Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
26 ARALIK 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA
15
Kemal Öncü: “Seçim
yaklaştıkça kişi
başına milli sadaka
miktarı artıyor!”
Erdoğan: “Kriz
psikolojik...”
Durum
patalojik!
Suzan Yıldız:
“RTE’nin doktoru
olursan birinci
sıradan rektör adayı
gösterilirsin, Tuncay
Özkan’ın doktoru
olursan Ergenekon’a
sanık yapılırsın.”
Teşne
Nail Muzaç:
“Kaderlerini RTE’nin
seçeceği Merve
Kavakçı
benzerlerine
bağlayan
kaderciler, her
şeye teşne midirler?”
Plaza
Nezahat Özbek:
“Yeşil alanları
yakıp cami
yapanlar yakılan
camilerin yerine de
plaza yapsınlar!”
YağmurDeniz
Köksal Toptan Meclis’te ne iş yapar!
GEÇENLERDE Parlamenter
Danışmanları Derneği diye bir
dernekten söz etmiştik. Adres
olarak TBMM’yi gösteren;
Başbakanlığın manevi ve BM
fonlarının maddi desteği ile “sivil
toplum” projeleri yürütüp, İbrahim
Tutar adındaki genel sekreterinin
de sivil toplum örgütü
yöneticilerine “milletvekilinin
yanında konuşmak sizin haddiniz
değildir” dediği bir dernekti bu.
Bendenizi, AKP Adıyaman
Milletvekili Hüsrev Kutlu’nun
TBMM’deki sekreteri aradı ve
İbrahim Tutar’ın görüşeceğini
söyledi. “Görüşsün” dedik; Tutar
“Öyle değildi de, şöyleydi” diye
başladı derneğini anlatmaya. Lafını
kesip “Devletin, milletvekiline
verdiği telefondan, bir gazeteciyi
arayıp dernek işlerinizi anlatmak
doğru mu; benim paramla benimle
konuşuyorsunuz” deyince
“Haklısınız” demek zorunda kaldı
Tutar. Neyse; dernek yönetimi
olarak istişarede bulunmuşlar,
bendenize yazılı bir açıklama
göndermeye karar vermişler;
“Gönderin” dedik. Az sonra bir
faks geldi. Dernek amblemli
kâğıdın üstünde faksın çekildiği
adres yazıyordu:
TBMM E Blok Divan.
Anladık ki, Parlamenter
Danışmanları Derneği, babalarının
çiftliği gibi kullanıyor Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nin
olanaklarını. Meclis Başkanı
Köksal Toptan’ı kutlamak gerek!
- Anayasa Mahkemesi
Başkanı, RTE’yi
desteklemiş...
“Erken seçim yapmış!”
ESTİRİLEN “değişim” rüzgârı ile başkanlık
seçimini kazanan Barack Obama ile ABD’nin
“tekelci kapitalizm”in bayraktarlığından ve bu
öncülüğünün doğal gereği olarak “savaş
makinesi” olmaktan cayacağı yorumlarının
yapıldığını anımsatarak söze giriyor Ceyhun
Balcı:
“Böylesi iyimser yorumları yapanlar ya
ABD’yi anlamamışlardı ya da anladıkları halde
kamuoyu yanıltıcılığı o gün için kolay ve şirin
görünen işti. Birilerinin savladığının tersine
öncülü George W. Bush giderayak topallasa
da Obama’nın daha işbaşına gelmeden onu
‘sollamış’ olduğunu söylersek yanılmış olmayız!
Irak’tan çıkma tasarımının Afganistan’da
kalabalıklaşma kararı ile gölgelenmiş olduğunu
görmüş olmalıyız. Yine, geçen dönemin önemli
özelliği olan ‘savaşçılık’ anlayışının da
gerektikçe yaşatılacağını ve dara düştükçe
canlandırılacağını söyleyebiliriz! Bush’un
savunma bakanı Obama’ya da hizmet
vereceğine göre bellidir ki; Obama geçmiş
dönemin en çok tepki gören bu alanında
Bush’un izinden ayrılmaya niyetli değildir!
Dünyaya da yansıyan ekonomik çöküş
sürecinin önde gelen uygulayıcıları özeleştiri
vermek bir yana Obama döneminde de
dümenci başı olmayı sürdüreceklerine göre bir
diğer önemli alan olan ekonomide de umutlu
olmak için bir neden yoktur ortalıkta! Bir başka
önemli karar da bilim kurullarında köklü
değişiklikler yapıldığı günlere rastlaması
bakımından önemsenmelidir. Her ne kadar
simgesel gibi görünse de, ABD başkanlarının
göreve başlama törenlerinde yer alan din
adamının ‘evrim karşıtlığı’ ile sivrilmiş oluşu ve
basında kendisi ile ilgili olarak yer alan ilk
bilgilerin de bu özelliğe göndermede bulunması
göz ardı edilebilecek gibi değildir.
Bu birkaç örnek, daha ant içmeden
Obama’nın ‘topallayan’ Bush’u solladığının
göstergeleri olarak belleklerimizdeki yerini
almıştır.
Çünkü iyi irdelendiğinde görülecektir ki,
ABD’de geçen yüzyılın başından bu yana
giderek tırmandırılan ve iki kutuplu sürecin
sonlanmasıyla daha da azgınlaşıp,
saldırganlaşan emperyalist yaklaşım, bugün
Obama’ya yarın ise bir başkasına bırakılacak
kadar basit ve vazgeçilesi bir tasarım değildir!”
Obamalık
BAKIŞ AÇISI
GÜRBÜZ ÇAPAN
Tapınak Şövalyesi
“Tapınak Şövalyeleri”nin yönettiği bir operas-
yon... Arkasında “Nüfus Casusları” var. Bunlar yurt-
dışından gelen “etki ajanlarıyla” birlikte, Türkiye’de
çok büyük bir operasyona giriştiler. Bu operas-
yonla amaçlanan; ordu, polis, yargı, din, basın ve
siyaset dünyasını etkisizleştirmek ve “ılımlı İslam”
konseptini Türkiye’ye yerleştirmektir. Bunun için
en etkili “Nüfus Casusu” olan Tuncay Güney kul-
lanılmıştır.
Ne oldu? Kavramlar çok mu tanıdık geldi? Ne-
reden? Kimden?
Bir bilmecem var dostlar. Haydi, sor sor.
Irak’tan sonra, İran’dan önce yenir. Acaba nedir
nedir? AKP ile Bush anlaşmasından sonra. Ta-
mam, şimdi buldum: Ergenekon… Ergenekon…
Ergenekon…
İyi de “Tapınak Şövalyeleri”, “Nüfus Casusları”
dikkat -nüfuz- değil, “etki ajanları”... Nereden çık-
tı bunlar?...
Evet, bunlar; müthiş İçişleri Bakanı Sadettin
Tantan ile meşhur olan söylemler. Daha ortalık-
ta ne “Fethullah’ın F” si ne de “Fehmi’nin F” si var.
Ama aynı kavramların yazılı dokümanları, kim-
de çıkmış?
Tuncay Güney’de!
Şimdi Ergenekon dosyalarından 2001’de Tun-
cay Güney’in ev aramasında ele geçirilenleri
okuyorum:
- Tapınak Şövalyeleri
- Nüfus Casusları
- Etki ajanları ve diğer dokümanlar
Kimin kimden etkilendiğini, Tantan ve Tuncay
Güney açıklayacak. Uzun süren polis istihbarat ta-
kibinden sonra, Sadettin Tantan İçişleri Bakanı,
onun istihbarat kökenli dehşet cengiz polis mü-
dürü Kazım Abanoz İstanbul emniyet müdürü.
En iyi onlar tanıyor Tuncay Güney’i ve ne an-
latacağını en iyi onlar biliyor.
Güney’i polis istihbarat, onların zamanında
bülbül yapıp kafese koydu. Ama Sadettin Tantan
sus pus! Niye? Ben ne Tuncay Güney tanırım ne
de Veli Küçük. Ama Tantan ve Abanoz’un tanı-
dıkları değil mi?
Tantan’a bir kötü haberim var. Ağasının da adı-
nı Tuncay Güney’in anlattıklarının arasına katmıştır.
Kim mi: Korkut Özal. O mu iyi senarist, yoksa
onun yetiştirdiği ve şu an Ankara’da ve İstanbul’da
çok iyi senaryo yazdığını sanan haytalar mı? Gö-
receğiz.
Şimdi aklıma takılan soruya yanıt arıyorum. Gü-
ney’den çıkan belgeler nasıl oluyor da Colombo
tarzı pardösüsünün yakaları yukarı kalkık, saçla-
rı Al Capone usulü ortadan ikiye ayrık pehlivan
ve Ermeni vakfı sever, Tantan’ın söylemleriyle ay-
nı oluyor? Hem ikisi de aynı hatayla “Nüfuz Ca-
suslarına” ısrarla “nüfus” diyor ve yazıyor. Hayret!
Karanlıkta göz kırpmayı sevenler, üzerlerine ışık
tutulunca tarla tavşanına dönerler. Ergenekon yar-
gılamaları o ışık olacak. Kimse bundan kaçamaz.
Tantan konuşmak zorundadır.
“Strateji” diye bir dergide yayımlanan “Erge-
nekon”, “Lobi”, “Türkiye-C FR gizli hükümet or-
taya çıktı”, “Bilderberg” yazıları tam 10 yıl sonra;
Ergenekon davasının çok gizli belgeleri oldu.
Dergiyi kim çıkarttı? Tuncay Güney. Bu yazıla-
rı kim denetledi? Polis, savcı. Siyasi sorumlu: İç-
işleri Bakanı Sadettin Tantan.
Onlara ne oldu?
Suya kaçtı. Sonra ne oldu? İnek içti. İnek ne ol-
du? Dağa kaçtı. Dağ ne oldu? Altın arama ruh-
satıyla işletmeye açıldı.
Çalınan tenekeleri duyuyor musunuz? Boş te-
nekeleri. Çanlar gibi.
Tan….Tan…..Tan…..Tiki….Tan…Tiki…..Ti-
ki….Tiki…..Tan tan tan…
gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 02126727171
MERİÇ VELİDEDEOĞLU
ABD’nin Irak’ı işgaliyle bu ül-
kede yaşananlar, insanlık “dı-
şı” uygulamalar dünya bası-
nında geç de olsa yer aldı, alı-
yor.
Bir buçuk milyona varan ölü
(bir tür soykırım!); yüz binlerce
sakat; göçe zorlanan on bin-
lerce aile; yüz binlerce yetim;
genel bir tinsel bunalım ve
onur kırıklığı; ülkenin bölünüp,
parçalanması; ekonomik ya-
pının çökmesi; açlık; (az da ol-
sa var olan) laiklikten koyu
şeriata dönüş v.ö’ler, yazıldı, çi-
zildi, gösterildi ve sürüyor.
Ne var ki, ABD ve başta İn-
giltere olmak üzere, ortakları-
nın yaptığı “kültür kırım”dan ar-
tık “hiç” söz edilmiyor. Unu-
tuldu.
Bizim “özürcüler” de, kom-
şudaki bu olup bitene yan
gözle bile bakmıyor...
Oysa, başta Bağdat Ulusal
Müzesi olmak üzere tarihsel,
kültürel belgelerin sergilendiği
her yer “yağma” edildi işgalde.
Müzelerin uğradığı bu yıkımı
bir “fil” değil, ancak aç bir
“goril” yapabilirdi.
Tüm vitrinler tuzla buz edilip,
dolaplar kırılıp “yükte hafif pa-
hada ağır” tarihsel belgeler
kapış kapış edildi; paraya dö-
nüştürülmek üzere.
Tarihte “ilk” uygarlık sayılan
“Mezopotamya uygarlığı”nın
yaratıcısı Sumerlilerin, binlerce
yıl öncesinden bize bıraktıkla-
rı çiviyazılı belgeler, yani “kil”
tabletler, yağma sırasında par-
çalandı, ufalandı.
Sağlam kalanlar da ABD ve
İngiliz erlerince -belki subay-
larınca da- Kuveyt, Ürdün sı-
nırında satıldı.
Uygarlık tarihine karşı işlenen
bu korkunç ve “utanç” duyu-
lacak “suçu” yeniden anımsa-
mam, ilk Sumerologlarımız-
dan Dr. Muazzez İlmiye Çığ’ın
geçen hafta yaptığı konuşma-
yı dinlemem ve Sumer tablet-
lerinin “bizim için” önemini an-
lamama neden oldu.
33 yıl çiviyazılı tabletler (74
bin) üzerinde çalışan ve 68
yıldır her biri Sumerolojide bi-
rer kilometre taşı olan yapıtlar
veren Sayın Çığ, bunlara bir ye-
nisini daha ekledi.
Sumerliler ile Türkler ara-
sındaki derin bağlantının, ça-
kışmanın aydınlatılmasının 21.
yy’da aldığı yolu ve sonuca ne
denli yaklaşıldığını büyük bir
coşkuyla vurguladı konuşma-
sında, 94 yaşındaki “genç”
Sumerolog.
Sumerce’de yeni saptanan
Türkçe sözcüklere örnekler
veriyordu: Adda-ata; ana-ana;
ikki-iki; kagaraşa-kargaşa; kap-
Kagak-Kapkacak; iri-diri; diri-
canlı ve daha yüzlercesi.
Dünyaca ünlü Sumerolog
Samuel Noah Kramer: “Su-
merlilerin, Türklerle bağlantılı bir
‘halk’ olduğu fikri, Atatürk za-
manında geçerliydi” dedikten
sonra: “Böyle olabileceği hiç de
hakikatten uzak değildir!” diye
yazmış, 1990’da Çığ’a gön-
derdiği mektupta. (1)
Yüzyıllar boyunca, Batı’da
Türklerin ilkel ve “uygarlık”
düşmanı olduğu söylenerek
aşağılandığı, “suç”landığı bili-
nir.
En son olarak, Sevr’i imza-
laması için Osmanlı Devleti’ne
gönderdikleri “buyruk”ta, son
20 yılda Ermenilerin topluca öl-
dürüldüğünü, insanlığı ve uy-
garlığı bu saldırılardan koru-
mak, Türkleri de yeni bir “suç”
işlemekten kurtarmak ama-
cıyla bu anlaşmayı hazırladık-
larını belirtirler. (2)
Bu buyruğa, İstanbul “bası-
nı”nın büyük bölümü, “aydın”
yazarları yürekten katılırlar.
“Türki sütürk” dedikleri azgın
Türk suçludur. Tüm Türkler
“suçlu”dur...
Bunları bilen ve “işbirlikçi”
aydınların ihanetine tanık olan
Atatürk, Türklerin “uygarlığa”
karşı ağır “suç”lar işleyen bir
halk olmadığını, olamayacağı-
nı belirtir.
Tam aksine, ilk uygarlığı ya-
ratan Sumerlilerle derin bağ-
lantıları bulunduğunu, öyle ki,
adeta Sumerlilerin Türk olabi-
leceğini 1930’ların bulgularına
dayanarak, ileri sürer.
Kendini “suçlu” gören bir
ulus olamayacağımızı, bunun
içimizdeki “işbirlikçiler”in, hal-
kımıza vurduğu “damga” ol-
duğunu, söküp atmamız ge-
rektiğini, dahası bu “dam-
ga”cıların hep “var” olacağını
Söylev’de (Nutuk) birkaç kez
dile getirir.
S. N. Kramer’in Türklerle
Sumerlilerin arasındaki köklü
bağlantıdan söz ettiği 1990’lar-
dan günümüze, bu doğrultuda
çok yol alındığını belirtiyor Su-
merolog Çığ.
Kuşkusuz bu yolun döşen-
mesinde kendisinin büyük pa-
yı var.
Ara vermediği çalışmaları,
halkımıza vurdukları “suçlu”
damgasını, “özür dileme” adı
altında yürütenlere, bir bakıma
yanıt niteliğinde.
(1) M. İ. Çığ; “Sumerlilerde
Tufan, Tufan’da Türkler” Kay-
nak Yay. 2008.
(2) S. L. Meray, O. Olcay; Os-
manlı İmparatorluğu’nun Çöküş
Belgeleri, 1977.
Artış
SESSİZ SEDASIZ (!)
Irak, Sumer ve M. İ. Çığ
m.velidedeoglu@hotmail.com
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak yahoo.com.tr
26 Aralık
OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc yahoo.com
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Kökeni ilk-
çağa dayan-
makla birlikte
özellikle 19.
ve 20. yüzyõl-
larda Batõ’da
dinsel düşün-
ceyi etkilemiş
olan mistik
eğilimli felse-
fe. 2/ Atõn bir
tür hõzlõ yürü-
yüşü... Çõplak top-
rak. 3/ Gökyüzü. 4/
Doğu Anadolu’da
bir dağ ve geçit...
Eski dilde su... İlkel
benlik. 5/ Sevgide
üstün tutulan... Bir
elektrik devresinde-
ki akõmõ, başka bir
devreden geçen
akõmdaki değişik-
likler aracõlõğõyla denetleyen aygõt. 6/ Radyum ele-
mentinin simgesi... Kalay oksit katõlarak do-
nuklaştõrõlmõş ya da kemik tozu katõlarak yarõ do-
nuk hale getirilmiş cama verilen ad. 7/ Bir nes-
neye zorunlu olarak bağlõ olmayan ve onun
özünde bulunmayan nitelik... Bir soru sözü. 8/
Hammadde işlenerek yapõlan her tür mal. 9/ So-
yundan gelinen kimse... Mantõk.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Tel haline getirilmiş altõn ya da gümüşü işle-
yerek yapõlan kuyumculuk işleri. 2/ Hayat arka-
daşõ... Özgün çizim, harita, plan gibi şeylerin fo-
toğraf tekniğiyle çoğaltõlmasõ yöntemi. 3/ Afri-
ka’da yaşayan, bacaklarõ beyaz çizgili bir hayvan...
Kinaye. 4/ Kalõn su buğusu... Deride sinirler bo-
yunca birtakõm ağrõlõ fiskelerin dökülmesiyle be-
liren hastalõk. 5/ Kötü bir durumdan kurtuluş...
“Siyah İnci” de denilen ünlü Brezilyalõ futbol-
cu. 6/ İçinde küçük taneler bulunan ve vurmalõ
çalgõ olarak kullanõlan boş kabak. 7/ Kaz Dağõ’nõn
antik dönemlerdeki adõ... Toprağõn nemi... Bir cet-
vel türü. 8/ Boyacõlõkta kullanõlan zehirli bir mad-
de. 9/ Sulak yer... Bir düşünce yazõsõ türü.
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
A E R O F O B İ
V A T A B A R I
İ S K E L E İ Ş
O T L A Z A I
F A S K H U Ğ
O T A M A K M A
B Ü K E O Y A N
İ K A İ Z A M
O T O M A T İ K
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com
Doktorlar
(ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com
T.C. ADIYAMAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN
KAMULAŞTIRMA İLANI
ESAS NO: 2008/479
KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YER: ADIYAMAN MERKEZ HOCAÖMER MAHALLESİ
ADA NO: 108 PARSEL NO: 20 YÜZÖLÇÜMÜ: 89,00 m2
MALİKİN ADI VE SOYADI: MUSTAFA KEMAL KÖYLÜ
KAMULAŞTIRMAYI YAPAN İDARENİN ADI: ADIYAMAN BELEDİYE BAŞKANLIĞI
Kamulaştõrmayõ yapan davacõ idare, malikleriyle cinsi ve niteliği yukarõda yazõlõ taşõnmazõn kamulaştõrma bedelinin tespiti ve tescili için davacõ ida-
re tarafõndan mahkememizin 2008/479 Esas sayõsõnda dava açõlmõştõr.
4650 sayõlõ yasanõn 7. maddesi ile değişik 2942 Sayõlõ Kamulaştõrma Yasasõ’nõn 10. maddesinin 4. bendi uyarõnca 30 günlük yasal sürede kamulaş-
tõrma işlemine karşõ idari yargõda ve maddi hatalara karşõ adli yargõda iptal veya düzeltme davasõ açmanõz halinde dava açtõğõnõz ve yürütmenin dur-
durulmasõ kararõ aldõğõnõzõ belgelendirmediğiniz takdirde kamulaştõrma işlemi kesinleşecek ve mahkememizce tespit edilecek kamulaştõrma bedeli üze-
rinden taşõnmazõn kamulaştõrma yapan idare adõna tescil edileceği, kamulaştõrma bedelinin adõnõza TC Ziraat Bankasõ Adõyaman Şubesi’ne yatõrõlaca-
ğõ, konuya ve taşõnmaz malõn değerine ilişkin tüm savunma ve delillerinizi işbu ilan tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize yazõlõ olarak
bildirmeniz ilan olunur. 13/11/2008 Basõn: 64108
T.C. GEBZE 3.ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ’NDEN İLAN
Esas No: 2008/344
Davacõnõn kanõtlanan davasõnõn KABULÜ ile Erzurum-Oltu (1550) Bahçe-
likõşla köyü Cilt: 12, Hane: 28, 42 birey sõra numarasõnda 17686991850 vatan-
daşlõk numaralõ İbrahim ve Zülfiye’den olma, 01.03.1971 d.lu, Ednan DE-
MİRTAŞ’õn adõndaki E harfinin iptali ile Adnan DEMİRTAŞ olarak kayõt ve
tashihine karar verildiği hususu İLAN OLUNUR. Basõn: 69317