19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 AĞUSTOS 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 ‘Kültür başkenti’ ikincilik getirdi İSTANBUL (AA) Deloitte’un HotelBenchmarkTM araştırması sonuçlarına göre İstanbul, konaklama gelirleri artışında Avrupa ikincisi oldu. Deloitte’un 140 ülkede 420 değişik pazar üzerinde yaptığı ve toplam 7 bin 200 otelin performansını değerlendirdiği araştırmasının 2007 yılı ilk altı aylık sonuçları açıklandı. Buna göre, İstanbul geçen yılın aynı dönemine göre ortalama yüzde 26 gelir artışı elde ederek konaklama gelirlerinde Avrupa’da en yüksek artış yaşayan ikinci kent oldu. Bu artışta kentin ev sahipliği yaptığı çeşitli etkinlikler ile Türkiye’nin kültür, sanat amacıyla ziyaret edilen bir ülke konumunun etkili olduğu belirtildi. Turizmcinin yüzü güldü BURAK ALİÇAVUŞOĞLU stanbul’da 2007 yılının ilk yarısında turizm rakamlarında yaşanan yüzde 25’lik artış, turizmcilerin yüzünü güldürüyor. Geçen yıl toplam 5 milyon 350 bin yabancı turiste ev sahipliği yapan İstanbul’da 2007’nin ilk 6 ayında ziyaretçi sayısı yüzde 25’lik artışla 2 GENİŞ AÇI HİKMET BİLA İ milyon 832 bine ulaştı. Geçen yıl 17 milyar dolar olan turizm gelirlerinin 4.7 milyar dolarını İstanbul turizminin gelirleri oluşturdu. Turizimciler 2010’da hedeflerinin 10 milyon turist olduğunu belirttiler. Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, İstanbul’daki otel ve yatak sayısının 10 milyon turisti konuk edecek durumda olduğunu kaydetti. İstanbul’un son 5 yılda kongre turizminde ciddi bir gelişme sağladığını ifade eden İstanbul Kongre ve Ziyaretçiler Bürosu Genel Müdürü Handan Boyce de Uluslararası Toplantı ve Kongreler Birliği’nin (ICCA) verilerine göre, İstanbul’un kongre turizmi açısından 1998 yılında 49. iken 2006 yılında 17. sıraya yükseldiğini ifade etti. Ezberi Bozan Duygu Üç gün önce, 30 Temmuz’da Duygu Asena ölümünün birinci yılında anıldı. Sevenleri mezarı başında toplandılar. Mezarına gidemeyenler anılarıyla, düşünceleriyle, duygularıyla andılar Duygu’yu... Aynı gün yönetmen Ingmar Bergman öldü. İki yıl önce ‘yaşayan en büyük yönetmen’ ilan edilen Bergman, o gün ‘gelmiş geçmiş en büyük yönetmenler’ arasına katıldı. Duygu Asena ile Ingmar Bergman’ı buluşturan sadece ‘mezar’ mıydı? Hayır. Çok önemli bir ortak noktaları vardı ikisinin: İkisi de ‘kadının adı’ davasının insanlarıydılar. ‘Kadının adı’ davasının savaşçılarıydılar. Avrupa’da, Amerika’da bile, ikinci Dünya Savaşı sonrası dönemde bile, kadını hâlâ ikinci sınıf insan olarak görme kalıplarını yıkamamış toplumlara isyandı Bergman’ın filmleri. Filmlerinde aşk vardı, sevgi vardı, ayrılık vardı ama, Bergman’ın filmlerinde kadın haklıydı. Kadınlar ayrıcalıklıydı. İyi roller kadınlarındı. Yenenler kadınlardı. Hatta bazen, bu ‘pozitif ayrımcılık’ o kadar belirgin hale gelirdi ki, erkeklerle dalga geçilirdi. Kadınların ve erkeklerin beyinlerine kadınerkek eşitliğini sokabilmek için belki de başka bir yol yoktu. ??? Duygu Asena ne yaptı? Türkiye’de kadının bağımsız, özgür ve güçlü olması için bayrak açtı. Cumhuriyet devrimlerine rağmen, son elli yıl içinde yeniden erkek boyunduruğuna sokulan, ezilen, sömürülen, eve kapatılan, dövülen, aşağılanan kadının insanlık mücadelesini verdi. Sayısız yazı, kitap yazdı. Her yerde konuştu, anlattı, anlattı. Durmak, yorulmak bilmeden ülkenin bir ucundan bir ucuna koştu. Kovuşturmaya uğradı, kitapları yasaklandı, ama yılmadı. ‘Kadının Adı Yok’ kitabı, yasaklamaya rağmen 53 baskı yaptı. Kitapları yabancı dillere çevrildi. Kitabı filme çekildi, gişe rekorları kırdı. Ciddi sağlık sorunları baş gösterdiğinde bile davasından vazgeçmedi, mücadelesini gevşetmedi. Duygu, Türkiye’de insanların ezberini bozdu. Kadının da ezberini bozdu erkeğin de. Zenginin de ezberini bozdu fakirin de. Aydının da ezberini bozdu cahilin de... Duygu insanları silkeledi. Kadını da silkeledi erkeği de. Zengini de silkeledi fakiri de. Aydını da silkeledi cahili de... Duygu’ya kadar doğruyu bildiklerini sananlar, yanıldıklarını Duygu’yu tanıyınca, Duygu’yu okuyunca ve onun yarattığı depremi yaşayınca anladılar. ??? Duygu bir yıldır yok. Erken gitti. Ama... ‘Kadının adı’nı koydu, öyle gitti. Büyük iş. Çok büyük iş! Gün geçtikçe Duygu’nun başardığı bu büyük işin değeri çok daha iyi anlaşılacak. Ve Duygu toplumu silkelemeye devam edecek. Yargıtay, madde kullanılmasının uyuşturucu bulundurma suçunun kanıtı olduğuna hükmetti Uyuşturucu kullanana da ceza 90 KİŞİ YARGILANIYOR ‘Yozlaşmayla mücadele’ye 10 bin yıl hapis istemi CiHAN ORUÇOĞLU Temel Haklar Dernekleri Federasyonu’nun, İstanbul’un çeşitli mahallelerinde 10 Ağustos 2006 tarihinde başlattığı “Fuhşa, kumara, uyuşturucuya ve yozlaşmaya karşı kampanya” çalışmaları nedeniyle, 7 Aralık 2006 tarihinde tutuklanan 90 kişiye yasadışı terör örgütü üyesi oldukları iddiasıyla toplam 10 bin yıl ceza isteniyor. Hukukçular, böylesi bir cezaya, Türk ceza tarihinde rastlanmadığını belirttiler. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın hazırladığı iddianemeye göre, 90 kişi hakkında, Anayasa’nın öngördüğü düzen yerine başka bir düzen getirmeye teşebbüs etmek, silahlı DHKP/C terör örgütüne yönetici ve üye olmak, birden fazla kişi ile örgüt adına tehdit etmek gibi iddialar kapsamında toplam 10 bin yıl ceza isteniyor. Avukat Taylan Tanay, tutuklanan 41 kişinin alınan gizlilik kararı nedeniyle 6 ay boyunca ne ile suçlandıklarını bilmeden tutuklu kaldıklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Yetkili hâkim karşısına 13 Kasım 2007 tarihinde çıkarılmaları kararlaştırılarak, 1 yıl tutuklu kalmaları sağlanmıştır. Öncelikle suçlama konusu yapılan eylemlerin anayasal düzeni ortadan kaldırma niteliğinden yoksun oluşu bir yana fuhuş, kumar ve uyuşturucu yapan oynayan ve satanlara karşı yapıldığı iddia edilen bu eylemlerin anayasal düzene karşı yapıldığını iddia etmek, anayasal düzenin korunması gereken temel nitelikleri konusunda ciddi bir tartışma başlatacaktır.” ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay 10. Ceza Dairesi, uyuşturucu kullanma eyleminin, uyuşturucu bulundurma suçunun güçlü bir kanıtı olduğu gerekçesiyle cezalandırılması gerektiğine hükmetti. Zeytinburnu 3. Asliye Ceza Mahkemesi, “kullanmak için uyuşturucu bulundurmak’’ suçundan yargılanan ve tıbbi tahlil sonucu uyuşturucu kullandığı saptanan bir sanığı 1 yıl hapis cezasına, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanmasına mahkum etti. Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma talebinde, Türk Ceza Yasası’nda (TCY) uyuşturucu madde satın alan, kabul ? Kararda, uyuşturucu madde kullanımının tıbbi bir bulgu olarak saptandığı ve failin üzerinde ayrıca uyuşturucu madde ele geçirilememesi nedeniyle kullanılan uyuşturucuyu bulundurma eyleminin somut olarak görülemediği, algılanamadığı durumlarda, yasada suç olarak tanımlanan bulundurma eyleminin yok sayılmasının mümkün olmadığı belirtildi. eden ya da bulunduranlar için cezai müeyyide öngörüldüğü, kullananlar için herhangi bir yaptırım düzenlenmediği belirtildi ve kararın bozulması istendi. Talebi görüşen Yargıtay 10. Ceza Dairesi, kanun yararına bozma talebini yerinde görmedi. Dairenin kararında, TCK’nin 191. maddesinin gerekçesine göre uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmanın değil, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek ya da bulundurmanın suç olarak tanımlandığı anımsatıldı. Kararda, uyuşturucu madde kullanımının tıbbi bir bulgu olarak saptandığı ve failin üzerinde ayrıca uyuşturucu madde ele geçirilememesi nedeniyle kullanı lan uyuşturucuyu bulundurma eyleminin somut olarak görülemediği, algılanamadığı durumlarda, varlığı kesin bir olgu olan ve yasada suç olarak tanımlanan bulundurma eyleminin yok sayılmasının mümkün olmadığı belirtildi. ÜÇLÜ BİR KANIT’ Bir kişide uyuşturucu madde kullanımının tıbben saptanmasının uyuşturucu madde bulundurmayı ortaya koyan güçlü bir kanıt niteliği taşıdığına işaret edilen kararda, bu durumda failin “uyuşturucu madde bulundurmak’’ eyleminden cezalandırılması ve ayrıca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin uygulanmasına karar verildi. ‘G ‘EYLEM YOK SAYILAMAZ’ [email protected] İETT otobüsünün altında kaldı rdu’ya fındık toplamaya gelen Güneydoğulu işçilere konaklamaları için kent çöplüğünün karşısındaki alan gösterildi. İç içe yaşamak zorunda kalan işçilerin en büyük sorunu ise tuvalet ve su. Hortumla su ulaştırılan insanlar saatlerce kuyrukta bekliyor. O ? İSTANBUL (AA) Üsküdar’da Altunizade Kısıklı Caddesi’ndeki İETT aktarma merkezinde Ayhan Yavuz’un kullandığı İETT otobüsünden inen Tülay Yücel (26), otobüsün önünden geçerek yolun karşısına ulaşmak isterken Yavuz’un hareket etmesi üzerine aracın altında kalarak olay yerinde öldü. Kısa süre önce yurtdışındaki bir üniversitenin uluslararası ilişkiler bölümünden mezun olarak geldiği İstanbul’da bir tekstil firmasında işe başlayan genç kadının cesedi morga kaldırıldı. Berdel’e 47 yıl hapis istemi ? İstanbul Haber Servisi Eminönü’nde S.G’yi (13) ağabeyinin kaçırdığı kızın kardeşiyle zorla evlendirdikleri iddia edilen anne ve babasının da aralarında bulunduğu 4 kişi hakkında 18 ile 47 yıl arasında hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi. İddianamede, tutuklu sanıklar Medeni A. ile Emine A’nın “çocuğun cinsel istismarı’’, “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak’’ ve “evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptırmak’’ suçlarından 22 ile 47 yıl, Fahrettin G. ile tutuksuz eşi Gülşen G’nin ise 18 ile 33.5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istendi. Tarım işçilerinin haklı isyanı ERDOĞAN ERİŞEN ORDU Fındık toplamak için Ordu ve Giresun’a gelen Güneydoğulu tarım işçilerinin yaşam koşulları her yıl daha da kötüleşiyor. Binlerce işçi geçen yılki yerleri değiştirilerek şehir çöplüğünün karşısına, sel ve bulaşıcı hastalık tehlikesinin bulunduğu Melet Irmağı havzasına yerleştirildi. Yurttaşlar, “Hayvan kadar değerimiz yok” diye isyan ediyor. 1986’da dönemin Ordu Valisi Kemal Yazıcıoğlu tarafından “aralarında terör örgütü militanları olduğu” gerekçesiyle il dışına çıkarılan Güneydoğu kökenli tarım işçileri geçen yıl Organize Sanayi Bölgesi’ne yerleştirilmişti. Bu yıl ise kent girişindeki Melet Irmağı havzasında çoğu Şanlıurfa ile Hatay’dan giden binlerce işçiye, yerleşmeleri için şehir çöplüğünün hemen karşısındaki alan gösterildi. İşçilerin nüfus cüzdanları girişteki polis ekiplerince toplanarak, kimlik kontrolü yapılıyor. İşçiler, “Potansiyel suçlu muamelesi görüyoruz” diye tepki gösteriyor. Sayıları 3 bini bulan tarım işçileri bu dar alanda iç içe yaşamak zorunda kalırken tuvaletin ve suyun bulunmaması özellikle küçük çocukları zor durumda bırakıyor. Şanlıurfa’dan giden Mehmet Sağlam, “Bizlere bir tuvaleti, sağlıklı ve bol suyu bile layık görmüyorlar” diyor. 18 yaşındaki Veysel Tektek, geçen yıl 25 YTL olan fındık toplama fiyatının 20 YTL ’ye indiğini ifade ediyor. 5 kişilik ailesiyle Hatay Kırıkhan’dan gelen Hüseyin Kürşat da, tepkisini şu sözlerle ifade ediyor: “Tuvalet yok... Biz erkekler bir çaresini bulabiliriz belki ama çocuklar, kadınlar ne yapsın? Su yetersiz. Bu sıcaklarda içecek su bile bizlere çok görülüyor.” Viranşehirli Ahmet Aksak da, diğer tarım işçileri gibi yokluklara isyan ediyor. Kaçaklar duvarı delip kaçtı ? EDİRNE (AA) Edirne’de yasadışı yollarla Yunanistan’a gitmek isterken yakalanan kaçaklardan 120’si kaldıkları bakımevinin duvarını delerek kaçtı. Kaçaklardan bir bölümü yakalandı. Edirne Valisi Nusret Miroğlu, yaklaşık 700 kaçağın barındığı bakımevindeki bir binada bulunan 120 kişinin duvarı delerek kaçtıklarını söyledi. Miroğlu kaçaklardan bir bölümünün yakalandığını, diğerlerinin de yakalanmasına çalışıldığını belirtti. CİHANGİR’DEKİ PARK ŞİMDİ GERİ ALINMAK İSTENİYOR Belediye ‘yanlışlıkla’ park satmış İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi, (İBB) geçen yıl sattığı Cihangir’deki bir parkı şimdi kamulaştırarak geri almaya çalışıyor. Belediyeye kaynak yaratmak amacıyla yapılan çalışmalar kapsamında, Cihangir Sıraselviler Caddesi ile Bakraç Sokak’ın köşesinde bulunan yaklaşık 200 metrekarelik park, 25 Temmuz 2006’da 620 bin YTL’lik muayyen bedel üzerinden ihaleye çıktı. Park ihale sonucunda, bitişikteki Namşan Otopark’a satıldı. Söz konusu yerin planlarda ticari alan gözükmesi ve satılacak yerin iyi incelenmemesi nedeniyle bir yanlışlık sonucu satıldığı belirtiliyor. Cihangirliler satıştan, parkın üzerindeki ağaç ve banklar sökülünce haberdar oldu. Cihangir’in son derece sınırlı olan yeşil alanlarından birini daha kaybetmek istemeyen çevre sakinleri durumu İBB’ye iletti. Cihangirlilerden gelen tepkiler üzerine park kamulaştırılarak geri alınmaya çalışılıyor. Parkı satın alan Namşan Otopark yeri geri vermek istemediği için İBB Meclisi’ne geçen ay verilen önerge ile arazinin fonksiyonu ticari alandan yeşil alana çevrildi. Karar geçen ay meclisten çıktı ve İstanbul 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na gönderildi. Plan değişikliğini Koruma Kurulu uygun görürse Cihangirliler parklarına kavuşacak. ‘Suhulet’le HaremSirkeci 8 dakika İstanbul Deniz Otobüsleri AŞ’nin (İDO) yaptırdığı 4 yeni nesil arabalı vapurdan ilki olan “Suhulet” dün Tuzla Tershanesi’nde düzenlenen törenle denize indirildi. 1872 yılında hizmete konulan ilk arabalı vapur olan Suhulet’in adı konulan yeni nesil arabalı vapur, 80 araç, 612 yolcu kapasiteli. Manevra kabiliyeti yüksek yeni arabalı vapur, 25 dakika olan HaremSirkeci arasını 8 dakikada tamamlayacak. (SELİN GÖRGÜNER) Açık liselerde ek sınav ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), açık öğretim lisesi ve mesleki açık öğretim lisesi öğrencilerine 2627 Ağustos 2007 tarihlerinde ek sınav yapacak. Adayların sınav ücreti olarak Ziraat Bankası,Vakıflar Bankası ve Halk Bankası’na 610 Ağustos 2007 tarihlerinde 20 YTL yatırmaları gerekiyor. CUMHURİYET 03 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle