04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 31 EKİM 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Atatürk’e yürekten bağlı, onun devrimlerini ve en büyük eseri olan Cumhuriyeti yaşatmakla görevli her yurttaşın vizyondaki iki filmi izle- meden önce çok iyi düşünmesi gerekiyor! “Devrim Arabaları” asker bir babanın Atatürk’ü yok saymaya çalışan oğlu tarafından çekilmiş!.. Filmin yönetmeni Tolga Örnek “Darbe günlükleri”yle ortalığı ka- rıştıran eski deniz kuvvetleri ko- mutanı Özden Örnek’in oğlu. Öz- den Paşa’nın adı son olarak ka- mulaştırma parasını tahsil etmek için Tayyip Erdoğan’ın devreye gir- mesiyle gündeme gelmişti! Oğlu ise geçen hafta Haber- türk televizyonunda Balçiçek Pamir’in konuğu olmuş ve “Mustafa Kemal’e so- ruyorlar... 18 Mart’ta benim bir fonksiyonum olmadı diyor. Ben ka- rargâhımda oturuyordum diyor. O tabyaların savaşıydı diyor” şeklinde ahkâm kesmişti! Cumhuriyet’ten Hikmet Bila, Gazi’yi Çanakkale Zaferi’nden dışlayan Örnek’in id- dialarını çürütmüştü!.. Can Dündar’ın çektiği “Mustafa” adlı film ise “Atatürk yoktur” demi- yor ama medyada yazılanlara ba- kılırsa daha tehlikeli mesajlar veri- yor! Atatürk’ün kurduğu CHP’nin li- deri Deniz Baykal’ın izlenimlerine göre, bu filmle toplumun kafasındaki Atatürk imajı yok edilmeye çalışılı- yor! Dünkü Sabah gazetesi, “Ata- türk diktatör gibi gösterilmiş” baş- lığı altında Baykal’ın filme yönelik şu tepkisine yer vermişti: “Atatürk’ün sofrası, sanki başarı- sız olmuş, bıkmış, umutsuz, yalnız ve yaşlı bir adamın sofrası olarak lan- se ediliyor. Atatürk kadınlara zaafı olan birisi olarak gösterilmiş. Ata- türk’ün sofrası Cumhuriyet coşku- sunun yaşandığı bir sofradır. Böy- le bir filmde Atatürk için önde ge- len algılama zaafları değil, eserleri ol- malıydı. Filmde, Cumhuriyeti kurmak için birlikte hareket ettiği arkadaş- larını sonradan yemiş, onlara ihanet etmiş gibi gösterili- yor. Bunlar gerçek değil.” Reha Muhtar da benim gibi filmi izle- meyenlerden. O da dünkü Vatan gazetesinde, “Sen hangi yaptıkla- rının senin isminin haksız yere önü- ne geçmesini istemiyorsan, sen de bir başkasının belgeselini yapar- ken bazı özel ayrıntıları o kişinin özel- liklerinin önüne geçirmeyeceksin” diye Can Dündar’ı uyarmıştı. Ancak asıl önemli uyarının yurt- taşlara yapılması gerekiyor!.. Pro- mosyon tuzağı Büyük Önder’e ba- kış açıları tartışılan iki yönetmenin filmlerine hizmet ediyor!.. Propa- gandaya kapılan Cumhuriyetçiler ise ceplerindeki Atatürk portreli bank- notları işte bu filmler için harcıyor!.. Peki, ya Cumhuri- yeti anlayamayanlar?.. Eski ülkücü yeni ce- maatçi Mümtaz’er Türköne’nin dünkü Zaman gazetesinde yer alan yazısının başlığında “Cumhuriyet ne zaman herkesin olacak?” sorusu vardı. Türköne 85. yıl kutlamalarını bir okulda izlemiş. Ve görmüş ki 40 yıl önce dinlediklerine eklenen yeni bir tek şey varmış; Efendim “Eskiden ‘Muasır medeniyet seviyesine ulaş- mak’ şimdi ise ‘Çağdaş uygarlık düzeyini aşmak’tan bahsedili- yor”muş!.. Yani ona göre 85 yıllık Cumhuriyet yalnızca ana hedefini öz- türkçeye çevirebilmişti! Türköne ya- zısının devamında, “Cumhuriyet neydi ve ne işe yarıyordu?” diye bo- şuna sormamıştı! Baksanıza 10. Yıl Marşı bile “anlamsız ve amaçsız, üs- telik Türkçe dilbilgisi kurallarına ay- kırı”ymış! Zamane yazarının derdi bu kadar değildi! “85 yıl sonra Cumhu- riyet, neden hâlâ silahla korunacak kadar zayıf?” diye merak da etmiş- ti! Memlekette bu kadar rejim düş- manı ve bölücü dolaşırken bu soru çok komik kalmıştı! Ancak Türköne asıl baklayı yazısının sonunda ağ- zından çıkarmıştı! “Cumhuriyet, Kürt sorunu için önümüze nasıl bir ufuk koyuyor?” diye sormuştu! Fethullahçılık siyasallaşmış Kürt- çülüğü yok etmek için Güneydo- ğu’ya uçaklar dolusu mürit işadamı gönderirken eski bir ülkücünün mümtaz düşüncelerle Kürtleri dert etmesi çok manidar kalmıştı! Değil mi Mümtaz’er Kürtöne?.. ‘Atatürk’e ‘Operasyon!..’ “Turkcell’in Can Dündar’ın Mustafa filmine sponsor olmamasının nedeni iktidar korkusu değil, tam ter- sine Atatürk’ü sevenler. İçin- de Atatürk’ü sevenleri üze- cek bölümler var. Önce Can Dündar çıktı, ‘Turkcell bana sponsor olmadı’ dedi. Ar- dından Doğan Grubu saldı- rıya geçti. Dündar sonraki projelerine sponsor olma- yacak olanlara gözdağı ve- rirken Doğan Grubu da ken- disine reklam vermeyenleri ne hale getirebileceğini gös- termeye çalıştı. Bunun adı şantaj gazeteciliğidir.” Fatih Altaylı, www.haberturk.com “Bir filme verilen desteğin filmin kahramanına verilmiş sayılma- sı kadar, verilmeyen desteğin ona kar- şı tavır olarak algı- lanması da hata olur. Atatürk’ü başka bir filmin kahramanıyla ya da bir reklam ka- rakteriyle kıyaslamak da ona zarar verir. Atatürk’ü yaptıkla- rıyla, yaşadıklarıyla, söyledikleriyle tartı- şalım, ama lütfen onu bu polemiklerin dışında tutmaya özen gösterelim.” Can Dündar, Milliyet e-posta: [email protected] MED CEZİR MEHMET FARAÇ ‘Mustafa’yı Vurmak!.. Yeniçağ gazetesinden Sabahat- tin Önkibar ise dünkü yazısında tartışılan iki yönetmenden birini he- def almıştı! “Mustafa” filmini “ope- rasyon” diye niteleyen Önkibar, öy- le bir Can Dündar portresi yazmıştı ki açıkça “böyle bir adamın çektiği film izlenir mi” mesajı veriyordu: “Can Dündar bir gün devrimcidir, öbür gün AB taraftarı. Bir gün İs- lamcıları ve PKK’yi bile kucaklayan sözde özgürlükçüdür, öbür gün Ke- malist. Bir gün ÖDP’lidir, ertesi gün Ecevit’çi, yani kısacası ne olduğu bel- li olmayan bir meçhul adamdır. Çiz- gisi ve tutarlılığı yoktur. İlişkileri ise ka- fa karıştırmaktadır. Son teşebbüsü ‘Mustafa’ filmini sorgulayalım. Dün- dar bu belgesel filmde güya insan Mustafa Kemal’i anlatıyor, ama ger- çek bu değil. Gerçekte yapılan psi- kolojik bir operasyondur. Atatürk’ün kendi sözleriyle güya Kürtlere özerk- lik verilmesi fikrinde olduğu ortaya ko- nuyor. Kendi heykellerini diktiren bir diktatör olduğu imajı bilinçaltına pompalanıyor. Atatürk için ayyaş portresi çiziliyor. Gayrimeşru ilişkile- ri ve de çocuğu olduğu imaları yapı- lıyor. Sorarım size, böylesine uçuk mesajların ustalıkla yerleştirildiği fil- min Cumhuriyetin kuruluş gününde farklı bir ambalajla vizyona konması operasyon değil de nedir? Mustafa Kemal’i maske takıp aşındırmak bu milleti aşağılamakla eşanlamlıdır...” 30 Ekim 2008 (Milliyet Gazetesi) Kürtöne!.. Perdedeki Gerçek Film!.. Oysa kim ne yaparsa yapsın, Ata- türk’ün gönüllerdeki destansı filmi 85 yıldır vizyondan inmiyor! O film, tarih- teki hiçbir ulusa kısmet olmayacak Ata- türk gibi bir dehanın, gericilik, yokluk ve sefaletin ortasından bir Cumhuriyet yaratmasını anlatıyor! Rövanş taşe- ronları aradan 85 yıl geçse de o filmi perdeden indirmek için uğraşmaktan vazgeçmiyor! Perdeye ne yazık ki Cumhuriyet ışığının aydınlatamadığı köhnelikler de yansıyor, oralara tüne- miş çakma Ali Kemal’ler de!.. 29 Ekim günü “Milli”ci geçinen bir gazete bu coşkulu bayramı “Türkiye Cumhuriyeti 85. yaşını kutluyor” baş- lığıyla üçüncü sayfadaki minnacık bir habere gizlemişti!.. “Atılım ve açılım” sloganını kullanan Numan Kurtul- muş işte bu gazetenin kafasıyla ikti- dar düşü görüyordu! Taraf adlı asker düşmanı gazetede ise 29 Ekim’in zerresi yoktu. Ancak 27 yaşındaki bir zavallı köşesinde, “Bu devlet zihniye- tine itaat etmemelidir” diye halkı isyana çağırmıştı! Aynı gazete dün ise “Pa- dişahım çok yaşa” manşetiyle ironi ya- payım derken nefes borusunda giz- lenmiş bayat bir sloganı dışa vurmuştu! 29 Ekim günü “Bu kaçıncı Cumhuriyet” sorusuyla rejim karşıtlığını sorgulayan Vakit ise dün “Sarhoş Cumhuriyet” başlığıyla çıkmıştı!.. Atatürk’ün çocukları ülkeyi muassır medeniyet seviyesine ulaş- tırdığında, işbirlikçi liboşlar, İran he- veslileri ve numaracı müritler de Cum- huriyet’in erdemlerini öğreneceklerdir!.. Hem de sevmeyip ölerek değil, yaşa- yarak!.. 1923’te çekilen bir filmi yara- sa gibi olsa da izleyerek!.. Resepsiyonlardaincemesajlar Cumhuriyet coşkusu İstanbul Haber Servisi - Cumhuriyetin 85. kuruluş yõldönümü, İstanbul’un bir- çok ilçesinde fener alaylarõ, müzik dinletileri, lazer ve õşõk gösterileri ile coşkuyla kutlandõ. Kutlamalara katõlan on binlerce kişi, Cumhuriyet Bayramõ kutlamalarõnõ geç saatlere dek sürdürerek Ata- türk’ün kurduğu laik, de- mokratik Türkiye Cumhuri- yeti’ne sahip çõkacaklarõnõ tüm dünyaya duyurdu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 85. yõldönümü nedeniyle önceki gece Dol- mabahçe Sarayõ’nda resep- siyon verildi. Hasbahçe’de- ki resepsiyonda davetlileri, İstanbul Valisi Muammer Güler ve eşi Neval Güler karşõladõ. Daha sonra Bü- yükşehir Belediyesi tarafõn- dan Boğaziçi Köprüsü ile Kõz Kulesi arasõnda düzen- lenen õşõk, lazer ve havai fi- şek gösterisi için Dolma- bahçe Sarayõ’nõn rõhtõm bö- lümüne geçildi. Vali Güler, Büyükşehir Belediye Başkanõ Kadir Topbaş ve 1. Ordu Komu- tanõ Orgeneral Ergin Say- gun, birlikte butona basarak Boğaziçi Köprüsü’ndeki 16 farklõ noktadan yapõlan õşõk- lõ gösteriyi başlattõ. Trafik tıkandı Galatasaray Adasõ’ndan hareket eden 300 tekne de fe- ner alayõ gerçekleştirerek Boğaziçi Köprüsü’ne geldi. Müzisyen Fahir Atakoğ- lu’nun Cumhuriyetin 85. yõl dönümü dolayõsõyla beste- lediği eser eşliğinde devam eden gösteri, yaklaşõk 20 dakika sürdü. Bu sõrada Bo- ğaz trafiğinin kesilmesi, ka- rardan gösterilerin izlenme- si için Boğaz yolunda kara- yolunun işgal edilmesi ula- şõmõ olumsuz etkiledi. Resepsiyona katõlan eski Genelkurmay Başkanõ emekli Orgeneral Yaşar Bü- yükanıt, “Cumhuriyet ol- masaydı buralarda olur muyduk? En büyük bay- ramımız kutlu olsun” dedi. Taksim Meydanõ’nda top- lanan binlerce yurttaş da İs- tanbul Büyükşehir Belediye- si’nce düzenlenen etkinlikte, Cumhuriyet coşkusunu bir- likte yaşadõ. Ellerinde bay- raklar ve Atatürk resimleriy- le alanõ dolduran yurttaşlar, ça- lõnan marşlar eşliğinde birlik ve beraberlik mesajõ verdiler. Beşiktaş, Avcõlar, Bakõr- köy, Bahçelievler, Şişli, Kü- çükçekmece, Beylikdüzü be- lediyeleri olmak üzere yerel yönetimler düzenledikleri törenlerle Cumhuriyet bay- ramõnõ halkla birlikte coş- kuyla kutladõlar. Atatürk’ün bilinmeyen 100 fotoğrafõ- nõn yer aldõğõ “Beni Hatır- layınız” fotoğraf sergisi de Historia Alõşveriş Merke- zi’nde açõldõ. Sergi, 10 Ka- sõm’a dek gezilebilecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 29 Ekim Cumhuriyet Bayramõ nedeniyle Ankara’da düzenlenen 3 ayrõ resepsi- yonda Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün dengeleme çabasõ ve askerin türban me- sajõ dikkat çekti. Gül, öğle saatlerinde devlet erkânõ ve yabancõ misyon temsilcilerine “eşsiz” re- sepsiyon verdi. Bu daveti için resepsiyon salonu girişinde davetlileri tek tek kar- şõlayan Gül’ün takõm elbise giymesi dikkat çekti. Davetiyelerin eşsiz olma- sõ nedeniyle resepsiyona türbanlõ katõlõm olmadõ. Ancak Gül’ün, akşam siyasile- rin yanõ sõra sivil toplum örgütü temsil- cileri, işadamlarõ, gazeteciler ve sanatçõlar için düzenlediği ikinci “eşli” resepsiyon türbanlõlarõn ilgi odağõ oldu. Bu resep- siyonda gündüzkinin aksine smokin gi- yen ve papyon takan Gül, eşi ile birlik- te davetlileri karşõladõ. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan akşamki resepsiyon için kendisine de davetiye gönderilme- sine karşõn bu resepsiyona katõlmadõ. Böylece devletin zirvesindeki iki ismin eşleri, bu yõl da resepsiyonda yan yana gelmemiş oldu. Cumhuriyet Bayramõ re- sepsiyonu davetiyelerinde geçen yõl- kinden farklõ olarak, “smokin ya da ko- yu renk elbise” kõyafet koşulu getiril- mesi nedeniyle smokinli davetli sayõsõnda artõş gözlendi. Türban mesajı Çankaya’daki “türbanlı” 29 Ekim Re- sepsiyonu sürerken Ankara’da başka bir yerde önemli bir resepsiyon daha var- dõ. Köşk’teki eşli resepsiyona katõlma- yan Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İl- ker Başbuğ, Merkez Orduevi’nde ayrõca bir 29 Ekim Resepsiyonu düzenledi. Bu resepsiyona Ankara Garnizo- nu’nda ve karargâhlarda görevli asker, emekli personel ve eşleri ile gazi ve şe- hit yakõnlarõ katõldõ. Orkestra eşli- ğinde dans edilen gazilerin de katõldõğõ resepsiyon saat 21.30’a kadar sürdü. İlk kez gerçekleştirilen bu resepsiyon, Köşk’teki türbanlõ resepsiyona karşõ mesaj olarak yorumlandõ. Buna karşõn yetkililer, resepsiyonun “alternatif bir kutlama” olarak değerlendirilme- mesi gerektiğini ifade ettiler. Ablasõ Sevgi Çağatay’õ kaybeden Orgeneral Başbuğ’un eşi Sevim Başbuğ ise 29 Ekim kutlamalarõna katõlamadõ. KADIKÖY’DE CUMHURİYET ANDI Kadõköy Belediyesi’nin geleneksel “Cum- huriyet’e Bağlõlõk Yürüyüşü”ne binlerce yurttaş katõldõ. Suadiye Bağdat Caddesi’nde toplanan coşkulu kalabalõk ellerinde Türk bayrağõ ve Atatürk resimleri ile marşlar eş- liğinde Göztepe Parkõ’na dek yürüdü. Bu- rada toplanan yurttaşlar Kadõköy Beledi- ye Başkanõ Selami Öztürk ile birlikte Cum- huriyete Bağlõlõk Andõ’nõ okudu. Kutlama- lar MFÖ konserinin ardõndan son buldu. Bağdat Caddesi’nde yürüyüş başlarken sokak lambalarõnõn İBB tarafõndan sön- dürülmesi ve aynõ saatlerde İBB’nin Cad- debostan’da alternatif bir kutlama töreni gibi Emre Altuğ konseri düzenlemesi de yü- rüyüş komitesince eleştirildi. İstanbul’da kutlamalara katõlan on binlerce kişi, Cum- huriyet Bayramõ kutlamalarõnõ geç saatlere dek sürdüre- rek Atatürk’ün kurduğu laik, demokratik Türkiye Cum- huriyeti’ne sahip çõkacaklarõnõ tüm dünyaya duyurdu. Ordu’da köylülerle kutlama ERDOĞAN ERİŞEN ORDU - Ordu’da Cumhuriyet Bayramõ nedeniyle Valilik tara- fõndan düzenlenen resepsiyonda ilk kez bu yõl içki servisi yapõl- madõ. Resepsiyona yaklaşõk 10 türbanlõ katõldõ. Kentte fener ala- yõ da düzenlenmedi. Cumhuriyet’in ilanõnõn 85. yõl- dönümü nedeniyle Ordu’da TESK Otel Havuzbaşõ’nda düzenlenen resepsiyonda Vali Ali Kaban’õn talimatõyla içki verilmedi. Kaban, türbanlõ eşini resepsi- yona getirmedi, konuklarõ kendi- si karşõladõ. Resepsiyona yaklaşõk 10 türbanlõnõn katõlmasõ ise dikkat çekti. Bu kadõnlarõn bazõ daire mü- dürlerinin eşleri olduğu belirtilir- ken, büyük bir bölümü Vali Ka- ban’õn elini sõkmadõ. Garnizon Komutanõ Celal Çü- rek ve üst düzey subaylar ise re- sepsiyona resmi kõyafetleri ile katõldõlar. Resepsiyona bu yõl ilk kez bir grup çiftçi de katõldõ. Köy- lülerle yakõndan ilgilenen Tarõm İl Müdürü Sadi Sadıkoğlu, “Ken- dileri, bu yıl valimizin talima- tıyla çağrıldı. Bu anlamlı günde bir arada olmanın mutluluğunu yaşadık” dedi. Programda yer almasõna karşõn Ordu Belediye- si’nde bu yõl fener alayõ da dü- zenlenmedi. Belediye yetkilileri fener alayõnõn güvenlik gerekçe- siyle iptal edildiğini belirttiler. Cumhurbaşkanõ Gül’ün dengeleme çabasõ ve askerin türban mesajõ dikkat çekerken Hayrünnisa Gül ile Emine Erdoğan yan yana gelemedi. İÇKİ VERİLMEDİ Fotoğraflar:UĞURDEMİR/BURAKALİÇAVUŞOĞLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle