Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 31 EKİM 2008 CUMA
4 HABERLER
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
namikzafer@yahoo.com
Erdal İnönü
anılıyor
Haber Merkezi -
10 Aralõk Hareketi,
Prof. Dr. Erdal
İnönü’yü anma
toplantõsõ düzenliyor.
İstanbul Dedeman
Otel’de 2 Kasõm
Pazar günü saat
13.30’da yapõlacak
etkinliğin “Anõlar ve
Görüşler” adlõ ilk
bölümünde, Sabancõ
Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Tosun
Terzioğlu, SHP ve
CHP eski Genel
Sekreter Yardõmcõsõ
Şule Bucak ve DİSK
Başkanõ Süleyman
Çelebi konuşacak.
Prof. Dr. Burhan
Şenatalar’õn
yöneteceği
“Geleceğin
Türkiyesi’ne Sosyal
Demokrat Bakõşlar”
bölümüne ise AİHM
Eski Yargõcõ Dr.
Rõza Türmen, Bilgi
Üniversitesi’nden
Prof. Dr. Şule Kut ve
Sabancõ
Üniversitesi’nden
Prof. Dr. Korel
Göymen katõlacak.
Karayalçın’a
destek
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) - Eski
Çankaya Belediye
Başkanõ Doğan
Taşdelen, başkentte
bağõmsõz ya da bir
parti adõna anakent
belediye
başkanlõğõna aday
olacağõ haberlerini
yalanlarken
CHP’den adaylõğa
hazõrlanan SHP
Genel Başkanõ
Murat Karayalçõn’õ
destekleyeceğini
bildirdi. Taşdelen
dün yaptõğõ yazõlõ
açõklamada, “Bu
asõlsõz haberlerin
solun Ankara’da son
dönemde
gerçekleştirmekte
olduğu birlikteliği
sabote etmeyi
amaçlayan, maksatlõ
haberler olduğu
açõktõr” dedi.
CHP ilçe
başkanları
İstanbul Haber
Servisi - CHP İl
örgütü, İstanbul’da
yeni kurulan 8
ilçenin başkanlarõnõ
belirledi. İlçe
başkanlõklarõna
Arnavutköy’de Ali
İhsan Ercan,
Ataşehir’de Zafer
Berkol,
Başakşehir’de
Ahmet Necati
Erdem,
Beylikdüzü’nde
Yücel Aslõoğlu,
Çekmeköy’de
Muzaffer Tokmak,
Esenyurt’ta Erdal
Akyol,
Sancaktepe’de İhsan
Gürsoy ve
Sultangazi’de
Cemalettin Toprak
getirildi. Başkanlar
yerel seçimler için
çalõşmalara başladõ.
Gül Başbuğ’u
kabul etti
ANKARA (AA)
- Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül,
Genelkurmay
Başkanõ Orgeneral
İlker Başbuğ’u
kabul etti. Çankaya
Köşkü’ndeki
haftalõk görüşme,
yaklaşõk
yarõm saat sürdü.
Eski CIA yöneticisi, iki ülkenin dõş politika çõkarlarõnõn örtüşmediğini hatta çeliştiğini söyledi
‘TürkiyeABDmüttefikideğil’
ELÇİN POYRAZLAR
WASHINGTON - Eski
Amerikan Merkezi Haber Al-
ma Teşkilatõ (CIA) Ulusal İs-
tihbarat Konseyi Başkan Yar-
dõmcõsõ Graham Fuller, Tür-
kiye’nin ABD’nin müttefiki
olmadõğõnõ söyledi.
Fuller, 1982 yõlõnda, CIA’nõn
Yakõn Doğu ve Güney Asya
ulusal istihbarat görevlisi ola-
rak atanmõş, 1986 yõlõnda da
Ulusal İstihbarat Konseyi’nin
başkan yardõmcõlõğõ görevine
yükselmişti.
Washington’daki düşünce
kuruluşu Jamestown Vakfõ’nda
Türkiye ve Kafkaslar konulu
konferansa konuşmacõ olarak
katõlan Fuller, Türkiye ve
ABD’nin dõş politika çõkarla-
rõnõn örtüşmediğini, hatta bazõ
noktalarda çeliştiğini belirtti.
Türkiye ile ABD arasõnda iyi
işleyen bir ilişki ve işbirliğinin
olacağõnõ ifade eden Fuller,
“İkili ilişki tatmin edici bir bi-
çimde sürecek. Ancak Tür-
kiye ABD’nin müttefiki değil.
Müttefiklik artık modası geç-
miş bir sözcük. Kime veya
neye karşı müttefik oluna-
cak” şeklinde görüş bildirdi.
Fuller, Türkiye’nin dõş poli-
tikada eskiye oranla “çok da-
ha bağımsız” olduğunu ve
bölgesel bir güç haline geldi-
ğini kaydetti. Türkiye’nin dõş
politikada daha da aktif olaca-
ğõ öngörüsünde bulunan Fuller,
Ankara’nõn Washington’dan
daha bağõmsõz hareket etmek
istediğini belirtti. “Türkiye
Suriye, İran veya radikal İs-
lami gruplarla konuşmak is-
tiyor” diyen Fuller, ABD’nin
bölge politikalarõnõn Türki-
ye’yi sõnõrladõğõnõ ifade etti.
Türkiye’nin bölgede yapõcõ bir
rol oynayabileceğini söyleyen
Fuller, “Türkiye’nin bölge-
deki gücü ve yaratıcılığı ba-
ğımsızlığından kaynaklana-
cak, ABD politikalarından
değil” diye konuştu.
Türkiye’nin Kafkaslar’da
ABD’nin bir “enstrümanı” gi-
bi görünmemesinin bölgedeki
milliyetçi eğilimleri kontrol al-
tõna almada fayda sağlayacağõ-
nõ ileri süren Fuller, Rusya-
Türkiye ilişkileri açõsõndan da
bunun önemine değindi. Fuller,
Rusya’nõn Pan-Türkizmden
korktuğunu, buna karşõn Tür-
kiye’nin bölgedeki rolünden
faydanabileceğini savundu.
Küresel mimarinin değiştiği
dönemde farklõ ülkelerin cid-
diye alõnma arzusu içinde ol-
duğunu söyleyen Fuller, böl-
gesel sorunlara bölgesel kuru-
luşlarla çözüm bulunmasõnõn
ABD için olumlu olacağõnõ
ifade etti. Rusya, Türkiye ve
İran’õn bölgedeki sorunlara yö-
nelik bir çalõşma grubu oluş-
turmasõnõn olumlu olacağõnõ
savunan Fuller, bu denkleme
ABD’nin katõlmasõnõn süreci
daha karmaşõk hale sokacağõ-
nõ söyledi. Fuller ayrõca
ABD’nin dünyadaki bazõ böl-
gelere “demokrasi getirme”
çabasõnõn ülkenin güvenirliği-
ni yitirmesine yol açtõğõnõ da
sözlerine ekledi.
ADANA’DA GÖSTERİLERE KATILAN ÇOCUKLAR
Terör kullanıyor
devlet cezalandırıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Adana Valiliği’nin izinsiz gösterilere
katõlan çocuklarõn ailelerine para cezasõ
kesmesi, yeşil kartlarõnõ iptal etmesi ve
kömür yardõmõ yapmama kararõ almasõ
tartõşma yarattõ. CHP ve DTP’liler vali-
nin kendini “yargıç” yerine koyarak
para cezasõ kesmesine tepki gösterirken
bu yöntemin tamamen “keyfi” olduğu-
na dikkat çektiler.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da
DTP’nin örgütlediği eylemlerde güven-
lik güçlerine karşõ çocuklar kullanõlõyor.
İlk kez idarenin “mahkeme” gibi ço-
cuklarõn ailelerine uygu-
ladõğõ ilginç cezalar ise tar-
tõşmaya yeni boyut kattõ.
Adana’da geçen günlerde
PKK yandaşlarõ tarafõndan
yapõlan korsan gösterilerde,
polise karşõ bir kez daha ço-
cuklar “ön saflara” sürül-
dü. Polislere taş atan ço-
cuklarõ “tespit ettiği” be-
lirtilen Adana Valisi İlhan
Atış ise 170’in üzerindeki
çocuğun aile büyüklerinin
kullandõğõ bine yakõn yeşil
kartõn iptal edileceğini, kömür yardõmõ da-
hil, çeşitli devlet yardõmlarõndan da mah-
rum bõrakõlacaklarõnõ bildirdi. Çocukla-
ra “bir şey yapmayacaklarını” belirten
Vali Atõş’õn talimatõyla, ailelere ayrõca
100-175 YTL arasõnda para cezasõ kesildi.
Valiliğin bu keyfi uygulamasõna siya-
si partilerden tepki geldi. CHP Adana
Milletvekili Gaye Erbatur, Adana Va-
liliği’nin kararõnõn “çocuk haklarına ve
insan haklarına aykırı bir davranış” ol-
duğunu söyledi. Erbatur, şöyle devam et-
ti: “Eğer çocukların suça teşvik edildiği
düşünülürse, TCK’ye göre aileleri
hakkında dava açılır, çocuklar reha-
bilite edilir. Eğer ortada suça teşvik
varsa, aileler yargılanır. Çocukları
cezalandırmak yerine o çocukları re-
habilite etmek gerekiyor. Çocuklara
sevgiyle yaklaşmak gerekiyor. Orta-
da suç olarak görülen bir olay varsa,
buna böyle bir cezayla karşılık vermek
o çocukları teşvik edecektir, itecektir.
Çocuklara çocuk gibi muamele etme-
miz gerekir. Vali kendisini yargıç ye-
rine koyamaz. Evrensel hukuk kural-
larıyla yönetilen ülkemizde her şeyin
hukuksal çözümü vardır. Ayrıca bu
uygulama, insanların sağlık haklarına
da aykırı. O insanlardan biri hasta-
lansa, yeşil kartı yok diye
sağlık hizmeti alamaya-
cak mı?”
DTP Şõrnak Milletvekili
Hasip Kaplan ise ülkeyi
yönetenlerin “çocukların
neden sokağa döküldü-
ğünü sorgulaması gerek-
tiğini” söyledi. Kaplan,
“Adana valisi önce Çocuk
Hakları Sözleşmesi’ni
okusun. Sözleşmeyi oku-
duktan sonra valinin ken-
di başına buyruk olma-
dığını, Türkiye’de yasaların olduğunu,
ortada suç varsa gereğini yapan ku-
rumlar olduğunu, kendisinin de yar-
gıç olmadığını, yargısız infaz yapa-
mayacağını görmelidir” dedi.
Valinin kendini yargõç yerine koya-
mayacağõnõ ve Türkiye’nin “Deli Dum-
rul yasalarıyla yönetilemeyeceğini bil-
mesi gerektiğini” kaydeden Kaplan,
İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’dan derhal
Vali Atõş hakkõnda soruşturma başlat-
masõnõ istedi. Valinin yurttaşlarõ yeşil kart-
la “terbiye edemeyeceğini” belirten
Kaplan, Türkiye’de çocuklarõn sokak
eylemlerine katõlmasõnõn sorumlusunun
hükümet olduğunu savundu.
Türkiye’nin önümüzdeki dönemde dõş politikada daha da aktif olacağõ
öngörüsünde bulunan Fuller, Ankara’nõn Washington’dan daha bağõmsõz hareket
etmek istediğini belirtti. “Türkiye, Suriye, İran veya radikal İslami gruplarla
konuşmak istiyor” diyen Fuller, ABD’nin bölge politikalarõnõn Türkiye’yi
sõnõrladõğõnõ ifade etti. Türkiye’nin bölgede yapõcõ bir rol oynayabileceğini
söyleyen Fuller, “Türkiye’nin bölgedeki gücü ve yaratõcõlõğõ bağõmsõzlõğõndan
kaynaklanacak, ABD politikalarõndan değil” diye konuştu.
LEMAN YAZARI YANDAŞ MEDYAYA YALANLAMA
Cezmi
Ersöz’e
beraat
Başbakanlık:
Brifing haberleri
doğru değil
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Başba-
kanlõk, Zaman, Yeni Şa-
fak ve Sabah gazetele-
rinde yer alan Genel-
kurmay’õn Bakanlar Ku-
rulu’na verdiği brifin-
gin içeriğine ilişkin ha-
berleri yalanladõ.
Genelkurmay’õn hafta
başõnda gerçekleştirilen
Bakanlar Kurulu top-
lantõsõnda verdiği bri-
finge ilişkin haberler
dün Zaman, Yeni Şa-
fak ve Sabah gazetele-
rinde yer aldõ. Haber-
lerde, Genelkurmay
Başkanõ Orgeneral İl-
ker Başbuğ’a atfen,
“Kanın durması için
Barzani’yle bile görü-
şülebilir. Doğu’nun
imam eksiği gideril-
meli, din ortak payda.
Dağa çıkışlar askeri
yöntemlerle engellene-
mez. Bizim için ölü de-
ğil, sağ teslim olan te-
rörist makbul. PKK
ile mücadelede asker-
sivil ayrımına karşı-
yız. Kürtçe yayın pro-
jesi hayata geçirilmeli.
Örgüte en çok katılım
İstanbul’dan” başlõk-
larõ yer aldõ.
Konuya ilişkin Baş-
bakanlõk’tan yapõlan
açõklamada, “Barzani
ile görüşülebileceği,
Doğu’nun imam eksiği
giderilmeli, din ortak
payda, Kürtçe yayın
projesi hayata geçiril-
meli” başlõklarõyla veri-
len haberlerin asõlsõz,
manipülasyona yönelik
olduğu belirtildi. Çalõş-
ma ve Sosyal Güvenlik
Bakanõ Faruk Çelik de,
toplantõda spesifik bir
konunun gündeme gel-
mediğini belirterek “Ge-
nelde bölgede yaşanan
sorunlar, sosyoekono-
mik sorunlar masaya
yatırıldı” dedi.
İstanbul Haber Servi-
si - Haftalõk Leman der-
gisinde yayõmlanan ya-
zõsõnda “Halkı askerlik-
ten soğuttuğu’’ gerek-
çesiyle hakkõnda dava açõ-
lan yazar Cezmi Ersöz
beraat etti.
Beyoğlu 2. Asliye Ce-
za Mahkemesi’nde dün
görülen duruşmaya, tu-
tuksuz sanõk Ersöz ile
avukatõ Fikret İlkiz ka-
tõldõ. Kimlik tespitinin ar-
dõndan savunmasõ alõnan
Ersöz, yazõsõnõn eleştiri
mahiyetinde olduğunu be-
lirterek beraatõnõ istedi.
Savcõnõn da aynõ yönde
görüş belirtmesinin ar-
dõndan kararõnõ açõklayan
hâkim, yazõnõn genelinde,
sanõğõn düşünce ve ifade-
yi açõklama özgürlüğü
kapsamõnda demokratik
hakkõnõ kullandõğõnõ ifade
ederek, suçun unsurlarõ
oluşmadõğõ gerekçesiyle
Ersöz’ün beraatõna karar
verdi.
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Asıl Sindiremedikleri
Hukukun Kendisi
Emre Kongar dünkü köşesinde “İktidar Yandaşı
Medya Demokrasiyi Zedeliyor” başlıklı yazısında, or-
tak dostumuz Özdemir İnce’ye de göndermede bu-
lunarak AKP’nin medyasının türban ve kapatma da-
valarından sonra, Anayasa Mahkemesi’ne saldırıla-
rını, başlık örnekleriyle veriyordu.
Gerçekten de geçen hafta boyunca, gerekçeleri
açıklanan iki karar üzerine AKP, Anayasa Mahke-
mesi’ni hedef aldı. Bu saldırılara iktidarın sözcüleri-
nin ardından borazanlarının da katılması kaçınılmazdı.
Bunda şaşacak bir yön yok.
Bu saldırılara karşı hukukçular, anayasa profesörleri,
kararları ve hukuki gerekçelerini bilimsel açıdan ir-
deleyen yazılar yayımladılar; Anayasa Mahkemesi’nin
yetkisini aştığı, yeni anayasa yapılmasını imkânsız-
laştırdığı ve Meclis’in yetkilerine tecavüz ettiği suç-
lamalarına, bilimsel gerekçelerle yanıt verdiler.
Bilim adamlarının bu görüşlerini bu sütunlarda çok-
ça yansıttığım için tekrar fazlaca üzerinde duracak
değilim. Ayrıca bu saatten sonra artık AKP ve bora-
zanlarına anayasa ve demokrasi konusunda gerek-
çeli bilimsel açıklamalar yapmanın fazla bir yararı ol-
duğunu da sanmıyorum.
AKP ile borazanlarına, Anayasa Mahkemesi ka-
rarlarının doğruluğunu gerekçeleri ve AİHM’nin ben-
zer konulardaki kararlarından örnekler vererek açık-
lamanın gerçekten bir yararı yok, çünkü onlar, zaten
anayasal yargının kendisine tümden karşıdırlar.
Durum böyle olunca da AKP’ye türban kararında,
anayasanın 148. maddesine aykırılık olmadığını an-
latmanın hiçbir anlamı kalmamaktadır.
Çünkü AKP’ye göre, Anayasa Mahkemesi, yasa-
manın hangi eylemini iptal ederse etsin, bu zaten mil-
li iradeye karşı bir davranış olarak algılanmalıdır.
AKP’nin demokrasi anlayışı, sandıkta en çok oyu
alanın (tıpkı son iki seçimde olduğu gibi illa çoğun-
luğu sağlaması bile gerekmez) milli iradeyi temsil et-
mesidir.
Onlara göre, milli irade anayasanın da öngördüğü
gibi, anayasal organlar tarafından değil, yalnızca en
çok oyu alanın elde ettiği parlamento çoğunluğun-
ca ve onun liderince kullanılabilir.
Böyle bir durumda, anayasal yargıyı nereye nasıl
oturtacaksınız?
Anayasal yargının kendisi dünyanın her yerinde, ya-
samadaki çoğunluğun oyuyla çıkarılan yasaların ve
alınan kararların denetlenmesi için getirilmiştir.
Bir rejimde anayasal yargının varlığı, orada milli ira-
denin temsilcilerinin de belirli ölçütlere uyup uyma-
dıkları konusunda denetlenmelerinin kabul edilme-
si anlamını taşır.
Gelişmiş demokrasilerde, ancak angıtlar anayasa
mahkemelerine dönerek
- Ben milli iradeyi temsil ediyorum, sen benim ka-
rarımı nasıl iptal edersin, bu demokrasiye aykırıdır,
derler.
Çağdaş demokrasi Hitlervari milli irade anlayışına
dayanan bir angıt rejimi değildir.
Ancak, AKP’nin yalnızca, anayasal denetimi kav-
ramamakla kaldığını söylemek de eksik kalacaktır. O
zihniyet, hiçbir hukuksal denetimi kabul etmez. O zih-
niyet, elinden gelse, tıpkı Demokrat Parti’nin 1960’ta
yaptığı gibi, yargı yetkisini de kendi yasama çoğun-
luğuna vermeye çalışır.
Zaten yargı kararlarının AKP’nin hiç hoşuna git-
mediğinin en açık delili de, yargı kararlarını tanıma-
maktan dört kez mahkûm olan, bu iktidarın geçen dö-
nemdeki Milli Eğitim müşteşarını, milletvekili yapa-
rak ödüllendirmiş olmasıdır.
Bu durum karşısında çıkıp da sakın, “Bunlar da-
ha tecrübesiz, geniş ölçüde de cahil olduklarından bil-
medikleri için böyle davranıyorlar” demeyin, büyük
yanlışa düşmüş olursunuz.
Çünkü bunların okumuşları, hatta hukukçu olan-
ları, hatta anayasa profesörü unvanı kazanmış bu-
lunanları bile aynı zihniyet ile maluldürler.
Nitekim geçen dönem, dokunulmazlıkların kaldı-
rılması konusu gündeme geldiğinde, bunlardan biri,
- Arkadaşlar dokunulmazlıkların kaldırılmasını is-
temiyor, çünkü yargıya güvenmiyorlar, diyebilmiştir.
Dokunulmazlıkların kaldırılmaması ayıbını, yargıya
güvenmedikleri savıyla savunan kişi kimdi biliyor mu-
sunuz? AKP’nin TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı,
anayasa hukuku profesörü, milletvekili olmadan
önce İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde
Anayasa Hukuku Kürsüsü direktörü Burhan Kuzu.
Görüyorsunuz bunların aslında içlerine sindire-
medikleri hukukun kendisi.
Başka söze ne hacet!
asirmen@cumhuriyet.com.tr
DİYARBAKIR’DAHAZIRLIKBAŞLADI
DTP’den Öcalan
için oturma eylemi
DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - DTP, terör
örgütü lideri Abdullah Öcalan’a uygulandõğõnõ
öne sürdüğü kötü muameleye dikkat çekmek
için Diyarbakõr’da yarõndan itibaren 2 günlük
oturma eylemine hazõrlanõyor. Diyarbakõr Bü-
yükşehir Belediyesi, oturma eyleminin yapõlaca-
ğõ alanõ iş makineleriyle düzelterek, seyyar tuva-
let ve çadõrlar kurdu.
DTP’nin Diyarbakõr’da yapacağõ ve Genel
Başkan Ahmet Türk’ün yanõ sõra, Emine Ayna
ve DTP’li milletvekilleri, belediye başkanlarõ, il
genel ve belediye meclis üyeleri, parti meclisi
üyeleri, il başkanlarõ ve yöneticilerinin katõlacağõ
2 günlük oturma eyleminin gerçekleşeceği alan-
da hazõrlõklar devam ediyor. Yarõn saat 10.00’da
başlayacak ve 3 Kasõm’da basõn açõklamasõ ile
sona erecek oturma eyleminin yapõlacağõ Batõ
Kent Kavşağõ’ndaki iş makineleri alan düzeltme
çalõşmalarõna başladõ. Belediyeye ait iş makine-
leri alana mõcõr dökerken diğer yandan eylemci-
ler için seyyar çadõr ve tuvaletler kuruldu. Çalõş-
malarõ yerinde denetleyen DTP Diyarbakõr İl
Başkanõ Necdet Atalay, eylemi yapmak için res-
mi başvuru yaptõklarõnõ ancak şimdiye kadar ya-
nõt alamadõklarõnõ belirterek, “Eylemin gerçek-
leşeceği alan uygun bir alandır” dedi.
DTP’nin
tartõşmalara yol açan
Demokratik Çözüm
Projesi ile, ABD
işgali sonrasõnda
Irak’ta oluşturulan
siyasal yapõyõ
belirleyen anayasa
arasõnda çok büyük
benzerlikler var.