Katalog

4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın susuzluğa ilişkin açıklamaları şaşkınlığa ve tepkiye neden oldu ‘Asıl Melih Gökçek tatile çıksın’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, önceki gün başkentin susuzluk sorununu değerlendirmek için düzenlediği basın toplantısındaki tavrı şaşkınlık yarattı. Gökçek’in açıklamaları tepki çekerken, Belediye Başkanı’nın yurttaşlarla “dalga geçtiği” yorumları yapıldı. Tasarruf için kesintilere kadar hiçbir adım atmayan Gökçek, şimdi ise çareyi, belediye personelinden başlamak üzere başkentlileri kent dışına göndermekte buldu ve birkaç aylığına Ankara dışındaki akrabaların ziyaret edilmesini önerdi. Salgın hastalıklar konusunda sorumlulukları bulunmadığını, herkesin kendi sağlığına dikkat etmesi gerektiğini söyleyen başkentin Anakent Belediye Başkanı, sivil toplum kuruluşlarının ise ciddiye alınmamasını istedi. Gökçek, susuzluğa karşın önceden önlem alınabileceğini belirtenleri de aşağılayarak, sürecin doğal bir afet olduğunu ve öngörülmesine olanak bulunmadığını savundu. Gökçek’in tavrı ise pek çok kesimin tepkisini çekti. Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Karaduman, Anakent Belediyesi’nin aylardır boş yere spekülatif bir tavır takındığını, gündemi meşgul ettiğini söyledi. Susuzluğun önlenmesinin olanaklı olmadığının gerçeği yansıtmayan bir yorum olduğuna işaret eden Karaduman, “5 8 yıl önce önlem alınsaydı, Devlet Su İşleri (DSİ) dinlenseydi, Ankara bugün su kesintileriyle karşı karşıya kalmayacaktı. Ülkenin teknik birikimini, doğal kaynaklarını göz ardı eden bir tavır takınılıyor” dedi. Karaduman, Gökçek’in su sorununu gündemde kalma malzemesi olarak kulve itiraf etmektedir” vurgusunu yaptı. ‘Suç duyurusunda bulunacağız’ Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Ali Çetin ise nüfusu 100 bini aşan şehirlerde 1053 sayılı yasayla su sorununu çözmekle DSİ’nin görevlendirildiğine, ancak bunun yapılan protokolle başkentte Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi’ne (ASKİ) devredildiğine dikkat çekti. Çetin, 5126 sayılı yasayla da barajları ve diğer tesisleri kurmak, kurdurmak, su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmekle Anakent Belediyesi’nin görevlendirildiğini kaydetti. İçme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının sağlanması, kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin yapılması için ASKİ ve Anakent Belediyesi’nin görevini yerine getirmediğini vurgulayan Çetin, Ankara’nın su sıkıntısını çözmek için hiçbir şey yapmadıkları gerekçesiyle Gökçek ve ASKİ Genel Müdürü İhsan Fincan hakkında 6 Temmuz’da suç duyurusunda bulunduklarını anımsattı. Barajda deniz bisikleti! Ankara su kriziyle karşı karşıyayken, Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından mesire alanı haline getirilen Bayındır Barajı’nda deniz bisikletleri ile gezinti yapılıyor. Ankara Anakent Belediyesi’nce, temizlenerek kente su sağlayan bir yapıya dönüştürülmesi yerine mesire alanı yapılan Bayındır Barajı, “kazanç kapısı” haline getirildi. Girişin ücretli olduğu “Mavi Göl” adıyla düzenlenen mesire yerinde, deniz bisikletleri de saatlik ücretler karşılığında kiralanıyor. Gelinen noktada kent su bulamazken, önemli barajlarından biri, üzerinde deniz bisikleti yüzdürülen, etrafında mangal yakılan, kimi başkentlilerin zaman zaman gidip birkaç saat eğlendiği bir yer haline getirildi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Yağmur duası tahminle örtüştü! Barajlarının doluluk oranı yüzde 27.31’e kadar düşen İstanbul’da yetkililer soruna çözüm bulamayınca, yurttaşlar müftülüğün çağrısı üzerine dün “yağmur duasına” çıktı. Meteoroloji İşleri İstanbul Bölge Müdürlüğü, hafta başında kentte yağış ihtimali bulunduğunu belirtti. Uzmanlar ise ne hafta başındaki yağmurun ne de dua ile gelecek yağmurun (!) su sıkıntısını çözebileceğini belirttiler. Yetkililer, bütün umutlarını ekimin sonunda kente gelecek Melen Suyu’na bağlayınca yurttaşlar inisiyatifi landığını vurgularken “Açıklamaları, tutumları çağdaş bir kent yöneticisine yakışmıyor. Günlük, oyalamacı bir çizgi izliyor” dedi. ele alıp dün yağmur için duaya çıktı. Pendik Kaynarca Camii’nde cuma namazından sonra yapılan yağmur duası için seçilen zaman meteorolojinin tahminleri ile de örtüştü. İstanbul Meteoroloji Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, pazartesi gününden itibaren tekrar yağış ihtimalinin bulunduğunu duyurdu. Pazar günü de Gaziosmapaşa’da yağmur duasına çıkılması planlanıyor. Uzmanlar yurttaşların “duası’’ tutsa da yağmurların barajları doldurmasının imkânsız olduğu belirttiler. (Fotoğraflar: AA) ların geç açılması önerisinin yanı sıra bu kez de Ankaralılara tatile çıkmalarını söylemesi, artık işin trajikomik bir duruma geldiğini göstermektedir. Sayın Gökçek, bu açıklamalarıyla Ankara Anakent Belediyesi yönetiminin çöktüğünü adeta ilan sorunların çözümü için, Ankaralıların değil de Sayın Gökçek’in tatile çıkması ve bunun olabildiğince uzun tutulması daha ucuz, daha sonuç alıcı ve daha hayırlı olacaktır’’ dedi. Karayalçın, “Sayın Gökçek’in, su sorununun çözümü için okul Kot farkı mağduriyeti Öte yandan başkentte ikişer günlük kesintilerin ilki dün tamamlandı. Ankara’nın bir yarısına, 1 2 Ağustos’taki kesintinin ardından gece yarısından sonra su verildi. Ancak kot farkı nedeniyle çeşitli semtlerdeki yurttaşlar yine su alamadı. Gökçek ise sorunun sadece kot farkından kaynaklandığını belirterek yurttaşlardan paniğe kapılmamalarını istedi. Gökçek, “36 saat içinde herkes suyunu alacak. Bunun için kesintiyi iki gün olarak planladık’’ dedi. ‘EKİMDE KESİNTİ BİTER’ DEDİ AMA ‘Gökçek tatile çıksın’ SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın da “Su sorununun ve öteki METEOROLOJİDEN KÖTÜ HABER: Büyükakın, Ankara’ya su getirme projesinde bilimin yok sayıldığını söyledi: Söz değil, temenni ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, Kızılırmak’tan su getirme çalışmalarında tek boru hattı erken devreye alınabilirse, su kesintilerinin ekimde biteceğini söyledi. Gökçek, yurttaşlardan da dua etmelerini istedi. Kızılırmak’tan su getirilmesine ilişkin yürütülen çalışmaların Gölbaşı Ahiboz köyü arasında kalan hattında incelemelerde bulunarak basın mensuplarına bilgi veren Gökçek, hattın 74 kilometrelik bölümünde boruların yerleştirildiğini çalışmaların 1200 işçi ve 600 iş makinesi ile sürdürüldüğünü ifade etti. Toplam üç boru hattı döşeneceğini anlatan Gökçek, “Tek boru hattını devreye soktuğumuz zaman su kesintilerine ekim ayı sonlarında son vereceğiz. Ancak bu bir söz olarak algılanmasın, bunun gayreti içindeyiz’’ diye konuştu. Kızılırmak havzasında bulunan Hirfanlı ve Kesikköprü barajlarında yaklaşık 7 milyar metreküp su bulunduğunu belirten Gökçek, proje sayesinde Ankara’nın 15 yıllık su sorununun çözüleceğini savundu. Baraj yapımı ve paralelindeki diğer çalışmalar için DSİ’den izin alınması gerektiğini söyleyen Gökçek, şunları kaydetti: “DSİ, müsaade etmediği sürece, ASKİ’nin herhangi bir yatırım yapması mümkün değil. Gerede Projesi’yle ilgili izin daha 10 ay önce verildi. Yani, ASKİ’nin yetkisi olmadığı için yapılamadı. Gerede’den su getirilmesine karşı çıkılması diye bir şey yok. Bunun 450 500 milyon dolarlık bir proje olduğu söylendi. Biz maliyetine karşı çıktığımız için altına imza atmadık. İhalesine Japon bir firma talip oldu. Anladık ki burada makine satmak istiyorlar. Evet demedik.’’ Gökçek, bir gazetecinin “Türkiye’nin başkenti neden susuz kaldı’’ sorusuna ise “En büyük neden küresel ısınmadır. Yağış grafiklerine bakıyoruz. Bu sene yağışlar küt diye aşağıya düştü. Olağanüstü bir kuraklık hali yaşanıyor’’ yanıtını verdi. Kuraklık devam edecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, sonbahar yağışlarının iç ve batı kesimlerde yaşanan kuraklığa çözüm olmayacağını bildirdi. Mevsimsel yağışlar normal seyretse dahi olumlu etkilerin görülmesi için daha uzun süre gerektiği belirtildi. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nün 31 Temmuz 2007 tarihi itibarıyla hazırladığı “Türkiye Geneli İçin 2007 Kuraklık Değerlendirmesi’’ başlıklı rapora göre önceki yıllarda da bu yıl yaşanan kuraklığa benzer kurak dönemler yaşandığı, bunun özellikle tarım ürünlerinde ciddi düşüşlere neden olduğu belirtildi. Raporda, yağışlardaki normale göre azalmanın yüzde 43 ile en çok Ege Bölgesi’nde, daha sonra sırasıyla yüzde 34 ile Marmara ve yüzde 22 ile İç Anadolu Bölgesi’nde gerçekleştiği bildirildi. Türkiye genelindeki azalışın ise yüzde 16.8 olduğu vurgulanan raporda ayrıca geçen yıla göre de en fazla düşüşün yüzde 40 ile Ege, yüzde 37 ile de Marmara bölgelerinde yaşandığına işaret edildi. Raporun sonuç bölümünde ise şu değerlendirmelere yer verildi: “Ülkemiz, coğrafi konum itibarıyla yarıkurak bir iklim kuşağında bulunduğundan ve topografyası gereği düzensiz yağış rejimine sahip olması nedeniyle sürekli kuraklık riski altında yaşayan bir ülkedir. Türkiye, nasıl deprem riskiyle yaşamasını öğrenmek durumundaysa, tıpkı kuraklık riskiyle de yaşamasını öğrenmek durumundadır. Hidrolojik Kuraklığı önümüzdeki 45 aylık süreçte ortadan kaldırması olasılığı düşüktür.’’ Rapora ilişkin olarak değerlendirmelerde bulunan Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Adnan Ünal, ağustos ve eylül ayında geçmiş yıllardaki normal yağış değerlerine ulaşılsa dahi geçmiş aylardan kalan yağış açığının kapanmayacağını vurguladı. Öte yandan Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, önümüzdeki 3 aya ilişkin tahmin raporu da yayımladı. Ağustoseylülekim aylarını kapsayan rapora göre ağustos ayında güney ve iç kesimleri Basra alçak basıncının etkisinde kalacak. Bu nedenle sıcak ve kurak dönem etkisini sürdürecek. Eylülekim aylarında ise yurdun kuzey ve iç kesimlerde görülecek Alçak Basınç Sistemleri ve cephesel geçişlere bağlı olarak özellikle kuzey ve iç kesimlerde mevsime uygun yağışlar görülebilecek. Sıcaklık değerleri de normallerin 12 derece üzerinde seyredecek. Sıcaklık değerleri, ağustos ayı süresince kuzey kesimlerde 3234, iç kesimlerde 3437, güney kesimlerde ise 3840 derecelerde seyredecek. Eylülekim döneminde ise kuzey kesimlerde nispeten serinleme görülse de sıcaklık değerleri ortalamaların 12 derece üzerinde seyredecek. Kızılırmak zehir akıyor İstanbul Haber Servisi Kavaklıdere Dayanışma ve Güzelleştirme Derneği (Kavaklıderem) Yönetim Kurulu üyesi Bülend Büyükakın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Kızılırmak suyunu başkente getirmek istemesine tepki göstererek “Kızılırmak’tan su getirmeyi ve bunu halka sunmayı cinayet” olarak değerlendirdi. Büyükakın, Kızılırmak’ın onlarca kent ve kasabanın kanalizasyon, yüzlerce fabrikanın endüstriyel atıklarını taşıdığını anımsatarak “Kızılırmak suyunun içme suyu kalitesine gelecek biçimde arıtılması olanaksızdır” dedi. Gökçek’in Kızılırmak’tan su getirilmesinin uygun olduğu ve buna Devlet Su İşleri (DSİ) yetkilileriyle birlikte karar verdiklerini, yapılan deneylerde getirilecek suda kimyasal ve bakteriyobiyolojik bulgular ile radyoaktif maddelere rastlamadığını belirtmesi üzerine yazılı bir açıklama yapan Kavaklıdere Yönetim Kurulu üyesi Büyükakın, 13 yıldır Gökçek’in Ankara’nın suyu için ne gibi çalışmalar yaptıklarını sorguladı. Büyükakın, Gökçek’e, “Bilimi yok sayarak, ağır metalleri, kurşun, cıva ve radyoaktif atıkları temizleyerek musluktan içilecek su haline getiren bir sistem mi icat ettiniz” sorusunu yöneltti. Üniversiteler, meslek odaları ve demokratik kitle örgütlerinin görüşlerinin alınmadığına dikkat çeken Büyükakın, “Her zaman olduğu gibi ‘ben yaptım oldu’ mantığı ile TÜDEF GENEL BAŞKANI’NDAN ÖNEMLİ İDDİA ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Ali Çetin, Gökçek’in Ankaralıya ‘Tatile gidin” demesini Maria Antuanet’nin ‘Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler’ şeklindeki söylemine benzeterek, “Üstelik bu felaketten bir vurgun yapılmaktadır” dedi. Çetin, Anakent Belediyesi’ne bağlı ANFA AŞ, 20 ton bahçe sulama suyunu 175 YTL’ye sattığını anlatarak, “ANFA’nın taşeronluğunu ise 2006’da kurulan Derya Peyzaj Çevre Düzenleme Şirketi yapmaktadır. Sahibi iki bayan gözüken bu şirketin gerçek sahipleri kimler? Bunlar Ankara’nın susuz kalacağını öngörerek şirket kurup yatırım yapıp, su tankerleri satın alırken, belediye görevlileri niçin önlem almayıp uyudu’’ diye konuştu. Kızılırmak’ın kirlenmesine neden olan sanayi yapılaşması hareket etmektesiniz” diye konuştu. Ankara’daki hastanelere “bağırsak enfeksiyonu” ile başvuran hasta sayısı hakkında Gökçek’in bilgisi olup olmadığı soran Büyükakın, yapılan su kesintisinin ar dından yaşanacak salgınlardan da Gökçek’in sorumlu olduğunu söyledi. 1998’de soru önergesi Atıksu deşarjı yapılan ve Sı vas’ta 10, Kırşehir’de 1, Nevşehir Avanos’ta 3, Kayseri’de 40 ve Kırıkkale’de 9 tane fabrikanın bulunduğu Kızılırmak’ın çevresindeki kirlilik ile ilgili 1998 yılında CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, dönemin Çevre Bakanı İmren Aykut’un yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi sunmuştu. TBMM’den verilen yanıtta, Kızılırmak’ın Sıvas’ın Hafik, Zara, İmranlı ilçeleri, Kayseri’nin Bünyan, Yumak, Felahiye ilçeleri, Nevşehir’in Avanos, Sulukaya kasabası, Kırıkkale, Çankırı, Kastamonu ili ile Bafra ilçesi ve bu illerin çevre köylerinden geçtiği anımsatılarak bu yerleşim birimlerinin hiçbirinde evsel atık su tesisinin bulunmadığı bildirilmişti. Kanalizasyon sistemleri ve arıtma tesisleri bulunmayan yerleşim birimlerindeki belediyelerin bu eksiklerini en kısa sürede giderecek çalışmalara başlayacaklarının belirtildiği yanıtta, Kızılırmak’ta 1991 yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi’nce bir projenin yürütüldüğü ve proje sonuçlarında kirliliğin ileri boyutta olduğu sonucunun çıktığı bildirilmişti. Mevcut kirlenme miktarına ilişkin ise “Örneğin Kırıkkale’ye kadar nehir suyu daha temizken Kırıkkale’den sonra kirlilik artmaktadır. Seyrelme nedeniyle Karadeniz’e döküldüğü noktada kirlilik tekrar azalmaktadır” denilmişti. ‘İyi niyetli konuştum’ Gazetecilerin, “Herkes aileleriyle birlikte yakınlarının yanına gitsin, tatilini uzatsın’’ sözlerini anımsatması üzerine Gökçek, “Ben herkes ailesiyle birlikte yakınlarının yanına gitsin, tatile gitsin derken iyi niyetli konuştum. İnsanlardan bize yardımcı olmalarını istedim. Bu alay konusu olamaz. Bazı gazetelerin manşetlerinde okudum, bunu. Bu beni çok üzdü’’ dedi. Yurttaşlardan dua etmelerini de isteyen Gökçek, “Evet, ben duadan yanayım. Allah istemezse hiçbir şey olmaz. Ben inanan insanları duaya davet ediyorum. Bu yüzden alay konusu olmak çok üzücü. Bunu inanan insanlara saygısızlık olarak görüyorum’’ dedi. Gökçek, bir başka soru üzerine de Kızılırmak’tan getirilecek suyu temizleyecek İvedik Arıtma Tesisi’nin kapasite açısından yeterli olduğunu söyledi. Ege’de tehlike çanları İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Tire Süt Üreticileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük, dünyanın en verimli ovalarından Küçük Menderes’in yeraltı sularının hoyratça kullanılması nedeniyle cehenneme dönüştüğünü söyledi. Kış aylarında yağmur sularının dere yataklarından Küçük Menderes Nehri’ne, oradan da denize akıp gitmesine seyirci kalındığını vurgulayan Eskiyörük, “Eğer kış yağmurlarına dek gerekli göletlerin yapımına başlanmazsa yağmur duaları bizi kurtaramayacak ve bu tarım cenneti çöl olacak” dedi. Mogan’da balık ölümleri GÖLBAŞI (AA) Ankara’nın Gölbaşı ilçesindeki Mogan Gölü’nde son aylarda suların çekilmeye başladığı kıyılarda oluşan bataklık ve yosunlar gölden çevreye kötü koku yayılmasına neden oluyor. Gölbaşı İlçesi Koruma, Geliştirme ve Turizm Dernek Başkanı İsa Ömercan, Mogan Gölü’nde suların son 2 ayda yaklaşık 1 metre kadar çekildiğini ve ardından balık ölümlerinin başladığını anımsattı. Gölden şimdi de çevreyi rahatsız edecek boyutta kötü kokuların yayıldığını ifade eden Ömercan, çözümün su seviyesini yükseltmekten geçtiğini söyledi. Musonlar’a 178 kurban GAUHATİ (AA) Bangladeş ve Hindistan’ın kuzeyini etkisi altına alan muson yağmurları ve sellerde 19 milyon kişinin evinden olduğu, ölenlerin sayısının 178’e çıktığı bildirildi. Hükümet verilerine göre, Hindistan’da 14 milyon, Bangladeş’te de 5 milyon kişi seller yüzünden evsiz kaldı. Şimdiye kadar Hindistan’da 132 kişi ölürken Bangladeş’te 46 kişi hayatını kaybetti. Seller yüzünden Uttar Pradeş’te milyonlarca rupi değerinde ürünün sular altında kaldığı bildirildi. Uttar Pradeş’te askerler 500 kadar köyde tahliyeye başladıkları belirtildi. CUMHURİYET 09 K