03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 2008 PAZAR 2 “Batı, Doğu’daki ülkelerin bazı ıslahat tedbirleri ile yetinmesini ister. Doğudaki ülkeler ne kadar otokratik iseler, onlarla anlaşmanın daha kolay olacağını, onlara bir şey empoze etmenin, nihayet birkaç adam, küçük bir ekip kanalından geçeceğini bildiği için aslında onları tercih eder. Ben onların medeniyet getiricilik misyonuna inanmıyorum. Aslında bir emperyalizm getiriyorlar. Bu emperyalizm de onların iktisadi büyümelerine daha fazla güç katıyor. Daha fazla büyüyorlar.” (Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya, 1985) Emperyalizmin, kapitalizmin gerçek yüzünü apaçık sergileyen satırlardır bunlar!.. Uygarlığı kimselere kaptırmak istemeyen sömürgen güçlerin geri kalmış ülkelere yıllardır uyguladıkları davranıştır... ??? Bir gün Prof. Crozat, ardı ardına bir sürü partinin kurulduğunu görünce Tunaya’ya sormuş: “Mademki Türkiye’de bu kadar siyasi parti kuruldu, niçin demokrasi bir türlü gerçekleşmedi?” OLAYLAR VE GÖRÜŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Tarık Zafer Tunaya’nın o dev çalışması “Türkiye’de Siyasi Partiler”inin başlangıcı bu sözler mi olmuş? Üç koca cilt! Dördüncüsü de hazırlanıyordu, ne çare ki Tunaya’nın yaşantısı sona erdi. Yine de bize bıraktığı yapıt, her zaman başvurulacak, bize nice dersler, ibret alınacak örnekler sunan bir çalışmadır. Emperyalizmin birkaç adamla, küçük bir ekiple anlaşarak isteklerini gerçekleştirme yolu, günümüzde de egemenliğini sürdürüyor... Başlıca yöntem, “Böl ve Yönet”tir. Geri kalmış bir ülkeyi dört yandan sarmalayarak, kendi özlemlerine uygun bir biçim vererek sömürmek!.. ??? Bizimki gibi geri kalmış toplumlarda durmaksızın yeni partiler kuruldu, daha da kurulacak.. ama demokrasi bir ‘Birkaç Adam, Küçük Bir Ekip!’ türlü gerçekleşmeyecek. Seçimle ya da seçimsiz yönetimi ele geçirmiş “birkaç adam ya da küçük bir ekip” emperyalizmin her zaman oyuncağı olacaktır. İşine öyle geldiği, çıkarını onda bulduğu için... Böl ve Yönet!.. Şu görünüşe bakın, binlerce askerimiz Kuzey Irak dağlarında yıllar yılı sinsi sinsi kanımızı emenlerle savaştı, belki daha da savaşacak... Düne kadar kim güç verdi onlara? Şimdi niye gücünü çeker gibi oldu? Niye içte, dışta bölgesel kalkışma girişimleri, kanlı oyunlar yaşatılıyor? ??? ABD bize dost mu? Şu anda bize yardım mı ediyor? Neyin karşılığında? Afganistan’da sıkıştığı, Türk askerini yardıma çağırmak zorunda kaldığı için mi? Bu iş biter gibi olsun, “Gelin on bin askerle buraya” derse ne olacak? Bu böl ve yönet ABD’nin, daha doğrusu emperyalizmin eski oyunu. Şimdi Balkanlar’da, Ortadoğu’da, Asya’da, Güney Amerika’da.. hemen her yerde... En güncel olanı da, Türkiye’de!.. Bilimsel Eğitim ve Danıştay Mustafa GAZALCI anıştay 8. Dairesi’nin zorunlu din derslerinin içeriğiyle ilgili verdiği hukuka aykırılık kararı AKP yöneticilerini, Milli Eğitim Bakanı’nı, Diyanet İşleri Başkanı’nı nedense kızdırdı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Dengir Mir Mehmet Fırat ta Amerika’dan kararı tam anlayıp okumadan “Bu senin görevin değil” diyerek Danıştay’a yüklendi. Yargı kararlarını bakanlığında uygulamayan Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik de “Biz o değişiklikleri zaten yaptık” diyerek her zamanki gibi kamuoyuna yanlış bilgi verdi. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Bardakoğlu’nun açıklamaları ise hukuk devleti ile hiç bağdaşmıyor. Hukuk devletinde yargı organları din adamlarına danışarak karar vermezler. Üstelik konu din değil, eğitimdir. Eğitimin laik bir ülkede din etkisinden ayrı, bilimsel yapılmasıdır. Anayasada ve PENCERE Feto Artık Küresel Güç... Son günlerde Fethullah Gülen için tezgâhlanan yayınlara payan yok... İnanmayacaksınız ama, dinci Feto, kendi medyasında, Aydınlanmacı İmmanuel Kant ile kıyaslanıyor... Meşhur The Economist dergisi de son sayısında Fethullah Gülen’i yere göğe koyamamış... Feto “küresel bir güç”müş... Eğitimciymiş... 90 ülkede 500’ü aşkın okul kurmuş.. Dünyanın önde gelen Müslüman grubu imiş.. Müslüman olmayan dünyanın da (Hıristiyan, Musevi) beğenisini kazanmış.. Daha neler de neler... ? Doğrudur... Türkiye’den kaçarak Amerika’da Pensilvanya’ya yerleştikten sona Feto’nun şansı bir açıldı ki demeyin gitsin... Bush’un elinde uğur var... ABD Başkanı’nın eli kime değiyorsa maşallah o kişinin tuttuğu altın oluyor; bunun bir kanıtı da RTE... Bu arada Yargıtay da Fethullah Gülen’i akladı... Yakında Feto Amerika’nın BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) kapsamında “Ilımlı İslam Devleti Modeli” için Türkiye’ye dönecek... Tam zamanıdır... Ayetullah Humeyni Paris’ten İran’a döndüğünde radikal İslam devletini kurmuştu... Bizimki ılımlısını kuracak... ? Geçen gün birisi sordu: Ilımlı İslam ne demek?.. Amerika’da mukim Fethullah Gülen demek... Nasıl?.. Ilımlı İslam, Feto gibi Papa Hazretlerine biat edecek, Amerika’nın talimatına boyun eğecek, Ortadoğu’da emperyalizmin buyruğuna girecek... Sonra?.. Sonrasında pişmiş aşa soğan doğrayacak... ? Aş pişiyor.. Pişti gibi.. Amerika BOP’a göre Türkiye’yi çekip çeviriyor... Doğrusu eloğlunun ustalığı karşısında insan parmak ısırıyor, biz hepimiz (askersivil) dünyayı yönetenlerin yanında yaya kalırız... Adamlar bizim askerin başarılı Kuzey Irak operasyonunu BOP için kullanmayı nasıl da becerdiler?.. Peki, ne diyorsunuz?.. Biz de Türkiye’de nice satılmışla, nice dincinin ve nice seçkinin yaptığı gibi bükemediğimiz eli öpelim mi?.. ? Amerikancı AKP ile Amerikancı Feto Güneydoğu sorununu halledecekler... Feto, meşhur yıllık toplantısını bu ay “Diyarbakır Platformu” diye düzenliyor; daha doğrusu tezgâhlıyor... BOP kapsamında “Ilımlı İslam Devleti Modeli” federatiftir; “model” sandıkta kotarılacağı için demokratik olduğunu savunacak entellerini de kolaylıkla bulmuştur ve bulacaktır... ? Oyunun artık gizlisi saklısı kalmadı; Amerikan planlaması kör kör parmağım gözüne... Gerçekleşecek mi?.. Ne dersiniz?.. D yasalarda Öğretim Birliği (Tevhidi Tedrisat) de bunun için vardır. Bilimsel eğitim anayasanın ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun (METK) gereğidir. Danıştay, kararında, var olan din dersi kitaplarının içerdikleri konulardan dolayı zorunlu olarak okutulamayacağını belirtiyor. Bu kararı verirken anayasanın ‘Din ve vicdan hürriyeti’ başlıklı 24. maddesine, METK’nin 12. maddesine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına ve Anayasa Mahkemesi’nin 16.09.1998 tarihinde 8 yıllık kesintisiz eğitimin iptaliyle ilgili ret kararına dayandırıyor. Anayasa Mahkemesi, E:1997/ 62, K: 1998/52 sayılı bu kararında şöyle demektedir: “Laik devletin, doğası gereği resmi bir dininin bulunmaması, belli bir dine üstünlük tanımamasını, onun ge? Arkası 8. Sayfada CUMHURİYET 02 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle