06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ŞUBAT 2008 PERŞEMBE 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Demokrasi Skandalı YSK, 2009 yerel seçimlerine yönelik oluşturacağı seçmen kütüklerindeki seçmen sayısını 4344 milyon civarında belirlerse TÜİK’in bu sayımı yanlış yaptığı, Türkiye nüfusunu yanlış saymış olduğu, seçmen sayısının 4748 milyon arasında belirlenmesi halinde de 22 Temmuz 2002 seçimlerinin 5 milyon civarında eksik bir seçmen ile yapıldığı sonucuna varılacaktır. PENCERE Ülkemizin prestiji, demokrasinin güvenliği söz konusudur. Konu mevzuat yetersizliği ile geçiştirilemez. Sorun, TÜİK’in nüfusun genel yapısını belirlemekte ve saptamaktaki sorumluluğu ile YSK’nin sadece seçmen nüfus üzerindeki tespit ve belirlemedeki sorumluluklarından kaynaklanmaktadır. TÜİK nüfusun tümünü ve üzerindeki karakteristiklerinin belirlenmesinin sorumluluğunu üstlenirken, YSK ise nüfusun bütününün içindeki daha küçük seçmen niteliğini hak eden parçası ile sorumlu kılınmıştır. Problem bu parçaların birbiriyle de farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Dünya Öykü Günü’nde... Öykü yazmak, yaşamdan bir anı koparmak mıdır; yoksa, yaşama bir an eklemek midir? Geçip gitmez bu anlar... Zamana bağlı bir şey değildir de ondan... Yıllar ona bir şey yapamaz... Bir sabahtır, akşamüstüdür, gecedir, bir defter (Sait Faik’in elinden düşürmediği sarı yapraklı okul defteri gibi), bir de kalem, kurşun ya da mürekkepli ya da bir daktilo, şimdilerde ise dizüstü bilgisayar mı? Bir esintidir, bir rüzgâr! Alıp sizi götüren bir başka evrene... Orası sizindir, sizin evreninizdir. Keşfedilmemiş, beklemiş bir günü, bir saati... Bir rastlantıyla girersiniz, bir daha çıkmak yoktur. Bugün 14 Şubat Öykü Günü!.. Hem de Sevgililer Günü!.. Bizim zamanımızda böyle bir gün yoktu. Bu da Amerikan icadı olmalı! Analar, Sevgililer, Babalar günü gibi bir uydurma, bir aldatmaca, bir özel ticaret, özel bir çıkar günü değil! Dünyanın her yerinde kutlanıyor mu, bilmem! Biz, birkaç yıldır yaşatıyoruz... Ben, bir kez katılmıştım, bir daha olmadı. Bugün de yokum. Bursa’daki bu toplantıda olmak isterdim. İki yılım geçti Bursa’da. En sevdiğim bir öyküyü, Bursa’da Toulouse Lautrec’i burada yazdım, daha doğrusu burada yaşadım. İsterdim bir arkadaşın onu okumasını benim yerime... Her öykü yazdığımda bir mutluluk duymuşumdur. Önce bir acıdır, bir üzüntüdür, bir etkileyici olaydır, kişidir. Ama sevgili Sait Faik’in dediği gibidir; “yazmasan deli olacak gibisindir.” Kafandan, yüreğinden, yaşamından çıkarıp atmak istediğin bir ağırlıktır. Son noktayı koy, bitir, kurtul! Bırak onu, kendi yaşamasına, günün, gelecek günlerin, daha sonra gelecek yılların okurlarına, okurlarının yaşamasına... Esendal’ın, Sait Faik’in, Sabahattin Ali’nin, Orhan Kemal’in her öyküsüyle insanoğlunun o erişilmesi gizliaçık dünyasına katkıda bulunan ustaların öykülerini bir düşünün!.. Bugün yazılmış gibidir. Eskimezler! Nasıl, her gün yeniden doğar yaşanır, o öyküler de her okuyuşumuzda yenidir, zamanı yenmiş, ötelere uzanmıştır. Etkileri, duyarlığı, gerçekleriyle... Bunca değerli yazar arkadaş önünde gereksiz şeyler söylemek istemem! Ne ders vermek, ne almak!.. Öykü sanatına karşı duyarlığımı yalnız!.. Birbirimizi etkileriz, birbirimizi okuyarak, bu sanatın gizlerine gireriz. Kısa öykü kimi zaman, bir romandan daha güçlüdür. Bu yüzden de bence, daha zor bir sanattır. Yüzlerce roman, okunur okunmaz, geçer gider, unutulur ama bir tek öykü meydan okur zamana... Öyküye en azından altmış yıldır saygıyla, sevgiyle yaşantısının başköşesinde yer vermiş, bugün bile daha iyi, daha kalıcı bir öykü yazabilmek için direnen bir kişinin sözleridir bunlar!.. Tüm sevgililere, tüm öykü sevenlere selam... Medya Sermayesi Hızla Değiştiriliyor... Demokrasilerde ‘Dört Kuvvet’ten söz açılır: Yasama, yürütme, yargı... Dördüncü kuvvet ne?.. Medya!.. ? Medya, AKP iktidarının abanmasıyla ikiye ayrıldı: Dinci medya.. Laik medya.. Ülke ikiye ayrıldığına göre medyanın bölünmesine şaşılmaz... Bugün dinci medya ‘dördüncü’ kuvvette de öne çıktı... Başı Fethullah Gülen grubu çekiyor... Amerika’da mukim Gülen, başta Zaman gazetesi olmak üzere, artık en büyük medya grubunun başındadır. Dinci gazeteler her gün 1 milyona yakın gazeteyi bedava dağıtıyorlar... Bu paranın kaynağı meşru mu, değil mi?.. Belli değil... Devlet, büyük çapta takıyyeci iktidarın eline geçtiğinden, hiçbir güç bu paranın nereden geldiğini araştırmaya girişemiyor... AKP iktidarı Sabah grubuna el koyup Star ve Bugün gazetelerini de şavulladıktan sonra Doğan grubunu da solladı sollayacak... ? Ve sözüm ona demokratik Türkiye’de inanılmaz bir olay apaçık yaşanıyor... AKP iktidarının gazetelerinde ve Başbakan RTE’nin konuşmalarında ‘Doğan grubu’na apaçık saldırı ve tehditle gözdağı veriliyor... Deniyor ki: Ayağını denk al!.. Senin medya dışında da işlerin var!.. İcabına bakarız!.. Sonra ağlama!.. Devlet gücünü eline geçirmiş iktidardan, şantaja dönük tehdidin bu kadar açık seçik ortaya konulmasının anlamı ne?.. Olay, işin çığırından çıkmasının en çarpıcı göstergesidir.. ? İslam coğrafyasında sermaye kimin ya da kimlerin elinde?.. Şeriat devletlerinde böyle bir araştırmaya gerek var... mı!.. Batı’da ve Doğu’da sermaye kimin elindeyse iktidar da onun elindedir... Yasayı iyi bilen Amerika’nın Türkiye’ye biçtiği model ortada... Türkiye’de sermaye dincileştiriliyor, İslamcılaştırılıyor... Medya sermayesindeki değişim bu planlamanın bir bölümü... ? Genelde laik sermaye sahiplerinin takıyyeci iktidara teslim olmaları da yeterli değildir... AKP iktidarı, Türkiye’de sermaye ve sermayeci yapısını değiştiriyor, değiştirecektir... Kendinden olmayanı bitirecektir... Model açık seçik meydanda... Bülent TANLA 22. Dönem CHP Milletvekili ürkiye uzun süredir bir demokrasi skandalı yaşıyor. 2002 seçimlerinden bu yana üzerinde durduğumuz bu sorun, henüz çözüme kavuşturulmadı. Yanlış sürüyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) adrese bağlı yaptığı nüfus sayımı sonuçlarını açıkladı. Ülkemizin nüfus toplamı 70.586.256 olarak açıklandı. 18 yaş üzeri seçmen niteliğine sahip yurttaşlarımızın toplamı da 48.259.000 olarak hesaplanıyor. Oysa Yüksek Seçim Kurulu’nun düzenlediği seçmen kütüklerine göre 2002 genel seçimlerinde oy verme hakkı bulunan seçmen sayısı 41.707.000’di. Bu sayı 2004 yerel seçimlerinde 43.303.000’e çıktı. 22 Temmuz 2002 genel seçimlerinde ise azalarak 42.700.000’e indi. 2009 yerel seçimleri için sandık seçmen listeleri de henüz kesinleşmiş değil. Şimdi bu konuda son on aydaki gelişmeleri özetleyelim: Türkiye İstatistik Kurumu Başkanı Ömer Demir 9 Mayıs 2007’de yaptığı basın açıklamasında o tarihe kadar adrese bağlı yapılan sayıma göre 2000’de 73.875.000 olan Türkiye nüfusunun 68 milyona düşmesinin beklendiğini söyledi. TÜİK Başkanı kimlik numarası esasına göre yapılan sayımda mükerrer kayıtların kalkmış olacağını belirtti ve ekledi: “Kırsal kesimde yaşayan nüfustan daha fazla nüfus görünüyor. Ölüm kaydı girilmemişler var. Yurtdışında yaşayanlar kendi beldelerinde kayıtlı duruyor. Bazıları ikametgâh almadığı için ayrı yerde askıya çıkmış.” Buradaki askıdan seçmen listelerininkini değil, TÜİK nüfus sayımınınkini anlıyoruz. T de 43.303.000 idi. Bu farklar nereden kaynaklanıyor? Bize göre durum, 2002 seçimlerinde çok fazla mükerrer ve sahte seçmenin yer almasından ileri geliyordu. O listelerde en az 4 milyon gerçek olmayan seçmen vardı. Peki, şimdi TÜİK’in açıkladığı 2007 nüfus sayımı verilerine göre 2009 yerel seçimlerinde oy verme hakkına sahip 48.259.000 kişi seçmen kütüklerinde yer alacak mı? Yerel seçimler Şimdi önümüzde daha büyük bir sorun var: 2009 yılı yerel seçimleri. YSK, 2009 yerel seçimlerine yönelik oluşturacağı seçmen kütüklerindeki seçmen sayısını 4344 milyon civarında belirlerse TÜİK’in bu sayımı yanlış yaptığı, Türkiye nüfusunu yanlış saymış olduğu, seçmen sayısının 4748 milyon arasında belirlenmesi halinde de 22 Temmuz 2002 seçimlerinin 5 milyon civarında eksik bir seçmen ile yapıldığı sonucuna varılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bu trajikomik durumu süratle gidermesi gerekir. Yüksek Seçim Kurulu, Yargıtay ve Danıştay’dan, seçilmiş üyelerden, yüksek düzeyli yargıçlardan oluşur. YSK kararları aleyhine anayasanın 79. maddesi gereği başka bir merciye başvurulamaz. Türkiye İstatistik Kurumu faaliyetleri de yürütmenin kapsamındadır. Kayıp seçmenler YSK 22 Temmuz 2007 öncesi listeleri yenileyip, seçmen sayısını 42.5 milyon olarak ilan etmiştir. TÜİK’in aynı dönemde yapmış olduğu nüfus sayımı ülkede 18 yaş ve üstünde 48 milyon kişi olduğunu gösterdi. Bu 5.5 milyon seçmen nereye gitmişti? Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muammer Aydın 25 Ocak 2008’de “TÜİK’ten rakamları istedik, vatandaş yazılmamışsa biz ne yapalım” dedi. Oysa 298 sayılı seçmen kütükleriyle ilgili yasanın 29. maddesi, seçmen vatandaşın eksiksiz belirlenmesi, kütüklerin güncelleştirilmesi, mükerrer yazımın önlenmesi, vatandaşların görev ve sorumluluklarına uygun siyasal haklarını en yüksek oranda kullanmalarını sağlayacak bilginin toplanması, düzenlenmesi ve kullanılabilir hale getirilmesi sorumluluğunu YSK’ye yüklemiştir. TÜİK Başkanı Ömer Demir de kayıp seçmen çalışmasıyla ilgili olarak, “YSK’ye kayıtları vereceğiz. Arada 7 milyon fark olduğunu gördük. Bunun 4 milyonunun 30’un altında, 1829 yaş grubunda olduğunu saptadık. Genç bir seçmen grubuyla karşı karşıyayız. Bunların bir kısmı gidip seçmen yazılmamış ve kayda girmemiş. Bir kısmı, o dönemde askerde olan gençler. Onları biz bilemeyiz” dedi. Bütün bu beyanlar yanlışları ortadan kaldırmıyor. Bu konuda kayıtsız kalmamak, yanlışların üstünün kapatılması yoluna gitmemek gerekiyor. TÜİK ve YSK’nin MERNİS nüfus dairesi ile bir araya gelerek süratle bu yanlışı gidermeleri gerekir. Sorunun çözümü TÜİK, Başbakanlık’a bağlı bir kurumdur. Anayasanın 158. maddesi adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir. Uyuşmazlık mahkemesi örnek alınabilir. YSK ve TÜİK verileri arasındaki bu büyük uyumsuzluk karşısında sorumluluktan kaçamazlar. Kamuoyu duyarlılığı böyle konularda yargı ve yürütme arasındaki işbirliğini gerektirir. Bunun için ayrı bir hukuki düzenlemeye de gerek yoktur. Konuya CHP olarak başından beri duyarlılık gösterdik. Hiçbir kurumu hedef almadık. Yanlışların düzeltilmesini bekledik. Ancak her bakımdan güçlükler yaşadığımız bu günlerde sorumluluğumuzu üstlenmenin, gereğini yapmanın zamanıdır. Aksi halde ilgili kurumlarımızın meşruiyeti, Türk demokrasisinin inandırıcılığı ciddi yara alacaktır. Seçmen kütükleri Aynı gün 9 Mayıs 2007’de askıya çıkan geçici seçmen listeleri 22 Temmuz listeleri için 41.465.000 seçmeni kapsıyordu. Daha sonra bu sayı seçmen kütüklerinde 42.700.000’e çıktı. 2002 genel seçimleri için, seçmen kütüklerinde kayıtlı seçmen sayısı 41.707.000, 2004 Mart yerel seçimlerin CUMHURİYET 02 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle