07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 MART 2008 PAZARTESİ 4 HABERLER ERDAL ATABEK AKP hükümetinin atadığı ‘vekil’ bürokratlara Cumhurbaşkanı Gül’den ‘asil’ vizesi çıktı 2000’Lİ YILLARDA Sorgusuz sualsiz atama AYŞE SAYIN ANKARA İktidarının ilk 5 yılında bütün kamu kuruluşlarında “eş dost, akraba” kadrolaşmasına giden AKP hükümeti, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in sakıncalı bulduğu bazı bürokratlara yönelik “vetosu”nu da Abdullah Gül’ün Çankaya’ya çıkmasıyla aştı. Gül, özellikle 10. Cumhurbaşkanı Sezer’in vetosu nedeniyle “vekâleten” yürütülen görevlere jet hızıyla asaleten onay verdi. CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in soru önergesine, bakanlıklardan gelen yanıta göre, aralık ayı sonu itibarıyla 75 üst düzey bürokrat asaleten atandı. Gül’ün onay verdiği asalaten atamalar şöyle: 03 Mart 1924 03 Mart 2008... 84 yıl öncesinin Üç Mart tarihi. Üç önemli yasa çıkıyor. Hilafetin kaldırılması. Tevhidi Tedrisat Kanunu Eğitim Birliği Yasası Diyanet İşleri Reisliği ile Erkânı Harbiyei Umumiye Reisliği Yasası. Üç büyük devrim yasası bir günde çıkarılıyor. Halifelik kaldırılıyor, dinsel otoritenin egemenlik gücü kaldırılıyor. Son halife Abdülmecit aynı gece yurtdışına çıkarılıyor. Eğitim Birliği Yasası ile de laik eğitim ile dinsel eğitim ayrılığı ortadan kaldırılıyor, eğitim laikleştiriliyor. Şeriye ve Evkaf Vekâleti kaldırılıyor, başbakanlığa bağlı bir Din İşleri Başkanlığı kuruluyor. Bu da devletin dinsel kimliğinin laikleştirilmesidir. Cumhurbaşkanlığı’na bağlı bir Genelkurmay Başkanlığı kuruluyor. 03 Mart 1924. Seksen dört yıl öncesini düşününüz. Büyük Atatürk’ün Cumhuriyeti kuruluyor. Bir de bugüne bakalım. 03 Mart 2008. Türkiye neleri tartışıyor? Nelerin kavgası yapılıyor? Üniversitelerde türban savaşı veriliyor. Türban bir siyasal simge. Aslında “Üniversite mi, medrese mi?” savaşıdır bu. Üniversite öğretim üyeleri ile medrese mollalarının savaşımıdır bu. AKP yargıyı da ‘ulema fetvalarıyla hükmeden kadılık’ kurumuna çevirmeye çalışıyor. Büyük bir savaşım da orada veriliyor. Halifelik kurumunun kaldırılmış olması bir tarihsel anı. Fethullah Gülen, ‘hocaefendi’ diye anılıyor. Tarikat şeyhleri, tekkeler, tekke cemaatleri ülkenin her yanında siyasete egemen, ticareti ele geçiriyor, eğitim kurumları kuruyorlar. Eğitim Birliği Yasası hiç olmamış gibi. Anaokullarından başlayarak din temelli eğitim kurumları yaygınlaşıyor, artık din temelli olduğu bilinen üniversiteler, dershaneler, öğrenci yurtları var. Din temelli olmayan eğitim kurumlarında da din eğitimi zorunlu ve din ibadeti de normalleştiriliyor. Atatürk’ün ve arkadaşlarının verdiği bağımsızlık savaşını ve kazanımlarını düşünürsek günümüzden utanç duymamız gerekiyor. Siyaset bağımlı, ekonomi bağımlı, kültür bağımlı. Kuzey Irak’a PKK ile savaşmak için giren Türk askerlerinin ne yapacakları ve neleri yapmayacakları Amerika yetkilileri tarafından belirtiliyor ve akıl erdirilmesi zor bir rastlantı ile harekât birdenbire bitiriliyor. Rastlantı, Amerika Dış İşleri Bakanı’nın “Kısa kesilsin” sözleri ve Amerikan yetkililerinin “Artık bitirin” sözleri ile askeri harekâtın ani bitirilişi arasındaki paralellikle kendini gösteriyor. Hey gidi bağımsız Türkiye Cumhuriyeti. 84 yılda nereden nereye gelmişiz!.. Bir halifemiz eksik. Neyse ki ‘dindar bir cumhurbaşkanı’ oturuyor Çankaya’da. Tarihin aynı takvim gününe bakarken ne düşünmeliyiz? Atatürk mü fazlaydı bu ülkeye? Bizler mi eksik kaldık? Şimdi Atatürk’e layık olmak mı? Bütün yanlışlara HAYIR demek için, savaşım bizleri bekliyor... [email protected] [email protected] www.erdalatabek.com ? 10. Cumhurbaşkanı Sezer’in vetosuna karşın, ‘vekil’ bürokrat atamasında inat eden AKP, Cumhurbaşkanı Gül’ün Çankaya’ya çıkması ile durumu tersine çevirdi. Sağlık Bakanlığı: 59. hükümet döneminde görevini vekâleten yürüten 1 müsteşar, 1 teftiş kurulu başkanı, 1 şube müdürü, 1 başhemşire, 2 hastane müdürü, 1 hastane müdür yardımcısı olmak üzere 7 kişi, 60. hükümet döneminde asaleten atandı. Devlet Bakanlığı (Murat Başesgioğlu): Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay ve Genel Müdür Yardımcısı Yunus Akgül’e asaleten atama. Maliye Bakanlığı: Maliye Teftiş Kurulu Başkanı, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü, Gelir İdaresi Başkanı asaleten atandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı: Hukuk Müşaviri, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı, Başkan Yardımcısı, SSK Genel Müdürü ve Hizmet Sunumu Genel Müdürlüğü Kurumsal Hizmetler Daire Başkanı asaleten atandı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı: 1 müdür ve 1 müdür yardımcısı asaleten atandı. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı: Türkiye Taşkömürü İşletmeleri Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Özçelik ve MTA 1. Hukuk Müşaviri Gülşen Erdilek asaleten atandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı: Başmüfettiş Faruk Şahin. Devlet Bakanı Hayati Yazıcı: Yusuf Beyazıt asaleten Vakıflar Genel Müdürü olarak atandı. Milli Eğitim Bakanlığı: 4 genel müdür, 1 bağımsız daire başkan, 2 kurul üyesi, 3 il milli eğitim müdürü olmak üzere toplam 10 personel asaleten atandı. İçişleri Bakanlığı: Tokat, Tunceli, Düzce valilikle rine asaleten atama. Devlet Bakanlığı (Nazım Ekrem): Sermaye Piyasası Kurulu’nda 2 kurul başkan yardımcısı, 8 daire başkanı, 4 daire başkan yardımcısı asaleten atandı. Devlet Bakan lığı (Mehmet Şimşek): Hazine Müsteşarlığı’na 3 genel müdür asaleten atandı. Çevre ve Orman Bakanlığı: 1 Müsteşar Yardımcısı, Orman Genel Müdürü, DSİ Genel Müdür Yardımcısı ve Eskişehir 3. Bölge Müdürü asaleten atandı. Devlet Bakanlığı (Nimet Çubukçu): Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürü, bu kuruma asaleten atandı. Devlet Bakanlığı (Mehmet Aydın): Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü asaleten atandı. Adalet Bakanlığı: 1 müsteşar yardımcısı, 1 genel müdür ve genel müdür yardımcısı asaleten atandı. Dışişleri Bakanlığı: 5 müsteşar yardımcısı ve 1 genel müdür asaleten atandı. RTÜK Başkanı Zahit Akman’ı, bir meslektaş olarak, bir gazeteci olarak çok uzun zamandır tanırım. Konulara sakin yaklaşımını, geçmiş RTÜK başkanlarıyla kıyaslandığında basın özgürlüğü konusunda duyarlı açıklamalarını ilgiyle izlerim. Bazı açıklamalarını ise şaşkınlıkla karşılıyorum. Son üzüntü duyduğum çıkışı, Bülent Ersoy’un açıklamaları üzerine yaptığı değerlendirme ve cezalandırma girişimidir. Akman’ın gazetelerde yer alan açıklaması şöyle: “RTÜK Başkanı Zahid Akman, ‘Medya Okur Yazarlığı’ toplantısına katılmak için geldiği Kocaeli’nde gazetecilerin Ersoy’un sözlerine ilişkin sorularını yanıtladı. Akman şunları söyledi: ‘Bu sözü anlaşılır bulmuyorum. Irak’ın kuzeyine askerlerimiz MGK tavsiyesiyle, Başbakanlığın önerisi ve yüce Meclis’in nerdeyse oy birliğiyle aldığı kararla gönderilmiştir. Cumhurbaşkanı’nın, Başbakanın, Genelkurmay Başkanı’nın ve Meclis’in ortak bir irade ortaya koyarak aldığı bu karar sonrasında yapılan bu mücadele başkasınınsa, acaba bu sözü Zahit Akman’ın DevletYurttaş Kavrayışı söyleyen kim? İster istemez bu soruyu sorma ihtiyacı hissediliyor.’ Akman, bu görüşlerin bir müzik eğlence programında ifade edilmesinden duyduğu rahatsızlığı da, ‘Böyle önemli hassas bir konunun gündeme getirilmesini kesinlikle şık bulmuyorum’ diye dile getirdi.” Akman’ın, MGK tavsiye etti, Başbakanlık önerdi, Meclis oybirliğine yakın bir iradeyle onayladı, o zaman Ersoy kim oluyor da buna karşı çıkıyor değerlendirmesi, üzüntü vericidir. Akman’a göre: Cumhurbaşkanı, Başbakan Genelkurmay Başkanı ve Meclis’in ortak iradesiyle alınan karara Bülent Ersoy karşı gelemez. Bir ülkenin aydınları, sanatçıları ne için var? Gerektiğinde bir kişi bile olsa, bir karara, bir uygulamaya itiraz edebilmek, akıntıya karşı durabilmek, rüzgârı göğüsleyebilmek için... Bir kararın ve uygulamanın arkasında Meclis’in çoğunluğu, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı var diye itiraz edilemeyecek mi? Böyle bir tutumu, hele de önemli bir medya denetim kurumunun başındaki bir kişinin ifade etmesi şık değildir. Böyle basın özgürlüğü olur mu, böyle ifade özgürlüğü olur mu? Zahit Akman devletin kararlarına itiraz edilmez mi demek istiyor? Ben de kendisine diyorum ki, bu ülkede demokrasiyi ve özgürlükleri savunan, bunun bedelini ağır bir şekilde ödeyen birçok aydın ve sanatçı tam da devletin üzerinde ittifak ettiği konulara itiraz etmişler, toplumu uyarmaya çalışmışlardır. Örneğin 1950’li yılların başında Kore’ye asker gönderilmesine karşı çıkan bir avuç aydının başına gelmedik kalmadı. Sırf NATO’ya girmek, ABD’ye yakın olmak için askerlerimiz, hiç ilgimiz olmayan bir savaşa katıldılar, çok sayıda evladımızı alakasız bir savaşın içinde yitirdik. Tıpkı Yeni Zelandalı Anzakların Çanakkale’de bir hiç uğruna ölüp gittikleri gibi. İkinci Dünya Savaşı’nda, devlete egemen olan Nazi yanlısı eğilimle mücadele eden Tan gazetesi, devlet elitinin örgütlediği bir saldırıyla yok edilmişti. 67 Eylül 1955’te yine devlete egemen olan anlayış, basın içindeki bir kışkırtıcı grupla işbirliği yaparak azınlıklara saldırı örgütlemiş ve büyük yıkımlara neden olmuştu. O zaman da bunun bir tertip olduğunu söyleyen bir avuç aydın cezaevlerine atılmışlardı. Örnekleri çoğaltabiliriz. Devletin tepesindeki ittifakın aldığı kararlara kayıtsız şartsız boyun mu eğeceğiz? O zaman bu ülke teksesli bir hale mahkum edilmez mi? ??? Bu kadar devletçi bir bakış açısının, bu kadar merkezci bir anlayışın med ya denetim kurumunun başında bulunan bir meslektaşımıza uygun düşmediği inancındayım. Zahit Akman’ın daha sivil bir yerde durması gerekiyor. RTÜK Başkanlığı, her resmi kurum gibi nazik bir yerdir. Otoritesi yüksek bir yerdir. Böyle yerlerde bulunmak, dikkatli olmayı gerektirir. Hele de bir gazeteci için bu daha da önemlidir. Sonuç olarak kendisi gazetecidir, gazeteciyken kendisinin de benzer sıkıntıları yaşamadığı söylenebilir mi? Ondan gazeteci gibi davranmasını bekliyoruz. ??? Bülent Ersoy, bu ülkenin sanatçısıdır. Devletin Kuzey Irak’a düzenlediği operasyonu doğru bulmadığını söylemiştir. Bunu da bir magazin programında ifade etmiştir. Tepkisini, nerede ifade edeceğine Bülent Ersoy karar veremez mi? Zahit Akman’ın adı geçen kanala ceza verilmesi yönündeki tavrını da anlamak mümkün değil… Kendisine üzüntülerimi iletiyorum. MECLİS’TE BU HAFTA Belediye yasası genel kurulda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, nüfusu 2 binin altında olan belediyelerin kapatılması ve 43 yeni belediye kurulmasın ilişkin yasa tasarısını bu hafta Meclis’ten geçirerek yasalaştırmayı planlıyor. TBMM Genel Kurulu’nda bu hafta görüşülmesi planlanan küçük belediyelerin kapatılması ve 43 yeni belediye kurulmasına ilişkin yasa tasarısına muhalefet, AKP’nin “yerel seçimlere yönelik oy hesabıyla atılmış bir adım” olduğu gerekçesiyle karşı çıkıyor. AKP’nin İzmir’de Konak, İstanbul’da Kadıköy gibi CHP’nin güçlü olduğu ilçelerin de bölünerek, yeni ilçe kurulmasının yolunu açan tasarı nüfusu 2 binin altına düşen 863 belde belediyesi ile 283 ilk kademe belediyesinin kapatılmasını ve çeşitli ilk kademe, belde belediyeleri ile mahalleleri birleştirerek 43 de yeni ilçe kurulmasının önünü açıyor. Büyükşehir belediyelerinin sınırları içinde bulunan 283 ilk kademe belediyesinin 239’unun tüzelkişiliği sona erdirilirken 35’i ilçe belediyesine dönüştürülüyor. İlk kademe belediyelerinin 9’u büyükşehir sınırları dışına çıkarılırken bunlardan 8’i belde belediyesine, 1’i de köy statüsüne getiriliyor. KONULU HADİS PROJESİ ‘Ayıklama değil açıklama yapıyoruz’ FIRAT KOZOK ANKARA Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özafşar, konulu hadis projesi çerçevesinde herhangi bir ayıklama yapılmadığını belirterek “Yapılan şey, hadislerin kendi tarihsel bağlamlarında ifade ettikleri manaları bugün de ifade etmelerine imkân sağlamaktır. Yanlış anlaşılmaları tasfiye etmek, uydurma dediğimiz birtakım hadisler varsa bunlara da işaret etmektedir” dedi. Afşar, proje çerçevesinde yaklaşık 15 bin hadisin taramadan geçirildiğini söyledi. Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar, Diyanet’in hadis projesi çerçevesinde amaç ve hedefleri gazetemize anlattı. Proje çerçevesinde Diyanet’in hadis bilgi bankasında yer alan on binlerce hadisin tarandığını anlatan Özafşar, “Bu hadisleri biz belli bir yöntem çerçevesinde ana temalarına göre gözden geçirdik” dedi. Çalışmada hadislerin tarihi arka planlarının ele alındığını ifade eden Mehmet Emin Özafşar, “Bu bir ayıklama çalışması değil, açıklama çalışmasıdır, bir izah çalışmasıdır” diye konuştu. Çalışmanın yabancı basının yansıttığı şekilde bir reform olarak da yorumlanmaması gerektiğini belirten Mehmet Emin Özafşar, şöyle devam etti: “Neden reform değildir? Çünkü İslamın kendisi dinler tarihinde, dini gelenekte bizatihi bir reformdur. Bozulmuş, dejenere olmuş, aslını, özünü kaybetmiş din tarihi içinde en büyük reformu İslam yapmıştır. Temellerini ve esasları ortaya koymuştur. Artık bu esasların reforma ihtiyacı yoktur.” Projedeki hedeflerinin, temel bazı konuların günümüzde nasıl anlaşılması olduğunu vurgulayan Mehmet Emin Özafşar, “Amaç, yanlış anlaşılmaları tasfiye etmek, uydurma dediğimiz birtakım hadisler varsa bunlara da işaret etmektedir. Demektedir ki, ey okuyucu bakınız bu hadis, tekniği açısından şöyle sorunludur, içerik bakımından şöyle tutarsızdır, dolayısıyla bu konuda uyanık olunuz, gibi bir ihtarda bulunmaktadır. Yoksa, hadisleri ayıklama, bir tarafa atma gibi amacı yoktur” diye konuştu. AYDINLARDAN ORTAK BİLDİRİ ‘AB konusunda somut adım atın’ İstanbul Haber Servisi Yüzü aşkın akademisyen, sanatçı, yazar, gazeteci, bir bildiri yayımlayarak hükümete Avrupa Birliği (AB) konusunda somut adım atma çağrısında bulundu. Aydınlar, hükümetten “Özgürlük anlayışınızın sadece türbanlı sınırlı olmadığını” kanıtlayacak icraatlar beklediklerini ifade ettiler. Öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, yazar Oya Baydar, Prof. Filiz Ali, avukat Ergin Cinmen, sanatçılar Yavuz Bingöl, Halil Ergün, Prof. Fuat Keyman, eski bakanlardan Ziya Müezzinoğlu, Prof. Baskın Oran ve emekli büyükelçi İlter Türkmen’in de aralarında bulunduğu aydınlar, bildirilerinde hükümete seslenerek AB konusunda “Kaybedilen zamanı telafi etmenizi istiyoruz” dediler. Bildiride, “İhmal ettiğiniz AB projesine, dört elle sarılmamak için artık hiçbir bahaneniz kalmadı. 2008 AB yılı olacaksa, sizden söz değil somut adımlar bekliyoruz” ifadesi kullanıldı. Aydınlar bildirilerinde ifade özgürlüğü ve TCK’nin 301. maddesi konusunda uyarılara yer vererek AB’nin bir dış politika meselesi olarak görülmekten vazgeçilmesi gerektiğini vurguladılar. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle