Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Başbakan bu durumu biraz da küçümseyerek “Ço-
cukların arkasına sığınarak, onları kullanarak bir ye-
re varamazsınız” dedi ama, görünüm bu kadar ba-
sit değil...
Sanki terör örgütü ve örgüte yön verenler şöy-
le bir politika belirlediler:
Türkiye’nin terörle mücadelesinin önüne geçmek
çok zor. Bu, onun doğal hakkı. Uluslararası hukuk
da buna izin veriyor. Irak’ın kuzeyindeki operas-
yonlarda da sivil hedefler zarar görmüyor. Görse,
bu kullanılıp “Türkiye terörle değil, toplumla mü-
cadele ediyor” denilebilir... O zaman Türkiye’nin
içindeki terörü, içinden çıkılmaz hale getirelim...
Esnafı kepenk kapatmaya zorlayalım, terör ör-
gütünün ardında halk desteğinin varlığını göste-
relim... Çocukları kullanalım, onlardan birinin ba-
şına bir şey gelirse, dünyayı Türkiye’ye zindan ede-
riz, geri adım atmak zorunda kalır...
Yukarıda özetlemeye çalıştığımız politikanın
özellikle son bölümünün ne kadar tehlikeli bir oyun
olduğu açık. Buna karşı Ankara bir politika üre-
temeyince mülki amirler kolları sıvadı. Adana
Valisi İhsan Atış’ın projesi şu:
Çocuklarının eylemlere katılmasına izin veren,
yönlendiren, göz yuman ailelere kömür yardımı ke-
silecek, yeşil kartları iptal edilecek!
Nedir bu?
Çocukların kullanıldığı taş-sopa terörüne karşılık
maddi terör!
Vali Atış iyi atış yapıyor olmalı ki, bin kadar ai-
leyi şimdiden saptamış, yeşil kartlarını iptal etme
aşamasına gelmiş...
Sözümüz Atış’ın kişiliğinden dışarı, özellikle kö-
mür dağıtımı ailelerin oylarını AKP’ye vermesi için
kullanılan önemli bir yakıt. Kömürü veren kişi, öy-
le söylemlerle bu işi yapıyor ki, alan şöyle diyor:
“Allah hükümetimizden razı olsun!”
Sanki hükümet üyeleri ellerini cebine atıp va-
tandaşa kömür yardımı yapıyor. Kömürün bede-
li yine vatandaşın ödediği vergilerden çıkıyor. Ge-
çelim...
Akla şöyle bir soru da gelmiyor değil:
Kömür yardımı alıp da çocuğunun eyleme ka-
tılmasına göz yuman aile, AKP’ye oy vermeyecek
demektir. O zaman yardımı keselim ki herkes aya-
ğını denk alsın!
Kafalarda hangi hesap olursa olsun; çocukla-
rın teröre bulaşmasını önlemek için ailelerini ce-
zalandırmak, onların eyleme katılmasını ailelerin
özendirdiğini hükme bağlamak, yer yer, kent
kent erozyona uğramış iç barışa en büyük darbe...
Doğu, Güneydoğu kentlerimizde, yoğun göç
alan yerleşim yerlerinde belirmeye başlayan “kit-
lesel ve çocuksal şiddet” terör örgütünün kendince
yeni bir evreye hazırlandığını gösteriyor. Bunu gör-
mezden gelip küçümsemek, sorunu çözmüyor.
Siz o çocukların eline kalem veremezseniz, taş-
sopa alacaktır...
Terörün büyük ölçüde sindirildiği 2000’li yılla-
rın başında askeri araçların içindeki mermi san-
dıkları şeker-çikolota doluydu. Güneydoğu’daki as-
keri birlikler okulları tamir etmek, eksiklerini gi-
dermek için köylere gidiyordu... Kimi yerlerde sün-
net düğünleri “Benim kirvem Mehmetçik” sloga-
nıyla yapılıyordu...
Bugün yeniden sandıkların mermiyle dolması acı
bir tablo...
Ama daha acı olan, iktidardakilerin bunu gör-
memesi ya da görmezden gelmesi!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
amaçlarının saptırıldığını oturup düşünmeleri ge-
rekiyor.
Başkentteki törenler bir zorunluluğu karşılamak
amacıyla düzenlendi gibi bir izlenim veriyor.
Çankaya’daki Anıtkabir defterine düne kadar
adını ağzına almaktan özenle kaçındığı Musta-
fa Kemal’e “Büyük Atatürk” diye başlayan, iç-
tenliği her zaman tartışma konusu olabilecek ki-
mi satırlarla “Cumhuriyet’i büyüteceğiz” diye
başlıyor.
Laik, Atatürk düşüncesiyle hayat bulan Cum-
huriyeti mi?
Yoksa içine kapadığı, yıllarca yanında yardım-
cılık göreviyle eğitim gördüğü Erbakan’ın kara çar-
şaf giymiş Cumhuriyetini mi? Hangisini?
Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da iki ayrı ka-
bul resmi düzenliyor.
Biri eşsiz, diğeri eşli. Tepkilerden kaçınmak için
böyle acayip ayrıma başvuruyor.
Zira devlet, kadına her türlü özgürlüğü veren
Atatürk’ün mekânı Çankaya’da türbanlı bir baş
görmek istemiyor. Sonuç: Eşsiz resmi kabul!
Lakin eşini bayram törenlerinden hiç değilse
Köşk’te mahrum bırakmamak için bugüne dek gö-
rülmemiş uygulamayla eşli ikinci bir resmi kabul
düzenliyor.
Arada; “Aaaa! Bak Hayrünnisa! Salonda yap-
tığın düzenlemeler beğenilmiş!”
Hayrünnisa Hanım’ın da yüzünden gece gün-
düz uyur uyanık eksik olmayan tebessüm, biraz
daha genişliyor; eşinin orta yerdeki iltifatlarını din-
liyor.
Yukarıdaki TC’ye yaraşır bir cumhurbaşkanı gö-
rünmek için çırpınıyor.
-Tabii suya sabuna dokunmayan- ünlülerle hiç-
bir görüş, hiçbir düşünce, fikir üretilmeyen öğle
yemekleri. Üniversite rektörlerini seçme yetkisi-
nin Çankaya’dan alınmasını isteyerek ilim bilim
çevrelerine hoş görünme çabaları.
AB’den ilerleme raporu çıkar çıkmaz reformları
hızlandırmak için Köşk’te müsteşarı gibi kullan-
dığı türbanlı eşli Babacan ve diğer yetkililerle acil
toplantılar.
Siyasete değinmemeye gayret ederek politika
dışı veya üstü kaldığını kanıtlamaya çabalayan de-
meçler, ayaküstü konuşmalar...
Bunlar yukarıdan aşağıya son bir iki aydır ka-
muoyuna yansıyan görüntüler.
Ama sormazlar mı adama: Köşk’e çıkmadan ön-
ce hükümette bulunduğunuz dönemde de AB, re-
formların hız kestiğinden şikâyetçiydi. O sırada ön-
lem aramayan, alamayan, bugün hiçbir yaptırım
gücü olmadığı bir görevde, AB istekleri doğrul-
tusunda reformları hızlandırabilir mi?
Hükümet değil ki, reformları hızlandırabilsin.
Ama Ermenistan’a gitmek için Başkan Bush’tan
ruhsat aradığı gibi, AB’den de övgüler almaya ça-
lışıyor.
Dışarıya; “...Aaaa! Bak AB! Elimden gelen buy-
du yaptım, ne ki bu hükümet?..”
Yık sorumluluğu hükümetin üstüne!
Üniversite rektörlerinin atanma görevinin üs-
tünden alınmasına gelince; hükümete, partilere
anayasayı değiştirerek bu görevi üzerimden alın
diye bir girişim yapıyor mu? Hayır!
Yaptırıma yönelemeyen, sadece üniversite
çevrelerine hoş görünmeyi amaçlayan içi boş laf!
Kısacası beş paralık değeri olmayan, kamuo-
yunda Çankaya’dan adı etrafında olumlu notlar
almaya çalışan göstermelik girişimler.
Ama ne çare; RTE hariç pek çok çevre Çan-
kaya’dakinin AKP’li damgasından arınmak için
kendine yontan bu davranışları pekâlâ yutar.
İş çevreleri yutar, medyamız yutar, ne bulursa
önünde onunla yetinen halkımız yutar!
Fakattt, soru ise her zaman geçerli: Devlet; tür-
ban başlı olmaktan ne zaman kurtulur?
Şimdilik yanıtı olanaksız soru ise: Kurtulur
mu?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 31 EKİM 2008 CUMACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul PB 22
Edirne PB 26
Kocaeli S 25
Çanakkale B 24
İzmir B 27
Manisa B 27
Aydın B 27
Denizli B 26
Zonguldak B 23
Sinop B 20
Samsun PB 21
Trabzon PB 20
Giresun PB 21
Ankara PB 21
Eskişehir S 23
Konya PB 20
Sıvas PB 15
Antalya B 28
Adana B 27
Mersin B 26
Diyarbakır PB 22
Şanlıurfa PB 24
Mardin PB 17
Siirt Y 19
Hakkâri Y 7
Van PB 13
Kars PB 10
Oslo PB 2
Helsinki Y 10
Stockholm Y 5
Londra Y 10
Amsterdam Y 8
Brüksel Y 10
Paris Y 12
Bonn PB 7
Münih PB 12
Berlin B 8
Budapeşte B 20
Madrid Y 9
Viyana PB 17
Belgrad B 21
Soyfa PB 22
Roma Y 22
Atina PB 26
Zürih PB 10
Moskova Y 13
Aşkabat PB 16
Astana PB 10
Taşkent PB 14
Bakû PB 16
Bişkek B 14
Tiflis PB 12
Kahire A 25
Şam A 24
Kuzey ve Güneydoğu
bölgelerimiz parçalı çok
bulutlu, Karabük, Kas-
tamonu, Hakkâri, Şır-
nak, Batman, ve Siirt
çevreleri sağanak ya-
ğışlı, diğer yerler az bu-
lutlu ve açık geçecek.
Sabah saatlerinde Mar-
mara, Batı Karadeniz
iç kesimleri iç ve batı
kesimlerde 2 ila 4 de-
rece artacak.
Türk Böbrek Vakfı’nın (TBV) Bah-
çelievler’deki Özel Hizmet Hastane-
si’nde bir hasta yatıyor. Tıbbi bakım
ile yaşamını sürdürüyor.
Bu hasta Cumhuriyetin 85’inci yıl-
dönümü nedeniyle konuştu.
Yaşı 94.
Adı Refet Angın.
Tıbbi bakım ile yaşamını sürdürür-
ken bile, “Ben de son nefesime kadar Cum-
huriyete bağlı bir birey olarak kalacağım” di-
yor.
Cumhuriyete bağlı bir birey olarak çalış-
tığını ve topluma hizmet ettiğini söylüyor.
Hasta yatağında Atatürk’e olan sevgisi-
ni yineliyor.
Diplomasını Atatürk’ün elinden aldığını ha-
tırlatıyor. Atatürk’ün kendisine söylediği
sözleri dün gibi hatırlıyor:
“Son hefesini verene kadar çalış.
İnsanları yetiştirmekten ve Cumhuriyet
için çalışmaktan hiç bıkma.
Yorulmak yok.
Yorulduğun zaman beni hatırla.”
Atatürk bu sözleri, Cumhuriyetin ilk kadın
öğretmenlerinden Refet Angın’a söylüyor-
du. Angın da ona söz veriyordu. Sözünü tut-
tu. İnsanları yetiştirmek için çalıştı. Cum-
huriyet için çalıştı. Cumhuriyet için çalışan
nesiller yetiştirdi.
Angın, Atatürk öncesi ile Atatürk sonra-
sını iyi biliyordu. Gelibolu’da başladığı ma-
halle mektebi kâbusuna ancak iki gün da-
yanabilmiş, okuma yazmayı annesinden öğ-
renmişti. Ancak Cumhuriyetle birlikte Ge-
libolu’da açılan Cumhuriyet Okulu’na gir-
dikten sonra eğitimin ne demek olduğunu
görmüştü. Ve o zaman öğretmen olmaya
karar vermişti.
Rafet Angın yorulmamış.
Atatürk’ü de unutmamış:
“Atatürk sadece benim hayatımı değil, ül-
kenin geleceğini de değiştirdi.
Atatürk olmasaydı ne demokrasiyi ne la-
ikliği bilirdik.
Atatürk’ü ne kadar iyi anlar, gelecek ne-
sillere ne kadar iyi anlatırsak, Cumhuriyeti-
miz o kadar emin ellerde demektir.”
Refet öğretmenin bu söyledikleri
daha önce yapılabilseydi, Atatürk iyi
anlaşılsa ve nesillere iyi anlatılabil-
seydi, herhalde Refet Angın bugün
böyle konuşmak zorunda kalmazdı.
Hiç değilse bundan sonra Refet
öğretmenin sözünü dinlemek gerek.
Hastanenin Başhekimi Dr. Osman Aka-
lın, Angın’ın yaşlılığa bağlı olarak solunum
ve kalp yetmezliği olduğunu söylüyor. So-
lunum ve kalp yetmezliği olan yaşlı hasta,
geçmiş nesilleri yetiştirdiği yetmiyormuş
gibi, gelecek nesillere de öğretmenlik yapı-
yor.
Böyle bir insanın, böyle bir öğretmenin
“simge kişi” olması için daha ne gerekir ki?
Daha kaç Cumhuriyet Bayramı ya da daha
kaç Öğretmenler Günü’nde Refet Angın ko-
nuşabilir ki?
Bir ilköğretim okuluna adının verilmesi yet-
mez.
Refet öğretmen için çok daha fazlası ge-
rekiyor.
GENİŞ AÇI
HİKMET BİLA
Refet Öğretmen Konuşuyor
hikmet.bila@ntv.com.tr
ANTALYA (Cumhuriyet) - Antalya’da motosik-
letle giderken “dur” ihtarõna uymadõğõ iddiasõy-
la Çağdaş Gemik’i (18) tabancayla vurarak öl-
düren polis memuru Mehmet E, silahõnõn mucurlu
yolda koşarken ayağõnõn kaymasõ sonucu kazayla
ateş aldõğõnõ iddia etti. Ancak görgü tanõklarõ po-
lis memurunun anlatõmõnõ yalanladõ.
Tutuklu polis memuru Mehmet E, ifadesinde
olayõn geçtiği Yeşildere Mahallesi’de uyuşturu-
cu madde satõcõlõğõ, hõrsõzlõk olaylarõnõn yoğun ola-
rak yaşandõğõnõ, bu bölgede “genç çocuklar
uyuşturucu kuryeliğinde kullanıldığı için”
motosiklet kullanan Çağdaş Gemik’i de yavaş-
latmak için ikaz ettiğini ancak Gemik’in arkasõnda
oturan arkadaşõnõ indirdikten sonra hõzlandõğõnõ
anlattõ. Mehmet E, sürücüyü durdurmak amacõyla
havaya bir el ateş ettikten sonra mucurlu yolda ko-
şarken sendelediğini, bu sõrada tabancanõn ikin-
ci kez patladõğõnõ fark etmediğini, başõndaki
kask nedeniyle ikinci silah sesini duymadõğõnõ id-
dia etti. Ancak görgü tanõklarõ Mehmet E’nin an-
latõmõnõ yalanlayan ifadeler verdi. Motosikletten
inen Gemik’in arkadaşõ H.K. de polis memurla-
rõnõn ikazlarõ üzerine, Gemik’e motosikleti dur-
durmasõ için seslendiğini, Gemik’in, “Ağabey eh-
liyet, ruhsat yok” diyerek duramayacağõnõ söy-
lediğini belirtti. H.K, polis memurunun 4-5
metre mesafeden ateş ettiğini belirterek, “Silah ses-
lerinden sonra gördüğümde polis memurunun
eli tam dik olarak havaya kalkık değildi. Eğik
şekilde Çağdaş Gemik’e doğru yönelmişti
ama hedef alıp almadığını bilemiyorum” dedi.
Bu arada, Alevi Kültür Dernekleri Antalya Şu-
besi Başkanõ Ergün Kurt, Gemik’in başõna 3
mermi isabet ettiğini ileri sürdü. Ancak Antalya
Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan ise Adli Tõp
Kurumu raporunun aileye verildiğini belirterek,
raporda tek kurşun tespit edildiğini söyledi.
MAHMUT GÜRER
ANKARA - Avrupa Parlamentosu (AP), söz-
de Ermeni soykõrõmõna ilişkin çalõşmalarõnõn
ardõndan bu kez de sözde Kürt soykõrõmõnõn an-
latõlacağõ “Dersim38” konulu bir konferans dü-
zenliyor. DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Ha-
lis ve Diyarbakõr Milletvekili Aysel Tuğluk ile
Tunceli Belediye Başkanõ Songül Erol Ab-
dil’in de konuşmacõ olarak katõlacağõ konferans
13 Kasõm tarihinde gerçekleştirilecek. Konferansa
sözde Ermeni soykõrõmõnõn en önemli savunucusu
kabul edilen Ermeni -Avrupa Federasyonu Baş-
kanõ Hilda Taşopyan da bir konuşma yapacak.
“Dersim 38-70 Yıl Öncesi” konulu etkinliğin
koordinasyonunu merkezi Almanya’da bulunan
“Dersim’i Yeniden İnşa Derneği” yürütüyor.
Konferansõn tanõtõmõ için İngilizce ve Almanca
olarak hazõrlanan iki afişten Almanca olanõnda
şu ifadeler bulunuyor:
“Avrupa’nın ve dünyanın bilincinden hiç
silinmeyen bir soykırım: 1937 ilkbaharında,
Türk ordusu Alevi Kürtlerin yaşadığı Der-
sim bölgesinde köyleri yaktılar, on binlerce
sivili, erkek, kadın, çocuk demeden öldür-
düler. Hayatta kalanlar Batı Türkiye’ye
göç ettirildiler.” Afişlerde milletvekili Şerafettin
Halis ile Belediye Başkanõ Songül Erol Abdil’in
unvanlarõ Dersim Milletvekili ve Dersim Be-
lediye Başkanõ şeklinde yer alõyor.
AP’de‘Kürtleresoykırım’iddiası
Kriz bahanesiyle af
AKP’nintasarõsõnagöreKanal7yöneticilerihakkõndasoruşturmayapõlamayacak
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - AKP hükümetinin küresel
krizi gerekçe göstererek gurbetçi-
lerin paralarõnõ Türkiye’ye çek-
mek için getirdiği yasa tasarõsõndan
Kanal 7’ye af çõktõ. Tasarõya göre,
sumen altõ edilen SPK raporunda
eksik defter ve bilgi ibraz etmek-
le suçlanan Kanal 7 yöneticileri
hakkõnda soruşturma veya kovuş-
turma yapõlamayacak, idari para ce-
zasõ uygulanamayacak. Komis-
yonda kabul edilen bir önergeyle
Bakanlar Kurulu’na halen 50 bin
YTL olan kamunun mevduatlara
verdiği güvenceyi 2 yõl süreyle art-
tõrmak için yetki verildi. Komis-
yonda kabul edilen tasarõ yasalaş-
tõğõnda 50 bin YTL olan güvence
sõnõrõ arttõrõlabilecek.
AKP hükümetinin küresel krizi
gerekçe göstererek getirdiği “Ba-
zı Varlıkların Milli Ekonomiye
Kazandırılması Hakkında Yasa
Tasarısı”, dün TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü.
Tasarõya göre, vergi dairelerine
beyan edilen varlõklarõn yurtdõşõn-
da bulunanlarõnõn değeri üzerinden
yüzde 2, yurtiçinde bulunanlarõn
değeri üzerinden yüzde 10 vergi alõ-
nacak ve bunlar nedeniyle 1/1/2008
tarihinden önceki dönemlere ilişkin
hiçbir suretle vergi incelemesi ve
vergi tarhiyatõ yapõlmayacak. Yurt-
dõşõndan getirilen varlõklar konu-
sunda Türk Parasõnõn Kõymetini
Koruma Hakkõnda Yasa, 47. mad-
desinin (A) fõkrasõ hariç Sermaye
Piyasasõ Yasasõ, Gümrük Yasasõ,
Kaçakçõlõkla Mücadele Yasasõ ve
Vergi Usul Yasasõ kapsamõnda
yer alan suçlar ve kabahatler hak-
kõnda beyan edilen varlõklarla sõnõrlõ
olarak soruşturma ve kovuşturma
yapõlmayacak ve idari para cezalarõ
uygulanmayacak.
Bakanlar Kurulu’na yetki
Görüşmeler sõrasõnda söz alan
CHP Trabzon Milletvekili Akif
Hamzaçebi, tasarõyla Kanal 7 yö-
neticilerine af getirildiğini söyledi.
Kanal 7 yöneticileriyle ilgili olarak
SPK’nin işleme alõnmayan rapo-
runda eksik defter ve bilgi ibraz et-
tiği suçlamasõnõn yer aldõğõnõ anõm-
satan Hamzaçebi, bu suçun Ser-
maye Piyasasõ Yasasõ’nõn 42/b
maddesinde düzenlendiğine dikkat
çekti. Tasarõda, bu madde kapsa-
mõndaki suçlar nedeniyle soruş-
turma ve kovuşturma yapõlmama-
sõnõn öngörüldüğünü anlatan Ham-
zaçebi, bu suçun affedildiğini vur-
guladõ. Maliye Bakanõ Kemal
Unakıtan ise böyle bir tasarõya
Türkiye’nin şu an içinde bulundu-
ğu şartlar dolayõsõyla ihtiyaç du-
yulduğunu söyledi. Komisyonda
kabul edilen tasarõya göre yurtdõ-
şõnda elde edilen ticari kazançlar 31
Mayõs 2009 tarihine kadar Türki-
ye’ye transfer edilirse, gelir ve
kurumlar vergisinden muaf tutu-
lacak. Yurtdõşõnda bulunan para,
döviz, altõn, menkul kõymet ve di-
ğer sermaye piyasasõ araçlarõ iş-
letmelerde sermaye olarak kulla-
nõlabilecek. Öte yandan komis-
yonda, Bakanlar Kurulu’na halen
50 bin YTL olan kamunun mev-
duatlara verdiği güvenceyi 2 yõl sü-
reyle arttõrmak için yetki verildi.
Ergenekoniddianamesiözetleniyor
HATİCE TUNCER
HİLAL KÖSE
Ergenekon davasõnõn beşinci oturu-
munda, iddianamede yer alan sanõklara
ait telefon görüşmelerindeki küfürle-
rin sansürsüz okunmasõ tepki çekti.
Savcõlarõn bazõ sayfalarõ atlayarak
okuduğu 2455 sayfalõk iddianamenin
iki buçuk günde ancak 288. sayfasõna
gelindi. İddianamenin okunmasõ ko-
nusundaki tartõşmalarõn sona ermedi-
ği davaya bugün devam edilecek.
İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme-
si’nce, Silivri Cezaevi içerisindeki
duruşma salonunda görülen Ergenekon
davasõnõn, dünkü oturumuna tutuklu 46
sanõk ile başka suçtan tutuklu sanõklar
Sedat Peker ve Semih Tufan Gülal-
tay getirildi. Oturuma Prof. Dr. Kemal
Alemdaroğlu ile Güler Kömür-
cü’nün de aralarõnda bulunduğu 16 tu-
tuksuz sanõk ve 20 sanõk avukatõ da ka-
tõldõ. Kimlik tespiti yapõlan Sedat Pe-
ker, evli ve iki çocuk babasõ olduğunu,
reklam ve inşaat işiyle uğraştõğõnõ
söyledi. Reklam ve inşaat şirketlerin-
den ayda 20-25 bin YTL geliri oldu-
ğunu ifade eden Peker, sabõkasõnõn so-
rulmasõ üzerine yeni hüküm giydiğini
belirtti. Mahkeme başkanõ bazõ sanõk
avukatlarõnõn iddianamenin okunma-
sõndan vazgeçilerek sorgulara geçilmesi
taleplerini bildiren dilekçe verdikleri-
ni belirterek, dilekçenin savcõlõğa ile-
tildiğini söyledi.
Küfür tartışması
Bu konuda görüş bildiren Cumhu-
riyet Savcõsõ Mehmet Ali Pekgüzel,
“Okunması gerektiğinden okumaya
devam ediyoruz” diyerek kaldõğõ yer-
den iddianameyi okumaya başladõ.
Savcõ Nihat Taşkın, bazõ bölümleri at-
layarak okumaya devam ederken tu-
tuklu sanõk İsmail Yıldız itiraz ederek
savcõnõn 130. sayfadan 159’a geçtiği-
ni söyledi. Mahkeme Başkanõ da Yõl-
dõz’a “Tek tek satır satır okusun mu?
Bir anlaşın” dedi. Avukatlar da “Özet-
leyerek okusun” deyince Yõldõz, “Kı-
saltmaya ben de katılıyorum” dedi.
Savcõ Pekgüzel, iddianamedeki küfürlü
bölümleri yazõldõğõ gibi açõk bir şekilde
okudu. Pekgüzel’in tutuklu sanõk Fik-
ri Karadağ’õn telefon görüşmeleri,
DTP’lilere yönelik suikast planlarõnõn
anlatõldõğõ bölümdeki küfürlü konuş-
malarõ olduğu gibi okumasõna tepki
gösteren tutuklu sanõk Nusret Senem
ayağa kalkarak “Bu sinkaflı bölüm-
leri okumaya devam edemez” dedi.
Pekgüzel de “Geçen celse kısalttım
itiraz ettiler” deyince başkan Köksal
Şengün, “Savcı Bey, sinkaflı bölüm-
leri okumadan geçin” dedi. Savcõ Taş-
kõn, bazõ bölümleri atlayarak okudu.
Savcõ Pekgüzel ise çoğunlukla metine
sadõk kaldõ.
Tutuklu sanõk Kemal Kerinçsiz
iddianamede, “birbirini hiç tanıma-
yan, görüşleri birbirleriyle uyuş-
mayan insanların torbaya doldurur
gibi bir araya getirilerek ucu açık
sözde bir örgüt oluşturulduğunu”
savundu. Danõştay’a silahlõ baskõn ve
Cumhuriyet gazetesine bomba atma-
yõ azmettirdiği gerekçesiyle bazõ sa-
nõklar hakkõnda açõlan davanõn ayrõl-
masõnõ talep eden Kerinçsiz, “Asıl fa-
illeri Ankara’da sözce azmettirici-
leri İstanbul’da yargılanıyor. Siya-
setin müdahalesiyle sözde azmetti-
rici yaratılmıştır” diye konuştu.
Mahkeme değerlendirecek
Duruşmada yetki itirazõnõ da de-
ğerlendiren mahkeme heyeti, yetki
itirazõ konusunda karar düzeltmeye ge-
rek olmadõğõnõ belirterek Kemal Ke-
rinçsiz’in avukatlarõnõn bu konudaki
itirazlarõnõn değerlendirilmesi için
dosyanõn İstanbul 14. Ağõr Ceza Mah-
kemesi’ne gönderilmesine hükmetti.
Mahkeme, sanõklarõn tutukluluk du-
rumlarõnõn bugünkü oturumda değer-
lendirileceğini bildirdi.
Duruşmada Sedat Peker’in, Silivri
Ceza İnfaz Kurumlarõ Yerleşkesi’ne
naklinin sağlanmasõna karar verildi.
Savcõlarõn bazõ sayfalarõ atlayarak okuduğu 2455 sayfalõk iddianamenin iki buçuk günde
ancak 288. sayfasõna gelindi. İddianamede bazõ küfürlerin sansürsüz okunmasõ tepki çekti
GEMİK’İN ÖLDÜRÜLMESİ
Polisin ifadesini
tanıklaryalanladı