03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMY B C M Y B SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 2008 PERŞEMBE 6 HABERLER PERŞEMBE ORHAN BURSALI CHP, Çarşaf, Ve.. Baykal’ın “çarşaflı” veya başı örtülü, tür- banlı kadınları gösteri halinde partiye üye kay- detmesine eleştiriler berdevam! Şüphesiz tar- tışılacak konu. Bunca kamplaşan Türkiye’de, ba- zı kesimlerin böyle bir gelişmeye itirazlarını sürdürmesini anlıyorum. En önemli itiraz da şüp- hesiz, türban simgesinin, AKP’nin kadınları toplumsal olarak türbanlama politikalarının bir parçası olması... Ancak itirazlar aşılır, türbanın bir alet olmasından çıkmasına da hizmet ede- bilir, CHP’nin yaklaşımı... Baykal’ın başı örtülü veya türbanlı kadınlara bu açılımı politik olarak doğrudur. Dinlerin ta- mamen erkeklerce yorumlandığı ve kadınlara da- yatıldığı, dinci erkek çıkarları ve egemenliğinin korunduğu (Bkn: Türban: Kadın Sorunu mu, Er- kek Sorunu mu, Cumhuriyet Kitapları) bir toplumsal alanda, kadınların üzerindeki baskı katmerlidir. Kadınlar toplumun iki kat ezileni, sömürü- lenidir. En çok isyan etme hakkına sahip olan, en çok isyan etmesi gereken toplum ke- simidir! Bu nedenle, kadınların (türbanlı türbansız!) si- yasi olarak en çok aktif olması gereken örgüt, sol ve sola yakın olandır. Sol, özgürlükçü olması gereken yapısı gere- ği, kadınlara birey-yurttaş olmanın yolunu açar, yani açması gerekir! Kadınların hepsinin potansiyel olarak solcu ol- duğunu kabul ederim! Sorun, farkındalık oluş- mamasında, kadınların kendileri için sınıf oldukları bilincinin, emekleme aşamasında olmalarında! Tutucu, tutuculuğu kadim gelenek ve dog- malarla katmerleştiren AKP ve benzeri partilerde kadınların ne işi var? Olaya bu açıdan bakıldığında, türban, çarşaf gibi sorunların nihai çözümünün adresi de sol örgütlenmelerdir! CHP’nin buna sahip çıkması da çok doğaldır! Fakat, sanırım Baykal’ın bu açılımına ana iti- raz, Baykal’ın oy tıkanmasındaki çözümü, sağ- cı siyasetçileri vitrine koyan anlayışlara sarıl- masınadır! Baykal, şüphesiz ki “soluna” da bakıyor! DSP ile ittifak, Karayalçın’la anlaşma vb. Fakat esas çizdiği manzara, merkez parti ko- numu: “Sağa da açığım, sola da!” “Türbanlı kadın üyeler” konusunu ayırarak, eleştirilecek olan bu tutumu öne çıkarmak ge- rekir! Bazılarımız “yanlış denizlerde” kulaç atı- yor! Çok bilinen bir politik kuralı anımsayalım: Bir sol parti “sağa açılarak” oy toplayamaz! (CHP vitrinine konan pek çok sağcı politikacı, güçlü oldukları yerel illerden seçilemedi!) CHP gibi, gücünü geçmişinden alan bir par- ti hem sağ hem sol diyerek de, bugünkü Türkiye koşullarında yüzde 20’leri aşan düzene muha- lif oyları toplayamaz... Ama bunun tersi biraz doğrudur: Bir sağ parti, merkez ve solun kıyı- sında duran oylardan pay alabilir (Özal vb.)... CHP liderliğinin yapması gereken, sağcı po- litikaların Türkiye’yi çıkmazlar içine (dinin alet edil- mesi, ekonomik çökmeler, geri kalmışlıklar, yoksulluk, vurgun, hırsızlık, eşitsizlik, eğitimde ge- rilik vb.) soktuğunu göstermek ve sol, özgür- lükçü, şeffaf, katılımcı, daha eşitlikçi ve de- mokrasiyi özüyle benimseyen politikaların Tür- kiye’yi bu badireden kurtarabileceğini ortaya koymaktır! Ve ciddi ve gerçekçi çözümler üretebilmek- tir. (CHP’nin her telden çalan ve herkesi avla- maya yönelik seçim programının içi boştur!) CHP, bugün iktidar olsa, neyi ve kimlerle ya- pabileceği konusunda, bir kapasiteye sahip de- ğildir; sanırım AKP kadar bile bir “ekonomik ba- şarı” sağlayamaz! İktidarı bırakır gider, demek istemiyorum!? Seçmen kalıp, katı değil. 20 yıllık geçmişe ba- karsanız, kimleri iktidara getirdiğini, kimleri ko- valadığını ve çökerttiğini çok iyi görürsünüz! Yeter ki, gerçek iyinin, gerçek güzelin, gerçek umudun ve gerçek başarının kokusunu alsın! —————————————— Okur Notu: Abdullah Ergüden: “CHP, Çarşaf, Kürtler” köşe yazınızda doğrusunu yazdınız. CHP’yi eleştiren “solculara” anımsatırım: Lenin’e “Bir papaz partinize üye olabilir mi” diye sorar- lar. Yanıtı: “Partimizin programına sadık kaldık- ça tabii olur. Kilisede dini görevini de yapabilir. Kilise dışında da parti programına aykırı davra- namaz.” DenizFenerigerekçelikararõnda,sahteciliktençiftemuhasebeleştirmeyekadar7ayrõsuçlamayeraldõ MASAK’tanzorakiincelemeCHP Grup Başkanvekili Kemal Kõlõçdaroğlu, Türkiye’deki savcõlarõn Almanya’ya gönderilmesi gerektiğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ankara Cumhuriyet Başsav- cõlõğõ’nõn talimatõ üzerine Mali Suç- larõ Araştõrma Kurulu Başkanlõğõ (MASAK), Almanya’daki Deniz Feneri vurgununda “asıl fail” ola- rak gösterilen RTÜK Başkanõ Za- hid Akman’õn da aralarõnda bu- lunduğu 6 kişinin servetini incele- meye aldõ. CHP Grup Başkanveki- li Kemal Kılıçdaroğlu, Türki- ye’deki savcõlarõn Almanya’ya gön- derilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Türkiye’de delillerin büyük öl- çüde karartıldığı kanısındayım” dedi. Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, Alman mahkemesinin Deniz Fene- ri yolsuzluğunun “asıl faillerinin” Türkiye’de olduğu yönündeki gö- rüşü üzerine 6 Ekim’de Adalet Ba- kanlõğõ kanalõyla Almanya’dan dos- yayõ istemişti. Aradan geçen 1.5 ay- lõk süre boyunca dosya gelmedi. Bu süre boyunca da başsavcõlõk dosyayõ bekleme kararõ alõrken somut adõm atmadõ. Alman mahkemesinin gerekçeli kararõnõ tamamlamasõnõn ardõndan vurgunun Türkiye ayağõnõ yürüten savcõ Nadi Türkaslan, MASAK’a yazõ yazarak, soruşturmada adlarõ geçen RTÜK Başkanõ Zahid Ak- man, Kanal 7 Yönetim Kurulu Baş- kanõ Zekeriya Karaman, kanalõn yönetim kurulu üyeleri İsmail Ka- rahan, Mustafa Çelik ve şirket or- tağõ Harun Kapuyoldaş ile Al- manya’daki Deniz Feneri Derneği yöneticisi Mehmet Gürhan’õn ki- şisel mal varlõklarõ ile bu kişilerin varsa ortağõ olduklarõ şirketlerin mal varlõklarõnõn incelenmesini is- tedi. Başsavcõlõğõn talimatõ ile ha- rekete geçen MASAK, bu kişilerin, kişisel mal varlõklarõ ile ortağõ ol- duğu şirketlerin mal varlõklarõnõ in- celemeye aldõ. İnceleme kapsa- mõnda, yasal olmayan yollardan para girişi olup olmadõğõ ile kara pa- ra aklanõp aklanmadõğõ araştõrõlacak. MASAK, elde ettiği bulgularõ baş- savcõlõğa sunacak. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kõlõçdaroğlu, Türkiye’de soruştur- mayõ yürüten savcõlarõn Alman- ya’ya gönderilmesi gerektiğine işa- ret ederek, “Oradaki savcılarla bir araya gelmeliler. Yüz yüze bil- gi paylaşımı mutlaka yapılmalıdır. Bu yapılmadığı takdirde olayın vahameti yeterli ölçüde Türk yar- gısına intikal etmeyecektir” dedi. CHP’li Kõlõçdaroğlu, Sermaye Pi- yasasõ Kurulu Başkanõ Turan Erol tarafõndan “hasıraltı edilen” dos- yanõn da yargõya taşõnmasõ zorun- luluğu bulunduğunu kaydederek şunlarõ söyledi: “Çünkü o dosyada Kanal 7’nin gerçek yüzü gösteriliyor. Alman- ya’daki, Bahreyn’deki banka he- sapları var o raporda. Savcılığa Zekeriya Karaman, İsmail Ka- rahan ve Mustafa Çelik hakkın- da suç duyurusunda bulunulma- sı isteniyor. Bu kişiler Deniz Fe- neri davasının Türkiye’deki asıl failleri olarak tanımlanmıştı. Sav- cıları Almanya’ya göndermeyen Adalet Bakanı, görevini iyi yap- mamış olur. RTÜK Başkanı Za- hid Akman hakkında defalarca görevinden ayrılması gerektiği söylendi. Bunu toplumun tüm duyarlı kesimleri dile getirdi, yal- nızca siyasetçiler değil. TBMM Başkanı da söyledi. Parlamento- nun seçtiği bir kişi hakkında TBMM Başkanı görevden ayrıl- masını istiyor. Ama o kişi göre- vinde kalmayı sürdürüyor. Bu doğru değil. Endişem şu; Türki- ye’deki Deniz Feneri davasının sağlıklı bir yargılama süreci ol- mayacaktır. Çünkü delillerin bü- yük ölçüde karartıldığı kanısın- dayım.” DenizFenerifaaliyetlerinisürdürüyor MAHMUT LICALI ANKARA - Frankfurt Mahkemesi’nin gerekçeli kararõnda Almanya’da yapõlan yolsuzluklarõn Türkiye ile bağlantõlõ olduğu belirtilmesine karşõn Deniz Feneri Derneği, yurttaşlardan her ortamda para toplamayõ sürdürüyor. “Kurban 2008” diye bir kampanya başlatan derneğin faaliyetlerine yürütülen soruşturma ve iddialara karşõn hiçbir kõsõtlama getirilmedi. Kurban Bayramõ’nõ fõrsat bilen dernek, yurttaşlarõn manevi duygularõndan faydalanarak bağõş adõ altõnda para toplama faaliyetlerini arttõrmak için pek çok yolu denemeye başladõ. Gazete ilanlarõ, televizyon reklamlarõnõn yanõ sõra kentlerin işlek noktalarõna açõlan prefabrik “Tanıtım ve Bağış Bürosu”nda faaliyetleri hakkõnda bilgi veren dernek, yurttaşlardan kurban bağõş bedeli altõnda 220 YTL para topluyor. Dernek bu amaçla Batõkent’in en büyük alõşveriş merkezlerinden biri olan GİMSA’nõn önüne prefabrik büro kurdu. Büronun dõş cephesinde derneğin Ankara şubesinin ve çağrõ merkezinin telefonlarõnõn yanõ sõra, derneğin logosu ve bağõş yapmaya çağõran afişler yer alõyor. Dernek, semtlerin yanõ sõra Kõzõlay Metro İstasyonu’na kurduğu standla da yurttaşlardan bağõş topluyor. Deniz Feneri Derneği, tüm yurtta sürdürdüğü faaliyetleri kapsamõnda kurban bağõşõnõn yanõ sõra bayramlõk bedeli olarak 50 YTL, bayram harçlõğõ bedeli olarak 50 YTL, çocuk kolisi bedeli olarak 10 YTL tutarõnda paralar toplamayõ sürdürüyor. Deniz Feneri Derneği bağõş topalamak için arama motoru olan google ile sponsorluk anlaşmasõ da yaptõ. Google, anlaşma gereği derneğin duyurularõna kendisiyle reklam anlaşmasõ yapan pek çok internet sitesinde de yer veriyor. YOLSUZLUK AZALMADI ARTTI Seçime yatırım 2.6 milyar YTL Sosyal Yardõmlaşma ve Dayanõşma Fonu’nun son 6 yõllõk verileri, hükümetin her yõl yaklaşõk 7.5 milyon kişiye giyecek, yiyecek ve yakacak dağõttõğõnõ ortaya koydu. EMİNE KAPLAN ANKARA - AKP hü- kümeti, yerel seçimler- de oyunu arttõrabilmek için başvurduğu kömür ve gõda yardõmõna hõz verirken Sosyal Yar- dõmlaşma ve Dayanõş- ma Fonu’nun son 6 yõl- lõk verileri, hükümetin her yõl yaklaşõk 7.5 mil- yon kişiye giyecek, yi- yecek ve yakacak başta olmak üzere 2.6 milyar YTL yardõmda bulun- duğunu ortaya koydu. Başbakan Tayyip Er- doğan’õn “yoksullukla mücadele için yola çık- tık” söylemine karşõn yardõm alan kişi sayõsõ- nõn her gün artmasõ, yoksulluğun azalmadõ- ğõnõ gözler önüne serdi. Özellikle yakacak yar- dõmõ yapõlan kişi sayõ- sõnõn 2003 yõlõnda 434 bin iken 2008 yõlõna ge- lindiğinde 1 milyonu aşmasõ dikkat çekti. Soru önergesine yanıt Başbakan Yardõmcõsõ Hayati Yazıcı’nõn, MHP’li Emin Haluk Ayhan’õn Sosyal Yar- dõmlaşma ve Dayanõş- ma Fonu’ndan 2002- 2008 yõllarõ arasõnda kaç kişiye hangi mik- tarlarda yardõm yapõl- dõğõna ilişkin soru öner- gesine verdiği yanõt, AKP hükümetinin seçi- me dönük yardõm poli- tikasõnõ gözler önüne serdi. 15 kalem yardım Fondan, 2003-2008 yõllarõ arasõnda her yõl yaklaşõk 7.5 milyon ki- şi olmak üzere 2.6 mil- yar YTL’lik yiyecek, giyecek, yakacak, ba- rõnma, afet, eğitim, sağ- lõk ve geçim yardõmõ olmak üzere 15 kalem- de yardõm yapõldõ. Fondan yapõlan yar- dõmõn 369 milyon YTL’sini yiyecek, 216 milyon YTL’sini giye- cek ve 253 milyon YTL’sini de yakacak yardõmlarõ oluşturdu. Yardõm kalemlerinde yardõm yapõlan kişi sa- yõsõnõn yõllara göre iniş- li çõkõşlõ bir grafik iz- lerken yakacak yardõm- larõnda her yõl kişi sa- yõsõnõn artmasõ dikkat çekti. 2003 yõlõnda 474 bin 846 kişiye 17 milyon 69 bin YTL’lik yakacak yardõmõ yapõlõrken bu izleyen yõllarda 1 mil- yonu aştõ. 2004 yõlõnda 773 bin kişiye 16 mil- yon 430 YTL’lik ya- kacak yardõmõ yapõlõr- ken 2005 yõlõnda 1 mil- yon 3 bin 198 kişiye 38 milyon 682 bin YTL; 2006 yõlõnda 1 milyon 98 bin 480 kişiye 89 milyon 581 bin YTL; 2007 yõlõnda 1 milyon 87 bin 292 kişiye 76 milyon 772 bin YTL; 2008 yõlõnõn ilk 5 ayõn- da 272 bin 943 kişiye 14 milyon 533 bin YTL’lik yakacak yardõmõ yapõl- dõ. Varoşların gündemi kömür Seçim öncesi kömür yardımı alan varoşlardaki yurttaşlar paranın AKP’den çıktığını düşünüyor. FIRAT KOZOK ANKARA - Başbakanlõk’õn yaklaşan yerel seçimler öncesi her hafta sonu yüzlerce ton be- dava kömür dağõttõğõ varoşlardaki yurttaşlar, kömürlerin parasõnõn AKP’den çõktõğõnõ düşünüyor. AKP’ye oy verdiğini açõk açõk beyan eden yurttaşlar bedava kömürleri kapõlarõnõn önünde is- tiflerken başka partilere oy veren bazõ ailelere “bedava kömür pi- yangosu” çõkmamasõ dikkat çe- kiyor. Ankara Valiliği aracõlõğõyla hafta sonu TIR’larla 400 ton kömürün dağõtõldõğõ Dikmen’de bulunan gecekondular, Türkiye fotoğrafõnõ da yansõtõyor. Yõl- lardõr bölgede yaşayan Ahmet Yalçın, “Bedava kömür size de geldi mi” sorusuna sinirleniyor. Yalçõn, “İstemem onların kö- mürünü de yardımını da. Be- nim durumum yerinde” di- yor. AKP iktidarõnõn oy avcõlõğõ için kömür dağõttõğõnõ düşünüyor. Hatice Başaran, bedava kö- mür için başvuru yaptõklarõnõ ancak eşinin sigortalõ olmasõ ne- deniyle kömür alamadõklarõn- dan yakõnõyor. Başaran, “Muh- tara da başvurduk. Ama bizim oy vermediğimizi biliyorlar. Bundan sonra da AKP’ye oy vermeyeceğiz” diyor. Fatma Çelik de konu bazõ yurttaşlarõn neden bedava kömür alamadõğõ noktasõna gelince isyan ediyor: “Ben belediyeye başvuru yaptım ama vermediler. Eşim şoför, nakliyeci. Aylık gelirimiz 750 YTL. Bunu da bildirdim, oğlum asker dedim. AKP’ye oy verdim ama bir daha verme- yeceğim.” Kömürü kapõsõna getirilen yurttaşlar da bu kömürlerin AKP tarafõndan dağõtõldõğõnõ düşünü- yor. Bunlardan ilk örnek Seba- hat Taşçı, “Biz elimizi vicda- nımıza koyarsak AKP’ye oy vereceğiz. Çünkü başka getiren yok” diyor. “O kömürlerin pa- rası AKP’nin değil, devletin kasasından çıkıyor” dememiz üzerine de “Biz Tayyip dağıtı- yor diye biliyoruz, öyle görü- yoruz. Allah ondan razı ol- sun” yanõtõnõ veriyor. Seytan Yağcı da hem bedava kömür uygulamasõndan yarar- landõğõnõ hem de belediyenin yardõm kolilerinden aldõğõnõ söy- lüyor. (Fotoğraf:NECATİSAVAŞ) YÜKSEKMAHKEME Kadın işçi lehine karar ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Anaya- sa Mahkemesi, kadõn iş- çinin evlendiği tarihten itibaren 1 yõl içerisinde hizmet akdini sona er- dirmesi durumunda kõ- dem tazminatõna hak ka- zanmasõnõn, kadõnõn top- lum ve aile yaşamõnda üstlendiği sorumluluk, görev ve paylaşõm gibi toplumsal gerçekler ne- deniyle anayasanõn eşitlik ilkesine aykõrõlõk oluş- turmadõğõnõ bildirdi. İzmir’de evlenme ne- deniyle iş akdini feshe- derek işten ayrõlan bir kadõn işçi, kõdem tazmi- natõ istemiyle İzmir 6. İş Mahkemesi’ne dava aç- mõştõ. Mahkeme de söz ko- nusu kuralõn kadõn ve er- kek işçiler arasõnda ayrõ- ma neden olduğu savõ ve anayasaya aykõrõ olduğu kanõsõyla, iptali için Ana- yasa Mahkemesi’ne baş- vurmuştu. Başvuruyu esastan in- celeyerek karara bağlayan Yüksek Mahkeme, itiraz konusu kuralda, kadõn iş- çinin evlendiği tarihten itibaren bir yõl içerisinde kendi isteği ile hizmet akdini sona erdirmesi ha- linde kõdem tazminatõna hak kazanacağõnõn ön- görüldüğünü belirtti. Sosyalist Parti programõnõ açõkladõ Türk siyasi tarihinde 61. siyasi parti olarak yerini alan İşçi- lerin Sosyalist Partisi (Sosya- list Parti) Genel Başkanı Se- vim Belli’lirle parti programı olarak “sosyalistleri bir araya toplayıp emperyalizme karşı mücadele etmek” olarak be- lirdiklerini açıkladı. Sevim Belli, programları arasında kadına karşı her türlü baskı, şiddet ve ayrımcılığa karşı mücadelenin de yer aldığını söyledi. Belli, partisinin Tak- sim’deki İstanbul İl Başkan- lığı’nda düzenlediği basın top- lantısında partinin kuruluş aşamasının dünyanın birçok ülkesinde egemen olan kapi- talist sistemin çöktüğü bir dö- neme denk geldiğini belirtti. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle