29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 OCAK 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MÜZİK haticetuncer?hotmail.com Yılların rockçı müzisyenleri deneyimlerini şarkılarını harmanlayıp bu kez kendi albümleri ‘Yalan’a imza attı 7 KONSEPT ALBÜM Saf, sade, sert ve ‘Dört x Dört’ HATİCE TUNCER Rock müzik dinleyicilerinin enstrümanlarındaki ustalıklıklarıyla yakından tanıdığı Arbak Dal, Burak Kulaksızoğlu, Göktuğ Şenkal ve Deniz Tuzcuoğlu, ‘Dört x Dört’ adlı bir grup kurarak bu kez kendi albümlerine imza attılar. Ünlü rockçı şarkıcılar ve çeşitli rock gruplarında çalan müzisyenler, yılların getirdiği birikimlerini, ilk albümleri “Hayır”da birleştirip şarkılarında harmanlamışlar. Albümün yapımcısı TMC Müzik’in Esentepe’deki binasında bir araya geldiğimiz müzisyenlerle sohbete, müziğe uzanan yolculuklarının ayrı ayrı hikâyeleriyle başladık. Grupta davul çalan Arbak Dal, neredeyse 20 yıldır müzik dünyasının içinde. Annesinin aldırdığı gitar derslerinden kaçıp aynı semtte bulunan Saint Joseph Lisesi’nin bahçesinde basketbol oynarken sonraki yıllarda Türkiye’nin usta müzisyenleri arasında yer alan Sarp Maden ve arkadaşlarının provalarına kulak kabartmış. Çoraplarının içine sakladığı bagetlerle davul çalmaya başlamış ve yıllar birbirini kovalamış. Bu sırada İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Polonya Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirmiş. Indians, Murat Çekem ve Mercury, Badluck, Teoman, Demir Demirkan, Volkan Başaran ve Haluk LeArbak Dal vent’in albümlerinde ve sahne performanslarında çalan Arbak Dal, artık müzik dünyasının tanınmış davulcuları arasında yer alıyor: “Bir dağ başında yetişseydim de yine kendime göre protest bir adam olacaktım. Bunu bağlamayla yapacaktım veya başka bir şeyle yapıyor olacaktım, fakat böyle olacaktım.” kin planları ve müzikteki gelişmeleri için önemli olduğunu düşünüyorlar: “Rock müzik yapıyoruz iddiasında olanların ‘Bu müzik nereden geliyor, kimler yapmış, biz nasıl bir yol izliyoruz’ gibi sorularla hareket etmesi gerek. Bize ‘tarihinizi iyi bilin’ denirdi ya, onun gibi rock tarihini iyi bilmezsen, neyi gerçekten kendinin ürettiğini bilemezsin. Biz progressif, saykodelik rock değil, bunların hepsini yapıyoruz.” Bu konuya son noktayı da Burak Kulaksızoğlu, röportajlarında “Ne tür rock yapıyorsun” sorularına “Kuyruksuz rock” diye karşılık verdiğini söyleyerek koyuyor: “Öyle rock böyle rock diye bir şey aramaya gerek yok. Bizden çıkan rock bu ve rock’ın tam orta yeri gibi geliyor bize.” İstanbul’un sesi, ışığı D Hayır diyememek Provalara yetişmek telaşında olan Arbak Dal’ın trafikte takılı kaldığı sırada önde yol vermeyen aracın modeli grubun adı için ilham vermiş ama ilk albümün adı o kadar kolay bulunmamış. Tartışmalar uzadıkça en çok kullanılan sözcük olan “Hayır”da karar kılınmış: “Albümün adını ‘Hayır’ koyalım önerisine herkes ‘evet’ dedi. Ama bunun toplum olarak ‘hayır’ diyememe problemimize de bır ışık tutuğunu düşünüyoruz. Aile, mahalle sakinleri, toplum ve halk olarak ve tüm dünyada ‘hayır’ diyemiyoruz. Böyle bir anlamı olduğu için de bize önemli geldi.” Eğitimin önemi Gitarist Tamer Şenkal’ın oğlu olan Göktuğ Şenkal’ın evde elektrogitar olduğu için rock müzikten başka bir seçeneği zaten olmamış. “Rock’a doğmuşum ben yani” diyor ama bu arada İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirmiş ve uluslararası ilişkiler dalında lisansüstü eğitim görüyor. Arbak Dal ile birlikte Demir Demirkan ve Haluk Levent’le çalan Şenkal, düzenleme çalışmaları da yapıyor: “Eğitimli olmak müzikte de başarılı olmanıza Göktuğ Şenkal daha katkılı oluyor bence. Yani o üniversite eğitimi, bizim zamanımızda iyi bir vizyon veriyorlardı. İnsan olarak geliştiğiniz için daha analitik düşünüyorsunuz, başarılı oluyorsunuz bence.” dan sonra bırakmış. Şimdilerde “Keşke iki yıl daha devam etseydim” diye pişmanlık yaşayan Kulaksızoğlu, Mercury’de bas çalan ağabeyinin etkisiyle müziği yönelmiş. Badluck, Indians’tan sonra 7 yıl birlikte çalıştığı Teoman’ın bazı albümlerinde aranjörlük yapan Kulaksızoğlu, Feridun Düzağaç ve Asım Can Gündüz’e de eşlik etmiş. Arbak Dal ile kurdukları stüdyoda kayıt teknolojisi konusunda da kendini geliştiren Kulaksızoğlu, ‘Yalan’ albümünün mikslerini de gerçekleştirmiş. Grupta gitar çalıp şarkı söyleyen Deniz Tuzcuoğlu, lise yıllarında müziğe başlayarak İzmir’de çeşitli gruplarda çalmış. 9 Eylül Üniversitesi’nde sinema okuyan Tuzcuoğlu, barlarda ve otellerde yaptığı müzikten sıkılınca İstanbul’a gelmiş. Bilinen rock parçalarını çalan cover gruplarda çalışan ve bazı televizyon dizilerine de müzik yapan Tuzcuoğlu, Dört x Dört’ün diğer elemanlarının teklifini kabul etmiş: Sinema okuyup müzik yapmanın büyük avantajlarını gördüm. Çünkü sinema değişik bir bakış açısı getiriyor sonuçta. Dört x Dört, yıllardır aynı gruplarda birlikte çalan müzisyenlerin ani bir kararıyla değil ama süreç içinde kendiliğinden oluşmuş. Arbak Dal ile Burak Kulaksızoğlu’nun 2003’te Maslak 433 adıyla kurduğu kayıt stüdyosu da albüme doğru giden en önemli adım olmuş. Saf ve sade Hedeflerini “Rock müziğinin saf, sade ve de en sert haliyle ama yaşadığı çevreden kopmadan müzik yapmak” olarak ifade eden grup elemanlarının, müziklerini sert bulmadığımız düşüncemize karşılıkları “bizim kadar sert” oldu: Biz yıllarca çok fazla canlı performans yapmış insanlarız. Türkiye’nin her yerinde çok çaldık. İnsanlarla sürekli elektrik içindeyiz ve onlardan birçok şey alıyoruz. Aldığımız bu emanetleri kendi içimizde eritip tekrar onlara geri veriyoruz. Aslında bizim kadar sade ve bizim kadar sert. Biz ‘Çok sert müzik yapıyoruz’ demiyoruz. Müziğimizi insanlarla paylaşmak için, kendi özümsediğimiz bütün duyguları hareketlendiriyoruz ve izleyenlerle bir enerji alışverişi yapıyoruz.” Misyon değil, müzik Albümün adına karşın aşk şarkılarıyla kendi yaşamlarına dair duyguları anlatmayı tercih eden Dört x Dört grubu, şarkılarına herhangi bir misyon yüklemek istememiş. Kendi yaşamlarına dair duyguları aktarmışlar: “Kişisel olarak her birimizin inandığımız şeyler doğrultusunda misyonlarımız var. Ama Dört x Dört misyon yüklenmez, müzik yapar. Çok naiftir, duygulu, hassastır. İnternet ve çeşitli kanallardan o kadar büyük bir bombardıman altındayız ki, gerçekten emek verilmiş bir şeyi özümseyecek, sevecek vakti bulamıyoruz. Hatta buna emek verecek vakti bile bulamıyoruz. Her şey önümüze çok çabuk sunuluyor ve sonuçta biz de o popüler kültürün parçasıyız. Oysa bir şeye bedel ödemediğinizde onun hiçbir değeri yoktur. Bizim gibi müzik yapan insanların da bir dakika düşünüp kendini o bombardımanın etkisinden daha samimi bir şeyler yapması ve sunması gerekiyor.” Uzun provalar 1999 yılından beri solo albüm çıkarmak projesini hayata geçiremeyen Deniz Tuzcuoğlu, şarkılarıyla birlikte gruba katılmış ve herkesin eteğindekileri ortaya dökmesiyle albüm için çalışmalar başlamış. 11 şarkıdan oluşan “Hayır” albümündeki şarkıları Utangaç çocuk Dört x Dört’ün basçısı Burak Kulaksızoğlu, “tanıdığı en utangaç çocukmuş” ve bu nedenle bunaldığı için piyano derslerini bir yılBurak Kulaksızoğlu Tarihi bilmek Dört x Dört’ün deneyimli elemanları, müzisyenlerin yaptıkları müziğin tarihini bilmelerinin geleceği iliş İMZA Yazarımız ATAOL BEHRAMOĞLU Turizmin Cennet Beldesi Göcek’te Dalaman Fethiye karayolu üzerinde, 588.50 metrekare, 350 milyar (normal değeri 400 milyar) şehir merkezine 600, denize 200 metre uzaklıkta arsa sahibinden acilen satılıktır. İlgilenenlerin 0 252 645 17 75 no’lu telefondan ulaşmaları rica olunur. Esas No: 2007/63 Karar No: 2007/563 Davacı Seher ÇALIŞKAN tarafından davalı Ömer ÇALIŞKAN aleyhine açılan Boşanma davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda; Davacının davasının KABULÜNE, Çankırı, Şabanözü, Mart Köyü 2 Cilt, 34 Hane numarasında kayıtlı Muhittin Hüdaverdi ve Hacer kızı 10.08.1981 doğumlu Seher ÇALIŞKAN ile aynı yer nüfusunda kayıtlı İbrahim ve Şerife oğlu 1970 doğumlu Ömer ÇALIŞKAN’ın BOŞANMALARINA karar verilmiş olup, Davalının adresi yargılama süresince tespit edilemediğinden, davalı Ömer ÇALIŞKAN yönünden, karar Tebliğ yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 2821 ÇUBUK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) bugün (20 Ocak 2008 Pazar) TÜYAP Kitap Fuarı’nda 13.00 15.00 arasında Epsilon Yayınları’nda, 15.00 17.00 arasında Evrensel Yayınları’nda kitaplarını imzalayacak. Deniz Tuzcuoğlu Sinemacı müzisyen uzun süren bir provalar ve demo kayıtlardan sonra tamamlamışlar. Haliç Tersanesi’nde çekilen klibiyle de ilgi gören “Dün Gece” Dört x Dört’ün müzisyenlerinin birikimlerini ve ustalıklarını hissettirdikleri bir parça niteliğinde. “Arada Bir” parçasında grup, klarnet geçişleriyle sürpriz yapıyor: “Müziğimizde çevreden kopmamak hedefimizle bunu anlatmak istedik. Bu elinizdeki Hayır albümü, bizim bütün bu dinlediklerimiz, Guns and Roses’lardan, arada çay bahçelerinde duyduğumuz müziklerin hepsinin bir potada eritilip size sunulduğu bir şekil. ‘Dün Gece’nin o melodisini çalabilecek en güzel enstrümanın klarnet olduğunu düşündük, başka bir enstrümanla çalınmazdı. Çalınsa öyle güzel duyulmazdı.” Turne hazırlığı Yalan albümünün ilk tanıtım konserini İstanbul’da geçen aralık ayı sonlarında veren Dört x Dört, önümüzdeki haftadan itibaren dinleyicileriyle yeniden buluşmaya hazırlanıyor. Rockçı müzisyen Cem Özkan ile 23 Ocak’ta Bursa’da Kat 3’te başlayacakları turnelerini, 24 Ocak’ta Eskişehir 222 Park’ta, 25 Ocak’ta Ankara’da Rock&Blue’da sürdürüp 31 Ocak’ta İstanbul’da Balans’ta olacaklar. Dört x Dört, 3 Şubat’ta Bostancı Gösteri Merkezi’nde Cem Özkan, Bertuğ Cemil ve GeceYolcuları’nın da katılacağı rock konserinde sahne alacak. Grubun www.4x4online.net adresli web sitesinde de konserlerle ilgili bilgi verilirken forum sayfalarında dinleyiciler ve grup üyeleri düşüncelerini paylaşıyorlar. oublemoon’un çıkardığı “İstanbul Twilight” adlı iki CD’lik “konsept albüm”, İstanbul’u geçmişinden esinlenip günümüz tınılarıyla yorumlayan müzisyenleri bir araya getirirken fotoğraflar ve videolarla da kentin renklerini sunuyor. Mercan Dede’den Özcan Deniz’e, Baba Zula’dan Burhan Öçal ve Trakya All Stars’a, Selim Sesler’den Cahit Berkay ve Grup Zan’a çeşitli tarzlarda sanatçılar, müziklerinde İstanbul’un geçmişten bugüne uzanan, geleceğin de habercisi bir köprü olduğunu anlatıyorlar adeta. Orhan Osman, Orient Expressions, Taksim Trio, İlhan Erşahin, Craig Harris, ve Barbaros Erköse, Balkan, Roman, Doğu, caz, tasavvuf tınılarına elektroniği de katarak İstanbul’da buluşturuyorlar. DJ Shantel’in Kazım Koyuncu’nun yorumundan esinlenerek hazırladığı “Ben Seni İn Dub” parçası albümün duygusal yoğunluğunu arttırırken İstanbul’a Balkanlar’dan gelip Karadeniz’e uzanıyor. Brenna MacCrimmon da Baba Zula’ya Kanada’dan bir soluk getiriyor. Birinci CD’de yönetmenliğini Gürcan Keltek’in, ikinci CD’de yönetmenliğini Veysel Gençten’in yaptığı kısa fimler, müzik eşliğinde İstanbul’un keşmekeşini, telaşını, eğlencesini, tarihini anlatıyor. Ahmet Polat’ın İstanbul fotoğraflarından oluşan kitapçık da İstanbul Twilight albümüne görsel bir zenginlik katıyor. Bir Varmış... Bir Yokmuş... TEMA Ormanlarımız Yanıyor. Seyirci Kalmayın. Fidan Dikim Hattı: (0 212) 284 80 00 www.tema.org.tr CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle