Katalog

21 ŞUBAT 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Anayasa Mahkemesi, şekil dışında kapsamlı denetim yapabileceğinin mesajını verdi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Türban ‘yokluğa’ gidebilir Prof. Dr. Eryılmaz beraat etti ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çankaya Belediye Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz ve eski Çankaya Belediye Başkanı Haydar Yılmaz’ın da aralarında bulunduğu 16 belediye yetkilisi, eski bakanlardan Onur Kumbaracıbaşı’nın şikâyeti üzerine “görevi kötüye kullandıkları” iddiasıyla yargılandıkları davada beraat etti. Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Cumhuriyet Savcısı İsmail Karademir, aynı suça ilişkin bir kısım sanıklar hakkında başka bir mahkemede açılan davada da beraat kararı verildiğini ve kararın Yargıtay’ca onandığını bildirerek “unsurları oluşmayan suçtan” sanıkların beraatlarını talep etti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi’nin, 21 Ekim’deki halkoylamasıyla kabul edilen anayasa paketinden cumhurbaşkanı seçimine ilişkin düzenlemeleri çıkaran yasanın yokluğunun hükme bağlanması ya da iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemini ret gerekçesi, türban serbestisine ilişkin olası davada mahkemenin yol haritası olarak değerlendirildi. Anayasa hukukçuları yüksek mahkemenin gerekçeli kararı doğrultusunda, türban düzenlemesinin de “yokluğuna” karar verilebileceğine ya da iptal edilebileceğine dikkat çektiler. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu, yüksek mahkemenin, yetkisinin teklif ve karar sayısıyla sınırlı olduğunu belirttikten sonra “Daha ağır bir hukuka aykırılık olur Cüneyt Arcayürek’in Kitabı... Benim kuşağım Cüneyt Arcayürek’ten çok şey öğrendi... Haberciliği ve köşe yazarlığını.. Gazetecilik etiğini... Cüneyt Ağabey’in Detay Yayıncılık’tan çıkan son kitabı “Atatürk’ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik?”i bir solukta okuyup bitirdim... 19 Ocak 2008 Önsöz... Son Söz... “Atatürk’le doğdum Atatürk’le büyüdüm Atatürk’le öleceğim” Cüneyt Ağabey böyle diyor... Otuza yakın kitap... Binlerce yazı, haber... O bir gazeteci... Ödün vermeyen, Cumhuriyet devrimlerine sahip çıkan Atatürk’le yaşayan... 1956 yılında Metin Toker’in Akis dergisinde çıkan bir yazısından ötürü cezaevine girdiğinde 28 yaşındaydı... Bugün hepimizden daha genç, o yıllarda olduğu gibi... Her sabah Ankara Bürosu’na gelip, 20 yaşındaki gazeteci gibi, haber kovalayan, yazılarının her satırında “haber” olan bir yazar... Kitabını okurken yıllar önceye gittim. Fethiye günlerinde Uğur Mumcu’yla birlikte yaptığımız sohbetleri anımsadım... Cüneyt Ağabey, yine yakın tarihimize önemli notlar düşüyor “Atatürk’ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik?” adlı son kitabında... Yaşamın o ince çizgisi, çocukluk anıları... 193334... Ankara Kız Lisesi öğrencileri... Okulun arka bahçesinden gelen trampet sesleri... Yurdun dört köşesinden gelen izciler... Cumhuriyetin yıldönümü törenleri... ??? Saat gece yarısını çoktan geçmiş... Yerimden kalkıp pencereden bahçedeki beyaz örtüyü seyrediyorum bir süre. Yeniden koltuğa oturuyorum ve şu soruyu soruyorum kendime: “Bugünlere nasıl geldik?” Deniz kabukları kadar sert, söğüt dalları kadar kırılgan olan yaşam, kuşatılmış toprakların, umutla umutsuzluğun rüzgârında gidip geliyordu işte... Buğulu gözlerim Cüneyt Arcayürek’in kitabının sayfalarında, o güzel Türkçeyi kıskanarak, severek beynimin ve yüreğimin içine doldurmaya çalışıyordum... Karşıdevrimi başlatan ilk olaylar, ilk uygulamalar 19401950 yılları arasındaki bu süreçte izlenmişti... Cüneyt Ağabey şöyle diyordu: “Atatürk’ten sonra geriye sayım süreci ölümünden hemen sonra, İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanlığı döneminde, İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen sonra, CHP’nin tek başına iktidar olduğu dönemde başladı.” Tarihe tanıklık eden Cüneyt Arcayürek, Demokrat Parti döneminde Atatürk devrimlerinden sapan uygulamaların 27 Mayıs 1960 müdahalesinden sonraki tek başına iktidar dönemlerinde de sürdüğünün altını çiziyor kitabında... Bağımsızlıktan Atatürk devrim ve ilkelerinden sapmalar... Karşıdevrim uygulamaları... İmam hatip okulları... Kenan Evren dönemi... Tarih hızla akıyor... Tarikatlar, eğitimin dinselleştirilmesi... Elbet kitabın tümünü bu köşede ayrıntılarıyla aktarmak zor!... Aşırı dinci kesim ve karşıdevrim... 70 yıllık bir sürecin öyküsünü anlatıyor Cüneyt Arcayürek... ??? Cüneyt Arcayürek başta belirttiğim gibi yine yakın tarihimize ışık tutuyor... O ışıktan genç, yaşlı herkes yararlanmalı ve Cüneyt Ağabey’in “Atatürk’ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik?” kitabını mutlaka edinip okumalı... Özellikle CHP’li belediyeler, Atatürk’e ve Cumhuriyet devrimlerine sahip çıkan demokratik kitle örgütleri, sendikalar, sanayi ve ticari kuruluşlar “Atatürk’ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik?” kitabını Detay Yayıncılık’tan (Tel: 0 212 445 46 75/ Faks: 0 212 445 46 74 / Elektronik Posta: detay@detaygroup.com) topluca alıp dağıtmalılar... Unutmayın bilgi edinilmeden düşünce üretilmez... Yakın tarihimiz ve Cüneyt Arcayürek... Kalemine, yüreğine sağlık Cüneyt Ağabey!.. ? Anayasa hukukçuları yüksek mahkemenin 21 Ekim’de halkoyuna götürülen anayasa değişikliğindeki bazı düzenlemelerin çıkarılmasına ilişkin davadaki gerekçeli kararı doğrultusunda, türban düzenlemesinin de “yokluğuna” karar verilebileceğine ya da iptal edilebileceğine dikkat çektiler. Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu, yüksek mahkemenin bu kararla “daha ağır bir hukuka aykırılık olursa, daha kapsamlı denetim yaparım” mesajını verdiğini belirtti. sa, daha kapsamlı denetim yaparım” mesajını verdiğini belirtti. Yüzbaşıoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ne olabilir bu daha ağır hukuka aykırılık? Anayasadaki teklif dahi edilemez hükmüne ilişkin değişiklik teklif edilirse bu daha ağır bir hukuka aykırılık olur. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyetin değiştirilemez niteliklerinde Meclis’in değişiklik yapma yetkisi olmadığına karar verebilir. Geçmiş yıllardaki 1976 ve 1977 kararlarında mahkeme, bunu yaptı. Değişiklik yapılmaya kalkıldığında mahkeme denetledi ve iptale karar verdi. Çünkü değiştirilmesi teklif dahi edilemez dediğine göre bu teklifin bir yaptırımının olması gerekir. Aksi halde bunun bir anlamı kalmaz ve havada kalır. Anayasa Mahkemesi şekil denetiminden hareketle Cumhuriyetin değiştirilemez niteliklerini değiştirmeye yaptırım uygulayacağı işaretini veriyor.” Yüzbaşıoğlu, anayasa değişikliğine ilişkin kararın yokluk yerine iptalinin daha doğru olacağını belirtti. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ülkü Azrak, 10. ve 42. maddelerdeki anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi’ne bile taşınmasına gerek olmadığını vurguladı. Mahkemenin gerekçeli kararında belirttiği gibi anayasa değişikliğini yokluk yaptırımına varacak kadar ağır bir aykırılık olduğunu kabul edebileceğini vurgulayan Azrak, “Çünkü Cumhuriyetin niteliklerinin değiştirilmesi teklif bile edilemez. Mahkemenin kararında, ‘önüme gelirse 2. maddeye aykırılığı incelerim ve iptal edebilirim’ denmektedir. Düzenlemenin 2. maddeye aykırılığı ağır bir aykırılık sayılır, yokluğa gidebilir, iptal de edilebilir. Kimi hukukçuların Anayasa Mahkemesi’nin esasa giremeyeceği yönündeki değerlendirmelerinin de doğru olmadığı ortaya çıktı” diye konuştu. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da, mahkemenin gerekçeli kararının olası türban davası için önemli bir ipucu olduğunu vurguladı. Kaboğlu, “En azından Anayasa Mahkemesi’nin yetki alanını sınırlı olarak algılamadığını gösteren ciddi bir adım ve saptama. Anayasada belirlendiği şekil kaydıyla sınırlı kalmayacağını belirlemesi yönünden önemli. Mahkemenin kendi kendini sınırlamayacağının işareti” dedi. YARGITAY BAŞKANI GERÇEKER: ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ABD’den 3. üst düzey ziyaret ? ANKARA (ANKA) Ankara, PKK’ye karşı mücadelede sürdürülen işbirliği çerçevesinde 15 gün gibi kısa bir süre içerisinde üçüncü üst düzey ABD yetkilisini ağırlayacak. ABD Savunma Bakanı Robert Gates, dört ülkeyi kapsayan gezisi çerçevesinde 28 Şubat’ta Türkiye’ye bir günlük ziyarette bulunacak. ABD yetkilileri Gates’in Türkiye ziyaretini, “PKK’ye karşı sürdürülen işbirliğinin bir parçası” olarak nitelendirdi. ABD Genelkurmay İkinci Başbakanı Cartwright ve Adalet Bakanı Mukasey’in ziyaretlerinde de PKK’ye karşı mücadelede yapılan işbirliğine ilişkin konular üzerinde durulmuştu. ‘Yürütmenin yetkisi sınırsız değildir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, yasama, yürütme ve yargının yetkisinin sınırsız olmadığına dikkat çekti. Gerçeker, makamında gazetecilerle bir araya geldi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gerçeker, “Türkiye’de bir rejim tehlikesi görüyor musunuz” sorusuna karşılık, “Türkiye’de bir rejim tehlikesi görüyorum diyemem” dedi. “Böyle bir şey olmadığı için mi yoksa bulunduğunuz konum itibarıyla mı?” denilmesi üzerine ise Gerçeker, “Böyle bir şey söylemem mümkün değil. Birey olarak da Yargıtay Başkanı olarak da... ‘Olmaz’ diye bir şey yok, yani böyle bir şey söylemeniz mümkün değil. Onu söylediğiniz zaman olayları çok farklı değerlendirmeniz lazım. Yani böyle bir şeye girmenin zamanı ve zemini olmadığını düşünüyorum” diye konuştu. Bir gazetecinin, “Bunun zamanı ve zemini ne zaman” sorusu üzerine de Gerçeker, “Yargıtay Başkanlığı’ndan ayrıldığım zaman...” yanıtını verdi. Gerçeker, bu konularla ilgili belli mesajlar vermenin kendi görevleri olduğunu, ancak bunların sık sık yinelenmemesi gerektiğini, aksi takdirde değerini yitirebileceğini söyledi. Yasama, yürütme ve yargının yetkisinin sınırsız olmadığına işaret eden Gerçeker, bunların kendi mekanizmaları içinde denetlendiğini, yargının da belli kurallara bağlı olduğunu söyledi. Gerçeker, “İstediğim gibi karar veririm” denilemeyeceğini vurguladı. ‘Dolaylı af denilebilir’ Ceza yasalarında yapılan yeni düzenlemelerin yargıya büyük yük getireceğini söyleyen Gerçeker, ceza davalarının yarıdan fazlasının geri geleceğini belirtti. Bir soru üzerine, hükmün açıklanmasının ertelenmesine ilişkin yasa değişikliğine ‘af’ denemeyeceğini kaydeden Gerçeker, ancak 5 yıl içinde koşullar yerine gelince davaların ortadan kalkabileceğini, bu nedenle düzenlemelere ‘dolaylı af’ denilebileceğini belirtti. Arınç çok sesli Meclis istemiyor ? ANKARA (ANKA) Eski Meclis Başkanı ve AKP Manisa Milletvekili Bülent Arınç, Meclis’te zaman kaybını önlemek amacıyla, kanun tasarı ve tekliflerinde “yürütme ve yürürlük” başlıklarıyla yer alan son iki maddenin çıkarılmasına ilişkin yasa teklifi hazırladı. Arınç’ın hazırladığı yasa teklifinin kabul edilmesi halinde, muhalefet milletvekilleri yasa tasarı ve teklifleri üzerindeki konuşma süreleri de kısalmış olacak. musakart@yahoo.com Kritik MGK bugün toplanıyor Toplantıda AKP ve MHP’nin üniversitede türbanı serbest bırakmak amacıyla yaptıkları düzenlemenin de gündeme gelmesi bekleniyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) şubat ayı toplantısı bugün yapılıyor. Toplantıda AKP ve MHP’nin üniversitede türbana serbesti getirmesi amacıyla çıkardıkları anayasa değişikliğinin de gündeme gelmesi bekleniyor. Şubat ayı MGK toplantısı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında Çankaya Köşkü’nde saat 13.30’da başlayacak. Toplantıya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, kuvvet komutanları, Jandarma Genel Komutanı ve hükümetin ilgili bakanları katılacak. MGK’nin resmi gündeminde bulunmamasına karşın toplantıda AKP’nin MHP ile ortaklaşa çıkardığı türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasını amaçlayan anayasa değişikliğinin de gündeme gelmesi bekleniyor. Konunun toplantının gündeme ilişkin değerlendirmeler bölümünde sözlü olarak dile getirilebileceği belirtiliyor. Güncel değerlendirmelerin yapıldığı bu bölümde anayasa değişikliğini henüz imzalamamış olan Cumhurbaşkanı Gül’ün konuyu gündeme getirebileceği ve kurulun asker üyelerinin fikirlerini sorabileceğine dikkat çekiliyor. Bu durumda Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın daha önce kamuoyuna yansıyan şekliyle TSK’nin tavrını kurul üyelerine yeniden aktarabileceği değerlendiriliyor. Kurulun resmi gündeminde Irak’ın kuzeyinden kaynaklanan bölücü terör ve alınacak önlemler ve Irak’taki son gelişmeler bulunuyor. Kurulun gündeminde bulunan bir diğer konu ise Kerkük’ün statüsü. Bu kez hedefi sosyologlar ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bugüne kadar toplumun birçok kesimiyle kavga eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu kez de sosyologlara çattı. Atatürk Kültür Merkezi’ndeki, “Her Yönüyle Trabzon’’ etkinliklerine katılan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, kömür dağıtımına ilişkin eleştirileri yanıtladı. Erdoğan, “İstanbul’un, Ankara’nın elit semtlerinde oturarak, masa başında sosyolojik analizler yaparak, kimse şehirlerimizdeki hizmetleri anlayamaz. Bir garibin sofrasına oturup bir dilim peyniri, üç tane zeytini, yokluğu, yoksulluğu görmeden ve hissetmeden ahkâm keserseniz, yaptığınız yorumlarla kargaları bile güldürürsünüz” diye konuştu. Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararı türbanı yargıya taşımaya hazırlanan CHP’yi sevindirdi hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 ‘Mahkeme işareti verdi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi’nin CHP’nin referanduma sunulan paketten 11. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili maddelerin çıkarılmasına ilişkin yasanın “yokluğunun hükme bağlanması” veya iptali için yaptığı başvuruda verdiği karar, türbanla ilgili anayasa değişikliği için yüksek mahkemeye gitmeye hazırlanan CHP’de “ciddi bir sinyal” olarak değerlendirildi. Anayasa değişikliklerinin iptalinin istenmesi durumunda ancak şekil yönünden denetlenebileceğini kaydeden mahkeme, “değişikliğin hukuksal geçerliliği üzerinde da ? Anayasa Mahkemesi’nin “anayasa değişikliklerinin yetki yönünden tartışılabilmesi” yolunu açan gerekçeli kararı dikkat çekerken; CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, “Anayasa Mahkemesi çok ciddi bir işaret verdi. ‘Bir cümle yeter’, diyenler mahkemenin kararını dikkatle okumalı” dedi. ha ileri bir tartışma yapmak için, iptal nedenlerinden daha ağır bir hukuka aykırılığın varlığı zorunludur” diyerek “yetki yönünden” tartışılabileceği noktasında da açık kapı bıraktı. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, bu kararla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Biz, bu anayasa değişikliği ‘yok hükmünde’dir diyoruz. Bu bir yetki gaspıdır, anayasa kendini güvence altına alır, diyoruz. İmarlı binaya kaçak oda yapmak istiyorlar. Yapamazlar. Anayasa Mahkemesi’nin son kararı hukuka uygun bir karar. Yüksek mahkeme, çok ciddi bir işaret veriyor. Anayasaya, ‘dini inancı gereği başını örtenler istediği gibi yükseköğretim hakkından yararlanabilir’, yazabilir misiniz? 2. madde varken bunu yazamazsınız. Bugün yaşanan sıkıntı, ‘bir cümle yeter’, diyenlerin açmazını gösteriyor. Biz hep bunları anlattık: Sistemle oynamayın, sistem refleksini gösterir. ‘Bir cümle yeter’, diyenler Anayasa Mahkemesi kararını dikkatle okumalı.” CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu da, “Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar, Cumhuriyetin değerlerine aykırı tüm düzenlemelere yüksek mahkemenin bakacağını açıkça ifade ediyor. Zaten bir Anayasa Mahkemesi’nden beklenen de budur. Anayasanın en büyük güvencesi, Anayasa Mahkemesi’dir” dedi. Anayasa Komisyonu üyelerinden, CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, anayasanın ilk 3 maddesini zaafa uğratacak, ihlal edebilecek nitelikte bir düzenleme yapılamayacağını yineledi. Kart, “Bu noktada TBMM’nin bir yetkisi yoktur. Bu yönde yapacağı çalışmalar anayasal bir yetkiye dayanmadığı için yok hükmünde olması gerekir. Karar, yüksek mahkemenin genel bakış açısını gösteren önemli bir bulgu” görüşünü dile getirdi. CUMHURİYET 05 K