09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 MART 2008 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y Y Y B B Y 14 17 16 14 19 20 19 17 14 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y B B B Y Y B B B 16 20 15 16 14 14 13 11 18 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B Y 21 21 17 19 16 18 2 9 4 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurt geneli parçalı çok bulutlu, Marmara, Kuzey ve İç Ege, Batı Karadeniz, Batı Akdeniz’in içi kesimleri ile İç Anadolu’nun batısı yağmur ve sağnak yağışlı geçecek.Hava sıcaklığında önemli bir değişiklik beklenmiyor. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y 5 K 3 Y 5 Y 13 Y 10 Y 9 Y 12 Y 7 Y 7 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y B B Y Y Y B PB Y 10 12 20 11 12 12 18 21 12 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y PB PB PB PB Y Y PB Y 8 23 4 18 12 17 18 20 19 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada da yaşanan polemiğe istemeden çekildiklerini ve hiç mutlu olmadığını” söylemesi gerginliğin sona erdirilmesine yetti. Oysa Genelkurmay Başkanı operasyonun sona ermesiyle ilgili eleştiriler yönelten muhalefeti hainlikle suçladı. Zoraki olarak tartışmaya çekildiği izlenimi veren açıklamalarında, belleklerde yerini koruyan hainlik suçlamasını amacını aşan bir niteleme olarak gördüğünü söylemedi. Konunun şimdilik kapandığı söylenebilir. Kısacası durum nedir? Muhalefet partileri kara operasyonunun sekiz gün sürmesini ve askerin birden geri çekilmesini ABD’nin Başkan Bush’a kadar uzanan baskısına, dayatmasına bağladılar. Muhalefet partileri eleştirilerinde, ilk günden bu yana hükümetin siyasal sorumluluğunu tek hedef yaptılar. Operasyonun kısa sürede sonuçlanmasında askeri sorumlu tutan, suçlayan bir tavır izlemediler. Tersine zorlu kış koşullarına karşın askerin çok başarılı bir operasyon gerçekleştirdiğini vurguladılar, Mehmetçiği övdüler. Genelkurmay Başkanı ise Baykal’la Bahçeli’nin sınır ötesi kara harekâtının erken bitirilmesine yönelen, hükümeti siyasal açıdan sorumlu tutan eleştirilerini “hakaret olarak kabul ettiğini” öne sürdü. Hainlik suçlamasını içeren yazılı açıklamayı “bizzat” kaleme aldı. ??? Ancak: Şu gerçekler yadsınamaz. Siyaset dünyası, iç ve dış medya ve halk, başarılı bir operasyon gerçekleştiren askeri eleştirmeyi aklının ucundan geçirmedi, tersine her fırsatta askeri övdü, yüceltti. ABD, operasyonun üçüncü gününden itibaren Savunma Bakanları Gates’ten Başkan Bush’a uzanan çizgide resmi açıklamalarıyla operasyonu kısa kesmemizi istedi ve sonuçta, Türk kamuoyu (ve hatta Batılı medya) ABD’nin dayatmaları nedeniyle sekizinci gün operasyona son verildiğine inandı. Hâlâ inanıyor. Askerin muhalefetle aşırıya kaçan ifadelerle tartışmaya girişmesi ülkeye elbette olumlu bir katkı sağlamadı, lakin hükümet bu durumdan yararlandı. Askerin hükümetin siyasal sorumluluğuna kalkan olduğunu dokunduran bir izlenim yarattı. ??? Yeni olasılıklar ortaya çıktı. ABD’nin kurguladığı başka varsayımlar konuşuluyor. Örneğin hükümetin siyasal sorumluluğunu irdelerken Deniz Baykal’ın öne sürdüğü görüşler 5 Kasım BushRTE görüşmesine kadar uzanıyor. Baykal, bu görüşmenin temelinde ABD’nin TürkK.Irak politikasına vermek istediği yeni biçimsellik yattığını, Türkiye’yi hem Barzani ile diyaloğa, hem de terör örgütü ile masaya oturmayı öngören “büyük bir senaryonun” konuşulup kararlaştırıldığını söylüyor. Resmi demeçler ve gelişmeler bu senaryoyu destekleyen nitelik ve içerikte. Operasyonun başladığı gün Talabani’nin Ankara’ya çağrılması, operasyon bittikten hemen sonra Irak Cumhurbaşkanı sıfatıyla başkente gelen Talabani’nin, Barzani’nin görüşlerini kabul ettirmeye çalışır bir davranış sergilemesi, Ankara’yı Barzani ile görüşmeye zorlaması, Irak’a döner dönmez, hemen Erbil’e giderek Ankara izlenimlerini aktarması… Baykal’ın söylediği senaryoyu doğrular içerikte. Şu soru yanıt arıyor: ABD, kara operasyonuna hava sahasını açarak, anlık istihbarat vererek başlamasına neden yardımcı oldu, göz yumdu ve neden üçüncü gününde operasyonun sona erdirilmesinde direndi? Bu nedenle yadsınması olanaksız kimi olgular hükümetin (tabii Başkan Bush’la baş başa ne konuştuğu bilinmeyen) RTE’nin siyasal sorumluluğunun sorgulanmasını zorunlu kılıyor. Muhalefetin hedefi belli, RTE ve hükümeti! Buna karşın askerin hükümetle muhalefetin arasına girerek hükümete aklanma olanağı verdiği sorusuna doyurucu bir yanıt aranıyor. Zanlılar da dinlenecek Hrant Dink cinayetini araştıran Meclis komisyonuna bilgi veren istihbaratçı polis memuru Mehmet Ayhan, Erhan Tuncel’e ‘harçlık’ verdiklerini söyledi AYŞE SAYIN GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ANKARA Gazeteci Hrant Dink cinayetini araştırmak üzere TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nca kurulan alt komisyon, aralarında katil O. S, azmettirici Yasin Hayal ile “abi” olarak nitelendirilen muhbir Erhan Tuncel’in de bulunduğu 7 tutuklu sanığı dinleyecek. TBMM İnsan Hakları Alt Komisyonu, dün Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nde görevli komiser yardımcısı Özkan Mumcu ile Mumcu’dan görevi devralan ve Erhan Tuncel’le 93 kez telefon görüşmesi yaptığı belirlenen istihbaratçı polis memuru Mehmet Ayhan’ın bilgisine başvurdu. Cinayet sırasında askerlik görevini yaptığını belirten Mumcu’nun, “Öncesinde Tuncel’le iletişime geçmiştim.Ama askere gidince görevimi devrettim” dediği öğrenildi. Mumcu’nun “Ben üzerime düşen görevleri yaptım. Tuncel’den aldığım bilgileri amirlerime ilettim. Hatta İstanbul Emniyeti’ne gönderilen yazıyı da ben yazdım. Bir defasında da İstanbul İstihbarat Şubesi’nden kendi ayarımdaki bir görevliyle telefonda da görüşerek gerekli uyarılarımı yaptım. Dink’e karşı ses getirecek bir eylem yapılacağı istihbaratını ilettim” dedi. ‘Bilgi vermeyi kesti’ Özkan, “Bu uyarıyı İstanbul Emniyeti neden ciddiye almadı” sorusu üzerine de “Herkes kendi koşullarına göre karar alır ve uygular” yanıtını verdi. Tuncel’le yaptığı görüşmeleri doğrulayan Mehmet Ayhan ise “Ne konuştunuz?” sorusu üzerine “Son zamanlarda bilgi vermemeye başlamıştı. Genelde bizden ekonomik yardım talebinde bulunurdu bizde ona harçlık verirdik” dedi. Komisyonun dünkü toplantısında üyelerin büyük bölümü, tutuklu sanıkların dinlenmesi yönünde görüş bildirdi. Komisyon Başkanı Mehmet Ocakdan da öneriye karşı çıkmadı, ancak henüz bu konuda resmen karar alınmadı. Komisyonun önümüzdeki günlerde karar alarak, aralarında Dink’in katili O. S, Erhan Tuncel ve azmettirici Yasin Hayal’in de bulunduğu 7 tutuklu sanığı dinlemeyi planladığı öğrenildi. Ko misyon, İstanbul’da cezaevindeki sanıkların yanı sıra İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ı da dinleyecek. Böcek tartışması Komisyonda önceki gün tutanaklar yüzünden başlayan tartışma, dün de “böcek” tartışmasına döndü. Mehmet Ocakdan, basında çıkan haberleri göstererek “Bunları kim sızdırıyor anlayabilmiş değilim” dedi. CHP’li Çetin Soysal’ın da “Ben sizden şüpheleniyorum” dediği öğrenildi. Ocakdan’ın “Komisyonda acaba teknik bir cihaz, yani böcek mi var? Bunu merak ediyorum” dediği belirtildi. Soysal’ın “Teknik personeli çağıralım, bir baksınlar” önerisinde bulunduğu da öğrenildi. Emekli Albay Sarızeybek, terörle mücadele sırasında yaşadıklarını kitaplaştırdı ‘Emir almadan İran’a girdik’ AYKUT KÜÇÜKKAYA 1990’lı yıllarda Güneydoğu’da görev yapan emekli Jandarma Albay Erdal Sarızeybek, yarın piyasaya çıkacak “Son Harekât, Kod Adı: Yahuda” isimli kitabında 1993 yılında İran’daki PKK kampına emir almadan operasyon yaptıklarını açıkladı. Sarızeybek, “Yıllar önce evlatlarınız ölüm pahasına İran’a girip harekât düzenlemiş ve yüzünün akıyla çıkmıştır. Bize kimse emir vermedi, bize kimse İran’a operasyon yap demedi ama yaptık. Neden? Evlatlarınız tehlikedeydi ve o günkü yöneticiler bu tehlikeyi görmezden gelmişti. Biz gelmedik, biz görmezden gelemedik, bu tehdidi yok edilmeliydi ve ettik...” diye yazdı. Sarızeybek, Pozitif Yayıncılık’tan çıkan son kitabında “İran’da Örtülü Harekât” başlığı altında İran’a yapılan sınır ötesi operasyonu detaylı bir şekilde anlatıyor. Sarızeybek, kitabında şu satırlarla yer veriyor: “...Osman Pamukoğlu Paşa atandı Hakkâri Tugay’a, 93’te. Devran değişti. Paşam bir gün Alan’a geldi. Komşu hakkında bilgi aldı. Teröristlerin durumunu sordu. Bölük komutanının anlattıklarını hiç konuşmadan dinledi ve bana dönerek: Siz ne duruyorsunuz burada, dedi. İşte ne olduysa zaten ondan sonra oldu. Bölük komutanı üsteğmen cıva gibi, yerinde duramıyor. Bıraksak üç beş askeri alıp yanına komşuya saldıracak. Sakin ol, dedik, sakin sakin düşündük ve İran’da PKK’yi vurmaya karar verdik, bir başımıza, kimseye sormadan. Karar verdik vermesine, peşmerge damadı teröristin (Osman Öcalan’ı kastediyor) İran’daki gümrük noktasını vurmaya karar verdik vermesi oynadığı rol nedeniyle sert bir dille eleştirse, “samimi olun” dese! Örneğin; New York Times’a ABD’ye şirin görünme demeci vereceğine... Türkiye’nin terör örgütü ile masaya oturması gerektiğini açıkça söylemeye başlayan ABD’li generallere, “Yalancılar, ikiyüzlüler, kendiniz binlerce kilometre öteden gelip terörle mücadele ediyoruz, diyorsunuz. Bizim 8 günlük operasyonumuza laf ediyorsunuz” diye çıkışsa! Örneğin; Talabani’nin bütün alçaklıklarına, her başkentte farklı mesajlar vermesine katlanıp Ankara’ya davet edeceğine... “Heey Irak yönetimi, komşuysan komşuluğunu bil. Terör örgütünü destek, terör faaliyetinden farksızdır” mesajı verse! Ne güzel olurdu! ??? Ama gelin görün ki Başbakan, bütün hıncını, sinirini, öfkesini Türkiye’den, Türkiye’nin kişi ve kurumlarından çıkarıyor. Sosyal güvenlik konusu 1994 yılından bu yana Türkiye’nin kanayan yarası... Ciddi açık var, sorun giderek katlanıyor... Buna karşılık, uluslararası şirketler Türkiye’nin genç nüfusuna bakıp “ne büyük pazar” diyor ve gelecek hesaplamalarına girişiyor. Yıllardır tartışılmakta olan sosyal güvenlik reformu Meclis gündemine geldi, doğal olarak ülke gündemine de çöktü! Çalışanlar, kendi yaşamlarıyla bire bir ilgili bu düzenlemeden kuşkulu! Getirip götürdüklerini topladığınızda hak kaybı fazla... Türkiye’de halen prim ödeyen çalışan sayısı 14 milyon 980 bin. Emekli sayısı ise 7 milyon 600 bin. Karşılaştırdığınızda her 1.9 prim ödeyene karşılık 1 emekli var! Dünyanın hiç bir ülkesinde bu sistem yürümez! Temel çözüm ne? Prim ödeyen aktif nüfusun artmasını sağlamak. Yani kayıt dışılığı ortadan kaldırmak. Hükümet işe buradan başlamak yerine, kayıttakilerle ne yapabilir sorusuna yanıt arıyor ve prim verene yükleniyor! ??? Başbakan, partisinin grup toplantısında sosyal güvenlik reformuna karşı çıkanlar için şu tanımı kullandı: “Yalancılar... Yasanın bir cümlesini bile okumadan eleştiriyorlar... Hiçbir hak kaybı yok... Aksine iyileştirme var!” Birkaç örnek verelim... Yasa yürürlüğe girdikten sonra çalışmaya başlayan bir kişinin emeklilik için ödemesi gereken prim günü sayısı her yıl 100 gün artacak! Mevcut yasada, bir çalışan öldüğünde prim günü 900’ün üzerinde ise eşine emeklilik aylığı bağlanıyor. AKP reformunda bu rakam 1800 güne çıkarılıyor. Ölüm aylığı da yüzde 75’ten yüzde 50’ye indiriliyor. Halen emeklilik maaşı bağlama oranı yüzde 3 iken, AKP reformunda yüzde 2’ye indiriliyor. Çocuklu işçilere emzirme parası 6 aydan 1 aya indiriliyor. Elbette kimi artılar da var ama yukarıda sıraladıklarımızın tümü yasada yer alan değişiklikler. Bu tabloda “yalancı” kime denir? ankcum?cumhuriyet.com.tr AVUKAT ELÇİ BERAAT ETTİ Van’ın Başkale ilçesinde yola döşenen mayın, güvenlik güçlerince etkisiz hale getirildi. (AA) Şırnak’ta 11 PKK’li öldürüldü Haber Merkezi Şırnak’ta terör örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda 11 PKK’linin öldürüldü, 1 köy korucusu da yaralandı. Şırnak’ın Bestler Dereler bölgesinde keşif ve gözlem faaliyetinde bulunan Heron adlı insansız hava aracı bölgede bir ne ama nasıl vuracağız, diye de düşünmeden edemedik.” grup terörist tespit etti. Teröristlerin bulunduğu yerin koordinatları ve gidiş istikâmetlerinin belirlenmesinin ardından bölgede operasyon başlatıldı. 300’ü aşkın özel eğitimli komando, jandarma özel harekât timleri ile 100’e yakın gecici köy korucusunun katıldığı nun satırbaşları özetle şöyle: ... Karar verdik, İran’a girecektik sonu ne olursa olsun! Karar verdik çünkü Pamukoğlu Paşa da vardı arkamızda, ona güveniyorduk. ... Bir hafta oldu ya da olmadı, bölük komutanı hazırız, dedi. Geliyoruz, diye cevap verdik ve Alan’a doğru yola çıktık.... Plan sade ve basit: Komşuya geçecekler, iki üç kilometre yürüyüp Dumanlı’nın arkasını dolaşacaklar operasyonda, teröristlerle sıcak temas sağlandı. Güvenlik güçlerinin “dur” ihtarına ateşle karşılık verilmesi üzerine çıkan çatışma sonucunda 11 PKK’li öldürüldü. Çatışmada 1 köy korucusu da yaralandı. Bölgedeki operasyonların sürdürüldüğü kaydedildi. ve tırmanacaklar. Gümrük noktası nerdeyse zirvede, beş altı terörist, kamp kurmuş haraç alıyor ve de karakol hakkında bilgi topluyor, görevleri bu. Hainler imha edilecek ve Helena üzerinden dönecekler. Harekâtın hassasiyeti şu; zirveye hava aydınlanmadan önce ulaşmak, etrafı kuşatmak, ilk ışık süzmesinde hedefi imha etmek ve süratle geri dönmek. Geç kalmak ise ölümle eşdeğer. Yargıcı bile isyan ettiren dava ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Mardin’in Kızıltepe ilçesinde Ahmet Kaymaz ve 12 yaşındaki oğlu Uğur’un, öldürülmesiyle ilgili davanın avukatı Tahir Elçi, “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” iddiasıyla yargılandığı davada beraat etti. Davanın dünkü oturumunda Mahkeme Başkanı Veli Orbay Özgür, Elçi’nin davaya konu olan açıklamalarına ilişkin görüntülerin bulunduğu CD’nin çözümünün yapıldığını, mahkemede izlenmesine gerek olmadığına karar verdiklerini bildirdi. Ancak müdahil avukatlar, Elçi’nin görüntülerdeki jest ve mimiklerinin değerlendirilmesini istediler. Özgür, bunun üzerine “Amacınız üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi? Bağcıyı dövmekse çıkalım beraber dövelim. 15 yıldır bu işi yapıyorum. Böyle bir şey görmedim” dedi. Mahkeme heyeti, hakkındaki suçlamaları reddeden Elçi’nin beraatine karar verdi. EĞİTİMİŞ’TEN TEPKİ Öğrencilere ‘Yeni Şafak alın’tavsiyesi ZEYNEP ŞAHİN ‘Komutanı ikna ettim’ “Karar verdik bir kere, İran’a gireceğiz ama böyle bir harekât komşu karakolun haberi olmadan olmaz” diye yazan Sarızeybek, Azeri olan karakol komutanıyla görüşerek onu ikna ettiğini belirtiyor. Sarızeybek’in anlatımına göre operasyo ANKARA Burdur İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden, ilçe milli eğitim müdürlükleri ile liselere gönderilen yazıda, öğrencilere “Yeni Şafak gazetesi almaları” telkininde bulunulması istendi. Eğitimİş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, “Tarikat, cemaat gazetelerinden medet umanlar yöneticilik yapıyor” dedi. Burdur’da, öğrencilerin AKP hükümetine yakın çizgisiyle bilinen Yeni Şafak gazetesini alması için, müdürlere talimat verildiği öğrenildi. Burdur İl Milli Eğitim Müdürü Recep Yiğit tarafından 6 Mart Perşembe günü, epostayla 10 ilçe milli eğitim müdürü ile 35 ayrı lisenin müdürlüğüne “tavsiye” yazısı yollandı. Yiğit yazıda, “Müdürüm,Yeni Şafak gazetesi 59 kupona ‘İngilizce Türkçe Sözlük’ ve ‘İngilizce Gramer’ kitabı veriyor. Kitapları gördüm, kaliteli baskı. Öğrencilerimize duyurulmasını tavsiye ediyorum” dedi. Yiğit’in eposta adresi olan “[email protected]” adresinden yollanan epostada, konu kısmı ise “Yeni Şafak” olarak belirtildi. Eğitimİş Genel Başkanı Adıbelli ise konuya ilişkin değerlendirmesinde, Yiğit için “kuponcu milli eğitim müdürü” nitelemesini yaptı. Adıbelli, “Atatürkçü düşünceyi, bilerek, yavaş yavaş unutturmak için çalışıyorlar. Gerici kadrolaşmaları yüzünden, milli eğitim kademeleri zaten bu gazeteleri okuyan, alınmasını isteyen isimlerle dolu. Amaç, kupon bahanesiyle öğrencilere bu gazeteyi okutturmak. Şimdi nasıl olsa milli eğitimden de yazı geldi diye öğrencilere bu gazeteyi almaları için baskı yapan bile olabilir” diye konuştu. ‘YIKIM HUKUKA AYKIRI’ Saldırıyla ilgili iddianame tamamlandı Türkiye’ye iade edilmesi bekleniyor Diyarbakır bombacısına 9 kez müebbet istendi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da 5’i çocuk 7 kişinin ölümüne yol açan bombalı saldırının faili PKK üyesi Erdal Polat’ın 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 47 yıl hapisle cezalandırılması istendi. İddianamede, olayla ilgili tutuklanan ve çoğu sanık Polat’ın yakınları olan 11 kişinin “terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan 15’er yıl hapisleri istendi. Diyarbakır’daki bombalı saldırıyla ilgili iddianame tamamlandı. İddianamede sanık Polat’a İstanbul Küçükçekmece’deki kapatılan HADEP binasında PKK propagandasının yapıldığı, sanığın ilk eylemini de Huzur Polis Merkezi Amirliği’ne el bombası atarak yaptığını itiraf ettiği belirtildi. Polat’ın Diyarbakır’daki saldırı öncesinde “Hacı” ve “Rızgari” kod adlı militanlarla buluştuğunun anlatıldığı iddianamede, sanığın 30 kilogram ağırlığındaki patlayıcıyı söz konusu kişilerle birlikte Lada marka aracın bagajına koyduğu vurgulandı. İddianamede, Polat’ın saldırıdan sonra gittiği ağabeyinin evinde saldırıda kullandığı uzuktan kumanda, telefon ve sim kartını parçaladığı belirtildi. Öcalan’ın ‘sevgilisi’ Almanya’da tutuklandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın “sevgilisi” olarak bilinen ve Öcalan’ın Yunanistan’a kaçışı sırasında tercümanlığını yapan “Rozerin” kod adlı Ayfer Kaya, Almanya’da tutuklandı. Bir süre önce İtalyaAvusturya güzergâhını kullanarak Almanya’ya giriş yapan Kaya, Bavyera’da gözaltına alındı. Kaya’nın Münih Cezaevi kadınlar koğuşuna konulduğu bildirildi. İnterpol tarafından hakkında “kırmızı bülten” çıkarılan Kaya’nın, Türkiye’ye iade edilmesinin beklenildiği kaydedildi. Terör örgütü elebaşının Yunanistan’da bulunduğu dönemlerde tercümanlığını yapan Kaya, Öcalan’ın Kenya’da yakalanmasının ardından örgüte ait yüklü miktarda para ile ortadan kaybolmuştu. Öte yandan Alman güvenlik makamları, terör örgütü için “yardım” adı altında haraç toplayan dört kişiyi de gözaltına aldı. Kongre vadisi için suç duyurusu DENİZ TATARER TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Dünya Bankası 2009 Yılı Guvernörler Toplantısı’ için tasarladığı “Harbiye Kongre Vadisi” projesiyle ile ilgili İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın da aralarında bulunduğu yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu. TMMOB suç duyurusu dilekçesinde, bölgenin tarihi ve kentsel sit alanı ilan edilmesine karşın İBB’nin hukuka aykırı işlem ve eylemlere dayanarak yıkım başlattığını belirtildi. Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi Başkanı Eyüp Muhcu, projenin durdurulması için mahkemeye başvurduklarını anımsatarak, “Bölgenin sit alanı ilan edilmesiyle projenin geçerliliği ortadan kalktı. Bunun üzerine mahkeme usulen davanın bitirilmesine karar verdi. Ancak, koruma planı henüz hazırlanmadı. Bölgedeki yapılaşma koşulları belirlenmedi. Keyfi kararlarla yıkım başlatıldı” dedi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle