22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 OCAK 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr ABD dün faiz silahını da çekti, ama yine de düşüşün önüne geçemedi. Bir yıllık kayıp 5 trilyon doları buldu 13 EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Çözdükçe dolanıyor ? ABD’nin durgunluğa gireceği korkusu ile tetiklenen dünya piyasalarındaki kördüğüm iyice kilitlendi. Sabah, FED faiz indirecek söylentileri ile hafifçe toparlanan borsalar, indirim 75 puanı bulunca, iyice karıştı; artan belirsizlikle piyasalar gitti geldi. NECDET ÇALIŞKAN Yüksek Faiz Kimin Politikası? “Kumarhane Kapitalizmi”... Bu deyim 1990’ların başında, peşpeşe sıralanan finansal krizlerin deneyimi sonrasında Susan Strange tarafından dile getirilmişti. Susan Strange, bu deyim ile kıt ulusal tasarrufların üretken sabit sermaye yatırımlarına aktarılacağı yerde, başına buyruk bırakılan finansal sistemin kısa vadeli ve aşırı riskli spekülatif alsat oyunlarında çarçur edilmesini kastediyordu. Türkiye de 1989’da sermaye hareketleri üzerindeki tüm düzenlemeleri kaldırarak uluslararası kumarhane masasına ortak oldu. Dahası 2001krizi sonrasında küresel finans piyasalarına dolar bazında yüzde yüze yakın getiri oranları sağlayarak “yükselen piyasa ekonomileri” arasında kendisine ayrıcalıklı bir konum da elde etti. Yüksek faizin cazibesiyle toplanan sıcak paraya dayalı sermaye Türkiye’de yoğun bir döviz bolluğu yarattı, ithalat ucuzladı, enflasyon oranı da hızla aşağı çekilebildi. Biz de bu köşede yer alan birçok yazımızda söz konusu dönemi “spekülatifyönlü büyüme” diye nitelendirmekteydik. ??? Değerli hocamız Prof. Dr. Orhan Kurmuş, iki hafta önce Bağımsız Sosyal Bilimciler grubunun internet sitesinde bizlerle şu örneği paylaşıyordu: Kısa vadeli finansal yatırım amacıyla Türkiye’ye getirilen 1 milyon dolar düşünelim. Alış kurundan söz konusu dövizi TL’ye çevirdikten sonra vadesinin bitimine az kalmış olan Hazine Bonosu ya da Devlet Tahvili’nde değerlendirildiğini varsayalım. Vade sonunda elde edilen faiz geliri ile birlikte tekrardan döviz satın alınarak Türkiye piyasasından çıktığımızı varsayalım. Orhan Hoca’nın sunduğu örnek, 4 Aralık itibarıyla bu işlemin “yabancı yatırımcıya” dolar bazında yıllık yüzde 27.11 kazanç getirdiğini göstermektedir. Teknik olarak bu işlemin adım adım nasıl işletildiğini göstermek için Orhan Hoca’nın izniyle söz konusu örneği sizlerle aşağıda paylaşmak istiyorum: Hükümetin politikaları nedeniyle küresel kriz Türkiye’yi daha kötü vuracak. Cari açığı düşürecek önlemleri söz verdiği halde almayan hükümet, uygulamalarıyla Merkez Bankası’nın bağımsızlığına da gölge düşürdü. Dolar gitti geldi Gün içinde en yüksek 1.2480 YTL ’yi gören dolar, FED’in olağanüstü toplanarak faiz oranlarını 75 baz puan indirmesinin ardından 1.1990 YTL ’ye kadar geriledi. Piyasaların kararı “FED de panikte” şeklinde yorumlamasıyla dolar tekrar 1.21 YTL seviyesine çıktı. İMKB yüzde 2.1 düşerek, 44 bin 594 puana gerilerken ABD borsaları güne yüzde 4’ü aşan kayıplarla başladı. Lonrda Borsası yüzde 2.9, Paris Borsası yüzde 2 yükselirken, tarihinin en kötü günlerini yaşayan Frankfurt Borsası binde 3 ile düşüşe devam etti. Durgunluğun köşeye sıkıştırdığı dünya piyasaları, haftanın ikinci gününü de panik içinde geçirdi. ABD Merkez Bankası’nın (FED) sürpriz faiz indirimi de işe yaramadı. Borsalardaki sert düşüşler dün de sürerken uluslararası finans ajansı Bloomberg’in tespitlerine göre, Asya’da 1990’dan bu yana en sert satışları yaşatan resesyon krizinin dünya borsalarında yol açtığı kayıplar son bir yılda 5 trilyon doları aştı. Faiz indirimi için 30 Ocak’taki toplantısını beklemeyen FED’in gecelik faiz oranlarını yüzde 4.25’ten yüzde 3.50’ye sürpriz bir şekilde çekmesi de piyasalardaki türbülansın önüne geçemedi. Asya borsalarında yüzde 8’leri bulan düşüşlerin ardından açılan Avrupa borsaları ilk seanstaki yüzde 2’leri aşan kayıplardan sonra, günü ortalama yüzde 2’lik yükselişle kapattı. ABD’de 1980’li yılların başından bu yana ilk kez bu kadar yüksek oranlı bir faiz indirimine gidilirken FED’in ocak ayındakı olağan toplantısı öncesinde atılan bu adım, FED’in de paniğe kapıldığı şeklinde yorumlandı. Piyasalarda yükseliş trendine ara verildiğine ve 11.5 yıl sürecek bir düşüş dönemine girildiğine dikkat çekilirken FED’in son kararıyla ABD’de faizler yıllık yüzde 4.1 olan enflasyon oranının da altına geriledi. Böylece ABD, durgunluğa karşı talebi canlandırmak için tüketicilerinin ‘cebine para koymuş’ oldu. Büyümeye yönelik artan riskler nedeniyle faizleri indirdiğini açıklayan FED, finans piyasalarındaki durumun daha da kötüleştiğini belirtti. Hükümet çaresiz ? Piyasalarda “Merkez’in hükümetin güdümünde olduğu” algılamasının cari açık, borçların döndürülmesi gibi konuları yeniden gündeme getireceğini söyleyen Alman West LB Bankası’nın Hazine Müdürü Üstay “Bundan önceki krizler de hep böyle başlamıştır. Hükümetin şu anda yapabileceği hiçbir şey yok” dedi. MURAT KIŞLALI ANKARA Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in hafta sonunda küresel piyasalardaki çalkalanmaları “enformasyon krizi” olarak nitelemesinin üstünden iki gün geçmeden piyasalardaki düşüş krize dönüştü. İşler iyi giderken cari açık ile ilgili söz verdiği önlemleri almayan ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığına karışan hükümet, kriz patlak verdiğinde zor durumda kalacak. Alman West LB Banka sı’nın Hazine Müdürü Burak Üstay, Merkez Bankası’nın başkan yardımcılığı ve Para Politikası Kurulu üyeliği olmak üzere iki koltuğuna hâlâ hükümet tarafından atama yapılmadığını, bankanın İstanbul’a taşınması ile ilgili kararın da Merkez Bankası’na danışılmadan alındığını anımsatarak “Bu, Merkez Bankası’nın kararlarında ne kadar özerk olduğunu sorgulatan bir konu. Ama hükümet kendi kendine karar veriyor” dedi. Üstay “Hükümet kendi kendine karar verirse ‘Merkez Bankası yapması gerekenleri yapamıyor, çünkü hükümetin güdümünde çalışıyor’ diye algılama olur. Bu tür küresel çalkantıların olduğu dönemlerde bu algılama verilirse, piyasada bir süredir konuşulmayan ‘cari açık, borçların döndürülmesi, rezervlerin azlığı’ gibi konular yeniden konuşulmaya başlanır. Bundan önceki krizler de hep böyle patlamıştır” diye konuştu. Üstay şöyle devam etti: “Cari açık 5 yıldır var. Fonlandığı sürece sorun değil dedik ama yarın kriz çıkınca aynı cari açık bizi vuracak bir tehlike haline gelir. Hükümet cari açığı indirmeye yönelik seçim döneminde verdiği sözleri yerine getirmiş olsaydı, bunun bugünkü duruma bir faydası olabilirdi. Ancak şu anda yapabilecekleri hiçbir şey yok. Aynı şekilde Merkez Bankası’nın rezervleri de güçlendirilebilirdi. ‘Eğer ortalık kötüleşirse Türkiye’nin 6070 milyar dolar rezervi var’ diyoruz ama ortalık biraz kötülerse, bu rezervin kısa vadeli borçları çevirmede ne kadar düşük kaldığı konuşulacak.” 4 ARALIK TARİHİNDE SATIN ALINAN 2 OCAK 2008 VADELİ HAZİNE BONOSUNUN GETİRİSİ Bozdurulan Döviz 4 Aralık MB Döviz Alış Kuru Elde Edilen Tahvilin Satış Fiyatı Vadede Elde Edilen YTL Kazanılan Faiz Faiz Oranı 2 Ocak MB Döviz Satış Kuru Vadede Elde Edilen Döviz Kazanılan Faiz ve Kur Farkı Faiz Oranı 1,000,000 1,1755 1,175,500 98,782 1,189,994 14,494 15.52% 1.1649 1,021,542 21,542 27,11% USD YTL YTL Nominal Değerin Yüzdesi YTL YTL YTL Üzerinden YTL USD USD USD Üzerinden Tofaş’tan eğitime laboratuvar desteği Ekonomi Servisi Koç Holding’in 2006’da başlattığı ve sanayide nitelikli ara eleman yetiştirilmesi gerekliliğine dikkat çekmeyi amaçlayan “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” projesi kapsamında, Tofaş şimdi de “Fiat Teknik Öğretim Programı”nı başlatıyor. Programı 2008’de hayata geçirmeye ilişkin protokol Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Koç Holding ve Tofaş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç’un katılımıyla imzalandı. Program kapsamında 1 milyon dolar yatırımla 9 ilde 11 meslek lisesinde laboratuvar kurulacak. 20082010 arasında 1300 öğrenciyi kapsayacak olan proje kapsamında öğrenim gören öğrenciler önce stajyer olarak Fiat servis teşkilatında istihdam edilecek, mezun olduklarında da dereceye girenler Fiat teknisyeni olabilme hakkını kazanacak. ‘BÜTÇE AÇIĞI HEDEFİN ALTINDA’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Parti Grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2007 bütçe gerçekleşmelerine ilişkin de bilgi verdi. Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre, 16.8 milyar YTL olarak öngörülen bütçe açığı geçen yılın sonunda 13.9 milyar YTL oldu. Bütçe açığının GSMH’ye oranı ise yüzde 2.1 olarak gerçekleşti. Piyasalardaki dalgalanmaya da değinen Erdoğan, “Türkiye ekonomisi bu dalgalanmadan en az etkilenmeyle çıkacaktır. Ekonominin yapısı bu tür şokları kaldıracak güçte” dedi. Uzoya var, rakıya yok Ekonomi Servisi Geleneksel Alkollü İçki Üreticileri Derneği (GİSDER) Başkanı Galip Yorgancıoğlu, AB’nin rakıya uygulanmakta olan verginin arttırılarak İskoç viskisi ile aynı orana getirilmesi talebi konusunda, “Rakının Türkiye’nin milli alkollü içkisi olduğu noktasından hareketle hükümetimizin Brüksel’de taviz vermekten kaçınması gerektiğini düşünüyoruz’’ dedi. Türkiye’deki alkollü içki üreticilerini tek çatı altında toplayan GİSDER’in tanıtımında konuşan Yorgancıoğlu, rakının vergisinin yükselmesi, viskinin vergisinin düşürülmesi konusunda çok ciddi baskılar geldiğini belirterek “Ne AB’den vazgeçelim ne de rakıdan vazgeçelim” dedi. Haklı taleplerinin karşılanması ve rakının vergi oranının İskoç viskisi düzeyine çekilmesi durumunda bundan en çok zarar görecek kesimin tüketiciler olacağını vurgulayan Yorgancıoğlu, söz konusu vergilendirme sisteminin ürün fiyatı üzerinde ciddi bir yükselişe yol açacağını ve ürünün erişilebilirliğini önemli ölçüde düşüreceğini kaydetti. Koç ve Bakan Çelik protokoklü imzaladı. ULUSAL BÜTÜNLEŞME GİRİŞİMİ ETKİNLİKLERİ (9) PANEL “TÜRKİYE’NİN DURUMU VE AYDINLARIN SORUMLULUĞU” SUNUŞ Şaban Ali YAŞAROĞLU (Türk Gençliğine Hizmet Vakfı 2. Başkanı) AÇILIŞ Prof. Dr. Faruk KARADOĞAN (İTÜ Rektörü) OTURUM BAŞKANI Dr. Alev COŞKUN (Cumhuriyet Vakfı 2. Başkanı) KONUŞMACILAR Prof. Dr. Türkan SAYLAN (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Gen. Bşk.) Ali SİRMEN (Cumhuriyet Gazetesi Yazarı) Prof. Dr. Ahmet Fahri ÖZOK (İTÜ İşletme Fakültesi Dekanı) O. Doğu SİLÂHÇIOĞLU Prof. Dr. Mete TAPAN *Açılış ve konuşmaların ardından soru ve cevaplara geçilecektir. KADİRLİ SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO : 2007/7 SATILMASINA KARAR VERİLEN GAYRİMENKULÜN CİNSİ, KIYMETİ, ADEDİ, EVSAFI: Gayrimenkul, Osmaniye İli, Kadirli İlçesi, Cengiztopel Mahallesi 537 ada 6 parselde kayıtlı 341,54 M2 yüzölçümlü üzerindeki muhtesatlarla birlikte satılarak paraya çevrilecektir. TAŞINMAZIN ÖZELLİKLERİ: Söz konusu parselin üzerinde bulunan A harfiyle gösterilen mağazanın 21225,00 YTL, B harfiyle gösterilen mağazanın değeri 26955.00 YTL, C harfiyle gösterilen mağazanın değeri 21225,00 YTL A ve B harfiyle gösterilen mağazalar üzerinde yapılmış 185 M2 lik evin değeri 47452,50 YTL, C harfiyle gösterilen mağaza üzerine yapılmış evin değeri 26650,00 YTL olmak ve 58021,25 YTL arsa bedeli olmak üzere toplam 200529,50 YTL üzerinden satışı yapılacaktır. MUHAMMEN BEDELİ: Söz konusu parsel üzerindeki mağaza ve evler ile birlikte 200529,50 YTL üzerinden satılarak paraya çevrilecektir. NOT: İŞBU TAŞINMAZ AŞAĞIDA YAZILI YERDE VE GÜNLERDE SAAT 09.00 09.15 ARASI SATILACAKTIR İ.İ.K.’nun 127. Maddesine göre, iş bu satış ilanının tapuda adresi bulunmayan ilgililere ve tebligat yapılamayan ilgililere tebligat yerine kaim olacağı tebliğ olunur. Satış Şartlan : 1Satış 04/Mart/2008 Salı günü yukarıda yazılı saatlerde Kadirli Kadastro Mahkemesi kalem odasında açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 14 Mart 2008 Cuma günü aynı yer ve saatte 2. arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilmemişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen bedelinin %40’ını bulması ve satış isteğinin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaşma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir 2Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20 si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı islediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. %18 KDV alıcıya aittir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4İhaIeye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatına kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/7 satış sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 14.01.2008 (İc. İf. K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Yönetmelik Örnek No: 27 Basın: 2656 Uluslararası finans piyasalarında faizler hızla gerilerken ve Amerikan ekonomisinde de yüzde 4 civarına inmiş iken, Türkiye’nin yüzde 27’lik getiriler sunuyor olması, elbette spekülasyon oyunlarında kendisine haklı bir yer edinmektedir. ??? TC Merkez Bankası Para Kurulu geçen perşembe günkü toplantısında gecelik borçlanma faiz oranını 0.25; borç verme oranını da 0.50 puan indirdi. Buna göre Merkez Bankası borçlanma faiz oranı 15.50’ye, borç verme faiz oranı ise yüzde 19.50’ye indirilmiş oldu. Merkez Bankası’nın “yüksek faiz düşük kur” diye bir politikası olmadığını çok sıkça işitiyoruz. Sormamız gerekiyor: Peki, yukarıda sunulan gerçek hayattan örnekler kimin politikası? Eğer yanıtınız “Söz konusu örnekte geçen veriler piyasaların işleyişinin sonucudur, Merkez Bankası’nın burada herhangi bir sorumluluğu yoktur” ise buna bir itirazımız yok. Zaten bu satırlarda uzun süredir bu gerçekler dile getirilmeye çalışılıyor: Türkiye ekonomisi piyasaların dengesiz ve başıboş kararlarının cenderesine sıkışmış, savrulmaktadır. “Siyaseten bağımsız” olduğu savlanan Merkez Bankası aslında küresel finans kapitale bağımlı haldedir ve ulusal ekonomiye müdahale edebileceği bütün olanaklarını yitirmiş konumdadır. B İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU / ÖZLEM YÜZAK ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr Küresel Ekonomi Sarsılıyor, 7 Dev Fon Korkutuyor... Küresel ekonomide tarihin garip cilvesi... Daha düne kadar gelişmekte olan ülke ekonomilerinde istedikleri gibi at koşturan zengin piyasalar bugün köşeye sıkışmış durumda. ABD ekonomisinde tablonun gittikçe kötüleşmesi, ekonomik büyümelerin frene basması farklı bir dönemece işaret ederken çoğu gelişmekte olan ülkelere ait devlet yatırım fonlarının gerek büyüklüğü gerekse ülkelerin stratejik sektörlerine gözlerini dikmesi endişeleri arttırıyor... Bugün Singapur, Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, Norveç, Kuveyt ve Çin’e ait devlet kontrolündeki yatırım fonlarının büyüklüğü 2.9 trilyon dolara ulaşmış durumda. Söz konusu fonlar Singapur’dan Temasek Holding ve Singapur Devleti Yatırım Şirketi, Birleşik Arap Emirlikleri’nden Abu Dabi Yatırım İdaresi, Kuveyt’ten Kuveyt Yatırım İdaresi, Çin’den Çin Yatırım Şirketi, Rusya’dan Rusya Federasyonu Stabilizasyon Fonu ve Norveç’ten Norveç Devleti Emeklilik Fonu’ndan oluşuyor. Singapur ve Çin, elinde bulundurduğu aşırı döviz rezervlerini kurduğu fonlarda değerlendiriyor. Geri kalan ülkelerin fonları ise petrol gelirlerinden besleniyor. 15 Ocak’ta Singapur, Kuveyt ve Güney Kore fonları ABD’de bu son kredi krizinde neredeyse iflasın eşiğine gelen Citigroup ve Merrill Lynch’i kurtarmak için 21 milyar dolar yatırdılar. Evet, söz konusu 7 devlet fonunun gözü, özellikle finans sektörü üzerinde görünüyor, ancak asla bununla sınırlı değil. Telekomdan teknoloji şirketlerine, kumarhane işletmeciliğine, hatta uzay teknolojilerine kadar birçok alanda varlık gösteriyorlar. Bu fonların özellikle stratejik sektörlerde yoğunlaşmaya çalışmaları ABD ve AB’yi özellikle ürkütüyor. Bu ikili, kamu fonları ile ülkeler üzerinde siyasi baskı oluşturulmasından korkuyor. ABD ve AB bile korkudan titriyorsa sorun gerçekten ciddi demek, ancak Türkiye’de her şeyi satma ve paraya çevirme mantığı ile hareket eden AKP hükümetinin gündemini böyle bir konunun işgal etmediği de aşikâr. Bu arada Amerikan hükümetinin, 2006 yılında Dubai Fonu’nun, ABD’nin, aralarında New York, Baltimore ve New Orleans’ın da bulunduğu 5 önemli limanının altyapısını satın alma girişimini durdurduğunu da anımsatalım isterseniz... The Economist dergisi bu hafta kapağını “SWF fonlarının dünyayı işgali” başlığı ile bu kamu fonlarına ayırdı. AB Komisyonu desteğinde Uluslararası Ticaret Odası ve Alman Ifo Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü’nün her ay düzenli olarak 90 ülkeden 1020 ekonomistle yaptığı Dünya Ekonomi Anketi’nin sonuncusunda da bu kamu fonlarından endişeler dile getirildi. Başta Fransa ve Almanya olmak üzere çok sayıda AB ülkesi, Çin ve Rusya’ya ait devlet fonlarının siyasi amaçla Avrupa’da şirket alımı yaparak AB üzerinde baskı kurmasından endişe ediyor. 2015’te 12 trilyon dolara ulaşması beklenen ve şimdiden Hedge fonları (uluslararası piyasalarda son derece serbest hareket eden ve bu özelliğinden dolayı köpekbalığı fonlar diye de tanımlanan) katlamış olan SWF’lerin, girdiği/çıktığı ülkelerde Soros’vari finansal krizler çıkarmaya aday olduğunu göz önüne alırsak küresel ekonomide bu fonlara yönelik daha şeffaf bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu kesin. Tüm bu gelişmeler karşısında ve küresel ekonominin geldiği noktada devasa cari açığı ile boğuşan Türkiye’nin de benzer endişeler taşıması gerekmez mi? TOPLANTI TARİHİYERİ Tarih: 26 Ocak 2008 Cumartesi Saat: 14.00 Yer: İTÜ Vakfı Sosyal Tesisleri Konferans Salonu İTÜ Maçka Yerleşkesi, TeşvikiyeİST. Katılım için: Serap FİDAN Tel: 0212 243 24 74 243 27 33 Belgegeçer: 0212 233 10 19 Elmek: sostes?ituvakif.org.tr Toplantı basına açıktır! CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle