Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 23 ARALIK 2008 SALI
6 HABERLER
SALI
ORHAN BURSALI
Ne Yapmalı?
İnsanlar yerinde duramıyor, çıkış yolu arıyor. Hiç
bu kadar umutsuz ve çırpınış içinde insan çok-
luğuyla karşılaşmamıştım. Çeviren soruyor: Ne
yapmalıyız? Bu köşe, olayların-olguların biraz de-
rinliğine ve arka planına bakarak ne yapılabile-
ceğine ilişkin fikir oluşturmaya yardımcı olmanın
ötesinde, ne yapabilir?
Yine de bir şeyler söylemek gerekirse...
1) Toplum büyük bir dinamizm içinde. İnsanlar
hareket, yol göstericilik, önderlik istiyor ve bek-
liyor! Çünkü, Cumhuriyet’in kazanımları belki de
tarihin hiçbir döneminde bu kadar tüketilmemiş-
ti! Dincilik, dinci siyaset, toplumu bu kadar sarıp
sarmalamamıştı; dinci tehdit bu kadar büyüme-
mişti; Anadolu ve büyük kentlerde yaşam, fiilen
dinci baskının ve dinci yaşam biçiminin bu kadar
büyük etkisi altına girmemişti; “laik düşünce” ne-
redeyse “yeraltında yaşam”a dönüşecek!
2) Muhalif dinamizmin önemli bir kısmı, CHP’yi
yetersiz buluyor, çünkü CHP ile birleşemiyor! Ve-
ya CHP bu dinamizm ile birleşemiyor. Bu nedenle
yeni arayışların arkası kesilmiyor. Toplum, birle-
şik hareket istiyor. Bu bağlamda örneğin Ulusal
Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (USTKB) “Cum-
huriyet değerlerini savunan tüm siyasi partilere,
yerel seçimlerde her il ve ilçede tek bir yurtsever
ortak adayla seçime gidilmesi” çağrısı yapıyor.
Örneğin Oktay Ekinci gibi yurtsever adayların ar-
dında, bütünleşmeler yaşamak istiyor! CHP’nin salt
Ankara değil, bütün il ve ilçelerde AKP’yi beledi-
yelerden indirmek için büyük heyecana liderliği-
ni arzuluyor! Çünkü belediyeler AKP’nin seçmenle
birebir ilişkisini sürdürdüğü en önemli yerler!
3) CHP’yi sadece TV ekranlarında değil, alan-
larda, mitinglerde, konferans salonlarında da
görmek istiyor. Kılıçdaroğlu’nun rakiplerini pe-
rişan eden çalışmalarını alkışlıyor, iktidar altında
yaşanılan kepazeliklerin ortaya çıkarılması çok iyi.
Şimdi bunların siyasi “yumruklara” dönüştürülmesi
gerekiyor! İktidarın büyük açıkları bir iki yüklen-
meyle ortaya çıkarılabiliyorsa arkada buzdağla-
rı var demektir!
4) CHP ekonomik krizi kullanamıyor! Bu konu-
da yeni açılımlar zorunlu. Ülkemizdeki yoksullar,
muhalefetin mi yoksa iktidarın mı yolunda?!
CHP, dünya ekonomik krizine, bu krize yol açan
yeni liberalizmin ülkemizdeki tahribatına karşı ne
düşünüyor? İşsizliğe karşı heyecan uyandıracak
çözümleri nedir? Ulusal sanayiyi güçlendirmek, ül-
kenin kronik ve sürekli kriz yaratan ekonomik ya-
pısını düzeltecek, ekonomi politikaları ve strate-
jik yaklaşımları nedir? Bilgi ekonomisine geçmek,
katma değer yaratan büyük ve önemli üretim sek-
törleri yaratmak için düşünceler ve programlar var
mıdır?
5) AKP’nin ülkedeki tahribatlarını nasıl tamir ede-
cek, gidereceksiniz? CHP, AKP’nin savunduğu ge-
rici, laiklik ve Cumhuriyet düşmanı, ulusal ne var-
sa hepsini yok eden düşüncelerle kıyısından kö-
şesinden uzlaşarak değil, ileri demokrasi ve insan
hak ve özgürlüklerini de daha geniş boyutlarda sa-
vunarak yeni ve büyük bir siyasi dalga yaratabi-
lir! Korku ve uzlaşma değil, cesaret ve ileri dü-
şünceler insanları dağlara taşlara karşı seferber
edecektir!
Ne mi yapmalı? Şüphesiz bütün siyasi toplan-
tılara katılmalı! Sesinizi duyurabileceğiniz her
yerde bulunmalı! Okumalı, okutmalı, fikirleri yay-
gınlaştırmalı, iyi gözlemci olmalı, her şeyi pay-
laşmalı, karamsarlık değil umut yaymalı; Erge-
nekon gibi, toplumu susturmaya yönelik kaba teh-
ditlere meydan okumalı, düşünceler saklanma-
malı...
İktidar ve yarattığı “liberal aydın” destekçile-
rinin, küresel ve yerel yeni liberalist düşünce ve
uygulamalarıyla, ulus ile ırkçlığı birbirine karıştı-
rarak, “milli olan” her şeyi “başkaları adına” yık-
mak için giriştikleri bütün saldırılara karşı sağlam
durmalı!
Ulusu yıkmak için öncelikle Atatürk’ü alaşağı
etmeye yeltenen yeni liberal büyük gericiliğin bu-
rada bir geleceği olmamalı!
Turgut Özakman’ın bilimsel ve olguların ta-
rihçiliği karşısında, şimdi hoşgörü dilemeye baş-
lamış olsalar bile, onlar, son 6 yıldır yaşadığımız
AKP’li ve Fethullah’lı zamanın ruhunun karanlık
dehlizleri arasında kendilerini saklayamamalılar!
El Kaideciler, 15-20 Kasım 2003’te İstan-
bul’da düzenledikleri dört intihar saldırısı ey-
lemi öncesinde patlayıcı üretmek için deterjan
şirketi kurmuş, haberleşme kolaylığı uğruna ise
cep telefonu dükkânı açmışlardı. Bomba yük-
lü kamyonları kullanacak militanlara özel sü-
rücülük kursları bile verilmişti. Yani her şey giz-
lilikle ve profesyonelce yapılmıştı!.. Giderleri
Usame bin Ladin’in muhasebesi karşılamış-
tı!.. El Kaidecilere bu eylemler için Pakistan’dan
bir finans kurumu aracılığıyla 150 bin dolar gön-
derilmişti! Oysa geçen hafta dört kentte yapı-
lan son operasyon gösterdi ki, Bin Ladin’in Tür-
kiye’deki adamları artık hırsızlık, gasp, soygun
ve adam öldürme gibi eylemleri şeriat uğruna
meşru sayıyor!.. Peki Türk El Kaidesi’nin 5 yıl
içinde geçirdiği sosyal, siyasal ve ekonomik de-
ğişimin ardında hangi gerekçeler yatıyor?..
2003’te 60’tan fazla insanın ölümüne yol
açan eylemlerin ardından El Kaide’nin 300 ka-
dar militanı deşifre olmuştu. Saldırıların ele-
başlarının bir bölümü cezaevine konulmuş-
tu. Yurtdışına kaçan militanlardan bazıları
Irak’ta ABD askerlerince öldürülmüş, bazıla-
rı ise Afganistan ve Pakistan’da izlerini kay-
bettirmişti.
Hizbullah’tan Kaplancılar’a!..
Örgüt çökme sürecine girmişti. Aralıklarla or-
taya çıkarılan hücreler ve bir bölümü başarı-
sızlıkla sonuçlanan eylemlerin ardından Sele-
fi gruplaşmalar derin bir sessizliğe gömülmüştü.
Oysa sonradan anlaşılacaktı ki, El Kaideciler
bu sessizliği yeniden yapılanma için bir fırsat
olarak değerlendirmişti!
Örneğin militanlar dini ve siyasi fikir ayrılığı-
na karşın Hizbullah’tan kopmuş militanlarla
bağlantıya geçmişlerdi. İstanbul, İzmir, Mani-
sa ve Urfa’da geçen hafta yapılan operasyonda
yakalanan 38 militan arasında Almanya kökenli
Anadolu Federe İslam Devleti (Kaplancılar) ör-
gütünün üyeleri de vardı. Aslında farklı fraksi-
yonlardan devşirilen militanlar salt
El Kaide’deki askeri ve siyasi de-
ğişimi göstermiyordu.
Bin Ladin’in adamları tüm Orta-
doğu ve Afrika’da olduğu gibi ör-
gütü Türkiye’de de bir çekim mer-
kezi haline getirmeyi hedefliyordu.
İslamın ilk çağlarını referans alan ka-
tı Selefi ideolojisi Türkiye gibi ço-
ğunluğu Sünni olan laik bir ülkede
yayılmalarını engellese de, onlar ka-
rarlılıklarını sürdürüyordu. Örneğin
Ladin hayranları, örgütlenme engelini “Türki-
ye dar-ül harp’tir” (Şeriatla yönetilmeyen) pro-
pagandasıyla aşmaya çalışıyor, radikal kitle-
leri kendi saflarına çekmek için çırpınıyorlar-
dı!.. Operasyonun boyutları az da olsa başa-
rılı olduklarını gösteriyordu.
Geride önemli bir sorun daha kalıyordu. Ör-
güt askeri açıdan Pakistan ve Afganistan’da-
ki kamplardan yararlansa da, El Kaide kasa-
larından artık katkı alamıyordu! Bu durum mi-
litanları kendi finansman koşullarını yaratma-
ya sürüklüyordu.
2003’te, bir ramazan ayında katliam yapmış
bir örgütün yurttaşlardan kolaylıkla yardım top-
laması olanaksız görünüyordu. Sonunda Bin
Ladinciler düşünüp taşındılar ve geçmişte
aşırı sol ve bazı dini grupların sıkça başvurduğu
bir yönteme yöneldiler.
Örneğin son hücrenin de yaptığı gibi çarşaf
giyen militanlar İstanbul’un göbeğinde Kalaş-
nikoflarla kuyumcu soymuşlardı.
Diğer hücreler ise otomobiller çal-
mış ve sigara dağıtım kamyonları-
nı gasp etmişti.
Bu da yetmemiş, militanlar ha-
raç vermeyenleri tehdit etmiş, ya-
ralamış hatta bazılarını öldürmek-
ten kaçınmamıştı! Teröristler tıp-
kı diğer şeriatçı gruplar gibi bu
gasp yöntemlerini nihai hedefleri-
ne ulaşmada mübah saydıklarını
açıklamış, hücrelerini de bu tür ey-
lemlere zorlamışlardı!
Aslında bu eylemler Türkiye’deki radikal
dinci gruplar için yeni olaylar değildi. Üstelik
ciddi riskler de taşıyordu! Türk Hizbullahı’nın
kökenini oluşturan Batman kaynaklı İslami Ha-
reket örgütü 1983 yılında İstanbul’da bir ku-
yumcu soygununun ardından deşifre olmuş ve
tamamen tarihe gömülmüştü!..
“İnfak” adı altında kendi yandaşlarından
yardım toplayan Hizbullah’ın askeri ve siyasi
yapılanmaları da parasal meseleler yüzünden
ciddi darbeler almıştı. Yani “Hizbullah’a giren
maldan, çıkan candan olur” stratejisi örgütü çö-
kerten etkenlerden biri olmuştu!..
Son operasyon gösterdi ki, yalnızca eko-
nomik arayışlar açısından değil, El Kaide ör-
gütlenme yönünden de geçmişteki radikal
grupların deneyimlerinden yararlanmıştı. Ör-
neğin İstanbul’un Sultanbeyli ilçesinde çocuklar
için özel dershane kurması ve karne dağıtması,
El Kaide’nin daha önce benzer faaliyetlerde bu-
lunan Hizbullah ve Kaplancılar’dan etkilendi-
ğini de göstermişti. Bu çalışmaları, radikal gru-
bun örgütlenmedeki kararlılığını ve gelecekle
ilgili planlarını da dışa vurmuştu.
Örgütte derin sarsıntı!..
Ancak ne intihar saldırıları, ne Kartal’daki
Mason locası baskını benzeri eylemler El
Kaide’nin Türkiye’deki çabalarında, işlerin
hiç de beklediği gibi gitmediğini gösteriyor!
Son 5 yılda en az 15 hücresi deşifre olan Türk
El Kaidesi yerel olanaklara sarıldıkça artık da-
ha kolay deşifre oluyor ve çözülmekten kur-
tulamıyor.
4 kentteki operasyonda yakalananlar gös-
teriyor ki, ABD’deki 11 Eylül saldırıları, İstan-
bul’daki 2003 bombalamaları, İspanya ve İn-
giltere’deki demiryolu ve metro eylemlerini ulus-
lararası istihbarat ağını delerek kolaylıkla ger-
çekleştiren bir örgüt, yerelleştikçe profesyo-
nellikten ve gizlilikten de giderek uzaklaşıyor!
El Kaide’nin küresel gizemi para ve militan kay-
gısı nedeniyle Türkiye’de derin bir sarsıntı ge-
çiriyor!..
Yakalanan militanlarda 10 kadar silah ve mü-
himmat ele geçirilmesi, örgütün ne kadar
pervasızlaştığını da anlatıyor. Bu pervasızlığın
boyutlarını analiz etmek için, El Kaide’nin İs-
tanbul’da 5 yıl önceki bombalı kamyon ey-
lemlerini nasıl sessiz ve derinden planladığı-
nı ve istihbarat birimlerine fark ettirmeden ne
denli kolaylıkla gerçekleştirdiğini bir kez daha
anımsamak yetiyor!
Soygun ve cinayet gibi eylemler yaparak de-
şifre kaygısı yaşamadığını gösteren El Kaide,
bir yandan da artık daha büyük tehlike olma
yolunda hızla ilerlediğini anlatmaya çalışıyor!
Ocak ayında ilk kez Gaziantep’te polisle ça-
tışmaya girerek bir hücresini kaybeden, tem-
muz ayında ise İstanbul’daki ABD Konsolos-
luğu baskınında üç kişilik ikinci timini yitiren ör-
güt, bir yılda 12 eylem yaparak askeri açıdan
zayıflamadığını aksine güçlendiğini kanıtlamayı
amaçlıyor!
Son operasyonun çapı da gösteriyor ki, Türk
El Kaidesi, Usame bin Ladin’in yolundan ay-
rılmayan ancak örgütlenme ve eylemsellik
açısından bağımsız olmaya çalışan bir grup ha-
line gelmeyi hedefliyor...
Bin Ladincilerin dayandığı ve Suudi rejimi-
nin resmi mezhebi olan Vahabi anlayışı Ana-
dolu Müslümanlığıyla uyuşmasa da, El Kaide
kendini ısrarla Türkiye’deki radikal dinci po-
tansiyele entegre etmek istiyor!..
Şiddeti kutsallaştıran Bin Ladincilik, Anadolu
coğrafyasında güçlü ve devamlı olabilme uğ-
runa terörü avantürleştiriyor! Bu onu sona mı
sürüklüyor sorusuna yanıt bulabilmek için
geçmiş deneyimlere bakmak yetiyor!
mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
El Kaide’nin Gizemi ve Avantürleşen Terör!..
Orgeneral Başbuğ ‘Devrim Şehidi’ Kubilay’õ anma mesajõnda laiklikle ilgili önemli uyarõlarda bulundu:
YõpratõlmasõbüyüksorunolurANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İl-
ker Başbuğ, yobazlar tarafõndan şe-
hit edilen asteğmen Mustafa Fehmi
Kulibay’õ anma günü nedeniyle ya-
yõmladõğõ mesajõnda asteğmen Ku-
bilay ile Hasan ve Şevki adlõ bekçi-
lerin “Cumhuriyetimizi ve onun
çağdaş kazanımlarını yok etmek
için laikliği hedef alan köhnemiş
zihniyet karşısında ortaya koy-
dukları mücadeleyle onurlu dire-
nişin bayraklaşan sembolü” oldu-
ğunu vurguladõ. Laikliğin demokra-
tik ve sosyal hukuk devleti olmanõn
da güvencesi olduğuna dikkat çeken
Başbuğ, “Bu nedenle, laikliğin siyasi
ve kısır tartışmaların malzemesi
yapılarak yıpratılmasının büyük
sorunlara yol açacağı dikkatlerden
kaçmamalıdır” dedi. Başbuğ, Ata-
türkçü düşünce sisteminin esaslarõnõn
benimsenerek yaşam tarzõ haline ge-
tirilmesi kadar onu yõpratmak isteyen
anlayõşlarla mücadelenin de “bir
vatandaşlık borcu” olduğunun unu-
tulmamasõnõ istedi.
Başbuğ, anma günü nedeniyle bu-
gün İzmir’in Menemen ilçesinde dü-
zenlenecek törenler öncesinde Türk
Silahlõ Kuvvetleri (TSK) personeli-
ne mesaj yayõmladõ. Başbuğ’un ya-
yõmladõğõ mesaj şöyle:
“TSK’nin Değerli Mensupları,
Türkiye Cumhuriyeti’nin laik ya-
pısını çağdışı emellerini gerçek-
leştirebilmelerinin önündeki en
büyük engel olarak gören bir grup
yobazın, Asteğmen Kubilay ile
Hasan ve Şevki adlı iki bekçiyi hun-
harca şehit edişinin bugün, 78’in-
ci yıldönümüdür. Asteğmen Ku-
bilay ve arkadaşları, uzun ve san-
cılı bir sürecin sonucunda kurulan
Cumhuriyetimizi ve onun çağdaş
kazanımlarını yok etmek için
laikliği hedef alan köhnemiş zih-
niyet karşısında ortaya koydukla-
rı mücadeleyle onurlu direnişin
bayraklaşan sembolü haline gel-
mişlerdir. Cumhuriyet tarihimizin
ibret sayfaları arasına kaydedi-
len bu olay, Cumhuriyetimizin
üzerinde yükseldiği temel değer-
lerin sağlamlığını ve inkılapların
hedefini kavramış nesillerin onla-
rı yaşatma kararlılığını da ortaya
Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ, laikliğin demokratik ve
sosyal hukuk devleti olmanõn da güvencesi olduğuna dikkat çekerek,
Atatürkçü düşünce sistemini ve laikliği yõpratmak isteyen anlayõşa karşõ
mücadelenin bir vatandaşlõk borcu olduğunu söyledi.
koymuştur. Bilim ve aklın reh-
berliğinde ilerlemeyi esas kabul
eden Atatürkçü düşünce sistemi-
nin karakteristik yapısının temel
taşı olan laiklik, demokratik ve
sosyal hukuk devleti olmanın da
en büyük güvencesidir.
Bu nedenle, laikliğin siyasi ve kı-
sır tartışmaların malzemesi yapı-
larak yıpratılmasının büyük so-
runlara yol açacağı dikkatlerden
kaçmamalıdır. Yürümekte oldu-
ğumuz çağdaş uygarlık yolunda
aydın fikirleriyle sonsuza kadar
rehberimiz olacak Yüce önderi-
mizin ilke ve inkılapları, ancak on-
ları özümseyen nesillerce yaşatı-
labilecektir. Atatürkçü düşünce
sisteminin esaslarının benimse-
nerek yaşam tarzı haline getiril-
mesi kadar onu yıpratmak isteyen
anlayışlarla mücadelenin bir va-
tandaşlık borcu olduğu unutul-
mamalıdır. Türkiye Cumhuriye-
ti’nin; laik, demokratik ve sosyal
hukuk devleti ilkelerine bağlı ka-
larak üstün bir disiplin anlayışıy-
la çalışmalarını yürütmekte olan
Türk Silahı Kuvvetleri de bu bi-
linçle, ulusal birliğimizi ve bö-
lünmez bütünlüğümüzü zayıflat-
mayı hedefleyen her türlü tehdi-
de karşı kararlı mücadelesini sür-
dürecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle, Tür-
kiye Cumhuriyeti’ni ve onun temel
niteliklerini korumak uğruna can-
larını feda etmekten çekinmeyen,
başta devrim şehidimiz Kubilay ol-
mak üzere, bütün şehitlerimizi
rahmetle anar, aziz hatıraları
önünde saygıyla eğilirim.”
Devrim şehidi Kubilay anılıyor
Haber Merkezi - Devrim Şehidi Asteğmen
Mustafa Fehmi Kubilay’la bekçiler Hasan ve
Şevki, gerici yobazlar tarafõndan katledilişle-
rinin 78. yõldönümünde, bugün Menemen’de
ve yurt genelinde düzenlenen çeşitli etkinlik-
lerle anõlacak. Kubilay Anõtõ’nõn bulunduğu
Menemen Yõldõztepe’de saat 10.30’da başla-
yacak tören öncesinde, kent merkezinden anõ-
ta doğru kortej yürüyüşü yapõlacak. Kubilay’õ
anma törenlerinin ardõndan Menemen Büyük
Park önünde miting gerçekleştirilecek. Ata-
türkçü Düşünce Derneği öncülüğünde düzen-
lenen miting saat 12.30’da başlayacak.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce Kubilay
anõsõna düzenlenen “Cumhuriyet Şehitleri
Ulusal Koşusu” da bugün Menemen’de ger-
çekleştirilecek. “Aydınlığa koşuyoruz” slo-
ganõyla yapõlacak etkinlik, sabah saat 08.15’te
başlayacak. 500 lisanslõ atletin katõlacağõ koşuda
sporcular, Çanakkale asfaltõndan Kubilay Anõ-
tõ’na dek 8 kilometrelik parkurda yarõşacaklar.
CHP İzmir İl Gençlik Kollarõ tarafõndan Ku-
bilay anõsõna düzenlenen “Kemalizm” konu-
lu söyleşi ise bugün saat 18.00’de CHP İzmir
İl Başkanlõğõ Toplantõ Salonu’nda gerçekleş-
tirilecek. Etkinlikte konuşmacõ olarak Prof. Dr.
Kemal Arı yer alacak.
Kubilay, CUMOK, ADD, ÇYDD ve Eğitim-
İş öncülüğünde Adana’da da Atatürk Anõtõ
önünde anõlacak. Çok sayõda kitle örgütünün
de destek vereceği anma töreni 11.30’da ya-
põlacak.
YEREL SEÇİMLERE DOĞRU
Siyasi partiler
adaylarõnõ
netleştiriyor
İstanbul Haber Servisi - Yerel seçimlere 3
buçuk ay kala siyasi partilerin belediye başkan
adaylarõ netleşmeye başladõ.
Seçimlerin kilit kenti İstanbul’da AKP ve
CHP’den 1, MHP’den 10, DSP’den 16, SP’den
ise 8 ismin adaylõğõ kesinleşti.
AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan
adayõ Kadir Topbaş açõklanõrken, CHP, DSP,
MHP ve DTP’nin aday belirleme çalõşmalarõ sü-
rüyor.
İstanbul’da bugüne dek siyasi partilerin kesin-
leştirdiği belediye başkan adaylarõ şöyle:
CHP: Sultanbeyli’de eski Sultanahmet Camisi
imamõ Osman Nuri Bedir.
MHP: Beşiktaş’ta Süzer Holding Yönetim Ku-
rulu Başkanõ Mustafa Süzer’in yeğeni Cennet
Süzer Teker, Kartal’da Kartal Devlet Hastanesi
Başhekim Yardõmcõsõ Dr. Ahmet Çakıroğlu,
Beylikdüzü’nde Gürpõnar Belediye Başkanõ Ve-
lettin Küçük, Eyüp’te Rumeli Balkan Türkleri
Federasyonu Genel Başkanõ Özcan Pehlivanoğ-
lu, Tuzla’da Tadõm Lisesi Müdürü İshak Dağcı,
Şişli’de Çavuşoğlu Koleji’nin sahibi Gülgün Ça-
vuşoğlu, Beyoğlu’nda müteahhit Rüstem Fırat,
Bağcõlar’da Deniz Güneş, Maltepe’de Ahmet
Baykan, Esenyurt’ta Ahmet Karasoy.
DSP: Beykoz’da DSP Beykoz İlçe Başkanõ
Süha Pekkip, Bayrampaşa’da İnşaat Mühendisi
Muharrem Çınar, Beşiktaş’ta eski Beşiktaş Be-
lediye Başkanõ Ayfer Atay, Bakõrköy’de eski
Bakõrköy Belediye Başkanõ Ahmet Bahadırlı,
Büyükçekmece’de Kumburgaz Belediye Başkanõ
Dr. Hüseyin Çorbacıoğlu, Çatalca’da Durusu
Belde Belediye Başkanõ Engin Akman, Esen-
ler’de Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, Eyüp’te Ali
Haydar Civan, Güngören’de eczacõ Murat Tü-
lü, Kartal’da Pendik Kõzõlay İdare Müdürü Or-
han Nurman, Pendik’te eğitim danõşmanõ Şaban
Kansu, Silivri’de emekli Hâkim Tuğgeneral
Nursafa Pandar, Sultanbeyli’de inşaat mühendi-
si Hikmet Demircan, Şişli’de Şişli Belediye
Başkanõ Mustafa Sarıgül, Şile’de avukat Tülay
Yıldız ve Ümraniye’de mali müşavir Bayram
İğdeli.
SP: Başakşehir’de Saadet Partisi İlçe Başkanõ
M. Salih Beşir, Adalar’da Ömer Durmuş, Ba-
kõrköy’de Adem Yıldırım, Esenler’de İbrahim
Bitiş, Ümraniye’de Mehmet Bingöl, Üsküdar’da
Yılmaz Bayat, Tuzla’da İsmail Kızılgöz, Zey-
tinburnu’nda Kadem Emanet.
İşçi Partisi (İP) Ada-
na İl Başkanı İsmail
Hakkı Savaşer 78 yıl
önce Kubilay’ı katle-
den zihniyetin bugün
iktidarda olduğunu
söyledi. Parti bina-
sında konuşan Sava-
şer, “Kubilay’a yapı-
lan saldırı, Kemalist
devrime yapılan bir
saldırıdır. O saldırıyı
yapan zihniyet bugün
iktidardadır” dedi.
‘Kubilay’õ şehit
eden zihniyet
iktidarda’
(Fotoğraf:
YUSUF
BAŞTUĞ)
Prof.Güler:Bağõmsõzlõk
yerelseçimdengeçer
GÜRSU KUNT
ANTALYA - Ankara Üni-
versitesi Siyasal Bilgiler Fa-
kültesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Birgül Ayman Güler, ül-
kenin bağõmsõzlõğõnõn yerel se-
çimlerden geçtiğini söyledi.
Antalya’daki demokratik
kitle örgütlerinin kamuoyunu
bilgilendirme etkinlikleri kap-
samõnda düzenlenen panelde
konuşan Prof. Dr. Güler yerel
seçim öncesinde Antalya’da
yurttaşlara seslenen iki sesten
birisinin, “Size, Dubai olma
fırsatı veriyorum” dediği-
ni, ikinci sesin ise Türkiye’yi
uluslararasõ şirketlere ve iş-
birlikçilerine pazarlamadan,
onurunu korumaya davet et-
tiğini söyledi. İlk sesin,
AKP’nin, küreselleşmenin,
neo liberalizmin sesi oldu-
ğunu ifade eden Güler, “İkin-
ci ses ise bağımsızlık, eşitlik,
kalkınma için çalışır” diye
konuştu.
CEMİL CİĞERİM
SAMSUN - AKP’nin Sam-
sun Büyükşehir Belediye Baş-
kan adayõnõn kim olacağõyla
ilgili tartõşmalar sürüyor.
Mevcut belediye başkanõ Yu-
suf Ziya Yılmaz yerine Çar-
şamba Belediye Başkanõ Hü-
seyin Dündar’õn aday gös-
terileceği iddia edildi.
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õn görüşlerini aldõ-
ğõ AKP Samsun milletvekil-
leri Mustafa Demir, Cemal
Yılmaz Demir, Suat Kılıç,
Ahmet Yeni, Birnur Şahi-
noğlu ve Fatih Öztürk’ün,
Yõlmaz’õn yerine Samsun Bü-
yükşehir Belediye Başkanlõ-
ğõ için Dündar’õn aday gös-
terilmesini istediklerini ifade
edildi. AKP’li milletvekille-
rinin ortak adayõ olarak adõ
Erdoğan’a iletilen Hüseyin
Dündar, 2004 yerel seçimle-
rinde Çarşamba Belediye
Başkanõ olmuştu.
AKPSamsunmilletvekilleri
Dündar’õadaygösterdi
Usame bin Ladin
obursali@cumhuriyet.com.tr