23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MART 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Yabancı sermayeye göre 2007’de beklenen sonuçlar gerçekleşmezken 2008 için tablo olumsuz 13 EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Dış yatırımcı moralsiz Ekonomi Servisi Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) tarafından yapılan Barometre araştırması sonuçlarına göre, doğrudan yabancı yatırımcının yüzde 46’sı enflasyonun yükseleceğini, yüzde 34’ü ise gerileyeceğini düşünüyor. Üyelerin yüzde 61’i gelecek 6 ayda ekonomik istikrarın daha kötüye gideceği görüşünde. Türkiye’de yatırımları bulunan YASED üyesi yabancıların yüzde 61’i, önümüzdeki 6 ayda çalışan sayılarının azalacağını düşünüyor. YASED Başkanı Tahir Uysal, Genel Sekreter Mustafa Alper ve YASED ‘Yeni’ Milli Gelir Serisi, Değişenler, Değişmeyenler Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçen hafta içerisinde milli gelir hesaplarına ilişkin 1998 yılını temel alan “yeni” tahminlerini açıkladı. Gerekçe olarak da kullanılmakta olan 1987 bazlı serinin eskimiş olduğu ve Avrupa Hesaplar Sistemi’ne uyumlu “yeni” serinin daha sağlıklı ve güvenilir rakamlar içereceği kamuoyuna duyuruldu. “Yeni” milli gelir serisinin, “eskisine” görece yaklaşık yüzde 30 daha yüksek değerler taşıdığı görülüyor. Böylelikle borç yükü, bütçe açığı gibi makroekonomik göstergelerin “yeni” seriye oranla daha “olumlu” bir görünüm sergilemesi söz konusu. İleriki günlerde yeni serinin teknik hesaplarına ilişkin daha ayrıntılı bilgiye ulaşacağız. Dolayısıyla, bu aşamada rakamların güvenilirliği veya teknik varsayımlarının tutarlılığı konularını TÜİK’in emekçilerinin açıklamalarına bırakarak şu soruyu sorabiliriz: “Yeni” serinin yayımlanmasının ardından ulusal ekonominin 2001 sonrası büyüme sürecinin niteliğine ilişkin tahlillerimizde herhangi bir değişiklik söz konusu olmalı mıdır? Soruyu yanıtlamadan önce aşağıdaki tablonun yardımıyla 2001 sonrası Türkiye ekonomisinin temel göstergelerini bir anımsayalım. • Türkiye’nin 2002’den başlayarak tekrardan artıya dönen büyüme hızları gerçekten de yıllar bazında iki seri arasında farklılıklar göstermektedir. Ancak 2002 ile 2007 3. çeyreği arasındaki dönemin ortalama hızına bakarsak, iki serinin de yaklaşık bir değer ifade aldığını görmekteyiz: Eski seri ortalaması yüzde 6.6; yeni seri ortalaması yüzde 6.8. • Milli gelir düzeyinin yüksek tahmini sonucunda “yeni” rakamlarla bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 1’in altına; yüzde 45 civarında seyreden iç borç stokunun milli gelire oranı da yüzde 33’e “gerilemiştir”. • Türkiye söz konusu dönemde dış borç stokunu 2001 sonundaki 113.6 milyar dolar düzeyinden, 2007’nin üçüncü çeyreği itibarıyla 237.3 milyar dolara çıkartmış; yani dolar bazında dış borçlarımız iki misli artmıştır. • Dış borç stokundaki artışa paralel olarak Türkiye’nin dış açıkları (cari işlemler açığı) 2002’de 1.5 milyar dolar düzeyinde iken; 2007 sonunda 32.7 milyar dolara çıkmıştır. Söz konusu açığın dolar bazından, ucuz döviz kurunun etkisiyle TL’ye dönüştürülmesi ve böylece “yeni” milli gelir rakamlarıyla orantılandırılması sonucunda cari açığın boyutu yüzde 6.2 ile daha düşük çıkmaktadır. Ancak bu tür bir hesaplama yanıltıcıdır. Zira cari açığın özü itibarıyla döviz cinsinden olduğu ve aslında döviz cinsinden kazançlarımıza orantılandırılması gerektiği bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla, cari açık ve dış borç değerlerinin döviz cinsinden takip edilmesi gereği esastır. Buraya kadar saptadıklarımızdan şu gerçek değişmeden karşımızda durmaktadır: Türkiye’nin 2001 sonrası büyümesi dış kaynaklıdır ve spekülatif niteliklidir. (Medyadaki daha açıkça betimlenmesiyle hormonludur!). Türkiye’nin 2002’den başlayarak birikimli olarak verdiği toplam 118 milyar dolarlık cari açık çoğunlukla spekülatif nitelikli sıcak para finansmanıyla ve arazi satın alımları, şirket el değiştirmeleri ve özelleştirme rantlarına dayalı “sahte” doğrudan yabancı sermaye akımlarıyla finanse edilebilmiştir. 2001 Sonrasında Türkiye Ekonomisi IMFGözetiminde KrizSonrası Ekonomi İdaresi IMFGözetiminde Üçlü Enflasyonu Düşürme Koalisyon Programı Kriz Dönemi’nde AKP İktidarı Altında 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007.Ç3 Milli Gelir Yıllık Değişim (1987 bazlı “eski” seri) 7.4 7.5 7.9 5.8 8.9 7.4 6.1 3.5 Milli Gelir Değişim (1998 bazlı “yeni” seri) 6.8 5.7 6.2 5.3 9.4 8.4 6.9 5.0 Açık İşsizlik Oranı (%) 6.5 8.4 10.3 10.5 10.2 10.2 9.9 9.91 Bütçe Dengesi / GSMH (“yeni”, %) 8.2 12.2 11.3 8.9 5.5 1.5 0.4 Merkezi Yönetim İç Borç Stoku/GSMH (“yeni”, %) 21.7 52.3 43.2 43.1 40.3 37.6 33.1 Toplam Dış Borç Stoku (Milyar Dolar) 118.5 113.6 130.1 144.9 162.2 171.1 207.8 237.3 Cari İşlemler Dengesi (Milyar Dolar) 9.8 3.4 1.5 8.1 15.6 23.1 31.5 32.7 Cari Denge / GSMH (“yeni”, %) 1.7 1.8 0.6 2.2 4.1 4.8 6.2 Kaynak: TC Merkez Bankası (www.tcmb.gov.tr) Hazine Dış Ticaret Müsteşarlığı (www.hazine.gov,tr) (1) 2007 yıl sonu itibariyle. ? YASED’in yaptığı Barometre araştırması sonuçlarına göre, yatırımcıların yüzde 61’i önümüzdeki 6 ay içinde ekonomik istikrarın daha kötü olacağını, yüzde 41’i Türkiye’de ekonomik ortamın daha kötüye gideceğini, yüzde 61’i önümüzdeki 6 ayda çalışan sayısının azalacağını düşünüyor. Cari açığın daha da büyüyeceğini düşünenlerin oranı yüzde 70. yöneticilerinin düzenledikleri basın toplantısında, ekonominin ve yatırımların nabzını tutma amacı taşıyan ve 6 aylık süreyle güncellenen Barometre araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Türkiye’nin büyümeye devam edeceğini fakat büyümenin beklenenden daha az olacağını da söyleyen Tahir Uysal, “Dünya ekonomisiyle entegre olan Türkiye, dünya ekonomisi yavaşlarken bundan ne yazık ki payını alacaktır ve büyüme konusunda bir miktar gerileme olacaktır” dedi. Araştırmaya katılan YASED üyelerinin yarısı 2007 yılının ilk altı ayında üretimde hedeflerinin altında kaldıklarını belirtirken, ihracatta yüzde 58 oranında hedeflere ulaştıklarını, kârlılıkta ise bu oranın yüzde 46’da kaldığını kaydettiler. Yatırımcıların yüzde 59’u son altı aylık dönemde çalışan sayılarının gerilediğini, yüzde 13’ü aynı kaldığını, yüzde 28’i ise arttığını dile getirirken, önümüzdeki altı aylık dönem için ise bu oranlar, aynı sırayla yüzde 61, yüzde 10 ve yüzde 29 olarak ifade edildi. Baramotre araştırmasına göre, Türkiye’deki uluslararası yatırımcıların yüzde 66’sı dünya ekonomisinde “yavaşlama/durgunluk” yaşanacağını bildirirken, yüzde 26’sı Türkiye ekonomisine dönük büyüme beklentilerinde “yavaşlayacak”, yüzde 70’i de “sabit kalacak” görüşünü dile getirdi. Katılımcılar, Türkiye’deki uluslararası yatırımların önündeki en önemli üç engeli; yüzde 61’le “yasal çerçeve ve yasaların uygulanmasındaki sorunlar”, yüzde 59’la “kayıt dışı ekonomi” ve yüzde 51 ile “ekonomik istikrarsızlık” olarak sıraladı. MEHMET ŞİMŞEK: Yeni stand by’a gerek yok Ekonomi Servisi TürkAmerikan İş Konseyi’nin ABD’de düzenlediği “2008 sonrası Türkiye” konulu toplantıda konuşan Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ekonominin küresel çalkantılara dayanacak güçte olduğunu belirterek, IMF ile yeni bir standby anlaşmasına gerek olmadığını ve yeni bir anlaşmanın olası olmadığını açıkladı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, ekonominin küresel dalgaya karşı eskiye göre daha korunaklı olduğunu savunarak “Bu ortamda, ilave kriz yaratılmaması için tüm kuruluşlar daha dikkatli olmalı” dedi. Ekren, dünyada krize karşı hassas olan bölgelerin sayısının arttığına da dikkat çekti. Krizde mola günü ? Amerikan Merkez Bankası’nın faizleri yine aşağı çekeceği beklentileriyle dünya borsaları toparlandı. Ekonomi Servisi Önceki gün 1929 krizinden beri en gergin günü yaşayan dünya borsaları, ABD Merkez Bankası’nın faizleri 1 puan aşağı indirebileceğine ilişkin “tüyo”larla yeniden toparlandı. Dün açıklanan bazı bankalara ilişkin olumlu bilançolar da toparlanmaya yardım etti. Türkiye’deki para ve menkul kıymet piyasaları da buna paralel olarak yükselişe geçti. Bu durum, AKP’yi kapatma istemiyle açılan davanın kısa vadeli etkilerinin sanılandan çok daha sınır FED’DEN 0.75 İNDİRİM WASHİNGTON (AA) ABD Merkez Bankası (Fed), gösterge faiz oranını yüzde 0,75 indirdi. Fed’in para politikası organı Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC), dün yaptığı toplantıda, faiz oranının yüzde 3’ten, yüzde 2,25’e çekilmesini kararlaştırdı. Reuters ajansı, indirim miktarının, “mali piyasalardaki birçok kesimin beklentisinin altında kaldığı” yorumunu yaptı. Bu yılın başında yüzde 4,25 olan temel gösterge faiz oranı 22 Ocak’ta yüzde 0,75, bundan 8 gün sonra ise yüzde 0,50 daha düşürülmüş ve yüzde 3’e çekilmişti. lı kaldığını da gösteriyor. İMKB dünkü ikinci seans kapanışında yüzde 3.3 yükseldi. Dolar 1.23 YTL’ye, Avro 1.94 YTL ’ye geriledi. Krizin merkezi ABD’deki olumlu tansiyonda, ABD’nin iki büyük bankasından gelen haberler etkili oldu. Lehman Brothers’ın birinci çeyrekte hisse başına kârı 0.73 dolar olması beklenen hisselerinin 0.81 dolar olarak gerçekleşmesi de pay sahibi oldu. Önceki gün tarihi yükselişini yaşayan Avro’nun İsviçre’nin Zürih kentindeki UBS Bankası’nda tasnif edilişinden bir kare. ATAĞA GEÇECEK Index Afrika yolunda Ekonomi Servisi Index Grup, 2009’da Afrika pazarına açılmayı hedefliyor. Özellikle Ortadoğu Afrika’da bilişim teknolojileri alanında bir boşluk olduğunu dile getiren Index Grup Üst Yöneticisi Erol Bilecik “Afrika bilişim pazarına satın alma yolu ile girmeyi istiyoruz” dedi. Türkiye’deki bilişim pazarını değerlendiren Bilecik, “Kişisel bilgisayar sahiplik oranı halen yüzde 1617 gibi düşük bir oranda. Bu oranın 2008’de yüzde 2526 olmasını bekliyoruz. Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa ve Adana’dan sonra en fazla dizüstü bilgisayar satılan ilimiz Konya oldu” dedi. B İ L G İ T O P L U M U N A D O Ğ RU / ÖZLEM YÜZAK ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr Yok yok, popülizm yapıp “Kardeşim bu halkın hâlâ en önemli besin maddesi ekmek, tutup neden zam yapıyorsunuz?” demeyeceğiz... Üstelik herkes biliyor ki tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de geçen haftalarda buğday fiyatı arttı. Ancak şu soruyu sorabiliriz: Ekmeğe zam gerçekten buğday fiyatındaki artış yüzünden mi? Türkiye Ziraatçiler Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin, ekmekteki son fiyat artışlarının un ve mazot da dahil olmak üzere girdilerdeki artışların çok üzerinde olduğunu söylüyor. Masamda duran TZD’nin “Gıda Enflasyonu: Nedenleri ve Alınabilecek Önlemler” raporu son derece kapsamlı. Küresel gelişmelerin yanı sıra Türkiye’nin son yıllardaki tarım politikalarının nasıl üretim odaklı olmaktan çıktığını da gözler önüne seren bir çalışma. Yer darlığından bu yazıda, ekmek ve buğday arasındaki ilişkiye ve haksız zamma değinebileceğiz. Rapora göre ekmekte maliyeti Politikasızlığa Devam, Ekmeğe Zam... oluşturan unsurlar arasında unun oranı ortalama yüzde 30 (buğday fiyatı olarak bakıldığında yüzde 20), mayanın yüzde 5, enerjinin yüzde 20, işçiliğin ise yüzde 4060. Raporda ekmek üretiminde maliyeti etkileyen en önemli etkenin fırın başına üretilen ekmek miktarı olduğu, işçilik ve genel işletme giderlerinin önemli bir bölümünün sabit giderler olduğu ve toplam ekmek üretim miktarı arttıkça, bir ekmek başına düşen maliyetin azalacağı vurgulanıyor. Peki neden ekmek başına düşen maliyetin düşürülmesi için çaba sarf edilmiyor da işin en kolayı olan zam çözüm olarak sunuluyor? İşte işin püf noktası burada... Sistemsizliğin sürekli olarak beslendiği, konu ile ilgili diğer kesimlerin (tüketici ve üretici birlikleri, hatta devletin ilgili kurumlarının...) saf dışı bırakıldığı bir yapı ve fiyat belirleme politikası içinde, niçin farklı çözümler üretilsin, bunun için kafa yorulsun ki? İbrahim Yetkin ile telefonda sohbet ediyoruz. İstanbul’da her gün 18 milyon ekmek üretildiğini, bunun 16 milyonunun tüketildiğini, 2 milyonun ise çöpe gittiğini anlatıyor... Dahası da var. Fırın sayısı gerçek ihtiyacın çok üzerinde. Üstelik bunların önemli bir kısmı da kayıt dışı. Maliyet nasıl düşürülmeli? sorumuza verdiği yanıt da şöyle: “Fırın sayısı azaltılmalı, çok fazla fırın var. Bu, fırın başı üretimi düşürüyor. Dolayısı ile maliyet artıyor. Ayrıca bayi/bakkal kârı da sınırlandırılmalı. Bu hususlara uyulduğunda ekmek fiyatları ucuzlatılabilir.” Türkiye’de ekmek fiyatlarının belirlenmesinde neredeyse tek söz sahibi, ekmek üreticileri. Üreticitüketici ve kamu dengesi asla gözetilmiyor. AB ülkelerinde ise tüketici bu sürecin her noktasında ağırlığını koyuyor.... Ekmeğe zam Türkiye’deki gıda enflasyonu sorununun yalnızca bir boyutu. Sistemsizlik ve üretim odaklı tarım politikalarının oluşturulamaması Türkiye’yi başta buğday olmak üzere hububat üretiminde sürekli geriletiyor ve ithalata bağımlı hale getiriyor. Bir yandan küresel ısınmaya bağlı olarak kuraklığın tüm dünyada artması küresel buğday fiyatlarını arttırırken, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin beklenti ve taleplerinin hızla artması da temel gıda ürünlerine ulaşabilecek nüfusun azalmasına neden oluyor. Sulama sistemini hâlâ oturtamamış ve su yönetimini oluşturamamış olan ülkemizde, yıllardır izlenen yüksek girdi düşük ürün fiyatları birçok küçük ve orta ölçekli çiftçinin üretimden çekilmesine yol açtı. Tarım Bakanı bu perşembe 2008 2012 tarım vizyonunu açıklayacakmış. Umarız bu kez hatalardan ders alınır ve üretim odaklı bir tarım politikasının taşları döşenebilir... Konuyu yakından izleyeceğiz... SAKARYA l. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI Sayı: 2003/7 Satış Satılmasına karar verilen gayrimenkulun cinsi, kıymeti, adedi ve evsafı: Yukarı Kirazca Köyü, Yukarı Kum mevkii, eski Parsel: 341 yenilenmekle, Ada: 2595, Parsel:32 olup, eski parselin yüzölçümü 11880,00 m2 iken, yenilenmekle 11848,00 m2 olduğu, taşınmazdan daha önceleri Kum malzemesi alınmış, üzeri çakıl ve mıcır malzemesi depolanarak kullanılmıştır. Güneyinde Sakarya nehri, kuzeyinde tarla yolu ve dava konusu parsel bulunduğu, m2’si 3.50 YTL. olup, 41.580,00 YTL değerindeki gayrimenkul (Satış saati 14.00 14.15 saatleri arasında). SATIŞ ŞARTLARI: 1 Satış 12.05.2008 Pazartesi günü, saat 14.0014.15 saatleri arasında, Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi salonunda açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60 ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamı ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 22.05.2008 Perşembe günü, saat 14.0014.15’e kadar Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi salonunda ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse, gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bir bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir.Tellaliye ücreti, tapu harcın yarısı satış bedelinden ödenir. Tapu harcın yarısı, damga resmi vergisi ve %18 KDV masrafları alıcıya aittir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp, daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan, tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın, dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bu örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2003/7satış sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 18.02.2008 (İİK.nun l26) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Not: Adresleri belli olmayan hissedarlar Sevim Işık ve Ruziye Seren adına gayrimenkul açık arttırma ilanın Tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (Basın: 13470) Dosya No: 2007/751 Satılmasına karar verilen gayrimenkullerin cinsi, kıymeti, adedi,evsafı: AElmalı İlçesi, Yapraklı Köyü, Kocağacı Mev. 101 ada 454 parselde tapuya kayıtlı, 2518,84 m2 miktarındaki tarla cinsindeki taşınmazın tam hissesi. Taşınmaz, sürülmemiş boş tarla durumundadır. Söz konusu parsel meyilli olup, toprak yapısı, killi tırılı yapıya sahiptir. Taşınmazın tam hissesine 2.518,84 YTL kıymet takdir edilmiş ve taşınmaz bu bedel üzerinden satışa çıkarılmıştır. B Elmalı İlçesi, Yapraklı Köyü, Kozağacı Mev. 101 ada 455 parsel de tapuya kayıtlı 3315,53 m2 miktarındaki tarla cinsindeki taşınmazın tam hissesi. Taşınmaz, sürülmemiş boş tarla durumundadır. Söz konusu parsel meyilli olup, toprak yapısı, killi tınlı yapıya sahiptir. Taşınmazın tam hissesine 3.315,53 YTL. kıymet takdir edilmiş ve taşınmaz bu bedel üzerinden satışa çıkarılmıştır. C Elmalı İlçesi, Yapraklı Köyü, Kırındı Mev. 101 ada 1164 parsel de tapuya kayıtlı 2820,05 m2 miktarındaki tarla cinsindeki taşınmazın tam hissesi. Taşınmaz, sürülmemiş boş tarla durumundadır. Söz konusu parsel meyilli olup, toprak yapısı, killi tınlı yapıya sahiptir. Taşınmazın tam hissesine 5.640,10 YTL. kıymet takdir edilmiş ve taşınmaz bu bedel üzerinden satışa çıkarılmıştır. D Elmalı İlçesi, Yapraklı Köyü, Kırındı Mev. 101 ada 1165 parselde tapuya kayıtlı 1239,45 m2 miktarındaki tarla cinsindeki taşınmazın tam hissesi. Taşınmaz, sürülmemiş boş tarla durumundadır. Söz konusu parsel meyilli olup toprak yapısı, killi tınlı yapıya sahiptir. Taşınmazın tam hissesine 2.478,90 YTL. kıymet takdir edilmiş ve taşınmaz bu bedel üzerinden satışa çıkarılmıştır. A bendindeki taşınmaz 25.04.2008 Cuma günü saat 14.0014.10 arasında Elmalı İcra Müdürlüğünde; B bendindeki taşınmaz aynı tarih ve gün saat: 14.1514.25 arasında, aynı yerde; C bendindeki taşınmaz aynı tarih ve gün saat: 14.3014.40 arasında, aynı yerde ; D bendindeki taşınmaz aynı tarih ve gün saat: 11.4511.55 arasında, aynı yerde; açık artırma suretiyle satılacaktır. Bu artırmalarda tahmin edilen kıymetlerin % 60’ını ve rüçhanlı alacakları varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 05.05.2008 Pazartesi günü aynı yer ve de saatte de ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktarlar elde edilmemişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki. artırma bedellerinin malların tahmin edilen kıymetlerinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetlerin % 20’si nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale pulu, tapu harç ve masrafları ile KDV ve teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye ve birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin bu gayrimenkuller üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. Şartnameler, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilir. Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/751 sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 05.03.2008 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 13704 ELMALI İCRA DAİRESİ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI Gözlemlerimize bir de büyüme sürecinin istihdam üzerindeki etkilerini ayrıştırarak devam edelim. Türkiye ekonomisinin son dönemde yüksek hızlı büyüme konjonktürü içinde olmasına rağmen yeterince işgücü istihdamı yaratamadığı bilinmektedir. Kısacası, Türkiye istihdamsız büyüme sergilemektedir. “Yapısal reformlar” ve “esnek işgücü piyasalarına yönelik uygulamalar”, yüzde 10 düzeyinde seyreden açık işsizliğin, gerilemekte olan reel ücretlerin ve yüzde 50.1 düzeyinde süregelen kayıt dışı istihdamın önüne geçememiştir. Aşağıdaki şekilde GSYİH’deki yıllık değişimler, toplam istihdamın yıllıklandırılmış değişim oranlarıyla karşılaştırılmaktadır. Şekil’de resmedilen yıllık yurtiçi reel hasıladaki artışlar, istihdam verileriyle karşılaştırıldığında, büyümenin çok cılız istihdam artışları yaratabildiği ortaya çıkmaktadır. 2001 sonrası dönemde toplam yurtiçi reel hasılanın yıllık artış ortalaması yüzde 6.8’e ulaşmış iken, 2007 sonu itibarıyla toplam istihdamda net bir artış kaydedilmemiş durumdadır. Kaynak: TCMB veri dağıtım sistemi, www.tcmb.gov.tr Şekil’de resmedilen milli gelir verilerinde ister “eski”, isterse “yeni” seri tahminleri kullanılsın, büyümenin “kayıt dışı istihdamı özendirici ve istihdamsız” nitelikte olduğu gerçeği değişmeyecektir. Görüleceği gibi, “istihdam yaratmayan büyüme” olgusu önceleri 20032004 arasında gözlenir iken, özellikle 2006 sonrasında daha da belirginleşmiştir. “İstihdam yaratmayan büyüme” sorunuyla Türkiye giderek “Latin Amerika” ülkelerini andırır bir tarzda “spekülatif” ve “dışa bağımlı” özellikler sergilemeye devam etmektedir. Ucuz dövizin özendirdiği ithalata bağımlı ve sermaye yoğun sanayileşmenin faturası giderek daha yoğun bir şekilde ulusal istihdam kayıpları olarak karşılanmaktadır. Milli gelir hesaplarının, öne sürüldüğü üzere gerçekten daha “sağlıklı” ve “tutarlı” olarak tahmin edilebilmesi sadece bu gerçeğin daha da belirgin olarak ortaya çıkmasına olanak sağlayacaktır. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle