Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Değişik sözcüğüyle neyi amaçladığını tarafsızlığını
bir yana atarak kısa sürede kanıtladı.
AKP’nin istediği yasaları gece yarısı onayladı. Sa-
kıncalı görülüp devlet kadrolarında göreve gelme-
leri önlenenlerle ilgili kararnameleri geri çevirmedi.
Önüne gelen rektör listelerinde istediği gibi oynadı.
Listede ilk sırada yer almamasına karşın türban ya-
sasına karşı çıkanları rektörlüğe atadı.
Son günlerde üniversitelere rektör atamalarıyla yi-
ne gündemde.
Ne ki, bu kez türbanla değil, aile doktoruyla…
Bu türden davranışları geniş eleştirilere uğrayın-
ca bir açıklama yaptı. Rektör atamalarının cumhur-
başkanlarının görevleri arasından çıkarılmasını istedi.
Bu davranışıyla ilim irfan ocaklarına saygıyı, üni-
versite yaşamına müdahale etmek istemediğini
göstermek istiyor.
Oysa, Çankaya’daki AKP’li rektör atamalarını
cumhurbaşkanlarından çekip almak için zorunlu olan
anayasa değişikliğine günümüzün siyasal koşulla-
rında olanak olmadığını bal gibi biliyor.
Ama bu kez tecahüli arifaneden görünerek, Türk-
çesi bildiğini bilmez görünme sanatına başvurarak,
rektör atamalarındaki davranışlarını eleştiriden ka-
çırmak istiyor.
Dilediğini rektör atıyor ve: Anayasa bu yetkiyi ver-
di. Beğenmiyorsanız davranışımı, değiştirin anaya-
sayı diye sorumluluğu üzerinden atıyor.
Tam bir Kayseri kurnazlığı!
Son örnek Çankaya’dakine uygun düşen bir ör-
nek.
İstanbul Üniversitesi rektör adaylarını saptayan
YÖK -sanki başkanından başka bir davranış bek-
lenirmiş gibi- RTE’nin aile doktorunu, Başbakan’la
belediye başkanlığı sırasında sıcak ilişkileri olan Prof.
Yunus Söylet’i ikinci sıradan birinci sıraya getiriyor.
İlk sıradaki Prof. Ali Akyüz’ü ikinci sıraya ko-
yuyor.
Medyamız, YÖK’ün Çankaya’dakinin işini kolay-
laştırdığını yazıyor.
Oysa sıra değişikliğini Çankaya’daki de yapabi-
lir ve herhalde Başbakanı’nı kıracak değil ya;
RTE’nin aile doktorunu rektör atayıverirdi.
Aslında Çankaya’dakinden beklenen ama ger-
çekleşmesi olanaksız olan davranış, YÖK’ün Baş-
bakan’a yalakalık olsun diye yaptığı değişikliği red-
detmektir.
Herhalde bu temenni ancak balık kavağa çıktığı
zaman gerçekleşebilir.
Medyada günlerdir boy gösteren Çankaya ile il-
gili diğer bir konu; annesinin Ermeni kökenli oldu-
ğunu iddia eden bir söylemden kaynaklanıyor.
Sorunun giderek kapsamı genişledi. Köken tar-
tışmasının alevlenmesine yol açtı.
Çankaya’daki ise bireylerin kökenleri nedeniyle
aşağılanmasına veya suçlanmasına karşı çıkan de-
meçler verdi ve sonra…
… Sonra vay sen benim kökenimin Ermeni ol-
duğunu söyleyerek tarafsız konumuma gölge dü-
şürüyorsun diye hiddetlendi; iddia sahibi milletve-
kili Canan Arıtman hakkında manevi tazminat da-
vası açtı.
Çankaya’daki bir yandan kökeni nedeniyle in-
sanların aşağılanmaması veya suçlanmamasını zo-
runlu, çağdaş bir açılımın gereği görüyor.
Öte yandan aileme ve bana Ermeni kökenli dedin,
Müslümanlığıma ve Türklüğüme hakaret ettin diye
iddia sahibine tazminat davası açıyor.
Bu tutum, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu öz-
deyişini anımsatmıyor mu?
SAYFA24 ARALIK 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET
17HABERLERİN DEVAMI
İstanbul K 4
Edirne B 6
Kocaeli K 5
Çanakkale K 7
İzmir Y 11
Manisa Y 9
Aydın B 9
Denizli Y 6
Zonguldak K 5
Sinop K 7
Samsun K 9
Trabzon K 13
Giresun K 12
Ankara K 0
Eskişehir K 2
Konya K 1
Sıvas K 1
Antalya Y 13
Adana K 14
Mersin Y 14
Diyarbakır K 6
Şanlıurfa K 7
Mardin K 6
Siirt K 6
Hakkâri K - 1
Van K 3
Kars K - 1
Oslo B - 1
Helsinki B 0
Stockholm B - 1
Londra PB 7
Amsterdam Y 7
Brüksel B 5
Paris PB 5
Bonn Y 6
Münih Y 5
Berlin Y 8
Budapeşte K 4
Madrid B 1 5
Viyana Y 7
Belgrad PB 3
Soyfa K 2
Roma B 1 6
Atina PB 1 2
Zürih B 6
Moskova K - 2
Aşkabat PB 1 0
Astana B -11
Taşkent Y 1 3
Bakû B 1 0
Bişkek PB 5
Tiflis Y 7
Kahire Y 1 8
Şam Y 1 2
Yurt geneli çok bulutlu,
Trakya ve Kıyı Ege dı-
şında tüm yurt yağışlı-
geçecek. Yağışlar Mar-
mara’nın doğusu, Doğu
Akdeniz, Karadeniz, Do-
ğu ve Güneydoğu Ana-
dolu ile Sivas çevreleri
kuvvetli olmak üzere Ak-
deniz’in kıyı kesimleri
sağanak yağmur, diğer
yerler karla karışık yağ-
mur şeklinde olacak.
İki büyük olayın, iki büyük kalkışmanın yıl-
dönümü yaşanıyor bugünlerde. Türkiye’nin ta-
rihinde önemli yeri olan ve asla unutulmaya-
cak iki büyük olay.
Biri Menemen Olayı… 78 yıl önce Mene-
men’de Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay
ve iki bekçi Hasan ve Şevki, gerici isyancı-
lar tarafından katledildiler. Cumhuriyetin
7’nci yılıydı. Egemenliğin sultanlardan alınıp
halka verildiği, çağdaş uygarlık adımlarının
peşpeşe atıldığı, aydınlanma atılımlarının
peşpeşe hayata geçirildiği günlerdi. Devletin
başında, devletin kurucuları Atatürk ve İnö-
nü vardı. Atatürk ve İnönü’yü devirmek, on-
ların kurduğu laik ve üniter devleti yıkmak için
7 yıldır aralıksız çaba gösterenler, bu kez ül-
kenin batısında saldırıya geçmişlerdi. Şeyh Sa-
it isyanıyla doğuda sonuç alamamışlar, dev-
letin belki de en güçlü olduğu bir yerde Ege
kıyılarında meydan okumaya kalkmışlardı. Bu
öyle bir meydan okumaydı ki, şeriatçı ayak-
lanmayı başlatanlar, bir subayı öldürmekle kal-
mamışlar, onun başını da keserek, devletin
ve rejimin öncüsü orduya olan kin ve nefret-
lerini de kusmuşlardı.
Devlet güçlüydü. Devletin kurucuları işba-
şındaydılar ve binbir güçlük ve mücadeleyle
kurdukları Cumhuriyeti yaşatmaya kararlıydılar.
Menemen isyancıları yakalandılar ve yargıla-
nıp cezalandırıldılar.
İkinci olay Kahramanmaraş Olayı… Mene-
men’den 48 yıl sonra 1978’de Kahraman-
maraş’ta ayaklanan gericiler, bu kez Alevi yurt-
taşlara saldırdılar. Saldırı ki ne saldırı… Kapıları
önceden işaretlenen evler basıldı, ateşe ve-
rildi, insanlar birer ikişer öldürüldü. O günle-
rin gazetelerini açanlar, bebeklerin bile ba-
caklarından ayrılarak öldürüldüğü haberleriyle
karşılaşırlar. Kurbanların sayısı 100’ü aştı. Ben-
zer katliamlar Sıvas’ta, Çorum’da da yapıla-
caktı. Katliamdan sonra Alevi yurttaşlar Kah-
ramanmaraş’ı terk etmek zorunda kaldılar.
Cumhuriyetin kuruluşundan 55 yıl sonra, si-
lahlanıp ayaklanan bir grup, bir başka gruba
karşı toplu katliam yapma, sağ kalanları da
kentten göç ettirme cesaret ve cüretini ken-
dinde bulmuştu. Birileri yakalandı, birileri
yargılandı, birileri affedildi ve Kahramanma-
raş Olayı, o gün bugündür yapanların yanına
kâr kaldı.
Devlet güçsüzdü. Devleti yönetenler âciz-
di. Laik, üniter devletin yaşatılması gibi bir ide-
alden de yoksundular. O kadar ki, o yılların ik-
tidarları, bu tarihten kısa bir süre sonra baş-
layacak yeni bir bölücü ayaklanmanın açık açık
tezgâhlandığını bile göremediler. O ayaklan-
manın bugün ulaştığı boyutlar ortada…
Kurulduğu günden beri didiklenen, tırtıkla-
nan, içeriden dışarıdan oyulan, yıpratılan,
kimyası bozulan, temelleri sarsılan ama bir tür-
lü yıkılamayan bir ülke… Kuranlar, ne sağlam
kurmuş?..
GENİŞ AÇI
HİKMET BİLA
Menemen’den
Kahramanmaraş’a
Soykõrõmõ Kabul
Kampanyasõ...
Şükrü M. ELEKDAĞ CHP İstanbul Milletvekili
Bu öneri aynõ zaman-
da, Türkiye ve Ermenis-
tan’õn, sorunun tüm yön-
leriyle aydõnlõğa kavuş-
masõ için kendi arşivle-
rini tamamen açmalarõnõ
ve çalõşmalarõn tam bir
bilimsel ciddiyet ve dü-
zen içinde yapõlmasõ ve
zabõtlarõn tutulmasõnõ
sağlamak amacõyla bir
tür noter görevi yapa-
cak tarafsõz “nötr” bir
mekanizmanõn da oluş-
turulmasõnõ öngörüyor-
du.
Bu önerim üzerinde
önce, CHP Genel Baş-
kanõ ve Ana Muhalefet
Lideri Sayõn Baykal ile
zamanõn Dõşişleri Baka-
nõ Sayõn Abdullah
Gül’ün mutabakatlarõnõ
sağlamam gerekti. Bunu
takiben, Sayõn Başba-
kan ile Sayõn Baykal 8
Mart 2005 tarihinde bir
araya gelerek bu projeyi
açõkladõlar. TBMM de,
13 Nisan 2005 tarihinde
oybirliğiyle kabul ettiği
bir ortak deklarasyonla
bu öneriye destek verdi.
Basõn haberlerinden,
üç yõldõr Erivan tarafõn-
dan pek dikkate alõnma-
yan bu önerinin, halen
Türkiye ile Ermenistan
arasõnda yürütülen gizli
müzakerelerin odak nok-
tasõnõ oluşturduğu anla-
şõlõyor. Bizim bu konuda
söylemek istediğimiz şu-
dur. Gerçeklerden kaç-
mayan, gerçeklerin or-
taya çıkmasına talip
olan Türkiye’dir. Tür-
kiye bu maksatla bi-
limsel araştırma öneri-
sini yapmıştır. Özür-
namenin öncüleri ise,
bu gerçeği görmezden
gelip gerekli araştırma
yapılmadan Türkiye’yi
mahkûm ettirmek isti-
yorlar. Bu bakõmdan bi-
zim kendilerine tavsiye-
miz, akõl ve mantõkla
izahõ kabil olmayan ve
ülkemiz çõkarlarõyla bağ-
daşmayan bu talihsiz ve
sakõncalõ girişimden der-
hal vazgeçme sağduyu-
sunu göstermeleridir.
Özürnamenin talihsiz
niteliğinden söz eder-
ken, tabiatõyla bu bağ-
lamda vurgulanmasõ ge-
reken bir husus da, Er-
meni mağdurlarõn acõla-
rõna yönelik duyarlõlõ-
ğõn, telef olan yüz bin-
lerce Türk ve Müslüman
ahali ile, alçakça öldü-
rülen diplomatlar ve ai-
lelerinden esirgenerek,
onlarõn anõlarõna göste-
rilmiş olan saygõsõzlõktõr.
Baştarafı 2. Sayfada
CHP’den Eryılmaz
hakkındasuçduyurusu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Mer-
kez Yönetim Kurulu, Çankaya Belediye Başkanõ
Muzaffer Eryılmaz’a ait olduğu iddia edilen ka-
setteki açõklamalarla ilgili Cumhuriyet başsavcõ-
lõğõna suç duyurusunda bulunulmasõ kararõ aldõ.
Çankaya Belediye Başkanõ Muzaffer Eryõlmaz hak-
kõnda disiplin süreci de başlatõldõ.
Muzaffer Eryõlmaz’õn belediye meclis üyele-
rini hedef alarak “Yamyamları doyuramıyo-
rum” sözlerini içeren ses kayõtlarõ medyada yer
almõştõ. Eryõlmaz kasedin montaj olduğunu söy-
lerken CHP yönetimi de olayõn incelenmesi
için bir komisyon kurdu. CHP lideri Deniz
Baykal’õn talimatõ üzerine Eryõlmaz hakkõnda suç
duyurusunda bulunulmasõ kararõ alõndõ.
DİSİPLİN SÜRECİ DE BAŞLATILDI
Silahlar PKK’ye
gidiyordu
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Di-
yarbakõr Emniyet Müdürlüğü’ne bağlõ ekiplerin şüp-
heli olduğu gerekçesiyle takibe aldõğõ transit araç-
ta çok sayõda patlayõcõ madde, roketatar, el bom-
basõ ve fişek ele geçirildi.
Diyarbakõr Emniyet Müdürlüğü’ne bağlõ ekipler,
21 Aralõk Pazar günü, Diyarbakõr-Silvan karayo-
lunda yaptõklarõ yol uygulamasõnda şüpheli bir araç
fark ettiler. Takip edildiğini anlayan araç sürücü-
sü, Silvan yönüne doğru kaçtõ. Araç, aynõ gün sa-
at 21.00 sõralarõnda şehir merkezi çõkõşõnda, 450 Ev-
ler kavşağõndaki stabilize yoldan kayarak çamura
saplanmõş ve terk edilmiş vaziyette bulundu.
Araçta yapõlan aramada, 57 kilo 303 gram pat-
layõcõ madde, 1 RPG 7 roketatar, 50 roket mermi-
si, 44 roket sevk fişeği, 70 el bombasõ gövdesi, 70
el bombasõ fünye grubu, 55 elektrikli kapsül, 7 bin
698 Kalaşnikof tüfek fişeği, 2 bin 60 Bixi tüfek fi-
şeği, 25 kilogram un, 25 kilogram bulgur, 10 ki-
logram toz şeker, 6 kilogram makarna, 2 panço, 9
spor çanta ve katlanmõş vaziyette şeffaf naylon ele
geçirildi.
Diyarbakõr Valiliği’nden yapõlan açõklamada, araç
plakasõnõn ve aracõn çalõntõ olduğunun tespit edil-
diği belirtilerek “Malzemelerin PKK terör ör-
gütünün dağ kadrosuna gönderildiği değer-
lendirilmekte olup, aracın şoförü ve olaya ka-
rışan diğer şahıslar ile ilgili olarak çalışmalarımız
çok yönlü olarak devam etmektedir” denildi.
CEPHANELİK GİBİ ARABA
Muhabirimize ödül
KESK, kuruluşunun 13. yõldönümünde emek ve
demokrasi mücadelesinin kamuoyu ile paylaşõl-
masõnda göstermiş olduğu katkõlarõndan dolayõ ga-
zetemiz Samsun muhabiri Cemil Ciğerim’i te-
şekkür plaketiyle ödüllendirdi. DSİ 7. Bölge
Müdürlüğü Konferans Salonu’nda gerçekleştiri-
len törende Ciğerim’e plaketini KESK Dönem
Sözcüsü Kenan Gülçiçek sundu. Gülçiçek,
“KESK, temel toplumsal hakları kazanım
mücadelesini her zaman olduğu gibi önümüz-
deki dönemde de yılmadan sürdürmeye ka-
rarlıdır. Bu bizim topluma karşı tarihsel so-
rumluluğumuzdur. Herkese eşit, ücretsiz, ni-
telikli ve ulaşılabilir kamu hizmeti, özgür, de-
mokratik, eşitlikçi ve bağımsız bir Türkiye mü-
cadelemizi daha da yükselteceğiz” dedi.
KESK’TEN PLAKET
Karyağışıdevamedecek
Yurt Haberleri Servisi - Kar yağõşõ ve tipi ne-
deniyle dün yurt genelinde yüzlerce köy yolu ka-
pandõ. Meteoroloji uzmanlarõ, hafta sonuna dek
özellikle iç ve doğu kesimlerde yoğun olmak kar
yağõşõnõn etkili olacağõ uyarõsõnda bulundu.
Van, Hakkâri, Ağrõ ve Bitlis’te kar yağõşõ ve ti-
pi nedeniyle 780 köy yolu ulaşõma kapandõ. Van’õn
Başkale ilçesinde etkili olan kar yağõşõ sonucu il-
çe merkezinde kar kalõnlõğõ 35, yüksek kesimler-
de ise 1 metreye ulaştõ. Ağrõ’da sõcaklõğõn sõfõrõn
altõnda 20 dereceye kadar düştüğü belirtildi. Sõvas’ta
olumsuz hava koşullarõ nedeniyle 15 köye elektrik
verilemezken 60 yerleşim birimiyle de haberleşme
sağlanamadõ. Kar yüzünden Bingöl’de 250, Muş’ta
ise 200 köy yolu ulaşõma kapandõ. Ardahan-Posof
karayolunun Ilgar Dağõ ile Ardahan-Şavşat kara-
yolunun Sahara mevkisinde şiddetli tipi nedeniy-
le ulaşõm güçlükle sağlandõ.
Bolu Dağõ’nõn TEM otoyolu ve D-100 Kara-
yolu geçişlerinde kar yağõşõ ve sis ulaşõmõ olum-
suz etkiledi. Sis nedeniyle görüş mesafesi yer yer
30 metreye kadar kadar düşerken karayollarõ ekip-
leri sürekli D-100 karayolu ve TEM’de tuzlama
çalõşmasõ yaptõ.
KÖY YOLLARI KAPANDI
‘Gül, YÖK’e değil üniversiteye bakmalı’
ZEYNEP ŞAHİN
YÖK Genel Kurulu’nun, İs-
tanbul Üniversitesi rektör seçi-
minde 2. olan, kurulun eski üye-
si, AKP’ye yakõnlõğõyla bilinen,
Recep Tayyip Erdoğan’õn aile
doktoru olan ve eşi türbanlõ olan
Prof. Dr. Yunus Söylet’i, ilk sõ-
rada Gül’e sunmasõ üniversite
içinde tepkilere ve tedirginliğe yol
açtõ. Üniversitedeki seçimde bi-
rinci sõrada yer alan Prof. Dr. Ali
Akyüz, şimdilik sessiz kalmayõ
tercih ederken “YÖK yasaların
verdiği bir hakkı kullandı. Dos-
ya Cumhurbaşkanlığı’na gitti.
Oradan çıkacak sonucu bekle-
meden konuşmak istemiyorum”
dedi.
Eski YÖK Üyesi Prof. Dr.
Burhan Şenatalar, 1981’de ge-
tirilen sistemin herhangi bir seçi-
mi içermediğini belirterek “So-
runun kaynağı rektör belirleme
yönteminde yatıyor” diye ko-
nuştu. Üniversitelerde YÖK sis-
temine karşõ muhalefetin yük-
seldiği bir dönemde verilen bir
ödünle bugünkü yönetimin geti-
rildiğini belirten Şenatalar, “Bu
yöntemi getirenlerin amacı se-
çim yapılıyormuş gibi yapıp
son sözü yine de YÖK’e ve
cumhurbaşkanına bırakmak-
tı. Yani siyasi tercihlerin önem-
li bir rol oynaması esası koru-
nuyordu” diye konuştu.
Şenatalar, bundan kõsa bir süre
önce 22 üniversitenin rektörü ata-
nõrken üniversitelerde birinci olan
adaylarõn yarõya yakõnõnõn atan-
madõğõnõ anõmsatarak, söz konu-
su rektör adaylarõnõn bir bölü-
münü YÖK’ün, bir bölümünü de
Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün değiştirdiğini kaydetti.
“Şimdi de İstanbul Üniversite-
si’ne müdahale edilmeye çalı-
şılıyor” diyen Şenatalar, YÖK lis-
tesinde Söylet’in birinci sõraya
alõnmasõnõn altõnda “siyasi bir
amaç” bulunduğunu kaydetti.
Şenatalar, şunlarõ dile getirdi:
“Adayların oy sayılarının pek
farklı olmadığı söylense de
YÖK’te yapılan değişikliğin
teknik bir gerekçesi olduğuna
inanmıyorum. Oylama sonucu
da bunu düşündürüyor.
YÖK’teki oylama şöyle yapılı-
yor: Önce birinci sıraya kimin
yazılacağı oylanıyor, en az 11 oy
gerekli. Sonra ikinci sıraya ki-
min yazılacağı oylanıyor, orada
da 11 oy gerekli. YÖK’te birinci
sıraya getirilen adaya 19 kişiden
11’inin oy vermiş olması an-
lamlı. Buna karşılık üniversi-
tedeki seçimi birinci bitirmiş
olan adayın ancak dördüncü
turda 11 oy alabilmiş olması da
bir engelleme çabası gösterildiği
anlamına geliyor. Kısacası
YÖK’te kıl payıyla birinci sı-
raya kaydırılan adayı cum-
hurbaşkanı atayacak olursa,
siyasi bir tercih yapmış ola-
caktır.”
Bugünkü seçim sistemi nede-
niyle gerek birinci, gerek ikinci
adayõn aldõklarõ oyun ancak yüz-
de 20 oranõnda olduğunu belirten
Şenatalar, en azõndan iki turlu bir
seçim olmasõ gerektiği kaydetti.
Cumhurbaşkanõ Gül’ün de İs-
tanbul Üniversitesi mezunu ol-
duğunu belirten Şenatalar, Gül’ün
her şeye karşõn mezun olduğu ku-
rumun öğretim üyelerinin ter-
cihlerine saygõ göstermesini istedi.
İstanbul Üniversitesi Öğretim
Üyeleri Derneği Başkanõ Prof. Dr.
Serap Erdem Kuruca da yaşa-
nan süreci “Perşembenin gelişi
çarşambadan belliydi” diye de-
ğerlendirdi. Söylet’in aldõğõ oyun
yüzde 20 bile olmadõğõnõ belirten
Kuruca, kalan yüzde 80’lik kesi-
min neredeyse tamamõna yakõnõ-
nõn oy verdiği diğer adaylarõn ise
Söylet’in tam tersi çizgiye sahip
olduğuna dikkat çekti.
Kuruca, “Aday sayısının faz-
lalığı nedeniyle Cumhuriyetçi
isimlerin oyları bölündü. Ama
bu Söylet’e oy vermeyen ve
üniversitenin çoğunluğunu
oluşturan kesimin onun karşı-
sında olduğunu gösterir. Eğer
atanırsa, üniversitenin bütü-
nünü temsil etmez” ifadesini
kullandõ. Üniversite Öğretim
Üyeleri Derneği Başkanõ Prof.
Dr. Tahsin Yeşildere de, “Cum-
hurbaşkanı ‘üniversitelerin rek-
tör atamalarõnõ yapmaktan ra-
hatsõz olduğunu’ söylemişti.
Şimdi yapacağı şey demokra-
siye saygıdır. Akyüz ile Söylet
arasındaki farkın az ya da çok
olması önemli değil. Önemli
olan, üniversitenin demokratik
teamülüne saygı gösterilmesi ve
YÖK’ün sıralamasına itibar
edilmemesidir. Bunu bekliyo-
ruz” dedi.
DİSK Genel Başkanõ Süley-
man Çelebi ise dün Cumhur-
başkanõ Gül’e konuya ilişkin bir
mektup göndererek “Sayın Cum-
hurbaşkanım, üniversitelerin
iradelerinin dikkate alınmadı-
ğı, tarafsız ve adil bir sırala-
manın yapılmadığı YÖK tara-
fından size sunulan listeden ga-
yet net gözlenmektedir. Ülke-
mizin ihtiyaç duyduğu top-
lumsal mutabakatı sağlamak ve
tarafsızlığınızı göstermek için
vereceğiniz karar çok önemli-
dir. Bu nedenlerle, seçimde en
yüksek oyu olarak rektör ol-
maya hak kazanan kişinin ata-
masını yapmanız doğru bir
yaklaşım olacaktır” dedi.
Baştarafı 1. Sayfada
Günay, “Mustafa Kemal’ler, Nazõm Hik-
met’ler, Necip Fazõl’lar, Ahmed Arif’ler bizim
değerimiz. Hepimiz değerlerimize sözde de-
ğil, özde sahip çıkacağız” dedi. Bakan Günay’õn
konuşmasõnõn ardõndan salonda bulunan Alevi
yurttaşlar, tepkilerini dile getirdiler. Hikmet Öz-
kan adlõ bir yurttaş, oturduğu yerden kalkarak
“Sayın Günay, onca şey söylediniz. Ancak dik-
kat ettim, konuşmanızın hiçbir yerinde Ma-
dımak Oteli’nin müze yapılıp yapılmayaca-
ğı ile ilgili tek kelime yok. Madımak ne zaman
müze olacak Sayın Günay” dedi. Özkan’a sa-
londa bulunan diğer Alevi yurttaşlar da alkõşlarla
destek verdi. Özkan’õn sözlerinin ardõndan da Sõ-
vas’ta, 2 Temmuz 1993’te, Pir Sultan Abdal Şen-
likleri sõrasõnda, Madõmak Oteli’nin yobazlar ta-
rafõndan kuşatõlõp yakõlmasõ sonucu yaşamõnõ yi-
tiren Asuman ve Yasemin Sivri’nin annesi Ye-
ter Sivri, Günay’a doğru yürüyerek, “Sayın Gü-
nay, ben çocuklarımı 15 yıldır görmüyorum.
Biri 16 yaşındaydı, biri de 19 yaşında. Tay-
yip Erdoğan’a iletin. Madımak ne zaman
müze olacak? Bu ayıp ne zaman ortadan kal-
kacak” diye sordu. Bunun üzerine Bakan Gü-
nay, Sivri’nin yanõna giderek, sarõldõ. Bu arada
salonda bulunan Alevi yurttaşlar alkõşlarla Gü-
nay’õ protesto etmeye devam ettiler. Bunun üze-
rine Bakan Günay yeniden kürsüye çõktõ. Günay,
konuyu ilk kez kendisinin dile getirdiğini be-
lirterek şunlarõ söyledi: “1993 yılından bu ya-
na 15 yıl geçti. Bu 15 yıl içinde birçok iktidar
geçti. Çok arkadaşımız bakanlık yaptı. 15 yıl
sonra, ben daha yeni Kültür ve Turizm Ba-
kanı iken bu konu Meclis’e getirildi. Dedim
ki, ciğerimizin yandığı, milletin canının yan-
dığı bir yerde et pişirilip yenilmesinden iğ-
reniyorum. Bu konuyu 15 yıl sonra bu ar-
kadaşınız gündeme getirdi.”
ANKARA (AA) - Terör ör-
gütü PKK’yi tüm isimleri ile bir-
likte yasaklayan ve örgütün mal
varlõğõnõn dondurulmasõ yö-
nünde karar alan İngiltere, terör
örgütüne ağõr bir darbe daha
vurdu. Londra’da, terör örgütü-
nün kontrolündeki bazõ dernek-
lere düzenlenen operasyonlarda
çok sayõda örgüt mensubunun
gözaltõna alõndõğõ bildirildi.
İngiliz güvenlik güçleri, Lon-
dra’da faaliyet gösteren terör
örgütünün kontrolündeki bazõ
derneklere yönelik operasyonlar
düzenledi. Önceki gece düzen-
lenen operasyonlarda, dernek-
lerde aramalar yapõldõ. Operas-
yon kapsamõnda, aralarõnda bir
dernek yöneticisinin de bulun-
duğu çok sayõda örgüt yandaşõ
gözaltõna alõndõ.
İngiliz polisinin, terör yasala-
rõna dayanarak gerçekleştirdiği
belirtilen operasyonlarda, terör
örgütünün finansman ve kadro
temini amacõyla yararlandõğõ
derneklerin yanõ sõra dernek yö-
netici ve üyelerinin evleri ve
araçlarõnda da geniş çaplõ arama
yapõldõğõ ve çok sayõda örgütsel
dokümana el konulduğu kayde-
dildi.
Operasyonlarda gözaltõna alõ-
nan örgüt yandaşlarõnõn sorgu-
lamalarõnõn devam ettiği bildi-
rildi. Terör yasasõ kapsamõnda
“terör örgütüne üye olmak”,
“terör örgütüne finansman
veya kadro temininde bulun-
mak”, “terör örgütü propa-
gandası yapmak” gibi suçlar-
dan gözaltõna alõnan kişilerin
hapis cezasõna çarptõrõlabilece-
ği, bazõlarõnõn da sõnõr dõşõ edi-
lerek cezalandõrõlabilecekleri
belirtildi.
Terör yasasõ kapsamõnda
PKK’yi tüm isimleri ile yasak-
layan İngiltere, gösterilerde te-
rör örgütünün sembollerinin ta-
şõnmasõna veya örgüt lehine slo-
gan atõlmasõna izin vermiyor.
Geçen aylarda terör örgütünün
İngiltere sorumlusu olarak faa-
liyet gösteren “Dr. Hüseyin”
kod adlõ Selman Bozkur yaka-
lanarak sõnõr dõşõ edilmişti.
Avrupa Birliği ülkelerine te-
rorizmle mücadelede “birlik
olunması ve terör örgütlerinin
finansman kaynaklarının ku-
rutulması ile ilgili Birleşmiş
Milletler’in 1373 sayılı kara-
rının uygulanması” yönünde
çağrõda bulunan İngiltere,
PKK’yi ve örgütün kullandõğõ
diğer isimler olan KADEK,
Kongra-Gel ve TAK’õ (Kür-
distan Özgürlük Şahinleri) 14
Ağustos 2006 tarihi itibarõyla
yasaklamõştõ.
İngiltere’de terör örgütü operasyonu
İlk Alevi Enstitüsü açõldõ