Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 26 ARALIK 2008 CUMA
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
İşte Böyle Olmalıydı
Perşembe sabahı kalkar kalkmaz, bir gün ön-
ce televizyonda izlediğim haberi Hürriyet’in
manşetinde görünce içimi neşe kapladı.
Aslında olması gereken bir şey olmuştu, belki
de olaylar olması gibi gelişmiş olsaydı, olayın ha-
ber değeri bile olmayacaktı. Eninde sonunda, Ye-
şilköy’de bir sokağa, dört yıl önce ölmüş sakin-
lerinden iyilik ve yardımseverliğiyle maruf, Dr. Kon-
santin Kalangos’un adı verilmiş.
Yıllar boyunca semtin “Lokman Hekimi” olarak
tanınan, yoksul hastalarının ilaçlarını bile kendi ce-
binden alan (bu tür örnekler o İstanbul’da pek en-
der de değildi) bir hemşerimizin adının oturduğu
sokağa verilmesinden daha doğal ne olabilirdi ki?
Aileden doktor olan (dedesi Abdülaziz’in dokto-
ru imiş) Konsantin Bey’in adının oturduğu soka-
ğa verilmesini Bakırköy Belediye Meclisi karar-
laştırmış, Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen de
Konstantin Bey’in artık İsviçre’de yaşayan yine
doktor olan oğlu Prof. Dr. Akhsenti-
os Duri Kalangos ile birlikte plakayı törenle çak-
mış.
Bakırköy Belediyesi ile Ateş Erzen kardeşimi kut-
larım.
Çok uzun sürmüş, son dönemleri çok çok mih-
netli geçmiş, çokuluslu imparatorluktan miras kal-
mış kozmopolit İstanbul’da geçti çocukluğum. İs-
kenderiye ve daha önceki yılların Selanik’i ile bir-
likte Akdeniz kozmopolit kentlerinin incisi olan İs-
tanbul’da, imparatorluktan kalanlarla birlikte yan
yana, dostça yaşadığımız günleri hasretle anarım
ve bana göre, olabilecek İstanbulların en iyisi, bu-
günkü kalabalık, ama sakinleri arasında hemşe-
rilik bilinci gelişmemiş, insanlarının farklılıklara ta-
hammülü çoğulcu yapısının doğal ürünü olma-
yıp, ancak bigâneliği yüzünden onların farkına bi-
le varmamanın sonucu olan bugünün kenti de-
ğil de, o günün çok renkli, çoksesli İstanbul’uy-
du.
Bir daha yaşanmasına imkân olmayan o güze-
lim İstanbul’u hasretle anıyorum.
Ve eğer o İstanbul’da yaşıyor olsaydık bugün
hâlâ, Dr. Konstantin Kalangos’un adının oturdu-
ğu sokağa verilmesi haber bile olmayacaktı.
Olmadı, biz onları koruyamadık; önce Selanik
kozmopolit niteliğini yitirdi, ardından İskenderiye
gitti, son kale İstanbul da benim çocukluğum ile
delikanlılığım arasında geçen zaman içinde renk-
lerini yitirdi.
Bu olgu ulus devletin yapısının kaçınılmaz so-
nucu muydu, yoksa başta etkenler de mi rol oy-
nadı tartışması, karara varılması güç, uzun bir sü-
rece yol açar.
Ama Cumhuriyetin kurucu felsefesi ve onun te-
mel taşlarından olan Kemalist – Renancı ulus kav-
ramı bu çoklu yapıyı yaşatmaya elverişliydi.
Ne var ki Cumhuriyetin kurucu felsefesi ile uy-
gulamaları hep aynı doğrultuda olmadı. O yüz-
dendir ki yitirdiğimiz çok renkli İstanbul’un gidi-
şinde, bizim de hem halk, hem devlet olarak so-
rumluluğumuz bulunduğunu yadsıyamayız..
İkinci Dünya Savaşı’nın ekonomik zorluk yılla-
rında savaş zenginlerine karşı çıkarıldığı ileri sü-
rülen, ama azınlıkların tasfiyesi sürecine dönüşen
Varlık Vergisi, DP döneminin en büyük günahla-
rından biri olan 6 -7 Eylül vandalizmi, daha son-
ra 1964 Kıbrıs olaylarıyla tetiklenen göçlerle, kül-
tür zenginliği açısından yoksullaştı İstanbul.
Bakırköy Belediyesi’nin, hayırsever evladı Dr. Ka-
langos’un anısına yaptığı jesti bu İstanbul’un o es-
ki İstanbul’a hasret dolu bir selamı olarak algıla-
yabiliriz.
Eli öpülesi gençler
Dünkü gazetelerde, kamuoyunun yakından ta-
nıdığı iki gencin haberi de vardı. Bunlar 92 ya-
şındaki Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ile 82 ya-
şındaki Tema Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca idi.
İkisi de Türkiye’nin tarımsal, hayvansal zenginli-
ğini koruyan tarım arazilerinin özelleştirilmesine ya-
ni satılmasına karşı, kar altında, açık havada gös-
teri yapıyorlardı.
Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi”ni okuduğu yıl-
larda onlar fizik olarak da gençtiler. Aradan geçen
zaman içinde, kendilerine tevdi edilen emaneti ko-
rumayı sürdürüyorlar.
Dünkü gazetedeki fotoğraflarında nöbet başında
görüntülenmişlerdi.
Gençler! Bu kıdemli gençler kaç yıldır nöbetteler.
Artık biraz da nöbeti siz devir alsanız!..
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Kaplan
randevuyu
iptal etti
ANKARA (ANKA) -
Meclis Genel Kurulu’nda
oğlunun gemi almasõnõ
gündeme getiren DTP
Şõrnak Milletvekili Hasip
Kaplan’a “Gelirsin özel
anlatõrõm” diyen
Başbakan Tayyip
Erdoğan, dün saat
17.00’de yapacağõ
görüşmeyi, işlerinin
yoğunluğu gerekçesiyle
pazartesi gününe erteledi.
“Bu durumda,
görüşmenin bütçe
sonrasõna
bõrakõlmasõndan dolayõ,
bir anlamõnõn
kalmadõğõnõ” ifade eden
Kaplan, Başbakan’dan
randevu talebini iptal
ettiğini söyledi.
TBB de Kılıç’a
karşı çıktı
ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Barolar Birliği
(TBB), Anayasa
Mahkemesi Başkanõ
Haşim Kõlõç’a tepki
göstererek, “Anayasa
Mahkemesi kararõ ile
başlatõlan hukuki
tartõşmalarda gelinen
noktanõn
değerlendirilmesinin
anayasa ihlaline kadar
götürüldüğü başkanlõk
açõklamasõnda belirtilen
görüşlere katõlmõyoruz”
görüşünü kaydetti.
TBB’den yapõlan
açõklamada, yerel
seçimlere katõlacak
belediyelerin
belirlenmesiyle ilgili
tartõşmalara, siyasi
iktidarõn kapatõlacak
belediyeler hakkõnda
Belediyeler Yasasõ’nõn
11. maddesi gereğince
işlem yapmak yerine,
özel yasa çõkararak,
gerekçe göstermeden
kapatmasõnõn neden
olduğuna dikkat çekildi.
İlk kademeler
AİHM’yi bekliyor
İZMİR
(Cumhuriyet) -
Danõştay’õn nüfusu 2
binin altõna düşen belde
belediyelerinin de yerel
seçimlere
katõlabileceğine ilişkin
kararõnõn yankõlarõ
sürerken, kapatõlan 147
ilk kademe belediyesinin
gözü ise Avrupa İnsan
Haklarõ Mahkemesi’nde
(AİHM). Bu yerleşimler
arasõnda bulunan ve
yaklaşõk 700 belediye
adõna AİHM’ye toplu
başvuru yapan İzmir’in
Menemen ilçesine bağlõ
Seyrek Belediye Başkanõ
Nurgül Uçar, “Danõştay
kararõnõn ardõndan
AİHM’deki davamõza
kazandõk gözüyle
bakõyorum. Danõştay,
CHP’nin iptal
başvurusunu reddeden
Anayasa Mahkemesi’ne
en güzel yanõtõ verdi”
dedi.
Anavatan’dan
‘şaibe’ yorumu
ANKARA (AA) -
Anavatan Partisi Genel
Başkanõ Salih Uzun,
“hukukun ve
demokrasinin garantisi
olan kurumlardaki (yargõ
organlarõ) fikir
ayrõlõklarõnõn, seçimleri
daha da şaibeli ve içinden
çõkõlmaz hale getirdiğini”
söyledi. Uzun, yaptõğõ
yazõlõ açõklamada, yerel
seçimler öncesinde
seçimleri her yönüyle
organize etmekle
yükümlü kurumlarõn
kendi aralarõndaki görüş
ayrõlõklarõnõn geldiği
boyutun kaygõ verici
olduğunu belirtti.
Anayasa Mahkemesi’nin 14 üyesinden 8’i Başkan’õn açõklamasõna katõlmadõğõnõ açõkladõ
Kõlõç’ayalanlamaANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Anayasa Mahke-
mesi’nin görevdeki 14 üye-
sinden 8’i Anayasa Mahke-
mesi Başkanõ Haşim Kı-
lıç’õn yaptõğõ açõklamanõn
mahkemenin görüşünü yan-
sõtmadõğõnõ vurguladõ. Üye-
ler, “Önceden haberdar ol-
madığımız, bu nedenle de
oluşumuna hiçbir katkıda
bulunamadığımız açıkla-
maya katılmıyoruz” görü-
şünü dile getirdiler.
Yerel seçim için geri sayõm
başlarken, kapatõlan beledi-
yelerin seçime katõlõp katõl-
mayacağõ konusunda yük-
sek yargõ organlarõ arasõnda
farklõ görüşler ortaya çõktõ.
Görüş farklõlõğõnõn en derin
yaşandõğõ yer ise Anayasa
Mahkemesi oldu. Anayasa
Mahkemesi tarihinde ilk kez
üyeler arasõndaki görüş ay-
rõlõğõ karşõlõklõ açõklamalara
yansõdõ. Şu anda Anayasa
Mahkemesi’nde yedek ve
asil olmak üzere toplam 14
üye görev yapõyor.
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül, Ali Güzel’den boşalan
yedek üyelik için 15. kişi
olarak Recep Kömürcü’yü
atadõ. Ancak Kömürcü henüz
yemin etmediği için yüksek
mahkeme 14 üyeyle görevi-
ni sürdürüyor.
Anayasa Mahkemesi Baş-
kanõ Haşim Kılıç, tepkilere
neden olan açõklamanõn ka-
patõlan belediyelerle ilgili
yasanõn kõsmi iptali yönünde
oy kullanan 6 üyenin görüşü
alõnarak yapõldõğõnõ duyurdu.
Ancak dün Yüksek Mahke-
me’nin görev yapan 14 üye-
sinden 8’i Kõlõç ile aynõ gö-
rüşte olmadõklarõnõ sert bir
dille ortaya koydu.
Salt çoğunlukla
alınmadı
Anayasa Mahkemesi Baş-
kanvekili Osman Alifeyyaz
Paksüt, üyeler Fulya Kan-
tarcıoğlu, Mehmet Erten,
Cafer Şat, A. Necmi Özler,
Fettah Oto, Şevket Apa-
lak ve Zehra Ayla Perk-
taş’õn imzalarõ bulunan açõk-
lamada, şöyle denildi:
“Anayasa Mahkemesi
Başkanlığı tarafından 24
Aralık 2008 gününde ya-
pılan açıklama, Anayasa
Mahkemesi’nin görüşünü
yansıtmamaktadır. Ana-
yasanın 149. maddesine
göre, Anayasa Mahkeme-
si, başkan ve on üye ile top-
lanır, salt çoğunluk ile ka-
rar verir.
Bu bağlamda, belirtilen
usule uyularak yapılma-
yan açıklamalar mahkeme
görüşü olarak kabul edile-
mez. Öte yandan, Anayasa
Mahkemesi kararlarının
uygulanmasında, anayasal
görev, yetki ve sorumlu-
luk, ilgili kurum ve kuru-
luşlara aittir. Önceden ha-
berdar olmadığımız, bu ne-
denle de oluşumuna hiç-
bir katkıda bulunamadı-
ğımız açıklamaya katılmı-
yoruz.”
Açõklamada imzasõ bulu-
nan Fettah Oto ile Cafer Şat
Anayasa Mahkemesi’nin ye-
dek üyesi olarak görev ya-
põyor.
Diğer imzacõ üyeler ise
Anayasa Mahkemesi’nin asõl
üyeleri arasõnda yer alõyorlar.
AKP lideri Erdoğan’õn hemen ardõndan Danõştay’õn aldõğõ kararõ eleştiren
ve bu açõklamayõ kendisiyle aynõ yönde görüş bildiren üyelerin görüşünü
alarak yaptõğõnõ açõklayan Haşim Kõlõç, mahkeme üyeleri tarafõndan
yalanlandõ. Sekiz üye tarafõndan yapõlan ortak açõklamada Kõlõç’õn
açõklamasõnõn yüksek mahkemenin görüşünü yansõtmadõğõ ve daha önce
kendilerine bu konuda bilgi verilmediği belirtildi.
KILIÇ HEYETİ BÖLDÜ
Düzeltmesi
ayrışmanın
itirafı oldu
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili
Paksüt’ün, önceki gün yaptõğõ açõklamadan
haberdar olmamasõnõ “doğal” bulan Haşim
Kõlõç, “Sayõn Başkanvekili zaten
muhalefetteydi, karşõ görüşteydi” dedi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi Başkanõ Ha-
şim Kılıç’tan dün yüksek
yargõdaki farklõ bakõş açõ-
sõnõ ve ayrõşmanõn ulaştõ-
ğõ noktayõ gözler önüne
seren değerlendirmeler
geldi.
Kõlõç, Anayasa Mahke-
mesi’ne gelişinde gazete-
cilerin sorularõnõ yanõtla-
dõ. Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Osman
Paksüt’ün, “Anayasa
Mahkemesi’nce dün
(önceki gün) yapılan
açıklamanın Başkan’ın
görüşünü yansıttığı” de-
ğerlendirmesinin anõmsa-
tõlmasõ üzerine Kõlõç, be-
lediyelere ilişkin yasada
kararõn 5’e karşõ 6 üyenin
oyuyla alõndõğõnõ anõm-
satarak, “Bu kararda 6
arkadaşımızın ne demek
istediğini bir kez daha
kamuoyuna duyurmak
istedik. Yapılan dünkü
(önceki günkü) açıkla-
ma, benimle birlikte bu
arkadaşların, yani ço-
ğunlukta olan 6 arka-
daşın arzusu, onayı ve is-
teği doğrultusunda ya-
pılmıştır. Yalnız başı-
ma yaptığım bir açıkla-
ma değildir” dedi.
Kõlõç, “Bir noktada si-
zin kararınız işlevsiz kı-
lınmış oldu. Bundan
sonra süreç nasıl işleye-
cek” sorusuna da şu yanõtõ
verdi: “Tabii ki biz,
mahkeme başkanı ve
üyeleri, verdiği kararın
arkasında durmak, ver-
diği kararın ne demek
istediğini anlatmak ve
onun sahibi olmak du-
rumundayız. Karar
eğer, dışarıda mahke-
memizin iradesi dışında
bir noktaya götürül-
müşse, bunu kamuoyu-
na açıklamak da bizim
görevimizdir.”
“Yazılı açıklamanın
ardından yüksek yargı-
da çatlak olduğu” gö-
rüşlerini nasõl değerlen-
dirdiğinin sorulmasõ üze-
rine Kõlõç, “Hayır. Çat-
lak, kurumlar arasında
böyle bir kavga, öfke,
kin asla olmaz” dedi.
Kõlõç, Başkanvekili
Paksüt’ün açõklamasõnõ
nasõl değerlendirdiği so-
rusuna, “Sayın Başkan-
vekili zaten muhalefet-
teydi, karşı görüşteydi.
Görüşünü muhalefette,
kararında belirtti. On-
dan dolayı Osman
Bey’in bu konudan ha-
berdar olmaması doğal-
dır” yanõtõnõ verdi. Ana-
yasa Mahkemesi Başkanõ,
yaptõğõ açõklamanõn Baş-
bakan Erdoğan’õn yaptõğõ
açõklamanõn ardõndan gel-
mesinin ise “tesadüf” ol-
duğunu söyledi.
Danıştay’ın kararını eleştiren açıklamayı kendisi ile aynı yönde oy kullanan 6 üye adına yap-
tığını açıklayan Kılıç sekiz üyenin imza attığı yazılı açıklama ile yalanlandı. Kılıç, açıklamayı
mahkemenin verdiği kararın arkasında durmak adına yaptığını savundu. (Fotoğraf: AA)
Canı isterse açıklıyor
Belediyelerle ilgili karar için açõklama yapan Haşim Kõlõç,
Danõştay’õn başka bir davadaki talebine olumsuz yanõt vermişti
İLHAN TAŞCI
ANKARA - Anayasa Mah-
kemesi Başkanõ Haşim Kılıç,
kapatõlan belediyelerle ilgili ya-
sa iptalinin yanlõş yorumlandõ-
ğõ gerekçesiyle açõklama yapõl-
dõğõnõ savunurken, geçmişte ter-
si bir örneğin olduğu ortaya
çõktõ. Danõştay, ÖTV konusun-
da görüştüğü bir davada, kara-
rõnõ anlamadõğõ Anayasa Mah-
kemesi’nden karara açõklõk ge-
tirmesini istemişti. Ancak Ana-
yasa Mahkemesi, kararlarõnõ
açõklama yönünde yetkisi ol-
madõğõ gerekçesiyle istemi red-
detmişti.
Anayasa Mahkemesi Başkanõ
Haşim Kılıç, mahkemenin 8
üyesinin tepki göstererek karşõ
bildiri yayõmladõğõ açõklamayõ
“Verdiğimiz kararın arkasın-
da durmak, kararın ne demek
istediğini anlatmak ve onun
sahibi olmak durumundayız.
Karar eğer, dışarıda mahke-
memizin iradesi dışında bir
noktaya götürülmüşse, bunu
kamuoyuna açıklamak da bi-
zim görevimizdir” sözleriyle
savunmuştu. Kõlõç’õn bu savun-
masõna karşõn daha önce Da-
nõştay’õn resmi başvurusunu
Anayasa Mahkemesi’nin “görev
ve yetkisinde” olmadõğõ gerek-
çesiyle reddettiği ortaya çõktõ.
Olay şöyle gelişti:
Danõştay 7. Dairesi 2004 ve
2005 yõllarõnda Özel Tüketim
Vergisi Kanunu’nun 12. mad-
desiyle Bakanlar Kurulu’na ve-
rilen yetkinin anayasaya aykõrõ-
lõğõ savõyla Anayasa Mahke-
mesi’ne başvurdu. Yüksek mah-
keme bu başvurularõ esasa gi-
rerek incelemedi. Maddede ya-
sal değişiklik yapõldõğõ gerek-
çesiyle karar verilmesine yer
olmadõğõna karar verdi.
Bunun üzerine Danõştay 7.
Dairesi, 12. maddenin bakmak-
ta olduğu davada uygulanacak
kural olduğunu, değişiklikten
önceki kurallarõ uygulamasõ ge-
rektiğini, bu nedenle anayasaya
aykõrõlõğõn incelenmesi gerekti-
ğini belirtti. Daire, Anayasa
Mahkemesi’nin maddeleri ince-
lemesi gerektiğini, verdiği ka-
rarlarõn bu yönüyle açõklanmasõnõ
istedi. Danõştay bir anlamda
Anayasa Mahkemesi’nin verdi-
ği kararõn anlaşõlmadõğõnõ ve bu-
na açõklõk getirilmesini resmi
yazõyla talep etti. Çünkü Danõş-
tay, Anayasa Mahkemesi’nin
yapacağõ açõklamadan hareketle
karar verecekti. Anayasa Mah-
kemesi ise kararlarõnõ açõklama
yönünde bir görev ve yetkisinin
bulunmadõğõnõ belirterek, Da-
nõştay 7. Dairesi’nin açõklama is-
temini reddetti. Aynõ Anayasa
Mahkemesi’nin son olayda ver-
diği kararla ilgili herhangi bir gö-
rüş sorulmamasõna karşõn açõk-
lama yapmasõ ise dikkat çekti.
BAKAN ŞAHİN: KİŞİ VE KURUMLAR YASAL SINIRLARI İÇİNDE KALMALI
‘Tartõşmabüyütülmemeli’ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Adalet Bakanõ Mehmet
Ali Şahin, YSK’nin aldõğõ kara-
rõn kesin karar olduğuna ve bu ka-
rarõ değiştirmemesi durumunda
kapatõlmasõ öngörülen belde be-
lediyelerinden nüfus sayõmõnõn
iptali için öngörülen süre içinde
dava açanlarõn yerel seçime katõ-
labileceğini söyledi.
Gazetecilerin sorularõnõ yanõt-
layan Şahin, kişi ve kurumlarõn,
anayasa ve yasalarõn kendilerine
çizdiği sõnõrlar içerisinde kalma-
ya özen göstermeleri halinde,
Türkiye’deki sorunlarõn da o dü-
zeyde asgariye indirilmiş olacağõnõ
söyledi. Şahin, yüksek yargõ or-
ganlarõ arasõnda var olduğu izle-
nimi veren tartõşmanõn fazla bü-
yütülmemesi gerektiğini savundu.
Belediyeler konusunda anayasa-
ya aykõrõ bir durum olup olmadõ-
ğõnõn sorulmasõ üzerine Şahin,
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn
bu konuda yaptõğõ açõklamaya
büyük ölçüde katõldõğõnõ belirtti.
TBMM’nin çõkardõğõ yasalarõ,
anayasa adõna denetleme yetkisi-
nin, sadece Anayasa Mahkeme-
si’ne ait olduğuna işaret eden Şa-
hin, “Anayasa Mahkemesi’nin
kararları da herkesi bağlar.
Gerçek ve tüzelkişileri bağladı-
ğı gibi diğer yargı organlarını da
bağlar. O nedenle, herkes ana-
yasanın kendisine çizdiği sınır-
lar içinde hareket etmelidir
cümlesini kullandım” diye ko-
nuştu.
Bir gazetecinin, “O zaman Da-
nıştay ve YSK’de bir görev aşı-
mı mı yoksa görev farkı mı
var” sorusuna Şahin, söyledikle-
rinin dõşõnda farklõ bir şey dile ge-
tirmeyeceği karşõlõğõnõ verdi.
YSK’nin aldõğõ kararõn, kesin
karar olduğuna ve bu kararõ de-
ğiştirmemesi durumunda kapa-
tõlmasõ öngörülen belde beledi-
yelerinden nüfus sayõmõnõn ipta-
li için öngörülen süre içinde dava
açanlarõn yerel seçime katõlabile-
ceğini kaydeden Bakan Şahin,
söz konusu belediyelerin Mec-
lis’in yeni bir yasa çõkarmadõğõ
takdirde bundan sonraki seçimle-
re de girebileceğini söyledi. Şahin,
Meclis’in yeni bir yasa çõkarõp çõ-
karmayacağõnõn sorulmasõ üzeri-
ne, şu anda gündemlerinde böyle
bir konunun bulunmadõğõnõ be-
lirtti.