26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 ARALIK 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Kaos ya da Skandal... Yerel seçimlere giden yol, Bond filmlerini andı- ran engebeler ile dolmuş. İktidarın da muhalefetin de 29 Mart oylamasına sadece kent ve beldelerde oturanların kendi yöne- ticilerinin belirlenmesini sağlayacak bir seçim ola- rak değil; aynı zamanda özellikle AKP’nin alacağı oy yüzdesi açısından da bir tür referandum gibi bak- tıkları biliniyor. Belki de daha çok bu ikinci neden ile iktidar par- tisi, 29 Mart’ın yol haritasında, önce nüfusu 2000’den az olan 862 beldedeki belediye örgütle- rini kaldıran yasayı kabul eden değişikliği gerçek- leştirdi. Daha sonra da bugüne kadar seçmen kü- tüklerini de belirleme yetkisini elinde tutan Yüksek Seçim Kurulu’nun, dolayısıyla yargı erkinin bu yet- kisini yürütme erkine devreden yasa ile o yasaya bağlı yönetmelikte sözü edilen protokole devrini sağ- ladı. Bu karmaşa, Anayasa Mahkemesi’nin, bir kısım belediyeleri kaldıran yasanın anayasaya aykırı olduğu savı ile iptalini isteyen CHP’nin başvurusunu beşe karşı altı oy ile reddetmesiyle yeni bir boyuta dön- üştü. Zira Danıştay, belediyelerden birisinin açtı- ğı davayı kabul ederek, tüzelkişiliğinin devam etti- ğini onaylamıştı. Söz konusu karar uyarınca Yüksek Seçim Kuru- lu, davayı açan Kovanlık Belediyesi’nde ve benzer davalarla Danıştay’a başvurmuş olan öteki belde- lerde 29 Mart yerel seçimlerinin yapılacağını hük- me bağladı. Erdoğan elbette sahne alacaktı ...Ve işte bu aşamada sahneyi Erdoğan aldı. Da- nıştay’ı “ikinci bir anayasa mahkemesi”imişçesi- ne davranmakla suçlayan demeci ile ortamı iyice ger- di. Anayasa Mahkemesi’nin hukukçu olmayan baş- kanı Haşim Kılıç siyasi iktidarın başının ayak izle- rini bire bir takip ederek Danıştay ve YSK’yi Anayasa Mahkemesi’nin kararını değiştirmek ve ihlal etmekle suçlamaktan geri kalmadı. Kılıç bu açıklamasıyla, bir anlamda yargıç cüppesini çıkarıp atmış, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sözcülüğüne soyunmuş ol- du. Yüksek Mahkeme’nin Başkanvekili Paksüt’ün, Kı- lıç’ın sözlerinin Yüksek Mahkeme’yi bağlamadığı uyarısını içeren karşı demeci ile Haşim Bey’in ya- nıtını, o yanıt karşısında 14 üyeli mahkemeden 8’inin “Anayasa Mahkemesi Başkanlığı tarafından 24 Aralık 2008 gününde yapılan açıklama, Anaya- sa Mahkemesi’nin görüşünü yansıtmamaktadır” diye başlayan bildirilerinin bu tartışmanın dün öğ- leden sonraki bölümünün sondan bir önceki versi- yonu olduğu biliniyor. CHP Genel Başkanı Baykal, durumu kaos ola- rak nitelendirirken olan bitenlerin sorumlusu olarak Başbakan’ı gösteriyor. Tayfun İçli’nin başvurusu Yargı ve politika sahnesini adeta toz dumana çe- viren bu gelişmelerin hareket noktası olan 29 Mart yerel seçimlerinin gergin geçeceğini söyleyenler bi- le, bu gelişmeleri hesap etmiş değildi. Ben özellikle onların unutmamasını istediğim ve bugün henüz gazetelerin birinci sayfalarına çıkar- tılmamış asıl önemli olayın altını çizeyim. 10 Aralık günkü “Ne Yapmalı?” başlıklı Düzya- zı’da sözünü ettiğim son seçenek olan 29 Mart se- çimlerini daha başlama aşamasında şaibe altına so- kan seçmen kütükleri nedeniyle yargıya başvur- madan söz etmiştim. Yine o yazıda adından bahsettiğim Eskişehir Mil- letvekili Tayfun İçli’nin yanı sıra İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Hasan Basri Özbey de birer gün aray- la Danıştay’a başvurdular. DSP milletvekili İçli’nin, 14 sayfalık dava dilek- çesini, alanında bir ilk olması bakımından, ilgilenen hukuk ve siyaset adamlarının HYPERLINK “mail- to:[email protected]” huseyintayfunic- [email protected] adresinden edinmelerini salık vermek isterim. Dilekçede, TC vatandaşı olan İçli’nin ayrıca mil- letvekili olarak görevlerine de gönderme yapılıyor. “Seçimler, anayasanın 67 ve 79. maddeleri gere- ğince, serbest, eşit ve gizli, tek dereceli olarak, ge- nel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre yargı yönetim ve denetimi altında yapılır . Seçimlerin gü- venli ve sağlıklı yapılmaması halinde, müvekkilime Anayasa ile sağlanmış olan temel hak ve özgürlük- ler bütünüyle ihlal edilmiş olacaktır. Davaya konu ‘ül- ke çapında uygulanacak düzenleyici işlemler” ile mü- vekkilimin temsilcisi olan milletin de menfaatları ih- lal edilmektedir. Bu nedenle, müvekkilimin hem ki- şisel hem de milletin dava hakkı mutlaktır” deniliyor. İçli, seçmen kütüklerini düzenleyici işlemlerin, da- va sonuna kadar yürütmenin durdurulmasına ve ip- taline hüküm verilmesinin yanı sıra Seçimlerin Te- mel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Ka- nun’un bazı maddelerini değiştiren 5479 Sayılı Ka- nun’un 3, 4, 6 ve 16. maddelerinin de anayasaya ay- kırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne götürül- mesini istiyor. Son söz, Erdoğan duymasın ama, Türk milleti adına karar verecek olan mahkemenin yani Da- nıştay’ın olacak. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] AİHL’DE DEĞİŞİKLİĞE GİDİLMEDİ Dinci gazeteler istedi MEB yaptı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eği- tim Bakanlõğõ (MEB), lise türlerinin sayõsõnõn az- altõlmasõ amacõyla yayõmladõğõ genelgede, “Ana- dolu İmam Hatip Liseleri”nin (AİHL) adõnõn, “İmam Hatip Liseleri” (İHL) olarak değiştirme- sine bazõ dinci gazetelerden tepki gelince geri adõm attõ. MEB, 4 Aralõk 2008 tarihinde lise tür- lerinin sayõsõnõn azaltõlmasõna yönelik yayõmladõ- ğõ genelgeyle “Anadolu İmam Hatip Lisele- ri”ndeki “Anadolu” isminin çõkarõlarak yalnõzca “İmam Hatip Lisesi” olarak değiştirilmesini ön- görüyordu. Düzenleme başta Milli Gazete olmak üzere bazõ dinci gazetelerin tepkisini çekti. MEB yeni bir genelgeyle hem AİHL’lerde hem de İHL’lerde herhangi bir değişiklik yapõlmadan öğ- retime devam edileceğini duyurdu. Tutuklu sanõk Oğuztan çapraz sorgusunda 28 Şubat sürecinin bazõ iddialarla karalanmak istendiğini söyledi ‘GladyoyuCIAperdeliyor’ HATİCE TUNCER/HİLAL KÖSE Tutuklu sanõk Ümit Oğuztan, Jİ- TEM adõnõn, gerçek gladyo yapõlan- masõnõn üzerinin perdelenmesi için CIA tarafõndan ortaya atõldõğõnõ sa- vundu. Tuncay Güney’le birlikte kendisine de 10 yõllõk ABD vizesi ve- rildiğini belirten Oğuztan, Fadime Şahin ve Müslüm Gündüz olayla- rõnõ “tezgâhladığı” iddialarõyla 28 Şubat sürecinin karalanmak istendi- ğini ifade etti. Oğuztan, Adil Serdar Saçan’õn da “Fethullahçı” olduğu- nu iddia etti. Ergenekon davasõnõn 31. duruş- masõnda, örgüt üyeliği ile suçlanan Ümit Oğuztan’õn çapraz sorgusu ya- põldõ. Oğuztan, kendisinde ele geçen Seyhan Soylu’nun Turgut Büyük- dağ‘õn babasõ ve kardeşleriyle yaptõ- ğõ görüşmelerin kayõtlõ olduğu kaset- lere ilişkin, Strateji dergisindeyken, Büyükdağ‘õn Seyhan Soylu’nun ken- disini tehdit ettiğini, ailesini arayarak “Senin oğluna karılık yapıyorum” gibi sözler söylediğini, bu görüşme- leri kaydettiği kasetleri kendisine verdiğini, ancak kasetleri dinlemedi- ğini söyledi. TBMM Susurluk Araş- tõrma Komisyonu’na 7 Mart 1997 ta- rihinde gönderdiği Ergenekon konu- lu yazõyla ilgili soru üzerine Oğuztan, 1990 yõlõnda Hürriyet gazetesi yöne- ticisiyle Çetin Emeç’in yanõnda ye- tiştiğine dikkat çekti. Oğuztan “Bir gazeteci olarak bu cinayetlere ka- yıtsız kalamazdım. Bu konularda yazmıştım. Erol Mütercimler’in ki- taplarından yararlanıp Susurluk Komisyonu’na da bu nedenle bil- diklerimi aktardım” diye konuştu. Cumhuriyet Savcõsõ Mehmet Ali Pekgüzel,’in, işadamõ Mehmet Ali Yaprak’õn kaçõrõlmasõ, Ömer Lütfü Topal’õn öldürülmesine ilişkin id- dialarõnõ açõklamasõnõ isteyince, Oğuz- tan, bildiklerini anlattõğõnõ, görevlerini neden yapmadõklarõnõn savcõlara so- rulmasõ gerektiğini söyledi. Cinayet- lerin aydõnlatõlmasõ için umutla Su- surluk Komisyonu’na yazõ yazdõğõnõ söyleyen Oğuztan, “JİTEM diye bir şey yoktur. Gerçek gladyo ya- pılanmasının üstünü JİTEM adını ortaya atarak örttüler. Bu bir oyun. Gladyo burada CIA tarafından perdeleniyor” dedi. Savcõ Pekgüzel, Güney’in “Lobi” belgesini nereden aldõğõnõ sormasõ üzerine Oğuztan, Güney’in radikal gruplar, cemaat- lerle ilgilendiğini, kendi aralarõnda bir literatür oluşturan PKK gibi örgütle- rin oluşturduğu kültürleri öğrenmek için sürekli koltuğunun altõnda kitap ve dergilerle gezdiğini anlattõ. Tuncay Güney’in Lobi belgesini “sivil toplum örgütü kuracaklarmış, onun tasla- ğı” diye açõkladõğõnõ anlatan Oğuztan, belgeyi incelemediğini söyledi. Helikopter sigortasõ bile usulsüz EYMÜRLE TANIŞIYORDU Eski MİT Kontrterör Daire Başka- nõ Mehmet Eymür’ü tanõmadõğõnõ söyleyen Oğuztan, “İstihbaratçıların gazetecileri nasıl kullandıklarını bi- lirim” diye konuştu. Oğuztan, Tuncay Güney’in kendisine Türkiye’de istih- batçõ olarak çalõşan Muhsin Karger Azat ile bir gay kulübünde tanõştõğõnõ, bu konuyu Eymür’e anlattõğõnda Ey- mür’ün istihbarat toplamak için iliş- kisini sürdürmesini istediğini anlattõ- ğõnõ ifade etti. Pekgüzel’in “Tuncay Güney ile aynı tarihte ABD vizesi alıp almadığı” sorusu üzerine Oğuz- tan, patronu Büyükdağ‘õn bilgi ve görgülerini arttõrmalarõ için Seyhan Soylu, Serdar Kıvılcım ve kendisini ABD’ye göndermek için õsrar ettiği- ni, diğerlerinin gittiğini ancak kendi- sinin gitmediğini söyledi. Güney’in ABD Konsolosluğu’ndaki kütüpha- neye sõk sõk gidip geldiğini, çalõşan- larla samimi olduğunu anlattõğõnõ, bunun için vize işlemlerini yapmasõ için antetli bir kâğõda adõnõ yazarak Güney’e verdiğini anlatan Oğuztan, “Kendi adını da yazmış. Yüzsüz ol- duğunu söylemiştim. Kendisi 10 yıllık vize almış. Bana da 10 yıllık vi- ze verdiler” dedi. ‘SAÇAN DA FETHULLAHÇI’ Savcõ Pekgüzel, “1 Nisan 2001 ta- rihinde İstanbul Emniyeti’nde sor- gulanırken Adil Serdar Saçan’ın Fethullahçı olduğuna ilişkin izle- nim edindiniz mi” sorusu üzerine Oğuztan “Evet edindim” dedi ve bo- ğazõnõ göstererek şöyle devam etti: “Orgazine şubede beni buramdan tutup duvara çarptı. ‘Ulan Gülen’den ne istiyorsun’ dedi. Ben artık bayılı- yorum, sonra yeniden soruyor. Ana- dan doğma çıplak, gözüm bağlı her sabah ‘Ali Kalkancõ‘yõ neden haber yaptõn’ diye başlayıp bütün gece sordular.” KALKANCI ERDOĞAN İLE İŞ YAPACAKTI Lobi belgesinin bilgisayarõnda sili- nen belgeler arasõnda olduğu söylen- mesi üzerine Oğuztan, bu belgeyi ha- ber ajanslarõndan alarak haber yaptõ- ğõnõ ifade etti. Ali Kalkancõ’nõn pat- ronu Turgut Büyükdağ’a un fabrikasõ için yalvardõğõnõ söyleyen Oğuztan, şöyle konuştu: “Parası da yoktu, az bir bölümünü peşin verecekti. Biz de ona ‘şeyhim’ diyorsun, niye un fab- rikası almak istiyorsun diye sorduk. O sırada Recep Tayyip Erdoğan Halk ekmek fabrikalarını kurmuş. Un temini için zorlanıyorlar, or- taklaşa işe girecekler.” ‘GİZLİ TANIK OL SERBEST KAL’ Savcõ Nihat Taşkın, Oğuztan’a “Gözaltına alındığınızda size gizlik tanık olun mu dendi, yoksa piş- manlık yasası mı hatırlatıldı?” diye sordu. Oğuztan, savcõ Öz’ün gizli ta- nõk olmasõ konusunda telkinde bu- lunduğunu söyledi. Oğuztan, kendisine “Güney ile kader birliğin var. Bize yardımcı ol” dendiğini, “bunları Veli Küçük yazdırdı” diye ifade ve- rirse serbest kalacağõnõn söylendiğini de iddia etti. Savcõ Pekgüzel, Oğuz- tan’a “Tomris Özden ile öldürülen eşi Albay Rõdvan Özden’e ilişkin gör- üştüğünüzü söylediniz. Bu konuyu açıklar mısınız?” diye sordu. Oğuz- tan, “Stüdyoda ikimiz vardık. Bir kameraman, bir ışıkçı vardı. Tuncay Güney dışarda bekliyordu. Özden duvarın öbür tarafından olan Gü- ney’in o sırada Veli Küçük’ü ara- dığını nasıl anlamış?” dedi. MURAT KIŞLALI ANKARA - Ankara Anakent Belediye- si’nin, sahip olduğu BELL 222 UT tipi heli- kopterin bir yõllõğõna sigortalanmasõ ihalesi- ni, yüzde 10 düşük teklif vermesine karşõn “helikopterin isminde U yerine yanlışlıkla V yazıldığı” için Fatma Aydın isimli kişinin sigorta acentasõna vermediği ortaya çõktõ. Kamu İhale Kurulu (KİK) ihalenin iptal edil- mesine karar verirken, İçişleri Bakanlõğõ’nõn meydana gelen zarar nedeniyle inceleme ve- ya soruşturma açmasõnõ istedi. KİK’in 2003 UK.Z-636 sayõlõ kararõna gö- re, Melih Gökçek’in başõnda bulunduğu An- kara Anakent Belediyesi’nin “T.C. HBH 47525 Seri Nolu BELL 222 UT. Tipi Heli- kopterin 1 yıllık sigortasının yaptırılması ihalesi”nde tek harf yüzünden usulsüzlük ya- põldõ. Belediyenin 26 Ağustos 2003’te yaptõ- ğõ ihaleye itiraz eden Fatma Aydõn, KİK’e yolladõğõ şi- kâyet dilekçesinde “Heli- kopterin 1 yıllık sigorta- sının yaptırılması ihalesi- ne 88 milyar lira ile en dü- şük teklifi kendisinin ver- diğini, ihale evrakı içinde vermiş olduğu geçici te- minat mektubunda heli- kopterin tipi yazılırken sadece bir harfin banka tarafından sehven yanlış yazıldığı, bu yanlışı ihale salonunda öğrendiği, araştırmaları sonu- cunda helikopterin yazılan şekilde bir tipi- nin bulunmadığı, işin kendi verdiği teklif- ten 9 milyar lira daha fazla teklif veren si- gorta acentasına verildiği” belirtildi. KİK “Bir harf hatası dışında Geçici Teminat Mektubunun diğer unsurlarının mevzuata uygun olduğunu”, ihalede “Kanunun 37. ve 5. maddesinde ‘İhtiyaçlarõn uygun şartlarla ve zamanõnda karşõlanarak, kaynaklarõn verimli kullanõlmasõ gerektiği’ hükmüne aykırı ha- reket edildiği ve bu suretle de hak kaybına sebebiyet verildiği”ni tespit etti. KİK: SORUŞTURMA AÇILSIN Ayrõca diğer sigorta acentasõyla yapõlan söz- leşmenin noter tarafõndan onaylanmadõğõnõ da saptayan KİK şu karara vardõ: “İlgili geçici te- minat mektubunda Helikopterin tipi ile il- gili olarak ‘U’ harfi yerine ‘V’ harfinin ya- zılmış olmasının teklifin esasını değiştirecek nitelikte bir hata olmadığı, dolayısıyla önem- siz bilgi eksikliği niteliğini taşıyan bu hata- nın Kanunun 37. maddesi gereğince belir- lenecek sürede giderilmesinin yazılı olarak istenmesi gerektiğinden, onaylanmış bulu- nan ihale kararının iptal edilmesi, incelenen ihalede mevzuata aykırı ihale işlemleriyle il- gili olarak değerlendirme ve gerekiyorsa in- celeme ve/veya soruşturulmasını temin etmek üzere konunun İçişleri Bakanlığı’na bildi- rilmesine oybirliğiyle karar verildi.” MELİH GÖKÇEK ‘Topraklarımız Araplara peşkeş çekiliyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türki- ye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandõrma ve Doğal Varlõklarõ Koruma Vakfõ (TEMA) Onursal Başkanõ Hayrettin Karaca ve Sü- merolog Muazzez İlmiye Çığ, ülke toprakla- rõnõn yabancõlara, özellikle de Araplara peş- keş çekildiğini belirterek, “Sormak istiyo- ruz; Arabın tarım teknolojisi bizden üstün mü? Türkiye tarımını kurtarmak Arap sermayesine mi kaldı?” görüşünü dile getir- diler. Kendilerini “Çılgın ihtiyarlar” olarak tanõmlayan Karaca ve Çõğ, yaptõklarõ oturma eyleminin gerekçelerini, dün Ziraat Mühend- isleri Odasõ Genel Merkezi’nde düzenledikle- ri basõn toplantõsõnda açõkladõlar. Toprak satõ- şõna ilişkin gazetelerde yer alan haberlerden örnekler gösteren Karaca, “Tarım Bakanı- mız, Arabistan Tarım Bakanı’na ‘Gel GAP’õ verelim’ diyor. Araplar aç kalmak- tan korkarken Türkiye’ye 9 milyar dolar ayırıyor. Bu kabul edilemez. Ülkenin so- runlarını çözmekle görevli üst düzey siya- sal sorumluların ‘emlak komisyoncusuna’ benzer tavırlarla ülke arazilerini pazarla- ma yetkileri ve hakları yoktur. Başba- kan’ın randevu sözü vermiş olmasına kar- şın, kendisine 4 aydır herhangi bir haber gelmediğini” dedi. Çõğ da birçok Avrupa ülkesinde ev alõnabildiğini, ancak toprak sa- tõşõnõn yasak olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu: Topbaş o koltukta oturmamalı İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul Milletvekili Ke- mal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanõ Kadir Topbaş’õn Si- livri’deki imar tadilatõyla bir işadamõna 11 trilyon rant sağ- ladõğõnõ anõmsatarak, Top- baş’a bulunduğu koltukta otur- mamasõ gerektiğini söyledi. Kõlõçdaroğlu, önceki gün ka- tõldõğõ “Abbas Güçlü ile Genç Bakış” progra- mõnda gündeme ilişkin değerlen- dirmelerde bu- lundu. Kõlõçda- roğlu, İBB Baş- kanõ Topbaş için “Gözü doy- mayan bir işa- damına 48 sa- atte 11 trilyon rant sağlarsa bu belediye başkanı kime hizmet edi- yordur? İstanbullulara mı, yandaşlarına mı?” dedi. Kõ- lõçdaroğlu, AKP’den istifa eden Adana Büyükşehir Be- lediye Başkanõ Aytaç Du- rak’la ilgili ise “MHP’ye geçti diye onun dosyasını kapatmayacağız” dedi. Dõş- işleri Bakanõ Ali Babacan’õ da eleştiren Kõlõçdaroğlu, “Ba- bacan Türkiye’nin Irak’ın kuzeyine girmemesi karşılı- ğında 8.5 milyar dolarlık kredi anlaşmasını Dubai’de imzalamıştır. CHP ‘Türk or- dusu gerektiği zaman oraya gi- rer’ dedi. Bu anlaşmaya im- za atan iktidar, Türkiye’nin haklarını savunabilir mi?” diye sordu. Kõlõçdaroğlu, adõ yolsuzluğa karõşan CHP’lile- rin de araştõrõlacağõnõ söyle- yerek, “Gereği yapılacak- tır” dedi. AKP’lilerin kendi- sine yönelik “iftira kam- panyasına” başlandõğõnõ da kaydeden Kõlõçdaroğlu, “Be- nim Almanya’da PKK’lile- rin bulunduğu bir araca bindiğimi, bu aracın polis ta- rafından durdurulup ceza kesildiği yazıldı. O ceza tu- tanağındaki tarih ve saatte ben İstanbul’daydım” diye konuştu. Çarşaf açılımı: “CHP ne- den varoşlara inmiyor” eleş- tirilerine karşõ buralarda “ C u m h u r i y e t Halkevleri” kurul- du. Buralara gelen bayanlarõn yüzde 99.9’u ya türbanlõ ya başörtülü ya da çarşaflõ. Bu bayan- lar, “CHP’ye üye olmak istiyoruz” diyorlar. “Önce giysilerinizi değiş- tirin, sonra sizi üye yaparız” di- yebilir miyiz? Biz devletin başõna tür- ban geçirilmesine karşõyõz. ‘Özür diliyorum’ kam- panyası: Biz Ermeni soykõ- rõmõna inanmõyor ve bunun ta- rihçiler tarafõndan sorgulan- masõnõ istiyoruz. Canan Arıtman: Arõt- man’õn açõklamalarõnõ doğru bulmuyorum. Sayõn Gül de başka bir yanlõşa imza atmõştõr. Gökçek’in, Ankara Anakent Belediyesi’nin sahip olduğu BELL 222 UT tipi helikopterin bir yõllõğõna sigortalanmasõ ihalesini, isimde U yerine V yazõldõ diye yüzde 10 ucuz teklifi kabul etmediği ortaya çõktõ. Başkanõn bir işadamõna 11 trilyon rant sağladõnõ anõmsattõ Kılıçdaroğlu, İBB başkan adaylığı için “Böyle bir niyetim yok ama partim böyle bir karar alır, genel başkanım da isterse, karara da saygı duyar, aday olurum” dedi. AKP’nin yerel seçimde kan kay- bedeceğini de söyleyen Kılıçda- roğlu, “Bizimse Ankara, İstanbul ve İzmir’de yüzde 80 kazanma olasılığımız var” diye konuştu. ‘PARTİM İSTERSE ADAY OLURUM’ Ümit Oğuztan, Güney’in Susurluk soruşturmasõ kapsamõnda, DGM Savcõlõğõ’nca ifadesinin alõndõğõnõ belirterek, “Susurluk kazası sonrasında adı geçen herkesi tanıdığı için kendisinin de her an gözaltına alınabileceği korkusunu taşıyordu. Hiç kimse, Su- surluk soruşturmasında Tuncay Güney’in niçin ifadesinin alındığını sormuyor, araştırmıyor” dedi. Güney’i en son 2001’deki operasyondan sonra Tak- sim’de tesadüfen gördüğünü söyleyen Oğuztan, “Beni görünce ağladı. Mecbur ettiler, istihbarat sorgula- dı, bu böyle söyleyeceksin dediler dedi. Mahkeme- de de bunu söylediği için serbet kaldım” diye ko- nuştu. Güney’in Ergenekon’dan söz ettiğini duyma- dõğõnõ söyleyen Oğuztan, “Komisyona yazdığım ra- poru okumuştu. Necabettin Ergenekon adlı albayı tanıdığını, onun da içinde olduğu gladyo yapılan- masını masal gibi anlattı” diye konuştu. Gladyo- nun muhalefet olamayacağõnõ söyleyen Oğuztan, “Amerika ile CIA ters düşerse olur. Tıpkı Adnan Menderes ile Necmettin Erbakan’da olduğu gibi. Sa- yın Süleyman Demirel niye 6 kez gittim 7 kez geri geldim diyor. 7’nci kez geri gelişi de Amerika’ya evet dediği içindir” dedi. Oğuztan, Susurluk komis- yonunda söz ettiği Ergenekon’un bu davadaki Ergene- kon olmadõğõnõ ifade etti. Güney’in Tolga İpek adõnõ kullandõğõnõ tesadüfen öğrendiğini söyleyen Oğuztan, “Güney uzun süre Gülen’in basın danışmanlığını yapmış. Gülenci olduğunu düşünüyorum” dedi. Oğuztan, Gülen’in Tansu Çiller, Mehmet Ağar ve Erbakan ile çok rahat görüştüğünü söyledi. NEDEN GÜNEY’İN, SUSURLUK’TA İFADE VERDİĞİ SORUŞTURULMUYOR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle