Katalog

21 ŞUBAT 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 CHAVEZ: BİR YERE GİTMİYOR İki eyaleti daha alan Barack Obama, rakibi Hillary Clinton karşısında 10. zaferini ilan etti Obama hız kesmiyor Erivan’ın tutumu değişmeyecek ? ANKARA ELÇİN POYRAZLAR Latin Amerika Fidel’i selamladı Dış Haberler Servisi Küba lideri Fidel Castro’nun 49 yıllık iktidarın ardından sağlık sorunları nedeniyle önceki gün görevden ayrılmasının ardından Fidel’in yakın dostu ve müttefiki Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez, “Küba devriminin tek bir kişiye ya da koşula bağlanamayacağını” belirtti. Venezüella lideri, “Fidel pes etmiyor ve bir yere gitmiyor. Küba ve Latin Amerika devriminde yerine getirmesi gereken görevi sürdürüyor” dedi. Castro’nun görevden ayrılmasının zamanlaması yerinde bir karar olduğunu söyleyen Chavez, “Fidel her zaman öncü rolünü üstlenmiştir. Onun gibiler asla emekli olmaz” diye konuştu. Castro’nun geçirdiği ağır ameliyattan sonra tam olarak iyileşmediğini ve iktidardan vazgeçerek kendisini yücelten bir hareket yaptığını ifade eden Chavez, Castro’nun her zaman devrimcilerin lideri olacağını söyledi. Küba’nın bir diğer müttefiki olan Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales, Castro’dan çok şey öğrendiğini belirtirken Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva da Küba liderini “yaşayan efsane” olarak niteledi. Nikaragua’daki solcu Sandinist hükümetinin Dışişleri Bakanı Samuel Santos da “Castro bir devdi ve bir dev olarak çekildi. Bu adam, insanlık tarihinin en büyük şahsiyetlerinden biridir” dedi. Vietnam ve Çin de Fidel’den “eski bir dost ve yoldaş” diye söz etti. (Cumhuriyet Bürosu) Ermenistan’daki devlet başkanlığı seçimlerini Başbakan Serj Sarkisyan’ın kazanmasının ardından, Türkiye’ye yönelik herhangi bir politika değişikliği beklenmiyor. Sarkisyan’ın yüzde 52.86 oyla seçimleri kazanması, Ankara’nın politikalarında da herhangi bir değişiklik yaratmayacak. Eski Devlet Başkanı Robert Koçaryan ile benzer politikalar izleyeceğini uzun süre önce açıklayan Sarkisyan’ın, başta sözde soykırım olmak üzere, işgal altındaki Azerbaycan toprakları ve PKK konularında herhangi bir değişikliğe gitmesi öngörülmüyor. Papadopulos AKEL’i seçti ? Dış Haberler Servisi Güney Kıbrıs’ta geçen pazar günü yapılan başkanlık seçiminin ilk turunda elenen Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos’un partisi Demokratik Parti’nin (DİKO), bu pazar yapılacak ikinci turda Meclis Başkanı ve komünist Emekçi Halkın İlerici Partisi (AKEL) Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas’ı destekleme kararı aldı. Rum basını, DİKO’nun Papadopulos’un “perde arkasındaki müdahalesinin” ardından Hristofyas’ı desteklemeye karar verdiğini yazdı. WASHINGTON ABD seçimlerinde başkan adayı olmak için yarışan Demokrat partili Illinois Senatörü Barack Obama, Wisconsin ve Hawai eyaletlerinde yapılan önseçimleri kazanarak rakibi Senatör Hillary Clinton karşısında art arda 10. zaferini elde etti. Cumhuriyetçi parti için Washington ve Wisconsin eyaletlerindeki önseçimleri ise Senatör John McCain kazanarak parti adaylığı için konumunu güçlendirdi. Obama doğduğu eyalet Hawai’de yüzde 76 oranında oy alarak yüzde 24 oy toplayan Clinton karşısında ezici bir üstünlük sağladı. Nüfusunun çouğunluğunu beyaz seçmenlerin oluşturduğu Wisconsin’de Obama yüzde 58 oy alırken Clinton yüzde 41’de kaldı. Obama Wisconsin’de beyaz seçmenlerin yüzde 54’ünden oy alırken Clinton’a bu destek yüzde 45 oranında gerçekleşti. Obama’nın bağımsızlar ve genç seçmenlerin yanı sıra bazı Cumhuriyetçilerin de oylarını aldığı gözlendi. Wisconsin’in nüfusunun çoğunluğunu beyazların oluşturduğuna dikkati çeken uzmanlar, Obama’nın Clinton’a açık bir üstünlük sağlamasının Hillary için kötü bir işaret olduğunu belirtmişti. awai’de yüzde 76 oy oranıyla Clinton’a açık fark atan Obama, Wisconsin’de yüzde 58 oy aldı. Wisconsin’in nüfusunun ezici çoğunluğunu beyazların oluşturduğuna dikkati çeken uzmanlar, Obama’nın bu ortamda da Clinton’a açık bir üstünlük sağlamasının Hillary için kötü bir işaret olduğu görüşünde.(Fotoğraf:AP) H Rice’a Küba mektubu ABD Kongresi’nin 100’den fazla üyesi, ABD’nin 46 yıldır uyguladığı ambargonun kaldırılması ve Küba’ya yönelik Amerikan siyasetinin gözden geçirilmesi için Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’e bir mektup gönderdi. Mektupta, 50 yıldır uygulanan siyasetten sonuç alınamadığı belirtildi. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın iki numaralı ismi John Negroponte ise ülkesi tarafından Küba’ya uygulanan ambargoyu hemen kaldırmayacaklarını söyledi. Önseçim sonuçlarının ardından seçmenlerine konuşan McCain ve Clinton konuşmalarında isim vermeden Obama’yı hedef aldılar. Clinton Obama’nın baş komutan olma özelliğinden yoksun olduğunu ima ederek “Bu tehlikeli dünyada aramızdan biri başkomutan olmaya hazır, karşımızda duran seçim bu” dedi. Clinton “Aramızdan biri geçmişte Cumhuriyetçi muhalefete karşı durdu ve yine yapmaya hazır” şeklinde konuştu. Obama ise McCain’i eleştirerek “O dünün politikalarını temsil ediyor ve biz yarının partisi olmak istiyoruz” dedi. Obama ülke genelinde önde Seçimlere yönelik olarak yapılan anketlerde yarışın Obama ve McCain arasında olması durumunda ülke genelinde Obama’nın birkaç puan önde gittiği ortaya çıktı. ClintonMcCain arasındaki olası yarışta ise Clinton ikinci sırada geliyor. Demokrat Parti’den Obama’nın toplam 1354, Clinton’ın ise 1263 delegesi bulunuyor. Demokrat Parti’den başkan adayı seçilebilmek için topam 2 bin 25 delege toplamak gerekiyor. Hillary Clinton’ın bütün umudunu 4 Mart’ta yapılacak Texas ve Ohio ön seçimlerine bağladığı bildiriliyor. T ÜRKMENLERE DESTEK ÇIKTI ABD Kerkük için Arap aşiretleri topladı MAHMUT GÜRER TRANSDİNYESTER: BİZE ÖRNEK Kosova Pandora’nın Kutusu’nu mu açıyor? DENİZ BERKTAY Hollanda zehirli gaz denemiş ? AMSTERDAM (AA) Hollanda’nın 1950’li yıllarda Sovyetler Birliği’nin olası kimyasal silah saldırısına karşı zehirli gazlarla askeri amaçlı denemeler yaptığı bildirildi. Haftalık “HP/De Tijd” dergisinin Savunma Bakanlığı arşivlerinde yaptığı araştırmaya göre, Hollanda Teknik Araştırma Kurumu, Cezayir çöllerindeki denemelerde sarin, tabun ve soman gibi zehirli gazların yanı sıra çok daha zehirli bir gazı da kullandı. ANKARA ABD, Kerkük konusundaki süreci değerlendirmek üzere Arap aşiretlerinin temsilcilerini buluşturdu. ABD’nin Bölge Komutanı Albay David Gray’in 17 büyük Arap aşiretinin liderleriyle bir araya geldiği ve Kerkük’ün statüsüne ilişkin görüşleri aldığı vurgulanıyor. Iraklı kaynaklardan edinilen bilgiye göre önceki gün yapılan toplantıya, Gray’in yanı sıra ABD’nin Kerkük Başkonsolosu ve ülkenin çok sayıda diplomatı ile Sünni ve Şii önde gelen aşiretlerinin katıldığı belirtildi. Toplantıda, ABD’li yetkililer Arap aşiretlerine Kerkük’te ne tür bir yönetim biçimi istediklerini, kentin bölgesel yönetime katılıp katılmamasının ne tür sonuçlar doğuracağını sordu. ‘Referandum bütün Irak’ta yapılmalı’ Arap aşiret liderlerinin, Kerkük’te referandumun ertelenmesini desteklediklerini, Kürtlerin kente çok fazla dış göç getirdiğini ve yapılacak bir halk oylamasının gerçek sonuçları yansıtmayacağını ilettiğini söyledikleri öğrenildi. Aşiret liderlerinin ayrıca Irak’ta Kerkük’le ilgili bir referandum yapılacaksa bunun sadece Kerkük kentinde değil tüm Irak’ta gerçekleştirilmesi gerektiğini ilettiği kaydedildi. Bu konuyla ilgili olarak Irak Türkmen Cephesi’nin (ITC) de aynı tavrı benimsediğini belirten Arap liderlerin, Kerkük’ün Bağdat ile birlikte Irak’ın tüm unsurlarını içinde barındıran iki kentinden biri olduğunu vurguladıkları ifade edildi. Aşiretlerin ABD’ye ilettiği bu görüş, ITC’nin savunduğu görüşle örtüşüyor. Arap gruplar kentte geçici bir BM yönetiminin kurulması yönündeki görüşlere de destek verdi. Kenya’da 27 Aralık’ta yapılan başkanlık seçimlerinde Mwai Kibaki’nin yeniden Devlet Başkanı seçilmesinin ardından patlak veren şiddet olaylarında, Kibaki ile muhalefetteki Raila Odinga yandaşı kabileler arasındaki çatışmalar hız kesmiyor. Başkent Nairobi’de Odinga’nın bağlı olduğu Luo kabilesi yandaşları, polisin muhalifleri haksız yere Şiddetin pençesinde tutukladıklarını belirterek “rakip” Kikuyu üyelerine saldırdı. Çatışmaların sona ermesi amacıyla Kibaki ve Odinga arasında eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan arabuluculuğunda yapılan görüşmeler sürerken, muhalefet görüşmelerde 1 hafta içinde anlaşma sağlanamaması halinde yeniden sokaklara dökülebilecekleri tehdidinde bulundu. (Fotoğraf: AFP) Batı Şeria’ya NATO askeri planı KUDÜS (AA) ABD’nin İsrail’in önümüzdeki yıllarda Batı Şeria’dan çekilmesini kolaylaştırmak ve İsrail ordusunun bölgeyle ilgili güvenlik endişelerini gidermek amacıyla Batı Şeria’ya NATO güçlerini konuşlandırmayı düşündüğü ve bu konuda çalışma yaptığı bildirildi. İsrail gazetesi Jerusalem Post’un savunma yetkililerine dayanarak verdiği habere göre, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi General Ja mes Jones’un öncülüğünü yaptığı plan için, Avrupa ülkelerinde güce katkıda bulunmaları konusunda zemin yoklandı. Jones’un planı, “İsrail askerlerinin çekilmesinin ardından Filistin yönetimi güvenliği ele alana kadar, NATO askerlerinin geçici bir süreyle Batı Şeria’ya yerleştirilmesini” öngörüyor. İsrailli üst düzey bir güvenlik yetkilisi İsrail’in henüz bu planı kabul etmediğini kaydetti. KİEV Kosova yönetiminin bağımsızlığını ilan etmesinin ardından, eski Sovyet coğrafyasındaki ayrılıkçı yönetimlerden de tanınma talepleri dile gelmeye başladı. 1992 yılında Moldova yönetimi ile girdiği çatışmadan sonra Moldova’nın fiili denetiminden çıkan, Dinyester Nehri’nin doğu yakasında bulunan ve çoğunluğunu etnik Rus ve Ukraynalıların oluşturduğu Transdinyester bölgesi ile, Gürcistan’dan ayrılma mücadelesi veren Abhazya ve Güney Osetya bölgelerinin liderleri, Kosova olayının kendileri için de örnek olay oluşturduğunu açıkladılar. Güney Osetya lideri Eduard Kokoyti dün bu ayın sonuna kadar kendi tanınma taleplerini Rusya makamlarına, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerine ve BM Güvenlik Konseyi’ne ileteceklerini bildirdi. Rusya’nın, Kosova’nın bağımsızlığının Transdinyester, Güney Osetya ve Abhazya için örnek oluş turacağını söylemesine karşılık, bu konuda sergileyeceği tavır net değil. Bir taraftan Gürcistan yönetiminden, bir taraftan da Kırım Özerk Bölgesi’ndeki Rus çoğunluktan kaygı duyan Ukrayna da, Kosova’nın bağımsızlığına açıkça mesafeli davranıyor. ‘Filistin işgal altında’ Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın yardımcılarından Yaser Abdrabbo da, İsrail’le barış görüşmelerinde sonuca varılamazsa Filistinlilerin tek taraflı bağımsızlık ilanını düşünmeleri gerektiğini söyledi. Filistinli başmüzakereci Saib Erekat da “İşgali sona erdirmek ve gerçek bir bağımsızlık kazanmak istiyoruz. Biz Kosova değiliz. Biz, İsrail işgali altındayız” dedi. İlk elçi İngiltere’den Kosova’yı şu ana kadar aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 18 ülkenin tanıdığı bildirildi. İngiltere, David Blunt’u ilk Priştine Büyükelçisi olarak atadı. Var mı O Yürek? usya başkanlık seçimleri süreci tam da Kremlin’de planlandığı gibi ilerliyor. Anketler, Putin’in adayı Medvedev’in halkın yaklaşık dörtte üçünün desteğini aldığını gösteriyor. Bunu gören Medvedev, demokratik uygulama adına, rakipleriyle TV tartışmalarına bile katılmıyor, “onların düzeyine inmiyor”. Ya rakipler? Zyuganov, Jirinovski ve Bogdanov... Kendi aralarında biraz tartışıp ufak tefek siyasi gösteriler yapıyorlar. Ama halktan ilgi az. Seçim kampanyası sıkıcı. Bizim gördüğümüz, medyaya yansıyan bu. Bir de pek görünmeyen gelişmeler var. Bunlardan biri, komünistler içindeki yoğun tartışma. Bazıları diyor ki: “Madem Kremlin her şeyi oyun haline getirdi, biz de bu oyunu bozalım. Örneğin, Zyuganov seçimlere katılmasın. Bu durumda seçim sürecinin güvenilirliği sarsılır. Kremlin’e tokat atılmış olur.” Doğrusu bu tavrın bir muhalif parti için ciddi bir mantığı ve siyasi getirisi var. Ama Zyuganov buna yaklaşmıyor. Çünkü korkuyor. Ya Kremlin bozulursa? Onu cezalandırırsa? Şu anda hiç olmazsa “baş muhalif” olarak ortalarda dolaşıyor, kendini gösteriyor. Putin’i kızdırırsa belki bütün imkânları elinden alınır... Bununla mücadele edebilir mi? Var mı o yürek Zyuganov’da? Sanmam. O çoktan beri Kremlin senaryolarında eski bir dekorasyon öğesidir. Ve anlaşılan bundan da memnun gibidir. PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY utin’in Kosova’nın bağımsızlığına karşı çıkarken kullandıP ğı Kıbrıs örneği Türkiye’de büyük yankı uyandırdı. Kimileri işi “Putin’in KKTC’yi Türk gibi (hatta daha iyi) savunduğunu” söylemeye kadar vardırdı. Putin’in Kosova konusundaki çıkışında “O zaman 40 yıldır fiilen bağımsız olan Kuzey Kıbrıs’ı neden tanımıyorsunuz? Çifte standartlarınızdan dolayı utanmıyor musunuz?” demesi, anlaşılan Başbakanımız Erdoğan’ı da etkilemiş. O da AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısında, bugünlerde Putin’e “KKTC teşekkürü” anlamında bir telefon edeceğini açıklamış. Söylendiğine göre Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Puaksay@rusya.ru R Erdoğan’dan Putin’e Yanlışlıkla Teşekkür olduğunu İnsanın, yalnız gerçeğin ne ğruyu Do ir... ğild bilmesi yeterli de reklidir... istemesi ve yapması da ge Goethe yık altından güler. Neden mi? Çünkü Erdoğan, Putin’i anlamadı. Daha doğrusu yanlış anladı. Türkiye’deki pek çokları gibi. Elbette Putin’in sözleri objektif olarak KKTC’nin işine gelmiş olabilir. Ama o, KKTC’nin bağımsızlığını savunmak için değil, Kosova’nın bağımsızlığına karşı çıkmak için o sözleri söyledi. Ve Avrupalılara “tutarlı olun”, “çifte standarttan vazgeçin” derken, “Kosova gibi KKTC’yi de tanıyın” demedi, “KKTC gibi Kosova’yı da tanımayın” dedi. Rusya’nın Kıbrıs politikası belli. Birdenbire değişeceğini de sanmıyorum. Ama bizimkiler “Putin, KKTC’yi Türk gibi savundu” diyorlar... Erdoğan Putin’e telefon edip teşekkür edecek. Ne diyelim. Ben zaten TürkRus ilişkilerinin gelişmesinden yanayım. Varsın iki ülke yönetimi ara sıra da “yanlış anlamalar” sonucu yaklaşsın birbirine. Hem tarihte yanlış anlamalar yüzünden birbirimizden uzaklaştığımız o kadar örnek varken, bir kere de böyle oluversin, değil mi?.. Çöpçülükten Başkanlığa Mart devlet başkanlığı seçimlerine kısa sü2 re kala, en güçlü başkan adayı ve Başbakan 1. Yardımcısı Dmitriy Medvedev’in özel hayatı basına yansıdı. İtogi dergisi muhabirinin, uçak seyahatleri sırasında Medvedev’le yaptığı görüşmeler yayımlandı. Putin’in yerini alacağına kesin gözüyle bakılan 42 yaşındaki Medvedev, “1999 yılında Petersburg’dan Moskova’ya taşınırken 8 yıl içinde başkan adayı olacağımı hayal edemezdim” diyor. Ve geçmişine dönüyor. Maddi sıkıntılar içinde büyüyen Medvedev, ailesiyle beraber 40 metrekarelik küçücük bir evde 30 yıl yaşadığını anlatıyor. Vaktiyle bir kot pantolon veya bir plak almanın bile kendisi için külfetli bir amaç olduğunu, öğrencilik yıllarında yazları inşaatlarda, okul dönemi de çöpçü olarak çalıştığını hatırlıyor. 14 yaşlarında okulda tanıştığı kızla evlendiğini ve bir oğlu olduğunu, eşinin işten çıkarak evinin hanımı olmasını istediğini söylüyor. Medvedev, 23 yaşında Ortodoks Kilisesi’nde vaftiz olduğunu söylüyor. Ama “Din özel bir meseledir” diyerek konuyu hemen kapatıyor. Leningrad Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olarak, sorunlara her zaman bir hukukçu gibi yaklaştığından dolayı bazen “biraz kuru birisi” gibi algılandığını dile getiren Medvedev, yüzme, atletizm, futbol ve fotoğrafçılıkla ilgilendiğini vurguluyor. Medvedev söyleşiyi şöyle bitiriyor: “Mevkiler gelir geçer; önemli olan normal bir insan olmaktır.” Putin’in Kosova’nın bağımsızlığına karşı çıkarken KKTC örneğini göstererek Batı’yı ikiyüzlülükle suçlaması, Erdoğan’ı pek memnun etmişe benziyor. tin’in KKTC konusunda Avrupa Birliği’ne yönelttiği ikiyüzlülük suçlaması için müteşekkir olduğunu bildirecek, ayrıca Kıbrıs’ın tanınması konusunda da desteklerini isteyecekmiş. Bu haberi çelişkili duygularla okudum. Bir taraftan Erdoğan’ın Putin’e dostane bir telefon mesajı iletmesi iyi bir şey, diye düşündüm. Zaten ben TürkRus dostluğundan yana değil miyim? İşte Erdoğan bu yolda bir adım daha atıyor. Sevinmem gerekmez mi?.. Diğer taraftan, aklıma Putin’in bir gülüşü geldi... Zeki ve hain bir gülüş bu... Putin’in bıyığı yok, ama “bıyık altından gülmesini” en iyi beceren liderlerden biri o. Herhalde Erdoğan’dan böyle bir telefon alırsa cevap vermeden bı Antikomünist Fıkra Kapitalist, komünist ve sosyaldemokrat buluşacaklarmış. Sosyaldemokrat gecikmiş: Affedersiniz, salam kuyruğundaydım da... Kapitalist sormuş: Kuyruk ne demek? Komünist sormuş: Salam ne demek? CUMHURİYET 11 K