02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 ŞUBAT 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 15 YAŞAMDA MALİ ÇÖZÜM YA H YA A R I K A N [email protected] Mirasçı vergi borcundan hisse oranında sorumlu M irasçılar ölüm tarihinden itibaren, ölenin ikametgâhının bulunduğu yerdeki veraset ve harçlarla yetkili vergi dairesine 4 ay içerisinde veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermek zorunda. Veraset ve intikal beyannamesi süresi içinde verilmez ise mirasçılar cezalı duruma düşer. ÖRNEK 1 Veraset ve İntikal Vergisi Tarifesi (2008 yılı için V.İ.V GT39) Matrah İlk Sonra gelen Sonra gelen Sonra gelen Matrahın 150.00 YTL için 320.000 YTL için 680.000 YTL için 1.380.000 YTL için 2.530.000 YTL’yi aşan bölümü için Veraset yoluyla intikallerde vergi oranı (yüzde) 1 3 5 7 10 İvazsız intikallerde vergi oranı (yüzde)(*) 10 15 20 25 30 YURTDIŞINDA YAŞAYANLARIN SOSYAL GÜVENLİĞİ SORU: 30 yaşındayım, 2000 yılından önce bir yıla yakın SSK’li olarak çalıştım. Daha sonra 657’ye tabi olarak 18 ay devlet memurluğu yaptım. Daha sonra evlenip yurtdışına çıktım, halen yurtdışındayım, Türkiye’de emeklilik hakkı ve sağlık yardımı hakkını alabilmem için ne yapmam gerekir. Hayal Barışçı SSK’de isteğe bağlı sigortaya devam edebilmeniz için en az 1080 gün prim ödemiş olmanız gerekiyor. Bu nedenle SSK isteğe bağlı sigortasına devam etmeniz mümkün değil. 10 yıllık bir memuriyetiniz olmadığından Emekli Sandığı isteğe bağlı sigortasına da devam etmeniz söz konusu olmayacaktır. Yurtdışında geçen süreleri ileride yurtdışı borçlanması yaparak ödeyebilirsiniz. 18 yaşını doldurmuş Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen ve belgelendirilen çalışma süreleri, bu çalışma süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ve yurtdışında ev kadını olarak geçen sürelerinin ilgili sosyal güvenlik kuruluşlarına prim, kesenek ve karşılık ödenmemiş olması ve istekleri halinde sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilmesi 3201 sayılı Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’a göre yapılır. Halen yurtdışında bulunanlardan yurtdışı borçlanması yapmak isteyenlerden, yurtdışına çıkmadan önce Türkiye’de çalışması olanlar, son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna borçlanma yapabilmektedir. Eğer son defa prim/kesenek ödediğiniz kurum Emekli Sandığı ise bu kuruma borçlanma yapabilirsiniz. 2008 YILINDA VERASET VE İNTİKAL VERGİSİNDEN İSTİSNA TUTARLAR Eşten her birine isabet eden mirasın 96.075,00 YTL’si, füruğ (çocuklar, torunlar) bulunmaması halinde eşe isabet eden miras hissesinin 192.265,00 YTL’si, İvazsız (yani hibe, hediye, çekiliş vs. yoluyla) intikallerde 2.216,00 YTL’si, veraset ve intikal vergisinden istisnadır. (*) Bir şahsa ana, baba, eş ve çocuklarından (evlatlıktan evlat edinenlere yapılan ivazsız intikaller hariç) ivazsız mal intikali halinde vergi, ivazsız intikallere ilişkin tarifede yer alan oranların yarısı uygulanarak hesaplanır. KAYDI OLMAYANLARIN SİGORTA BAŞLANGICI SORU: 12.05.1955 doğumluyum. 01.01.1978 tarihinden 15/09/1982 tarihine kadar Beyoğlu Vergi Dairesi’nde mükelleftim.Yalnız bu süre içersinde BağKur’a kayıt olmadım ve prim yatırmadım. 15.11.1989 tarihinden 31.12.2004 tarihine kadar asgari ücretten 31.12.2004 tarihinden de bugüne kadar 1750 YTL ücret üzerinden SSK’ye prim ödemekteyim. Öğrenmek istediğim geriye dönük Beyoğlu Vergi Dairesi’ne mükellefliğimden BağKur’a mahkeme açarak veya başka bir yoldan nasıl hak kazanırım, ödeyeceğim prim ve ceza ne kadar olur? Muzaffer BAŞAR lüm olgusu kaçınılmaz. Dolayısıyla herkes “veraset vergisi”nin tarafı olmak durumunda. Ölümle birlikte, vârislerin, “mirasçılık hakları” doğar. Mirasçılık hakları, en basit anlatımla, miras bırakanın sağlığında sahip olduğu tüm malvarlığı hakları ve tasarruf işlemlerini ifade eder. Mirasçılar mirası reddedebilirler. Vergi hukukunda mirasçıların murisin (ölen kişinin) vergi borçlarıyla ilgili yükümlülüğünü düzenleyen VUK’nin “Mirasçıların Sorumluluğu” başlığını taşıyan 12. maddesine göre, murisin sağlığında yerine getirmesi gereken tüm vergisel ödevler, mirası reddetmemiş mirasçılarına geçer. Başka bir anlatım ile, mirasçıların, murisin vergi borçlarından sorumlu tutulabilmesi için mirası reddetmemiş olması gerekir. Ayrıca mirasçılar murisin ölümü nedeniyle kendilerine intikal eden terekenin (malların) borca batık olduğunu mahkemeye başvurarak belirlerse bu durumda miras reddedilmiş sayılır ve mirasçıların da VUK’nin 12. maddesi gereğince söz konusu olan sorumluluğu ortadan kalkar. Mirası reddettik Ö leri mahkeme kararıyla sabit görülen mirasçılar adına, murisin vergi borcundan dolayı tarhiyat ve takibat yapılması mümkün değil. Mirasın reddedilmemesi kaydıyla mirasçılık sıfatı; ilgili sulh hukuk mahkemesinden alınacak veraset ilamı ile ispat edilir. Mirasçılar ölüm tarihinden itibaren, ölenin ikametgâhının bulunduğu yerdeki veraset ve harçlarla yetkili vergi dairesine 4 ay içerisinde veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermek zorunda. Söz konusu beyannameye intikal eden menkul ve gayrimenkuller, alacaklar ve borçlar yazılır. Ölen kişi ölümünden önce ticaretle uğraşmakta ise birinci veya ikinci sınıf tacir olmaları veya limitet şirket ortağı olmaları halinde düzenleyecekleri mali tabloları ekleyerek öz sermaye hesaplamaları yapmaları gerekir. Veraset ve intikal vergisi beyannamesini verirken; tapu veya tapular, vefat edenin banka veya bankalarda parası var ise bunların dökümü, hisse senedi, tahvil, telefon, araba gibi vs. menkul malları varsa bunların dökümü ve birer fotokopilerinin vergi dairesinin isteğine göre borçlar var ise bunların belgeleri ile birlikte yazılmaları şart. Veraset ve intikal beyannamesi süresi içinde verilmez ise mirasçılar cezalı duruma düşer. Ölüm olayıyla birlikte ölen kişinin alacak ve borçlarından mirası reddetmemiş mirasçıları tüm şahsi mal varlıklarıyla sınırsız ve müteselsilen sorumlu olur. Vergi hukuku açısından ise mükellefin vergi borçlarından mirasçılar hisseleri oranında sorumlu tutulur. Diğer yandan VUK, GVK ve Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu kapsamındaki düzenlemeler ışığında ölen kişinin vergilerinin ödenmesi ve verilmesi gereken beyannamelere de dikkat edilmesi cezaya maruz kalmamak açısından önemli. Kanuna göre mirasçılar için hesaplanan matrahtan istisnalar düşülüyor. 2008 yılı için öngörülen istisna; evlatlıklar dahil, çocuk ve eşten her birine isabet eden miras hisselerinde 96.075 YTL (çocuk bulunmaması halinde eşe isabet eden miras hissesinde 192.265 YTL). Bu rakamlar her yıl yeniden değerleme oranınca artırılır. 5 Ocak 2008 tarihinde eşi vefat eden Ayşe Hanım 2 çocuklu olup, kocasından intikal eden 275.000.YTL emlak vergisi değeri olan apartman dairesi için yapması gereken işlemler aşağıda sıralanmıştır. Vefat eden kocanın intikal eden başka malı yoktur. Sulh hukuk mahkemesinden veraset ilamı alınmalı. 4 Mayıs 2008 tarihine kadar vefat eden kocanın ikamet adresinde yetkili vergi dairesine, veraset ve intikal vergisi beyannamesi verilmeli. Beyannameye, miras kalan apartman dairesi için belediye emlak vergi dairesinden alınmış onaylı vergi değerini belirten bildirim, veraset ilamı, ikametgâh belgesi eklenmeli ve beyanname mirasçılar tarafından imzalanmalı. İntikal eden Apt. dairesinin değeri: 275.000.YTL İstisna (96.075.YTL x 3): 288.225.YTL Veraset ve intikal vergisi matrahı: Yok Hesaplanan vergi matrahı olmasa dahi beyanname süresinde verilmek zorundadır. İntikal eden varlıkların değeri istisnanın üzerinde ise vergilendirilecektir. ÖRNEK 2 Ahmet Bey’in eşi, 2008 yılında vefat etmiştir. 1 çocuklu olan Ahmet Bey’e eşinden 300 bin YTL değerinde menkul ve gayrimenkul miras kalmıştır. Ödenecek veraset ve intikal vergisi matrahı ve ödenecek vergi aşağıda hesaplanmıştır. Ahmet Bey’in hissesine düşen miras tutarı : 150.000.YTL İstisna () : 96.075.YTL Veraset ve intikal vergisi matrahı: 53.925.YTL Hesaplanan vergi: 539,25 YTL Hesaplanan vergi 6 taksitte 3 yıl içinde ödenmeli. Mükellef isterse tamamını bir seferde ödeyebilir. Ahmet Bey’in çocuğu da aynı tutarda vergi ödeyecektir. Çünkü miras miktarı eşit olduğu için aynı hesaplama yapılmalı. Ücretiniz ödenmiyorsa iki seçeneğiniz var Bir işyerinde tüm enerjinizi harcayarak çalışıyorsunuz ve en önemli geçim kaynağınız olan ücretiniz de ödenmiyor. Normal şartlarda, işçiye yaptığı iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından nakden ödenen tutar olan ücretin en geç ayda bir ödenmesi gerekiyor. Hatta iş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleriyle ödeme süresini bir haftaya kadar indirilebilmesi de mümkün. Ancak, tüm bu yasal düzenlemelere rağmen bazen işverenler ekonomik veya diğer başka bir sorunları olmasından dolayı işçi ücretlerini süresinde ödemeyebiliyorlar. Öyle ki bazı işçilerin aylarca ücret alamadığı olabiliyor. İş Kanunu’nda, işçi ücretlerinin en geç 20 gün içinde ödenmesi gerektiği hükme bağlı. Örneğin, aylık ücret ödenen bir işyerinde çalışan işçinin 2007 Aralık ayı ücretinin, en geç izleyen ayın 20’sine (20 Ocak 2008 ) kadar ödenmesi gerekli. Ücretini aylık olarak alan işçilerin, çalıştıkları ayı izleyen ayın 20’sine kadar ödenmemesi halinde işçinin iş görme borcunu yerine getirmeyebileceği ve gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanacağı belirtiliyor. Bu durumda işçinin izleyebileceği iki yol bulunuyor; 1 İşi bırakmadan her gün mesai zamanlarında işyerine gelmek, ama çalışmamak. Bu durumda işçi çalışmadığı halde ücrete hak kazanır ve bu da kanunsuz grev sayılmaz. 2 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/IIe fıkrası gereğince haklı nedenle işten ayrılarak işverenden kıdem tazminatı ile ücret, ikramiye, kullanılmayan yıllık ücretli izinlerin parası gibi diğer işçilik haklarını talep etmek. S O R U C E VA P Sorularınız için bize malicozum?ismmmo .org.tr adresimizden ulaşabilirsiniz. Tüm sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır. BağKur Yasası’na göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde, 04.10. 2000 tarihine kadar BağKur’a kayıt ve tescilini yaptırmamış olanların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04.10.2000 tarihinden itibaren başlar. Bu nedenle 04.10. 2000 öncesinde BağKur kaydınız olmadığı için 1978 1982 dönemini borçlanmanız mümkün olmaz. GAZİOSMANPAŞA 1. AİLE MAHKEMESİ İLAN Esas No: 2007/631 Esas Davacı Remziye Çınar tarafından, davalı Recep Çınar aleyhine açılan boşanma davasının, yapılmakta olan yargılamasında davalının adresi tespit edilemediğinden, davalıya dava dilekçesinin ve duruşma gününün ilan yolu ile tebliğine karar verilmiştir. Davacı Remziye Çınar, 30/10/2006 havale tarihli dilekçesi ile 1983 yılında evlendiklerini, müşterek reşit iki çocuklarının bulunduğunu, davalının sürekli olarak kendisini ağıza alınmayacak küfürler ettiğini, ölümle tehdit ettiğini, başka bir kadınla gayri resmi olarak yaşadığını, kendisini aç ve perişan halde bırakıp gittiğini, 6 yıldır ayrı yaşadıklarını bu nedenlerle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. Duruşmanın 07/03/2008 günü, saat 09.30 da yapılmasına karar verilmiştir. HUMK’un 213 ve 509/510. Maddeleri gereğince özrü olmaksızın, belli gün ve saatte Mahkemede hazır bulunmadığınız veya kendinizi bir vekil ile temsil ettirmediğiniz takdirde, yargılamaya yokluğunuzda devam edileceği ve yokluğunuzda karar verileceği, dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği yerine İLAN olunur. 06/02/2008 (Basın: 7649) CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle