16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 2007 PAZAR 6 HABERLER Derince’de 900 ton atığın gömüldüğü ileri sürüldü. Çevre Müdürlüğü, arazide inceleme başlattı PAZAR ORHAN BURSALI Zehirli atık tarım arazisine AHMET KURT Kuvvetler Birliği AKP’nin yeni anayasa taslağının en önemli özelliği, bazı demokratik iyileştirmeler ve düzeltmeler yapıldığı görünümü altında, aslında, iktidara büyük bir güç birikimi sunmasıdır. Bu anlamda, anayasa taslağının “özgürlükçü” olduğu, “yeni demokratik” açılımlar getirdiği savı; hükümeti yargı, yasama ve icrada güçlendiren yapısı ile çelişki içindedir. 1961 ve 1982 Anayasası kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanır. Bu anayasaların yargı, yasama ve icranın birbirini denetleyerek, iktidarın veya hükümetin bir kuvvetler dengesi içinde uyumlu çalışmasını önerici yapısının yerine, yeni anayasa taslağı kuvvetlerin iktidarda toplanmasını öneriyor ve iktidarı mutlakiyetçi bir icraya özendiriyor. Burada, AKP ve yeni taslağa destek çıkan ve “sivil anayasa” çığlıkları atan “demokrat” zevatın tartışması gereken temel bir nokta var: Acaba kuvvetler birliği mi çağdaş demokrasiye uygundur, yoksa kuvvetler ayrılığı mı? Yeni taslak, Başbakan’ı ve hükümeti güçlendiriyor. Yasama’nın yani Meclis’in hükümeti düşürmesini zorlaştırıyor, “Bakanlar Kurulu’nun düşürülmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üye tamsayısının salt çoğunluğuyla yeni bir başbakan seçmesine” bağlı kılıyor... Demokratik rejimin işlemesinin en önemli ayağı olan yargı ve adalet sistemini siyasallaştırıyor, bağımsızlığını yok ederek taraflılaştırıyor. Örneğin: Üye sayısı 17’ye çıkarılan Anayasa Mahkemesi üyelerinden sekizini Meclis (iktidar çoğunluğu), dördünü Yargıtay, dördünü Danıştay ve birini de Sayıştay seçiyor. Fakat, iktidar partisi Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay’da gücünü artırdığı için, Anayasa Mahkemesi üyelerinin çoğunluğu zamanla iktidarca seçilmişlerden oluşacak. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin yetki kanunları ve kanun hükmünde kararnameler üzerindeki denetimine önemli sınırlamalar getiriliyor. Mahkemenin bazı yetkileri Meclis’e devrediliyor. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme organı yok. Aslında yeni anayasa, denetlemeyi zerre kadar sevmiyor ve icranın uygulamalarını serbest bırakıyor. Sayıştay, bütün kamunun ve siyasal partilerin hesap ve işlemlerini inceleme, denetleme ve hükme bağlama ile yetkili kılınıyor. Sayıştaş, yeni taslakta, tam bir Yüksek Mahkeme statüsüne yükseltilmekte, ama nasıl seçileceği ve oluşturulacağı ise, diğer yüksek mahkemelerin tersine, yeni taslakça düzenlenmiyor ve oluşturulması tamamen çoğunluk partisine bırakılıyor. Böyle bir Sayıştay’ın, iktidar partisini denetlemesi ancak sözde olur. Hükümleri, kararları kesin olan Sayıştay, yapısı itibarıyla, iktidarca, diğer partilere karşı bir silah olarak da kullanılabilir!.. Yeni taslak, bir 5 yıl daha iktidar olacak olan AKP’ye, büyük yetkiler vermek ve sonraki iktidarlarını pekiştirmek amacıyla hazırlanmış! ??? Zaten taslağı hazırlayan ekip de AKP’ye, Fethullahçılara yakın bir siyasal görüşe sahip. Çoğu, Fethullahçı ve AKP’li basında yazmakta, görüşleri İkinci Cumhuriyetçilerle, liberal dincilerle ve AKP’nin çoğu görüşleriyle tutarlılık içinde. Hazırladıkları taslakta eğitim ile ilgili öyle bir madde var ki, dincilere çok uygun: (4) Devlet, eğitim ve öğretim alanındaki görevlerini yerine getirirken, eğitim ve öğretimin ana ve babanın dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını isteme hakkına riayet eder. Din eğitim ve öğretimi, kişinin kendisinin, küçüklerin ise kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır. Devlet bu taleplerin gereğini yerine getirmekle yükümlüdür.” Ana baba “Ben sadece yaratılış teorisinin öğretilmesini istiyorum” veya “Evrim konusunun oğluma öğretilmesini istemiyorum”, “Felsefi inançlarım Atatürk ilkelerinin öğretilmesine engel” diyebilir. Veya “Yerçekimi, kendiliğinden değil, Tanrı’nın maddeleri yere doğru itmesiyle oluşuyor” diyebilir.. Devlet de anayasa gereği, eğitimi bu isteklere uygun değiştirmekle yükümlü olacak! AKP’nin ısmarlama anayasa taslağını hazırlayan Özbudun’un adamları arasındaki Levent Köker, bir TV programında bu maddeyi özgürlükler gereği olarak gösterdi, yaklaşık şöyle dedi: “Cumhuriyet, farklı düşüncedeki yurttaşların anayasaya vb. ortaklığıdır”! İyi mi! Diğer bir madde dincilere kapıları açıyor: “24 (1) Herkes din ve inanç hürriyetine sahiptir. Bu hak, tek başına veya topluca, alenen veya özel olarak ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama ve bunları değiştirebilme hürriyetini de içerir.” Bu özgürlüğün nasıl kullanılacağını düşünün artık! ??? Anayasa taslağı, devleti bütün sosyal özelliğinden arındırıyor; halkı, milleti koruyucu kollayıcı özellikleri yok ediyor; küresel liberalizmin ekonomik isteklerine uygun, AKP’ye kuvvet depolaması yapan ve otoriterlikmutlakiyetlik yolunu açan bir yapıyı içeriyor. Taslağa eleştiriler yapan YÖK ve Üniversitelerarası Kurul’a Erdoğan’ın “siz işinize bakın” demesi çok komikti doğrusu... Erdoğan, kendi akademisyenlerine taslak hazırlatıyor, ama diğer akademisyenlere de “İşinize bakın!” diyor! Bu anlayıştaki bir Başbakan, bu ülkeyi beş yıl daha götürebilecek, öyle mi! Tek soru: Nereye? EÜ nakilde Türkiye’yi aştı ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ege Üniversitesi (EÜ) Rektörü Prof. Dr. Ülkü Bayındır, EÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nin karaciğer ve kalp naklinde Avrupa’daki ilk üç merkez arasında yer aldığını söyledi. EÜ Tıp Fakültesi 20072008 öğretim yılı açılış töreninde konuşan Prof. Dr. Bayındır, “Organ nakli multidisipliner bir çalışmayı gerektirmekte. Hastanemizin başarısının sırrı Türkiye sınırlarını aşmış durumdadır” dedi. İzmir’de 1968 konut yıkılıyor ? İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Bakanlar Kurulu kararıyla “afete maruz bölge” ilan edilen Kadifekale ve çevresinde ilk yıkımlar başladı. Heyelan bölgesinde kalan toplam 1968 konut, kademeli olarak yıkılacak ve tehlikeli binalarda yaşayan yurttaşlar daha güvenli konutlara taşınacaklar. Bu kapsamda İmariye Mahallesi’nde evleri yıkılan vatandaşların bir kısmı, konut bedelini nakit olarak almayı tercih ederken bir bölümü de Uzundere’de Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından yaptırılan toplu konutlara yerleşecekler. İZMİT Kocaeli’nin Derince ilçesinde zehirli kimyasal atıkların tarım arazilerine bırakılmasının önü alınamıyor. Son olarak 900 ton zehirli atığın toprağa döküldüğü iddia edilirken bölgede birçok canlının yaşamını yitirdiği belirlendi. Derince Taşköprü mevkiinde faaliyet gösteren KayaBay Petrokimya Sanayi şirketinin sahibi Raşit Kayabay, bir yıl önce satın aldığı araziye kendisinden önce bölgede faaliyet gösteren İspet firması tarafından 900 ton civarında zehirli atık döküldüğünü iddia etti. Firmayı Oğuz Can ve Ahmet Tamer Çiçekdiken’den 1 milyon 400 bin YTL ’ye satın aldığını belirten Kayabay, “Bu şirketin bütün çalışanları da benim şirketime geçti. Ben henüz üretim yapmadım. Fabrikayı satın aldığımda 18 ton kimyasal atık bulunduğunu gördüm. Bunları İzaydaş’a gönderdim, 28 bin YTL ödedim. Bu tesisin benden önce atıklarını Taşköprü bölgesinde Marmara Madencilik firmasına ait araziye bıraktığını da bana eski çalışanları anlattı” dedi. takım karanlık güçlerle şirketimizi basıp, darp fiilinde bulunmuş, şirketimizden bazı evrakların ve bilgisayarın kaybolmasından sorumlu olmuştur. Bu konular yargıya intikal etmişken şimdi de böyle bir iftira ile bizi zor durumda bırakmak istiyor” denildi. O bölgede bulunması olası zehirli atıklardan kendilerinin sorumlu olmadığını öne süren firma yetkilileri, iddiaların tamamen Raşit Kayabay’ın kendilerine yönelik husumetine dayandığını savundular. İddialar üzerine Kocaeli Çevre Müdürlüğü ekipleri de söz konusu alanda inceleme yaptı. Demir korkuluklarla çevrili arazide başta kirpi olmak üzere pek çok hayvanın ölmesi dikkat çekerken Çevre Müdürlüğü Şube Müdürü Şennur Yıldız, “Atılan ve gömülen atık varillerle ilgili çalışma programı belirleyeceğiz. Bölgede kirlilikle ilgili acil bir durum yok. Buradaki atıkların bertarafını sağlayacağız. Sorumluları hakkında gereken yasal işlemler yapılacaktır” dedi. YASAL İŞLEM YAPILACAK Çevre müdürlüğü ekipleri arazide birçok canlının yaşamını yitirdiğini belirledi. Atıkların gömüldüğünden Çevre Müdürlüğü yetkililerinin de haberdar olduğunu ancak göz yumulduğunu savunan Kayabay, “Bir gün bu zehirler mutlaka ortaya çıkacak. Yetkililer gelsin, tespit yapsınlar. Ben ihbar ediyorum. Sonra günün birinde, bunlar senin firmana ait, sen gömdün diye benim kapıma gelmesinler” diye konuştu. İspet Petrokimya firmasından yapılan yazılı açıklamada ise iddiaların sahibi Raşit Kayabay’ın bir yıl önce şirketin arazisini ve tesislerini almak istediği, ancak anlaşma sağlanamadığı belirtilerek “Bu şahıs daha sonra bir ‘İFTİRA ATILDI’ İHD yönetimini belirledi ? ANKARA (ANKA) İHD 2. olağanüstü genel kurulu, EğitimSen genel merkezi’nde toplandı ve derneğin 17 kişilik yeni yönetim kurulu ile denetim kurulu üyelerini belirledi. Eski İHD genel başkanlarından Hüsnü Öndül’ün yeniden bu göreve geleceği belirtilen genel kurul’da yeni yönetim kurulu Öndül’ün dışında şu isimlerden oluştu: Reyhan Yalçındağ Baydemir, İsmail Boyraz, Sevim Salihoğlu, Yüksel Mutlu, Öztürk Türkdoğan, Tacim Coşgun, Mihdi Perinçek, Nusret Doğruak, Rıdvan Kızgın, Vakkas Kılınç, Halil İbrahim Vargün, Hasan Anlar, Akça Yüksel, Veysi Altay, Emrah Şanalıoğlu ve Hüseyin Demirton. 68’liler anayasa için toplandı ? İstanbul Haber Servisi 68’liler Birliği Vakfı, anayasa değişikliği referandumu, yeni anayasa taslağı üzerine tartışmak ve 2008 yılı eylem planını oluşturmak üzere Armada Otel’de geniş katılımlı bir toplantı düzenledi. Toplantıda, AKP akademisyenleri tarafından hazırlanan anayasanın, Amerikan emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesi’ne hukuki zemin hazırlayacak, gerici bir anayasa olduğu görüşü ön plana çıktı. obursali?cumhuriyet.com.tr. ERDEMİR’İ KINAMALAR SÜRÜYOR İzmir Barosu’nda tepki istifası İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Hrant Dink katliamını öven “Plan Yapmayın Plan” şarkısını düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendiren İzmir Barosu Başkanı Nevzat Erdemir’e tepki amacıyla baro yönetim kurulu üyesi Fuat Aldemir istifa etti. Üç aydır baro yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan Aldemir, yaptığı yazılı açıklamada, “İzmir Barosu gibi bir kurumun dönemsel başkanı konumunda olan Sayın Nevzat Erdemir’in bu şekilde davranması ve ülke gündemine oturması, üzüntümü derinleştirmiştir. Mevcut durumda onurlu geçmişi bulunan İzmir Barosu’nda bu anlayışta olan bir başkanla çalışmam, temel değerlerime aykırı olduğu gibi, kendime olan saygımı da yitirmeme neden olacaktır” dedi. Öte yandan Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu ve İzmir Tabip Odası yönetim kurulu üyeleri Fatih Sürenkök, Prof. Dr. Ömer Özütemiz, Zehra Mete yaptıkları açıklamalarda, Erdemir’in sözlerinin kabul edilemez olduğunu bildirdi. Diyanet’ten İngilizce Kuran ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Müftülüğü’nün, 10 bin İngilizce Kuranıkerim’i ücretsiz dağıtacağı açıklandı. İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı, maliyeti 5 YTL olan 10 bin Kuranıkerim’in Sultanahmet Camii’nde dağıtılmaya başlanacağını söyledi. CUMHURİYET 06 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle