Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
26 ARALIK 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Kaos ya da Skandal...
Yerel seçimlere giden yol, Bond filmlerini andı-
ran engebeler ile dolmuş.
İktidarın da muhalefetin de 29 Mart oylamasına
sadece kent ve beldelerde oturanların kendi yöne-
ticilerinin belirlenmesini sağlayacak bir seçim ola-
rak değil; aynı zamanda özellikle AKP’nin alacağı
oy yüzdesi açısından da bir tür referandum gibi bak-
tıkları biliniyor.
Belki de daha çok bu ikinci neden ile iktidar par-
tisi, 29 Mart’ın yol haritasında, önce nüfusu
2000’den az olan 862 beldedeki belediye örgütle-
rini kaldıran yasayı kabul eden değişikliği gerçek-
leştirdi. Daha sonra da bugüne kadar seçmen kü-
tüklerini de belirleme yetkisini elinde tutan Yüksek
Seçim Kurulu’nun, dolayısıyla yargı erkinin bu yet-
kisini yürütme erkine devreden yasa ile o yasaya
bağlı yönetmelikte sözü edilen protokole devrini sağ-
ladı.
Bu karmaşa, Anayasa Mahkemesi’nin, bir kısım
belediyeleri kaldıran yasanın anayasaya aykırı olduğu
savı ile iptalini isteyen CHP’nin başvurusunu beşe
karşı altı oy ile reddetmesiyle yeni bir boyuta dön-
üştü. Zira Danıştay, belediyelerden birisinin açtı-
ğı davayı kabul ederek, tüzelkişiliğinin devam etti-
ğini onaylamıştı.
Söz konusu karar uyarınca Yüksek Seçim Kuru-
lu, davayı açan Kovanlık Belediyesi’nde ve benzer
davalarla Danıştay’a başvurmuş olan öteki belde-
lerde 29 Mart yerel seçimlerinin yapılacağını hük-
me bağladı.
Erdoğan elbette sahne alacaktı
...Ve işte bu aşamada sahneyi Erdoğan aldı. Da-
nıştay’ı “ikinci bir anayasa mahkemesi”imişçesi-
ne davranmakla suçlayan demeci ile ortamı iyice ger-
di. Anayasa Mahkemesi’nin hukukçu olmayan baş-
kanı Haşim Kılıç siyasi iktidarın başının ayak izle-
rini bire bir takip ederek Danıştay ve YSK’yi Anayasa
Mahkemesi’nin kararını değiştirmek ve ihlal etmekle
suçlamaktan geri kalmadı. Kılıç bu açıklamasıyla,
bir anlamda yargıç cüppesini çıkarıp atmış, Adalet
ve Kalkınma Partisi’nin sözcülüğüne soyunmuş ol-
du.
Yüksek Mahkeme’nin Başkanvekili Paksüt’ün, Kı-
lıç’ın sözlerinin Yüksek Mahkeme’yi bağlamadığı
uyarısını içeren karşı demeci ile Haşim Bey’in ya-
nıtını, o yanıt karşısında 14 üyeli mahkemeden 8’inin
“Anayasa Mahkemesi Başkanlığı tarafından 24
Aralık 2008 gününde yapılan açıklama, Anaya-
sa Mahkemesi’nin görüşünü yansıtmamaktadır”
diye başlayan bildirilerinin bu tartışmanın dün öğ-
leden sonraki bölümünün sondan bir önceki versi-
yonu olduğu biliniyor.
CHP Genel Başkanı Baykal, durumu kaos ola-
rak nitelendirirken olan bitenlerin sorumlusu olarak
Başbakan’ı gösteriyor.
Tayfun İçli’nin başvurusu
Yargı ve politika sahnesini adeta toz dumana çe-
viren bu gelişmelerin hareket noktası olan 29 Mart
yerel seçimlerinin gergin geçeceğini söyleyenler bi-
le, bu gelişmeleri hesap etmiş değildi.
Ben özellikle onların unutmamasını istediğim ve
bugün henüz gazetelerin birinci sayfalarına çıkar-
tılmamış asıl önemli olayın altını çizeyim.
10 Aralık günkü “Ne Yapmalı?” başlıklı Düzya-
zı’da sözünü ettiğim son seçenek olan 29 Mart se-
çimlerini daha başlama aşamasında şaibe altına so-
kan seçmen kütükleri nedeniyle yargıya başvur-
madan söz etmiştim.
Yine o yazıda adından bahsettiğim Eskişehir Mil-
letvekili Tayfun İçli’nin yanı sıra İşçi Partisi Genel
Başkan Vekili Hasan Basri Özbey de birer gün aray-
la Danıştay’a başvurdular.
DSP milletvekili İçli’nin, 14 sayfalık dava dilek-
çesini, alanında bir ilk olması bakımından, ilgilenen
hukuk ve siyaset adamlarının HYPERLINK “mail-
to:huseyintayfunicli@gmail.com” huseyintayfunic-
li@gmail.com adresinden edinmelerini salık vermek
isterim.
Dilekçede, TC vatandaşı olan İçli’nin ayrıca mil-
letvekili olarak görevlerine de gönderme yapılıyor.
“Seçimler, anayasanın 67 ve 79. maddeleri gere-
ğince, serbest, eşit ve gizli, tek dereceli olarak, ge-
nel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre yargı
yönetim ve denetimi altında yapılır . Seçimlerin gü-
venli ve sağlıklı yapılmaması halinde, müvekkilime
Anayasa ile sağlanmış olan temel hak ve özgürlük-
ler bütünüyle ihlal edilmiş olacaktır. Davaya konu ‘ül-
ke çapında uygulanacak düzenleyici işlemler” ile mü-
vekkilimin temsilcisi olan milletin de menfaatları ih-
lal edilmektedir. Bu nedenle, müvekkilimin hem ki-
şisel hem de milletin dava hakkı mutlaktır” deniliyor.
İçli, seçmen kütüklerini düzenleyici işlemlerin, da-
va sonuna kadar yürütmenin durdurulmasına ve ip-
taline hüküm verilmesinin yanı sıra Seçimlerin Te-
mel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Ka-
nun’un bazı maddelerini değiştiren 5479 Sayılı Ka-
nun’un 3, 4, 6 ve 16. maddelerinin de anayasaya ay-
kırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne götürül-
mesini istiyor.
Son söz, Erdoğan duymasın ama, Türk milleti
adına karar verecek olan mahkemenin yani Da-
nıştay’ın olacak.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
AİHL’DE DEĞİŞİKLİĞE GİDİLMEDİ
Dinci gazeteler
istedi MEB yaptı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eği-
tim Bakanlõğõ (MEB), lise türlerinin sayõsõnõn az-
altõlmasõ amacõyla yayõmladõğõ genelgede, “Ana-
dolu İmam Hatip Liseleri”nin (AİHL) adõnõn,
“İmam Hatip Liseleri” (İHL) olarak değiştirme-
sine bazõ dinci gazetelerden tepki gelince geri
adõm attõ. MEB, 4 Aralõk 2008 tarihinde lise tür-
lerinin sayõsõnõn azaltõlmasõna yönelik yayõmladõ-
ğõ genelgeyle “Anadolu İmam Hatip Lisele-
ri”ndeki “Anadolu” isminin çõkarõlarak yalnõzca
“İmam Hatip Lisesi” olarak değiştirilmesini ön-
görüyordu. Düzenleme başta Milli Gazete olmak
üzere bazõ dinci gazetelerin tepkisini çekti. MEB
yeni bir genelgeyle hem AİHL’lerde hem de
İHL’lerde herhangi bir değişiklik yapõlmadan öğ-
retime devam edileceğini duyurdu.
Tutuklu sanõk Oğuztan çapraz sorgusunda 28 Şubat sürecinin bazõ iddialarla karalanmak istendiğini söyledi
‘GladyoyuCIAperdeliyor’
HATİCE TUNCER/HİLAL KÖSE
Tutuklu sanõk Ümit Oğuztan, Jİ-
TEM adõnõn, gerçek gladyo yapõlan-
masõnõn üzerinin perdelenmesi için
CIA tarafõndan ortaya atõldõğõnõ sa-
vundu. Tuncay Güney’le birlikte
kendisine de 10 yõllõk ABD vizesi ve-
rildiğini belirten Oğuztan, Fadime
Şahin ve Müslüm Gündüz olayla-
rõnõ “tezgâhladığı” iddialarõyla 28
Şubat sürecinin karalanmak istendi-
ğini ifade etti. Oğuztan, Adil Serdar
Saçan’õn da “Fethullahçı” olduğu-
nu iddia etti.
Ergenekon davasõnõn 31. duruş-
masõnda, örgüt üyeliği ile suçlanan
Ümit Oğuztan’õn çapraz sorgusu ya-
põldõ. Oğuztan, kendisinde ele geçen
Seyhan Soylu’nun Turgut Büyük-
dağ‘õn babasõ ve kardeşleriyle yaptõ-
ğõ görüşmelerin kayõtlõ olduğu kaset-
lere ilişkin, Strateji dergisindeyken,
Büyükdağ‘õn Seyhan Soylu’nun ken-
disini tehdit ettiğini, ailesini arayarak
“Senin oğluna karılık yapıyorum”
gibi sözler söylediğini, bu görüşme-
leri kaydettiği kasetleri kendisine
verdiğini, ancak kasetleri dinlemedi-
ğini söyledi. TBMM Susurluk Araş-
tõrma Komisyonu’na 7 Mart 1997 ta-
rihinde gönderdiği Ergenekon konu-
lu yazõyla ilgili soru üzerine Oğuztan,
1990 yõlõnda Hürriyet gazetesi yöne-
ticisiyle Çetin Emeç’in yanõnda ye-
tiştiğine dikkat çekti. Oğuztan “Bir
gazeteci olarak bu cinayetlere ka-
yıtsız kalamazdım. Bu konularda
yazmıştım. Erol Mütercimler’in ki-
taplarından yararlanıp Susurluk
Komisyonu’na da bu nedenle bil-
diklerimi aktardım” diye konuştu.
Cumhuriyet Savcõsõ Mehmet Ali
Pekgüzel,’in, işadamõ Mehmet Ali
Yaprak’õn kaçõrõlmasõ, Ömer Lütfü
Topal’õn öldürülmesine ilişkin id-
dialarõnõ açõklamasõnõ isteyince, Oğuz-
tan, bildiklerini anlattõğõnõ, görevlerini
neden yapmadõklarõnõn savcõlara so-
rulmasõ gerektiğini söyledi. Cinayet-
lerin aydõnlatõlmasõ için umutla Su-
surluk Komisyonu’na yazõ yazdõğõnõ
söyleyen Oğuztan, “JİTEM diye
bir şey yoktur. Gerçek gladyo ya-
pılanmasının üstünü JİTEM adını
ortaya atarak örttüler. Bu bir oyun.
Gladyo burada CIA tarafından
perdeleniyor” dedi. Savcõ Pekgüzel,
Güney’in “Lobi” belgesini nereden
aldõğõnõ sormasõ üzerine Oğuztan,
Güney’in radikal gruplar, cemaat-
lerle ilgilendiğini, kendi aralarõnda bir
literatür oluşturan PKK gibi örgütle-
rin oluşturduğu kültürleri öğrenmek
için sürekli koltuğunun altõnda kitap
ve dergilerle gezdiğini anlattõ. Tuncay
Güney’in Lobi belgesini “sivil toplum
örgütü kuracaklarmış, onun tasla-
ğı” diye açõkladõğõnõ anlatan Oğuztan,
belgeyi incelemediğini söyledi.
Helikopter
sigortasõ
bile usulsüz
EYMÜRLE TANIŞIYORDU
Eski MİT Kontrterör Daire Başka-
nõ Mehmet Eymür’ü tanõmadõğõnõ
söyleyen Oğuztan, “İstihbaratçıların
gazetecileri nasıl kullandıklarını bi-
lirim” diye konuştu. Oğuztan, Tuncay
Güney’in kendisine Türkiye’de istih-
batçõ olarak çalõşan Muhsin Karger
Azat ile bir gay kulübünde tanõştõğõnõ,
bu konuyu Eymür’e anlattõğõnda Ey-
mür’ün istihbarat toplamak için iliş-
kisini sürdürmesini istediğini anlattõ-
ğõnõ ifade etti. Pekgüzel’in “Tuncay
Güney ile aynı tarihte ABD vizesi
alıp almadığı” sorusu üzerine Oğuz-
tan, patronu Büyükdağ‘õn bilgi ve
görgülerini arttõrmalarõ için Seyhan
Soylu, Serdar Kıvılcım ve kendisini
ABD’ye göndermek için õsrar ettiği-
ni, diğerlerinin gittiğini ancak kendi-
sinin gitmediğini söyledi. Güney’in
ABD Konsolosluğu’ndaki kütüpha-
neye sõk sõk gidip geldiğini, çalõşan-
larla samimi olduğunu anlattõğõnõ,
bunun için vize işlemlerini yapmasõ
için antetli bir kâğõda adõnõ yazarak
Güney’e verdiğini anlatan Oğuztan,
“Kendi adını da yazmış. Yüzsüz ol-
duğunu söylemiştim. Kendisi 10
yıllık vize almış. Bana da 10 yıllık vi-
ze verdiler” dedi.
‘SAÇAN DA FETHULLAHÇI’
Savcõ Pekgüzel, “1 Nisan 2001 ta-
rihinde İstanbul Emniyeti’nde sor-
gulanırken Adil Serdar Saçan’ın
Fethullahçı olduğuna ilişkin izle-
nim edindiniz mi” sorusu üzerine
Oğuztan “Evet edindim” dedi ve bo-
ğazõnõ göstererek şöyle devam etti:
“Orgazine şubede beni buramdan
tutup duvara çarptı. ‘Ulan Gülen’den
ne istiyorsun’ dedi. Ben artık bayılı-
yorum, sonra yeniden soruyor. Ana-
dan doğma çıplak, gözüm bağlı her
sabah ‘Ali Kalkancõ‘yõ neden haber
yaptõn’ diye başlayıp bütün gece
sordular.”
KALKANCI ERDOĞAN İLE
İŞ YAPACAKTI
Lobi belgesinin bilgisayarõnda sili-
nen belgeler arasõnda olduğu söylen-
mesi üzerine Oğuztan, bu belgeyi ha-
ber ajanslarõndan alarak haber yaptõ-
ğõnõ ifade etti. Ali Kalkancõ’nõn pat-
ronu Turgut Büyükdağ’a un fabrikasõ
için yalvardõğõnõ söyleyen Oğuztan,
şöyle konuştu: “Parası da yoktu, az
bir bölümünü peşin verecekti. Biz de
ona ‘şeyhim’ diyorsun, niye un fab-
rikası almak istiyorsun diye sorduk.
O sırada Recep Tayyip Erdoğan
Halk ekmek fabrikalarını kurmuş.
Un temini için zorlanıyorlar, or-
taklaşa işe girecekler.”
‘GİZLİ TANIK OL
SERBEST KAL’
Savcõ Nihat Taşkın, Oğuztan’a
“Gözaltına alındığınızda size gizlik
tanık olun mu dendi, yoksa piş-
manlık yasası mı hatırlatıldı?” diye
sordu. Oğuztan, savcõ Öz’ün gizli ta-
nõk olmasõ konusunda telkinde bu-
lunduğunu söyledi. Oğuztan, kendisine
“Güney ile kader birliğin var. Bize
yardımcı ol” dendiğini, “bunları
Veli Küçük yazdırdı” diye ifade ve-
rirse serbest kalacağõnõn söylendiğini
de iddia etti. Savcõ Pekgüzel, Oğuz-
tan’a “Tomris Özden ile öldürülen eşi
Albay Rõdvan Özden’e ilişkin gör-
üştüğünüzü söylediniz. Bu konuyu
açıklar mısınız?” diye sordu. Oğuz-
tan, “Stüdyoda ikimiz vardık. Bir
kameraman, bir ışıkçı vardı. Tuncay
Güney dışarda bekliyordu. Özden
duvarın öbür tarafından olan Gü-
ney’in o sırada Veli Küçük’ü ara-
dığını nasıl anlamış?” dedi.
MURAT KIŞLALI
ANKARA - Ankara Anakent Belediye-
si’nin, sahip olduğu BELL 222 UT tipi heli-
kopterin bir yõllõğõna sigortalanmasõ ihalesi-
ni, yüzde 10 düşük teklif vermesine karşõn
“helikopterin isminde U yerine yanlışlıkla
V yazıldığı” için Fatma Aydın isimli kişinin
sigorta acentasõna vermediği ortaya çõktõ.
Kamu İhale Kurulu (KİK) ihalenin iptal edil-
mesine karar verirken, İçişleri Bakanlõğõ’nõn
meydana gelen zarar nedeniyle inceleme ve-
ya soruşturma açmasõnõ istedi.
KİK’in 2003 UK.Z-636 sayõlõ kararõna gö-
re, Melih Gökçek’in başõnda bulunduğu An-
kara Anakent Belediyesi’nin “T.C. HBH
47525 Seri Nolu BELL 222 UT. Tipi Heli-
kopterin 1 yıllık sigortasının yaptırılması
ihalesi”nde tek harf yüzünden usulsüzlük ya-
põldõ. Belediyenin 26 Ağustos 2003’te yaptõ-
ğõ ihaleye itiraz eden Fatma
Aydõn, KİK’e yolladõğõ şi-
kâyet dilekçesinde “Heli-
kopterin 1 yıllık sigorta-
sının yaptırılması ihalesi-
ne 88 milyar lira ile en dü-
şük teklifi kendisinin ver-
diğini, ihale evrakı içinde
vermiş olduğu geçici te-
minat mektubunda heli-
kopterin tipi yazılırken
sadece bir harfin banka
tarafından sehven yanlış
yazıldığı, bu yanlışı ihale
salonunda öğrendiği, araştırmaları sonu-
cunda helikopterin yazılan şekilde bir tipi-
nin bulunmadığı, işin kendi verdiği teklif-
ten 9 milyar lira daha fazla teklif veren si-
gorta acentasına verildiği” belirtildi. KİK
“Bir harf hatası dışında Geçici Teminat
Mektubunun diğer unsurlarının mevzuata
uygun olduğunu”, ihalede “Kanunun 37. ve
5. maddesinde ‘İhtiyaçlarõn uygun şartlarla ve
zamanõnda karşõlanarak, kaynaklarõn verimli
kullanõlmasõ gerektiği’ hükmüne aykırı ha-
reket edildiği ve bu suretle de hak kaybına
sebebiyet verildiği”ni tespit etti.
KİK: SORUŞTURMA AÇILSIN
Ayrõca diğer sigorta acentasõyla yapõlan söz-
leşmenin noter tarafõndan onaylanmadõğõnõ da
saptayan KİK şu karara vardõ: “İlgili geçici te-
minat mektubunda Helikopterin tipi ile il-
gili olarak ‘U’ harfi yerine ‘V’ harfinin ya-
zılmış olmasının teklifin esasını değiştirecek
nitelikte bir hata olmadığı, dolayısıyla önem-
siz bilgi eksikliği niteliğini taşıyan bu hata-
nın Kanunun 37. maddesi gereğince belir-
lenecek sürede giderilmesinin yazılı olarak
istenmesi gerektiğinden, onaylanmış bulu-
nan ihale kararının iptal edilmesi, incelenen
ihalede mevzuata aykırı ihale işlemleriyle il-
gili olarak değerlendirme ve gerekiyorsa in-
celeme ve/veya soruşturulmasını temin etmek
üzere konunun İçişleri Bakanlığı’na bildi-
rilmesine oybirliğiyle karar verildi.”
MELİH GÖKÇEK
‘Topraklarımız Araplara peşkeş çekiliyor’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türki-
ye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandõrma ve
Doğal Varlõklarõ Koruma Vakfõ (TEMA)
Onursal Başkanõ Hayrettin Karaca ve Sü-
merolog Muazzez İlmiye Çığ, ülke toprakla-
rõnõn yabancõlara, özellikle de Araplara peş-
keş çekildiğini belirterek, “Sormak istiyo-
ruz; Arabın tarım teknolojisi bizden üstün
mü? Türkiye tarımını kurtarmak Arap
sermayesine mi kaldı?” görüşünü dile getir-
diler. Kendilerini “Çılgın ihtiyarlar” olarak
tanõmlayan Karaca ve Çõğ, yaptõklarõ oturma
eyleminin gerekçelerini, dün Ziraat Mühend-
isleri Odasõ Genel Merkezi’nde düzenledikle-
ri basõn toplantõsõnda açõkladõlar. Toprak satõ-
şõna ilişkin gazetelerde yer alan haberlerden
örnekler gösteren Karaca, “Tarım Bakanı-
mız, Arabistan Tarım Bakanı’na ‘Gel
GAP’õ verelim’ diyor. Araplar aç kalmak-
tan korkarken Türkiye’ye 9 milyar dolar
ayırıyor. Bu kabul edilemez. Ülkenin so-
runlarını çözmekle görevli üst düzey siya-
sal sorumluların ‘emlak komisyoncusuna’
benzer tavırlarla ülke arazilerini pazarla-
ma yetkileri ve hakları yoktur. Başba-
kan’ın randevu sözü vermiş olmasına kar-
şın, kendisine 4 aydır herhangi bir haber
gelmediğini” dedi. Çõğ da birçok Avrupa
ülkesinde ev alõnabildiğini, ancak toprak sa-
tõşõnõn yasak olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu: Topbaş
o koltukta oturmamalı
İstanbul Haber Servisi -
CHP İstanbul Milletvekili Ke-
mal Kılıçdaroğlu, İstanbul
Büyükşehir Belediye (İBB)
Başkanõ Kadir Topbaş’õn Si-
livri’deki imar tadilatõyla bir
işadamõna 11 trilyon rant sağ-
ladõğõnõ anõmsatarak, Top-
baş’a bulunduğu koltukta otur-
mamasõ gerektiğini söyledi.
Kõlõçdaroğlu,
önceki gün ka-
tõldõğõ “Abbas
Güçlü ile Genç
Bakış” progra-
mõnda gündeme
ilişkin değerlen-
dirmelerde bu-
lundu. Kõlõçda-
roğlu, İBB Baş-
kanõ Topbaş
için “Gözü doy-
mayan bir işa-
damına 48 sa-
atte 11 trilyon
rant sağlarsa bu belediye
başkanı kime hizmet edi-
yordur? İstanbullulara mı,
yandaşlarına mı?” dedi. Kõ-
lõçdaroğlu, AKP’den istifa
eden Adana Büyükşehir Be-
lediye Başkanõ Aytaç Du-
rak’la ilgili ise “MHP’ye
geçti diye onun dosyasını
kapatmayacağız” dedi. Dõş-
işleri Bakanõ Ali Babacan’õ da
eleştiren Kõlõçdaroğlu, “Ba-
bacan Türkiye’nin Irak’ın
kuzeyine girmemesi karşılı-
ğında 8.5 milyar dolarlık
kredi anlaşmasını Dubai’de
imzalamıştır. CHP ‘Türk or-
dusu gerektiği zaman oraya gi-
rer’ dedi. Bu anlaşmaya im-
za atan iktidar, Türkiye’nin
haklarını savunabilir mi?”
diye sordu. Kõlõçdaroğlu, adõ
yolsuzluğa karõşan CHP’lile-
rin de araştõrõlacağõnõ söyle-
yerek, “Gereği yapılacak-
tır” dedi. AKP’lilerin kendi-
sine yönelik “iftira kam-
panyasına” başlandõğõnõ da
kaydeden Kõlõçdaroğlu, “Be-
nim Almanya’da PKK’lile-
rin bulunduğu bir araca
bindiğimi, bu aracın polis ta-
rafından durdurulup ceza
kesildiği yazıldı. O ceza tu-
tanağındaki tarih ve saatte
ben İstanbul’daydım” diye
konuştu.
Çarşaf açılımı: “CHP ne-
den varoşlara inmiyor” eleş-
tirilerine karşõ buralarda
“ C u m h u r i y e t
Halkevleri” kurul-
du. Buralara gelen
bayanlarõn yüzde
99.9’u ya türbanlõ
ya başörtülü ya da
çarşaflõ. Bu bayan-
lar, “CHP’ye üye
olmak istiyoruz”
diyorlar. “Önce
giysilerinizi değiş-
tirin, sonra sizi
üye yaparız” di-
yebilir miyiz? Biz
devletin başõna tür-
ban geçirilmesine karşõyõz.
‘Özür diliyorum’ kam-
panyası: Biz Ermeni soykõ-
rõmõna inanmõyor ve bunun ta-
rihçiler tarafõndan sorgulan-
masõnõ istiyoruz.
Canan Arıtman: Arõt-
man’õn açõklamalarõnõ doğru
bulmuyorum. Sayõn Gül de
başka bir yanlõşa imza atmõştõr.
Gökçek’in, Ankara Anakent
Belediyesi’nin sahip olduğu BELL
222 UT tipi helikopterin bir yõllõğõna
sigortalanmasõ ihalesini, isimde U
yerine V yazõldõ diye yüzde 10 ucuz
teklifi kabul etmediği ortaya çõktõ.
Başkanõn bir işadamõna 11 trilyon rant sağladõnõ anõmsattõ
Kılıçdaroğlu, İBB başkan adaylığı
için “Böyle bir niyetim yok ama
partim böyle bir karar alır, genel
başkanım da isterse, karara da
saygı duyar, aday olurum” dedi.
AKP’nin yerel seçimde kan kay-
bedeceğini de söyleyen Kılıçda-
roğlu, “Bizimse Ankara, İstanbul
ve İzmir’de yüzde 80 kazanma
olasılığımız var” diye konuştu.
‘PARTİM İSTERSE ADAY OLURUM’
Ümit Oğuztan, Güney’in Susurluk soruşturmasõ
kapsamõnda, DGM Savcõlõğõ’nca ifadesinin alõndõğõnõ
belirterek, “Susurluk kazası sonrasında adı geçen
herkesi tanıdığı için kendisinin de her an gözaltına
alınabileceği korkusunu taşıyordu. Hiç kimse, Su-
surluk soruşturmasında Tuncay Güney’in niçin
ifadesinin alındığını sormuyor, araştırmıyor” dedi.
Güney’i en son 2001’deki operasyondan sonra Tak-
sim’de tesadüfen gördüğünü söyleyen Oğuztan, “Beni
görünce ağladı. Mecbur ettiler, istihbarat sorgula-
dı, bu böyle söyleyeceksin dediler dedi. Mahkeme-
de de bunu söylediği için serbet kaldım” diye ko-
nuştu. Güney’in Ergenekon’dan söz ettiğini duyma-
dõğõnõ söyleyen Oğuztan, “Komisyona yazdığım ra-
poru okumuştu. Necabettin Ergenekon adlı albayı
tanıdığını, onun da içinde olduğu gladyo yapılan-
masını masal gibi anlattı” diye konuştu. Gladyo-
nun muhalefet olamayacağõnõ söyleyen Oğuztan,
“Amerika ile CIA ters düşerse olur. Tıpkı Adnan
Menderes ile Necmettin Erbakan’da olduğu gibi. Sa-
yın Süleyman Demirel niye 6 kez gittim 7 kez geri
geldim diyor. 7’nci kez geri gelişi de Amerika’ya
evet dediği içindir” dedi. Oğuztan, Susurluk komis-
yonunda söz ettiği Ergenekon’un bu davadaki Ergene-
kon olmadõğõnõ ifade etti. Güney’in Tolga İpek adõnõ
kullandõğõnõ tesadüfen öğrendiğini söyleyen Oğuztan,
“Güney uzun süre Gülen’in basın danışmanlığını
yapmış. Gülenci olduğunu düşünüyorum” dedi.
Oğuztan, Gülen’in Tansu Çiller, Mehmet Ağar ve
Erbakan ile çok rahat görüştüğünü söyledi.
NEDEN GÜNEY’İN, SUSURLUK’TA İFADE VERDİĞİ SORUŞTURULMUYOR