19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 AĞUSTOS 2007 CUMARTESİ 14 Beigroup KOBİ’lere eğitim verecek KOBİ’lerin performanslarını artırmaya yönelik eğitimler veren uluslararası eğitim şirketi BEI, Türkiye’deki eğitimlerine başladı. Merkezi Almanya’da bulunan, iş dünyasında kişisel ve kurumsal performans artırıcı eğitimler veren BEI, Avrupa’daki 12. ülke merkezini Türkiye’de açtı. İlk eğitimler, BEI’in Türkiye’de ofis açması nedeniyle İstanbul’a gelen BEIGROUP’un kurucusu, Uluslararası Konuşmacı ve İş Danışmanı Kanadalı Rodman Gil Ostrander tarafından verilecek. KOBİ 30 dakikada komple güvenlik! InfoNet’in Türkiye distribütörlüğünü yaptığı Websense, KOBİ’lerin ihtiyaçlarına özel yeni ürünü Websense Express’i pazara sundu. Web filtreleme ve güvenliği alanında segmentinin en iyisi olarak sunulan ürün, 30 dakika gibi kısa bir süre içinde kurulabiliyor. KOBİ’lerin ihtiyaçlarına özel olarak geliştirilmiş basit, hesaplı ve fonksiyonel bir ürün olan Websense Express, bandwith, verimlilik, web güvenliği ve raporlama konusunda çözümler sunuyor. İTO, KOBİ Teşvik Yasası istiyor İstanbul Ticaret Odası Başkanı oda bünyesindeki 87 meslek komitesinin sorunları ve taleplerine ilişkin bir rapor hazırlanıyor. Raporun bitmesiyle yeni hükümet ziyaret edilecek ve beklentiler dile getirilecek. Beklentilerin başında KOBİ Birleşmesine Teşvik Yasası geliyor. KOBİ’lerin kendi aralarındaki evliliğe gelen teşvik, ekonomi için faydalı olacağı kadar kayıt dışılığı da önleyecek. Kayıt dışı ekonominin nedenlerinden birinin tek sahipli mikro işletmelerin sayısının fazlalığı olduğuna dikkat çekiliyor. 59. hükümet tarafından üvey evlat konumunda görülen küçük ve orta boy işletmeler, sorunlarının bir an önce çözüme kavuşturulmasını bekliyor ‘Artık sesimize kulak verin’ ? Artık bir “enkaz devraldık” gerekçesi ortada kalmadığı için 23 Temmuz tarihinden itibaren KOBİ’ler ve genel olarak reel sektör cephesinde sesler de biraz daha gür çıkmaya başladı. “Sanayi bir vizyona kavuşturulsun” ise en öncelikli talepleri. “Anadolu Kaplanları” diye tanımlanan Anadolu sermayesini arkasına alarak 2002 seçimlerini kazanan AKP, iktidarı döneminde en az ilgiyi reel sektöre gösterdi. Yatırım ve üretim ufkunun açılması ve uluslararası rekabet gücünün artırılması için KOBİ’lere çeşitli defalar söz vermiş olmasına karşın bunları yerine getirmedi. Gerekçe ise “makro ekonomik istikrarı ön planda tutmak zorunda oldukları” idi. Sürekli yaşanan krizler nedeniyle kendi başlarının çaresine bakmaya alışık olan reel sektör, özellikle de küçük ve orta ölçekli işletmeler 59. hükümet dönemini “sabırla” bekleyerek geçirdiler. Ancak veriler sabırların tükenmekte olduğunu da göstermeye başlamıştı. Örneğin, Nisan 2007’de 93.7 olan Tüketici Güven Endeksi, 2007 Mayıs ayında yüzde 95.0’e yükselmesine karşın aynı dönemde Merkez Bankası Reel Kesim Güven Endeksi yüzde 8.1 oranında azalarak 110.7 seviyesinde gerçekleşmişti. Bu hükümetin, ekonomiye dönük düşmekte olan ve tersine çevirmeye mecbur olduğu bir güven riskini devralacağı şeklinde yorumlandı. Ucuz ithalat nedeniyle ithal ara mal payının artması, yoğun işsizliğe karşın kalifiye ara eleman sıkıntısı yaşanması, enerji maliyetlerinin ve istihdam üzerindeki yüklerin uluslararası normların üzerinde seyretmesi, reel sektören en temel sorunları oldu. Ancak artık bir “enkaz devralma” gerekçesi ortada kalmadığı için 23 Temmuz tarihinden itibaren KOBİ’lerin ve genel olarak reel sektörün cephesinde sesler de biraz daha gür çıkmaya başladı. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, AKP’den, ilk dönemde yapılamayanları, eksik kalanları tamamlamasını beklediklerini dile getirerek “Rekabet gücünü artıracak yapısal reformlar artık bitirilmeli, gerekliliği üzerinde hemen hemen herkesin hemfikir olduğu mikro reformlar süratle devreye sokulmalıdır. İlk dönemde, makroekonomik kazanımlar damgasını vurmuştu; ikinci dönem, ekonomide, mikroekonomik değişimin yaşandığı bir dönem olmalıdır” dedi. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) da 60. hükümete yönelik oluşturduğu ilk 180 günlük icraat önerilerini bildirge şeklinde kamuoyuna duyurdu. “Sanayimiz bir vizyona kavuşturulmalıdır” diyen TİSK, “Sosyal güvenlik reformu sosyal tarafların işbirliği ile netleştirilmeli. Kayıt dışına yönelik somut tedbirlere başvurulmalı. Ekonomik ve Sosyal Konsey’i yeniden yapılandıran kanun tasarısı bir an önce yasalaştırılmalı . Vergi ve sosyal sigorta prim yükü azaltılmalı. Mesleki eğitim sistemi yeniden düzenlenmeli. Zorunlu istihdam, teşvikli istihdama dönüştürülmeli” dedi. S O N 1 8 AY I N E N D Ü Ş Ü K B Ü Y Ü M E S İ İmalat sektörü alarm veriyor ? ABN AMRO’nun raporuna göre, temmuz ayında Türkiye’nin üretiminin büyüme oranı yavaşladı ve yeni siparişler son iki yılın en düşük seviyesine indi. ABN AMRO, hazırladığı araştırma raporuyla haziran ayında yüzde 53 düzeyinde olan Türk İmalat Sanayii Satın Alma Yönetici Endeksi’nin (PMI), temmuz ayında yüzde 51.3’le son 18 ayın en düşük seviyesine indiğini açıkladı. ABN AMRO ve NTC Research araştırma şirketinin yayımladıkları, Türkiye imalat sektörünün durumu hakkında bilgi vermek üzere tasarlanmış bir bileşik gösterge olan ABN AMRO PMI’nin en son verileri, Türk imalat sanayiinin genelinde az da olsa bir iyileşme olduğunu gösterirken üretim, alınan siparişler ve istihdam, 2007’nin ikinci yarısının başlarında artmaya devam ediyor. ABN AMRO Senior ekonomistlerinden Debbie Orgill, ikinci yarının başlangıcında alınan en önemli mesajın, talebin gözle görülür bir şekilde azalması olduğunu belirterek “Bu azalmada, genel seçimlerin zamanlamasının ve döviz fiyatlarının artmasının yurtdışından alınan siparişler üzerindeki etkisi olmuştur’’ ifadelerini kullandı. Temmuzda PMI’nin düşmesinin başlıca sebebinin üretimdeki yavaşlama olduğu kaydedilen raporda, Türk imalat sektörü üretiminde yaşanan büyümenin, 2006 Şubat ayından bu yana görülen en düşük büyüme oranı olduğu ve bunun da büyük ölçüde satışlardaki yavaşlamayı ifade ettiği belirtildi. KOBİ’ler 6 ayda 3.5 milyar Avro kaçırdı KOBİ Danışmanları Derneği (KOBİDA) Başkanı Mehmet Önder, Türkiye’nin 2002 yılından itibaren katılım yaptığı çerçeve programlarından yeterince yararlanamadığını belirterek “AB fonları henüz ülkemizde yeterince anlaşılamadı” dedi. Avrupa Birliği’nin (AB), 2007 ile 2013 yıllarını kapsayan 7. Çerçeve Programı’nda KOBİ’lere 50.5 milyar Avro bütçe ayırdığını, program kapsamında 2007 yılının ilk 6 ayında IT, iletişim, nanoteknoloji, enerji, ArGe, çevre, güvenlik, uzay gibi konularda, bütçesi 3.5 milyar Avro’yu bulan çeşitli projeler açıldığını hatırlatan Önder, Türk KOBİ’lerinin 2007 yılının ilk yarısında, yeni buluşlar, yeni fikirler ve ArGe projelerini kapsayan 3.5 milyar Avro’luk AB fonunu kaçırdığını, ikinci çağrılarının ilan edilmeye başlandığı bu ay içerisinde de KOBİ’lerin ilgisinin yok denecek kadar az olduğunu söyledi. ‘İlk 100 gün çok önemli’ TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Manisa Ticaret ve Sanayi Odası (Manisa TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Koşmaz, “Önümüzdeki 100 gün yeni hükümet için çok önemlidir’’ dedi. Koşmaz, düzenlediği basın toplantısında, kurulacak hükümetle ilgili değerlendirmelerde bulundu ve iş dünyasının beklentilerini sıraladı: “İlk 100 gün, seçmenin beklentileri açısından önem taşımaktadır. Siyasi istikrarın oluşturulacağı mesajını veren Başbakan Erdoğan’ın, bu istikrarın sağlanabilmesi ve yönetilebilmesi için Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini iyi yönetmesi gerekir. Ayrıca Türkiye’nin en önemli sorunlarından birini oluşturan işsizlik konusunda ciddi adımlar atılmalıdır. Asgari ücretin işverene yükü 720 YTL iken çalışanın cebine giren 420 YTL’dir. İşyerinde 49 kişi çalıştıran bir işveren 50 kişiye çıkarsa ek istihdam istenmekte ve ilave yükler işveren üzerinde kalmaktadır. İşveren maliyetlerinin azaltılması sanayi açısından büyük önem taşımaktadır. İşsizliğin azaltılması için mesleki eğitim yeniden gözden geçirilmeli ve reformda yer almalıdır.’’ İZMİR CUMOK DUYURUYOR MİLLETİN VEKİLLERİ! DEVLETİMİZİN KURULUŞ FELSEFESİ VE TEMEL İLKELERİ ÜZERİNE YEMİN EDECEKSİNİZ “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; Büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.” SAKIN OLA! İNANMADIĞINIZ BİR FELSEFENİN ÜZERİNE YEMİN ETMEYİNİZ ÖZDE DEĞİL SÖZDE EDENLERİ UNUTMAMAK ÜZERE TARİHE GÖMMEYE KARARLI BÜYÜK TÜRK MİLLETİ ÖNÜNDE NAMUS VE ŞEREFİNİZİ KİRLETMEYİNİZ “Namus ve şeref karın doyurmaz ama onsuz da olmaz” Biz tahmin yapmıyoruz… DİKİLİ ADDCUMOK ÇAĞRISI 6 Ağustos Pazartesi Saat 09.30 Bakan Tüzmen’den talihsiz açıklama Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen temmuz ayı ihracat rakamlarının açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmanın ardından, sıcak paraya kısıtlama getirilmesine ilişkin bir soruya verdiği yanıt, hükümetin üreterek para kazanmayı değil, ticareti teşvik ettiğinin göstergesi. Bakan Tüzmen, yanıtında “Türkiye’de Yatırım Ajansı kuruluşunu gerçekleştirdik. Bu ajans yatırımları çekmek için elinden geleni yapıyor. 21. yüzyılda artık işçi, fabrika, hammadde ile uğraşmak yerine dünya para trafiğini yöneterek yüksek miktarda para kazanmak mümkün. Yeni yatırımları Türkiye’ye çekmek için elimizden geleni yapacağız. Teşvik sistemini gözden geçireceğiz, bu tip yeni yatırımları Türkiye’ye getirmek için başka çaremiz yok. Daha rekabetçi bir Türkiye hazırlamamız lazım’’ dedi. KARŞI DEVRİM NASIL BAŞARILI OLDU KONUŞMACI: VURAL SAVAŞ ONURSAL YARGITAY BAŞSAVCISI YER: ANTUR OTEL SAAT: 09.30 KAHVALTIYA BEKLERİZ İRTİBAT: 0232 671 95 75 0542 291 80 15 www.cumok.org S A T I R A R A S I İhracat Verilere Göre Artıyor Ama... HİLMİ DEVELİ Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) temmuz ayı verilerine göre yılın 7 ayında ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24.64 artarak 58 milyar 254 milyon 262 bin dolar olurken temmuz ayında ihracat yüzde 28.21’lik artışla 8 milyar 868 milyon 476 bin doları buldu. Geçen yılın aynı dönemine göre en fazla ihracat artışı olan sektörler arasında yüzde 47.76’lık artış ile taşıt araçları ve yan sanayi, yüzde 55.70 ile makine ve aksamları, yüzde 59.26 ile halı, yüzde 44.79 ile kuru meyve ve mamulleri, yüzde 41.26’lık artışla meyvesebze mamulleri yer alıyor. Son yıllarda ihracatın artması her kesimi sevindirirken özellikle düşük kur uygulamasının getirdiği ithalatta yaşanılan patlamanın, iç üretimde katma değeri düşük ürünlerin ihracatını giderek artırdığı biliniyor. İhracatta tartışılan bir başka boyut da ihracat rakamlarının, ihracatın gerçek anlamda yapılıp yapılmadığı konusunda yaşanılan tartışmalar. Örneğin Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörleri, yaptıkları incelemede, geçen yılki ihracatta her 100 YTL’lik Katma Değer Vergisi (KDV) iadesinin 55.2’sinde usulsüzlük ve hatalı işlem tespit etti. İhracatçıların KDV iadesi taleplerinin kontrolörler tarafından incelenmesi sırasında “ihracatın gerçekten yapılıp yapılmadığı, belgelerin sahte olup olmadığı, malların gerçekten gümrükten geçip geçmediği, geçti ise gerçek değeri ile çıkış yapılıp yapılmadığı ve yasaların aradığı diğer koşullara uyulup uyulmadığı” gibi kriterler aranıyor. Bu gelişmeye en sert tepki, TİM Başkanı Oğuz Satıcı’dan geldi. Satıcı, “Dünyanın her yerinde ihracat işlemleri katma değer vergisinden arındırılmış olarak yapılmakta olup, KDV iadesi bu özelliği nedeniyle ihracatçıya verilmiş bir teşvik değil, rekabet eşitliği sağlamaya dönük uluslararası bir uygulamadır. Gelirler kontrolörleri tarafından incelenen KDV iadeleri, tüm iadelerin küçük bir bölümünü ifade etmekte olup, ihracatın yüzde 55’inin hayali olduğuna kanıt gösterilmesi, mantığa ve matematiğe kesinlikle aykırıdır.” Bu kez Maliyenin çalışmasını doğru bulan, konunun ülkemiz açısından ciddi gelir kaybına neden olduğunu vurgulayan görüşler de dikkat çekici... Türkiye Tekstil İşverenleri Sendikası Başkanı Halit Narin’in değerlendirmesi ise aynen şöyle: “Bu tablo ülkemiz açısından hem üzüntü verici hem de acı gerçeklerle dolu. Bu ülkenin ve milletin sırtından bedavadan para kazanan ve bunu ihracat kılıfı altında yapanlara yönelik olarak başlatılan inceleme sonucunda, tespit edilen usulsüzlüklere ‘dur’ diyen Maliye teşkilatının, bu cüretkâr uygulamaların 2007’de de devam etmemesi için her türlü tedbiri alması artık kaçınılmazdır.” 2006 yılında, son 6 yılın toplamından daha fazla KDV iadesi talebini inceleyerek her 100 YTL’lik iadenin 55.2’sinde usulsüzlük ve hatalı işlem tespit edildiğine dikkat çeken Halit Narin, “Ülkenin resmi rakamlarının ortaya koyduğu bu usulsüzlük dosyalarına, devletimizin savcıları derhal el atmalı ve yasal işlemlere başlamalıdır. Bu usulsüzlükleri yapanlar kamuoyuna açıklanmalıdır” diyor. Her ay yeni bir rekor kırıldığı iddiası ile ihracata ilişkin rakamları övünçle açıklayan Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin ihracatçıya KDV iadesi incelemelerinde, her 100 YTL’lik iadenin 55.2’sinde usulsüzlük tespit eden Maliye Bakanlığı Gelirler Kontrolörleri’nin ortaya koyduğu bu verilere ve olaylara seyirci kalamayacağını vurgulayan Halit Narin’in ithalata ilişkin değerlendirmesi daha da çarpıcı. Narin, “İthalattaki vurgun daha büyük, ilgili tüm makamlara yıllarca, limanlara yanaşan her geminin 1 fabrikanın kapanmasına neden olduğunu anlatıp duruyoruz. Maliye Bakanlığı yetkilileri, ihracatta yapılan incelemenin bir benzerini ithalatta da yaptıklarında daha vahim tablolarla karşılaşacaktır. Bu konuya da derhal el atılmalı. Milletin cebinden çalınan bu paraların hesabının sorulmasını istiyoruz. Maliye teşkilatı, tekstil ve konfeksiyon sektörünü baltalayan ithalatla ilgili konularda da hassasiyet göstermeli, ithalat yapan insanların Maliye’ye vergi verip vermedikleri takip edilmelidir” diyor. Testil sektöründe duayen olarak bilinen Halit Narin’in uyarıları gerçekten çok önemli... Soruşturmaları tek boyutuyla değerlendirip her ihracatçıyı ve ithalatçıyı potansiyel suçlu olarak görmenin yanlışlığının yanı sıra KDV iadesi almak için çeşitli hilelere başvuran hayali ihracatçılardan da mutlaka hesap sorulmalıdır. TİM, ihracatçı üyelerine elbette sahip çıkmalı, ancak içindeki bu tür çürük elmaları temizleyerek, gerçek ihracatçıyı töhmet altından kurtarmanın zamanının çoktan geldiğini unutmamalıdır… www.cumok.org eposta: izmir?cumok.org T.C. ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ (22) İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO 2005/156 İş. Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, evsafı Satış Şartları : Ankara ili, Mamak ilçesi, Bahçeleriçi Mahallesi, Çarşı İçi Caddesine cepheli, Mamak Caddesi üzerinde PTT Binasının arkasındaki kayalık tepe’nin bulunduğu yere rastlayan imarın 37399 ada, 9 parseli teşkil eden, 776 m2 arsa vasıflı taşınmaz, hissedarlar arasındaki ortaklığın giderilmesi için açık artırma suretiyle satılacaktır. Gayrimenkulun geniş evsafı dosyada mevcut bilirkişi raporunda açıklanmıştır. İMAR DURUMU: Yola mesafesi krokide, İnşaat cephesi krokide, İnşaat derinliği en çok 22.00 m, İnşaat tarzı ayrık, Kat adeti bodrum hariç 4 kat, Saçak seviyesi 12.50 m olduğu bildirilmiştir. NOT: İş bu satış ilanının kendisine tebligat yapılamayan ve hissedar bulunan Ayfer ONUR, Hasan Hüseyin MUSTAFAPAŞA, Tayfun BEŞE, Hüseyin Güler BEŞE, Bora BEŞE, Yıldırım BEŞE ve Şimşek BEŞE’ye tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. TAKDİR OLUNAN KIYMETİ : 310.400,00.YTL % 18 KDV Alıcıya aittir. 1 Satış 11.09.2007 günü, saat 15.30’dan 15.40’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonunda açık artırma sureti ile yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ı ve rüçhanlı alacaklılar varsa mecmuunu ve satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, gayrimenkul 21.09.2007 günü, saat 15.30’dan, 15.40’a kadar Ankara Adliyesi Mezat Salonunda ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilmemiş ise gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü baki kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmaz ise satış talebi düşecektir. 2 Açık artırmaya katılmak isteyenlerin takdir edilen kıymetin % 20’si nispetinde nakit pey akçesi ya da bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri gerekmektedir. Satış peşin para iledir. Alıcı istediği takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Katma değer vergisi, Tellaliye resmi, ihale damga vergisi, alıcı adına tahakkuk edecek 1/2 tapu harcı satın alana ait olacaktır. Birikmiş emlak vergi borçları ile satıcı adına tahakkuk edecek tapu harçları satış bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alıcısına aittir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla, diğer ilgililerin, varsa irtifak hakkı sahipleri de dahil olmak üzere bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri gerekir. Aksi takdirde, hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya İİK 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır. 5 Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse müddetinde parayı vermezse ihale kararı fesh olunarak, kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arzetmiş olduğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen artırmaya çıkarılır. Bu artırma ilgililere tebliğ edilmeyip, yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilanla yetinilir. Bu artırmada teklifin İİK 129. maddedeki hükümlere uyması şartıyla taşınmaz en çok artırana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme gerek kalmaksızın İcra Müdürlüğünce tahsil olunur. 6 Şartname ilan tarihinden itibaren Müdürlüğümüzde herkesin görebilmesi için açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnek gönderilebilir. 7 Satışa iştirak etmek isteyenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2005/156 İş. sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur. (İc.İf.K. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Yönetmelik Örnek No: 27 Basın: 42276 CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle