28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 OCAK 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Filistinliler kuşatmayı deldi ‘Hapishane’ye dönen Gazze’de İsrail ablukası altında yaşayan on binlerce Filistinli, Refah sınır kapısındaki duvarın militanlarca kısmen yıkılması üzerine gıda alabilmek için Mısır’a hücum etti Dış Haberler Servisi Aylardır İsrail ablukası altında yaşayan on binlerce Filistinli, maskeli militanların Refah kentinde Mısır’la Gazze’yi ayıran duvarı kısmen yıkmasının ardından Mısır’a akın etti. Binlerce kişinin sınırdaki Refah kapısı önünde ablukayı protesto için önceki akşam düzenlediği gösteriden birkaç saat sonra duvarda bir dizi patlama meydana geldi. Güvenlik güçleri daha sonra deliklerin çoğunu kapattı, ancak geçişleri sağlamak için 2 deliği açık bıraktı. Duvarda dün sabah buldozer yardımıyla büyük bir delik daha açıldı. Gazzeliler, gıda, yakıt ve diğer temel malzemeleri alabilmek için sınırın diğer tarafına hücum etti. Patlamaların sorumlusu olduğu öne sürülen Hamas herten Filistinlilerin öfkesini hafifletmedi. I RAK YALANLARI Bush yine birinci! ? Bağımsız Gazetecilik Fonu tarafından hazırlanan araştırmaya göre, Bush, 11 Eylül’den Irak’ın işgaline kadar geçen 2 yılda 259 kez yanlış bilgi verdi. Dış Haberler Servisi ABD Başkanı George Bush’un 11 Eylül 2001 saldırılarından Irak’ın işgaline uzanan 2 yıllık süre içinde Irak’ın tehdit oluşturduğu konusunda 259 kez yanlış bilgi verdiği bildirildi. Bağımsız Gazetecilik Fonu tarafından hazırlanan ve Kamu Bütünlüğü Merkezi’nin internet sayfasında yer alan bir araştırma, Irak işgali öncesinde başta Bush olmak üzere birçok ABD’li üst düzey yetkilinin gerçekle ilgisi olmayan 935 açıklama yaptığını gözler önüne serdi. Araştırmada bu açıklamaların, “kamuoyunu etkili bir şekilde kışkırtan ve yanlışlığı aşikâr beyanlarla süreç içinde ülkeyi savaşa götüren, kurgulanmış bir kampanyanın parçası” olduğu vurgulandı. Bush ve diğer hükümet yetkilileri, işgal öncesi yaptıkları açıklamalarda, Irak’ta kitle imha silahları bulunduğunu veya bu silahları elde etmeye çalıştığını, bu ülkenin El Kaide ile bağlantısı olduğunu iddia etmişlerdi. Bağımsız Gazeteciler Fonu’ndan Charles Lewis ile MarkReadingSmith, Irak’ın kitle imha silahları olmadığı ve El Kaide ile anlamlı bir bağlantısı bulunmadığının artık tartışmasız bilindiğine dikkat çektiler. Araştırmada Bush dışında yanlış bilgiler içeren açıklamalarda bulunan dönemin diğer yetkilileri arasında ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleezza Rice, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Dışişleri Bakanı Colin Powell, Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz de yer alıyor. Bush, Irak’ın kitle imha silahları hakkında 231, El Kaide ile bağlantısı hakkında 28 olmak üzere toplam 259 gerçekle ilgisi olmayan açıklamasıyla birinci sırada yer alırken, onu kitle imha silahları hakkında 244, IrakEl Kaide ilişkisi hakkında 10 beyanatla Powell izliyor. Nişanlılar kavuştu MAHMUT GÜRER AHMEDİNEJAD ANKARA’YI ARAMADI ANKARA İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, İsrail’in Filistin ablukasının sona ermesi için İslam Konferansı Örgütü’nü (İKÖ) acil toplantıya çağırırken, Ankara’yı doğrudan arayarak bir teklifte bulunmadı. Edinilen bilgilere göre, önceki gün İKÖ dönem başkanı Malezya Başbakanı Abdullah Ahmed Bedevi ile görüşen Ahmedinejad, İKÖ dışişleri bakanlarının acilen toplanmasını istedi. Ülkenin Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki de İran’ın olağanüstü toplantı talebini İKÖ Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’na iletti. Ahmedinejad dünden bu yana Cezayir Devlet Başkanı Abdülaziz Buteflika, Katar Emiri Şeyh Hamid Bin Halife El Tani, Suudi Arabistan Kralı Abdullah, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile telefonda görüşerek İKÖ’nün toplanması için destek istedi. Ahmedinejad’ın ne Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ne de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı aradığı bildirildi. Ahmedinejad, doğalgaz krizi yaşandığı dönemde de, Erdoğan ile temsilcisi aracılığıyla görüşmüştü. Dışişleri Bakanlığı kaynakları ise “Teklif gelse de somut açılım yoksa olumlu bakmayız. İKÖ’nün mesajı zaten biliniyor” diye konuştular. AnkaraTel Aviv arasında yapılan askeri anlaşmalar İslam dünyasında tepki görüyor. İran’ın Türkiye ile yaptığı doğalgaz anlaşmasında, kendi sattığı gazın İsrail’e aktarılmaması konusunda uyarı şerhi bulunuyor. Mısır’daki esnaf, yiyecek, yakıt ve çeşitli ihtiyaçlarını almak üzere arabalarıyla ve yük hayvanlarıyla ya da yaya olarak Refah’a akın eden Filistinliler için erken saatlerde dükkânlarını açtı. Oğluyla birlikte yakıt almak için Refah’a giden Cemal, “Artık Gazze’de gaz bulmak zor” diye konuştu. Kocasını kaybetmiş olan sekiz çocuklu Ümmü Hüseyin el Gül ise Gazze’de satmak üzere peynir aldığını söyledi. 7 çocuklu İbrahim Ebu Taha, pirinç, süt, şeker ve peynir aldıklarını belirtti. Bazı Gazzeliler ise sınırların kapalı olması nedeniyle uzun süredir göremedikleri ailelerini ziyaret etti. Gazzeli 34 yaşındaki kameraman Umran Lubbab, Refah kentinin Mısır tarafında yaşayan, 2 yıldır nişanlı olduğu Heba el Kadı’ya kavuştu. İsrail ve Mısır’ın Refah sınır kapısını çoğunlukla kapalı tutması nedeniyle 2 yıldır bir araya gelemeyen çift, duvarın yıkılması sayesinde 15 gün içinde evlenme kararı aldı ve Gazze’ye gitti. Filistin polisi, duvarın yıkılmasıyla bir gün içinde 100 binden fazla kişinin Mısır tarafına geçtiğini tahmin ediyor. İran’da milletvekilleri, meclisin dün sabahki oturumundan sonra Tahran’daki Filistin Meydanı’nda toplanarak İsrail’i protesto etti. Filistin polisine göre 100 binden fazla kişi Mısır’a geçti. (Fotoğraflar: AP/REUTERS) BM anlaşamadı hangi bir açıklama yapmadı. Mısır güvenlik güçleri Filistinlilere müdahale etmezken Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek dün “açlık” çeken Filistinlilerin Mısır’a geçişlerine ve yiyecek satın almalarına izin verdiğini açıkladı. İsrail, geçen haziran ayından beri Hamas’ın elinde bulunan Gazze Şeridi’ne geçen hafta operasyon düzenlemiş, aralarında sivillerin de bulunduğu 38 kişi ölmüştü. Topraklarına yönelik füze saldırılarını gerekçe gösteren İsrail, aylardır Gazze’ye uyguladığı ablukayı 17 Ocak’ta sıkılaştırdı. Mısır da İsrail’in talebi üzerine Refah sınırındaki geçişi kapatmıştı. Gazze’deki bazı örgütler de sınırın açılmaması halinde zora başvuracaklarını bildirmişti. Uluslararası tepkiler üzerine İsrail önceki gün ablukayı kısmen azalttı, ancak bu da İsrail’in söz verdiğinden daha az gıda ve yakıt geçişine izin verdiğini belirBirleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, önceki gün Gazze’ye yönelik abluka ve insani durumu ele aldığı toplantıda ortak bildiri konusunda anlaşmaya varamadı. Libya tarafından sunulan bildiri metninde, “İsrail’in Gazze Şeridi’nde yaşayan Filistinlilere insani yardım sevkıyatını engellememesi, insan haklarına uygun davranması ve Filistin halkına karşı yasadışı ve gayrimeşru uygulamalara son vermesi” istendi. Ancak ABD ve İngiltere başta olmak üzere Batılı devletler, metinde “Gazze’de bulunan militanlar tarafından İsrail’e yapılan roket saldırılarının sona ermesi” çağrısında bulunulması gerektiğini kaydettiler. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice da durumdan endişeli olduklarını, hem İsrail’in güvenlik koşullarının hem de Gazze’deki Filistinlilerin ihtiyaçlarının sağlanması gerektiğini söyledi. R USYA: SERT DEĞİL Tahran’a karşı yeni paket yolda Çatışmalar, açlık ve hastalık ayda 45 bin can alıyor, ölenlerin yarısı çocuk Dış Haberler Servisi BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesiyle Almanya, İran’a karşı hazırlanan yeni karar tasarısının içeriği konusunda anlaştı. İran’ın nükleer programıyla ilgili olarak BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi ABD, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin dışişleri bakanlarıyla önceki gün Berlin’deki görüşmelerinin ardından açıklama yapan Almanya Dışişleri Bakanı FrankWalter Steinmeier, tasarının gelecek haftalarda BM Güvenlik Konsey’inin diğer üyeleriyle müzakere edileceğini bildirdi. Tasarının içeriği konusunda resmi açıklama yapılmazken bir Avrupalı diplomat, metinde yeni ekonomik yaptırımların öngörülmediğini belirtti. ABD’li bir yetkili de yeni karar tasarısında mevcut ambargoların biraz daha genişletildiğini kaydetti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise yeni tasarının sert önlemler öngörmediğini belirterek, “İran ile ticari, ekonomik işbirliği yapan ülkelerin yasaklı nükleer maddelerin bu ülkeye taşınmasında kullanılmamaları konusunda uyanık olmalarını istiyor” dedi. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, konseyde yeni bir yaptırım kararının nükleer faaliyetlerini etkilemeyeceğini söyledi. Kongo’yu kıran savaş Dış Haberler Servisi Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde iç savaş, açlık ve hastalıklar, her ay 45 bin kişinin ölümüne neden oluyor. Yaklaşık 66 milyon nüfuslu ülkede son 10 yılda 5.4 milyon insan hayatını kaybetti. Yardım kuruluşu Uluslararası Kurtarma Komitesi’nin (IRC) Avustralya Burnet Enstitüsü ile birlikte yaptığı araştırmaya göre, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde 19982003 yılları arasındaki iç savaş ve sonrasında, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri herhangi bir çatışmada ölenlerden daha fazla insan hayatını kaybetti. Sıtma, ishal, yetersiz beslenme ve zatürree başlıca ölüm sebepleri. IRC Başkanı George Rupp, “Kongo’nun 10 yıl içindeki kayıpları, Danimarka’nın ya da ABD’nin Colorado eyaletinin tüm nüfusuna eşit” diye konuştu. IRC Küresel Sağlık Programları Direktörü Richard Brennan da ölümlerin çoğunun tedavisi mümkün ve önlenebilir hastalıklardan kaynaklandığını vurguladı. Kongo, yılda kişi başına 15 dolarla dünyada sağlık harcamalarının en düşük olduğu ülke. ABD’de ise yılda kişi başına 6 bin dolarlık sağlık harcaması yapılıyor. Ocak 2006 ve Nisan 2007 tarihleri arasında yapılan araştırmaya göre, insani krizden en çok etkilenenler 5 yaşın altındaki çocuklar. Nüfusun 5’te 1’ini oluşturmalarına rağmen ölenlerin yaklaşık yarısı 5 yaşın altında. İsyancı gruplar, yerel misiller ve Kongo ordusunun saldırılarına sahne olan ülkenin doğusunda ölüm oranı yüzde 85. Mezarlık ve Cezaevi ysa o O kadar güzel bir gündü ki o... 2004 yılının 1 Eylül’üydü. Okullar açılıyordu. Çocuklarını ilk güne hazırlayan anneler umut, çocuklar heyecan doluydu. Birkaç saat sonra her şey değişti. Teröristler okulu basmış, çocukları rehin almıştı. Bu eylemle birlikte, Basayev liderliğindeki Çeçenlerle ilgili o zamana kadar daha kararsız tanımlar yapan birçok uluslararası kuruluş bile artık onları “terörist” ilan ediyordu. 3 Eylül’de devlet güvenlik güçleri Kuzey Osetya’nın Beslan kentindeki 1 No’lu okulda “kurtarma operasyonu” gerçekleştirdi. Ama ne “kurtarma” idi o!.. “Güvenlikten sorumlu görevliler” önüne geleni yok ediyordu. Yalnızca teröristler değil, masum siviller de hayatını kaybetmişti. 186 çocuk ve 148 yetişkin ölmüştü. Sonra siyasilerin birkaç taziye açıklaması ve sözde soruşturma girişiminin ardından, olay zaman içinde küllenmeye başladı. Ölen çocukların yakınları, Beslan’ın Sesi ve Beslan Anaları adında örgütler kurdular. Sorumluların cezalandırılması için mücadele ettiler. Bu arada böylesine beceriksiz ve acımasız bir “kurtarma operasyonu” kararından dolayı iktidarı suçladılar. “İçerde” ilgi göremeyince ABD Başkanı Bush’a, Amerikan Kongresi’ne ve Avrupa Birliği’ne şikâyet başvurusunda bulundular. Beslan’ın Sesi zamanla Moskova’nın ve yerel yönetimlerin tepkisini çekmeye başladı. Çeşitli engelleme ve yasaklama girişimleri oldu. Sonunda Beslan’ın Sesi tarafından yapılan bir açıklama gerekçe gösterilerek “Rusya Devlet Başkanı’na hakaret” iddiasıyla bir dava açıldı. 2004 Eylül’ünden geriye kanlı anılar ve 334 mezar kaldı. Bir de kiminle (Beslan faciasının suçlularıyla mı, yoksa suçluların bulunmasını isteyen acılı analarla mı) dolacağı belli olmayan boş bir cezaevi... PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY [email protected] Bulgaristan’ın Yaptığı, Türkiye’nin Yapamadığı İ talya, Almanya, Hollanda, Yunanistan, Bulgaristan... Enerji devi Rusya ile çeşitli ortaklıklara giderek hem doğalgaz ihtiyacını gidermenin hem de gaz boru hatlarından kazançlı çıkmanın yolunu bulan bu ülkeleri “Batı karşıtı” veya “Rusya dostu” olarak niteleyebilir miyiz? Hayır. Bunlar sadece bağımsız enerji politikası izleyen ve pragmatik davranabilen ülkeler. Bir taraftan “uzun vadede” Rusya’nın enerji alanındaki etkisini sınırlamaya çalışırken diğer yandan “orta vadede” ulusal çıkarları gereği onunla ortaklık kuruyorlar. Türkiye’nin bağımsız enerji politikası olmaması ve son dönemde giderek daha zor duruma düşmesi, Batı’da bile açıkça dile getirilmeye başlandı. The Economist Intelligence Unit, “En büyük gaz tedarikçileri olan Rusya veya İran’a önerecek transit opsiyonundan yoksun kalan Türkiye’nin, yüksek bahiste çok kötü bir el ile oynama durumuna bırakıldığını fark etmeyen az kişi kaldı” diye yazdı. ??? Rusya devlet televizyonu RTR’nin haftalık analiz programında 130 yıl öncesinden dem vuruldu bol bol. 130 yıl önce Rusya, Bulgaristan’ı Türklerin elinden almıştı. Geçen hafta Rusya bir zafer daha kazanıp yine Bulgaristan’ı yanına aldı. Osmanlıların en büyük yenilgilerinden biriydi 93 Harbi. Hicri takvime göre 1293 yılına denk geldiğinden Osmanlı tarihinde 93 Harbi olarak bilinen savaş, 187778 RusTürk savaşıydı aslında. Savaş sonunda Rusya Batı’da İstanbul’a kadar girmiş, Doğu’da Erzurum’a dayanmıştı. Ayastefanos (Yeşilköy) Barış Antlaşması ile Ruslara çok büyük tavizler verilirken Bulgaristan da bağımsızlığına kavuşmuş, Sofya 4 Ocak 1878 ta tmaktan, İnsanlar parlayanı karar a yükseleni yere serip toz . lar bulamaktan hoşlanır Schiller Türkiye’ye uzun süre “İkinci Mavi Akım” ile Avrupa’ya doğalgaz ihracat hattı kurmayı öneren Rusya, şimdi bu amacını Bulgaristan ile anlaşarak gerçekleştiriyor. rihini “500 yıllık Osmanlı boyunduruğundan kurtuluş günü” olarak kabul etmişti (Geçen günlerde Sofya’da bu tarihi olayın 130. yıldönümü kutlandı). Osmanlı padişahı II. Abdülhamit döneminde gerçekleşen 93 Harbi, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma sürecini başlatan gelişmelerden biriydi. İki Dünya Savaşı’nda da yenilgiye uğrayan Bulgaristan, 5 Eylül 1944’te Kızıl Ordu’nun ülkeye girmesinin ardından sosyalist bloka katılmıştı. Sonraki on yıllar boyunca Bulgaristan “SSCB’nin 16. cumhuriyeti” sayılacak kadar yakın oldu Moskova’ya. Ancak 1990’dan sonra durum değişti. Slav kardeşliği, yerini Batılı ittifaklara bırakırken BulgarRus ilişkileri gerginleşti. Bu gerginlik, Bulgaristan’ın 2004’te NATO’ya girmesi, iki yıl sonra da ABD’ye üç askeri üs vermesiyle iyice arttı. Ancak Batı yanlısı olmasına karşın kendi çıkarlarını savunma çizgisini koruma gayreti gösteren Bulgar devleti, geçen hafta Rusya’nın Güney Akım Doğalgaz Projesi teklifini kabul etti. ABD’ye ve NA Açıklama ABD Başkanı Bush, Maliye Bakanı’nı çağırarak sorar: Piyasalarda olup bitenler nedir? Açıklayabilirim efendim. Açıklamasına ben de açıklarım. Sen bana neler olduğunu anlat. TO’ya karşın Nabucco’ya, alternatif bir projeye can verdi. Tıpkı Batı cephesinin bir başka önemli müttefiki olan İtalya gibi. Bunu yaparken de ulusal çıkarlarını savunmak için son dakikaya kadar mücadele etmekten geri durmadı ve yüzde 51/49’luk formül yerine yüzde 50/50’lik ortaklığı Moskova’ya kabul ettirmeyi başardı. ??? Böylece Rusya’nın uzun süre Türkiye’ye önerdiği, ancak ABD’nin baskıları sonucu reddettiğimiz önemli bir enerji hattı daha, başkalarına kâr getiren perspektifli bir transit geçiş yoluna kavuşarak bizi devre dışında bıraktı, moda deyişle bypass etti. Tıpkı daha önce Boğazlar’ı kullanarak Batı’nın istekleri doğrultusunda sıkıştırmaya çalıştığımız Rusya tarafından BurgazDedeağaç Petrol Boru Hattı ile devre dışı bırakılmamız gibi, enerji oyununda bir kez daha yenildik. Son bir yıl içindeki bir dizi gelişme sonucu, Nabucco’nun da SamsunCeyhan Hattı’nın da perspektifi zayıfladı. Neden? Çünkü biz ABD’nin sözünden çıkamıyoruz. Bir Bulgaristan bile olamıyoruz. Bir İtalya hiç olamıyoruz. Yüzlerce “müttefiklik bağı” ile bağlıyız ABD’ye. Bunlardan biri “Kürt sorunu”. Böyle bir bağımlılık varken bağımsız politika izlemek kolay mı?.. CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle