02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
[email protected] SAYFA CUMHURİYET 21 ARALIK 2008 PAZAR 12 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B Bulgaristan Dõşişleri Bakanõ İvailo Kalfin’le Sofya’da bir ufuk turu yaptõk: AB’ye laik Türkiye üye olur Bulgaristan Cumhurbaşkanõ Georgi Parvanov’un Ankara’yõ ziyaret ettiği saatlerde Sofya’dayõm. Bulgaristan Dõşişleri Bakanlõğõ’nda Dõşişleri Bakanõ İvailo Kalfin’le konuşuyoruz. Türkiye’yle Bulgaristan arasõndaki ilişkilerin mükemmelliğinden söz ediyor. “Laik Türkiye’nin bir gün AB üyesi olduğunu görmek istiyorum” diyor. NATO ve AB üyeliğinin özellikle Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri için büyük güvence olduğuna işaret eden Kalfin, Rusya’nõn NATO’nun genişlemesinden kaygõ duymamasõ gerektiğinin, bu genişlemenin Rusya’yõ kesinlikle hedef almadõğõnõn da altõnõ çiziyor. - Şu saatlerde cumhurbaşkanınız Ankara’yı ziyaret ederken Türkiye-Bulgaristan ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? KALFİN - Bulgaristan’la Türkiye arasõnda yõllardõr son derece olumlu geçen üst düzey temaslar yapõlõyor. Başbakanõnõz Erdoğan bu yõlõn ortalarõnda Bulgaristan’daydõ. Geçen yõl başbakanõmõz Türkiye’ye gitmişti. Aramõzda çok olumlu bir diyalog var. Bu siyasi diyaloğun olumluluğu ekonomik işbirliğimize de yansõdõ. Birkaç yõl önce ben Cumhurbaşkanlõğõ’nda görevliyken bizim cumhurbaşkanõnõn, Bulgaristan’la Türkiye arasõndaki ticaretin bir milyar dolarõ bulduğu an büyük bir resepsiyon vereceğini söylediğini hatõrlõyorum. Bugün aramõzdaki ticaret dört milyar dolara ulaştõ. Üstelik iki ülke, Asya ve Avrupa’yõ bağlayan yol üzerinde olduklarõ için altyapõlarõnõ geliştirmekte de işbirliğini yürütüyorlar. Enerji işbirliğimiz de mükemmel. Cumhurbaşkanõmõzõn bu ziyaretinden çõkan somut sonuç her iki cumhurbaşkanõnõn her iki Dõşişleri Bakanlõğõ tarafõndan, önümüzdeki dönemde iki ülkeyi ilgilendiren ortak konularõ ele alacak ortak bir komisyon kurulmasõnõ kararlaştõrmõş olmalarõdõr. İki komşu ülke olarak çok iyi bir işbirliği yürüttüğümüzü düşünüyorum. - Türkiye’nin AB üyeliği şansını nasıl görüyorsunuz? - Bulgaristan’õn dileği bütün komşularõnõn AB üyesi olmasõdõr. Türkiye’nin AB üyesi olmasõnõ çok istiyoruz. Bu bizim çõkarõmõzadõr. Türkiye’nin AB üyeliği süreci çok uzun sürdü. Ayrõca bu sürecin hiçbir yere varmayacağõnõ düşünüyorum. Bize kalsa biz bu süreci çok hõzlandõrõrõz. Türkiye çok büyük bir ülke. Bulgaristan Türkiye’den çok daha küçük olduğu için üyelik süreci de nispeten kolay oldu. Ama Türkiye doğru yolda. Tam üyelik müzakereleri sürüyor. Evet, önünde engeller var. Ama dediğim gibi Türkiye doğru yönde ilerliyor. - Demir Perde döneminin Bulgaristan’ıyla NATO ve AB’ye tam üye olan bugünkü Bulgaristan arasında bir kıyaslama yapar mısınız? Ayrıca Bir zamanlar Varşova Paktı’nın bir üyesi olan Bulgaristan bu kadar kısa zamanda bu radikal değişikliklere nasıl uyum sağlayabildi? - Siz kõsa zamanda hõzlõ değişim geçirdiğimizi söylüyorsunuz ama çevrenizdekilerle konuştuğunuzda size eminim ki bu değişimin çok yavaş seyrettiğini, önümüzde kat etmemiz gereken daha uzun bir yol olduğunu söyleyeceklerdir. Hiç kuşkusuz Bulgaristan’da son 20 yõlda çok önemli değişiklikler oldu. Bulgaristan 13 yüzyõldan beri varlõğõnõ sürdürüyor. Ama dediğim gibi bu son 20 yõlda inanõlmaz siyasi değişiklikler oldu. Bulgar halkõnõn zihniyeti, ülkenin hedefleri, başarõlmasõ gereken işlerle ilgili motivasyon çok değişti. Bunun hiç de kolay bir süreç olmadõğõnõ söylemeliyim. Bir kuşağõn dünyaya bakõşõ, çalõşma perspektifleri, ekonomik koşullar tümden farklõlaştõ; serbest piyasa ekonomisi çerçevesinde rekabet etme çabalarõ güçlendi. Yirmi yõl öncesine dönüp baktõğõmõzda tabii ki insan hayatõ için önemli bir zaman. Ama bir ülkenin yaşamõ için kõsa denilebilir ve çok şey değişti. ‘NATO ve AB üyeliği sancılı oldu’ - Ya bir zamanlar Varşova Paktı üyesi olan Bulgaristan’ın NATO üyeliği için ne diyeceksiniz? - O süreç de kolay olmadõ. Bir kere demokrasi dõşõ bir yaşamdan önce çok partili rejime, ardõndan da tam anlamõyla demokrasiye geçtik. Bu 20 yõl içinde pek çok seçim yaptõk. Sosyalist ekonomiye bağlõ olarak merkezi planlõ ekonomiden serbest pazar ekonomisine geçtik. Bugün ihracatõmõzõn yüzde 50’sini AB ülkeleriyle yapõyoruz. Varşova Paktõ’nõn lağvedilmesinin ardõndan NATO’ya geçiş süreci de kolay olmadõ. Çok kararlõlõk, çok çalõşma gerekti. Ama son 20 yõlda Bulgaristan’da çok değişik görüşten siyasi partiler kurulmasõna karşõn AB ve NATO üyeliği konusunda bütün Bulgar toplumu fikir birliğine varmõştõ. Bugün başardõğõmõz işler tamamõyla toplumsal ittifak sayesindedir. Bir anlamda toplumsal ittifak ve mutabakat ülkenin yönünü ve yolunu belirlemiştir. - Peki, Varşova Paktı’nın dağılması sırasında NATO genişlememe sözü vermişti. Ama verdiği sözü tutmayarak genişledi ve bu genişleme sürecini de sürdürüyor. Buna ne diyorsunuz? - Bana göre NATO’nun genişleme kararõ almasõnõn haklõ nedenleri vardõ. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Rusya dahil bütün Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri 20 yõl öncesine kõyasla çok değiştiler. Bulgaristan’dan örnek vermem gerekirse bizim için ulusal güvenlik sistemi çok önemlidir. Türkiye gibi Bulgaristan’õn da çokuluslu bir güvenlik örgütüne üye olmakta sayõsõz yararlarõ vardõr. Bu arada NATO’nun da ciddi bir değişim geçirdiğine dikkatinizi çekmek isterim. NATO sõrf askeri bir pakt olmaktan çõktõ. Şimdi siyasi diyaloğa da ağõrlõk veriyor. NATO ayrõca geçmişte sadece kendi üyelerine odaklanmõştõ. Ama artõk güvenlik tehdidinin dünyanõn başka köşelerinden gelmekte olduğu açõkça görülüyor. NATO bu güvenlik tehdidinin önünü almak için harekete geçmek zorunda kaldõ. Bunun bir örneğini NATO’nun Afganistan’a müdahalesinde gördük. Oysa bunu yapmasõ 20 yõl önce mümkün değildi. Bunun dõşõnda depremden sonra NATO Pakistan’õn yardõmõna koştu. Yine 20 yõl önce bunu yapmasõ mümkün değildi. Dolayõsõyla NATO da artõk dünyanõn koşullarõna uygun olarak değişim geçiriyor. Zamanõnda NATO’nun Rusya’yla yaptõğõ anlaşmaya gelirsek... NATO artõk Rusya’nõn karşõtõ bir pakt değil. Ayrõca ben Rusya’nõn hiçbir şekilde NATO ve Avrupa ülkeleri için bir tehdit oluşturmadõğõnõ düşünüyorum. Güvenlik tehdidi başka yerlerden geliyor. - Sizce güvenlik tehdidi nerelerden geliyor? - Bir kere uluslararasõ terorizm var. Pek çok ülkede terorizmin temel bir sorun olduğunu görüyoruz. Burada bir askeri örgütün terorizm tehdidiyle nasõl savaşacağõ sorusu ortaya çõkõyor. İşte burada NATO’nun siyasi diyaloğu geliştirdiğini görüyoruz. NATO buna çok önem veriyor. İşte, bu nedenlerle Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri bu güvenlik paktõna entegre oldular. Böylece güvenliklerini garanti altõna alma yoluna gittiler. Varşova Paktõ’ndan NATO’ya geçiş çok açõk bir mantõk muhasebesine dayalõdõr. NATO’ya yeni üyeler girdikçe NATO’nun kendisi de değişiyor. Tekrarlõyorum. Rusya artõk bir tehdit değildir. NATO’yu da kendi güvenliğine karşõ askeri bir tehdit olarak algõlamamalõdõr. - İyi de Bulgaristan’da askeri üs açma fikrinin Rusya’yı rahatsız ettiği biliniyor. Son olarak da Polonya’ya füze kalkanı kurulması fikrine karşı Rusya çok sert çıkıp aynı şeyi Kaliningrad’da yapacağını söylemedi mi? - Öncelikle bunu yapmak isteyen NATO değil ABD’ydi. Ayrõca bu proje Rusya’dan korunmak için geliştirilmemişti. Üstelik de Polonya’da hiçbir nükleer başlõk yok. Proje sadece savunma amaçlõdõr. Bulgaristan’a gelince... Biz ABD’yle ortak askeri tesisler için bir savunma anlaşmasõ imzaladõk. Bunlar tamamõyla Bulgar askeri üsleri olacak. Amerikalõlar oralarda sadece bulunacaklar. Üsler tamamõyla bizim kontrolümüzde olacak. ‘Rusya düşmanımız değil’ - Adana’daki İncirlik Hava Üssü gibi mi? - Hayõr. Bu durum tamamõyla değişik. Amerikalõlar yõllardõr İncirlik’teler. Bulgaristan ve Romanya’da ise her altõ ayda bir askeri birlikler rotasyona tabi olacak. Bu üslerde ortak askeri tatbikatlar yapõlacak. Daha açõk söyleyeyim. Bizdeki durum Almanya, Hollanda gibi ABD üslerinde ABD personelinin aileleriyle birlikte yõllarca yaşamasõ gibi olmayacak. Üstelik bu uygulama, tekrar ediyorum, Rusya’yõ kesinlikle hedef almõyor. Ayrõca şunu da belirtmeliyim ki Bulgaristan kamuoyunda Rusya’yla ilgili çok olumlu, dostça yaklaşõmlar var. Rusya’ya karşõ askeri bir çõkõş yapmak burada hiç kimsenin aklõnõn ucundan bile geçmez. Rusya Bulgaristan’õn düşmanõ değil, dostudur. - Gürcistan ve Ukrayna’nın bu ay başında yapılan NATO zirvesinde üyelik için hiçbir olumlu işaret alamamaları konusunda ne düşünüyorsunuz? - Bu iki ülkenin de NATO’yla entegre olmak için daha çok uzun bir yol kat etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu iki ülkeye nisan ayõnda üyelik hareket planõ verilmesini biz destekledik. Ama NATO içinde bu konuda fikir birliği oluşturulamadõ. Burada haklõsõnõz. Rusya bu konuda çok duyarlõ. - Sizce Rusya neden bu kadar duyarlı davranıyor? - Çünkü Ukrayna ve Gürcistan’õn NATO üyesi olmalarõna karşõ çõkõyor. Bu noktada Rusya’yla çok ciddi bir diyalog oluşturulmasõ gereği ortaya çõkõyor. Rusya özellikle komşusu ülkelerdeki güvenlik konularõyla ilgili ciddi argümanlar getiriyor. Ama bu ülkeleri de kendilerine yararlõ olacağõnõ düşündükleri bir örgüte girmekten men edemezsiniz. Bu benim için kabul edilemez bir durumdur. Açõkça söyleyeyim. Bu ülkelerin NATO üyeliğini seçme özgürlükleri olmalõdõr. Ama aynõ zamanda bunun Rusya’ya karşõ takõnõlmõş bir tavõr olmadõğõ konusunda da Moskova’ya güvence verilmelidir. Tekrar ediyorum. Bulgaristan Rusya’yõ kesinlikle kendisine düşman gibi görmüyor. Rusya bizim için kesinlikle tehdit değildir. NATO siyasetinin Rusya’yõ sõkõştõrmamasõ gerekir. Zaten Rusya’yla ne zamandõr bu siyaset izleniyor. ABD’deObamaYönetiminintemelsiyasetlerdensapmasõmümkündeğil - Kosova’nın bağımsızlık ilanı Rusya’nın Gürcistan’a karşı aşırı sert davranmasına yol açmış olabilir mi? - Gürcistan’da olanlardan sonra Rusya’da Kosova’nõn bağõmsõzlõk ilanõnõ gerekçe göstererek hareketi haklõ çõkarmak isteyenler oldu. Ama bunun hemen ardõndan Rusya resmi ağõzlardan çok akõllõ biçimde Kosova ve Kafkaslar’daki durumun belirgin biçimde farklõ olduğunu açõkladõ. Bana göre de bu doğru. Çünkü Kosova’daki durum Kafkaslar’dan tamamõyla değişiktir. Kosova’yõ kullanarak paralellik kurmak hataya düşmek olur. - ABD’nin Obama Yönetimi altında uluslararası alanda nasıl bir siyaset izleyeceğini düşünüyorsunuz? Sizce Bush Yönetimi’nin şahin politikasını mı yoksa daha barışçı bir siyaset mi izler? - Ben ABD’nin dõş siyasetinde çok önemli değişiklikler olmasõnõ beklemiyorum. Bana göre U dönüşleri olmaz. Ama pek çoklarõ da bu tür değişiklikler olmasõnõ bekliyor. Zaten Obama’nõn seçim kampanyasõnõn önemli bölümü bu konu üzerine oturtulmuştu. Bence Obama, Bush yönetiminin aksine Atlantik ötesi işbirliğinde karar aşamalarõnda ortaklarõyla daha sõk istişarelerde bulunacaktõr. Bu ABD’nin askeri ve siyasi açõdan gücünün azalacağõ anlamõna gelmeyecektir. ABD askeri ve siyasi gücünü sürdürecektir. - Son bir soru. Bulgaristan meclisinde temsil edilen Ataka isimli aşırı milliyetçi bir parti var. Üstelik de koalisyon ortağınız Hak ve Özgürlükler Hareketi’ne etnik Türkler tarafından kurulduğu için de sözlü olarak saldırıyor. Bu durumu nasıl karşılıyorsunuz? - Ne yazõk ki böyle aşõrõ milliyetçi partiler Avrupa’da sadece Bulgaristan’da değil hemen hemen her ülkede var. Ataka’nõn siyaseti Bulgaristan toplumunun çoğunluğu tarafõndan kesinlikle kabul edilemezdir. Bu parti NATO’ya, AB’ye karşõ çõkan bir tutum içinde. “Bizim AB’nin değil, AB’nin bizim peşimize takılması gerekir” diye bir siyasetleri var ki tabii ciddiye alõnamaz. Hiç küçümsenemeyecek bir seçmen tabanõ var. Toplam seçmenin yüzde 8-10’u arasõnda bir orana sahipler. Ama ben bunu tehlikeli görmüyorum. Aksine olumlu bir durum. Çünkü en azõndan ortadalar. Yeraltõnda değiller. Böylece de attõklarõ her adõm herkes tarafõndan görülüyor. Onlarõn ne olduğunu bilmek, mecliste bulunmalarõ kontrol altõnda tutulmalarõ için yeterlidir. Ben hiçbir Bulgar partisinin onlarla koalisyona girmeye yanaşacağõnõ düşünmüyorum. - ABD’nin Genişletilmiş Karadeniz Projesi var. Washington’un Karadeniz’e duyduğu bu büyük il- ginin esas nedeninin bölgede bulunan muazzam enerji potansiyelinden kaynaklandığını düşünmü- yor musunuz? - Tabii bu çok önemli. Ama sadece sorunun bir ne- deni. Ayrõca bölgenin altyapõsõ konusu var ki bu da çok önemli. Orada yapõlacak Karadeniz bölgesini çevreleyen yol, otoyollar, hepsi önem taşõyor. As- ya’dan gelen ticaret ürünleri Bulgaristan ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşõyor. Önemli bir başka ko- nu da Karadeniz bölgesinin çevre korumasõ. Boğaz- lardan her gün dev petrol tankerleri geçiyor. Bunun dõşõnda Karadeniz turizm açõsõndan çok güzel bir bölge. Bulgaristan’õn en gözde turizm bölgeleri Ka- radeniz kõyõsõnda. Şunu da belirtmek istiyorum ki Karadeniz’i sadece bir enerji işbirliğine çevirirsek korkarõm yaratõlan bu işbirliğinin çok önemli yanla- rõnõ gözden kaçõrmõş oluruz. - Gürcistan’daki savaşın ardından Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını ilan etmelerini nasıl karşıladınız? - Gürcistan’daki savaştan sonra Kafkaslar’da çok olumsuz gelişmeler meydana geldi. Her iki taraftan sürekli provokasyon yapõlõrken bu haklõ, ya da bu haksõz demek çok zor. Yalnõz bana göre Gürcistan olacaklarõ iyi hesaplayamadõ. Rusya’nõn da askeri tepkisi gereğinden fazla sert oldu. Bugün Rusya’dan başka bağõmsõzlõklarõnõ hiç kimsenin tanõmadõğõ iki küçük devlet var. Öte yandan Gürcistan kendi top- raklarõ üzerinde egemenliğini kuramõyor. Cenevre’de çok uzun zaman süreceğe benzeyen müzakereler de- vam ediyor. Bugün önümüzdeki sorunlar Gürcistan savaşõ öncesine kõyasla daha büyük ve vahimdir. Ka- radeniz bölgesinde birden çok dondurulmuş sorun bulunuyor. Bu sorunlar böylesine buzdolabõnda kal- dõklarõ sürece daha da kötüleşme eğilimi gösterirler. Uluslararasõ toplumun bu bölgeye daha fazla ağõrlõk vermesi ve bu sorunlarõn çözümüne yardõmcõ olmasõ gerekiyor. Türkiye’nin Kafkaslar’da bölgesel bir iş- birliği oluşturulmasõ girişimi son derece yararlõdõr. P O R T R E İVAİLO KALFİN Sofya, 1964 doğumlu. Yükseköğrenimini Sofya Ulusal ve Dünya Ekonomisi Üniversitesi’nde yaptõ. Daha sonra İngiltere’de Loughborough Üniversitesi’nde uluslararasõ bankacõlõk konusunda lisans üstü derecesini aldõ. Bulgaristan Sosyal Demokrat Siyasi Hareketi’ni kurdu. 1994’ten beri çeşitli aralarla milletvekili seçildi. Bir dönem Bulgaristan’õn önde gelen büyük şirketlerinde yöneticilik ve yönetim kurulu üyeliği yaptõ. 2000 yõlõndan beri Sofya Uluslararasõ Üniversitesi’nde ekonomi profesörlüğü yapõyor. 2005’ten beri Bulgaristan Başbakan Yardõmcõsõ ve Dõşişleri Bakanõ. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU - Ama bütün dünyadaki aşırı milliyetçi akımların güç kazanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? - Bence bütün dünyada kavramlar değişiyor. Köktencilik de gittikçe güç kazanõyor. Böylece de terorizmin kökleri oluşuyor. Burada şunu söylemek istiyorum ki kültürler, gelenekler, inançlar arasõndaki farklõlõklarõ õsrarla tartõşma konusu haline getirirseniz işler tehlike boyutlarõna varõr. O nedenle de aşõrõ milliyetçiliğe karşõ çok sert muhalefet yürütmeliyiz. - Köktencilikten söz ettiniz. Sizce Türkiye’de İslami köktendincilik tehlikesi var mı? - Sanmõyorum. Evet, Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davasõnõ biliyorum. İktidar partinize yöneltilen eleştirilerin de farkõndayõm. Benim bütün dileğim Türkiye’nin laik yolundan taviz vermeden yürümesidir. Öyle olacağõndan da eminim. Laik Türkiye’nin bir gün AB’ye tam üye olmasõnõ görmek istiyorum. - Ama Sarkozy ve Angela Merkel Türkiye’nin Müslüman kimliğiyle hiçbir zaman Avrupa’nın bir parçası olamayacağını söylemediler mi? - Avrupa ülkelerinde kalabalõk Müslüman nüfuslar yaşõyor. Ben bu ayrõmcõlõğa karşõyõm. Avrupa’ya tehdit aşõrõ uçlardan geliyor. Türkiye bir tehdit olamaz. Tehdit örneğin Afganistan’dan geliyor. Hepimiz de bu sorunun üstesinden gelmek için ortak çaba içine girmeliyiz. DÜNYADA KÖKTENCİLİK GÜÇLENİYOR Anayasa Mahkemesi’nde iktidar partisi hakkõndaki kapatma davasõnõ biliyorum. Ona yöneltilen eleştirilerin de farkõndayõm. Bütün dileğim Türkiye’nin laiklik yolundan taviz vermeden yürümesidir. NATO artõk Rusya karõşõtõ bir pakt değil. Ben Rusya’nõn da NATO ve Avrupa ülkeleri için bir tehdit oluşturmadõğõnõ düşünüyorum. Güvenlik tehdidi başka yerleden geliyor. Karadeniz sadece petrol değil
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle