14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Başbakan bu durumu biraz da küçümseyerek “Ço- cukların arkasına sığınarak, onları kullanarak bir ye- re varamazsınız” dedi ama, görünüm bu kadar ba- sit değil... Sanki terör örgütü ve örgüte yön verenler şöy- le bir politika belirlediler: Türkiye’nin terörle mücadelesinin önüne geçmek çok zor. Bu, onun doğal hakkı. Uluslararası hukuk da buna izin veriyor. Irak’ın kuzeyindeki operas- yonlarda da sivil hedefler zarar görmüyor. Görse, bu kullanılıp “Türkiye terörle değil, toplumla mü- cadele ediyor” denilebilir... O zaman Türkiye’nin içindeki terörü, içinden çıkılmaz hale getirelim... Esnafı kepenk kapatmaya zorlayalım, terör ör- gütünün ardında halk desteğinin varlığını göste- relim... Çocukları kullanalım, onlardan birinin ba- şına bir şey gelirse, dünyayı Türkiye’ye zindan ede- riz, geri adım atmak zorunda kalır... Yukarıda özetlemeye çalıştığımız politikanın özellikle son bölümünün ne kadar tehlikeli bir oyun olduğu açık. Buna karşı Ankara bir politika üre- temeyince mülki amirler kolları sıvadı. Adana Valisi İhsan Atış’ın projesi şu: Çocuklarının eylemlere katılmasına izin veren, yönlendiren, göz yuman ailelere kömür yardımı ke- silecek, yeşil kartları iptal edilecek! Nedir bu? Çocukların kullanıldığı taş-sopa terörüne karşılık maddi terör! Vali Atış iyi atış yapıyor olmalı ki, bin kadar ai- leyi şimdiden saptamış, yeşil kartlarını iptal etme aşamasına gelmiş... Sözümüz Atış’ın kişiliğinden dışarı, özellikle kö- mür dağıtımı ailelerin oylarını AKP’ye vermesi için kullanılan önemli bir yakıt. Kömürü veren kişi, öy- le söylemlerle bu işi yapıyor ki, alan şöyle diyor: “Allah hükümetimizden razı olsun!” Sanki hükümet üyeleri ellerini cebine atıp va- tandaşa kömür yardımı yapıyor. Kömürün bede- li yine vatandaşın ödediği vergilerden çıkıyor. Ge- çelim... Akla şöyle bir soru da gelmiyor değil: Kömür yardımı alıp da çocuğunun eyleme ka- tılmasına göz yuman aile, AKP’ye oy vermeyecek demektir. O zaman yardımı keselim ki herkes aya- ğını denk alsın! Kafalarda hangi hesap olursa olsun; çocukla- rın teröre bulaşmasını önlemek için ailelerini ce- zalandırmak, onların eyleme katılmasını ailelerin özendirdiğini hükme bağlamak, yer yer, kent kent erozyona uğramış iç barışa en büyük darbe... Doğu, Güneydoğu kentlerimizde, yoğun göç alan yerleşim yerlerinde belirmeye başlayan “kit- lesel ve çocuksal şiddet” terör örgütünün kendince yeni bir evreye hazırlandığını gösteriyor. Bunu gör- mezden gelip küçümsemek, sorunu çözmüyor. Siz o çocukların eline kalem veremezseniz, taş- sopa alacaktır... Terörün büyük ölçüde sindirildiği 2000’li yılla- rın başında askeri araçların içindeki mermi san- dıkları şeker-çikolota doluydu. Güneydoğu’daki as- keri birlikler okulları tamir etmek, eksiklerini gi- dermek için köylere gidiyordu... Kimi yerlerde sün- net düğünleri “Benim kirvem Mehmetçik” sloga- nıyla yapılıyordu... Bugün yeniden sandıkların mermiyle dolması acı bir tablo... Ama daha acı olan, iktidardakilerin bunu gör- memesi ya da görmezden gelmesi! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada amaçlarının saptırıldığını oturup düşünmeleri ge- rekiyor. Başkentteki törenler bir zorunluluğu karşılamak amacıyla düzenlendi gibi bir izlenim veriyor. Çankaya’daki Anıtkabir defterine düne kadar adını ağzına almaktan özenle kaçındığı Musta- fa Kemal’e “Büyük Atatürk” diye başlayan, iç- tenliği her zaman tartışma konusu olabilecek ki- mi satırlarla “Cumhuriyet’i büyüteceğiz” diye başlıyor. Laik, Atatürk düşüncesiyle hayat bulan Cum- huriyeti mi? Yoksa içine kapadığı, yıllarca yanında yardım- cılık göreviyle eğitim gördüğü Erbakan’ın kara çar- şaf giymiş Cumhuriyetini mi? Hangisini? Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da iki ayrı ka- bul resmi düzenliyor. Biri eşsiz, diğeri eşli. Tepkilerden kaçınmak için böyle acayip ayrıma başvuruyor. Zira devlet, kadına her türlü özgürlüğü veren Atatürk’ün mekânı Çankaya’da türbanlı bir baş görmek istemiyor. Sonuç: Eşsiz resmi kabul! Lakin eşini bayram törenlerinden hiç değilse Köşk’te mahrum bırakmamak için bugüne dek gö- rülmemiş uygulamayla eşli ikinci bir resmi kabul düzenliyor. Arada; “Aaaa! Bak Hayrünnisa! Salonda yap- tığın düzenlemeler beğenilmiş!” Hayrünnisa Hanım’ın da yüzünden gece gün- düz uyur uyanık eksik olmayan tebessüm, biraz daha genişliyor; eşinin orta yerdeki iltifatlarını din- liyor. Yukarıdaki TC’ye yaraşır bir cumhurbaşkanı gö- rünmek için çırpınıyor. -Tabii suya sabuna dokunmayan- ünlülerle hiç- bir görüş, hiçbir düşünce, fikir üretilmeyen öğle yemekleri. Üniversite rektörlerini seçme yetkisi- nin Çankaya’dan alınmasını isteyerek ilim bilim çevrelerine hoş görünme çabaları. AB’den ilerleme raporu çıkar çıkmaz reformları hızlandırmak için Köşk’te müsteşarı gibi kullan- dığı türbanlı eşli Babacan ve diğer yetkililerle acil toplantılar. Siyasete değinmemeye gayret ederek politika dışı veya üstü kaldığını kanıtlamaya çabalayan de- meçler, ayaküstü konuşmalar... Bunlar yukarıdan aşağıya son bir iki aydır ka- muoyuna yansıyan görüntüler. Ama sormazlar mı adama: Köşk’e çıkmadan ön- ce hükümette bulunduğunuz dönemde de AB, re- formların hız kestiğinden şikâyetçiydi. O sırada ön- lem aramayan, alamayan, bugün hiçbir yaptırım gücü olmadığı bir görevde, AB istekleri doğrul- tusunda reformları hızlandırabilir mi? Hükümet değil ki, reformları hızlandırabilsin. Ama Ermenistan’a gitmek için Başkan Bush’tan ruhsat aradığı gibi, AB’den de övgüler almaya ça- lışıyor. Dışarıya; “...Aaaa! Bak AB! Elimden gelen buy- du yaptım, ne ki bu hükümet?..” Yık sorumluluğu hükümetin üstüne! Üniversite rektörlerinin atanma görevinin üs- tünden alınmasına gelince; hükümete, partilere anayasayı değiştirerek bu görevi üzerimden alın diye bir girişim yapıyor mu? Hayır! Yaptırıma yönelemeyen, sadece üniversite çevrelerine hoş görünmeyi amaçlayan içi boş laf! Kısacası beş paralık değeri olmayan, kamuo- yunda Çankaya’dan adı etrafında olumlu notlar almaya çalışan göstermelik girişimler. Ama ne çare; RTE hariç pek çok çevre Çan- kaya’dakinin AKP’li damgasından arınmak için kendine yontan bu davranışları pekâlâ yutar. İş çevreleri yutar, medyamız yutar, ne bulursa önünde onunla yetinen halkımız yutar! Fakattt, soru ise her zaman geçerli: Devlet; tür- ban başlı olmaktan ne zaman kurtulur? Şimdilik yanıtı olanaksız soru ise: Kurtulur mu? ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 31 EKİM 2008 CUMACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul PB 22 Edirne PB 26 Kocaeli S 25 Çanakkale B 24 İzmir B 27 Manisa B 27 Aydın B 27 Denizli B 26 Zonguldak B 23 Sinop B 20 Samsun PB 21 Trabzon PB 20 Giresun PB 21 Ankara PB 21 Eskişehir S 23 Konya PB 20 Sıvas PB 15 Antalya B 28 Adana B 27 Mersin B 26 Diyarbakır PB 22 Şanlıurfa PB 24 Mardin PB 17 Siirt Y 19 Hakkâri Y 7 Van PB 13 Kars PB 10 Oslo PB 2 Helsinki Y 10 Stockholm Y 5 Londra Y 10 Amsterdam Y 8 Brüksel Y 10 Paris Y 12 Bonn PB 7 Münih PB 12 Berlin B 8 Budapeşte B 20 Madrid Y 9 Viyana PB 17 Belgrad B 21 Soyfa PB 22 Roma Y 22 Atina PB 26 Zürih PB 10 Moskova Y 13 Aşkabat PB 16 Astana PB 10 Taşkent PB 14 Bakû PB 16 Bişkek B 14 Tiflis PB 12 Kahire A 25 Şam A 24 Kuzey ve Güneydoğu bölgelerimiz parçalı çok bulutlu, Karabük, Kas- tamonu, Hakkâri, Şır- nak, Batman, ve Siirt çevreleri sağanak ya- ğışlı, diğer yerler az bu- lutlu ve açık geçecek. Sabah saatlerinde Mar- mara, Batı Karadeniz iç kesimleri iç ve batı kesimlerde 2 ila 4 de- rece artacak. Türk Böbrek Vakfı’nın (TBV) Bah- çelievler’deki Özel Hizmet Hastane- si’nde bir hasta yatıyor. Tıbbi bakım ile yaşamını sürdürüyor. Bu hasta Cumhuriyetin 85’inci yıl- dönümü nedeniyle konuştu. Yaşı 94. Adı Refet Angın. Tıbbi bakım ile yaşamını sürdürür- ken bile, “Ben de son nefesime kadar Cum- huriyete bağlı bir birey olarak kalacağım” di- yor. Cumhuriyete bağlı bir birey olarak çalış- tığını ve topluma hizmet ettiğini söylüyor. Hasta yatağında Atatürk’e olan sevgisi- ni yineliyor. Diplomasını Atatürk’ün elinden aldığını ha- tırlatıyor. Atatürk’ün kendisine söylediği sözleri dün gibi hatırlıyor: “Son hefesini verene kadar çalış. İnsanları yetiştirmekten ve Cumhuriyet için çalışmaktan hiç bıkma. Yorulmak yok. Yorulduğun zaman beni hatırla.” Atatürk bu sözleri, Cumhuriyetin ilk kadın öğretmenlerinden Refet Angın’a söylüyor- du. Angın da ona söz veriyordu. Sözünü tut- tu. İnsanları yetiştirmek için çalıştı. Cum- huriyet için çalıştı. Cumhuriyet için çalışan nesiller yetiştirdi. Angın, Atatürk öncesi ile Atatürk sonra- sını iyi biliyordu. Gelibolu’da başladığı ma- halle mektebi kâbusuna ancak iki gün da- yanabilmiş, okuma yazmayı annesinden öğ- renmişti. Ancak Cumhuriyetle birlikte Ge- libolu’da açılan Cumhuriyet Okulu’na gir- dikten sonra eğitimin ne demek olduğunu görmüştü. Ve o zaman öğretmen olmaya karar vermişti. Rafet Angın yorulmamış. Atatürk’ü de unutmamış: “Atatürk sadece benim hayatımı değil, ül- kenin geleceğini de değiştirdi. Atatürk olmasaydı ne demokrasiyi ne la- ikliği bilirdik. Atatürk’ü ne kadar iyi anlar, gelecek ne- sillere ne kadar iyi anlatırsak, Cumhuriyeti- miz o kadar emin ellerde demektir.” Refet öğretmenin bu söyledikleri daha önce yapılabilseydi, Atatürk iyi anlaşılsa ve nesillere iyi anlatılabil- seydi, herhalde Refet Angın bugün böyle konuşmak zorunda kalmazdı. Hiç değilse bundan sonra Refet öğretmenin sözünü dinlemek gerek. Hastanenin Başhekimi Dr. Osman Aka- lın, Angın’ın yaşlılığa bağlı olarak solunum ve kalp yetmezliği olduğunu söylüyor. So- lunum ve kalp yetmezliği olan yaşlı hasta, geçmiş nesilleri yetiştirdiği yetmiyormuş gibi, gelecek nesillere de öğretmenlik yapı- yor. Böyle bir insanın, böyle bir öğretmenin “simge kişi” olması için daha ne gerekir ki? Daha kaç Cumhuriyet Bayramı ya da daha kaç Öğretmenler Günü’nde Refet Angın ko- nuşabilir ki? Bir ilköğretim okuluna adının verilmesi yet- mez. Refet öğretmen için çok daha fazlası ge- rekiyor. GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Refet Öğretmen Konuşuyor hikmet.bila@ntv.com.tr ANTALYA (Cumhuriyet) - Antalya’da motosik- letle giderken “dur” ihtarõna uymadõğõ iddiasõy- la Çağdaş Gemik’i (18) tabancayla vurarak öl- düren polis memuru Mehmet E, silahõnõn mucurlu yolda koşarken ayağõnõn kaymasõ sonucu kazayla ateş aldõğõnõ iddia etti. Ancak görgü tanõklarõ po- lis memurunun anlatõmõnõ yalanladõ. Tutuklu polis memuru Mehmet E, ifadesinde olayõn geçtiği Yeşildere Mahallesi’de uyuşturu- cu madde satõcõlõğõ, hõrsõzlõk olaylarõnõn yoğun ola- rak yaşandõğõnõ, bu bölgede “genç çocuklar uyuşturucu kuryeliğinde kullanıldığı için” motosiklet kullanan Çağdaş Gemik’i de yavaş- latmak için ikaz ettiğini ancak Gemik’in arkasõnda oturan arkadaşõnõ indirdikten sonra hõzlandõğõnõ anlattõ. Mehmet E, sürücüyü durdurmak amacõyla havaya bir el ateş ettikten sonra mucurlu yolda ko- şarken sendelediğini, bu sõrada tabancanõn ikin- ci kez patladõğõnõ fark etmediğini, başõndaki kask nedeniyle ikinci silah sesini duymadõğõnõ id- dia etti. Ancak görgü tanõklarõ Mehmet E’nin an- latõmõnõ yalanlayan ifadeler verdi. Motosikletten inen Gemik’in arkadaşõ H.K. de polis memurla- rõnõn ikazlarõ üzerine, Gemik’e motosikleti dur- durmasõ için seslendiğini, Gemik’in, “Ağabey eh- liyet, ruhsat yok” diyerek duramayacağõnõ söy- lediğini belirtti. H.K, polis memurunun 4-5 metre mesafeden ateş ettiğini belirterek, “Silah ses- lerinden sonra gördüğümde polis memurunun eli tam dik olarak havaya kalkık değildi. Eğik şekilde Çağdaş Gemik’e doğru yönelmişti ama hedef alıp almadığını bilemiyorum” dedi. Bu arada, Alevi Kültür Dernekleri Antalya Şu- besi Başkanõ Ergün Kurt, Gemik’in başõna 3 mermi isabet ettiğini ileri sürdü. Ancak Antalya Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan ise Adli Tõp Kurumu raporunun aileye verildiğini belirterek, raporda tek kurşun tespit edildiğini söyledi. MAHMUT GÜRER ANKARA - Avrupa Parlamentosu (AP), söz- de Ermeni soykõrõmõna ilişkin çalõşmalarõnõn ardõndan bu kez de sözde Kürt soykõrõmõnõn an- latõlacağõ “Dersim38” konulu bir konferans dü- zenliyor. DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Ha- lis ve Diyarbakõr Milletvekili Aysel Tuğluk ile Tunceli Belediye Başkanõ Songül Erol Ab- dil’in de konuşmacõ olarak katõlacağõ konferans 13 Kasõm tarihinde gerçekleştirilecek. Konferansa sözde Ermeni soykõrõmõnõn en önemli savunucusu kabul edilen Ermeni -Avrupa Federasyonu Baş- kanõ Hilda Taşopyan da bir konuşma yapacak. “Dersim 38-70 Yıl Öncesi” konulu etkinliğin koordinasyonunu merkezi Almanya’da bulunan “Dersim’i Yeniden İnşa Derneği” yürütüyor. Konferansõn tanõtõmõ için İngilizce ve Almanca olarak hazõrlanan iki afişten Almanca olanõnda şu ifadeler bulunuyor: “Avrupa’nın ve dünyanın bilincinden hiç silinmeyen bir soykırım: 1937 ilkbaharında, Türk ordusu Alevi Kürtlerin yaşadığı Der- sim bölgesinde köyleri yaktılar, on binlerce sivili, erkek, kadın, çocuk demeden öldür- düler. Hayatta kalanlar Batı Türkiye’ye göç ettirildiler.” Afişlerde milletvekili Şerafettin Halis ile Belediye Başkanõ Songül Erol Abdil’in unvanlarõ Dersim Milletvekili ve Dersim Be- lediye Başkanõ şeklinde yer alõyor. AP’de‘Kürtleresoykırım’iddiası Kriz bahanesiyle af AKP’nintasarõsõnagöreKanal7yöneticilerihakkõndasoruşturmayapõlamayacak ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - AKP hükümetinin küresel krizi gerekçe göstererek gurbetçi- lerin paralarõnõ Türkiye’ye çek- mek için getirdiği yasa tasarõsõndan Kanal 7’ye af çõktõ. Tasarõya göre, sumen altõ edilen SPK raporunda eksik defter ve bilgi ibraz etmek- le suçlanan Kanal 7 yöneticileri hakkõnda soruşturma veya kovuş- turma yapõlamayacak, idari para ce- zasõ uygulanamayacak. Komis- yonda kabul edilen bir önergeyle Bakanlar Kurulu’na halen 50 bin YTL olan kamunun mevduatlara verdiği güvenceyi 2 yõl süreyle art- tõrmak için yetki verildi. Komis- yonda kabul edilen tasarõ yasalaş- tõğõnda 50 bin YTL olan güvence sõnõrõ arttõrõlabilecek. AKP hükümetinin küresel krizi gerekçe göstererek getirdiği “Ba- zı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Yasa Tasarısı”, dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşüldü. Tasarõya göre, vergi dairelerine beyan edilen varlõklarõn yurtdõşõn- da bulunanlarõnõn değeri üzerinden yüzde 2, yurtiçinde bulunanlarõn değeri üzerinden yüzde 10 vergi alõ- nacak ve bunlar nedeniyle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatõ yapõlmayacak. Yurt- dõşõndan getirilen varlõklar konu- sunda Türk Parasõnõn Kõymetini Koruma Hakkõnda Yasa, 47. mad- desinin (A) fõkrasõ hariç Sermaye Piyasasõ Yasasõ, Gümrük Yasasõ, Kaçakçõlõkla Mücadele Yasasõ ve Vergi Usul Yasasõ kapsamõnda yer alan suçlar ve kabahatler hak- kõnda beyan edilen varlõklarla sõnõrlõ olarak soruşturma ve kovuşturma yapõlmayacak ve idari para cezalarõ uygulanmayacak. Bakanlar Kurulu’na yetki Görüşmeler sõrasõnda söz alan CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, tasarõyla Kanal 7 yö- neticilerine af getirildiğini söyledi. Kanal 7 yöneticileriyle ilgili olarak SPK’nin işleme alõnmayan rapo- runda eksik defter ve bilgi ibraz et- tiği suçlamasõnõn yer aldõğõnõ anõm- satan Hamzaçebi, bu suçun Ser- maye Piyasasõ Yasasõ’nõn 42/b maddesinde düzenlendiğine dikkat çekti. Tasarõda, bu madde kapsa- mõndaki suçlar nedeniyle soruş- turma ve kovuşturma yapõlmama- sõnõn öngörüldüğünü anlatan Ham- zaçebi, bu suçun affedildiğini vur- guladõ. Maliye Bakanõ Kemal Unakıtan ise böyle bir tasarõya Türkiye’nin şu an içinde bulundu- ğu şartlar dolayõsõyla ihtiyaç du- yulduğunu söyledi. Komisyonda kabul edilen tasarõya göre yurtdõ- şõnda elde edilen ticari kazançlar 31 Mayõs 2009 tarihine kadar Türki- ye’ye transfer edilirse, gelir ve kurumlar vergisinden muaf tutu- lacak. Yurtdõşõnda bulunan para, döviz, altõn, menkul kõymet ve di- ğer sermaye piyasasõ araçlarõ iş- letmelerde sermaye olarak kulla- nõlabilecek. Öte yandan komis- yonda, Bakanlar Kurulu’na halen 50 bin YTL olan kamunun mev- duatlara verdiği güvenceyi 2 yõl sü- reyle arttõrmak için yetki verildi. Ergenekoniddianamesiözetleniyor HATİCE TUNCER HİLAL KÖSE Ergenekon davasõnõn beşinci oturu- munda, iddianamede yer alan sanõklara ait telefon görüşmelerindeki küfürle- rin sansürsüz okunmasõ tepki çekti. Savcõlarõn bazõ sayfalarõ atlayarak okuduğu 2455 sayfalõk iddianamenin iki buçuk günde ancak 288. sayfasõna gelindi. İddianamenin okunmasõ ko- nusundaki tartõşmalarõn sona ermedi- ği davaya bugün devam edilecek. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nce, Silivri Cezaevi içerisindeki duruşma salonunda görülen Ergenekon davasõnõn, dünkü oturumuna tutuklu 46 sanõk ile başka suçtan tutuklu sanõklar Sedat Peker ve Semih Tufan Gülal- tay getirildi. Oturuma Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ile Güler Kömür- cü’nün de aralarõnda bulunduğu 16 tu- tuksuz sanõk ve 20 sanõk avukatõ da ka- tõldõ. Kimlik tespiti yapõlan Sedat Pe- ker, evli ve iki çocuk babasõ olduğunu, reklam ve inşaat işiyle uğraştõğõnõ söyledi. Reklam ve inşaat şirketlerin- den ayda 20-25 bin YTL geliri oldu- ğunu ifade eden Peker, sabõkasõnõn so- rulmasõ üzerine yeni hüküm giydiğini belirtti. Mahkeme başkanõ bazõ sanõk avukatlarõnõn iddianamenin okunma- sõndan vazgeçilerek sorgulara geçilmesi taleplerini bildiren dilekçe verdikleri- ni belirterek, dilekçenin savcõlõğa ile- tildiğini söyledi. Küfür tartışması Bu konuda görüş bildiren Cumhu- riyet Savcõsõ Mehmet Ali Pekgüzel, “Okunması gerektiğinden okumaya devam ediyoruz” diyerek kaldõğõ yer- den iddianameyi okumaya başladõ. Savcõ Nihat Taşkın, bazõ bölümleri at- layarak okumaya devam ederken tu- tuklu sanõk İsmail Yıldız itiraz ederek savcõnõn 130. sayfadan 159’a geçtiği- ni söyledi. Mahkeme Başkanõ da Yõl- dõz’a “Tek tek satır satır okusun mu? Bir anlaşın” dedi. Avukatlar da “Özet- leyerek okusun” deyince Yõldõz, “Kı- saltmaya ben de katılıyorum” dedi. Savcõ Pekgüzel, iddianamedeki küfürlü bölümleri yazõldõğõ gibi açõk bir şekilde okudu. Pekgüzel’in tutuklu sanõk Fik- ri Karadağ’õn telefon görüşmeleri, DTP’lilere yönelik suikast planlarõnõn anlatõldõğõ bölümdeki küfürlü konuş- malarõ olduğu gibi okumasõna tepki gösteren tutuklu sanõk Nusret Senem ayağa kalkarak “Bu sinkaflı bölüm- leri okumaya devam edemez” dedi. Pekgüzel de “Geçen celse kısalttım itiraz ettiler” deyince başkan Köksal Şengün, “Savcı Bey, sinkaflı bölüm- leri okumadan geçin” dedi. Savcõ Taş- kõn, bazõ bölümleri atlayarak okudu. Savcõ Pekgüzel ise çoğunlukla metine sadõk kaldõ. Tutuklu sanõk Kemal Kerinçsiz iddianamede, “birbirini hiç tanıma- yan, görüşleri birbirleriyle uyuş- mayan insanların torbaya doldurur gibi bir araya getirilerek ucu açık sözde bir örgüt oluşturulduğunu” savundu. Danõştay’a silahlõ baskõn ve Cumhuriyet gazetesine bomba atma- yõ azmettirdiği gerekçesiyle bazõ sa- nõklar hakkõnda açõlan davanõn ayrõl- masõnõ talep eden Kerinçsiz, “Asıl fa- illeri Ankara’da sözce azmettirici- leri İstanbul’da yargılanıyor. Siya- setin müdahalesiyle sözde azmetti- rici yaratılmıştır” diye konuştu. Mahkeme değerlendirecek Duruşmada yetki itirazõnõ da de- ğerlendiren mahkeme heyeti, yetki itirazõ konusunda karar düzeltmeye ge- rek olmadõğõnõ belirterek Kemal Ke- rinçsiz’in avukatlarõnõn bu konudaki itirazlarõnõn değerlendirilmesi için dosyanõn İstanbul 14. Ağõr Ceza Mah- kemesi’ne gönderilmesine hükmetti. Mahkeme, sanõklarõn tutukluluk du- rumlarõnõn bugünkü oturumda değer- lendirileceğini bildirdi. Duruşmada Sedat Peker’in, Silivri Ceza İnfaz Kurumlarõ Yerleşkesi’ne naklinin sağlanmasõna karar verildi. Savcõlarõn bazõ sayfalarõ atlayarak okuduğu 2455 sayfalõk iddianamenin iki buçuk günde ancak 288. sayfasõna gelindi. İddianamede bazõ küfürlerin sansürsüz okunmasõ tepki çekti GEMİK’İN ÖLDÜRÜLMESİ Polisin ifadesini tanıklaryalanladı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle