28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 EKİM 2008 ÇARŞAMBA 10 DİZİ T ürkiye Cumhuriyeti, 20. yüzyõlõn başlarõnda bir devrim koşullarõnda doğdu ve gelişti. Yeni devletin ve toplumun sorunlarõ ve bekledikleri de, Atatürk’ün eseri olan Ke- malizme esin verdi ve onun tarafõndan yoğruldu. Kemalizm de açõktõ; laikliği, bağõmsõzlõğõ ve çağdaşlõğõ savunuyordu. Gerçekten, Atatürk’ün ülkeyi uygarlõk ve aydõnlanma yolunda ilerlemeye yönelik çabalarõ, -Erdal Atabek’in kaleminden- üç hedefte özetlenmiştir: 1. Türkiye’yi ulusal bir devlet-millet yap- mak; 2. Laik cumhuriyeti her türlü iç ve dõş etkiye karşõ ko- rumak; 3. Siyasal-ekonomik-kültürel bağõmsõzlõğõ kurmak ve korumak (Bkz; “Atatürk’e Karşõt Olmak, Cumhuriyet, 21.7.2008). Ne var ki Kemalizmin bu ülküleri, en başta laik cumhuriyetle ilgili düşüncesi, ülkenin 1950’lerde demokrasiye adõm attõğõndan başlayarak, sadece İslamcõlarca değil, bizzat Demokrat Parti (DP) iktidarõ tarafõndan çiğnenmeye başlar. Hazindir anlatmasõ, deneyelim... Demokrat Parti’nin giriştiği tasfiye Belki çok az partiye nasip olan olağanüstü koşullar içinde do- ğan ve iktidara gelen (14 Mayõs 1950) DP’nin başõndaki Ad- nan Menderes’in Meclis’te okuduğu ilk hükümet programõ, bir “karşıdevrim kudurganlığı” içinde, “millete mal ol- muş/olmamış devrimler” tartõşmasõnõ başlatõr. İlk yapõlan da anlamlõdõr: 17 Haziran 1950’de “Arapça ezan yasağı” kaldõrõlõr. “Türkçe ezan”, aslõnda pek gecikmiş bir ye- nilikti ülkemizde. Arapça ezan yasağõ, uluslaşma bilincinin din alanõna da yansõmasõnõn bir örneğiydi: Halklarõn, ibadetlerini kendi dillerinde yapmalarõ yolunda verdikleri kavga, Batõ’da ta 16. yüzyõlda başarõya ulaşmõştõ; Türkiyeli Müslüman ise, Kut- sal Kitabõnõ, kendi dilinde okumasõ, duasõnõ kendi dilinde yap- masõ şöyle dursun, anlamadõğõ bir dille ibadete çağrõlõyordu. Ne var ki, yenilik sürmez; ümmetçi kafanõn zaten karşõsõn- da olduğu bu yasak, DP iktidarõnõn ilk hedefi olur ve kaldõrõ- lõr. Arkasõ çorap söküğü gibi gelecek ve çok geçmeden, din ders- leri de ders programlarõ arasõna alõnacaktõr; onu, laik eğitime darbeler indirmek üzere, başka önlemler izleyecektir. Onlar arasõnda imam hatip okullarõnõ zikretmeli; onlarõn ya- nõ sõra, Kuran Kurslarõ, İslam Enstitüleri, İlahiyat Fakülteleri, yeni camiler, yetmedi mescitler... Özellikle 1970’lerin ortala- rõndan başlayarak, 80’lerde ve 90’larda, iktidardaki partilerce yarõşmaya döndürülür bütün bunlar. Pek bilinir olup çõkmõş- tõr: Ülkemizde, okul sayõsõndan fazla cami vardõr ve Diyanet İşleri Başkanlõğõ’nõn yõllõk devlet bütçesindeki yeri, Milli Eği- tim Bakanlõğõ’nõnkinin kat ve kat üstündedir. Dinciliğin med- yada tuttuğu yeri hatõrlatmaya gerek var mõ? Gerçek şu ki, bir “din bataklığı” içindedir toplum... Unutulmamalõ: DP iktidarõ (1950-1960), yalnõz laik eğitimde gericiliğe verilmiş ödünlerle yetinmedi; daha başka yanlõşlar da yaptõ ve kötü tohumlar ekti. Gerçekten, kendisine bõrakõ- lanlar arasõnda, önemli bir eğitim mirasõ ve özellikle -“yeni yeni kökleşen”- bir eğitim felsefesi bulunuyordu. Yapmasõ gereken neydi? En başta, devrimle demokrasiyi uzlaştõrmak ve oradan yola çõkõp, halkõ uyara aydõnlata, eğitimi daha ile- ri menzillere götürmesi elbette! DP’nin iktidarõ boyunca gö- rülen ise şu oldu: Ekonomideki tutumunun bir yansõmasõ ola- rak, eğitimde ciddiyetsizlik, plansõzlõk ve hesapsõzlõk; oya bağ- lõ kõsa vadeli kaygõlar, popülizm, gösterişe dönük politikalar; ama hepsinden önemli olarak da, eğitimde felsefesizlik! Eği- Kemalizmin aydõnlanma ve çağdaşlõk yolunda ilerleme çabalarõ 1950’lerde engellenmeye başlandõ 1923Devrimibitmedi,sürüyor timde devraldõğõ kazanõmlara sahip çõkmak bir yana, düpedüz yõkõcõlõğa da gitti: Halkevleri ile Halkodala- rõ’nõn ardõndan (1952), Köy Enstitüleri’ni kapatmak- la yaptõğõ budur ve bir geleceği yok etmiştir. DP, bun- larõ yaparken, emperyalizmin içerdeki uzantõlarõ ile iş- birliği içindeydi; dõş politikada yamaklõğõnõ üstlendi- ği emperyalist dünyadan eğitimde de etkilendi. Özet- le DP, bütün bunlarla, çağdaş eğitimin daha da çi- çeklenişine bağlanan umutlarõ söndürürken, eğitim ve kültürde bir çözül- meye yol açtõ. 27 Mayõs Devri- mi, 1960’ta, “1923 Devrimi bitmedi” haykõrõşõdõr; bir uyanõşõ başlatõr ve ardõnda çağdaş bir anayasa bõrakõr çe- kilir. Arkasõndan, çok geçmeden bir kaos başlar. Özellikle 12 Ey- lül darbesi, 23 Dev- rimi’nin daha kor- kunç bir tasfiyesine girişir. Anayasa adõna bir polis tü- züğü çõkarõr ve en başta sola karşõ sa- yõsõz cinayetin ara- sõndan, iktidarõ sağ- cõ, dinci bir iktida- ra bõrakõr. Arka ar- kaya koalisyonla- rõn arkasõndan ikti- dara AKP gelip oturur. Onun altõ yõllõk iktidarõ ise açõk seçiktir: Em- peryalizmin emrin- dedir; doğayõ umursamaz, sana- yiyi “babalar gi- bi” satar; türban deyip halkõ ikiye böler ve bir yaşam biçimi olan laikliği adõm başõnda çiğ- nediği için, sonun- da Anayasa Mah- kemesi’nin kararõ ile alnõna “battal” damgasõ vurulmuş bir haldedir. Şaşkõn, kõzgõn ve umutsuzdur... Gelip durduğu- muz noktada, Ata- türk’ün ülkeyi uy- garlõk yolunda iler- lemeye yönelik üç hedefi ne durum- dadõr? Erdal Atabek’in kalemini izleyerek yanõtlayalõm: 1. Türkiye’yi ulusal bir devlet- millet yapmanõn yerine, ülke, Bal- kanlar ve Kafkasya gibi, “dinsel-etnik çizgilerle” bölün- mek, parçalanmak isteniyor; 2. Laik cumhuri- yeti her türlü iç ve dõş etkiye karşõ ko- rumanm yerine, Amerika’nõn “ılım- lı İslam modeli” projesinde olduğu gibi, laik cumhuri- yeti ortadan kaldõ- rõp “din eksenli bir cumhuriyet” yap- mak revaçtadõr; 3. Siyasal-eko- nomik-kültürel ba- ğõmsõzlõğõ kurmak ve korumak yeri- ne, ülke, Amerika ve Avrupa Birliği gibi, küresel güçle- re bağõmlõ kõlõnarak emperyalist sömü- rüye sunmak iste- niyor. Oyun açõktõr, ak- törler ortadadõr, ta- raflar bellidir. SÜRECEK Buzdağõnõn görünen yüzünde... T ürkiye’de laiklik kar- şõtõ olarak gördükle- rimiz, sadece buzda- ğõnõn görünen bölümüyle ilgilidir. Öyle de olsa, dev- rimin öngördüğü önlemler yasalarda yaşõyor. - Örneğin tarikatlar, DP’den başlayarak sağcõ partilerce kollanmõş, semir- tilmiş ve bugün bir “oli- garşi” olarak, iktidarlara yön vermektedir. Oysa 30 Ekim 1925 tarihli ve 677 sayõlõ bir yasa ile yasaklan- mõştõr tarikatlar. Öyle de olsa, bu yasa, şu anda fiilen “yok”tur; bunun en büyük kanõtõ ise, İstanbul’daki Fa- tih/Çarşamba bataklõğõdõr, bir yenisi de Beykoz’da çõ- ban evresindedir. Bir de Anadolu’yu düşününüz! Sivil toplum örgütü olma- malarõ bir yana, demokrasi için tehlikeli sayõlan tarikat ve cemaatlere (Bkz. Özde- mir İnce, “1950’den Bu Yana Tarikatların İnti- kamı”, Hürriyet, 26.8.2008; “Demokrasi- nin Önündeki En Büyük Engel: Tarikatlar”, Hür- riyet, 27.8.2008), ne zama- na kadar hoşgörü gösterile- cek?  Kuran’õn yetişkinlere seslendiği iyi bilinir; peki, körpe beyinlerin yõkandõğõ Kuran kurslarõnõn yerine çağdaş yollar niçin aran- maz?  İmam hatip okullarõnõ kapatmakta geciktik; yerle- ri artõk düz liseye bõrakõl- malõ. İmam ve hatip ihtiya- cõ varsa, İlahiyat Fakültele- ri neye durur?  Sayõlarõ 25’i aşmõş İlahiyat Fakülteleri de göze batõyor. Neye hazõrlõktõr bu yarõş?  Türkiye’de 67 bin okul, 85 bin cami bulunu- yor. Bu oransõzlõk utandõrõ- cõ değil mi? Hem camiler- de halkõn dolandõrõldõğõ da ortaya çõktõ. Bir cami yap- mak için, Milli Güvenlik Kurulu’ndan karar çõkar- mak noktasõna mõ vardõk?  Son olarak, Diyanet Başkanlõğõ laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumu- dur. Onu fetva kurumu ol- maktan çõkarmak ve yeni- den örgütlendirmek gerek- miyor mu? AKP’nin maskesi düştü; “liberal demokrat”larõn, ve “İkinci Cumhuriyetçi- ler”in de... Bir kez daha hatõrlatalõm: Laikliğin geçerli olmadõğõ bir İslam toplumunda de- mokrasi rafta kalõr; laik eğitimin bulunmadõğõ bir eğitim düzeninde de inanç özgürlüğü yoktur. Çağõmõzõn hatõrlatmalarõ- dõr bunlar... Ama laiklik için olduğu gibi, demokrasimizin sağlõ- ğõ için de güvence, sağ de- ğil, sol partiler ve iktidar- dõr. Ancak, solu da yeniden düşünmeliyiz... CMYB C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle