07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MART 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ISPARTA’DA REHİNE KRİZİ 3 Turhan Selçuk SÖZ ÇİZGİNİN AYDINLANMA EMRE KONGAR Yaralamak yetmedi hastane bastı ISPARTA (AA) Isparta’da silahla yaraladığı arkadaşının getirileceğini düşünerek hastanye acil servisi basan saldırgan M.T., doktor ve 2 kadın memuru rehin aldı, daha sonra uzun süren uğraşlar sonucunda teslim oldu. Edinilen bilgiye göre, çalıntı otomobillere sahte plaka takarak dolandırıcılık yapmak suçundan hükümlü olduğu Rehin alınanların ya öğrenilen M.T. (33), cezaevikınları uzun süre en ne girmesinden sorumlu tuttudişe içinde beklediler. ğu ve Antalya Cezaevi’nde bir süre birlikte kaldığı Hasan Baslı’yı, tabancayla ateş ederek yaraladı. Saldırgan, kaçan arkadaşının hastaneye gideceğini düşünerek Isparta Devlet Hastanesi acil servisini basıp, 1 doktor ve 2 kadın memuru rehin aldı. Güvenlik güçlerinin uzun süre ikna ekmet için uğraş verdiği M.T, önce Doktor Ali Yalçın’ı serbest bıraktı, daha sonra da rehin aldığı 2 kadın memuru salıverdi. Cezaevine girmesine neden olduğu arkadaşını öldüreceğini söyleyen saldırgan M.T, “Bir hafta önce cezaevinden çıktım. İşsizim. Suçsuz yere cezaevine girdim. Kendimi öldüreceğim” diye bağırdı. Isparta İl Emniyet Müdürü Ahmet Kemal Seyhan’ın iş vereceğini söyleyerek ikna etmeye çalıştığı M.T. teslim oldu. Türban, Eğitim ve Yeni Toplum… Tam bir diyalektik ilişki: Belirleyici, belirlenen oluyor; belirlenen de, belirleyici. Sebep sonuç oluyor, sonuç da sebep. ??? Türbanı eğitimle yarattık… Şimdi eğitimi türbanlıyoruz. ??? Türbanı, Osmanlı’dan devralmadık… Cumhuriyet döneminde eğitimle yarattık… Önce İmam Hatip okullarını yaygınlaştırdık… Sonra sadece Kuran derslerinde kızlarımızı türbanladık… Daha sonra bu uygulamayı bütün İmam Hatip okullarındaki derslere yaydık… İmam olamayacaklarını bile bile, kızlarımız için kız İmam Hatip okulları açtık… Yasal olan ve olmayan Kuran kurslarını da yaygınlaştırdık… Sonuç olarak kızlarımızı eğitim yoluyla türbanladık. ??? Şimdi türbanı üniversitelere de egemen kılmak istiyoruz. Böylece yükseköğrenim de türbanlanacak. ??? Eğitim, insanın ve dolayısıyla toplumun yeniden üretilmesidir. Dinci politikacılar eğitim yoluyla, toplumu yeniden üretiyor. Dinci simgelerle donatılmış, dinci çizgide düşünen, davranan, yaşayan bir gençlik, bir halk, bir seçmen kitlesi, bir toplum yaratılıyor. 1940’ların ikinci yarısında başlayan süreç, 1950’de Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle ve 1975’te Demirel’in başkanlığında Birinci Milliyetçi Cephe’nin kurulmasıyla iki kez büyük ivme kazandı. Üçüncü büyük ivme, 1980 askeri darbesiyle ortaya çıktı: Bu darbe ile Türkiye, artık kendini tümüyle dinci toplum mühendisliğine teslim etti. Eski Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın 1970’lerde dile getirdiği “İmam Hatipler yoluyla milliyetçi, vatanperver gençlerin yetiştirilmesi” politikası, topluma tümüyle egemen olmuştu. ??? Türbanın iki özelliği vardı: Birinci olarak, din temelinde savunulmak olanağı vermesinin yanında, erkek egemen feodal toplumun gelenekleriyle de örtüşüyordu. Yani kadının ikinci sınıf vatandaşlığına koşullanmış olan erkek egemen toplumun çocuk yetiştirme ve kızları örtme eğilimiyle örtüşüyordu. İkinci olarak, görünür bir simge olduğu için, “biz” ve “onlar” ayrımını güçlendiriyor, türban konusundaki dayanışma duygusunu pekiştiriyor, mücadeleyi kolaylaştırıyordu. ??? 1970’lerdeki yaygın terörün, gençlik ve üniversite anarşisinin temelinde, üniversite yerleşkelerine egemen olmak isteyen solcu ve sağcı grupların kavgası vardı. Şimdi dinci siyaset bu kavgayı sonuçlandırıyor: Üniversite öncesi eğitimin siyasal iktidarlar tarafından dinci çizgide düzenlenmesiyle, türban yaygınlaştırılıyor, üniversitelere de egemen kılınıyor. Artık eğitim yoluyla üretilen nüfus, başta kamu alanı olmak kaydıyla yaşamın her alanında egemen olacak. ??? Dinci siyaset, erkek egemen toplumsal geleneklerle el ele, dış desteğin de yardımıyla, eğitim yoluyla toplumu yeniden üretiyor, geleceğin Türkiyesi’ni yaratıyor: Gelenekseldinci çizgide, türban örtüsü altında… [email protected] www.kongar.org “MEDYATİK YAŞAM” Adaylar, bugün başlayacak ÖSS ve YDS’ye başvurularını eskisi gibi başı açık fotoğraflarla yapacak Başvurular türbansız olacak CUMHURİYET, KÜLTÜR VE MÜZİK... ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS), Yabancı Dil Sınavı (YDS) ve meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş için başvurular bugün başlıyor. Üniversitelerin lisans veya önlisans programlarına ya da açıköğretim fakültesine gitmek isteyen adayların ÖSS’ye girmesi yeterli olurken, yabancı dil bölümlerinde okumak isteyenler YDS’ye de katılacak. Her iki sınavın başvuru süresi de 7 Nisan’da sona erecek. ÖSS 15 Haziran 2008, YDS ise 22 Haziran 2008’de yapılacak. Ortaöğretim kurumlarının son sınıfında okumakta olan öğrenciler okullarının bağlı olduğu başvuru merkezinden, mezun durumdaki adaylar ise diledikleri başvuru merkezlerinden, içinde 2008ÖSYS Aday Bilgi Formu da bulunan “2008ÖSYS Kılavuzu’’nu 2 YTL karşılığında edinebilecek. Ortaöğretim okul müdürlükleri, ÖSYM Sınav Merkezi Yöneticilikleri ve ÖSYM Büroları ÖSYS’de başvuru merkezi olarak görev yapacak. YTL ÖDENECEK 40 ÖSS’ye girecek adayların kılavuzda belirtilen bankalardan birine 40 YTL, YDS’ye katılacak adaylar da ek olarak 10 YTL daha sınav ücreti ödeyecek. Adaylar, ücreti ödedikten sonra randevu aldıkları başvuru merkezlerine giderek başvurularını gerçekleştirecek. ÖSS kılavuzu onaylandığında, türbanlı başvuruya olanak tanıyan herhangi bir düzenleme yapılmamıştı. Bu nedenle başvurular, eskisi gibi başı açık ve rahatça tanınmaya olanak verecek fotoğraflarla yapılacak. Ancak YÖK’ün, başı kapalı başvurunun olabileceğine yönelik bir karar alması halinde, ÖSYM bunu duyuracak ve karara uygun hareket edecek. Açık oturumun ardından piyanist Fazıl Say, konser verdi. Aydınlardan Say’a destek CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Müzik Eğitimcileri Derneği’nin (MÜZED) düzenlediği ‘Cumhuriyet, Kültür ve Müzik’ konulu açık oturumda dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’ın AKP’ye yönelik eleştirilerine destek yağdı. Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Kültür Sarayı’nda dün düzenlenen açık oturuma gazetemiz yazarı Şükran Soner, ressam ve yazar Fikret Otyam, gazeteciyazar Oktay Ekşi ve MÜZED Genel Başkanı Refik Saydam konuşmacı olarak katıldı. Eski Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüseyin Akbulut tarafından yönetilen açık oturumda konuşan gazetemiz yazarı Şükran Soner, AKP iktidarının ülkemizde kültür sanatı ortadan kaldırmak istediğini belirtti. Soner şunları söyledi: “Atatürk ve Cumhuriyeti kuranlar, kültür ve sanatı ülkede geliştirebilmek için iğne oyası yapar gibi çalışmışlardır. Kültür devriminin üzerinden beş kuşak geçmiştir. Bu beş kuşağın 4.5 kuşağı Atatürk devrimlerini kültür ve aydınlama devrimimizi yok etmek için çalışmışlardır. Bugün büyükşehirlerin varoşlarında Türk ve Kürtler ayrımı yaşanmıyorsa, Yugoslavya’daki gibi çatışmalar yaşanmıyorsa bu Cumhuriyetin çimentosunun sağlam olduğunun göstergesidir. Elbette, çatlamayan çimento yoktur. Ama, bizim çimentomuz, Atatürk’ün devrimleridir. Bizim çimentomuz yüksek şiddetteki depremlere dayanıklıdır.” ÜRKİYE KARŞIDEVRİM ‘T SÜRECİNİ YAŞIYOR’ Piyanist Fazıl Say’ın AKP’ye yönelik eleştirilerine destek veren Soner, “Türkiye 50’den bu yana karşıdevrim sürecini yaşıyor. Fazıl Say’ın söyledikleri bir rastlantı sonucu söylenmiş şeyler değildir. Zamanında ve yerinde söylenmiştir. Bir aydın sanatçı sorumluluğudur” diye konuştu. Konuşmacı Fikret Otyam ise Halkevleri ve Köy Enstitülerinin kapatılmasının Cumhuriyete yapılmış en büyük ihanet olduğunu vurgulayarak “AKP iktidarı Kuzey Irak operasyonunda askerlerin kafasına türban geçirdi. Fazıl Say yaptığı açıklamalar ile Türkiye’de gerçekleri dile getirdi. O, örnek ve Atatürk’ün yolundan giden bir sanatçı olduğunu gösterdi” dedi. Gazeteci Oktay Ekşi de Türkiye’nin 1950’lerden itibaren karşıdevrim sürecine girdiğini belirterek “bu dönemin karşıdevrim sürecinin geldiği en tehlikeli bir boyut olduğunu” ifade etti. Açıkoturumun ardından piyanist Fazıl Say, bir konser verdi. Taksim Tramvay Durağı’nda toplanan kadınlar, slogan atıp pankartlar açtı. ( MEHLİKA AKGÜN) Kadınlardan miting çağrısı İstanbul Haber Servisi 8 Mart Kadın Platformu üyeleri, kadınların kazanılmış haklarının neoliberal politikalarla geri alınmaya çalışıldığını ifade ederek 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Kadıköy’de gerçekleştirilecek olan mitinge çağrıda bulundu. Taksim Tramvay Durağı’nda toplanan platform üyeleri, “Görünmeyen emek sesini yükselt”, “AKP elini emeğimden çek” sloganları atıp “Biz kadınlar, erkek egemenliğine karşı, namus cinayetlerine karşı, cinsel yönelim ayrımcılığına karşı, cinsel taciz ve tecavüze karşı, şiddete karşı, savaşa karşı, militarizme karşı, yoksulluğa karşı, Sosyal Sigortalar Genel Sağlık Sigorta Yasası’na karşı susmayacağız, durduracağız” yazılı pankartlar açtı. Platform üyeleri adına Aysel Kordu tarafından yapılan açıklamada, “Yıllarca mücadele ederek kazandığımız hakları, neoliberal politikalar adı altında açlıkla terbiye etmeye kalkışan tüm haklarımızı geri almaya çalışan bu düzene karşı mücadelemizi yükselteceğiz” ifadeleri yer aldı. CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle