Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
17 KASIM 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
Arınç’tan
anayasa tarifi
İstanbul Haber
Servisi - Eski TBMM
Başkanõ ve AKP
Manisa Milletvekili
Bülent Arõnç, Tüketici-
ler Birliği’nin
Bayrampaşa Parkõ’nda
düzenlediği, “Birlikte
kahvaltõ” programõnda
yaptõğõ konuşmada,
anayasanõn yaklaşõk 50-
60 maddesinin
ihtiyaçtan, AB ilişkileri
ve onlarõn normlarõna
uydurmak amacõyla
değiştirildiğini belirtti.
Milli iradeyi önceleyen,
demokratik, daha basit
ve öz, temel haklar ve
ödevleri, bireyin devlet
karşõsõnda gücünü arttõ-
ran bir anayasa
yapõlmasõ gerektiğini
kaydeden Arõnç, “Ana-
yasanõn bazõ noktalarõ
değiştirilmiştir. Bu,
bütünlüğü bozmuştur.
Her tarafõ tõkõr tõkõr
işleyen, birbirine
uyumlu bir anayasal
bütünlük yerine her
maddesi birbirinden
farklõ hale gelmiş,
yamalõ bir anayasa
haline dönüşmüş” dedi.
Mayın patladı:
1 yaralı
ANKARA
(Cumhuriyet) -
Diyarbakõr’õn Lice
ilçesi dağlõk arazi kesi-
minde mayõn
patlamasõ sonucunda 1
kişinin yaralandõğõ bil-
dirildi. Genelkurmay
Başkanlõğõ’nõn internet
sitesinde yer alan bil-
gilere göre, ayrõca
Diyarbakõr’õn Hani
ilçesi dağlõk arazi kesi-
minde, teröristler
tarafõndan nitratlõ
gübre kullanõlarak
hazõrlanmõş 15 kilo
patlayõcõ madde bulu-
narak imha edildi.
DP’de tüzük
değişikliği
ANKARA
(Cumhuriyet) -
Demokrat Parti 9. Ola-
ğan Kongresi’nin
ikinci gününde, tüzük
değişikliği kabul
edildi. Demokrat
Parti’nin değiştirilen
tüzüğüne göre, genel
başkanõn görev süresi
4 olağan kongre ile
sõnõrlandõrõldõ. Millet-
vekili aday tespitinin
yüzde 95’i üye, delege
ve kurullar marifetiyle
olmasõnõn belirlendiği
tüzüğe göre genel mer-
kez adaylarõnõn oranõ
yüzde 5 olacak, bu
adaylar da ağõrlõklõ ola-
rak gençler ve
kadõnlardan oluşacak.
Yapõlan tüzük değişik-
liğiyle, seçim
bölgelerinin yüzde
90’õnda yargõ deneti-
minde aday yoklamasõ
ve önseçim usulü geti-
rilirken kadõn kotasõ
yüzde 20, genç kotasõ
ise yüzde 10’a yüksel-
tildi.
İstifa için son
tarih 1 Aralık
ANKARA
(ANKA) - Resmi
Gazete’nin dünkü
sayõsõnda yayõmlanan
YSK kararõyla 29
Mart 2009’da yapõla-
cak yerel seçimlerde
aday olmak isteyen
kamu görevlileri ile
TSK mensuplarõnõn en
geç 1 Aralõk 2008
Pazartesi günü saat
17.00’ye kadar görev-
lerinden ayrõlma
isteğinde bulunmalarõ
gerekecek.
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın ABD Başkanlığı’na
seçilen Obama’ya “Dik dur ama
kavga etme” diye akıl vermesi
manidar gülümsemelere yol açtı.
Obama’ya akıl veren Başbakan
Erdoğan’ın, farklı seslere karşı pek
de “barışçı” olmayan üslubunun
örneklerine sık sık tanık olmuyor
muyuz? “Abdullah Gül benim
cumhurbaşkanım olmayacak” diyen
Bekir Coşkun’a “Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlığından çık,
git nerede kimi istiyorsan seç” diyen;
“kedi”li karikatür çizen Musa Kart’ı
dava eden; “beğenmediği”
Başbakanlık muhabirlerinin
akreditasyonunu iptal ettiren; bir
kitap fuarında kendisini Deniz Feneri
Derneği’nin standıyla aynı karede
görüntülemeye çalışan gazeteciyi
“Terbiyesiz, edepsizlik etme” diye
azarlayan; AKP’ye -özellikle
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e-
yakınlığıyla bilinen gazeteci Fehmi
Koru’yu bile “Sevsinler seni! Yazıklar
olsun” diye tersleyen; Kürtlere “Ya
sev, ya terk et” diyen; “pompalı
tüfekle vatandaşın kendisini
savunması meşrudur” mesajı veren
bir Başbakan! Fehmi Koru, Erdoğan
için “Obama gibi geldi, Bush gibi
oldu” demişti. Son günlerde
Erdoğan’a yönelik bu tür
“benzetme”ler çeşitleniyor... Basına
yönelik tavrı nedeniyle Adnan
Menderes’i anımsattığını
söyleyenler mi ararsınız? Yoksa,
“Devlet için kurşun atan da, yiyen de
birdir” diyen Tansu Çiller’e
benzetenler mi? Öyle anlaşılıyor ki;
Erdoğan’ın “Bizim Çalık” ve
“kendisine sevdalı medya patronları”
dışındakilere tahammülü yok! İşte
Erdoğan’ın “demokrasi” anlayışı: Ya
sev, ya terk et! Ya itaat et, ya çek
git! Ya “sevdalan”, ya da
vatandaşlıktan çık!!!
‘Gen. Kur’dan bekleniyorsunuz!’
TBMM Genel Kurulu’nun yoğun
temposundan yorgun düşen
milletvekilleri Meclis bahçesinde
sigara ve çay içip sohbet ederek
rahatlamaya çalışırken renkli
sohbetler yaşanıyor. AKP
yönetiminin genel kurulda karar yeter
sayısı bulmak için milletvekillerine
attığı mesajlar bahçede gülüşmelere
yol açtı. Sık sık mesaj atmak zorunda
kalan grup yönetimi “Derhal genel
kurul salonuna gelin, oylama var”
diye uzun bir mesaj yazdırmak
yerine, kısaltma yaparak
milletvekillerine “Gen. Kur’dan
bekleniyorsunuz” mesajı yolladı.
Mesajları okuyan milletvekilleri, “Bizi
Genelkurmay’dan çağırıyorlar,
hayırdır inşallah” diye birbirlerine
takıldı. Bazıları, “Vallahi hayra yormak
zor. Birileri çıkıp gitse, ‘Bizi
çağırmışsınız’ diye, nöbetçi asker ne
yapacağını şaşırır” diye birbirlerine
takılmayı sürdürdüler...
Erdal İnönü’den bir soru:
‘Köprüde yaşanır mı?’
Geçtiğimiz günlerde Erdal
İnönü’nün ölümünün 1. yılı
nedeniyle çeşitli etkinlikler
düzenlendi. Erdal İnönü’yü
anarken “Anılar ve Düşünceler”
kitabında anlattığı bir anekdotu
aktarmak istiyoruz. Erdal İnönü,
Türk ve Alman sanatçıların ortak
resim sergisine davet
edilir. Galerinin yöneticisi
Beral Madra, Alman
Kültür Bakanı’nın da
katılacağı bu toplantıda
İnönü’nün bir konuşma
yapmasını ister. İnönü
“konunun uzmanı ya da
emekçisi olmadığı için”
özür diler, ancak ısrar
üzerine kabul eder. Alman
Bakan, “Türkiye’nin iki
kıta, iki uygarlık arasında bir köprü
olduğu”na ilişkin yaygın
değerlendirmeyi yineler. “Ne
konuşsam” diye düşünen Erdal
İnönü, söz sırası kendisine
geldiğinde üzerine pek
düşünülmeden yinelenen bu
“köprü” metaforundan yola
çıkarak farklı bir bakış açısını
ortaya koyar:
“Yaşanacak iyi bir yer arıyorsanız,
herhalde aklınıza en son gelecek
yer bir köprüdür. Köprü insanların
yaşadığı değil, gelip geçtiği bir
yerdir. Köprüde yaşamaya
kalkarsanız, bu gelip geçen
kişilerin sürekli baskısı altında
kalırsınız. Bir taraftan gelenler sizi
öbür tarafa iter, öteki taraftan
gelenler de bu tarafa iterler.
Sonunda köprüyü bırakıp tarafların
birinde yaşamaya karar
verirsiniz, arada bir
köprüye gelip öteki tarafa
da bakarsınız. Biz de öyle
yaptık. Yıllar önce bu
köprünün Avrupa tarafında
yaşamaya karar verdik.
Ama arada Asya tarafı ile
kültürel ilişkilerimizi de
sürdürüyoruz.”
İnönü’nün genelgeçer
siyaset üslubuna pek
uymayan, çok farklı bir algılama
ve kavrayışı ortaya koyan
değerlendirmelerinin örnekleri çok
fazla. Bunlardan birini daha
aktaralım: Yıllar önce katıldığı bir
Dikili festivalinde gazeteciler,
“Sizin yeterli muhalefet
yapamadığınız söyleniyor” diyerek
bazı sorular yönelttiler. İnönü’nün
yanıtı alışılmadıktı: “Evet, elbette
yetersiz muhalefet
yapıyoruz...Yeterli yapsaydık
iktidar olurduk...”
Bu nasıl gizlilik?
Ergenekon soruşturması ve telefon
dinlemelerinin yoğun şekilde
tartışıldığı dönemde CHP Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllü, AKP’nin
iktidar olduğu süreçte kaç kişinin
telefonlarının dinlendiğini sordu.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, “gizli”
olduğu gerekçesiyle Çöllü’nün
sorularını yanıtsız bıraktı.
Telekulak konusunda oluşturulan
TBMM Araştırma Komisyonu
geçtiğimiz günlerde,
Telekomünikasyon Kurumu
Başkanı Fethi Şimşek’i dinledi.
Şimşek, telefonların nasıl
dinlendiğini, telefon dinlenirken
cızırtı olmayacağını, binlerce
kişinin eşini dinlettirmek için
başvuru yaptığını anlatırken;
sorumluluğun kurumlarına
verilmesinin ardından 70 bin
kişinin mahkeme kararıyla
dinlendiği bilgisini verdi. Bu bilgi,
Bakan Atalay’ın “gizli” olduğunu
savunduğu bir bilgiydi ve önergesi
yanıtlanmayan CHP’li Çöllü,
bunun üzerine konuyu yeniden
TBMM gündemine taşıdı. Çöllü,
Başbakan Tayyip Erdoğan’a
sordu:
“Mahkeme kararları ile yapılan
telefon dinlemelerinin istatistik
bilgileri gizli ise, Telekomünikasyon
İletişim Başkanı, bu sayıyı nasıl
açıklamıştır? Eğer bu bilgiler gizli
değil ise, İçişleri Bakanı, kaç kişinin
dinlendiğine ilişkin sorularımı
neden yanıtsız bırakmıştır?
Telekomünikasyon İletişim
Başkanı’nın verdiği rakam hangi
döneme ilişkindir? Eğer istatistiki
bilgiler gizli değil ise, 2002-2008
döneminde ve yıllara göre, yasal
olarak kaç kişinin telefonunun
dinlenmesine ya da takibine izin
verilmiştir?”
Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan
parlamentokulisi@gmail.com
Diyarbakır’da güvenlik güçlerini taşlayan çocukların 28 yıla kadar hapisle
cezalandırılmaları istendi.
Kürtçe vaaza vetoANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Doğu ve Güneydo-
ğu’da yerel seçimler öncesin-
de gerilim tõrmanõrken; ana-
dilde eğitim ve Kürtçe TV
benzeri öneriler çeşitleniyor.
Bazõ Kürt kökenli vatandaşlar,
TBMM Dilekçe Komisyo-
nu’na başvurarak cuma vaaz-
larõnõn Kürtçe yapõlmasõnõ is-
tedi. Diyanet İşleri Başkanlõ-
ğõ’ndan sorumlu Devlet Ba-
kanlõğõ ise anayasada devletin
dilinin Türkçe olduğunu, Türk-
çe dõşõndaki bir dilde vaaz ve-
rilemeyeceğini bildirerek bu
öneriyi reddetti. Bakanlõk, bu-
nun için yasal düzenleme ya-
põlmasõ gerektiğini bildirdi.
Kürt sorununun çözümüne
yönelik tartõşmalar, bu konuda
farklõ önerilerin gündeme gel-
mesine neden oldu. Şõrnak’tan
Kürt kökenli bir vatandaş,
TBMM Dilekçe Komisyo-
nu’na başvurarak, camilerde
cuma hutbesinde vaazlarõn
Kürtçe olarak verilmesini iste-
di. TBMM Dilekçe Komisyo-
nu, bu istekle ilgili olarak Di-
yanet İşleri Başkanlõğõ’ndan
sorumlu olan Devlet Bakanlõ-
ğõ’nõn görüşünü aldõ.
Devlet Bakanlõğõ, komisyo-
na gönderdiği yazõda, anaya-
sanõn 3. maddesinde Türkiye
Devleti’nin dilinin Türkçe ol-
duğu hükmünü anõmsatarak,
657 sayõlõ Devlet Memurlarõ
Yasasõ’nõn 6. maddesine göre
devlet memurlarõnõn Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasõ’na ve
yasalarõna sadakatla bağlõ kal-
mak zorunda olduklarõnõ bil-
dirdi. Bakanlõk, yasal bir dü-
zenleme yapõlmadan din gö-
revlilerinin camilerde yaptõklarõ
vaazlarõ ve okuduklarõ hutbeleri
Türkçenin dõşõnda bir dille ger-
çekleştirmelerinin mevzuat açõ-
sõndan mümkün olmadõğõnõ
kaydetti.
Bazõ Kürt kökenli vatandaşlar, cuma vaazlarõnõn
Kürtçe yapõlmasõnõ istedi. Diyanet İşleri
Başkanlõğõ’ndan sorumlu Devlet Bakanlõğõ ise
anayasada devletin dilinin Türkçe olduğunu, Türkçe
dõşõndaki bir dilde vaaz verilemeyeceğini bildirerek
öneriyi reddetti.
Diyanet İşleri, Kürt kökenli vatandaşlarõn talebini anayasaya aykõrõ buldu
DENİZ KUVVETLERİ
PKK’nin, 9 Kasõm’da Çayõrlõ Jandarma Bölüğü’ne yapmayõ planladõğõ
baskõna anõnda karşõlõk verildi. Ağõr kayõplar veren teröristler kaçtõ
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Bölücü terör örgütü
PKK’nin, Türkiye-Irak sõnõrõnda
bulunan Çayõrlõ Jandarma Bölü-
ğü’ne yönelik Bayraktepe benzeri
saldõrõ yapma girişimi önlendi. Te-
rör örgütü üyelerinin, 9 Kasõm gü-
nü yapmayõ planladõğõ baskõna kõ-
sa sürede misliyle karşõlõk veril-
mesi üzerine ciddi kayba uğra-
yarak kaçmak zorunda kaldõkla-
rõ öğrenildi.
PKK terör örgütünün askeri
birliklere olabildiğince fazla ka-
yõp verdirmek amaçlõ “intihar
saldırıları” son dönemde sonuç-
suz kalõyor. Türkiye-İran sõnõ-
rõndaki sõzmanõn önceden tespit
edilmesi üzerine bölgeye alay
komutanõ ve diğer üst düzey su-
baylar anõnda gelerek müdahale
etmişlerdi. Müdahale sõrasõnda
Binbaşõ Serhan Avara mayõna
basmasõ sonucu yaralanmõş, bü-
yük bir saldõrõ gerçekleşmeden
püskürtülmüştü. İki ayağõnõ yiti-
ren Avara’nõn sağlõk durumunun
iyi olduğu kaydedildi.
AĞIR KAYIP VERDİRİLDİ
Terör örgütünün benzer bir sal-
dõrõyõ Irak sõnõrõndan bu kez 9 Ka-
sõm günü Çayõrlõ Sõnõr Jandarma
Bölüğü’ne gerçekleştirmeyi plan-
ladõğõ ve ağõr karşõlõk gördüğü öğ-
renildi.
Güvenlik kaynaklarõndan edi-
nilen bilgiye göre, Türkiye-Irak sõ-
nõrõnõn sõfõr noktasõnda bulunan
Çayõrlõ Jandarma Bölüğü’ne Irak
topraklarõndan ağõr silahlarla ateş
açõldõ. Terörist ateşine “teyak-
kuzda” bulunan birlikler anõnda
karşõlõk verdi. Teröristlerin sal-
dõrõsõna misliyle yanõt verildi.
“Üç dakika içinde ateş gelen bü-
tün noktaların top ateşiyle bas-
kı altına alındığı”, ağõr kayõp ve-
ren teröristlerin kaçmak zorunda
kaldõklarõ bildirildi.
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - Norveç bandõra-
lõ “Malene Ostervold” gemi-
sinin Türkiye için Meis Ada-
sõ’nõn 80 mil güneyinde petrol
araştõrma çalõşmalarõna başla-
masõyla baş gösteren krizin per-
de arkasõnda, Atina yönetiminin,
Rumlarõn Akdeniz’de önünü
açma çabasõ yatõyor. Yunanis-
tan’õn ortaya koyduğu iddianõn
aksine, Meis Adasõ’nõn 80 mil
güneyi, Türkiye’nin kõta sahan-
lõğõ içinde yer alõyor.
Cumhuriyet’in sorularõnõ ya-
nõtlayan Deniz Hukuku uzmanõ
emekli Kurmay Yarbay Ali Ku-
rumahmut, “Doğu Akdeniz’in
en uzun kıyı şeridine sahip
olan Türkiye’nin ana kıtasının
kıta sahanlığı ile yine bu böl-
gede Türkiye’nin egemenli-
ğinde bulunan Meis mıntıka-
sındaki çok sayıda adanın kı-
ta sahanlığı da dikkate alınır-
sa, Meis gibi küçük bir adanın
kıta sahanlığının varlığının
kabul edilmesi, hukuken ve si-
yaseten imkân dahilinde de-
ğildir” dedi.
Öteden beni Yunanistan’õn
Akdeniz’de hak talep etmek için
Meis’i nirengi noktasõ aldõğõna
işarat eden Kurumahmut, Yu-
nanistan’õn amacõnõn Türki-
ye’nin kõta sahanlõğõnõ yok say-
mak olduğunu söyledi. Kuru-
mahmut, “Meis’in iki yanında
Yunanistan’a devredilmemiş
Karaada ve Feneradası bulu-
nuyor. Meis’in doğusunda Fe-
neradası, batısında Karaada
yer alıyor. Bunların yanı sıra
bu bölgede Türkiye’nin ege-
men olduğu adacık ve kaya-
lıklar bulunuyor. Yunanistan,
Türkiye’nin ana kıtasının kı-
ta sahanlığını yok saysa bile bu
ada, adacık ve kayalıkları ne
yapacak? Eğer Meis’in kıta sa-
hanlığı varsa bunların da var
demektir” dedi.
ZIMNEN KABUL
ETTİRME ÇABASI
Kurumahmut Rum-Yunan
ikilisinin amacõnõn Doğu Ak-
deniz’de Türkiye’yi kendi ka-
rasularõ içine hapsetmek oldu-
ğunu söyledi.
Türkiye’nin bölgedeki faali-
yetlerini engellemek isteyen Yu-
nanistan’õn bu bölgenin “AB
üyesi ülkelerin deniz yetki ala-
nı içinde olduğu” tezini Türki-
ye’ye kabul ettirmesi durumun-
da, Türkiye Doğu Akdeniz’de-
ki kõta sahanlõğõ ve münhasõr
ekonomik bölge haklarõndan
zõmnen feragat etmiş olacak.
Böylece, bir süre önce Doğu Ak-
deniz’de uluslararasõ şirketlere
petrol arama ruhsatõ vermiş olan
Rumlarõn eli hukuksal açõdan
güçlenecek. Türkiye’nin geri
adõm atmasõ durumunda, Akde-
niz’deki deniz yetki alanlarõnda
Rum-Yunan ikilisi önemli mev-
zi kazanacak.
Atina, Akdeniz’de Meis üzerinden Türkiye’nin kõta sahanlõğõna göz dikti
Petrol aramaya Yunan engeli
Sürat
gemilerini
Türk şirketler
yapacak
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Deniz
Kuvvetleri Komutanlõ-
ğõ’nõn gereksinimi için
alõnmasõ planlanan 8 adet
süratli amfibi gemi (LCT)
tedarik programõ kapsa-
mõnda açõlan ihalede, tek-
life çağrõ dosyasõ alan
Türk savunma sanayii
şirketleri belirlendi.
Buna göre, Savunma
Sanayii Müsteşarlõğõ ta-
rafõndan ihale takvimi
belirlenen amfibi gemi
inşasõ ihalesinde Aselsan
ve Havelsan’õn da yer al-
dõğõ toplam 7 firma veya
firma grubu teklife çağrõ
dosyasõ aldõ.
Savunma Sanayii Müs-
teşarlõğõ’nca yapõlan du-
yuruya göre, süratli amfi-
bi gemi ihalesinde, RMK
Marine Gemi Yapõm Sa-
nayii ve Deniz Taşõmacõ-
lõğõ AŞ, Dearsan Gemi
İnşaat Sanayii, İstanbul
Denizcilik Gemi İnşa Sa-
nayii, Meteksan, Alyans
Gemi Kiralama ve De-
nizcilik şirketleri de teklife
çağrõ dosyasõ alan şirket-
ler arasõnda yer aldõ.
SSM’nin tedariki önce-
likli projeleri arasõnda yer
alan toplam 8 adet sürat-
li amfibi gemi (LCT) te-
darik programõna göre,
gemilerin tamamõ veya
asgari 4 adedi Türki-
ye’deki ilgili özel tersa-
nelerde yapõlacak. Üre-
timde Gölcük tersaneleri
de etkin görev alacak. Ge-
milerin tamamõnõn bu ter-
sanelerde inşa edilmesi
halinde katõlõmcõ firma-
lardan özel bir tersaneye
sahip olma koşulu aran-
mayacak. Komutanlõğõn
mevcut lojistik yapõsõnõ
güçlendirmek amacõyla
tedarik edilecek gemilere
ilişkin açõlan ihalenin bu
yõl içinde sonuçlandõrõl-
masõ planlanõyor.
İkinci Bayraktepe girişimi
Kõta sahanlõğõ krizinin perde arkasõnda Atina’nõn Rumlarõn
Akdeniz’de önünü açma çabasõ yatõyor. Yunanistan’õn ortaya
koyduğu iddianõn aksine, Meis Adasõ’nõn 80 mil güneyi,
Türkiye’nin kõta sahanlõğõ içinde yer alõyor.
Erdal İnönü.
‘Bizim Çalık’, ‘Bizim
Fenerciler’, “Sevdalı Medyamız”!