Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
tifanın nelerden kaynaklanmış olabileceğini bir bir
sıralamaya başladılar. Yolsuzluk, usulsüzlük iddiaları
ve benzer şeyler doğrudan istifa nedeni olamaya-
cağına göre, Fırat niçin görevlerinden ayrılmıştı?
Sorunun yanıtı, Fırat’ın yerine gelen kişi ile de ve-
rilebilir. Uzun yıllar değişik partilerde devletin İçiş-
leri Bakanlığı görevinde bulunmuş Abdülkadir
Aksu, AKP’nin yeni iki numarası!
Bunda bir numara var mı?
Konunun bu yanına girmeden önce CHP Grup
Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun hakkını da
yemeyelim. Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği Fı-
rat belgeleri, siyaset ırmağının üzerinde yüzmeye
devam ediyor. Fırat bunlara kendi üslubu içinde ya-
nıtlar vermeye çalışsa da, AKP kamouyu dahil, pek
çok kesimi tatmin edemedi.
En sağlıksız istifa gerekçesi “sağlık nedenleriy-
le” diye başlayandır. Fırat da bu nedene sarıldığı-
na göre, Kılıçdaroğlu’nun payının altını çizmek ge-
rek.
Geçelim Fırat’ın öteki yakasına...
Başbakan Erdoğan yaklaşık bir aydır, önceki 6
yıldan çok daha farklı bir “terörle mücadele” poli-
tikası izliyor. Başbakan kimi zaman “neredeeeen ne-
reye” diye başlayan açıklamalar yapıyor ya, bu ko-
nudaki değişim tam da bu anlatıma uygun:
Neredeeeen nereye!
Çok değil, daha bir yıl kadar önce DTP ile ilgili ka-
patma davası gündeme geldiğinde Erdoğan’ın ilk
tepkilerinden biri şu olmuştu:
“Parti kapatmak çözüm değil, Meclis’ten atarsa-
nız dağa çıkarlar...”
Başbakan’ın bu yönde pek çok demeci var. Gün
geldi, terör örgütünü masaya çağırmayı çağrıştıracak
açıklamalar yaptı. Gün geldi, terör örgütü başına “sa-
yın” dediğinin ortaya çıkmasına ses çıkarmadı, tep-
ki göstermedi, geri almadı. Hatta Güneydoğu ve bü-
yük kentler varoşuna verilen selamlardan biri ola-
rak bile kabul edildi.
Aynı Erdoğan bugün şunu söylüyor:
“Ya tek devlet, tek millet, tek bayrak ilkesini ka-
bul edersin ya da çeker gidersin!”
Doğal olarak DTP’lilerin de ezberi bozuldu... Ar-
kadaşlar bir yıl öncesine kadar partinin açılımını, “Dı-
şarıdan Tayyip Partisi” şeklinde yapsak bile karşı
çıkmayacak kadar Erdoğan’a sempatiyle bakıyor-
lardı!
Ne değişti de Başbakan değişti?
İşte bu noktada, girişte yaptığımız vurgu öne çı-
kıyor; Fırat’ın yerine Aksu getiriliyor.
Fırat, ülkemizin dağlarından doğup sınırlarımız-
dan çıkıp gidiyor...
Aksu, ülkemizde doğup, ülkemiz sınırları içinde
Akdeniz’in ılık sularına karışıp gidiyor...
Akarsulardan girip konuyu sulandırmayalım ama,
aklımıza ilk gelen sorulardan biri şu:
Acaba Güneydoğu’nun kimi illerinde ilan edilmesi
tartışılan Olağanüstü Hal (OHAL) AKP içinde mi ilan
ediliyor?
Erdoğan’ın sözleri bu soruya en azından “ılımlı”
yanıt vermenin ortamını hazırlıyor.
AKP şöyle bir politika da geliştiriyor olabilir mi:
Nasıl olsa Güneydoğu’da ben ve DTP dışında par-
ti yok. DTP’nin tabanına oynayacağıma tabanını
oyarım, “din kardeşliğini” öne çıkarır belli bir oran-
da oyu sandığıma koyarım. Aksu vitriniyle de böl-
gedeki “devletle hareket eden” aşiretleri sandığa ko-
yarım!
Tutar mı tutmaz mı bilemeyiz ama...
Siyasette “Fırat’ın Türküsü” hep oynak bir havada
söylenir!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
sa olaylarında üçkâğıt karışımı hokus pokus işler-
den sonra milyon dolar haksız kazanç elde ettiği-
ni, Dengir Bey’in ortağı ve yöneticisi olduğu şirke-
tin hayali ihracat yaptığını Kemal Kılıçdaroğlu bel-
gelerle kanıtladıktan sonra gerçekleşti.
Her iki olay bir zamanlar yöneticilerin istifala-
rından sonra kullandıkları gerekçeye benziyor. Zo-
runlu istifalar mutlaka sağlık sorunlarına bağlanırdı.
Son günlerde iktidar partisinde de aynı gerekçe
pek revaçta.
Açıkladıklarına göre önceki yıllar ağır ameliyat
geçirdiğini söyleyen Dengir Bey de ameliyat ge-
çiren Dişli de sağlık nedenleriyle görevlerinden ay-
rılmış oluyorlar.
Rahatsızlıkları nedir, söylemiyorlar ama; herhalde
Dişli, dişlerinden, Dengir Bey’i de nasır vurduğu
için görevi bırakmış bulunuyor!
Dengir Bey, aşağı yukarı altı yıldır RTE’nin söz-
lü nice saçmalıklarını, aşırı dozda saldırılarını sa-
vundu, göğüs gerdi.
Hatta saldırgan üslubuyla RTE gibi kimi zaman
ağzını bozarak genel başkanına ne denli layık ol-
duğunu da kanıtladı.
Şu sonuca bakınız: Bir iktidar partisinin iki nu-
maralı yöneticisinin istifasına hayali ihracat yaparak
devleti dolandırdığı kanıtlanan şirketin ortağı ve yö-
neticisi olması neden olmuyor da; RTE’nin dev-
leti tanımayanlara “ya sev ya terk et” demesi Kürt
kökenli Dengir Bey’in kanına kanına dokunuyor.
Bu söze ve eylemci Kürtlere karşı takındığı tavra
karşı çıkarak istifa dilekçesini parti liderine uza-
tıyor.
Dengir Bey’in yerine -ılımlı- eski İçişleri Baka-
nı Abdülkadir Aksu’nun getirilmesi RTE’nin çev-
resini Kürt kökenli olanların sardığı, hatta partiyi
Kürt kökeninden gelenlerin yönettiği iddialarını
doğruluyor.
Fırat’ın görevden ayrılmasına RTE’nin Kürtlere
karşı birden sert bir tavır alan sözleri neden ol-
mamış, yolsuzluk sorunu bu olaylarda asla rol oy-
namamış gibi bir tavır alması kamuoyunu tatmin
edecek mi, eder mi?
Parti genel merkezinin yolsuzluklar sarmalına gir-
diği kanıtlanırken; buna ek olarak iktidar partisinde
Kürt sorununda görüş ayrılıklarını içeren ayrışma
su üzerine çıktı.
Son günlerde Fırat’ın terör örgütünün siyasal
uzantısı gözüyle bakılan Demokrat Toplum Par-
tisi genel başkanı ve önde gidenleriyle buluşup ko-
nuşması dikkat çekti. Dengir Bey’in bu davranı-
şı hükümetin Kürt sorununa bakış açısında deği-
şim işaretleri sayıldı. Fakat asıl gerçek daha de-
rinlerde.
Kürt sorununda RTE ile yakın arkadaşları ara-
sındaki görüş ayrılığı kapalı kapılar arkasından dı-
şarıya vurdu, açığa çıktı.
Dengir Bey ve partide temsil ettiği kişilerin Kürt
sorununa bakış açıları nedir? Örneğin DTP ara-
cılığıyla dağdaki örgütle terör konusunda çözüm
arayışlarına sıcak mı bakıyorlar? Ya da AKP’nin
hükümet ve parti olarak Güneydoğu’daki Kürt ha-
reketlerine kimi “demokratik haklar” adı altında
ödünler vermesini mi istiyor veya öneriyorlar?
Artık dinci iktidar partisi AKP’yi hemen her aşa-
mada yolsuzlukların sardığı ve Kürt sorununda par-
tideki derin görüş ayrılığı yadsınamaz iki gerçek!
Son istifa olayları nasıl yorumlanırsa yorumlansın;
Dengir Bey’in istifasıyla Kemal Kılıçdaroğlu’nun
CHP adına ısrarla ve inatla sürdürdüğü “belgeli
muhalefetin” ne denli etkili olduğu bir kez daha ka-
nıtlandı.
Yıllardır hemen her iktidarı yolsuzlukların beşi-
ği diye suçlayan RTE’nin, ak dediği parti, beledi-
yelerden genel merkeze kadar, A’dan Z’ye yol-
suzluk batağında debeleniyor, her gün biraz da-
ha batıyor.
Saldırgan üslubuyla paçalarından akan pisli-
ğe bakmadan RTE; CHP’ye, “yolsuzluklar nere-
deymiş gel bana cevap ver. Aynaya bak kendi-
ni gör” diyeceğine ve aradığı yolsuzlukları bul-
mak istiyorsa; Şaban Dişli’ye, Dengir Mir Fırat’a
ve de görevinden istifa etmemesini, direnmesi-
ni salık verdiği; herkese ahlak satan, ama Al-
manya’da nitelikli dolandırıcılıktan hakkında da-
va açılan Deniz Feneri şüphelisi RTÜK Başkanı
Zahid Akman’a baksın.
Partideki boy aynasında bu yüzleri görebilir.
ankcum@cumhuriyet.com.tr
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
İki Sihirli Slogan: ‘Değişim’ ve ‘Biz Yapabiliriz!’
Yeğenimle o müthiş seçim ge-
cesi, bütün dünyanõn soluğunu
tutmuş sonuçlarõ beklediği anõ ve
ardõndan gelen büyük sevinç dal-
gasõnõ izliyoruz. Ve Obama yüz-
binleri aşan kalabalõğa sesleni-
yor: “Bunu siz yaptınız!”
En çok ağlayan yaşlõ bir zenci
içimi burkuyor. O, 40 yõl önce öl-
dürülen ünlü insan haklarõ savu-
nucusu Martin Luther King’in
1963 yõlõnda “Bir Hayalim Var”
başlõklõ konuşmasõnõ yaparken
King’in yanõ başõndaymõş.. şimdi
hayalin gerçekleştiği anõ izliyor.
Yeğenim soruyor: “Teyze sen
hiç böyle bir an yaşadın mı?”,
“Böyle toplu bir sevinç?” Onun
sözleri beni geçmişe götürüyor ve
aklõma dağlara taşlara adõ Kara-
oğlan diye yazõlan Ecevit geliyor.
12 Mart sonrasõ, Ecevit bizlere
umut vermişti, 12 Mart’õn ardõn-
dan bu topraklarda işkencenin bi-
teceğine, daha adil bir düzen ku-
rulacağõna ve hayatõn daha güzel
olabileceğine inanmõştõk. Ve ilk
kez sol rüzgârlar esmişti.
Şimdi, ister “Amerikan siste-
minin bir ürünü” deyin.. ister
“Demokratlar da gelse, Cum-
huriyetçiler de gelse Amerikan
dış politikası değişmez” deyin,
Obama dünyanõn tüm ezilenlerine
bir umut aşõladõ, bir şeylerin de-
ğişebileceğini gösterdi ve en
önemlisi, Amerika ilk kez koca-
man dev bir aynada kendini gör-
dü. Aynadaki görüntüler hiç de hoş
değildi ve o zaman ilk kez sorular
başladõ...
Aynaya bakmak her zaman iyi-
dir. Belki de bütün dünya için, en
çok da kendi ülkemiz için aynaya
bakma zamanõ gelmiştir. Çünkü
artõk iç karartan gerçekleri halõnõn
altõna süpürmekle sorunlar çö-
zülmüyor.
Devekuşu gibi kafayõ kuma
gömmek de vaziyeti kurtarmaya
yetmiyor. Çünkü artõk dünya bir
küçük köy gibi.. her şey aynaya
yansõyor.
Örneğin Sarah Ferguson’a kõz-
makla olmuyor. “İngiltere bize
tuzak kurdu” sözü çocuklarõ bi-
le güldürüyor. Siz görüntülere ba-
kõn, görüntüler yalan söylemiyor
ve özür aramayalõm. Şunu yap-
mayalõm, İngiltere’de meslekta-
şõyla görüşen Dõşişleri Bakanõmõz
Babacan, televizyonlarda göste-
rilen belgesellerle ilgili soru yağ-
muruna tutulmuş. Babacan’õn ver-
diği yanõt: “Hükümet konunun
üstüne hemen gitmiştir. Gö-
rüntüler sanıldığı gibi kimse-
sizler yurdunda değil, zihinsel
özürlüler merkezinde çekilmiş-
tir. Görüntülerin insanlık dışı
görüntüler değil, akli dengesi
bozuk çocuklara ait olduğunu
unutmamak lazım.” Olur, bu la-
fõn Türkçesi şu: “Bunlar zaten zi-
hinsel özürlü, ellerine pet şişesi
geçirebiliriz, yataklarına bağ-
layabiliriz, altlarına edebilirler,
pislikleri içinde yaşayabilirler.”
Bu sözler bana Nazi Alman-
ya’sõnda uygulanan soykõrõmõ
anõmsattõ. Hitler için zihinsel
özürlülerin yaşama hakkõ yoktu!
Gerçekten bizim de çok hõzlõ bir
değişime ihtiyacõmõz var.
Neyse.. işler o kadar da karan-
lõk görünmüyor; televizyon onla-
rõ gösterdiğinde hem çok şaşõrdõm
hem de bu ülke çok müthiş bir ül-
ke diye düşündüm. Van’õn Gür-
põnar İlçesi Çavuştepe Köyü sa-
kinleri ABD’nin 44’üncü başka-
nõ seçilen Obama için davul zur-
na eşliğinde tam 44 kurban kesip,
halay çektiler. Ayrõca Obama’nõn
fotoğraflarõ bulunan dev poster-
lerle fotoğraf çektirip posterdeki
Obama’nõn alnõna kurban kanõnõ
özenle sürdüler. Bu arada yavru bir
Van kedisi de Obama ailesine
doğru yola çõktõ. Seçilirse kõzlarõ-
na bir köpek yavrusu alacağõna söz
veren Obama ailesinin bir de
Van kedisi olacak.
Olaya tanõk olan muhabir soru-
yor: “Amca sence bu Obama
kimdir?” Yanõt çok yalõn: “Bir iyi
insandır.”
Kenya’dan Van’a bir iyimserlik
rüzgârõ esiyor, dilerim çok uzun
sürer.
Gerçekten bizim de çok hõzlõ bir
değişime ihtiyacõmõz var dedim de
‘Mustafa’ başlõklõ yazõmdan son-
ra gelen e- postalar aklõma geldi.
Yüreklendirici olanlarõn yanõ sõra
hakarete varan suçlamalarla kar-
şõlaştõm. Alõşkõnõm, aynõ durum
CHP’nin barajõn altõna düştüğü se-
çim öncesi yazdõğõm bir yazõdan
dolayõ da başõma gelmişti. Biraz
çarşõ pazar dolaşmõş, birkaç tak-
siciyle görüşmüş, edindiğim bil-
gilerle CHP’nin barajõn altõnda
kalacağõnõ yazmõştõm. İnanõlmaz
suçlamalarla karşõlaşmõştõm ama..
dediğim çõkmõş, CHP barajõn al-
tõna düşmüştü. Neyse, bir okurum
da õsrarla soruyor “Siz Atatürk-
çü müsünüz? Mustafa Kemalci
mi?” Yanõt vereyim, ben hâlâ
Mustafa Kemalciyim. Ayrõca ‘baş-
altı’nõn ne olduğunu soranlar da
var; efendim başaltõ, siyasi mah-
kûmlara cezaevine hoş geldin da-
yağõnõn çekildiği yerdir.
isilozgenturk gmail.com
C
İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI
adına İLHAN SELÇUK
Genel Yayõn Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ
?Yazõişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray
Öz (Sorumlu) ? Miyase İlknur (Ek Yayõnlar)
? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara
Yayõn Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Em-
re Kongar (Başkan Yardımcısı), Or-
han Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran
Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı,
Mustafa Balbay, Hakan Kara.
İstihbarat: Cengiz Yıldırım Eko-
nomi: Hasan Eriş Dõş Haberler: Öz-
gür Ulusoy Kültür: Egemen Ber-
köz Spor: Arif Kızılyalın Dü-
zeltme: Abdullah Yazıcı Bilgi-
Belge: Edibe Buğra
Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Ahmet Rasim Sok. No:
14 Çankaya 06550 Ankara Tel: 0312 442 30 50 Faks: 0312
442 30 10 İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv.
1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 Adana Tem-
silcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat
1 Tel: 3631211, Faks: 3631215
İdare Müdürü: Hüseyin Gürer Mali İşler: Bü-
lent Yener Satõş: Fazilet Kuza Cumhuriyet Rek-
lam: Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür
Yardõmcõsõ: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 -75
/251 98 81 -82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon:
(0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53
Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansõ Basõn ve Yayõncõlõk A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212)
343 72 64 Yaygõn süreli yayõn Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 9 KASIM 2008 İmsak: 5.09
Güneş: 6.38
Öğle: 11.55
İkindi: 14.34
Akşam: 17.00
Yatsõ: 18.22
Yaftalõ reklamõ kopya çõktõ
AYKUT KÜÇÜKKAYA
Fethullah Gülen’e yakõnlõğõyla
bilinen Zaman gazetesinin “Yaf-
talamadan düşünün” sloganõyla
başlattõğõ reklam kampanyasõ “kop-
ya” çõktõ. Reklam dünyasõnõn hari-
ka çocuğu olarak bilinen Fayda
Ajans’õn sahibi İlyas Başsoy, beş
yõl önce yaptõğõ reklamõn Zaman ga-
zetesinin imzasõyla yayõmlandõğõ-
nõ belirterek “Zaman Gazetesi
Genel Yayın Yönetmeni Ekrem
Dumanlõ’ya nazik bir mektup
yazdım. Bir özür, bir af dileme
metni bekledim. En azından ga-
zetelerinde benim reklamımı
gösterip ‘biz buradan esinlen-
dik(!)’ diyebilirlerdi. Ne dersiniz?
Zaman gazetesine bir yafta ya-
pıştırmalı mıyım?” diye konuştu.
5 yõl önce Başsoy’un reklamõnõ ga-
zetesinde sert bir dille eleştiren Za-
man’õn Yayõn Yönetmeni Du-
manlõ’nõn büyük benzerlikler taşõ-
dõğõ gözle görülen son reklam kam-
panyasõna övgüler düzen bir yazõ
kaleme almasõ ise dikkat çekti.
2003’te Marketing Türkiye Kon-
feranslarõ için, “Türklere yaftalar
yapıştıran Avrupalılara ‘Bize
yaftasõz bakõn’ diyen kampanya”
yaptõğõnõ anõmsatan ünlü Kreatif Di-
rektör Başsoy, beş yõl önceki süre-
ci şöyle anlattõ:
“Bu kampanya birkaç gazete-
de 3 stx12 cm ebatlarında ilanlar
olarak çıktı. Hatta Milliyet’ten
Mehmet Yõlmaz önce bu reklamı
eleştiren bir yazı yazmış, ardın-
dan benim yanıtımı basarak ‘ba-
na hak verdiğini’ belirtmişti. O kü-
çük reklam o kadar ilgi görmüş-
tü ki; dönemin Turizm Bakanı
Erkan Mumcu ilgili panelde ko-
nuşurken ‘Bu reklamõ her kim
yapmõşsa alnõndan öpeyim’ de-
mişti. Hakkında sanırım 30’dan
fazla köşe yazısı çıkmıştı. Bir ta-
nesi de Zaman Gazetesi Genel
Yayın Müdürü Ekrem Duman-
lı’ya aitti. Dumanlı, ‘Yaftalõ rek-
lama tepki göstermek doğrudur’ di-
yordu. Aynen bu sözcüklerle.”
Başsoy, “Aradan 5 yıl geçti ve
sizin reklamınız Zaman gazete-
nizin imzasıyla yayımlanmaya
başladı. İlk kim söyledi ve tepki-
niz ne oldu” sorumuza ise şu yanõtõ
verdi:
“O sırada yurtdışında oldu-
ğum için haberi, farklı çevreler-
deki yakınlarımdan aldım. Son-
radan dost olduğumuz Erkan
Mumcu bile telefon edip haber
verdi. Bunun üzerine Ekrem Du-
manlı’ya nazik bir mektup yaz-
dım. Vaktiyle hakkında yazı yaz-
dığı bir ilanı kendi gazetesinin
milyonlarca dolarlık reklam kam-
panyasında ‘habersiz’ kullanma-
sı mümkün değildi. Topu reklam
ajansına atamazdı. Onay veren
kendisiydi. Bir özür, bir af dile-
me metni bekledim.”
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Tür-
kiye’deki yasal dinle-
me-izleme-teknik ta-
kip konusunda istihba-
rat birimlerine bir çeşit
“teknik altyapı” su-
nan Telekomünikasyon
İletişim Daire Başkanõ
(TİB) Fethi Şimşek,
kendileri dõşõnda yasa-
dõşõ dinleme yapõlabil-
diğini, ayrõca teknik ta-
kip ortam dinlemesi,
e-mailleri izleyerek,
“internet dinlemesi”
yapõlabildiğini açõkladõ.
CHP Genel Sekrete-
ri Önder Sav’õn tele-
fonlarõnõn dinlendiği
iddiasõyla kurulan Mec-
lis Araştõrma Komis-
yonu’na bilgi veren
Şimşek, “dinleme ve
izleme”nin “incelikle-
ri”ni anlatõrken, ken-
dilerinin bazõ haksõz ve
usulsüz dinlemelere
karşõ bir çeşit denetim
mekanizmasõ da oluş-
turduğunu savundu.
Hâkim kararõyla din-
leme konusunda “yan-
lış” olduğunu düşün-
dükleri kararlara itiraz
ettiklerini belirten Şim-
şek, “Göreve başladı-
ğımızdan bu yana hâ-
kim kararıyla yaptı-
ğımız itiraz 4 bin ci-
varında. Bir üst mah-
kemeye diyoruz ki bu
karar yanlış, bunu
düzeltiniz...” dedi.
Reklam dünyasõnõn harika çocuğu olarak bilinen Fayda Ajans’õn sahibi İlyas Başsoy,
beş yõl önce yaptõğõ reklamõn Zaman gazetesinin imzasõyla yayõmlandõğõnõ belirtti
BEŞ YIL ÖNCE BEŞ YIL SONRA
Zaman Gazetesi Genel Yayõn Yönetmeni Dumanlõ’nõn, Başsoy’un rek-
lamõyla ilgili 15 Aralõk 2003 tarihli yazõsõnõn bir bölümü şöyle:
“Geçen hafta ilginç bir reklam yayõmlandõ gazetelerde. Gülümseyen do-
kuz gencin alnõnda azgelişmiş, terörist, gerici, cahil, fõrsatçõ, barbar, iş-
kenceci, üçkâğõtçõ, vasõfsõz yazõlmõştõ. Türkiye’nin imajõ üzerine düzenle-
nen konferans içindi bu duyuru. ... Bu ‘pompalanmõş bir Türkiye imajõ’ idi
ve bunu Türkiye hakkõnda olumlu düşünmeyen
çevreler körüklüyordu... Çok hõrçõn, incitici, tah-
rik edici bir duyuru çünkü. Sosyal barõşõ tehdit
etmesi bir yana, baskõcõ rejimlerin bile cüret ede-
mediği küstah bir üslup kullanõyordu ilan.”
Dumanlõ’nõn 5 yõl sonra 3 Kasõm 2008’de ga-
zetesinin reklam kampanyasõyla ilgili kaleme al-
dõğõ yazõsõnõn bir bölümü de aynen şöyle:
“Neydi reklamõmõzõn ana mesajõ: Yaftalamadan
bir daha düşünün! Harika bir slogan, yerinde
bir gönderme, haklõ bir vurgu. ... Reklamõn ya-
yõmlandõğõ ilk günü Hürriyet’e göz ucuyla
şöyle bir baktõm mesela. Manşetlerinde Za-
man’a, Yenişafak’a ve Sabah’a hükümet yan-
lõsõ diyordu. Hangi münasebetle bu sõfat bilmem kaç yüzüncü kere kulla-
nõlõyor diye haberi okudum. Meğer ‘hükümet yanlõsõ’ ilan edilen bu ga-
zetelerle ilgili Başbakanlõk ‘yalanlama’ yapmõş. E hani hükümete yakõn-
lõğõ ile biliniyordu? ... Olacak ya; aynõ günün Hürriyet’inde yaşõnõ başõ-
nõ almõş, artõk saygõnlõğõ elden bõrakmamasõ gereken Yalçõn Bayer ‘cemaatçi
medya’ diyordu. Şimdi ne demek lazõm bu tepeden bakan ve yaftalama hak-
kõna sahip olduğunu düşünen mütekebbir yaklaşõma?”
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Eski Fazilet Partisi Milletvekili
Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Hü-
seyin Üzmez ve Zahid Akman’la il-
gili tutumlarõ nedeniyle İslami kesi-
me ve AKP’ye sert eleştirilerde bu-
lundu. Bekaroğlu, “Asıl tartışılma-
sı gereken, İslami kesimin bu pis-
likleri nasıl barındırdığı ve buraya
kadar nasıl taşıdığıdır. Üzmez ola-
yının üzerinden ancak o kadar za-
man geçtikten sonra Yeni Şafak
‘Utan be adam’ başlığını atabildi.
Bu, namusu kurtarmaya yeter mi,
bilemiyorum. Başbakan da bu olan-
lardan habersizmiş gibi davranıyor,
Akman’a dokunmuyor” dedi.
ANKA’ya değerlendirmelerde bu-
lunan Bekaroğlu, “Bir taraftan ço-
cuk istismarının yapıldığı bir ah-
laksızlık, diğer taraftan hayır ku-
rumları kurarak vatandaşın duy-
gularını istismar etmek. Şu Zahid
Akman’a bakın, ismini bile şeyhi-
nin ismi ile değiştirmiş. Yani istis-
mara isminden başlamış. Adamlar
doymuyor; tarikat onların, şirket-
ler, holdingler, hisseler onların.
Yetmiyor, adam aynı zamanda ga-
zeteci, televizyoncu, bu da yetme-
miş, RTÜK Başkanı olmuş. Şu işe
bakın.. tarikat liderleri şirket kur-
dular, neredeyse holding oldular”
diye konuştu.
Öğrenciye namaz servisi sürüyor
YUSUF BAŞTUĞ
ADANA - ÇEAŞ Anadolu Lisesi’nde
geçen eğitim öğretim yõlõnda büyük tar-
tõşmalara neden olan öğrencilerin servisle
cuma namazõna götürülmesi, bu yõl da de-
vam ettiriliyor. Öğrencilerin cuma na-
mazõna okul müdür yardõmcõsõ Abdur-
rahman Yılmaz’la birlikte gitmesi dik-
kat çekerken, namaza götürülen öğren-
cilerin fotoğraflarõnõn çekilmesi de gü-
venlik görevlisince engellenmek istendi.
Müdür Yardõmcõsõ Abdurrahman Yõl-
maz ve bazõ öğretmenlerle birlikte mes-
cide götürülen öğrenciler, muhabirimi-
ze ağza alõnmayacak küfürler etti.
DSİ’nin güvenlik görevlisi de fotoğraf çe-
kilmesini engellemek isterken, öğrenci-
lerin ellerini kollarõnõ sallayarak girdiği
kurum içindeki mescide muhabirimizin
girmesine izin verilmedi.
Öğretmenleriyle birlikte namaz kõlan
öğrenciler yine aynõ servisle okula geri
getirildi.
T İ B B A Ş K A N I Ş İ M Ş E K :
İnternet izleniyor
Eski milletvekili Bekaroğlu’ndan Üzmez ve Akman eleştirisi:
‘Tartışılması gereken, İslami
kesimin bunları nasıl taşıdığı’
MOR ÇATI ÜYELERİNDEN ÜZMEZ TEPKİSİ
Mor Çatõ üyeleri dün Tak-
sim’deki Makine Mühendisleri
Odasõ’nda bir araya gelerek
“Aile içinde çocuklara yönelik
cinsel istismar” konulu bir basõn
toplantõsõ düzenledi. Toplantõda
konuşan Mor Çatõ sözcüsü İlke
Gökdemir, Vakit Gazetesi yaza-
rõ Hüseyin Üzmez’in serbest bõ-
rakõlmasõnõ eleştirirken Adli Tõp
Uzmanõ Prof. Dr. Şebnem Korur
Fincancõ ise Üzmez’in tahliyesini
sağlayan 6. Adli Tõp İhtisas Ku-
rulu’nda çocuk psikiyatrõ olma-
masõ nedeniyle tüm sivil toplum
kuruluşlarõnõn bu kuruma dava
açmasõ gerektiğini söyledi. (Fo-
toğraf: NİHAN İNAL)
Çalıntı kamyonette 36 kaçak
KARACABEY (AA) - Bursa’nõn Karacabey
ilçesinde, çalõntõ olduğu belirlenen kamyonetin
kasasõnda, Türkiye’ye yasadõşõ yollarla girdikleri
belirlenen 36 kişi yakalandõ. Bursa-İzmir
karayolunun 60. kilometresinde denetim yapan
Karacabey Emniyet Müdürlüğü trafik ekibi, Yõldõrõm
Ş. (35) idaresindeki kamyoneti durdurdu. Çalõntõ
kamyonetin kasasõnda, İzmir’e gitmek üzere
İstanbul’dan bindikleri öğrenilen Filistin ve
Afganistan uyruklu 36 kaçağõ yakaladõ.
Genelkurmay Başkanlõğõ, yurtiçinde ve sõnõrlarda
gerçekleştirilen operasyonlarda 243 kaçak
yakalandõğõnõ açõkladõ.