03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 2008 PAZAR 6 HABERLER Irak’ın kuzeyini tanımlarken bu sözcüğü kullanan Talabani’yi kabul eden Erdoğan, ‘Gizli gündem yok’ dedi PAZAR ORHAN BURSALI Çankaya’da ilk kez ‘Kürdistan’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, “Irak’ın 25 milyar dolarlık bir yatırım bütçesi ayırdığını” söylerken “Buna Irak’ın güneyi, Bağdat ve Kürdistan da dahil” demesi dikkat çekti. Böylece Çankaya Köşkü’nde ilk kez bir devlet başkanı “Kürdistan” sözcüğünü kullanmış oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise Türkiye’nin Irak’a yönelik hiçbir gizli gündemi olmadığını söyledi. Talabani, önceki gün başladığı Ankara ziyaretine ilişkin resmi temasları dün tamamladı. Talabani, ilk olarak sabah saatlerinde kalmakta olduğu Çankaya Köşkü içindeki Camlı Köşk’te Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) üyelerini kabul etti. Talabani işadamlarını Irak’ta yatırım yapmaya çağırırken Irak’ın kuzeyinden “Kürdistan” diye söz etti. Talabani, “Toplam ticaret hacmimiz 22 milyar dolardan 50 milyar dolara çıktı. Bu ülkenin Kürdistan bölgesi olsun, güneyi olsun, Bağdat olsun, hepsi hazır. Bütçemizden yatırım için 25 milyar dolar pay ayırdık” diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in de bu sözlerden rahatsızlık duyduğu yüzüne yansıdı. Talabani öğle saatlerinde ise Başbakan Erdoğan ile yemekte bir araya geldi. Erdoğan, “Irak’a yönelik hiçbir zaman gizli gündem taşımayan Türkiye, her zaman dostluk ve kardeşlik duygusuyla hareket etmiş, Irak’ın toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine önem vermiştir” ifadesini kullandı. Bu arada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yaverlerinden Albay Semih Okyar, Talabani’nin Esenboğa Havalimanı’ndaki uğurlanma törenine sivil kıyafetle geldi. Senegal’de düzenlenecek İslam Konferansı Teşkilatı toplantılarına katılmak üzere Moritanya’ya giden Dışişleri Bakanı Ali Babacan, bir soru üzerine Talabani’nin ziyareti sırasında Türkiye ile Irak arasında dar değil genel anlamda bir işbirliği ve diyalog sürecinin başlatılmasına ilişkin olarak, “Bu öneriyi değerlendireceğiz ama henüz net, kesin verilmiş bir karar söz konusu değil. Ama Irak’la olan ilişkileri her alanda geliştirmek istiyoruz” dedi. ‘Kral Çıplak!’ Diyenler... “Dinimi yaşamak istiyorum, diyenler çoğu kez daha fazlasını söylüyor... Türkiye’de bir inanmışın ibadetini yapamaması gibi bir tehlike mi var günümüzde?.. Dinimi yaşamak istiyorum diyenlerin ideolojik bilinçli kesimi, hayatımın her anını dini kurallara göre yaşamak istiyorum, demek istiyor, yani şeriat...” Üniversiteler, Abdullah Gül’ün dediği “inançların özgürce yaşandığı yerler olmaktan çok, özgürce tartışıldığı, sorgulandığı yerlerdir... Türban meselesi bundan prim yapmak isteyen politikacılar tarafından kaşına kaşına azdırıldı..” “Türkiye, kalkınma, sekülerleşme ve aydınlanma süreçlerini tamamlamış olsaydı, bu sıkıntılar olmazdı.. o zaman bütün bunlar kişisel tercihler olurdu. Ama kimse kendini aldatmasın, henüz orada değiliz.. türban ne kadar kişisel tercih, ne kadar özgür kadının, ne kadar aile erkeklerinin tercihi?.. Bizim İslamcılar bu konuda toplumu yanıltıyorlar... Gül dahil... Eşimin türbanı bireysel tercihidir, diyor, acaba?..” “İslamcılar askere ne kadar kızarlarsa kızsınlar ordu kurumunu doğrudan eleştirmezler pek. Genellikle liberallerin, ikinci cumhuriyetçilerin... arkasına sığınırlar, onların yazılarına sayfalarını açarlar.. ödüller verirler, televizyon programları yaptırırlar.” ??? Gazeteci, Bilgi Üniversitesi’nde iletişim profesörü Haluk Şahin, Devrim Sevimay’ın kışkırtıcı sorularına verdiği yanıtlarla örülen söyleşi kitabı “Ötekiler”de (Say Yayınları), 1990’lardan bu yana Türkiye’nin değişen yüzünün fotoğrafını çekiyor; ideolojik ve siyasal yol ayrımlarını, liberallerin büyük desteğiyle AKP’nin iktidarını ve yaşamakta olduğumuz günlerin pek çok karmaşıklığı üzerine düşüncelerini ve değerlendirmelerini paylaşıyor okurla. Şahin’in Avrupalılara Türkiye hakkında “duymasını istedikleri” şeyleri anlatan AKP’ye eklemlenmiş bir kısım aydını “Yeni Dragomanlar” olarak sınıflandırması da dikkati çekiyor. “Yabancıların ve özellikle AB memurlarının Türkiye’yle ilgili eleştirilerini külliyen ve peşinen doğru kabul edenler... Türkiye yerden yere vurulunca bunların yüreği yağla bal bağlıyor.. Türkiye’ye tiksintiyle bakıyorlar... AB memurları bunlarla konuşmayı tercih ediyor.” Daha neler diyor Haluk Şahin? “Liberalİslamcı ittifakın en sevdiği eleştiri de devrimlerin yukarıdan inmesi.. Aksi mümkün müydü?” sorusuna, “Tabii ki hayır. O radikal devrimleri, o günün somut koşulları içinde halkoyuna başvurarak gerçekleştiremezdiniz. Bunların çoğu yaşam tarzıyla ilgiliydi ki insanların en muhafazakâr oldukları alan budur. Hele kadınlarla ilgili reformlar.. Türk kadını siyasi hakları Avrupa’da en erken kazanmışlar arasındadır. Bunun demokrasi puanının Atatürk’e verilmesi gerekmez mi?” İslam coğrafyasında ne görüyor dünya: “Yoksulluk, despotluk, eşitsizlik, cehalet.. Ezilen, sömürülen kadınlar.. bağnazlık ve şiddet. Yani Atatürk’ün cebelleşmek zorunda kaldığı temel sorunlar.. Bu sorunları çözme yolunda ilerlemiş tek ülke var: Türkiye.. iyi kötü işleyen bir demokrasi var, çağdaş kurumları var, kadın eğitimi konusunda epey yol almış. Niçin yapabilmiş bunu? Birilerinin ‘Jakoben’ diye karalamaya çalıştığı reformlar sayesinde. Yani Atatürk sayesinde”.. Liberallerin, Atatürk düşmanlığının rantını AKP iktidarı altında yediklerine değinen Şahin, bugün dünyada Atatürk ne büyük insanmış diyenlerin sayısının giderek arttığını ve Mustafa Kemal’in 20. yy’dan 21. yüzyıla fikirleriyle geçen ve daha çok yaşayacak neredeyse tek lider olduğunu vurguluyor ve ülkemizde kadınların bunun mücadelesini üstlendiğine işaret ediyor... Sorunu, kadınlar çözecek! AKPliberal ortaklığının karşıtlığı gelişiyor. “Büyük Cumhuriyet mitingleri bu fenomenin bir işaretiydi.” Bir de gençler arasında müthiş bir Atatürk kültünün yayıldığına işaret ediyor, Haluk Şahin! ??? “Ötekiler” söyleşisinde, Haluk Şahin, pek çok olaya “Kral çıplak” gözüyle bakıyor. LiberalAKP ittifakının al gülümver gülüm alışverişinin ayrıntılarından tutun, bütün siyasal akımların yıprandığı 1990’ların sonunda AKP’nin yükseliş nedenlerine, Türkiye’nin dinci muhafazakârlaşmasına ve nereye gideceğinin ucunun tamamen açık olduğuna kadar pek çok güncel konu, kitapta... Haluk Şahin, dinci muhafazakârların ideolojik savaşı da kazanmaya başladığına dikkat çekerken ulusalcılara da eleştiri oklarını yöneltiyor... En çok da demokrasiye sahip çıkmamak, demokrasiyi liberallere ve AKP’ye bırakmak noktasında... Haklı! Çünkü liberaldinci ittifak, demokrasiyi, ülkeyi dincileştirmekte başarıyla kullanıyor. İktidar odaklarına her zaman mesafeli olmayı ve eleştirel kalmayı mesleğin olmazsa olmazı gördüğünü belirten Şahin’in söyleşisi, okunma ve tartışmayı hak ediyor... Bazı konularda hemfikir olmasanız bile. Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun, iyi pazarlar! BAKANLAR BULUŞTU Irak’tan doğalgaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Irak Petrol Bakanı Hüseyin Şehristani’yle görüşerek elektrik, doğalgaz ve petrolde Irak’la çok önemli projelerin hayata geçirileceğini açıkladı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’yle birlikte Ankara’ya dün gelen Irak Petrol Bakanı Hüseyin Şehristani’yle bir araya geldi. Görüşmenin ardından açıklama yapan Bakan Güler, Türkiye’yle Irak arasında yakın dönemde elektrik, doğalgaz ve petrolde önemli projelerin hayata geçirileceğini söyledi. Güler, “Hem elektrik hem doğalgaz hem petrolde çok önemli ilişkilerimiz olacak. Şehristani kardeşimiz son derece bu konuda Türkiye’yle işbirliğine hazır. Değişik rotalar düşünülüyor. Burada KerkükYumurtalık’a paralel boru hattı, uzun dönemdeki esas çalışma. Bu arada Akgas Sahnası’nın gelişmesinin geliştirilmesi söz konusu. Yakında bir ihale olacak” dedi. Başbakan Erdoğan, Talabani’yi öğle yemeğinde ağırladı. Üstü kapalı sıcak takip anımsatması ? Uzun tartışmalar sonrasında davet edilen Talabani’nin, Ankara temaslarında kullandığı kelimeleri dikkatlice seçtiği görüldü. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani Ankara temaslarında kullandığı ifadeleri oldukça dikkatli biçimde seçti. Talabani, ilk olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığı ortak basın toplantısının ardından soruları yanıtlarken, Ankara ile Bağdat İçişleri Bakanlıkları arasında imzalanan, ancak içinde sıcak takibe ilişkin madde bulunmadığı için Türkiye’nin askıya aldığı anlaşmayı gündeme getirdi ve düzenlemenin Irak tarafından yürütüldüğünü belirtti. Bu durum diplomasi çevreleri tarafından özellikle “Bundan sonra sınır ötesi operasyon yapmadan önce Irak’tan izin almanız gerekiyor” iması olarak yorumlandı. Talabani PKK ile ilgili açıklamalarda da örgütü “incitmemeye” gayret etti ve topu Mesut Barzani yönetimindeki Kürt Bölgesel hükümetine attı. Talabani “Biz, bir Müslüman ülke olarak komşularımıza karşı kendi ülkemizde kendine güvenli bir bölge oluşturan ve başka komşu ülkelere karşı silahlı eylemlerde bulunan herhangi bir gruba tabii ki karşıyız, bunu kabul etmeyiz. Bölgedeki Kürt yönetimi burada bulunan PKK unsurlarına baskı yaparak ya silahlarını bırakmalarını ya da bölgeyi terk etmelerini iletti, istedi. Zira kendilerine bölgede büyük bir sorun yarattıklarını belirtti. Özellikle de en büyük ülke olarak gördüğümüz, komşu ülke olarak gördüğümüz Türkiye’ye karşı bir silahlı eylem yapıyorsa, bunu asla kabul etmediğimizi söyledik” diye konuştu. obursali?cumhuriyet.com.tr CUMHURİYET 06 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle