29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 OCAK 2008 PAZAR 6 HABERLER Genelkurmay: Her kurumda hata yapanlar da olabilir, ancak yargılama sonucu beklenmeli PAZAR ORHAN BURSALI ‘Yıpratma çabaları boşuna’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Dağlıca saldırısının en ince ayrıntısına kadar incelendiğini belirterek, “Bu ve benzer olayları kullanarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmayı, onun terörle mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerine sahip çıkmadaki kararlılığını aşındırmayı düşünenlerin çabaları beyhudedir” açıklamasını yaptı. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan açıklamada, son günlerde basın ve yayın organlarında, 21 Ekim 2007 tarihinde meydana gelen Dağlıca saldırısı sonrası gelişen olaylar hakkında çok sayıda haber ve yorum yer aldığı, yoğun bir tartışma ortamı yaratıldığı belirtildi. Açıklamada şöyle denildi: “Dağlıca olayı, kişilerin ve onların bağlı oldukları kurumların bi Batı ve Osmanlı Sıcak bir “Enerji Savaşı” mı “paklayacak “ yeryüzünü bu kez? Petrolün 100 dolara dayanması, dünya ekonomisinde dengeleri bozdu. Petrol fiyatları bir yıl içinde iki kat arttı. Petrol ülkelerinin elinde müthiş bir para birikti! Öyle ki, Almanların ciddi haftalık Die Zeit gazetesi “Batı egemenliği tehlikede!” alarmı veriyor. Önce şu tabloya bir göz atın: Ülke Varlık Kaynağı Bir. Arap Em. 875 Petrol Norveç 361 Petrol Singapur 330 Diğer Suudi Arab. 300 Petrol Kuveyt 213 Petrol Çin H. Cum 200 Diğer Rusya 144 Diğer Singapur 108 Petrol Libya 50 Petrol Cezayir 43 Petrol Katar 40 Petrol (Kaynak: Morgen Stanley, MS) Bu milyar dolarlık miktarlar hükümet fonları. Şüphesiz, fon olmayan büyük paralar da var: VenezüellaChavez’e 40 milyar daha fazla dolar, 50 milyar İran’a, 125 milyar Rusya Putin’e, 300 milyar İran Körfezi şeyhlerine akıyor ve onların iktidarlarını güçlendiriyor (Brad Setser, Die Zeit, 10 Ocak). Ekonomide para el değiştiriyor. Hele Çin, yönettiği fonla, dünyada siyasi ve ekonomik dengeleri ve ekonomi trafiğine yön değiştirtiyor. Örneğin Afrika ülkelerine ucuz kredi açıyor. Buna karşılık, Afrika’da maden kuruluşlarına ortak oluyor, Batı ülkelerinde önemli şirketler satın alıyor. Alman İktisadi Araştırmalar Enstitüsü (DIW) raporlarına göre, petrol fiyatları 10 yıl içinde 200 dolara çıkacak! MS Bank’a göre, Arap yarımadasında var olduğu hesaplanan 500 milyar varilin bugünkü fiyatlarla değeri 50.000 (Elli bin) milyar dolar! DIW’e göre ise 100.000 milyar dolar. ??? Şeriat ülkeleri Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Katar, Bahreyn ve Oman’ın (ülkelerinde artık yatırıma yöneltemedikleri ve) dünya ekonomisine soktukları toplam fonların miktarı 1500 milyar dolar. Die Zeit: Bu parayla Alman Dax30 indeksindeki bütün şirketleri fazlasıyla satın alabilirler! Arap fonlarının özelliği devletin hükümetin yönetiminde olması. Amerikan ve AB kaynaklı muazzam fonlar ise özel sektörce yönlendiriliyor. IMF’nin başekonomisti Simon Johnson’a göre, 21.yüzyılda dünya ekonomisini artık giderek daha çok devlet fonları belirleyecek! Abu Dabi fonu, Citigroup’un yüzde 4.9’unu 7.5 milyar dolara satın alıyor. Dubai (devlet) Borsası, Londra Borsası’nın yüzde 28’ini. Ve daha bir dizi Batı finansının “Kaşıkçı elmasları”nda Arap devlet sermayesinin giderek artan payları var. ??? Dünya ekonomisinde 1945 sonrası yükselişte, ucuz petrol büyük rol oynadı. 1960’tan bu yana, petrol fiyatlarıyla dünya ekonomisinde yükseliş ve düşüşler arasında, birebir ilişki var. Düşük fiyat = yükselen ekonomi. Yüksek fiyat = azalandaralankrize giren ekonomi. Bugün ABD ve AB, petrol fiyatlarındaki yükselişlerin ekonomilerini krize sokmasını önlemeyi, zaman içinde öğrendiler. Bir yandan daha az veya daha verimli petrol tüketimi, öte yandan derin krizleri önleyecek çeşitli finans yöntemlerini başarıyla kullanmaları dengeyi koruyor. Ama ekonomilerde petrol girdisi hâlâ 1 numara! Fakat krizler nereye kadar önlenebilir? Dünya ekonomisinde güç dengesi değişiyor. Dengeyi değiştiren araç: Petrol! Harvard Üniversitesi tarihçilerinden Niall Ferguson’a göre, Batı ülkeleri dünya sahnesinde ikincil rol almaya hazırlansın! Ferguson, ABD’nin durumunu, 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüyle kıyaslıyor! Bugün ABD bankalarının adım adım el değiştirmesiyle, Osmanlıların büyük borç altına girmeleri arasında benzerlik kuruyor tarihçi. Osmanlı bu borç nedeniyle Süveyş Kanalı gelirlerini İngilizlere devretmiş ve bu da büyük bir güç kaymasına neden olmuştu... Bugün de böyle bir durum yaşanıyor, ona göre. ??? Ortadoğu’da yaşanan büyük rahatsızlıkların geri planında bu güç kayması da var. Ayrıca, Arap fon ve sermayelerinin, sahip oldukları büyük parasal güçle, Türkiye’de İslamcılığa verdiğivereceği destek de, Türkiye için büyük sorunlar yaratacaktır! Tabii, daha büyük bela, bir dünya savaşıdır! Buna da bir büyük ekonomik kriz yol açabilir!.. enelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan açıklamada, son günlerde basın ve yayın organlarında, 21 Ekim 2007 tarihinde meydana gelen Dağlıca saldırısı sonrası gelişen olaylar hakkında çok sayıda haber ve yorum yer aldığı, yoğun bir tartışma ortamı yaratıldığı belirtildi. Açıklamada, “Ordu karşıtlığını siyasi ve ekonomik rant aracı yapan bazı çevreler, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne seviyesiz bir şekilde saldırmak için, bu olayı saptırarak kendi amaçları doğrultusunda kullanmaktadırlar” denildi. rikimleri, eğilimleri ve misyonları doğrultusunda farklı şekillerde yorumlanmaktadır. Ordu karşıtlığını siyasi ve ekonomik rant aracı yapan bazı çevreler, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne seviyesiz bir şekilde saldırmak için, bu olayı saptırarak kendi amaçları doğrultusunda kullanmaktadırlar. Olayda şüphe, önyargı ve kinle üretilmiş iddialar ön plana çıkarılmakta; Dağlıca’da aynı zamanda, hain bir saldırının 12 vatan evladının kan ve canları pahasına püskürtülerek, bir fedakârlık örneği sergilendiği göz ardı edilmektedir. Köklü bir özeleştiri ve geri besleme geleneğine sahip Türk Silahlı Kuvvetleri, Dağlıca olayını en ince ayrıntısına kadar incelemektedir. Konu ile ilgili her rütbeden personelin günlerce ifadelerine başvurularak yapılan detaylı bir idari soruşturma sonucunda, 8 askere ilişkin olayın yargıya taşınmasına karar verilmiştir. İdari soruşturma yapılmakla birlikte; olayın yargısal sürece tabi tutulması, basın ve kamuoyuna karşı şeffaflık açısından arzu edilen bir durumdur. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu tavrı, onun özgüveninin ve hukuka duyduğu saygının en açık göstergesidir. Nitekim, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hukuk dışı her türlü eylemi yargıya havale etmekte asla tereddüt göstermediği, kamuoyu tarafından yakından bilinmektedir. G ‘Her kurumda hata yapanlar olabilir’ Bu bağlamda, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde kimseye ayrıcalık yapılması söz konusu olmayıp; personelin değerlendirilmesinde esas olan rütbe ya da ilişkileri değil, kişisel nitelikleri ve icraatlarıdır. Her kurumda hata yapanlar da olabilir. Ancak bir kişi veya kuruma hatalı diyebilmek için, yapılacak idari ve/veya yargısal işlemin sonucunun beklenmesi gerekmektedir. Bu gerçekler ortada ve yargı süreci devam ediyorken, kendilerini yargı yerine koyarak yazı ve yorumlarıyla kurumları ve kişileri suçlayanların, hukukun üstünlüğü ilkesine ne kadar bağlı oldukları kamuoyunun takdirine bırakılmaktadır. Ayrıca, bu ve benzeri olayları kullanarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmayı, onun terörle mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerine sahip çıkmadaki kararlılığını aşındırmayı düşünenlerin çabaları beyhudedir.” AVRUPA PARLAMENTOSU D.Bakır’daki saldırıya inceleme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avrupa Parlamentosu, terör örgütünün Diyarbakır’da 7 kişinin ölümüne neden olan bombalı saldırısını mercek altına aldı. Edinilen bilgilere göre Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raportörü Hollandalı Parlamenter Ria OomenRuijten, bu çerçevede Diyarbakır ve Ankara’da bir hafta boyunca temaslarda bulunacak. 23 Ocak’ta Türkiye’ye gelmesi öngörülen Ria OomenRuijten, 24 Ocak günü Ankara’da Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ali Babacan’nın da aralarında bulunduğu hükümet yetkilileri, siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile görüşmeler yapacak. Oomen Ruijten, Ankara’dan sonra Diyarbakır’a geçecek ve 26 Ocak’ta Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile bir araya gelecek. Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raportörü, Diyarbakır’da aralarında Kadın Merkezi’nin de (Kamer) bulunduğu bazı sivil toplum kurumlarını ziyaret edecek. Oomen Ruijiten, 30 Ocak’ta Diyarbakır’ın Yenişehir semtinde terör örgütü PKK’nin düzenlediği 7 kişinin ölümüne neden olan patlamanın yaşandığı bölgede incelemelerde bulunacak. Türkiye’deki incelemelerini rapora dönüştürerek ilkbaharda Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’na sunacak. PKK yeraltına çekiliyor 16 Aralık’tan itibaren sürdürülen sınır ötesi operasyonlarda 260 barınma merkezi vurulan örgüt, eylem kabiliyetini yitiriyor MEHMET FARAÇ Destek vermişti Oomen Ruijiten daha önce terör örgütü PKK’ye karşı mücadelenin Türkiye’nin meşru hakkı olduğunu söylemişti. Oomen Ruijten, “Türkiye’nin kendi sivil vatandaşlarını koruma hakkı vardır” diyerek Türkiye’ye destek açıklaması yapmıştı. Ancak, Avrupa Parlamentosu geçen kasım ayında kırmızı bülten ile araran PKK’li Ahmet Gülabi Dere’ye konuşma yapma izni vermişti. PKK’ye yönelik 16 Aralık’tan itibaren sürdürülen sınır ötesi operasyonlardan elde edilen sonuçlar, örgütün askeri yapılanmasının nasıl tehlikeli boyutlara ulaştığını ortaya koyuyor. Son bir ayda 260 hedefinin vurulması, PKK’nin Kuzey Irak kırsalında oldukça geniş bir alanda örgütlenmiş olduğunu kanıtlıyor. Teröristlerin son bir ay içinde eylem yapamaması ve güvenlik güçleriyle çatışmaktan kaçınması ise sınır ötesi harekâtın örgüt üzerinde çok büyük tahribat yarattığını gösteriyor. Eylemsizlik sürecinde yeraltına çekilen PKK’nin suskunluğu hiç de iyi işaretler vermiyor! Başta şeriatçı basın olmak üzere medyanın bir kesimi, Dağlıca saldırısının sonrasıyla ilgili yargı aşaması sürerken Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmayı amaçlayan yayınlar yapıyor. Oysa bu sırada PKK’nin 23 yıllık şiddet serüveninin nasıl kesintiye uğradığına ilişkin saptamalar gözden kaçırılıyor. Tarihinin en büyük askeri ablukası altında kımıldayamayacak konuma getirilen PKK’nin içine sürüklendiği tabloyu operasyonların bilançosu çok net anlatıyor. Bu rakamlar salt TSK’yi yıpratmak isteyen tarikat kalemşorları ile ikinci cumhuriyet taraftarlarını değil, PKK’nin ne kadar kapsamlı ve tehlikeli bir yapılanma içinde olduğunu bilmeyen kesimleri de yanıtlıyor: Genelkurmay 1622 Aralık arasındaki operasyonlarda, “Metina, Zap, Avaşin ve Hakurk bölgele DTP’li belediyelere Kürtçe mesajlar için soruşturma DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Demokratik Toplum Partisi (DTP) üyesi belediye başkanları hakkında, yeni yıl ve Kurban Bayramı’nda Diyarbakır’da caddelere asılan Kürtçe kutlama mesajları için soruşturma başlatıldı. İçişleri Bakanlığı da panolarla ilgili soruşturma başlattı. Aralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de bulunduğu DTP’li belediye başkanlarının önümüzdeki günlerde ifade vereceği, müfettişlerin hazırladığı rapor doğrultusunda da başkanlar hakkında dava açılıp açılmayacağının belli olacağı belirtildi. rinde 22, Kandil Dağı bölgesinde 11 olmak üzere 33 hedef grubunda toplam 200 hedefin tahrip edildiğini” açıklamıştı. PKK bu operasyonda büyük şok yaşadı, ayakta kalan birimler yaşam alanlarını terk etti ve teröristlerin büyük bölümü de pasif konuma düşürüldü. Şeriatçı basın ise bu operasyonu küçümseyecek yayınlar başlattı. Genelkurmay bu yayınların ibretle ve esefle karşılandığını açıkladı. PKK grupları yalnızca iki kez güvenlik güçleriyle karşı karşıya gelebildi. 2526 Aralık 2007 günlerinde Şırnak’ın Küpeli Dağı bölgesinde eylem hazırlığındaki 13 terörist etkisiz hale getirildi. PKK bu iki eylem girişiminin ardından 15 Ocak’a kadar tamamen suskun kaldı. Örgüte yönelik kapsamlı hava operasyonlarından biri de aynı gün yapıldı ve bir bölümü 16 Aralık’ta hedef alınan “ZapŞivi, AvaşinBasyan ve Hakurk bölgesinde 5 komuta, 2 muhabere, 15 eğitim ve 12 lojistik tesisi ile 18 muhtelif sığınak/barınak, 2 uçaksavar mevzii ve 4 silah/mühimmat deposunun tahrip edildiği” açıklandı. Toplam 260 tesis!.. PKK’nin 16 Aralık operasyonunun ardından tamamen abluka altına sokulması ve askerilojistik yapılanmasının büyük bölümünün hedef alınması, örgütün içine düştüğü sessizlikten de anlaşıldı. Orduyu hedef alanlar, teröristlerin 25 Aralık’a kadar bir kez bile güvenlik güçleriyle neden çatışma pozisyonu alamadığını sorgulamadı. Bu tarihten sonra ise Şok, tahribat ve çözülme!.. PKK’nin içinde bulunduğu koşulları, Genelkurmay’ın açıkladığı bilanço yeterince dışa vuruyor. Ancak bu bilanço salt örgüte vurulan dar beyi ve yaratılan tahribatı değil, PKK’nin Kuzey Irak’ta nasıl pervasızca yapılandığını, binlerce kilometre karelik alanda nasıl kolaylıkla yaşam alanları oluşturabildiğini, 260 noktada varlığını uzun süredir nasıl koruyabildiğini ve Türkiye içindeki saldırı ve eylemlerini hangi koşullar içinde rahatlıkla planladığını da gözler önüne seriyor. 260 barınma merkezinin imha edilmesi bir terör örgütü için ciddi bir yıkım olarak gösteriliyor. Şüphesiz bu bilanço PKK’nin lojistik açıdan 10 yıl önceki konumuna sürüklendiği anlamına da geliyor. Operasyonların PKK’yi tamamen bitirdiği söylenemese de, başarısız olduğunu iddia etmek gülünç kalıyor. Aslında kimi çevrelerin kuşkularını zaten PKK’nin içinde bulunduğu derin sessizliğin gidermesi gerekiyor! Geçmişte hemen her operasyona karşılık vermeye çalışan örgütün içine düştüğü çaresizlik, son bir aydır hareket kabiliyetini giderek daha fazla yitirmesi, eylem gruplarıyla iletişiminin büyük oranda kopması ve salt operasyonların tahribatı ile şokundan kaynaklanmıyor. PKK’nin suskunluğu yeraltına çekildiğini ve bekleme sürecine girdiğini de gösteriyor. Hava operasyonlarının sürdüğü son bir ay içinde 21 teröristin güvenlik güçlerine teslim olduğunun açıklanması ise örgütte son yıllarda yaşanan erozyonun çözülmeye doğru gittiğini kanıtlıyor. Araç yakma ve Diyarbakır’daki saldırının ardından PKK’nin suskunluğu aynı zamanda ürkütüyor! obursali?cumhuriyet.com.tr Suver yeniden başkan seçildi Haber Merkezi Dr. Akkan Suver, Marmara Grubu Vakfı Olağanüstü Genel Kurulu’nda oybirliğiyle yeniden genel başkanlığa seçildi. İstanbul Dedeman Oteli’nde yapılan seçimde Marmara Grubu Vakfı’nın 20082009 yönetimi Engin Köklüçınar, Ogan Soysal, Şamil Ayrım, Sedefhan Oğuz, Yüksel Çengel, Mustafa Karagül, Suver Lale Aytanç Nalbant ve Cengiz Güldamlası’ndan oluştu. İstanbul’da bombalı araç alarmı İstanbul Haber Servisi İstanbul polisi, kentte 3 bombalı araç bulunduğu istihbaratı üzerine en üst düzeyde alarm seviyesine geçti. Araçların bulunması için polis, jandarma ve MİT’in işbirliği içinde çalıştığı öğrenildi. İstanbul Emniyeti, bir süre önce aldığı istihbaratı değerlendirerek kente gelen 73 plakalı bir minibüs ve iki otomobille bomba taşınabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Polis ekipleri bu şüpheler nedeniyle İstanbul’un çeşitli bölgelerinde önlemlerini arttırırken kritik noktalarda arama ve şüpheli kişiler üzerindeki kimlik kontrolleri sıklaştırıldı. Bir ihbar sonucu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın konvoyunun geçeceği Levent güzergâhında bulunan beyaz renkli minibüs İstanbul polisini alarma geçirmiş, minibüs sürücüsü gözaltına alınmış; uzman ekiplerin araçta yaptığı incelemede herhangi bir patlayıcı ya da şüpheli maddeye rastlanmamıştı. 400 Yörsan işçisine destek İstanbul Haber Servisi İşçi örgütleri ve demokratik kitle örgütleri dün Taksim’de düzenledikleri gösteride sendikaya girmek istedikleri için işten çıkartılan 400 Yörsan işçisinin işlerine geri alınmasını istedi. “Yörsan İşçisi Yalnız Değildir”, “Örgütlenme Hakkımız Engellenemez” sloganlarının atıldığı gösteride “Yörsan İşçisine Sendika Hakkı Tanınsın”, “Yörsan’ı Boykot Et”, “Yörsan Ye Eğitim Sen 13. yılını kutluyor İstanbul Haber Servisi Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EğitimSen) 13. yılını kutluyor. Kutlamalar kapsamında İstanbul 2 Nolu Şube önceki gün Ümraniye’deki Salon Princess’de bir gece düzenledi. Geceye katılan EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, AKP hükümetinin emekçilerin kazanılmış haklarını elinden almaya çalıştığını savundu. Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau’nun, “öğretmen maaşlarını düşürün” yönündeki açıklamalarını da eleştiren Dinçer, Milli Eğitim Ba 38 zanlıdan 37’si tutuklandı OSMANİYE (AA) Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın koordinesinde düzenlenen operasyonda 47 kilogram eroinle yakalanan 38 zanlıdan 37’si tutuklandı. Alınan bilgiye göre, Ağrı, Kırşehir, Mersin, Adana, Kilis, Ankara, Hatay, Bursa, Balıkesir, Gaziantep, İstanbul, Van, Hakkâri, Yalova ve Osmaniye’de eşzamanlı yapılan uyuşturucu operasyonunda 47 kilogram eroinle yakalanan 38 zanlının sorgulaması tamamlandı. Adliyeye sevk edilen zanlılardan 37’si çıkarıldıkları nöbetçi mahkemece tutuklandı, biri ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. me İçme” pankart ve dövizleri açıldı.Açıklamada işçilerin talepleri yerine getirilinceye kadar Yörsan ürünlerinin tüketilmemesi çağrısı yapıldı. (Fotoğraf: DENİZ UZUNKALE) kanı Hüseyin Çelik’in de benzer söylemlerinin olduğunu belirterek “Bozacının şahidi şıracı olurmuş” dedi. Gecede eğitim emekçileri halaylar, horonlarla doyasıya eğlendi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle