03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 27 KASIM 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Sivil cezaevlerini pek bilmem, askeri cezaev- lerini bilirim, tüketilen yaşamları da... Bir alaca şafakta horozların ötüşünü duy- duğumda içimden bir şeyler kopar, hapislik gün- lerim aklıma gelir! Gürbüz Çapan kaç aydır tutuklu, hiç hesap et- medim... İki ay mı oldu yoksa, bilmiyorum... Silivri F Tipi Cezaevi’nde yatıyor ama yazıla- rına çoktan başladı. Her hafta cuma günleri değil, perşembe öğle- den sonra okuyorum Gürbüz’ün yazdıklarını. Cuma günü yayımlanacak yazısını 40 yıllık emek- çi sayfa yapım şefimiz Vehbi Bağcı getirip ma- samın üzerine bırakıyor. Gürbüz 2001’de tutuklandığında bir şeyler yazmıştım: “Senin içinden şiir geçiyor bir ırmak gibi!” Sanırım 2001’in 31 Aralık akşamıydı ve Gürbüz, Cerrahpaşa Hastanesi’nin tutuklu hastalar ko- ğuşunda yatıyordu... Gürbüz’ün adını vermeden bir pazar yazısı yaz- mış; özlemlerini, tutkularını, Gürbüz’ün bir çocuk yüreği taşıdığını, içinde kopan fırtınaların bundan kaynaklandığını anlatmıştım. Gürbüz, doludizgin yaşar, kimseye ödün ver- mez. Düşünceleri açık, eşitlikçi, özgürlükçü bir ka- fa yapısına sahiptir. Gürbüz, insanları renklerine göre ayırmaz, farklı ideolojide olanlarla bile ilişki kurar, konuşur ve tartışırdı. Örneğin, dinci, dinsiz; sağcı, solcu kaç öğ- renciye burs vermiştir kimse bilmez! Ahmet Hakan, Gürbüz’le ilgili bir yazısında şöy- le demişti: “Ben arkadaşım Gürbüz Çapan’a kefilim!” Evet ben de kefilim Gürbüz Çapan’a! Gürbüz Çapan’ın devlet içindeki örgütlü çete- lerle, mafyayla ilişkisi, bağı olamaz... Gürbüz Ça- pan gibi, İlhan Selçuk’un da Mustafa Bal- bay’ın da, Merdan Yanardağ’ın da, Tuncay Öz- kan’ın da çeteyle, mafyayla ilişkisi olamaz. Bir kitap kurdu olan Gürbüz’e “Susurluk’tan Er- genekon’a” ve “Faili(m) Meçhul” kitaplarımı gön- derdim kardeşi Çetin Çapan’la. Türkiye’nin son on beş yılına ışık tutan kanlı olayları, Susurluk’la başlayan süreci, Güney- doğu’daki faili belli olan cinayetleri anlatıyor iki ayrı kitabım. Cumhuriyet gazetesi Güneydoğu’daki Hiz- bullah’ı, PKK’yi, iki kanlı örgütün arkasındaki güç- leri, Kürt işadamlarının nasıl öldürüldüklerini yayımladı yıllar önce. Ergenekon’la Cumhuriyet’i özdeşleştirmek is- teyenlere bir yanıt oluşturuyor kitaplarım. Gazetemizin hukuk bürosu, Cumhuriyet’e atı- lan bombalarla ilgili çok önceden başvuru yap- mıştı bombaların nereden temin edildiğine ilişkin... Bombayı İlhan Selçuk attırmış (!) gazeteye tam üç kez... Dinci, tarikatçı ve AKP yandaşı medya, diline dolamıştı İlhan Ağabey’i... Silivri’de başlayan duruşmada ise davaya mü- dahil olarak katılan avukatlarımız Akın Atalay, Bü- lent Utku, Tora Pekin olaya açıklık getirilmesi için çapraz sorguda Muzaffer Tekin’e sorular yö- nelttiler. (19.11.2008 - Cumhuriyet) Önceki gün yapılan duruşmada Muzaffer Te- kin, avukatlarımızdan Bülent Utku’yu “irticacı- ları aklamakla” suçlayıp şöyle dedi: “Bombaların Cumhuriyet’e atılanlarla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bende bulunan bombalar süs bombasıdır. Bomba atan birinin bürosunda el bombası bulundurması, eşyanın doğasına ay- kırıdır.” Oysa gazetemiz avukatları, irticacıları aklamı- yor... Kamuoyundaki “gladio”, “kontrgerilla” ör- gütlenmesine yönelik olumsuz algıyı kullanarak AKP muhaliflerini tasfiye operasyonuna dö- nüştürülen Ergenekon’un bozulmasına çaba- lıyorlar. Bunu yaparken, gerçeklerin tüm çıplaklığıyla or- taya çıkmasını, hiçbir konunun karanlıkta kal- mamasını, gazetemize atılan bombaların “sırrı- nın” çözülmesini istiyorlar avukatlarımız. Onların bu çabasını, Ergenekon tertipçileriyle aynı kefeye koymak, eğer amaçlı değilse ce- halettir. Gürbüz Çapan’la ilgili iddianame henüz hazır- lanmadı... Gürbüz ne diyordu bir yazısında: “Dokunun bana, kendimi yalnız hissediyo- rum... Kimsem olun... Gelin sevdiklerim, fısır fı- sır konuşalım...” İlhan Selçuk’un “Hücre ve Güneş” yazısını ke- sip saklamıştım... 12 Eylül faşizminde Cumhuriyet yazarları tu- tuklanmıştı yine... O yılları düşündüm... Küçük bir çiçek kopardım bahçeden... Pablo Neruda’nın dizelerinden bir selam gönderdim Gürbüz’e... “Sevdalım, senin için söyledim türküsünü de- niz ve gün akıntılarının; ve benim sandalcı tür- kümdeki ay uyukluyordu suda...” İşte böyle Gürbüz kardeş... Sen zindanlara düş- sen bile “mor tutku”larla çoğaltırsın yaşamı, sev- dayı, sevgiyi ve dostluğu! POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Mor Bir Tutku... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Kurban derileri ormanları koruyacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Hava Kurumu, topladõğõ kur- ban bağõşlarõndan kendisine kalan yüzde 40’lõk payõn tamamõnõ havuz, göl ve deniz üzerinde alçalarak su alabilen amfibik yangõn söndürme uçaklarõnõn alõmõna ayõracak. Yaklaşan Kurban bayramõ önce- sinde Türk Hava Kurumu örnek bir projeye imza atmaya hazõrlanõyor. Kurum, Türkiye’nin dünyaca ünlü ormanlõk alanlarõnõ kül eden orman yangõnlarõna karşõ daha etkin müca- dele edebilmek için topladõğõ yar- dõmlarõ bu alana kaydõracak. Bu çerçevede topladõğõ kurban bağõşlarõnõn yüzde 60’õnõ Sosyal Yardõmlaşma ve Dayanõşma Vakfõ, Kõzõlay, SHÇEK ve Diyanet Vak- fõ’na ayõran kurum, bu yõl kendisine kalacak yüzde 40’lõk payõn tamamõnõ yangõn söndürme uçaklarõna ayõra- cak. Son olarak iki adet “CL215” ti- pi amfibik yangõn söndürme uçağõ- nõ 4 milyon 750 bin dolara alan ku- rum, tüm özkaynaklarõnõ bu uçaklar için kullandõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle