24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 23 ARALIK 2008 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Bonjur, İslamo-faşizmi Yeni mi Anlıyorsunuz? Adamın sağ ayağı basmıyor, sol el çolak, tikleri yü- zenden ikide bir kafasını sallayıp duruyor, konuş- masını anlamak mümkün değil, konuşmuyor, ke- kelemiyor, ağzının içinde bir şeyler geveliyor, olur ol- maz yerde hırıldıyor, kendisini tanıyanlar onun gül- mek olduğunu söylüyorlar. Yani ne olduğu belli. Ama tutturmuşlar, bunun ta- nıtma kurumunun resepsiyonundaki memuriyete el- verişli olup olmadığını anlamak için sağlık kurumu- na sevkedilmesine, bir de IQ testinden geçirilmesi- ne karar vermişler. Eh el insaf her şey apaçık ortada görülüyor, ar- tık teste ihtiyacı olabilir mi? Binnaz Toprak yönetiminde bir heyetin “Açık Top- lum Kuruluşu” adına yaptığı araştırmanın sonuçla- rını okurken bunları düşünmeden edemedim. Kimilerinin çıkan sonuçlar karşısındaki şaşkınlık- larını hab- ı gafletlerine (aymazlık uykularına) ve zekâ düzeylerine bağladım ister istemez. Gerçi kabul etmek gerekir ki, toplumun çoğunlu- ğu olaylara teşhis koymakta yavaş davranmış ve geç kalmıştır. Bir örnek vermek isterim: İki yıldan fazla oluyor. Çoğu gazeteci arkadaşlar toplanmış konuşuyor, nereden nereye geldiğimizi sor- guluyoruz. Aramızdan kimileri “yakında içkinin tüm- den yasaklanmasının bile mümkün olduğunu” söy- lerken, bir bölümü de, “tümüyle öyle yapmazlar, ama fiilen imkânsız hale getirebilirler” diyordu ki, baştan beri sessizce dinleyen Mehmet Yaşin atıldı: - Ne diyorsunuz yahu? Siz İstanbul’dan söz edi- yorsunuz. Yoksa Anadolu’da bunlar çoktan yaşama geçti. Geçenlerde, Kayseri’de iki kadeh içmek için dağa çıkmak zorunda kaldım. O anda, Aziz Nesin’in “Ah Biz Eşekler” öyküsü gel- di aklıma. Hani kurdun gittikçe yaklaşması karşısında, “du bakalım n’olıcak?” diye diye sonunda kurda yem olan eşeğin öyküsü. Hiç kuşku yok, bir toplumda özgürlüğün ve de- mokrasinin ölçütü, içki tüketim serbestisi değildir. Öyle örnekler vardır ki, içkinin gelenek dolayı- sıyla içilmediği kimi toplumlar onun su gibi akıtıl- dığı diğerlerinden daha özgürlükçü ve demokrat olabilirler. Ama Türkiye’de bunun din baskısı sonucu oldu- ğunu hepimiz görüyoruz. Binnaz Toprak’ın başkanlığındaki araştırmaların ça- lışmalarından çıkan sonuç ise, artık İslamo – faşiz- min Anadalo’da toplumsal yapıya iyice yerleşmiş ol- duğudur. Kılık kıyafeti kendisininkine uymayan, mezhebi meşrebi kendisininkiyle aynı olmayanı, necip Ana- dolu halkı kabul etmemekte hatta onu kınamakta suçlamakta, kendi inanç ve davranış çizgisi içinde yaşamaya zorlamaktadır. Araştırmayı yaptıran kuruluşun da içinde bulun- duğu “uyanıklar cehpesi” ne şimdiye dek çok an- latılmaya çalışıldı: Faşizm illa şovenizmle değil, ay- nı zamanda dini bağnazlıkla da olur hele hele biz- de ve bize benzer toplumlarda... Binnaz Toprak’in araştırması bu gerçeği büyük bir açıklıkla ortaya koymuş bulunmaktadır. 19. yüzyılın başından beri çağdaşlaşmak için bü- yük çabalar harcayan, Cumhuriyet devrimi ile büyük bir atılım yaparak, kültürel açıdan çağ atlayan Tür- kiye’nin, altmış yıllık çok partili yaşamdan sonra, 21. yüzyılda vardığı yer burasıysa, bu çok partili yaşa- mın ne kadar demokratik olduğunun ciddi olarak sor- gulanma vakti gelmiş demektir herhalde. Bunun sorumlusunun tek başına AKP olmadığı- nın, ama Tayyip Erdoğan’ın kuruluşunun süreci hız- landırıp, sonunda altın vuruşu yapma şerefine nail olduğunu da görmezden gelemeyiz. Vasıl olduğumuz sonuca bakın ve Türk demokrasisi ile ne kadar iftihar edebileceğinize varın siz karar ve- rin! Halkımıza duyduğunuz saygı ne olursa olsun, bun- lardan sadır olacak milli iradenin özgürlükler rejimi olan demokrasiyi sağlayıp, sağlayamayacağını bir oturup düşünün derim. Şimdi bu milli iradenin kararı demokrasiyi oluş- turacak mı? Gerilerin, anlayışsızların, baskıcıların oylarıyla olu- şan rejime demokrasi denebilir mi? Demokrasinin ölçütü, tek başına çoğunluk desteği olabilir mi? O zaman herkesin bildiğini gibi Mussolini ile Hit- ler’in faşist ve nasyonal sosyalist rejimlerinin de halk desteği var olduğuna göre, o rejimlere de demok- rasiyi diyecek miyiz? asirmen@cumhuriyet.com.tr Yeni bir yönetim modeli getiren tüzük değişikliklerinin uygulanmasõ yerel seçimler sonrasõna bõrakõldõ CHPprogramõnõyeniledi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP’nin 14. olağanüstü ku- rultayõnda program yenilenirken, yeni bir yönetim modeli getiren tü- zük değişikliklerinin uygulanmasõ yerel seçimler sonrasõna bõrakõldõ. CHP lideri Deniz Baykal, “se- çimlere gidilirken herkesin alış- tığı çalışma modeli içinde olma- sında yarar olduğunu” söyler- ken; kulislerde “seçimlerden son- ra olağanüstü kurultaya gidilip yönetimin tamamen değiştiril- mesinin” gündeme gelebileceğine dikkat çekildi. CHP yerel seçimlere yeni prog- ramõyla gidiyor. Parti yönetiminin biçimlendirilmesinde CHP lideri Baykal’õ “tek adam” haline getiren tüzük değişiklikleri ise yerel se- çimlerden sonra yürürlüğe girecek. Yeni tüzüğe göre Baykal 13 genel başkan yardõmcõsõ ve genel sekre- terden oluşan Merkez Yönetim Ku- rulu (MYK) üyelerini kendisi se- çecek. Baykal, tüzük değişikliklerinin yürürlüğe giriş tarihi konusunda Parti Meclisi’nin (PM) yetkili kõ- lõndõğõna dikkat çekerken “Yerel se- çimlere gidilirken herkesin alışmış olduğu çalışma modeli içinde ol- masında var. Tüzüğün yerel se- çimlerden sonra uygulamaya gir- mesini arzuluyorum” dedi. Partide “güçlü genel sekreterlik” dönemini sona erdirecek olan de- ğişikliklerin uygulanmasõnõn yerel seçimler sonrasõna bõrakõlmasõ, “Se- çimlere giderken adaylık beklen- tileri nedeniyle örgütten fazla ses çıkmadan değişiklikler gerçek- leştirildi. Seçimlerde alınacak so- nuçlara göre olağanüstü kurul- taya gidilip yeni PM seçilebilir. Baykal parti yönetim kadrosunu, PM’yi tamamen yenileyebilir” yorumlarõna neden oldu. Bazõ parti yöneticileri ise “Şu an- da MYK genel başkan dışında 20 kişiden oluşuyor. Bu 14 kişiye inecek. Genel başkan seçimlere giderken kırgınlıklar olmasını is- temiyor” görüşünü dile getirdi. CHP lideri Baykal’õn “atılım programı” diye nitelendirdiği “Çağdaş Türkiye İçin Değişim” başlõklõ yeni programda yer alan ba- zõ çözüm önerileri şöyle: ? Her aileye aile sigortasõ ile sos- yal koruma sağlanacak. Yoksul ai- ledeki anneye Vatandaşlõk Hakkõ Ödemesi yapõlacak. Emekliye re- fahtan pay sağlanacak, sosyal gü- venlik destek primi kesintisine son verilecek. Nüfus kâğõdõnõ gösteren sağlõk hizmetine ulaşacak. ?Kesintisiz ilköğretim on yõla çõkarõlacak. ÖSS, YÖK kalkacak. Üniversite öğrencisine Yaşam Des- tek Kredisi ile karşõlõksõz burs sağ- lanacak. Rektör seçiminde tek be- lirleyici üniversiteler olacak. Asgari ücrete sıfır vergi ? İşsizlik sigortasõndan uzun sü- reli yararlanõlacak. Asgari ücret düzeyindeki gelire “sıfır” vergi uygulanacak. 7 bin günde emekli- liğe geri dönülecek. ? Yolsuzluklarla etkin, kalõcõ ve sürekli mücadele için milletvekili dokunulmazlõğõ kaldõrõlacak. Yol- suzluk dosyalarõ zamanaşõmõna uğ- ratõlmayacak. ? Etnik kimlik bir şereftir. Asi- milasyon değil, entegrasyon öngö- rüyoruz. Her etnik kökenden yurt- taşõmõzõn kendi özgür irade ve ta- lepleri çerçevesinde kendi anadili- ni özgürce kullanabilmelerine, özel dershaneler veya kurslar gibi ku- rumlar kurarak anadillerini özgür- ce öğrenebilmeleri ve öğretebil- melerine, kendi anadillerinde gazete, dergi, kitap yayõnlamalarõna ve di- ğer her türlü yazõlõ ve sözlü yayõn- da bulunabilmelerine, müzik ve sa- natõn diğer dallarõnda faaliyettte bulunabilmelerine,Türkiye sõnõrla- rõ içinde yayõn yapan radyo ve TV kurum ve kuruluşlarõ üzerinden RTÜK’ün genel kurallarõ çerçeve- sinde kendi anadillerinde yayõn ya- pabilmelerine olanak tanõnacak. ? Aleviler Diyanet’te temsil edi- lecek, cem evleri camilerle eşit des- tek görecek. Madõmak Oteli Hoş- görü Merkezi olacak. ? Kadõn-erkek eşitliği için çerçeve yasa çõkarõlacak. ? Milletvekillerini adaylar ara- sõndan halk seçecek. ? Kamu yönetiminde sürekli re- form için Devlet Reformu Bakanlõğõ kurulacak. ? KOBİ’lere 5 kat fazla destek ve- rilecek ve KOBİ Bakanlõğõ kurula- cak, KOBİ’lerin Kurumlar Vergisi düşürülecek. ? Özelleştirmede denetim ve say- damlõk sağlanacak. Ulusal banka- cõlõkta yabancõ payõ sõnõrlanacak. Gi- rişimciye risk sermayesi desteği sağlanacak. Milli Enerji Kurulu kurulacak. Nükleer Enerji Denet- leme Kurulu kurulacak. Yurtdõşõ müteahhitlik hizmetlerine destek için Güvence Fonu oluşturulacak. Tarõm topraklarõnõn yabancõlara sa- tõşõna sõnõrlama getirilecek. Genç çiftçilere iş kurma sermayesi sağ- lanacak. Tarõmsal Destekleme Ku- rumu kurulacak. Bölgesel kalkõn- mada yeni projeler geliştirilecek. Güneydoğu Anadolu’ya devlet ön- cülüğünde üretken yatõrõmlarla kal- kõnma olanağõ sağlanacak. Zamanaşımı sınırlandırılacak ? Yargõda siyasallaşmanõn önü alõ- nacak. HSYK yeniden yapõlandõrõ- lacak. Yargõ etiği kanunu çõkarõla- cak. Bazõ suçlarda zamanaşõmõ kal- dõrõlacak. Barolar Birliği’ne Ana- yasa Mahkemesi’ne dava açabilme yetkisi verilecek. Adli Tõp Kurumu özerk ve etkin bir yapõya kavuştu- rulacak. ? Demokratik, özgür basõn ve ile- tişim ortamõ yaratõlacak. Sansür ve özdenetime son verilecek. Yaban- cõlar ulusal medya kuruluşlarõnda yetkili üst düzey yönetici olama- yacaklar. RTÜK meslek odalarõna açõlacak. ? Dünya kenti İstanbul için yeni yerel yönetim modeli ortaya kona- cak. CHP lideri Baykal, “seçimlere gidilirken herkesin alõştõğõ çalõşma modeli içinde olmasõnda yarar olduğunu” söyledi. ERMENİ İDDİASI Gül’den Arıtman’a 1YTL’likdava Avukat Küçüközcan tarafõndan açõlan davanõn dilekçesinde, Gül’ün annesinin Ermeni kökenli olduğu iddiasõnõn gerçekdõşõ olduğu belirtildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, anne ta- rafõnõn Ermeni kökenli olduğunu savu- nan CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’a 1 YTL’lik manevi tazminat davasõ açtõ. Gül’ün avukatõ Ömer Kü- çüközcan tarafõndan açõlan davanõn di- lekçesinde, Arõtman’õn geçen hafta TBMM’de gazetecilere 1915 olaylarõ nedeniyle bir grup tarafõndan başlatõlan “özür dileme kampanyasını” değerlen- dirdiği anõmsatõldõ. Arõtman’õn konuş- masõnda, “Gül’ün bu kampanyayı des- teklediği görülüyor. Gül, cumhurun, yani Türk milletinin Cumhurbaşkan- lığını yapsın. Etnik kökeninin değil, Gül’ün anne tarafından etnik kökeni- ni araştırın, görürsünüz” dediği belir- tilen dilekçede, Gül’ün, görevi, anayasal sorumluluğu ve kişisel hassasiyeti nede- niyle toplumun tüm kesimlerine aynõ mesafede olduğu ifade edildi. Gül’ün annesinin Ermeni kökenli olduğu iddia- sõnõn gerçek dõşõ olduğu belirtilen dilek- çede, “Dolayısıyla davalının ırkçılık ve ayrımcılık temelli bu iddiası, basın yoluyla müvekkilin kişisel ve ailevi değerlerine, haysiyet ve şerefine ağır saldırı teşkil eder niteliktedir” görüşü dile getirildi. Arõtman’õn sözlerinin bir- birinden farklõ görüşleri temsil eden medyada infial yarattõğõna değinilen di- lekçede, CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’õn da bu sözlerden rahatsõzlõk duyduğu belirtildi. Davayla ilgili yazõlõ açõklama da yapan Küçüközcan, “Sayın Müvekkilimin kamusal konumundan kaynaklı, büyük sorumluluk ve titiz- likle yerine getirdiği devlet adamlığı kimliğini kamuoyunda karalamak olup, bu nedenle açıklanan sözün sa- hibi hakkında manevi tazminat dava- sı açılmıştır. Davaya konu söz ile ihlal edilen hakkın hiçbir şekilde telafisi mümkün olmamakla birlikte, sadece 1 YTL tazminat talep edilmiştir” dedi. MHP’li Vural, kamuoyunun YSK’den hatalarõ gidermesini beklediğini belirtti ‘Terörist nasıl seçmen yazıldı?’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, terör örgütü lider- lerinden Cemil Bayık’õn da ara- larõnda bulunduğu bazõ PKK’li- lerin seçmen yazõlmasõyla ilgili, “terörist de olsa seçmendir” açõklamasõ yapan YSK Başkanõ Muammer Aydın’a tepki gös- terdi. Vural, hükümete de “Te- röristleri seçmen yazanlar, oy kullanmalarını da sağlayacak mı?” diye sordu. Vural, Meclis’te düzenlediği basõn toplantõsõnda kamuoyunun YSK’den seçmen kütükleriyle il- gili hatalarõ bulmasõnõ ve gider- mesini beklediğini belirterek “Ayıplı seçmen kütüğünün bu ayıbını ortadan kaldırmak ge- rekmektedir” dedi. Vural, YSK Başkanõ Aydõn’õn teröristlerin seçmen yazõlmasõyla ilgili sözlerini anõmsatarak, “Bu teröristler adreslerinde bulun- du mu? Türkiye’nin terörle mücadelesinde toplumsal bir mücadelenin yapıldığı bir or- tamda gerçekten birtakım te- röristlere evlerinde ulaşıldıysa, bu teröristlerle ilgili neden işlem yapılmamıştır? Adresinde bu- lunuyorsa, bunu seçmen kütü- ğüne yazmışsanız, gerçekten de adreste iseler, bu kişiler hak- kında işlem yapılmasının önünü kim kesmiştir?” dedi. Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şa- hin ve İçişleri Bakanõ Beşir Ata- lay tarafõndan yanõtlanmasõ iste- miyle aynõ konuda soru önergesi de veren Vural, yurtdõşõnda bulu- nan Cemil Bayõk, Salman Kur- tulan gibi terör teröristlerin seç- men kütüğünde adresleri oldu- ğuna göre gerçekten Türkiye’de bulunup bulunmadõklarõ konu- sunda bilgi istedi. Vural, şu sorularõ yöneltti: “Bu kişilerin adreslerinde bulunarak seçmen yazıldıkları- nın kabulü durumun- da, bu teröristlerin ya- kalanması için neden harekete geçilmemiş, hukuki işlem yapılma- mıştır? Nüfus müdür- lükleri, askerlik şube- leri gibi kamu kurum- larında çalışan, nüfus sayımı yapan kamu gö- revlilerinin suçla ve te- rörle mücadele bakı- mından aranan şahıs- ları bildirmeleri konu- sunda bir sorumluluk- ları bulunmakta mı- dır? Bu konudaki so- rumluluklarına ilişkin bir düzenleme bulun- makta mıdır? Bu kişi- lerin yakalanması için görevliler tarafından bir ihbar yapılmış mı- dır, yapıldıysa sonuç ne olmuştur? Bu kişi- lerin seçmen kütüğün- de yer alan adresle- rinde bir arama yapıl- mış mıdır?” Vural, güvenlik kuv- vetlerince herhangi bir nedenle aranmakta olan kişilerin resmi işlemler için müracaatlarõ halin- de yakalanmalarõnõ sağ- lamak amacõyla, kayõt- larõna işaret konulma- sõna ilişkin 1981 tarihli bir genelgenin, Başba- kan Tayyip Erdoğan’ın 2004 tarihli genelgesi ile yürürlükten kaldõrõl- dõğõna dikkat çekti. MHP 135 adayõnõ daha açõkladõ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - MHP, aralarõnda Adõya- man, Kõrõkkale, Iğdõr’õn da bu- lunduğu 135 il, ilçe ve beldede be- lediye başkan adaylarõnõ açõkladõ. MHP’den yapõlan yazõlõ açõk- lamada, aday olmak üzere baş- vuruda bulunan aday adaylarõyla ilgili genel merkezde oluşturulan “Ön Değerlendirme Kurulu”nca yapõlan inceleme ve değerlendir- melerin Başkanlõk Divanõ’nda görüşüldüğü, bunlardan bazõla- rõnõn belediye başkan adayõ ol- malarõnõn uygun görüldüğü ifade edildi. Buna göre parti, bazõ iller ile Adana, Adõyaman, Ankara, An- talya, Aydõn, Balõkesir, Bilecik, Burdur, Çorum, Eskişehir, Gazi- antep, Giresun, Gümüşhane, Is- parta, İstanbul, Kastamonu, Ko- caeli, Konya, Malatya, Kütahya, Manisa, Kahramanmaraş, Muğla, Nevşehir, Niğde, Ordu, Rize, Si- nop, Sivas, Uşak, Aksaray, Kõ- rõkkale, Iğdõr, Osmaniye ve Düz- ce’ye bağlõ 135 ilçe ve beldede be- lediye başkan adaylarõnõ belirledi. Adõyaman’da Mehmet Gürl- evik, Kõrõkkale’de İhsan Kaya- lak, Iğdõr’da Ali Ekber Yeşil, An- kara Çankaya’da Sami İşel, El- madağ’da Zeki Yağdıran, Ke- çiören’de Şükrü Şahin, Ma- mak’ta Mehmet Çevik, Yeni- mahalle’de Yaşar Yıldırım MHP’nin kesinleşen bazõ beledi- ye başkan adaylarõ oldu. Karakolda şiddet Ehliyet başvurusunda bulunmak için gittiği Bostancı Trafik Şubesi’nde polis şid- detine maruz kaldığını iddia eden Ahmet Kırmızıoğlu (solda), kendisini darp eden polisler hakkında suç duyurusunda bu- lundu. İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde açıklama yapan Kırmızıoğlu, “İşlemler sırasında görevli memur, ehli- yetimin fotokopisini istedi. Ne dediğini anlamadım. Belgenin ne olduğunu sorun- ca, önünde duran belgeleri bana fırlattı ve hakaret etti” dedi. Görevli polis memuru- na, “İnsanca muamele görmek istiyorum. Burada insanca muamele göremiyorum” dediğini anlatan Kırmızıoğlu, bunun üze- rine kendisine şiddet uygulandığını söyle- di. (Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU) Ermeni soykõrõmõ zõmnen kabul ediliyor BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Türki- ye’nin gündemine damgasõnõ vuran Er- menilerden özür di- leme kampanyasõna ilişkin tartõşmalarõn perde arkasõnda, soy- kõrõm iddialarõna iliş- kin Türkiye’nin elini önemli ölçüde zayõf- latacak önemli bir teh- likenin yattõğõ belir- tildi. Özür dileme kampanyasõnõn kap- samõnõn genişlemesi ve zamanõnõn uzama- sõ; uluslararasõ bir mahkeme kararõ ol- madan Türkiye’nin sözde Ermeni soykõ- rõmõnõ zõmnen kabul etmesinin önünü aça- cak. Bu da, olasõ bir uluslararasõ mahke- me sürecinde Türki- ye’nin hukuksal ze- minini sõkõntõya so- kacak. Ankara Barosu avu- katlarõndan Sedat Vu- ral’õn çalõşmasõnda uluslararasõ hukukta soykõrõm suçu ayrõn- tõlarõ ile değerlendi- rildi.Çalõşmada, “Soy- kırım, uluslararası hukukça suç olarak kabul edilen ve ce- zası uluslararası yar- gı kararı ile hüküm altına alınan ulus- lararası hukuksal bir konudur” denir- ken, “Böyle uluslar- arası hukuksal bir konuda karar mer- cii; ne siyasiler, ne akademisyenler ne de ABD ve Avru- pa’nın yerel, ulusal ve bölgesel parla- mentolarıdır” görü- şüne yer verildi. KAMPANYANIN TEHLİKESİ Önceki gün gerçekleştirilen 14. olağanüstü kongrede CHP’nin programı yenilendi. (Fotoğraf:AA) Oktay Vural.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle