14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ŞUBAT 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi savunmada kalan bir sendika olmayacaklarını söyledi 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT ‘Yeni haklar kazandıracağız’ TARKAN TEMUR Akk İşler... Kendilerini “liberal aydınlar” diye tanımlayanların AKP’ye açtıkları kredinin tükendiği “düş kırıklığı” mesajları ile su yüzüne çıkarken medyada çarpıcı rüşvet öyküleri de birbirini izliyor. Olan bitenleri okuyanlar için, günün özeti “slogan döneminin” kapanmakta olduğu türünden iki kelime ile anlatılabilir. Oysa, Milli Görüş gömleğini çıkararak yeni bir siyasal örgütlenmenin şemsiyesi altında toplanmayı kararlaştıranlar, sloganları çok önemseyerek yeni partiye toplumlar için hep umut olmuş “adalet” ve “kalkınma” gibi iki parlak sözcük seçmekle de yetinmemişlerdir. Bu iki umut isimden yola çıkılarak parti kurulurken kitlelerin slogan olarak “Ak Parti” gibi, beyazlık ve saydamlığı çağrıştıran hedeflerle buluşmasına önem vermişlerdir. Partinin sözcüleri ve özellikle Genel Başkan Erdoğan, “Ak Parti” adından yeni türevler de üretmeye yönelik adımlarını sürdürerek “ak kadro”, “ak icraat” gibi, adeta semadan umut bekleme alışkanlığında olan kitlelere sihirli çağrışımlar yapacak sözcüklere önem vermişlerdir. Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta bu sihirli çağrışımlara Başbakan olarak bir yenisini ekledi. Toplumun “adalet”le “kalkınması”ndan söz etti. Ve aynı konuşmada, öteden beri sürekli olarak kullandığı başka terimlere de yer vererek “hortum” döneminin sona erdiğini yineledi. Ne var ki, aynı günlerde iki ayrı “mega rüşvet” öyküsü, gazetelerin manşet üstü haberleri olarak kamuoyu ile tanışıyordu. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 13. Genel Kurulu’nda yeniden genel başkanlığa seçilen Süleyman Çelebi, DİSK’in yeni döneminde, kazanılmış hakların korunduğu, savunmada kalındığı bir sendikacılık değil, yeni hakların talep edildiği ve elde etmek için de kararlı ve sert mücadelelerin verileceği bir sendikacılık anlayışıyla muhalefet yapacaklarını söyledi. Sendikaların, AKP iktidarı tarafından etkisizleştirildiğinin altını çizen Çelebi, “AKP’nin sendikaları kuşatma çabasına karşı DİSK asla taviz vermeyecektir” dedi. 13. genel kurul sonrası 3. kez genel başkanlığa seçilen Çelebi, DİSK’in yeni dönemindeki mücadele anlayışını Cumhuriyet’e anlattı. DİSK’in 1980 öncesi dönemdeki kadar örgütlülüğü olmadığını da belirten Çelebi, gücündeki azalmaya karşın DİSK’in bugün yine toplumsal muhalefetin merkezinde yer aldığına dikkat çekti: “ ‘bağımsızlık, eşitlik, kardeşlik, dayanışma!.. Yeniden Devrim, yeniden ? DİSK Genel Başkanı DİSK!’ sloganıyla Süleyman Çelebi, AKP iktidarının sendikaları 13. genel kuruetkisizleştiren kuşatmasına karşı mücadelesinden lunu gerçekleştiasla taviz vermeyeceklerini söyledi. Kazanılmış hakları ren; 41 yıllık koruyan değil, yeni haklar elde eden siyaset üreteceklerini mücadele tarihinde, Türkibelirten Çelebi, “Toplumsal muhalefeti sadece işçi hakkı ye’de yaşayan ekseninde görmeyen DİSK’in, anayasa tüm emekçiletartışmalarından türbana dek ülkenin tüm rin, yoksulların, sorunları için söyleyecek sözü vardır ve her ezilenlerin ekonomik, ‘ÜLKENİN TÜM SORUNLARIYLA İLGİLİ SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ VAR’ Ç elebi, DİSK’in mücadelesinin sadece işçi hakları olarak görülmemesi gerektiğini, hakları için bir araya gelen emek ve demokrasi güçlerinin tam bağımsız demokratik bir Türkiye’yi inşa etme heyecanını da taşıdığını belirtti. Çelebi, “DİSK, sadece emek ekseninden politika üreten bir sendika değildir. DİSK, önceliği örgütlü emeğin hak mücadelesi olsa da, demokratik, laik, bağımsız bir Türkiye yaratmak için, toplumun tüm sorunları, ülkenin tüm sorunlarıyla yakından ilgilidir. Bu nedenle DİSK’in, bugün daha çok gündemde olan örneklerini verecek olursak, yeni anayasa tartışmalarından türbana dek, ülkenin tüm sorunları için söyleyecek sözü vardır ve her zaman da olacaktır” diye konuştu. Çelebi, DİSK’in, genel kurulda oybirliğiyle kabul ettiği “Toplumsal Ayağa Kalkış Çağrısı”nı da anımsatarak işçi, memur, köylü, kadın, genç, emekli, işsiz ve yoksul, ezilen milyonlarca çoğunluğu, yarınlarını ellerinden almak isteyen emek ve demokrasi karşıtlarına, onların işbirlikçi politikalarına karşı mücadele çağrısında da bulundu. DİSK’in bu yeni dönemde de “hak koruyan değil, hak elde eden” siyaset üreteceğini vurgulayan Çelebi şu görüşleri kaydetti: “AKP iktidarının, ‘mutlak iktidar’ şiarıyla toplumu her alanda böldüğü ve kendi dayatmalarını toplumun talepleri olarak sunduğu bir süreçten geçiyoruz. Borçlanmanın büyüdüğü, kamplaşmanın arttığı, ‘özgürlüğü’ sadece kendi anladığı biçimde yorumlayarak en geniş halk kitlesinin özgürlük taleplerine değil de kendi yandaşlarının istemlerine yanıt verdiği; işçilerin, emekçilerin, tüm halkın hayatını zorlaştıran kararlara imza atıldığı, ABD politikalarının hayata geçirildiği tehlikeli bir süreçten. Bu şartlar altında DİSK, tarihin kendisine yüklediği öncülük misyonuyla mücadelesini sürdürecektir.” demokratik, sosyal ve siyasal hakları için mücadele eden; bu uğurda bedeller ödeyen, ama mücadele azminden bir an bile kopmadan kurucularının onurlu mirasını 2000’li yıllara taşıyan en etkili emek örgütlerinden olan DİSK, AKP’nin sendikaları etkisizleştiren kuşatmasına karşı mücadelesinden asla taviz vermeyecek” dedi. Uçakta geçen pazarlığın öyküsü Özel bir havayolları şirketinin sahibi, kuruluşuna uçuş izni alabilmek amacıyla Sivil Havacılık Genel Müdür Yardımcısı ile arasında geçen konuşmayı ses kayıt cihazına almıştı. O konuşmada çok önemli bir bürokratın “İşiniz kilitlendi, olmayacak” dediği anlatılıyordu. “Kilitlenme”nin anlamı, bakanlık müsteşarının “olur” demesine karşın geçilemeyişi idi. Zira kasetteki genel müdür yardımcısına göre, “Bu işler artık al gülüm ver gülüm”e dönmüştü. Haberin gazeteye yansımasının (Vatan) işi daha da çıkmaza soktuğu ise yüksek bürokrat adına bir başka görevli tarafından “Bu işler iyi olmadı senin için... Sulh yolu ile de çözebilirdik” sözleri ile karşılanıyor ve hâlâ kapıların tamamen kapatılmadığını anlatmak amacıyla ve pervasızca “ak umut”lar dağıttığından söz ediliyordu: “İstiyorsan işi uzlaşarak halledebiliriz. Böylesi senin için daha iyi olur.” ‘H Çelebi, DİSK’in üzerine düşen toplumsal muAK ELDE EDEN SİYASET ÜRETECEĞİZ’ halefet görevini, gücü oranınca en iyi şekilde gerçekleştirdiğini ve emek karşıtı politikalara karşı net tavırlar aldıklarını belirterek, iktidar baskısının mücadele ruhlarında en ufak bir yıpranmaya dahi neden olamadığının altını çizdi. zaman da olacaktır” dedi. TUZLA’DA ÖLÜMLER Tuzla tersanelerinde art arda yaşanan ölümlü kazaları mercek altına alıyor DİSK’ten 24 saatlik oturma eylemi İstanbul Haber Servisi Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), işçi ölümlerine dikkat çekmek ve sorunun çözülmesi için Tuzla tersanelerinde “1 günlük oturma grevi” yapacak. DİSK Yönetim Kurulu, Tuzla tersanelerinde yaşanan süreç, çalışma koşulları ve işçi ölümleri konusunu değerlendirerek, 27 Şubat Çarşamba günü saat 11.00’den itibaren bölgede kamp kurarak, 24 saatlik oturma grevi yapılmasını kararlaştırdı. “Ucuz emek cenneti işçilere cehennemdir! Ya cennet ya cehennem! Ya sendika ya ölüm!” sloganlarını taşıyan eyleme DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Yönetim Kurulu ve Başkanlar Kurulu üyeleri katılacak. Tuzla’da yaşananları “vahşet” olarak tanımlayan Çelebi, “Orada kazadan söz edilemez, yaşananlar iş cinayetleridir. Bıçak artık kemiğe dayandı. İşyerlerinde önlem almayanlar, örgütlenmelerin önünde engel olanlar, bu duruma seyirci kalanlar, tam bir cehennem haline gelen işyerlerinde, işçilere adeta ‘ölümü’ dayatıyorlar! Biz ise yaşamı savunuyoruz, örgütlenmeyi savunuyoruz! Bu nedenle 27 Şubat günü Tuzla tersanelerine gidiyoruz” açıklamasını yaptı. Çelebi, siyasi partileri, Çalışma Bakanlığı müfettişlerini, emek ve meslek örgütlerini, aydın, yazar, sanatçı ve akademisyenleri eyleme davet etti. Meclis nihayet çığlığı duydu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Art arda yaşanan ölümlü kazalar nedeniyle adı “ölüm tersanelerine” çıkan Tuzla tersaneleri için Meclis nihayet harekete geçme kararı aldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in, tersanelerle ilgili incelemelerin sürdüğünü ve “hukuki yaptırımlar”ın gündemde olduğunu söylemesine karşın, “Bir olumsuz olay oldu diye siz tersanelerin tümünü kapatamazsınız” demesi ise dikkat çekti. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ile TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu da alt komisyonlar kurarak konuyu yerinde inceleme kararı aldı. İşçi ölümleriyle ilgili verilen araştırma önergeleri, TBMM Genel Kurulu’nda 26 Şubat Salı Günü birleştirilerek görüşülecek. Görüşmelerin sonunda Meclis araştırması açılması bekleniyor. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde AKP’li Mustafa Ataş başkanlığında kurulan ve Halide İncekara, Çetin Soysal, Gürcan Dağdaş, Mithat Ekici ve Akın Birdal’dan oluşan alt komisyon, Çalışma Bakanlığı’ndan bir müfettiş eşliğinde Tuzla’ya giderek yerinde inceleme yapacak. TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl de Tuzla’daki işçi ölümlerini yerinde incelemek üzere AKP Çorum Milletvekili Agah Kafkas başkanlığında bir alt komisyon oluşturulduğunu açıkladı. Mehmet Müezzinoğlu, Mehmet Domaç, Sacid Yıldız ile Osman Durmuş’tan oluşan komisyon önümüzdeki günlerde İstanbul’a giderek olay yerinde inceleme yapacak. CHP ve MHP’nin Tuzla tersaneleriyle ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulması istemiyle verdiği önergeler de gelecek salı günü genel kurulda görüşülecek. Bir başka ‘ak rüşvet’in öyküsü Bir başka “ak rüşvet” haberi de dünkü Hürriyet’in birinci sayfasında ve manşet üstünde verildi. Bir doğalgaz firması, Konya’daki ünlü Tuz Gölü’nün altına yapılacağından söz edilen depolama ihalesini alabilmek amacıyla BOTAŞ’ın ihale komisyonu üyelerine verilmek üzere 100 bin Avro’luk çeki bir bürokrata Ankara’da bir pastanede verirken polis tarafından fotoğrafla tespit edilmişti. İşin ilginç yönü, o 100 bin Avro’luk çeki veren firmanın ihaleyi kazanması ama polis belgelerinin harekete geçirmesi gereken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, operasyonu erteleterek bazı bürokratları görevden alması üzerine rüşvetçi işadamlarının yurtdışına kaçmaları idi. O işadamları da olayın üstünü örtmesi için savcıya rüşvet önermişler, ancak savcı kendisine yapılan bu öneriyi olayın iddianamesine taşıyarak sanıkların aleyhine önemli bir kanıt haline getirmişti. Ak düşler... Görünen o ki, “hortum” ve “damardan girme” gibi Başbakan’ın çok sık olarak kullandığı sözcükler yaşıyor ve üstelik ak iktidarın icraatları içinde de boy gösteriyordu. Bugünkü “Düzyazı”, ara türbanın bile gizleyemediği ve başka meslektaşların kaleminden çıkmış olan iki ak rüşvet haberinden oluştu. Gönül, bu tür haberlerin Erdoğan’ın kendisine maksatlı olarak muhalefet eden medyanın yanı sıra öncelikle, ak medya tarafından verilmesini arzu ediyor. Hatta, belki de ak düş olacak ama Başbakan pekâlâ grup kürsüsüne çıkarak ya da Ulusa Sesleniş programında hortumcuların üstüne gittiklerini açıklarken böylesine güçlü kanıtları da konuşmasına dayanak yapar ve kimsenin gözünün yaşına bakılmadığını söyler... Son yedi yılda 50 işçi tersanede yaşamını yitirdi Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net Tuzla’da ölüm kol geziyor AYŞE SAYIN Minibüsçülerden AKP önünde eylem ? İstanbul Haber Servisi Metrobüsün hizmete girmesiyle İstanbul’un Avrupa yakasında çalıştığı hatlardan Anadolu yakasındaki hatlara gönderilen bazı minibüsçüler, duraklara dağıtımın adaletli şekilde yapılması için AKP İstanbul İl Başkanlığı önünde eylem yaptı. Partililerle görüştükten sonra açıklama yapan Sultanbeyli Durak Başkanı Ertuğrul Sarısoy, sorunun çözüleceğine dair AKP’den söz aldıklarını ifade etti. Ç ELİK: OLUMSUZ OLAY OLDU DİYE TERSANELERİ KAPATAMAZSINIZ BELEDİYEİŞ ‘AKP , üyelerimizi istifaya zorluyor’ ANKARA (ANKA) Belediyeİş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, AKP’nin sendika kökenli bazı yöneticilerinin, iktidarın gücünü kullanarak Belediyeİş’in örgütlü bulunduğu ve yeni örgütlendiği belediyelerde, üyeleri sendikadan istifaya zorladığını bildirdi. Yurdakul yaptığı açıklamada, Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar’ın Belediyeİş’e üye olan 126 belediye işçisinin iş akitlerini feshettiğini anımsattı. Sendikaya yönelik bu ve buna benzer girişimlerin sürdüğünü kaydeden Yurdakul, “Hiç kimse Belediyeİş’in ve üyelerinin sabrını sınamasın” dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ise dün sabah gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında önümüzdeki günlerde Tuzla ile ilgili gelişmeleri herkesin izleyebileceğini söyledi. Bu konuda “yeni bir süreç içerisine’’ girdiklerini dile getiren Çelik, şunları kaydetti: “Bir olumsuz olay oldu diye, siz tersanelerin tümünü kapatamazsınız. Bunun bir prosedürü var. Biz bakanlık olarak bu prosedürü aksatmama konusunda büyük gayret gösterdik ve en ufak bir aksama olmamıştır. Şu anda da süreç devam etmektedir. Önümüzdeki saatlerde ve günlerde Tuzla ile ilgili gelişmeleri izleyeceksiniz.’’ Çelik, göreve geldiği tarihten itibaren müfettişlerin Tuzla’da denetim yaptığını, halen 10 müfettişin orada olduğunu kaydetti. Çelik, denetimler sonucunda 588 eksiklik tespit edildiğini, sadece 2 işyerinin yasal duruma uygun davrandığını anlattı. 15 Kasım 2007 ile 15 Şubat 2008 tarihleri arasında işin yürütümü denetimi kapsamında, 21 üst işveren ve 53 alt işverenin (taşeron) denetlendiğini ve eksikliklerin tespiti sonucu 1.9 milyon YTL idari para cezası verildiğini kaydeden Çelik, şöyle konuştu: “Buradaki işyerlerinden 21’i sosyal güvenlik kurumuna bildirilmemiş, 14 işyerinin vergi dairesiyle alakası yok, 28 işyerinde prim gün sayısı ile gösterilen rakam arasın ANKARA Tuzla tersaneleriyle ilgili alt komisyon oluşturulması kararı alan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda, sendikaların tersanelerdeki durum ve iş kazalarıyla ilgili hazırladıkları bilgi notu da değerlendirildi. Raporda, Türkiye’deki tersanelerde 1985’ten bu yana meydana gelen 80 ölümlü kazadan 50’sinin, son 7 yılda Tuzla tersanelerinde yaşandığına dikkat çekildi. Raporda yer alan değerlendirmeler şöyle: Halen Tuzla’da 48 tersane bulunuyor. Tuzla’da bulunan tersanelerde 5 bin 320’si asıl işveren, 8 bin 811’i taşeron işçisi olmak üzere toplam 14 bin 131 işçi çalışıyor. Tuzla bölgesinde çalışan işçi sayısı toplamı ise 24 bin 823’ü buluyor. Tuzla’da 48 tersane dışında, 563 tane taşeron firma faaliyet göstermektedir. Asıl işverene bağlı olarak çalışan ve kadrolu işçi olarak adlandırılan işçilerin oranı yüzde 10 da çelişki var. Hiç yabancı işçi çalıştırılmadığı iddia edilirken, 3 yabancı işçi çalıştırıldığı tespit edildi. Bunlara 15 bin YTL ceza kesildi. Eksikliklerin giderilmesi için gerekli tüm başvurular, bildirimler yapıldı. Eksikliklerin giderilmesi için verilen süreler doldu. Şimdi, hukuki yaptırımlar kapıda...” Sorunun; “mesleki eğitim eksikliği, alt işveren (taşeron) uygulaması, işyerlerinin kapasitenin üstünde talep alması”ndan kay civarında iken geri kalan yüzde 90’lık kısmı taşeron firma işçisidir. Kadrolu işçiler aylık ortalama 8001250 YTL ücret alırken, taşeron firmalarda çalışan işçiler günlük ortalama 50 YTL yevmiye almaktadır. Türkiye’deki tersanelerde 1985’ten bugüne kadar meydana gelen iş kazalarında 80 işçi hayatını kaybetmiştir. Hayatını kaybeten 80 işçiden 50’si ise son 7 yılda Tuzla tersanelerinde hayatını kaybeden işçilerdir. 2006 yılı içinde Tuzla tersanelerinde meydana gelen 276 iş kazasında 12 işçi hayatını kaybederken, 6 işçi çeşitli organlarını kaybetti. Bu ölümlerin 2’si elektrik çarpmasından, 4’ü yüksekten düşerek, 3’ü cisim çarpması ve düşmesinden, 2’si araç çarpmasından, 1’i de kalp krizinden meydana geldi. Yaralanmalar da dahil en çok kaza 86 ile yüksekten düşme, 56 ile cisim çarpmasıyla yaşandı. Aralık 2006Eylül 2007 döneminde ise Tuzla’da 386 iş kazası yaşandı. Bu kazalarda 8 kişi öldü, 2 işçi organ kaybı yaşadı, 376 yaralanma meydana geldi. naklandığını belirten Çelik, “510 gemi yapabilecek kapasitede olan yerler, 20 gemi siparişi alıyor. Bir an önce bunları teslime yoğunlaşınca bazı şeyler ihmal ediliyor” dedi. MHP İstanbul Milletvekili ve Eski Torlak Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Durmuşali Torlak ise Tuzla tersanelerindeki ölümlerin neden kaynaklandığını ortaya çıkarmak için tersaneciler, sendikalar ve ilgili bakanlıklardan oluşan bir komisyon kurulmasını önerdi. İddaa tasarısı Meclis’ten geçti ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Spor müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli ve müşterek bahis oyunlarının (İddaa) özel şirketlere yaptırılmasını öngören yasa tasarısı TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Tasarıya göre, at yarışları hariç, uzmanlık, ileri teknoloji ve yüksek maddi kaynak gerektiren spor müsabakaları üzerine, sabit ihtimalli ve müşterek bahis oyunları düzenlenecek. Özel hukuk tüzelkişilere, sabit ihtimalli ve müşterek bahis oyunları için hasılattan pay verilebilecek. Özel hukuk tüzelkişiler, kurulacak olan bayilere bahis terminalleri kuracak. TMMOB, DSİ’ye dava açacak ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü yönetiminin, çalışanlarının, Ankara’da gerçekleştirilmesi planlanan TMMOB 2. Su Politikaları Kongresi’ne katılımını yasakladığını bildirdi. Soğancı, talimatnamenin geri alınmaması halinde, yasaklama işleminin iptali için DSİ’ye dava açacaklarını söyledi. Soğancı, su politikalarının oluşturulmasında DSİ’nin teknik bilgi birikimine ve deneyimine ihtiyaç olduğunu anımsattı. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle