15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EYLÜL 2007 CUMARTESİ 4 HABERLER Mal bildirimine göre dolardan Avro’ya geçen AKP liderinin toplam serveti 1 milyon 803 bin 854 YTL ’ye ulaştı Erdoğan artık borç almıyor! ? Başbakan Erdoğan’ın, 12 Eylül 2007 itibarıyla mal varlığı Başbakanlık Basın Merkezi’nin, www.bbm.gov.tr adresli internet sitesinde yayımlandı. Daha önceki beyanında borçlu görünen Erdoğan alacaklı hale gelirken, 3 yılda 10 kat değerlenen arsaları ise 6 yıldır bir kuruş değer kazanmadı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkanı sıfatıyla 2001 yılında beyan ettiği mal bildiriminde, oğlu Ahmet Burak Erdoğan’a 220 bin dolar ve 55 bin mark borçlu gözüken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün 312 bin 500 YTL alacaklı hale geldi. Erdoğan’ın 2006 şubatında banka hesaplarında yer alan 1 milyon 361 bin 290 YTL ’si, 2007 Eylül itibarıyla 442 bin 564 YTL artarak 1 milyon 803 bin 854 YTL ’ye ulaştı. Erdoğan, dolar hesabını da Avro’ya çevirdi. Emine Erdoğan’ın geçen yıl verilen mal beyanında yer alan 35 bin 640 YTL ’lik takısının bu yılki beyanda yer almaması ise ilginç bulundu. Başbakan Erdoğan’ın, 12 Eylül 2007 itibarıyla mal varlığı Başbakanlık Basın Merkezi’nin, www. bbm.gov.tr adresli internet sitesinde yayımlandı. Erdoğan’ın yenilenen mal beyanı şöyle: Taşınmaz mal bilgileri: ArnavutköyBolluca Köyü 376 metrekare arsa (40 bin YTL), GüneysuDumankaya Köyü 2.000 metrekare arsa (10 bin YTL). Banka ve menkul değerler: Banka hesaplarında 1.803.854 YTL ile 9.890 Avro. Alacaklar: 312.500 YTL Eşine ait taşınır mal bilgileri: 2006 model Volkswagen Passat araba. Açıklanan yenilenmiş mal varlığında en dikkat çekici nokta, Erdoğan’ın, 312 bin 500 YTL’lik “alacağı” oldu. AKP Genel Başkanı sıfatıyla 2001’de verdiği mal bildirimine göre, oğlu Ahmet Burak Erdoğan’a 220 bin dolar ve 55 bin mark borçlu gözüken Erdoğan’ın, aradan geçen sürede, bu borçlarını silerek borç vermeye başlaması dikkat çekti. Ancak Erdoğan’ın kimden alacaklı olduğu gizli tutuluyor. Son mal bildirimine göre ayrıca, Erdoğan’ın banka hesaplarındaki 1 milyon 361 bin 290 YTL’si de 442 bin 564 YTL artarak 1 milyon 803 bin 854 YTL’ye ulaştı. Başbakan’ın banka hesaplarındaki 120 bin doları da bozdurarak Avro’ya geçiş yaptığı da ortaya çıktı. Yenilenmiş mal varlığına göre, Başbakan Erdoğan’ın, 19982001 yılları arasında değerini yaklaşık 10 kat artıran iki arsası artık değerlenmiyor. Buna göre, 1 Aralık 1998’de değeri 1500 YTL olan İstanbul Bolluca Köyü’ndeki 376 metrekarelik arsanın değeri, 10 Eylül 2001’de 40 bin YTL’ye çıktı. Rize Güneysu’daki 2 bin metrekarelik tarlanın değeri de aynı dönemde, 3 bin YTL’den 10 bin YTL’ye yükseldi. Ancak, aradan geçen 6 yıllık süre boyunca Erdoğan’ın bu iki arsasının değerinin ilginç bir şekilde hiç yükselmemesi dikkat çekti. Mal beyanına göre, geçen yıl 35 bin 640 YTL’lik takısı bulunan Emine Erdoğan’ın bugün bir “küpesi bile” yok. Mal beyanında, Emine Erdoğan’ın yalnızca Volkswagen Passat arabası olduğu bildirildi. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Konya’da Hizbullah operasyonu KONYA (Cumhuriyet) Terör örgütü Hizbullah’ın askeri kanadından olduğu iddiasıyla 13 yıldır aranan Mehmet Ağa Konya’da yakalandı. Konya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yapılan araştırmaların ardından Hizbullah’ın askeri kanadından Mehmet Ağa’nın Konya’da yaşadığı bilgisine ulaştı. Yaklaşık 13 yıldır aranan Ağa’nın Karatay ilçesi Organ Gazi Mahallesi’nde sahte kimlikle tuttuğu evine baskın düzenledi. Yapılan operasyonda, üzerinde H.S. adına düzenlenmiş kimlikle yakalanan Mehmet Ağa, gözaltına alındı. Ağa’nın çok sayıda adam öldürme olayına karıştığı iddia edildi. Ağa’nın sorgusunun ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi. Köksal Toptan Yalova’da ? YALOVA (AA) – TBMM Başkanı Köksal Toptan, “Sivil Anayasa yapma konusunda herkes, fikir birliği içerisinde olduğuna göre, bir çıkış yolu bulunur. Kimsenin endişe etmesine gerek yok’’ dedi. Dinlenmek için Yalova’nın Termal ilçesindeki TBMM’ye ait tesislere gelen Toptan, cuma namazını Gökçedere Merkez Nur Camisi’nde kıldı. Namazın ardından bir süre vatandaşlarla sohbet eden Toptan, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Toptan, bir gazetecinin “anayasa’’ konusundaki tartışmalarla ilgili görüşlerini sorması üzerine, “Sivil anayasa için zaten geç kalındı. Şimdi bu telafi edilmeye çalışılıyor. İnşallah bu başarılacak’’ dedi. [email protected] Baba ağladı, oğlu katilleri övdü İsmail Türüt’ün şarkısına Dink’in katil zanlılarını öven klip hazırlayan Hakan Öztekin’in babası, ‘Hrant Dink öldüğü zaman ailemden biri ölmüş gibi ağladım’ dedi CEMİL CİĞERİM DSP’li Naz toprağa verildi ? GİRESUN (AA) Geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybeden DSP Giresun İl Yönetim Kurulu Üyesi Nazmi Naz toprağa verildi. Naz için Görele ilçesi Hasanağa Camisi’nde düzenlenen cenaze törenine, Naz’ın ailesi, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, CHP Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahimoğlu, Görele Belediye Başkanı Ertuğrul Melikoğlu, DSP Giresun İl Başkanı İbrahim Kır, DSP Trabzon İl Başkanı Sibel Suiçmez ve vatandaşlar katıldı. Üzgün olduğu gözlenen Sezer, Naz’ın eşi Azize ve kızları Deniz ile Pınar’ı teselli etmeye çalıştı. Naz’ın cenazesi, kılınan cenaze namazının ardından Sağlık köyündeki aile kabristanında toprağa verildi. SAMSUN Youtube adlı siteye koyulan ve İsmail Türüt’ün “Plan Yapmayın Plan” adlı şarkısına Hrant Dink’in katil zanlılarının övüldüğü video klibi yapan Hakan Öztekin’in, 1994’te DYP’den Çınarlık Belediye Başkanlığı yapan Ahmet Öztekin’in oğlu olduğu öğrenildi. “Plan Yapmayın Plan” adlı şarkıya klip hazırlayarak görüntü paylaşım sitesi Youtube’a gönderdiği iddia edilen Hakan Öztekin, kendisine telefonla ulaşan gazetecilere “Bu konu ile ilgili kimseyle görüşmek istemiyorum, kimseden de kaçmıyorum, istenildiği zaman gider ifademi veririm” dedi. Çınarlık beldesinde internet kafe işleten Ahmet Öztekin ise oğlunun bu olayla ilgisini bilmediğini söyledi. Oğlunun siyasetle işi olmadığını da savunan Ahmet Öztekin, şunları söyledi: “Hrant Dink öldüğü zaman kendi ailemden biri ölmüş gibi ağladım. Buna etrafımdakiler şahittir. Hakan kimseden kaçmıyor. Bugün sağlık raporu almaya gitti. Oğlumla görüşmeden bir şey söyleye mem. Oğlumun bu olayda suçlu olduğuna inanmıyorum. Bu hafife alınacak bir olay değil. Avukat arkadaşlarla görüşme yapacağım. Bu olayı yapıp yapmadığına dair oğlumla görüşeceğim. Hakan’a O ZAN ARİF TELEVİZYONDA DA AĞZINI BOZDU kırdıysak, rencide ettiysek özür dilerim. Ama türküden dolayı pişman değilim” dedi. Sunucu Kadir Çelik’in Malatya’da öldürülen misyonerler olayını anımsatması üzerine Ozan Arif, “Birileri ‘Biz Müslüman mahallesinde de salyangoz satarız’ diyorlar. Ulan satamazsın, neyi satıyorsun? Öyle konuştun mu ben de böyle diyeceğim. Biri almaz, ikiyi almaz salyangozu alır münasip bir yerine sokarlar adamın” diyerek izleyicileri şoke etti. İstanbul Haber Servisi Önceki akşam bir televizyon kanalına katılan türkücü İsmail Türüt ve ‘Plan Yapmayın Plan’ şarkısının söz yazarı Ozan Arif, yurttaşları şoke eden açıklamalarda bulundu. Ozan Arif, klibin son derece çirkin olduğunu belirterek “Bu vatana bağlı Ermeni vatandaşlarımızı rencide etmekten Allah’a sığınırım” dedi. Şarkıyı seslendiren İsmail Türüt ise “Benim gibi düşünen, bu vatana bağlı olan Ermeni vatandaşlarımızın kalbini benden izinsiz ulaşamazsınız. Hakan, haklı yerde 30 kişiyi öldürse arkasında dururum, ancak bu işler bize yakışmaz.” Sözlerini Ozan Arif’in yazdığı, İsmail Türüt’ün seslendirdiği şarkıya çekilen klipte MHP Samsun il, Çarşamba ilçe ve Gazi belde örgütlerinin dışarıdan çekilmiş fotoğrafları yer alıyor. Klibin bir bölümünde Hakan Öztekin’in görüntüleri de bulunuyor. Öztekin, üyesi olduğu ve Avusturya’da yaşayan Türklere hitap eden www.karizmatik.at adlı sitede “miCheck” rumuzunu kullanıyor ve bu rumuzla videoyu gönderen kişi olarak görünüyor. Forumlarda yazdığı yorumlara göre tam bir Kurtlar Vadisi hayranı olan Öztekin, Türkİslam sentezini savunuyor. 12 Eylül askeri darbesinin bir hediyesi olan liselerde zorunlu din dersi şu anda AKP’yi karıştıracak gibi görünüyor. Yeni Şafak gazetesinin manşetine taşınan haberin başlığı şöyle: “Seçmeli din dersi ayrımı körükler”. Yeni Şafak gazetesinden Aslıhan Karataş, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ile konuşmuştu. Diyanet İşleri Başkanı seçmeli din dersi önerisine karşı çıkmıştı. Bardakoğlu karşı çıkış gerekçesinde şunları söylüyor: “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi zorunlu olmaya devam etmeli. Sıkıntılar varsa giderilmeli. Din dersini istemeyen çocuklar tecrit edilir. O aileyi de deşifre etmiş olacağız.” Bardakoğlu, zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi yanında seçmeli din eğitimi olanağının da tanınmasından yana. “Okullarda din eğitimini nasıl verebiliriz? Bu tartışılabilir, ama mutlaka seçmeli olmalıdır.” Bardakoğlu, ilginç bir noktaya daha dikkat çekiyor: “Devletin zorunlu olarak din eğitimi vermesi laiklikle çelişir. İnsanları belli bir Zorunlu Din Dersi Tartışması dine yönlendirmesi, belli bir dini telkin etmesi laikliğe aykırıdır. Devlet bu konuda tarafsızlığını korumak zorundadır.” ??? Türkiye’de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin nasıl verildiğini, o kitaplarda nasıl bir yönlendirme yapıldığını Diyanet İşleri Başkanı bilmiyor mu? Günlerce Kuran’dan sureler ezberleyen, bu sureleri ezberleyemediği için bunalıma giren çocuklar ve aileler biliyorum… Türkiye’de bu dersler SünniHanefi propagandası üzerine kuruludur. Zaten başka türlüsünü yapmaları da mümkün değildir. Bardakoğlu, “Bu derslerin neden zorunlu olarak konulduğunu hatırlayalım” diyor. Bu dersler 12 Eylül askeri darbesi koşullarında zorunlu hale getirildi. “Solu ve komünizmi ezme”yi önüne bir hedef olarak koyan darbeciler, bu dersleri de bir destek olarak düşünmüşlerdi. Sanırım Bardakoğlu bunu hatırlatmak istemiyordur. ??? Tabii asıl tehlikeli olan, Bardakoğlu’nun söylediği şu sözlerde ifadesini buluyor: “Öyle olursa biz o çocukları tecrit etmiş, ailesini din dersini istemiyor şeklinde o aileyi deşifre etmiş olacağız. SünniAlevi ayrışmasını körükler.” Burada birinci sorun: Nasıl bir laik ülke ki, belli bir din ve mezhepten olmayan tecrit edilmek tehlikesiyle yüz yüze. Hani hoşgörü, hani değişik inanç ve görüşlere saygı? Diyanet İşleri Başkanı böyle düşünüyorsa zaten iş bitmiş demektir. Sonra kalkıp, “Bizim dinimiz her türlü farklılığa karşı hoşgörülüdür, en barışçı din bizim dinimizdir” nasıl diyebiliriz? Yani SünniHanefi olmayan ve olmadığını gösteren insan ya da çocuk “deşifre edilir” ve tecrit olur. Ali Bardakoğlu’nun bunları düşünerek böyle konuştuğunu sanmıyorum. Ancak söyledikleri bu anlama geliyor ve çok sakıncalı. ??? Nereden baksak sorunlu bir uygulama ile yüz yüzeyiz. Türkiye Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin zorunlu hale getirilmesi, bu dersin Mantık dersinin yerine konması bir askeri darbe ürünüdür. İnsanları belli bir inancın propagandası altında tutmayı amaçlıyor ve Bardakoğlu’nun da belirttiği gibi, devletin din ve inançlar karşısında tarafsızlığını ortadan kaldırıyor ve laikliği zedeliyor, laikliğe aykırı bir durumu ifade ediyor. Din konusu görüldüğü kadarıyla AKP’nin yumuşak karnıdır. Bir yandan hoşgörüden, özgürlüklerden söz ediliyor, bu konuda belli bir gayret de gösteriliyor, ancak iş farklı inanç ve mezheplerin devletle ilişkisine geldiği an sorunlar başlıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı hâlâ Aleviliği nereye koyacağına karar veremedi. Bu köşede yayımladığım açıklamaları çelişkilerle doluydu. Çünkü SünniHanefi fıkıhı Aleviliği Müslümanlık içinde gören bir geçmişe sahip değil. Alevilik bir “sapma” olarak kayıtlara geçmiş durumda. Buradan nasıl dönülecek? İşte bütün mesele de burada. AKP, SünniHanefi geleneğe dayalı bir inancın dışındaki inançları meşru görecek çerçeveyi nasıl çizecek? Tabii unutmayalım, bu sorun yalnızca AKP’nin yarattığı bir sorun değil. Cumhuriyetin kuruluşunda şekillenen Diyanet İşleri Başkanlığı başından beri SünniHanefi ekolünü meşru kabul etti. Din ve devlet ilişkisi bu anlayış üzerinde şekillendi. AKP de bu sürecin ve bu anlayışın ürünü… Zorunla din dersi darbecilerden miras kaldı. AKP de bu mirası benimsemiş durumda… AB süreci böyle yürümez. Laiklik de böyle olmaz… ODTÜ’de Carmina Burana konseri ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ODTÜ bugün “Carmina Burana Kantatı”na ev sahipliği yapacak. ODTÜ Stadyumu’ndaki konser, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın katkılarıyla gerçekleştirilecek. Şef Rengim Gökmen’in yöneteceği 3 bölümlük konserde, soprano Hülya Kazan, tenor Haser Tek ve bariton Kevork Tavityan ile şef İbrahim Yazıcı yönetiminde Devlet Çoksesli Korosu sahne alacak. Konser, saat 17.30’da başlayacak. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle