04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 31 EKİM 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Cumhuriyet ve DTP Yunus Nadi Armağanı Yarışması, 1946’da ku- ruldu; hem geçmişe hem geleceğe dönük olan an- lamõ, gazetemizin kurucusu Yunus Nadi’ye saygõ ve sevgiden kaynaklanõyor. Yalnõz Cumhuriyet gaze- tesinin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşun- da büyük emeği bulunan Yunus Nadi’nin anõsõnõ her yõl tazelemek bizim için bir görev. Devrimci ve de- mokrat Cumhuriyet’in Ulusal Bağõmsõzlõk Savaşõ- mõzla ve Türkiye Cumhuriyeti’yle zamandaş ve eş- anlamlõ bir kuruluş tarihçesi var. Yunus Nadi, ga- zetemizin temel taşlarõnõ bu doğrultuda koydu. Yu- nus Nadi’nin ölüm yõldönümünü geçmişe dönük bir acõ olarak değil, geleceğe yönelik bir kültür olayõ- na dönüştürmek amacõyla bu yarõşma düzenlendi. Yarõşmanõn ilk düzenlendiği yõllarda Türkiye’de sanat alanõnda hiçbir özel ödül yoktu; tek parti dö- nemiydi ve yalnõz CHP’nin koyduğu bir şiir ödü- lü vardõ. Aynõ dönemde bütün dünyada sanat, bi- lim ve edebiyat ödülleri ün yapmõşlardõ. İsveç’te No- bel, ABD’de Pulitzer, Sovyetler’de Lenin, Fransa’da Goncourt ödüllerinin sonuçlarõ Türkiye’de de iz- leniyordu; ama ülkemiz bu alanda da geç kalmõş- tõ. Cumhuriyet gazetesi bu öncülüğü üstlendi, alt- mõş yõl önce düzenlenen Yunus Nadi Armağa- nõ’yla sanat ve kültür yaşamõmõzda bir yarõşma coş- kusu oluşturdu. Daha sonraki yõllarda Türkiye’de de yarõşmalarõn ve ödüllerin sayõsõ çoğaldõ, yirmi- yi aştõ. Bugün belki ödül enflasyonundan söz açõ- labilir; eleştirel bir yaklaşõmla sakõncalarõ günde- me getirilebilir, ama yine de kültür, bilim ve sanat konularõnda yapõlan yatõrõmlarõn çok yararlõ olduğu rahatlõkla söylenebilir. Zamanla ödüller arasõnda ayrõmlar ortaya çõkar; bir yarõşma kurumsallaştõkça, amacõ, nitelikleri, karakteri belirginleşir. Bu ara- da kimi holdinglerin kendi amaçlarõna yönelik ya- rõşmalar düzenlemeleri ve ödüller dağõtmalarõ da bu alanda kaçõnõlmaz çoğulculuğu yansõtõyor. Ki- mi bankalarõn, şirketlerin, ticari tekellerin reklam amacõyla düzenledikleri yarõşmalarõn ödülleri, pa- rasal açõdan ne kadar büyük olursa olsun; özü, mad- di çerçevenin dõşõndaki anlamda odaklaşõyor. Ödüller, Yunus Nadi Armağanı Yarışması adõyla aralõksõz olarak kõrk yõlõ aşkõn bir sürede düzenli ola- rak gerçekleştirildi, kültür ve sanat hayatõmõza amaç- lanan katkõlarõ yaptõ ve etkilerini duyurdu. Daha ön- ce bir dalda yapõlan ödüllendirmenin kapsamõ 1990 yõlõndan itibaren genişletildi ve Yunus Nadi Ödülleri adõyla sürmeye başladõ. Ülkemizin kültür ve sanat yaşamõ bütün baltalanmalara ve olumsuz yatõrõmlara karşõn sürekli gelişiyor ve yaygõnlaşõ- yor. Fikir ve sanat özgürlükleri Türkiye’de tam de- ğil; siyasal iktidarõn baskõlarõ hâlâ sürüyor ve çağ- daş demokratik ortamdan henüz yoksun sayõlõyoruz. Buna karşõn fikir, sanat, bilim, kültürde çabalar sü- rüyor. Tarihsel gelişim sürecinde elbette ‘aydın- lanma’nõn önüne hiçbir güç geçemez. Cumhuriyet, çağdaş uygarlõğa giden yolun fikir, sanat, kültür, bi- lim yolu olduğunu kuruluşundan beri savunan bir gazete. Bu yoldaki çabalarõ desteklemek ve özen- dirmekte Yunus Nadi Ödülleri’nin işlevi sürecek. 2009 Yunus Nadi Ödülleri Edebiyat Ana Da- lı’nda öykü, roman, şiir; Görsel Sanatlar Ana Da- lı’nda karikatür; Bilimsel Araştırma Ana Da- lı’nda Sosyal Bilimler Araştõrmasõ olarak sürüyor. Adaylara başarılar diliyoruz. Ö Y K Ü Ödüle 1 Nisan 2008 ile 1 Şubat 2009 tarihleri arasõnda ya- yõmlanmõş bir kitap ya da yayõna hazõr bir ‘kitap dosya- sõ’yla aday olunabilir. Yayõmlanmamõş yapõtlarõn, beyaz dosya kâğõdõna makine yazõsõ ile çift aralõklõ yazõlmõş ol- masõ gereklidir. Adaylar yapõtlarõnõ altõ adet olarak gön- dereceklerdir. Ödül bir yapõta verilir. Seçici Kurul, ödü- lü, kitap ve kitap dosyasõ arasõnda paylaştõrabilir. Seçici Ku- rul: Hikmet Altõnkaynak, Mehmet Başaran, Tarõk Dursun K., Sami Karaören, Emin Özdemir. R O M A N Ödüle 1 Nisan 2008 ile 1 Şubat 2009 tarihleri arasõnda ya- yõmlanmõş bir kitap ya da yayõna hazõr bir ‘kitap dosya- sõ’yla aday olunabilir. Yayõmlanmamõş yapõtlarõn, beyaz dosya kâğõdõna makine yazõsõyla çift aralõklõ yazõlmõş ol- masõ gereklidir. Adaylar yapõtlarõnõ altõ adet olarak gön- dereceklerdir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosya- sõ arasõnda paylaştõrabilir. Seçici Kurul: Adnan Binyazar, Ahmet Cemal, Konur Ertop, Mehmet Eroğlu, Prof. Dr. Tah- sin Yücel. Ş İ İ R Ödüle 1 Nisan 2008 ile 1 Şubat 2009 tarihleri arasõnda ya- yõmlanmõş bir kitap ya da yayõna hazõr bir ‘kitap dosyasõ’ ile aday olunabilir. Yayõmlanmamõş yapõtlarõn beyaz dosya kâ- ğõdõna makine yazõsõ ile çift aralõklõ yazõlmõş olmasõ gerek- lidir. Adaylar yapõtlarõnõ altõ adet olarak göndereceklerdir. Ödül bir yapõta verilir. Seçici Kurul, ödülü, kitap ve kitap dosya- sõ arasõnda paylaştõrabilir. Seçici Kurul: Ataol Behramoğlu, Prof. Dr. Cevat Çapan, Muzaffer İlhan Erdost, Doğan Hõz- lan, Kemal Özer. S O S Y A L B İ L İ M L E R A R A Ş T I R M A S I Ödüle 1 Nisan 2008 ile 1 Şubat 2009 tarihleri arasõnda yayõmlanmõş bilimsel araştõrmalarla yayõma hazõrlanmõş en az 25 sayfa olarak beyaz dosya kâğõdõna makine ya- zõsõyla çift aralõklõ yazõlmõş bilimsel araştõrmalar katõla- bilir. Adaylar yapõtlarõnõ sekiz adet olarak gönderecek- lerdir. Ödül bir yapõta verilir. Seçici Kurul ödülü kitap ve kitap dosyasõ arasõnda paylaştõrabilir. Seçici Kurul: Erdal Atabek, Prof. Dr. Rona Aybay, Dr. Alev Coşkun, Prof. Dr. Emre Kongar, Prof. Dr. İoanna Kuçuradi, Prof. Dr. Türkel Minibaş, Prof. Dr. Ahmet Mumcu. K A R İ K A T Ü R Karikatürlerin boyutu 30X40 cm.’yi geçmemelidir. Her tür- lü teknik serbesttir. Yarõşmaya en fazla 5 karikatürle katõla- bilinir. Seçici Kurul: Kâmil Masaracõ, Tan Oral, Ferit Ön- gören, Turhan Selçuk, Tonguç Yaşar. H E R D A L İ Ç İ N G E Ç E R L İ G E N E L K O Ş U L L A R Ödüller, her dalda amatör- profesyonel herkese açõktõr. (Cum- huriyet mensuplarõ hiçbir dalda ödüle aday olamazlar.) Aday- lar gerçek ad ve adreslerini ve telefon numaralarõnõ belirtmek zorundadõrlar. Ancak adaylar ad ve adreslerinin saklõ tutulmasõnõ isteyebilirler. Ödül koşullarõna uymayan yapõtlarõ yarõşma dõ- şõnda tutmak zorundayõz. Adaylarõn yapõtlarõyla birlikte adlarõnõ ve soyadlarõnõ arkasõna yazacaklarõ iki fotoğrağlarõnõ, açõk ad- reslerinin de yer aldõğõ katõlma belgesini ve yaşam öyküleri- ni 15 Şubat 2009 Pazar günü saat 17.00’ye kadar ‘Cumhu- riyet Gazetesi Yunus Nadi Ödülleri Prof. Dr. Nurettin Maz- har Öktel Sok. No: 2 - 34381 Şişli / İstanbul adresine iadeli taahhütlü olarak postayla ulaştõrmalarõ ya da elden teslim et- meleri gerekmektedir. Yayõmlanmõş yapõtlarõn daha önce her- hangi bir ödül almamõş olmasõ şartõ geçerlidir. Zarfõn ya da pa- ketin üzerine hangi dal ile ilgili olduğunun (şiir, roman, öy- kü vb.) yazõlmasõ zorunludur. Ödül dallarõnda konu sõnõrlamasõ yoktur. Yapıtlar hiçbir şekilde iade edilmez. Ödül alan ya da herhangi bir şekilde ön elemeden geçirilen yapõtlar, genel yayõn ilkelerimiz doğrultusunda gazetemizde yayõmlanabilir. Ödül sonuçlarõ gazetemizin kuruluş yõldönümü olan 7 Mayõs 2009 Perşembe günü açõklanacaktõr. Ö D Ü L Her dal için: 2.000 YTL. 63. YIL YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ 2009 K A T I L M A B E L G E S İ ADIM, SOYADIM: ...................................................... ADRESİM:............................................................................. .............................................................................................................. TELEFONUM:................................................................. KATILDIĞIM DAL:.................................................. Başbakan Yardõmcõsõ Çiçek’i pankartlar ve sloganlarla protesto eden gençlere korumalar sert müdahale etti İşkencetoplantõsõndadayak ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Yardõmcõsõ Ce- mil Çiçek’in katõldõğõ “İşkence ve Kötü Muamele ile Mücadele” toplantõsõnda olay çõktõ. Çiçek’in konuşmasõnõ tamamlamasõnõn ar- dõndan işkence kurbanõ Engin Çeber’in ailesinin avukatõ Taylan Tanay, ayağa kalkarak söz istedi. Tanay’õn ardõndan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardõmlaşma ve Dayanõşma Derneği (TAYAD) üyesi gençler pankartlar ve slo- ganlarla Çiçek’i protesto etti. Çi- çek hõzlõca salondan ayrõlõrken, bir koruma protestocu bir gencin üze- rine atladõ. Kameralarõn kendisi- ne yöneldiğini gören koruma da- ha sonra geri adõm attõ. Gençler basõnõn yoğun ilgisi sayesinde gözaltõna alõnmaktan kurtuldu. Başbakanlõk İnsan Haklarõ Baş- kanlõğõ tarafõndan düzenlenen İş- kence ve Kötü Muamele ile Mü- cadele konulu toplantõ Hâkim- evi’nde gerçekleştirildi. Gazete- ciler toplantõya katõlacak olan Başbakan Yardõmcõsõ Çiçek’i ka- põda beklerken, CHP Sõvas Mil- letvekili ve İnsan Haklarõ İncele- me Komisyonu Üyesi Malik Ec- der Özdemir ile Engin Çeber’in babasõ Ali Çeber ve ailenin avu- katõ Tanay salona girdi. CHP’li Özdemir, “Üzülerek söylüyo- rum bugün burada bu toplan- tının olduğundan TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi ola- rak benim haberim yok. Ben Engin Çeber’in avukatından ve babasından duydum” dedi. Daha sonra başlayan toplantõda konuşan Çiçek, Türkiye’de “Kol kırılır yen içinde kalır şeklinde sakat bir anlayışın bulunduğu- nu” söyledi. Çiçek, burada asõl önem taşõyan konunun kolu kõr- mamak olduğunu söyledi. Çiçek’in konuşmasõnõ tamam- layarak kürsüden ayrõlõşõ sõrasõn- da ayağa kalkan avukat Tanay, kendisinden söz istedi. Çiçek’in “Konuyu biliyorum” demesi üzerine salonda bulunan TAYAD üyesi 3 genç ayağa kalkarak Çi- çek’i protesto etmeye başladõ. “Adalet istiyoruz”, “Bakan sö- zünde dursun”, “Katiller halka hesap verecek” sloganlarõ atan protestocular kõsa süre sonra sa- londaki korumalarõn müdahale- siyle karşõlaştõ. Bir protestocunun üzerine atla- yan koruma, protestocunun ağzõ- nõ kapatmaya çalõştõ. Salonda bu- lunan bazõ yurttaşlarõn “İşkence toplantısında işkence yapılıyor” sözleri ve gazetecilerin yoğun il- gisi sonucu polis memuru protes- tocuyu salonda serbest bõrakmak zorunda kaldõ. ÇEBER’İN BABASI ENDİŞELİ ‘Polisten artık korkuyorum’ AYŞE SAYIN ANKARA - Gözaltõna alõndõktan sonra konulduğu Metris Cezaevi’nde “işken- ce”yle öldürülen Engin Çeber’in babasõ Ali Tekin, alõnan yayõn yasağõ kararõ ve dava sürecinin uzamasõ nedeniyle, davanõn savsaklanmasõndan endişe ettiklerini belir- terek TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu üyelerinden destek istedi. Çeber’in babasõ Ali Çeber, avukatlarõ Taylan Tanay ile Özgür Yılmaz, dün TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komis- yonu’nun CHP’li üyesi Malik Ecder Öz- demir’i makamõnda ziyaret ederek dava sürecine ilişkin bilgi verdiler. Tanay, da- vanõn savsaklanmamasõ konusunda Özde- mir’den destek istediklerini bildirdi. Olayõn içinde “polis, infaz memuru ve jandarma”nõn bulunduğunu belirterek Ta- nay, Çeber’in 28 Eylül’den ölümüne kadar geçen süreçte “10 gün boyunca aralıksız dövüldüğünü” söyledi. Tanay, 25 gardi- yan, ikisi astsubay olmak üzere 5 jandarma ve 15 polisin bu olaya karõştõğõnõn anlaşõl- dõğõnõ bildirdi. İşkenceyi yapan ve ölüme sebebiyet veren gardiyanlar belli olmasõna karşõn tek kişinin tutuklu olmadõğõnõ, hatta hiçbir tedbir konulmadõğõnõ belirten Tanay, “Bu kişiler şu anda ellerini kollarını sal- layarak yurtdışına kaçabilirler, delilleri karartabilirler” dedi. ‘KARAKOLDA TANIK VAR’ İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu içerisinde oluşturulan karakollarla ilgili alt komisyonun Çeber’in gözaltõna alõndõğõ İs- tinye Karakolu’nda “işkence yapıldığına ilişkin bilgiye ulaşamadıkları” yönünde açõklama yaptõklarõnõ belirten Tanay, “Oy- sa biz, 28 Eylül gecesi orada kalan bir tanık bulduk. Kendisi, polisin o akşam Engin’in yüzüne bastığını, üzerine otur- duğunu söyledi” dedi. Çeber’in babasõ ise dava sürecinin zama- na yayõlmasõndan endişe ettiğini söyledi. Polise artõk güvenmediği gibi, “korktuğu- nu” belirten Ali Tekin, “Başıma ne iş ge- lir bilmiyorum, İçişleri Bakanı bu konu- da tek kelime bile söylemedi. O nedenle davayla ilgili umutsuzum. Olay olalı 20 gün oldu, ama tek bir tutuklama yok” dedi. Adalet Bakanõ Mehmet Ali Şahin’in Metris Cezaevi’ndeki bazõ yöneticilere sa- dece “el çektirdiğine” dikkat çeken Tekin, “Bir tek özür dilemekle olmaz. Oğlumun katillerinin bulunmasını, adaletin yerini bulmasını istiyorum” diye konuştu. Halk Cephesi üyeleri, cezaevinde gördüğü işkence sonucu hayatını kaybeden Engin Çeber’le ilgili gö- rülen davada gizlilik kararı alınmasını protesto et- ti. Gizlilik kararının yasal dayanağı olmadığına dikkat çeken grup, AKP hükümetinin işkence ola- yının “üstünü örtmeye” çalıştığını öne sürdü. Me- cidiyeköy Metro Durağı önünde “Engin’i yazmak yasak, bu yasak hükümsüzdür. Adalet istiyoruz” pankartı açarak bir araya gelen Halk Cephesi üye- leri “Engin’in katili AKP iktidarı”, “Sorumlular yargılansın” sloganları attı. Grup adına açıklama- da bulunan Gülseren Karademir, AKP hükümeti- nin işkence olayının “üstünü örtmeye” çalıştığını söyledi. (Fotoğraf: BURAK ALİÇAVUŞOĞLU) ‘AKP işkence olayının üstünü örtmeye çalışıyor’ “İşkence ve Kötü Muame- le ile Mücadele” toplantõsõn- da TAYAD’lõ gençler “Ba- kan sözünde dursun”, “Katil- ler halka hesap verecek” slo- ganlarõ atarak Çiçek’i pro- testo etti. Çiçek hõzlõca sa- londan ayrõlõrken, protesto- cular korumalarõn sert mü- dahalesiyle karşõlaştõ. Cumhuriyetin 85. yıldönümü kutlamaları için yapı- lan resmi törenlere, Batman, Diyarbakır, Hakkâri, Şır- nak ve Tunceli belediye başkanlarının katılmadıkla- rı anlaşılıyor. Daha doğrusu, halk tarafından seçilmiş Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı, kendisini temsil etme- si için atanmış bir bürokrat olan genel sekreter yar- dımcısını görevlendiriyor. Kentin Valisi, Garnizon Komutanı olarak bir korgeneral, yanlarında dördün- cü dereceden o görevli memurla birlikte törene katı- lan birliklerin, öğrencilerin ve halkın bayramlarını kut- lamak zorunda kalıyorlar. Özetle, Baydemir ve öteki belediye başkanlarının, Başbakan’ın partileri hakkındaki sözlerini gerekçe gös- tererek yaptıklarını söyledikleri boykot nedeniyle beş il merkezindeki ve DTP’li başkanların kazanmış olduğu ilçelerde kutlama törenlerinde bu kentlerin halkının seç- tiği başkanlar yer almıyor. O “taraf”ın gazetesi, DTP’li başkanların boykotunu “Cumhuriyetin Kürt’üy- le bir türlü barışamayışı” olarak açıklıyor! DTP de herhalde bu nedenle Mustafa Kemal ve ar- kadaşlarının kurduğu Cumhuriyetimizin anayasa- mızda 85 yıldır yer alan yerleşik niteliklerini beğen- meyerek ona terör örgütü başının isimlendirmiş olduğu gibi demokratik cumhuriyet kimliğini vermek için öne- riler hazırlıyor. Devleti, iki farklı dil konuşan ve iki halk- tan oluşmuş bir toplumun kurduğunu söylemeye ça- lışıyor. Bununla devletin üniter yapısının yok edilmesinin amaçlandığını söyleyenlere de dün yapılan bir genel merkez açıklamasıyla DTP’nin üniter devletten yana olduğu gibi, birbiriyle çelişen masallar anlatılıyor. Bu açıklamalar, DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün Anıtkabir’deki törende de yer almayışı, dahası 85. yıl- dönümü için herhangi bir mesaj yayımlamayışı da ek- lenerek daha da boyutlandırılabilir. Çirkin ve haksız Genel merkezden örgüte doğru yayılan bir boykot eylemi söz konusuysa, onun da düşünce özgürlüğü kavramının içinde görülmesi istenilebilir. Ancak be- lediye başkanları tarafından beş il merkeziyle o ille- rin ilçelerinde zincirleme halinde sergilenen manza- ra, kendilerine oy vermiş olan halk adına bu boykotun yapılmak isltendiğini gösteriyor. Çirkin ve haksız olan da budur. Osman Baydemir, seçilmiş başkan olarak tören- de bulunmadığı gibi, yerine belediye meclisince se- çilmiş başkanvekilini de değil; dördüncü derece kadrolu bir bürokratını görevlendirirken yaptığı say- gısızlığın en çok kendi hemşerilerine yönelik olduğu- nun farkında mıdır? Diyarbakır Valisi, bana kalırsa, geleneksel olarak gar- nizon komutanı ve belediye başkanıyla birlikte yeri- ne getirilmesi gereken bir protokol görevini, o anda bayramın coşkusunu yaralamamak amacıyla bilinen sakat haliyle tamamlamayı içine sindirmek zorunda bırakılmıştır... Bir anıyı anlatarak... Bu tür protokol kurallarını çok iyi özümsemiş olan rahmetli Hasan Esat Işık, CHP Genel Sekreter Yar- dımcısı olduğu 1980 öncesi yıllarda ve bir 19 Mayıs Gençlik Bayramı öncesinde, Genel Başkan Ecevit’in odasına girip Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Mü- dürlüğü’nden partiye gelen yazıyı okumuştu. Yazıda, dönemin Cumhurbaşkanı Korutürk’ün ani rahatsızlığı nedeniyle törene katılamayacağı için ken- disini Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri’nin temsil edeceğinden söz ediliyordu. Işık, cumhurbaşkanla- rının yokluğunda -o günkü anayasa hükmüne göre- kendisine Cumhuriyet Senatosu Başkanı’nın vekâlet edeceğini vurgulayarak atanmış bir genel sekreter tö- rende başkan adına yer alırsa, CHP Genel Başkanı’nın şeref tribününü terk etmesini istiyordu. Parti merkez yönetim kurulu bu öneriyi destekledi ve durum hem Dışişleri’ne, hem Çankaya Köşkü’ne bildirildi. Sakınca önlenmiş oldu. DTP’yi yönetenler, kulaktan dolma bilgilerle politi- ka yapmaktan vazgeçmeliler. Yarım akıl kullanmanın arabalarını her seferinde yolda bıraktığını da anla- malılar. Dahası, ayakta kalmak istiyorlarsa Türkiye’nin par- tisi olmasını bilmeliler. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] Gül’e protestoya sert müdahale Ankara Üniversitesi’nde AKP karşõtõ pankart açan üç öğrenci gözaltõna alõndõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, An- kara Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakül- tesi’nin 75. kuruluş yõldönümü tören- lerinde “AKP’yi istemiyoruz” pan- kartõ açan öğrenciler tarafõndan protesto edildi. Basõn açõklamasõ yapmak iste- yen öğrenciler güvenlik görevlileri ve polisin sert müdahalesi ile karşõlaşõrken 3 öğrenci gözaltõna alõndõ. AÜ Ziraat Fakültesi’nin kuruluşunun 75. yõlõ dolayõsõyla fakültenin konferans salonunda dün tören düzenlendi. Tö- renin yapõlacağõ binada polis ekipleri- nin geniş güvenlik önlemleri aldõğõ göz- lendi. Gül’ün törenin yapõlacağõ bina- ya gelişi sõrasõnda fakülte önünde top- lanan bir grup öğrenci “AKP def ol, üniversiteler bizimdir” diye slogan at- maya başladõ. Öğrenciler aynõ zaman- da “AKP’yi istemiyoruz” yazõlõ pan- kart da açtõlar. Basõn açõklamasõ yap- mak isteyen gruba önce üniversitenin özel güvenlik görevlileri, ardõndan da çevik kuvvet ve sivil polisler müdahale etti. Öğrenciler yaka paça törenin ya- põlacağõ salonun yakõnlarõndan uzak- laştõrõldõ. Salon çevik kuvvetin kontrolü altõna alõndõ. Polisin sert müdahalesi- nin ardõndan dağõlan öğrenciler kõsa bir süre sonra yeniden bir araya gelerek “AKP def ol, üniversiteler bizimdir” yazõlõ pankartõ açtõlar. Bunun üzerine öğrenciler ile polis arasõnda ikinci bir arbede yaşandõ. Üç öğrenci gözaltõna alõnõrken arkadaşlarõnõn gözaltõna alõn- masõnõ protesto eden öğrenci grubu da polis tarafõndan çembere alõnarak tec- rit edildi. Gül’ün konuşma yaptõğõ sa- lona öğrenciler alõnmadõ. Öğrenciler yaka paça törenin yapıldığı salondan uzak- laştırılırken basın açıklaması yapmaları da engellendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle