19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS 2007 PERŞEMBE 6 HABERLER Caddelerinde kanalizasyon kokusunun hâkim olduğu Ankara’da hastalara tankerle çözüm aranıyor PERŞEMBE ORHAN BURSALI Hastaneler de susuz kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkenti yaz ortasında susuzluğa mahkum eden Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in politikaları, sonunda hastaneleri de vurdu. Bazı hastanelerde susuzluk nedeniyle aciller dışında ameliyatlar ve hasta kabulleri ertelendi. Hacettepe Çocuk Hastanesi’nde su kesintileri nedeniyle hasta kabulleri pazar gününe kadar durduruldu. Birçok hastaneye tankerlerle su taşınıyor, ancak saatte 150200 ton su tüketen hastanelere giden 20 tonluk tankerler, susuzluğa çare olamıyor. Günlerdir susuz olan Ankara’nın cadde ve sokakları kokuyor. Ankara’daki su sıkıntısı her geçen gün daha ciddi boyutlara ulaşıyor. Susuzluk nedeniyle kentin birçok noktasından kanalizasyon kokusu yayılıyor. Yeşil alanlar ise sararıp kuruyor. Başkentli yurttaşlar, kentin çeşitli noktalarında bulunan muslukların başında ellerinde bidonlarla kuyruk oluşturuyor. OrAn Sitesi’ndeki eski milletvekili lojmanlarının yakınındaki çeşme ile Kuğulu Park’taki çeşmenin başında akşam saatlerinde toplanan yurttaşlar, günlük su gereksinimlerini karşılamaya çalışıyor. Su sıkıntısını en yakından hisseden yerlerin başında ise hastaneler geliyor. Pazartesi akşamı Demetevler’de patlayan su borusu nedeniyle neredeyse tüm hastaneler susuz kaldı. İlk gün yüzlerce tonluk depolarıyla hastalara hizmet vermeye çalışan hastanelerde bir süre sonra depolar da yetersiz kaldı. Belediye tankerlerle hastane depolarına su taşırken, 2025 tonluk sular ‘Solcu’ Sağcılar! Amerikan hegemonyacılarının ülkemize “rejim”, “yönetim” dikmesi ülkemizde kimleri rahatsız etmiyor? Örneğin, emperyalist uygulayıcı Holbrooke’un AKP’nin zaferine övgüler düzmesine ve bütün İslam ülkelerine “işte böyle olacaksınız” demesine kimlerden tepki gelmedi? Egemen emperyalizm, bütün İslam ülkelerini “bir torba”ya attı, ortalamalarını aldı ve ortaya bir “ılımlı İslam” rejimi çıkarttı. Her ülke buna göre “hizaya” gelecekti. Türkiye’de artık “laik rejim” olamazdı, bu törpülenmeli, rejim nitelik olarak “ılımlı İslam” ligine düşürülmeli ve Malezya ile birlikte dünyaya örnek olmalıydı! Avrupa’nın yüzlerce yıl önce becerdiği ve bugünkü uygar, laik, bilim ve teknoloji ve zenginlik üreten rejimi bize uygun düşmezdi! ??? ABD emperyalizminin ülkemize giydirdiği daha önceki “elbiseleri” anımsayan var mı? * “Sovyetler Birliği”ne karşı “ileri cephe” ülkesi! * Demokrasi ve solculuğun gelişmesine karşı, a) Kısıtlı demokrasi ve 141142 Ceza Yasası maddelerinin baskılarıyla yasaklama, baskı ve işkence; b) Yine solculara ve demokratlara karşı dinci fanatikleri ve o dönemin faşistlerini sopa olarak kullanma; c) Bütün bunlar yetmeyince 1972 ve 1980 askeri darbeleri ile ortalığı dümdüz etme, NATO Gladyosu ile kendilerine her zaman “temiz” bir ortam yaratma... 1972 ve 1980’in askeriyesinin kafa yapısı, tam ABD hegemonyacılarının kafa yapısına uyumluydu... Onları birbirinden ayrı düşünmek mümkün mü? Arkada her zaman Washington vardı! Solculardemokratlar aslında askeriye görünümlü Washington ve Pentagon dayağı yiyip duruyorlardı! ??? Biz solcuların o dönem temel isteği neydi? “Bağımsız ve demokratik Türkiye!” Bunu anımsayan var mı? Neden bunu istiyorduk? Çünkü Türkiye, ülke “iradesini” 1950’lerde ABD’ye teslim etmişti; ülkemizin Washington veya dünyanın herhangi bir merkezinden, onların amaçlarına göre değil, buradan, ülkemizin, halkımızın çıkarlarına göre yönetilmesini istiyordu. Ekonomik kalkınmayı, yoksulluğu alt etmeyi, özgürlüğü, demokrasiyi istiyorduk. Ülkenin, Avrupa’nın dizi dibinde bir parya olarak kalmasına gönüllerimiz razı değildi, yönetimin ipleri ve ülke kaderi dışarıdan belirlendiği sürece geri kalmış durumdan kurtulamayacağımız öngörüsünde bulunuyorduk! Bu, aynı zamanda, “Darağacında Üç Fidan”ın da öyküsüydü! ??? Şimdi susan zevata soralım (çünkü solcu kılıklı dolaşıyorlar): Hegemonyacıların ülkemize karşı tavırlarında bir değişiklik oldu mu? Onlar ilerici demokrat mı oldu? Artık ülkemize karşı “emelleri” mi bitti? Yoksa sizler mi onlara “uyum sağladınız” ve “düşünce sürtüklüğü”ne düştünüz!.. Almanya’da, Berlin’de, Avrupa’nın diğer yerlerine konuk edilip ABD’ye destek veriyorlar, AKPABD işbirliğini alkışlıyorlar, orada söylediklerini burada açıkça yazıp çizemiyorlar, ama susarak desteklerini duyuruyorlar. Öte yandan da, yeri ve zamanı gelince “Darağacında Üç Fidan” çıkar edebiyatı yapmaktan da utanmıyorlar! ABDAKP işbirliği, iyi bir ekonomidir! Bir zenginlik kapısıdır! İktidarın musluklarından kana kana su içilebilir! Kapılar açılıyor, AKP televizyonları, basın organları peşinde; öyle ki artık randevu taleplerini, her bir isteğin ücreti belirlenmiş olarak, bir ajans aracılığıyla da yapacak kadar “revaçta”sınız! ABDAKP gazetelerinin köşe başlarıtaşları da emrinize hazır! Yeter ki isteyin! Bir zamanların imkânsızıydı bunları istemek, şimdi gerçek oldu! “Solcu” görünüşünüzü üstünüzden çıkarmanızı da kimse istemiyor. Tam tersine, bu görünüşü ne kadar üzerinizde taşırsanız o kadar makbulsünüz! Onların bu kimlikle söyleyeceklerinize ihtiyaçları vardır, yoksa söylediklerinizin sürüsüne bereket!! Açıl Susam Açıl’ın anahtarı: ABD’ye selam, Darağacında Üç Fidan’a devam! Sayın Doç. Dr. Erden Karaboğa’nın da, Başbakan’ın seçim hesabı ilgili katkısını paylaşıyorum: “Sayın Bursalı, Başbakan’ın matematik bilgisinin Sayın Prof. Dr. Türel’in yaptığı hesaplara bile yeteceğini sanmıyorum. Bana göre yapılan hesap son derece basit ve o derece de cahilcedir. % 84’te alınan 46.5’lik oy oranı % 100’de neye tekabül eder? Cevap: 84 46.5 100 x x=(100*46.5)/84=55.4 (Basit doğru orantı hesabı). Tabii bu mantıkla AKP’ye verilmeyen oyların oranı da (100+53 5)/84=63.7 Tüm oy yüzdelerinin toplamı 55.4+63.7=119.1 Harika değil mi? Başbakan’ın hesap yöntemini başka türlü tahmin edenlere saygım var, ama başka hiçbir hesap tarzı Tayyip Bey’in telaffuz ettiği 55.4’ü tam tamına vermez.” Dışkapı SSK Hastanesi: Acil olmayan ameliyatlar doktorların öngördüğü ileri tarihlere erteleniyor. Hastanenin 170 tonluk deposundaki su miktarı yarıya kadar düşünce su kesintisi uygulanmaya başlandı. Eksilen su tankerlerle tamamlanıyor. Hastane yetkilileri, trafik yoğunluğundan tankerlerin geç kalması nedeniyle bazı aksaklıkların yaşanabildiğini belirtiyor. den bu yana ziyaretçi alınmıyor. Yemek servislerinde değişiklik yapılırken, hastalara yıkama gerektiren metal tabaklar yerine köpük tabaklarda servis yapılıyor. Hastaneye gün içerisinde onlarca tanker sürekli su taşıyor. Numune Hastanesi: Hastanenin su ihtiyacı tankerlerle karşılanıyor. Personele sulu yemek verilmiyor. Hastane yönetimi su kullanımıyla ilgili her konuda kesinti uyguluyor. Hastanede 850 tonluk depo bulunuyor. Belediye, bu depoya her gün yaklaşık 10 tanker su takviyesi yapıyor. Buna karşın gece 24.00’ten sabah 06.00’ya kadar su kesintisi uygulanıyor. Bu saatler arasında yalnızca yarım saat su veriliyor. Sanatoryum Hastanesi: Toplam 850 tonluk deposu bulunan hastanede, şu an için bir sorun yaşanmıyor. Depodan eksilen su tankerler aracılığıyla yeniden dolduruluyor. Hastane Başhekimi Prof. Dr. Nurettin Karaoğlanoğlu, susuzluğa karşı geçen yıldan önlem aldıklarını, tuvalet ve musluklarda fotosel uygulamasına geçtiklerini belirtti. dakikalar içerisinde tükeniyor. Hastane yönetimleri de yemekten temizliğe kadar birçok konuda yeni arayışlara yöneliyor. Ankara’daki hastanelerin bazılarında yaşanan su sıkıntısının ulaştığı boyutlar şöyle: Hacettepe Hastanesi: Demetevler’de patlayan su borusu nedeniyle önceki akşam saatlerinde suyu biten Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde depolar devreye girdi. Ancak saatte 175 ton su tüketen hastane nin depoları da susuzluğa dayanamadı. Dün sabah saatlerinden itibaren hastanenin suları tamamen bitti. Rektör Prof. Dr. Tunçalp Özgen’in Büyükşehir Belediyesi ile görüşmelerinin ardından öğle saatlerine kadar hastaneye 22 tanker su taşındı. Ancak toplam 450 ton su alabilen hastanenin ihtiyacı karşılanamadı. Büyükşehir Belediyesi, 5 tankerin yalnızca Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’ne ayrıldığını bildirmesine karşın tanker seferleri aksadı. Başhekim Yardımcısı Prof. Dr. Yeşim Çetinkaya Şardan, hastaneye yatışların durdurulduğunu, acil vakalar dışında yatış ve ameliyat yapılmadığını söyledi. Şardan, “Personele sulu yemek yerine kumanya dağıtacağız. Ancak hastalara normal yemek çıkmaya devam edecek” dedi. Cebeci Hastanesi: Hastane dün depolarındaki suyla idare etti. Ancak bugün çözüm bulunamazsa ameliyatlar ertelenecek. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras, hastaneye tankerlerle su getirildiğini belirterek “Ancak tankerle gelen suyun kalitesi laboratuvar cihazlarının çalışmasına çok uygun değil” dedi. Gazi Hastanesi: Yaşanan sıkıntı karşısında dekanlık kriz masası oluşturdu ve bir dizi karar aldı. Bu çerçevede hastaneye iki gün KESİNTİLER BAŞLIYOR BAŞKENT İstanbul’a su ve elektrik yok İstanbul Haber Servisi Yetkililerin su ve elektrik kesintileri yaşanmayacağına ilişkin açıklamalarına karşın İstanbul’un bazı bölgelerine bugün 24 saat su verilmeyecek. Fatih, Güngören ve Beşiktaş’ta da 9, 10, 11, 12, 14, 16, 18 ve 19 Ağustos tarihlerinde elektrik kesintisi uygulanacak. İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan barajlardaki doluluk oranı yüzde 26.14’e kadar düşerken kentte su kesintileri de sürüyor. İSKİ’den yapılan açıklamaya göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan “İstinye Park Önü Kavşakları İnşaatı” sahasındaki çalışmalar nedeniyle bugün 10.00 ile yarın 10.00 arasında şu bölgelere su verilmeyecek: “Sarıyer’de Ayazağa, Pınar, Poligon, Maslak, İTÜ, Harp Akademileri, Darüşşafaka, Cumhuriyet, Hacıosman, Tarabya ve Kireçburnu üst kotları, Büyükdere Mah. üst kotları, Maden, Yenimahalle üst kotları, Bahçeköy, Zekeriyaköy, Uskumru, Kilyos ve Gümüşdere mahalleleri. Kağıthane’de Çeliktepe, Sanayi ve Seyrantepe mahalleleri ile Beşiktaş’ta 4.Levent ve Yenilevent.” Kesinti yarın gece bitiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Demetevler’de, geçen pazartesi akşamı patlayan ana su borusunun onarımı ve yeniden patlama oluşmaması için suyun şebekeye daha az basınçla verilmesi nedeniyle Ankara’nın tamamına 10 Ağustos Cuma gecesine kadar su verilemeyecek. 11 Ağustos Cumartesi gününden itibaren 34 gün boyunca tüm semtlere kesintisiz su verileceğini kaydeden yetkililer, “Böylece tüm şehir şebekesinin en üst kotlara kadar belli bir doyum noktasına ulaşması sağlanacak’’ açıklamasını yaptı. Yetkililer olası yeni su kesintisi programına ilişkin ise yapılacak toplantı sonunda karar verileceğini belirtti. Başkentte devam eden susuzluk yurttaşları isyan ettirdi. Ankara Anakent Belediyesi önünde toplanan KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Ankaram Platformu, Halkevleri Genel Merkezi ve Tüketici Dernekleri Federasyonu’nu üyelerinden oluşan 60 kişilik bir grup, protesto eylemi yaptı. Belediye binası önünde toplanan grup adına yapılan açıklamada “Ankara’da, belediyenin ve belediyeciliğin iflas ettiği günler yaşandığı’’ belirtilerek “Ankara’da yaşama geçirilen ‘Gökçek belediyeciliği’ ile yapılan, halka hizmet yerine zulmetmektir” denildi. Protesto eylemine katılan Tüketici Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Ali Çetin ise “Salgın hastalık başlayabilir’’ uyarısında bulunarak “Yaşanacak her şeyin sorumlusu Gökçek’tir’’ dedi. Konuşmaların ardından okunan, “Ankara halkının talep ve önerileri’’ başlıklı yazıda, Gökçek’e, “istifa’’ çağrısında bulunuldu. Daha sonra, belediyenin giriş kapısına su bidonu bırakan protestocular, “Gökçek boş durma, bidonları doldur’’, “Gökçek gidecek, sular akacak’’ sloganları attı. (Fotoğraf: AA) Gökçek’e istifa çağrısı Çözüm duada aranıyor Bilim ve aklın egemen olduğu 21. yüzyılda, Türkiye’de kuraklığa karşı çözüm hâlâ yağmur duasında aranıyor. İstanbul’un ardından Ankara’da da yarın yağmur duasına çıkılacak. Ankara Müftü Yardımcısı Eyyüp Demir, yarın cuma namazı öncesi Kocatepe ve Hacıbayram Camii merkez alınmak üzere bunlara bağlı yaklaşık 750 camide yağmur duasına çıkılacağını belirtti. 8 günlük kesinti Enerji Bakanı Hilmi Güler’in elektrik kesintisi uygulanmayacak açıklamalarının ardından bakım ve onarım çalışmaları adı altında İstanbul’un bazı ilçelerinde uygulanan elektrik kesintileri de devam ediyor. Fatih, Güngören ve Beşiktaş’ta 9, 10, 11, 12, 14, 16, 18 ve 19 Ağustos tarihlerinde elektrik kesintisi uygulanacak. BEDAŞ’tan yapılan yazılı açıklamaya göre, Beyoğlu, Beyazıt ve Güngören işletme müdürlükleri bölgelerinde gerçekleştirilecek bakımonarım çalışmaları nedeniyle uygulanacak kesintilerinin ilk 3 günlük programı şöyle: 9 Ağustos, 08.0016.00 saatleri arasında Fatih Eğrikapı Mumhane, Şişhane ve Hoca Çakır caddeleri ile Tandır, Dervişzade, Çetikpaşa, Macarlar, Paşa Hamamı, Ulubatlı Hasan ve Salih Beşir sokakları ve civarı. 10 Ağustos, 15.0020.00 saatleri arasında Haseki Hastanesi, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Bölümü, Haseki ve Adnan Adıvar caddeleri, Selçuk Sultan, Suphipaşa, Galip Ali Paşa ve Halim Bey sokakları ile Millet Caddesi’nin bir bölümü. 11 Ağustos, 08.0016.00 saatleri arasında Güngören Sanayi Mahallesi Takosan, Geçit ve Kaynakçı sokaklarının bir kısmı ve civarı. Felaketin yol haritası Ankara’yı yaz ortasında susuz bırakan Gökçek’in 13 yıllık belediye başkanlığı döneminde milyon dolarlar kenti süslemek için harcandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’yı yaz ortasında susuzluğa mahkum eden Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, tüm uyarılara karşın gelen tehlikeyi görmedi. Işıklı Barajı’nın 250 milyon dolarlık maliyetini yüksek bulan Gökçek, yüz milyonlarca doları kavşak ve yol yapımına ayırdı. Gökçek’in 500 milyon dolar değerindeki yurtdışından ithal ettiği ağaçları da susuzluktan kurumaya başladı. Ankara’yı yaz ortasında susuz bırakan Gökçek’in uygulamalarından bazı örnekler şöyle: Gökçek, Ankara Anakent Belediye Başkanlığı görevini Murat Karayalçın’dan devraldığında Ankara’nın su rezervi 2 milyar 850 milyon metreküptü. Gökçek’in 13 yıllık belediye başkanlığı döneminde bu rakamda herhangi bir artış söz konusu olmadı. Gökçek, son dönemde kenti tanesi 3 bin YTL olan binlerce aydınlatma direğiyle donattı. Buna karşın 3 bölgede başlattığı metro inşaatını 13 yıldır bitiremedi. İnşaatlar, elektronik ve mekanik aksam için gerekli olan 1.5 milyar dolar bulunamadığı için çürümeye terk edildi. 250 milyon dolarlık Işıklı Barajı “pahalı” olduğu gerekçesiyle göz ardı edildi. Uzmanlar, söz konusu barajın yapılması durumunda Ankara’nın 30 yıl daha su sıkıntısı çekmeyeceğini belirtiyor. Gökçek, göreve geldikten sonra, eski belediye başkanları Mehmet Altınsoy ve Murat Karayalçın döneminde yapılan altyapı çalışmalarını da yenilemedi. İnşaat Mühendisleri Odası, ASKİ’nin resmi verilerine göre başkentte içme suyu şebekesindeki kayıp oranı yüzde 30. Belediye, yaşanacak sorunlara karşı yedek arıtma tesisi ve su taşıma hattı yapmayı aklına bile getirmedi. Gökçek, binlerce ithal ağaç dikti. Ancak bu ağaçların birçoğu iklim uyumsuzluğu nedeniyle kurudu. Kamu milyarlarca lira zarar etti. CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, Gökçek’in kendi soru önergesine verdiği yanıta göre, ithal ağaçlara yaklaşık 500 milyon dolar kaynak aktarıldığını söyledi. Gelişmiş Avrupa kentlerinde barajlardaki doluluk oranı yüzde 30’un altına ininice kesintiler devreye sokulurken Gökçek, doluluk oranının yüzde 4’lere inmesini bekledi. Gökçek, AKP oy kaybedecek düşüncesiyle kesintileri seçim sonrasına bıraktı. CHP’li Yılmaz Ateş, Ankara’nın su ve altyapı hizmetlerinden sorumlu olan ASKİ’nin, kendi görevi dışında her işe karıştığını belirterek “Bu kurum mesire yeri, futbol sahası, kavşak yapıyor, çocuklara top dağıtıyor, yardım poşetleri hazırlıyor, ama kendi işini yapmıyor” dedi. Gökçek’in, yargı önünde hesap vermesi gerektiğini vurgulayan Ateş, “Bugün tarafsız bir hükümet olsa ya da mevcut parti hukuku uygulasa, Gökçek’in koluna 6 ay sonra kelepçe takılır” diye konuştu. obursali?cumhuriyet.com.tr YURTTAŞLAR ÇARESİZ Bile bile fosseptikli su kullanıyorlar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkentte 10 Ağustos’a kadar sürecek su kesintisi nedeniyle çaresiz kalan yurttaşlar, “fosseptikli” olduğu belirlenen kuyu suyunu bile kullanmaya başladı. Ayrıca yurttaşlar kentin dört bir yanında bulunan süs havuzlarından da su alıyor. Akdere Ziya Orbay mahallesinde bulunan bir inşaatının bahçesinde yer alan kuyu suyu, yurttaşlara dağıtılmaya başlandı. İnşaatın sahibi Mesut Bulgulluoğlu, kuyudan çıkan suyu test ettirdiklerini belirterek “Suya yukarıdaki gecekondulardan fosseptik karışıyor, bu su sadece tuvalet temizliğinde kullanılır, içilmez. Bizim amacımız yardım etmek” diye konuştu. Kuyudan su almaya gelenlerden Saniye Çınarer adlı yurttaş, “Susuzluktan kırıldık. Günde 10 litre içme suyu alıyoruz, para dayanmıyor. Kuyu suyunu gerekirse içeriz. Böyle sürünmektense, öleceksek ölelim” dedi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle