03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 27 KASIM 2008 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Oktay Ekinci’nin Dramı [email protected] Oktay Ekinci’yi, zarif eşi Zehra ile birlikte tanıdığımda, Muğla’daki gü- zel evlerinde gördüğümde, o mimar- dı, ben de Cumhuriyet’te yazar. Ara- dan geçen zaman içinde O. Ekinci, Mimarlar Odası başkanlığından da ge- çerek, yine mimar kaldı, ama artık ay- nı zamanda Cumhuriyet’te yazar oldu. Onu okurken çoğu zaman üzülü- rüm. Bıkmadan usanmadan insanla- ra önemini kavramadıkları yaşamsal sorunlarını anlatmaya çalışır durur. Bu yanıyla mitoloji kahramanı Dana- id’lere benzetirim onu. Hani şu Argos kralı Dananos’un evlendikleri ilk ge- ce babalarının emri ile kocalarını kat- leden kırk dokuz kızı var ya onlar gi- bi. Bu kızlar tanrılar tarafından lanet- lenirler ve ölüp cehenneme gittikle- rinde de, dibi boş bir kovayı suyla dol- durmaya mahkûm edilirler. Bu son- suz nafile uğraşa Danaid çabası de- nir Frenk dilinde. O. Ekinci ile aynı işleve talip olmuş kişilerin hepsinin ortak kaderi budur. Bıkmadan usanmadan, üstelik çoğu zaman uygulamada uyarılarınızın ne sonuç verdiğini de görerek, hep dip- siz kaba su doldurmaya çalışmak bü- yük bir dram hatta onun da üstünde, trajediden de öte bir şeydir. Oktay Ekinci dünkü “ÇED KÖŞE- Si”nde “Çarşaf ve 2 B” konusunu ele almış. “Baykal’ın çarşafa ‘parti roze- ti’ takmasıyla, AKP’nin ‘yeni 2B’ ra- porunun medyada aynı zamanda yer aldığı” diye başladığı yazısını sürdü- rürken, her ikisinin de önündeki ana- yasa engeline de değiniyor. Doğrusu çok iyi bir eşleştirme yap- mış Ekinci; benzerlikler, yalnız eşza- manla ve anayasa engeliyle sınırlı kal- mıyor. Aslında gündeme eşzamanlı düşen bu iki olay, iki partinin sistemin özünde artık birleştikleri veya şimdi kesiştikleri noktayı, dolayısıyla Cum- huriyetin karşı karşıya olduğu tehlikeyi de gösteriyor. Bir tarım toplumu üzerine inşa edi- len Cumhuriyet ilk yirmi yıllık çaba- larıyla, onu bir sanayi toplumuna dönüştüremedi. O günün koşullarıy- la bu mümkün müydü, onu da bilmi- yorum. Köy Enstitüleri ile başlayan Ay- dınlanmayı köye taşıma girişimleri de, o kısa deneyin sona ermesiyle su- ya düştü. Çok partili rejime geçilmesi ve ta- rım toplumunun kendisini dönüştür- mek isteyene tepkisi olarak DP’nin ik- tidara gelmesi de, ne çok partili reji- mi demokrasiye dönüştürebildi ne de tarım toplumu temelinden kurtula- mayan, ürettiğinden çok üreyen in- sanların diyarı Türkiye’yi üretimin te- mel oluşturduğu bir ekonomiye ka- vuşturabildi. Türkiye’nin sandık başına gitmekten öteye geçip birey olama- yan seçmenlerine, kıt olanaklarıyla dü- zenin sunacağı talan ve avantadan başka bir şey kalmamış olduğundan, siyasetin sacayağı tarikat-siyaset- ticaret veya din-talan-avanta üzerine oturtuldu. Arada, ülkenin doğal ve fiziki zen- ginliklerini tüketen bu çarpık düzenin önünü kesmek için anayasal yaptı- rımlar getirilmeye kalkışıldı, ormanların talanının anayasal önlemlerle önlen- meye çalışılması gibi... Ama bu gibi önlemler, sürü halin- deki gergedanlar misali, talana doğ- ru dörtnala giden bir güruhun ayak- ları altında ezildi. Üretime dayanmayan talan ve avanta ekonomisinin etiği de, sö- ğüşçülük, kandırmaca, türedilik, ırza tasaddi, dızdızcılık, ihaleye fesat ka- rıştırma, yakınını kayırma, rüşvet, ia- ne ile susturma gibi taşlarla bezenmiş temel üzerine oturmaktaydı. O etikte, emeğe, kadın erkek eşit- liğine, özgürlüğe, laikliğe, sosyal da- yanışmaya, yükselmeye yer yoktu. Doğaldı, her düzen gibi, avanta ve talan düzeni de kendi etiğini getirmişti. Her etik de kendi estetiğini oluştu- rurdu. Bu düzen ve etiği de kendi es- tetiklerini oluşturup özgürlük olarak herkese sundular. AKP talan ve avanta ekonomisine karşı değil, tam tersine onun akıntı- sıyla sürüklenen toplumla birlikte ön- de yürüyor. CHP bir dönem bu talan ve avan- ta ekonomisine karşı durdu. Herhal- de şimdi kendi tavrını yanlış bulmuş olmalı ki, artık o da AKP’nin savun- duğu düzeni etiği ve estetiği ile birlikte benimsemiş görünüyor. İşte, AKP ile CHP’yi, “çarşaf” ve “2B” bağlamında Oktay Ekinci’nin ya- zısında bir araya getiren olgu da bu- dur. Baykal, kendisine ‘dik dur’ diyen Erdoğan’a niyetini sorgulamadan teşekkür ettiğini söyledi ‘Telkin şaşõrtõcõ değil’ ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP’nin Ankara belediye başkan adaylõğõna hazõrlanan Mu- rat Karayalçın, dün CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal’õ ziyaret etti. Baykal, görüşmeden sonra “Karayalçın’ı en kısa zamanda CHP’nin Ankara Büyükşehir Be- lediye Başkan Adayı ola- rak sunmayı ümit ettik- lerini” söyledi. Karayal- çõn da adaylõk sürecini kendi açõsõndan resmen başlattõğõnõ bildirdi. Ka- rayalçõn, “Bu süreçte en ufak bir tereddüde yer bırakmadan her türlü kararlılığı sergileyerek, başarıya ulaşmak için tüm görevlerin gereğini yerine getireceğimi ifade etmek isterim” dedi. Baykal, gazetecilerin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn kendisine “Dik dur” önerisiyle il- gili sorularõna şu yanõtõ verdi: “Ben böyle bir tav- siyenin arkasında ne ya- tıyor sorusunu hiçbir şe- kilde sormuyorum. Böy- le bir tavsiyeyi memnu- niyetle karşılıyorum. Böyle bir anlayış için ben herkese içtenlikle teşekkür ederim. Bu ko- nuya biz iyi niyetle ba- kıyoruz. Bizim izlediği- miz politikalar konu- sunda dik durma tavsi- yesine ihtiyaç gösteren hiçbir durumun bulun- madığını takdir edersi- niz. CHP olarak biz dai- ma iddialarımızın, söz- lerimizin arkasında ol- duk. Bunu daima gözet- tik. Bir kompleks konu- su olarak görmüyorum. Her türlü telkine, tavsi- yeye açığız. Hepsini memnuniyetle karşıla- rım. Obama’ya telkin ya- pan bir kişinin bize tel- kin yapmasında şaşıla- cak hiçbir şey yok. Te- şekkür ederiz, eksik ol- masın, sağ olsun.” Baykal, Karayalçõn’õn önceki dönemlerde DE- HAP’la yaptõğõ işbirliğine ilişkin bir soru üzerine “Siyasi hayatımızın geç- miş dönemleriyle ilgili tartışmaların yerel se- çim ortamına taşınma- sında hiçbir yarar yok- tur” dedi. Daha sonra bu soruyu yönelten kişinin gazeteci olmadõğõ anlaşõl- dõ. Şüpheli kişi, emniyet yetkilileri tarafõndan ka- rakola götürüldü. Türbanlõ ve kara çarşaflõ kişilerin CHP’ye katõlõmõ konusunda, iyi niyetli yaklaşõmlarõnõn sürdüğünü belirten Baykal, Erdoğan’õn telkinine ilişkin olarak da, “Her türlü telkine, tavsiyeye açõğõz. Hepsini memnuniyetle karşõlarõm” dedi. Yalova CHP de çarşafa alıştı Belediye başkan adayõ Ertan Şener’in tanõtõmõ için yapõlan törene çok sayõda türbanlõ ve kara çarşaflõ partili katõldõ FARUK KIRTAY YALOVA - CHP’nin Yalova Belediye Başkan Adayõ Ertan Şe- ner, kentte düzenlenen bir yürüyüşle halka tanõtõldõ. CHP Yalova Milletvekili Mu- harrem İnce, genç ve başarõlõ bir aday çõkardõklarõnõ belirterek “CHP olarak her zaman gençlerin önü- nü açan bir parti olduk. Yalova’da siyasette adı kirlenmemiş, genç bir başkan adayımız var. Bu seçimler AKP ve CHP arasında geçecek” dedi. Konuşmalarõn ardõndan Şener, İnce ve partililerle birlikte esnafõ zi- yaret etti. Ziyarette yakalarõnda CHP roze- ti bulunan çok sayõda türbanlõ ve ka- ra çarşaflõ kadõnõn yer almasõ dikkat çekti. Yalova milletvekili İnce, CHP’nin bir kitle partisi olduğunu, gelmek isteyenlere de hoşgörü içer- sinde yaklaşõldõğõnõ söyledi. Baykal’õn randevu vermediği AB temsilcisi, ‘çarşaf açõlõmõna’ şaşõrdõ Lagendijk bile karşõ çõktõANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye AB Karma Ko- misyonu Eşbaşkanõ Joost La- gendijk, “Çarşafın türban ka- dar masum bir şey olmadığı- nı düşünüyorum” dedi. Meclis’te iki gündür temas- larda bulunan Lagendijk, bir süre kuliste DTP’li milletve- killeriyle sohbet etti. Baykal’õn kendisine randevu vermeme- siyle ilgili “Sayın genel başkan çok yoğunmuş” değerlendir- mesi yaptõğõ öğrenilen Lagen- dijk, gazetecilerin CHP’nin “çarşaf açılımı” ile ilgili soru- larõnõ da yanõtladõ. Bu açõlõmõn kendisini şaşõrttõğõnõ ifade eden Lagendijk, “Çünkü Sayın Bay- kal’ın türban konusunda söy- lediklerini hatırladıkça anla- makta güçlük çekiyorum. Fa- kat CHP içerisinde türban konusunda bir politika geliş- tirmesini çok olumlu buluyo- rum. Şahsi görüşümü de söyleye- yim; türban ile çarşaf arasın- da çok büyük bir fark oldu- ğunu, çarşafın türban kadar masum bir şey olmadığını dü- şünüyorum. Çarşaf kadınları ayaklarına kadar örtü içine so- kuyor. Türbanla karşılaştırıl- mayacak ölçüde bir simge ola- rak görüyorum” dedi. ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - CHP Samsun Milletvekili Ha- luk Koç, “çarşaf açılı- mı”nõ eleştirirken “CHP yöneticilerinin laikliği yeniden tanımlamaya kalkışmaları tehlikeli bir yaklaşımdır” dedi. CHP’nin son kurulta- yõnda genel başkanlõk yarõşõna girmek isteyen ancak yeterli oya ulaşa- mayan Koç, dün parla- mentoda düzenlediği ba- sõn toplantõsõnda “CHP yöneticileri tarafından halka açılma olarak su- nulan son girişimlerin, AKP tarafından ger- çekleştirilemeyen bazı taleplerin CHP üzerin- den meşrulaştırılması projesi olduğunu, bazı basın kuruluşlarının CHP’yi AKP’ye ben- zetmek için bu projeyi ısrarla desteklediğini” söyledi. Koç, “CHP ara- cılığı ile dinin ve inanç- ların siyasete alet edil- meye çalışılması, CHP’nin kuruluş fel- sefesi, ilkeleri ve sa- vunduğu çizgi ile bağ- daşmamaktadır” dedi. Geleneksel yaşam biçi- mini sürdüren insanlarõn temel sorunlarõnõn iş- sizlik, geçim sõkõntõsõ ve yoksulluk olduğunu vur- gulayan Koç, “Din ve inanç sömürüsünü AKP’nin tekelinden kurtarmak için CHP yöneticilerinin laikliği yeniden tanımlamaya ve yorumlamaya kal- kışmaları çok tehlikeli bir yaklaşımdır” diye konuştu. HALUK KOÇ ‘CHP yönetimi ilkelerle çelişiyor’ Ankara belediye başkan adaylığı için partisi SHP’den istifa eden Murat Karayalçın, dün CHP Genel Merkezi’nde Deniz Baykal ile görüştü. Görüşme sonrasında yapılan açıklamada Karayalçın adaylığı için sürecin başladığını belirtirken, Baykal da “Karayalçın’ı en kısa zamanda CHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak sunmayı ümit ettiklerini” söyledi. (Fotoğraf: AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle