23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 17 KASIM 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Arınç’tan anayasa tarifi İstanbul Haber Servisi - Eski TBMM Başkanõ ve AKP Manisa Milletvekili Bülent Arõnç, Tüketici- ler Birliği’nin Bayrampaşa Parkõ’nda düzenlediği, “Birlikte kahvaltõ” programõnda yaptõğõ konuşmada, anayasanõn yaklaşõk 50- 60 maddesinin ihtiyaçtan, AB ilişkileri ve onlarõn normlarõna uydurmak amacõyla değiştirildiğini belirtti. Milli iradeyi önceleyen, demokratik, daha basit ve öz, temel haklar ve ödevleri, bireyin devlet karşõsõnda gücünü arttõ- ran bir anayasa yapõlmasõ gerektiğini kaydeden Arõnç, “Ana- yasanõn bazõ noktalarõ değiştirilmiştir. Bu, bütünlüğü bozmuştur. Her tarafõ tõkõr tõkõr işleyen, birbirine uyumlu bir anayasal bütünlük yerine her maddesi birbirinden farklõ hale gelmiş, yamalõ bir anayasa haline dönüşmüş” dedi. Mayın patladı: 1 yaralı ANKARA (Cumhuriyet) - Diyarbakõr’õn Lice ilçesi dağlõk arazi kesi- minde mayõn patlamasõ sonucunda 1 kişinin yaralandõğõ bil- dirildi. Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn internet sitesinde yer alan bil- gilere göre, ayrõca Diyarbakõr’õn Hani ilçesi dağlõk arazi kesi- minde, teröristler tarafõndan nitratlõ gübre kullanõlarak hazõrlanmõş 15 kilo patlayõcõ madde bulu- narak imha edildi. DP’de tüzük değişikliği ANKARA (Cumhuriyet) - Demokrat Parti 9. Ola- ğan Kongresi’nin ikinci gününde, tüzük değişikliği kabul edildi. Demokrat Parti’nin değiştirilen tüzüğüne göre, genel başkanõn görev süresi 4 olağan kongre ile sõnõrlandõrõldõ. Millet- vekili aday tespitinin yüzde 95’i üye, delege ve kurullar marifetiyle olmasõnõn belirlendiği tüzüğe göre genel mer- kez adaylarõnõn oranõ yüzde 5 olacak, bu adaylar da ağõrlõklõ ola- rak gençler ve kadõnlardan oluşacak. Yapõlan tüzük değişik- liğiyle, seçim bölgelerinin yüzde 90’õnda yargõ deneti- minde aday yoklamasõ ve önseçim usulü geti- rilirken kadõn kotasõ yüzde 20, genç kotasõ ise yüzde 10’a yüksel- tildi. İstifa için son tarih 1 Aralık ANKARA (ANKA) - Resmi Gazete’nin dünkü sayõsõnda yayõmlanan YSK kararõyla 29 Mart 2009’da yapõla- cak yerel seçimlerde aday olmak isteyen kamu görevlileri ile TSK mensuplarõnõn en geç 1 Aralõk 2008 Pazartesi günü saat 17.00’ye kadar görev- lerinden ayrõlma isteğinde bulunmalarõ gerekecek. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanlığı’na seçilen Obama’ya “Dik dur ama kavga etme” diye akıl vermesi manidar gülümsemelere yol açtı. Obama’ya akıl veren Başbakan Erdoğan’ın, farklı seslere karşı pek de “barışçı” olmayan üslubunun örneklerine sık sık tanık olmuyor muyuz? “Abdullah Gül benim cumhurbaşkanım olmayacak” diyen Bekir Coşkun’a “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çık, git nerede kimi istiyorsan seç” diyen; “kedi”li karikatür çizen Musa Kart’ı dava eden; “beğenmediği” Başbakanlık muhabirlerinin akreditasyonunu iptal ettiren; bir kitap fuarında kendisini Deniz Feneri Derneği’nin standıyla aynı karede görüntülemeye çalışan gazeteciyi “Terbiyesiz, edepsizlik etme” diye azarlayan; AKP’ye -özellikle Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e- yakınlığıyla bilinen gazeteci Fehmi Koru’yu bile “Sevsinler seni! Yazıklar olsun” diye tersleyen; Kürtlere “Ya sev, ya terk et” diyen; “pompalı tüfekle vatandaşın kendisini savunması meşrudur” mesajı veren bir Başbakan! Fehmi Koru, Erdoğan için “Obama gibi geldi, Bush gibi oldu” demişti. Son günlerde Erdoğan’a yönelik bu tür “benzetme”ler çeşitleniyor... Basına yönelik tavrı nedeniyle Adnan Menderes’i anımsattığını söyleyenler mi ararsınız? Yoksa, “Devlet için kurşun atan da, yiyen de birdir” diyen Tansu Çiller’e benzetenler mi? Öyle anlaşılıyor ki; Erdoğan’ın “Bizim Çalık” ve “kendisine sevdalı medya patronları” dışındakilere tahammülü yok! İşte Erdoğan’ın “demokrasi” anlayışı: Ya sev, ya terk et! Ya itaat et, ya çek git! Ya “sevdalan”, ya da vatandaşlıktan çık!!! ‘Gen. Kur’dan bekleniyorsunuz!’ TBMM Genel Kurulu’nun yoğun temposundan yorgun düşen milletvekilleri Meclis bahçesinde sigara ve çay içip sohbet ederek rahatlamaya çalışırken renkli sohbetler yaşanıyor. AKP yönetiminin genel kurulda karar yeter sayısı bulmak için milletvekillerine attığı mesajlar bahçede gülüşmelere yol açtı. Sık sık mesaj atmak zorunda kalan grup yönetimi “Derhal genel kurul salonuna gelin, oylama var” diye uzun bir mesaj yazdırmak yerine, kısaltma yaparak milletvekillerine “Gen. Kur’dan bekleniyorsunuz” mesajı yolladı. Mesajları okuyan milletvekilleri, “Bizi Genelkurmay’dan çağırıyorlar, hayırdır inşallah” diye birbirlerine takıldı. Bazıları, “Vallahi hayra yormak zor. Birileri çıkıp gitse, ‘Bizi çağırmışsınız’ diye, nöbetçi asker ne yapacağını şaşırır” diye birbirlerine takılmayı sürdürdüler... Erdal İnönü’den bir soru: ‘Köprüde yaşanır mı?’ Geçtiğimiz günlerde Erdal İnönü’nün ölümünün 1. yılı nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenlendi. Erdal İnönü’yü anarken “Anılar ve Düşünceler” kitabında anlattığı bir anekdotu aktarmak istiyoruz. Erdal İnönü, Türk ve Alman sanatçıların ortak resim sergisine davet edilir. Galerinin yöneticisi Beral Madra, Alman Kültür Bakanı’nın da katılacağı bu toplantıda İnönü’nün bir konuşma yapmasını ister. İnönü “konunun uzmanı ya da emekçisi olmadığı için” özür diler, ancak ısrar üzerine kabul eder. Alman Bakan, “Türkiye’nin iki kıta, iki uygarlık arasında bir köprü olduğu”na ilişkin yaygın değerlendirmeyi yineler. “Ne konuşsam” diye düşünen Erdal İnönü, söz sırası kendisine geldiğinde üzerine pek düşünülmeden yinelenen bu “köprü” metaforundan yola çıkarak farklı bir bakış açısını ortaya koyar: “Yaşanacak iyi bir yer arıyorsanız, herhalde aklınıza en son gelecek yer bir köprüdür. Köprü insanların yaşadığı değil, gelip geçtiği bir yerdir. Köprüde yaşamaya kalkarsanız, bu gelip geçen kişilerin sürekli baskısı altında kalırsınız. Bir taraftan gelenler sizi öbür tarafa iter, öteki taraftan gelenler de bu tarafa iterler. Sonunda köprüyü bırakıp tarafların birinde yaşamaya karar verirsiniz, arada bir köprüye gelip öteki tarafa da bakarsınız. Biz de öyle yaptık. Yıllar önce bu köprünün Avrupa tarafında yaşamaya karar verdik. Ama arada Asya tarafı ile kültürel ilişkilerimizi de sürdürüyoruz.” İnönü’nün genelgeçer siyaset üslubuna pek uymayan, çok farklı bir algılama ve kavrayışı ortaya koyan değerlendirmelerinin örnekleri çok fazla. Bunlardan birini daha aktaralım: Yıllar önce katıldığı bir Dikili festivalinde gazeteciler, “Sizin yeterli muhalefet yapamadığınız söyleniyor” diyerek bazı sorular yönelttiler. İnönü’nün yanıtı alışılmadıktı: “Evet, elbette yetersiz muhalefet yapıyoruz...Yeterli yapsaydık iktidar olurduk...” Bu nasıl gizlilik? Ergenekon soruşturması ve telefon dinlemelerinin yoğun şekilde tartışıldığı dönemde CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü, AKP’nin iktidar olduğu süreçte kaç kişinin telefonlarının dinlendiğini sordu. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, “gizli” olduğu gerekçesiyle Çöllü’nün sorularını yanıtsız bıraktı. Telekulak konusunda oluşturulan TBMM Araştırma Komisyonu geçtiğimiz günlerde, Telekomünikasyon Kurumu Başkanı Fethi Şimşek’i dinledi. Şimşek, telefonların nasıl dinlendiğini, telefon dinlenirken cızırtı olmayacağını, binlerce kişinin eşini dinlettirmek için başvuru yaptığını anlatırken; sorumluluğun kurumlarına verilmesinin ardından 70 bin kişinin mahkeme kararıyla dinlendiği bilgisini verdi. Bu bilgi, Bakan Atalay’ın “gizli” olduğunu savunduğu bir bilgiydi ve önergesi yanıtlanmayan CHP’li Çöllü, bunun üzerine konuyu yeniden TBMM gündemine taşıdı. Çöllü, Başbakan Tayyip Erdoğan’a sordu: “Mahkeme kararları ile yapılan telefon dinlemelerinin istatistik bilgileri gizli ise, Telekomünikasyon İletişim Başkanı, bu sayıyı nasıl açıklamıştır? Eğer bu bilgiler gizli değil ise, İçişleri Bakanı, kaç kişinin dinlendiğine ilişkin sorularımı neden yanıtsız bırakmıştır? Telekomünikasyon İletişim Başkanı’nın verdiği rakam hangi döneme ilişkindir? Eğer istatistiki bilgiler gizli değil ise, 2002-2008 döneminde ve yıllara göre, yasal olarak kaç kişinin telefonunun dinlenmesine ya da takibine izin verilmiştir?” Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan parlamentokulisi@gmail.com Diyarbakır’da güvenlik güçlerini taşlayan çocukların 28 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. Kürtçe vaaza vetoANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Doğu ve Güneydo- ğu’da yerel seçimler öncesin- de gerilim tõrmanõrken; ana- dilde eğitim ve Kürtçe TV benzeri öneriler çeşitleniyor. Bazõ Kürt kökenli vatandaşlar, TBMM Dilekçe Komisyo- nu’na başvurarak cuma vaaz- larõnõn Kürtçe yapõlmasõnõ is- tedi. Diyanet İşleri Başkanlõ- ğõ’ndan sorumlu Devlet Ba- kanlõğõ ise anayasada devletin dilinin Türkçe olduğunu, Türk- çe dõşõndaki bir dilde vaaz ve- rilemeyeceğini bildirerek bu öneriyi reddetti. Bakanlõk, bu- nun için yasal düzenleme ya- põlmasõ gerektiğini bildirdi. Kürt sorununun çözümüne yönelik tartõşmalar, bu konuda farklõ önerilerin gündeme gel- mesine neden oldu. Şõrnak’tan Kürt kökenli bir vatandaş, TBMM Dilekçe Komisyo- nu’na başvurarak, camilerde cuma hutbesinde vaazlarõn Kürtçe olarak verilmesini iste- di. TBMM Dilekçe Komisyo- nu, bu istekle ilgili olarak Di- yanet İşleri Başkanlõğõ’ndan sorumlu olan Devlet Bakanlõ- ğõ’nõn görüşünü aldõ. Devlet Bakanlõğõ, komisyo- na gönderdiği yazõda, anaya- sanõn 3. maddesinde Türkiye Devleti’nin dilinin Türkçe ol- duğu hükmünü anõmsatarak, 657 sayõlõ Devlet Memurlarõ Yasasõ’nõn 6. maddesine göre devlet memurlarõnõn Türkiye Cumhuriyeti Anayasasõ’na ve yasalarõna sadakatla bağlõ kal- mak zorunda olduklarõnõ bil- dirdi. Bakanlõk, yasal bir dü- zenleme yapõlmadan din gö- revlilerinin camilerde yaptõklarõ vaazlarõ ve okuduklarõ hutbeleri Türkçenin dõşõnda bir dille ger- çekleştirmelerinin mevzuat açõ- sõndan mümkün olmadõğõnõ kaydetti. Bazõ Kürt kökenli vatandaşlar, cuma vaazlarõnõn Kürtçe yapõlmasõnõ istedi. Diyanet İşleri Başkanlõğõ’ndan sorumlu Devlet Bakanlõğõ ise anayasada devletin dilinin Türkçe olduğunu, Türkçe dõşõndaki bir dilde vaaz verilemeyeceğini bildirerek öneriyi reddetti. Diyanet İşleri, Kürt kökenli vatandaşlarõn talebini anayasaya aykõrõ buldu DENİZ KUVVETLERİ PKK’nin, 9 Kasõm’da Çayõrlõ Jandarma Bölüğü’ne yapmayõ planladõğõ baskõna anõnda karşõlõk verildi. Ağõr kayõplar veren teröristler kaçtõ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Bölücü terör örgütü PKK’nin, Türkiye-Irak sõnõrõnda bulunan Çayõrlõ Jandarma Bölü- ğü’ne yönelik Bayraktepe benzeri saldõrõ yapma girişimi önlendi. Te- rör örgütü üyelerinin, 9 Kasõm gü- nü yapmayõ planladõğõ baskõna kõ- sa sürede misliyle karşõlõk veril- mesi üzerine ciddi kayba uğra- yarak kaçmak zorunda kaldõkla- rõ öğrenildi. PKK terör örgütünün askeri birliklere olabildiğince fazla ka- yõp verdirmek amaçlõ “intihar saldırıları” son dönemde sonuç- suz kalõyor. Türkiye-İran sõnõ- rõndaki sõzmanõn önceden tespit edilmesi üzerine bölgeye alay komutanõ ve diğer üst düzey su- baylar anõnda gelerek müdahale etmişlerdi. Müdahale sõrasõnda Binbaşõ Serhan Avara mayõna basmasõ sonucu yaralanmõş, bü- yük bir saldõrõ gerçekleşmeden püskürtülmüştü. İki ayağõnõ yiti- ren Avara’nõn sağlõk durumunun iyi olduğu kaydedildi. AĞIR KAYIP VERDİRİLDİ Terör örgütünün benzer bir sal- dõrõyõ Irak sõnõrõndan bu kez 9 Ka- sõm günü Çayõrlõ Sõnõr Jandarma Bölüğü’ne gerçekleştirmeyi plan- ladõğõ ve ağõr karşõlõk gördüğü öğ- renildi. Güvenlik kaynaklarõndan edi- nilen bilgiye göre, Türkiye-Irak sõ- nõrõnõn sõfõr noktasõnda bulunan Çayõrlõ Jandarma Bölüğü’ne Irak topraklarõndan ağõr silahlarla ateş açõldõ. Terörist ateşine “teyak- kuzda” bulunan birlikler anõnda karşõlõk verdi. Teröristlerin sal- dõrõsõna misliyle yanõt verildi. “Üç dakika içinde ateş gelen bü- tün noktaların top ateşiyle bas- kı altına alındığı”, ağõr kayõp ve- ren teröristlerin kaçmak zorunda kaldõklarõ bildirildi. BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Norveç bandõra- lõ “Malene Ostervold” gemi- sinin Türkiye için Meis Ada- sõ’nõn 80 mil güneyinde petrol araştõrma çalõşmalarõna başla- masõyla baş gösteren krizin per- de arkasõnda, Atina yönetiminin, Rumlarõn Akdeniz’de önünü açma çabasõ yatõyor. Yunanis- tan’õn ortaya koyduğu iddianõn aksine, Meis Adasõ’nõn 80 mil güneyi, Türkiye’nin kõta sahan- lõğõ içinde yer alõyor. Cumhuriyet’in sorularõnõ ya- nõtlayan Deniz Hukuku uzmanõ emekli Kurmay Yarbay Ali Ku- rumahmut, “Doğu Akdeniz’in en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye’nin ana kıtasının kıta sahanlığı ile yine bu böl- gede Türkiye’nin egemenli- ğinde bulunan Meis mıntıka- sındaki çok sayıda adanın kı- ta sahanlığı da dikkate alınır- sa, Meis gibi küçük bir adanın kıta sahanlığının varlığının kabul edilmesi, hukuken ve si- yaseten imkân dahilinde de- ğildir” dedi. Öteden beni Yunanistan’õn Akdeniz’de hak talep etmek için Meis’i nirengi noktasõ aldõğõna işarat eden Kurumahmut, Yu- nanistan’õn amacõnõn Türki- ye’nin kõta sahanlõğõnõ yok say- mak olduğunu söyledi. Kuru- mahmut, “Meis’in iki yanında Yunanistan’a devredilmemiş Karaada ve Feneradası bulu- nuyor. Meis’in doğusunda Fe- neradası, batısında Karaada yer alıyor. Bunların yanı sıra bu bölgede Türkiye’nin ege- men olduğu adacık ve kaya- lıklar bulunuyor. Yunanistan, Türkiye’nin ana kıtasının kı- ta sahanlığını yok saysa bile bu ada, adacık ve kayalıkları ne yapacak? Eğer Meis’in kıta sa- hanlığı varsa bunların da var demektir” dedi. ZIMNEN KABUL ETTİRME ÇABASI Kurumahmut Rum-Yunan ikilisinin amacõnõn Doğu Ak- deniz’de Türkiye’yi kendi ka- rasularõ içine hapsetmek oldu- ğunu söyledi. Türkiye’nin bölgedeki faali- yetlerini engellemek isteyen Yu- nanistan’õn bu bölgenin “AB üyesi ülkelerin deniz yetki ala- nı içinde olduğu” tezini Türki- ye’ye kabul ettirmesi durumun- da, Türkiye Doğu Akdeniz’de- ki kõta sahanlõğõ ve münhasõr ekonomik bölge haklarõndan zõmnen feragat etmiş olacak. Böylece, bir süre önce Doğu Ak- deniz’de uluslararasõ şirketlere petrol arama ruhsatõ vermiş olan Rumlarõn eli hukuksal açõdan güçlenecek. Türkiye’nin geri adõm atmasõ durumunda, Akde- niz’deki deniz yetki alanlarõnda Rum-Yunan ikilisi önemli mev- zi kazanacak. Atina, Akdeniz’de Meis üzerinden Türkiye’nin kõta sahanlõğõna göz dikti Petrol aramaya Yunan engeli Sürat gemilerini Türk şirketler yapacak ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Deniz Kuvvetleri Komutanlõ- ğõ’nõn gereksinimi için alõnmasõ planlanan 8 adet süratli amfibi gemi (LCT) tedarik programõ kapsa- mõnda açõlan ihalede, tek- life çağrõ dosyasõ alan Türk savunma sanayii şirketleri belirlendi. Buna göre, Savunma Sanayii Müsteşarlõğõ ta- rafõndan ihale takvimi belirlenen amfibi gemi inşasõ ihalesinde Aselsan ve Havelsan’õn da yer al- dõğõ toplam 7 firma veya firma grubu teklife çağrõ dosyasõ aldõ. Savunma Sanayii Müs- teşarlõğõ’nca yapõlan du- yuruya göre, süratli amfi- bi gemi ihalesinde, RMK Marine Gemi Yapõm Sa- nayii ve Deniz Taşõmacõ- lõğõ AŞ, Dearsan Gemi İnşaat Sanayii, İstanbul Denizcilik Gemi İnşa Sa- nayii, Meteksan, Alyans Gemi Kiralama ve De- nizcilik şirketleri de teklife çağrõ dosyasõ alan şirket- ler arasõnda yer aldõ. SSM’nin tedariki önce- likli projeleri arasõnda yer alan toplam 8 adet sürat- li amfibi gemi (LCT) te- darik programõna göre, gemilerin tamamõ veya asgari 4 adedi Türki- ye’deki ilgili özel tersa- nelerde yapõlacak. Üre- timde Gölcük tersaneleri de etkin görev alacak. Ge- milerin tamamõnõn bu ter- sanelerde inşa edilmesi halinde katõlõmcõ firma- lardan özel bir tersaneye sahip olma koşulu aran- mayacak. Komutanlõğõn mevcut lojistik yapõsõnõ güçlendirmek amacõyla tedarik edilecek gemilere ilişkin açõlan ihalenin bu yõl içinde sonuçlandõrõl- masõ planlanõyor. İkinci Bayraktepe girişimi Kõta sahanlõğõ krizinin perde arkasõnda Atina’nõn Rumlarõn Akdeniz’de önünü açma çabasõ yatõyor. Yunanistan’õn ortaya koyduğu iddianõn aksine, Meis Adasõ’nõn 80 mil güneyi, Türkiye’nin kõta sahanlõğõ içinde yer alõyor. Erdal İnönü. ‘Bizim Çalık’, ‘Bizim Fenerciler’, “Sevdalı Medyamız”!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle