı açık. En azından halka açık şirketlerde bir tehdit algısı yok. Reyting şirketlerinin (bunun notunu azalttım, şunun notunu yükselttim) demesinin pek de önemi kalmadı. Çünkü geriden geliyorlar. Son yaşananlardan sonra, reyting şirketlerinin de reytinge ihtiyacı var. için seans bitmiyor” dedi. İş Yatırım’ın 2008 beklentilerinin değerlendirildiği toplantıda konuşan Koç, bu yıl 24 saat sistemine geçebileceklerini ve şu anda çalışılmayan saatler olan 03.0006.00 arasında da en az bir kişinin bulunmasının planlandığını söyledi. Verilen bilgiye göre geçen yılın sonunda faaliyete geçen “trade master” ile uluslararası piyasalarda en çok petrol, altın ve bakır işlemi yapılıyor. T Ü S İ A D ’ D A N A B ATA Ğ I TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ümit Boyner, Türkiye’nin AB üyeliğine destek amacıyla hazırladıkları ve Alman “Frankfurter Allgemeine” gazetesinin ekinde “Türkiye neden Avrupa’ya ait” başlığıyla yayımlanan ilavenin tanıtımını yaptı. Boyner, “Bizim yapmak istediğimiz, Türkiye’nin neden AB üyesi olması gerektiğini Avrupa’da yaşayan ve Türkiye’yi tanıyan Avrupalıların ağzından anlatmak. Projemizin en azından Alman toplumunda bir tartışma yaratması açısından çok faydalı oldu diye düşünüyorum” dedi. LG’DE HEDEF BÜYÜK LG Electronics Türkiye Başkanı Christopher Kim, LG Electronics’in Türkiye’deki toplam cirosunun 2007’de yaklaşık 250 milyon dolara ulaştığını belirterek “LG Türkiye olarak ciromuzu 2008 yılında ikiye katlayarak 500 milyon dolara çıkarmayı, 2009’da 750 milyona ve 2010’da ise 1 milyar dolara yükseltmeyi amaçlıyoruz” dedi. Kim, 2007 yılında yüzde 12 olan pazar paylarını bu yıl yüzde 25’e çıkararak ikiye katlamayı istediklerini ifade etti. Ümit Boyner Koç Holding, zorlu yıl olan 2007’yi daha da büyüyerek atlattı 2.3 milyar YTL net kâr Ekonomi Servisi Koç Holding’in 2007 yılı net kârı 2.3 milyar YTL ’ye ulaştı. Holdingin toplam cirosu 51.4 milyar YTL ’ye, net faaliyet gelirleri yüzde 20 artışla 3 milyar 575 milyon YTL ’ye, net kârı ise yüzde 309 artışla 2 milyar 295 milyon YTL ’ye yükseldi. Yazılı bir açıklama yapan Koç Holding Üst Yöneticisi (CEO) Bülent Bulgurlu, 2007’nin gerek dünya piyasaları gerekse Türkiye için zorlu bir yıl olduğunu, ancak Koç Topluluğu olarak çetin bir yılı daha oldukça başarılı bir şekilde geride bıraktıklarını ve odaklandıkları sektörlerde liderliklerini, kârlılıklarını ve büyümelerini devam ettirdiklerini belirtti. Önümüzdeki yıllarda enerji, otomotiv, dayanıklı tüketim ve finans sektörlerinde daha da güçlenerek gerek organik olarak gerekse satın almalarla büyümeye devam edeceklerini ve Migros’un satışının tamamlanmasıyla net nakit pozisyonlarını daha da güçlendirerek yeni yatırım fırsatları karşısında daha kuvvetli olacaklarını kaydeden Bulgurlu şöyle devam etti: “Bugün Koç Holding olarak Türkiye’deki liderliğimizin yanı sıra, dünya liginde de pek çok sıralamada Türkiye’yi temsil etmenin gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Fortune 500 sıralamasına giren ilk Türk şirketiyiz ve 2006 sonuçlarımıza göre dünyanın en büyük 200 şirketi arasına girmeyi başardık, Avrupa’nın ise en büyük 49. şirketi ? Koç Holding Üst Yöneticisi Bülent Bulgurlu, dünyada holdingin toplam cirosunun 51.4 milyar YTL ’ye, net faaliyet gelirlerinin yüzde 20 artışla 3 milyar 575 milyon YTL ’ye, net kârın ise yüzde 309 artışla 2 milyar 295 milyon YTL ’ye yükseldiğini açıkladı. 2 0 0 7 G E N E L K U RU L U Ziraat Bankası, Hazine’ye net 1.7 milyar pay verecek Ekonomi Servisi Ziraat Bankası Olağan Genel Kurulu’nda, net 2 milyar 351 milyon YTL olarak gerçekleşen 2007 yılı kârı üzerinden Hazine’ye net 1 milyar 650 milyon YTL pay aktarılması kararı alındı. Bu arada boş bulunan üyeliklere de atama yapıldı, 2007 yılı faaliyet sonuçları onaylandı, yönetim ve denetim kurulu üyeleri ibra edildi. Genel kurulda yapılan seçimler sonucunda İlhan Uludağ, Mehmet Mumcuoğlu, Can Akın Çağlar, Mehmet Emin Özcan, Ahmet Candan, Burhanettin Aktaş, Oğuz Kayhan ve Hikmet Aydın Simit 3 yıllığına yönetim kuruluna yeniden seçildi. Ayrıca Osman Arıoğlu’nun ayrılmasıyla boşalan yönetim kurulu üyeliğine Ümran Demirörs, Süleyman Saygı’nın ayrılmasıyla boşalan denetim kurulu üyeliğine de Mustafa Baltacı seçildi. Yapılan açıklamaya göre sektörün yüzde 14’ünü temsil eden Ziraat Bankası’nın toplam aktifleri 81 milyar YTL ’ye, toplam kredileri yüzde 24 artışla 21.6 milyar YTL ’ye yükseldi. yiz. Geçtiğimiz yıl Boston Consulting Group tarafından yayımlanan ‘Batı’ya en çok meydan okuyan 100 şirket’ listesinde yer almanın yanı sıra, Çin Çokuluslu İşletmeler Uluslararası Enstitüsü tarafından da ‘Çin’de en fazla rekabet gücüne sahip uluslararası şirketler’ arasında anıldık. Tüm bunlar, Koç Topluluğu ve ülkemiz adına gurur verici neticeler. Finansal başarılarımızı sosyal sorumluluk çalışmalarımızla destekleyerek, topluluğumuz için yarattığımız katma değeri azami seviyelere taşımaya çalışıyoruz. Amacımız, gerek iş yapış anlayışımız gerekse finansal büyüklüklerimizle dünya liginde tüm Türk halkının onur duyacağı örnek bir şirket olmak.’’ Bulgurlu, Koç Holding olarak aynı performansı, ekonomik dalgalanmalar ve riskler açısından daha da zorlu bir yıl olabilecek 2008’de de göstereceklerini vurguladı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle