Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2007 PAZAR 16 Modernize Şevket Çorbacıoğlu: “Türbanın modernleştirilmesinden sonra sırada yeni cüppe ve sarık modellerimiz var!” Ya ğ m u r E k i m Trakya petrol zenginiymiş... “Aman, Bush’un haberi olmasın!” YENİ hükümette yeni bakanlıklar kurulurken eski bakanlıklardan bazılarının ikiye bölüneceği söylentileri üzerine Gülhan Elmas, bir ön çalışma yapmış; bakanlıklar ikiye değil, istenirse beşe bile bölünebiliyor: Su Bakanlığı: Su Kesme Bakanlığı, Kesilen Suya Bahane Bulma Bakanlığı, Patlak Su Boruları Bakanlığı, Tankerle Su Satma Bakanlığı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı: Odun Bakanlığı, Elektrik ve Doğalgaz Kesintisi Bakanlığı, Tabii Kaymaklar Bakanlığı. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı: Al Ananı da Git Bakanlığı, Kuraklığa Karşı Yağmur Duası Etme Bakanlığı, Buğday İthal Etme Bakanlığı. Ulaştırma Bakanlığı: Allah Kavuştursun Bakanlığı, İnince Çaldır Bakanlığı, Duran Gemilere Çarpan Deniz Otobüsleri Bakanlığı, Gemicik Bakanlığı. Kültür ve Turizm Bakanlığı: Tiyatro Kapatma Bakanlığı, Magazin PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Uzmanlar: “Türkiye çöl karakteri gösteriyor.” İyi, bir karakterimiz oldu! Merdiven Hikmet Keskineğe: “Başkalarının sizi basamak olarak kullanmasına izin vererek yükseleceğinizi sanıyorsanız unutmayın ki merdivenin basamakları yükselmez!” Bakanlığı, Ben Uyurum Yane Yane Bakanlığı. Maliye Bakanlığı: Kazları Yolma Bakanlığı, Babalar Gibi Satarım Bakanlığı, Satıyoruz Satıyoruz Bitmiyor Bakanlığı. Adalet Bakanlığı: Dokunulmazlıklar Bakanlığı, Zamanaşımı Bakanlığı, Hapisten Yanlışlıkla Çıkmış Bakanlığı. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı: Ali Dibo Bakanlığı, İkiz Kule Dikelim Bakanlığı, Duble Yol Bakanlığı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı: Greve Çıkmayın Bakanlığı, İşsiz Kalın Bizim Yardımlarımızla İdare Edin Bakanlığı. Çevre ve Orman Bakanlığı: Orman Vasfını Yitirmiş Araziler Bakanlığı, Ormanlar Yanar Ben Bakarım Bakanlığı. Milli Eğitim Bakanlığı: Milli Tekke Bakanlığı, İmamlara Kadro Açma Bakanlığı, Bu Yıl Yeni bakanlıklar Kayıt Parası Alınmayacak Bakanlığı, Milli Kuran Kursu Bakanlığı. Dışişleri Bakanlığı: Sifonu Çekmeyin Kullanın Bakanlığı, Bush Bizi Kabul Ederse Bakanlığı, Hamas Heyeti Gelince Yol Üstündeki Mobilya Mağazasına Saklanma Bakanlığı. İçişleri Bakanlığı: Solcuları Dövme Bakanlığı, Huzurumuzu Hedef Alan Bu Saldırıları Nefretle Kınıyorum Bakanlığı, Huzur Allah’ta Bakanlığı. Sağlık Bakanlığı: Hastanede Emanet Kalma Bakanlığı, Nasıl Olsa Ölecek Bakanlığı, Allah’a Şükür Bakanlığı, Kene ve Kuş Gribi Bakanlığı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı: Dostlar Alışverişte Görsün Bakanlığı, İthal Ederiz Bakanlığı, Esnafın Kepenklerini Kapama Bakanlığı. Milli Savunma Bakanlığı: Amerikan Üsleri için Tezkere Bakanlığı, Kuzey Irak’a Girmemiz An Meselesi Bakanlığı, Allah Muhafaza Bakanlığı.” İç Burkan Tartışmalar Dostum Bekir Coşkun, Adalet ve Kalkınma Partisi Kayseri Milletvekili Abdullah Gül için, “Benim cumhurbaşkanım olamaz!” diye yazmış, bu nedenle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kendisine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkması önerilmiştir. Bu öneri, yakışıksız olduğu kadar Türkiye’nin altında imzasının bulunduğu 10 Aralık 1948 tarihli Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne de aykırıdır. Bildirge’nin 15. maddesi şöyledir: “Her ferdin bir uyrukluk hakkı vardır. Hiç kimse keyfi olarak uyrukluğundan ve uyrukluğunu değiştirmek hakkından mahrum edilemez.” Bildirgenin 18. ve 19. maddeleri ise şu cümleleri içermektedir: “Her şahsın, fikir, vicdan ve din hürriyetine hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.” “Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malumat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.“ ??? Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki ise Erdoğan’ın o sözleriyle Bekir Coşkun’u kastetmediğini, bunun bir ‘simge’ olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Bu daha da vahim bir durumdur; çünkü simgeler, düşünülmeden kullanılan sözcükler değildir. Düşünülür, tasarlanır, gereğinde/yerinde kullanmak üzere belleğe yerleştirilirler. Başbakan, karşıtlarının, “Abdullah Gül benim cumhurbaşkanım olamaz” söylemlerine karşılılık/yanıt olarak “Böyle düşünen çeker, gider!” demektedir. Başbakan’ın bu söylemi, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı konusunda kendisi gibi düşünmeyenlerin düşünce ve açıklama özgürlüklerine müdahale olduğu gibi somut bir tehdit içermektedir. Çünkü Cumhuriyet tarihimizde birçok muhalif, siyasal/ideolojik düşüncelerindeki farklılıklar nedeniyle iktidarlar tarafından Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığından atılmıştır. Bir başbakan, kendisi gibi düşünmeyen yurttaşlarının düşünce ve açıklama özgürlüklerine müdahale edebilir, onları tehdit edebilir mi? Demokrasilerde edemez, etmemelidir. Yurttaşlık, hiçbir nedenle ‘tartışma’, hele ‘tehdit’ konusu olmamalıdır. Okurlarım, bu köşede, 1999 genel seçimlerinde Fazilet Partisi’nden milletvekili seçilen ve TBMM’ye türbanla girme girişiminde bulunan milletvekili Merve Kavakçı’nın da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılmasını eleştirdiğimi anımsayacaklardır. Hiçbir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı hiçbir nedenle yurttaşlıktan çıkarılmamalıdır. Bu, söz konusu makalesinin altına hiç duraksamadan imzamı atacağım sevgili Bekir Coşkun için de, görüşlerinin zerresini paylaşmadığım Merve Kavakçı için de geçerlidir. Yurttaşlıktan çıkarma hiçbir koşulda ‘cezai hüküm’ olarak değerlendirilmemelidir. 403 Sayılı Vatandaşlık Kanunu yeniden gözden geçirilmeli, yurttaşlıktan çıkarmanın bir tehdit öğesi olmasının koşulları hukuken ortadan kaldırılmalıdır. Doğuştan kazanılan uyrukluk hakkı, yeni anayasa tarafından değiştirilemez/dokunulamaz bir hak olarak mutlaka güvence altına alınmalıdır. Gelelim Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Yusuf Halaçoğlu’na. Şöyle diyor ‘bilim adamımız’: “Kürt Alevi olarak bilinen birçok insan da maalesef Ermeni dönmesidir.” Cümledeki ‘maalesef’ sözcüğüne dikkat ediyor musunuz? Bu tek sözcük, her türlü ayıbı, ırkçılığı, insan hakları ihlalini, yakışıksızlığı içermektedir. 12 Eylül’ün Türk Tarih Kurumu’na ancak böyle bir kafa başkanlık edebilir, bunu biliyoruz. Ama yine de insan utanmadan edemiyor. ??? Halaçoğlu, KürtAlevi olarak bilinen bir grup insanın Ermenilikten dönmesi bir tarihsel gerçek olsa dahi, ki bu kanıtlanmadığı sürece havada kalan bir savdır, öncelikle bunun ‘maalesef’ yanını açıklamak zorundadır. Ermeniliğin, Ermenilikten dönmenin ‘maalesef’ olan yanı nedir? Ermenilikte bir eksiklik, bir düşüklük, bir olumsuzluk mu vardır? ‘Maalesef’ sözcüğü her şeyden önce sanatımıza, edebiyatımıza, müziğimize, mimarimize, kültürümüze katkıda bulunmuş ve bulunan onca Ermeni ve Ermenilikten dönme insanımıza karşı çok büyük bir ayıptır. Tabii utanmasını, arlanmasını bilenlere... İnsanın içini burkan, acıtan, hazin, çok hazin tartışmalardır bunlar. (eposta: dkavukcuoglu?superonline.com) SESSİZ SEDASIZ (!) Belleksiz yaşamanın yükü: Bozkurtlar! SAY Yayınları’ndan yeni çıkan “Bozkurtlar” kitabının önsözünde “Belleksiz yaşamanın yükünden kurtulmanızı istiyorum. Bugün boğuştuğumuz sorunların kaynağını bulmak için, bir kez daha belgeler denizine açılmak istiyorum” diyor Erbil Tuşalp. Erbil’in huyudur belgesiz konuşmaz, belgesiz yazmaz. Bozkurtlar’da öyle çok belge var ki... Üstelik belgeler yürek dağlıyor. Erbil soruyor: “Kanımız aksa da zafer İslamın”, sloganlarıyla 111 yurttaşın hunharca öldürüldüğü Kahramanmaraş kırımı, MHP’li ülkücülerce gerçekleştirilen en vahşi Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Kilyos Onur Öztarhan: “Hafta sonları Kilyos’ta sabahın 6’sına kadar süren ‘konser’lerle çevre halkının rahatsız edilmesi iznini İstanbul Valisi vermiş olabilir mi?” Devir Gülhan Elmas: “Sudan sonra elektrik ve doğalgaz kesintisi de başlayacakmış. Yalnızca ‘ılımlı İslam’ değil ‘yontma taş’ devri de başlıyor!” eylemlerden biri olmadı mı? Belgeler ürkütüyor. Erbil soruyor: Susurluk’tan sonra Haluk Kırcı’dan Muhsin Yazıcıoğlu’na, İbrahim Çiftçi’den Can Özbay’a, Yaşar Yıldırım’a herkes niçin ‘kullanılmış olmak’tan yakındı? Belgeler can yakıyor. Erbil soruyor: Ankara Oteli’nin lobisinde MHP’li avukat Kürşat Özkan tarafından öldürülen Niyazi Adıgüzel, Mevlut Işık ve Davut Çelik, MHP’li ülkücüler değil miydi? Erbil, bir tortunun üstündeki örtüyü kaldırmak istiyor; belleksiz yaşamanın yükünden kurtulun! Susuzluk kimin umurunda! Para musluklarını yandaşlarına akıtıyorlar... ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Divriği’de ‘İmar Durumu’! UNESCO’nun “Dünya Mirası” listesindeki “Tarihi Yarımada” için artık “gün sayılıyor”. Çünkü İstanbul’un, 2600 yıldır kesintisiz yaşanan kent dokusundaki “eski evler”i yaşatamadığımız için “Sadece anıtsal yapıları değil, onlarla bütünleşen sivil mimariyi de korumalısınız” diyen UNESCO son kez uyarıyor: “Hemen önlem almazsanız İstanbul’u ‘risk altındaki miras’ listesine aktaracağız…” O “yüz kızartıcı” listede, örneğin Afganistan’daki ünlü Buda heykellerini parçalayan “Taliban” bile var. Yani, insanlığın ortak mirası bir kenti “apartmanlaşma”ya kurban ettiğimiz için “çağımızın ilkelleri” arasında yer almaya adayız! Üstelik tam da 2010’daki “Avrupa Kültür Başkenti” olmaya hazırlanırken!.. ma… Burası aynı zamanda arkeolojik sit olduğundan, Divriği’nin tarihini yitirmemesi için inşaat yasağı var. Buna sadece “muhtar”ın uymadığı, üstelik belediyeden de izin alarak kendine ev yapabildiği söyleniyor. Benzer şekilde, Kocapaşa Mahallesi’nde bulunan “yeşil alan” da imar planı değişikliğiyle, “4 katlı bir kamu binası”na arsa yapılmış.. Hele Kültürlü Cami karşısındaki sit alanında “Koruma Kurulu’ndan izinli” denilen kimi yapılaşmalar ise şaşkınlık yaratıyor… Bütün bunlara, en “zarif ustalıklar”ın ürünü olan eski konakların “yıpranmış”lıkları da eklenince, Anadolu’nun en görkemli anıtsal eserlerinden biri sayesinde elde ettiği tarihsel şanı ile bağdaşmayan bir imar anlayışının sürdüğü anlaşılıyor... HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com Ulu Cami kaygılı Ancak bu aymazlık sadece İstanbul’da yaşanmıyor… UNESCO listesindeki 9 şaheserimizden bir diğeri olan Divriği Ulu ‘Kültür’ dernekleri Oysa Divriği’nin geçmişi ne kadar görkemliyse, Divriğililerin “kültürel birikimler”i de o kadar zengin… Bu zenginliğin ne denli “aydınlık” olduğunu görebilmek için “Divriği gazetesi”ne göz atmak bile yeter… Aylık gazetenin Temmuz2007 sayısında bakın neler var... Ankara’daki “Divriği Kültür Derneği”nin kongresinde iki liste yarışmış. İstanbul’daki derneğin Türkiye Yazarlar Sendikası’yla düzenlediği 23. Pilav Şenliği’nde, yobazların Sıvas’taki Madımak Oteli baskınında yaşamlarını yitiren aydınlarımız da anılmışlar… Hemen her hafta sonu düzenlenen “dayanışma piknikleri”nden biri de “Divriği Tabiat Varlıkları Pilavı” ikramıyla gerçekleşmiş. Bu coşkuya “Dikmeçay”, “Ovacık”, “Gökçeharman”, “Güvenkaya” gibi köy derneklerinin de değişik etkinliklerle katıldıklarını bildiren haberlerle birlikte, ozanların ve sanatçıların yurt sevgisiyle yoğrulmuş makalelerini okumak, insanın yüreğini genişletiyor… Acaba, “öz” değerlerine böylesine sevdalı Divriğililer, kentlerindeki imar düzeninin de aynı değerlere saygı içinde sürmesini önemseyip bunu amaçlayan etkinlikler yapamazlar mı? Yakında Divriği, sadece Ulu Cami’den ibaret bir “beton kent”e dönüşürse o pilavları yemenin de anlamı kalmayacak… ekinci?cumhuriyet.com.tr BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 26 Ağustos www.mumtazarikan.com Cami’nin bezediği kentte de “kaygı verici gözlemler” var. Anadolu sivil mimarisinin özgün örneklerini oluşturan “Divriği evleri” yok olup gidiyor; Ulu Cami, tarihsel “komşu”larını yitiriyor… Oysa Divriği’de de kentin sadece “anıtsal” simgesini değil; aynı geçmişin tanığı ve hatta “yaratıcı”sı olan “yöresel mimarlık” birikimini gözetecek bir imar anlayışı gerekiyor… Ne var ki ülkenin en “bilge korumacılar”ı, en ünlü hocalarımız, en duyarlı bürokratlar, tarihe saygılı olduklarını kanıtlamak isteyen siyasiler, valiler, genel müdürler, ünlü mimarlar ve “hepimiz”, Divriği’deki, hep o muhteşem ortaçağ külliyesiyle ilgilendik… Bu kentteki “özenli yaşanmışlıkların yerleşim dokusu”nu ve kimlik değerlerini önemsemedik. Bu nedenle şimdi Divriğililer de UNESCO listesindeki anıtlarıyla övünseler bile hem o görkemli mimariye hem de geçmişlerine yakışmayan bir “imar tahribatı”yla karşı karşıyalar… ‘Ayrıcalık’lı yapılaşma Sözgelimi, Kalealtı Mahallesi’ndeki “ayrıcalıklı” yapılaş Dosya No: 2007/621 Tal. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: Sakarya İli, Adapazarı İlçesi, 1. Bölge, Erenler köyü, 4800 parsel sayılı, 203,42 m2 miktarındaki bahçeli kârgir evin 30/130 arsa paylı Bodrum kat 1 nolu mesken nitelikli taşınmazın tamamı. Taşınmazın İmar Durumu: Dosyada mevcut imar durumuna göre, satışa konu taşınmazın bulunduğu parsel imar planlarında iskân sahası olarak ayrılan alanda kalmakta ve ayrık nizamda üç katlı (A3) yapı iznine tabidir. Taşınmazın Evsafı: Satışa konu taşınmaz Erenler Bağlar Mahallesi 7 nolu Sokak Kul Apt. No: 10 (yeni No: 3) adresinde bulunan binada yer almaktadır. Satışa konu meskenin de içinde yer aldığı parsel konum olarak Bağlar Caddesi’nin 100 metre güney üst kısmında ve Pınarkent sitesinin 2030 metre batı tarafında kalmaktadır. Çarşı merkezine 2.5 km. mesafededir. Parselin etrafı tamamen konut şeklinde yapılaşmış durumdadır. Bağlar Caddesi’ne çok yakın olduğundan ulaşım imkânları oldukça iyidir. Tüm altyapı ve belediye hizmetlerinden faydalanmaktadır. Topoğrafik olarak %1520 eğimli ve sağlam zemin özelliklerine sahip bir arazide yer almaktadır. Satışa konu meskenin bulunduğu bina tabii zemin seviyesi üzerinde bulunan bir bodrum kat ve üzerinde bulunan iki normal kat olmak üzere toplam üç katlıdır. Her katta bir daireden binada toplam üç daire bulunmaktadır. Betonarme olarak inşa edilmiş, dış cepheleri sıvalı ve boyalı, üzerinde çelik konstrüksiyon çatısı mevcut ve eternit örtülüdür. Borçluya ait mesken binanın ilk giriş katında yer almaktadır. Daire girişte bir antrehol, mutfak, bir salon, bir oda ve banyoWC’den ibarettir. Ön cephesinde bir de açık balkonu bulunmaktadır. Daire oda zeminleri halıfleks kaplı, duvar ve tavanlar sıvalı ve plastik boyalıdır. İç kapıları ahşap ve yağlıboyalı, dış pencereler PVC kaplı ve ısıcamlıdır. Mutfak poligramer tezgâh ve formika dolaplar vardır. Banyoda zeminler karomozaik kaplıdır. Bu mekânda sadece küvet bulunmaktadır. Soba ısıtmalı olan mesken 62 m2 brüt alana sahiptir. Taşınmazın Kıymeti: Bilirkişi raporuna göre taşınmaza 27.000 YTL kıymet takdir edilmiş ve kesinleşmiştir. Satış Şartları: Satışa konu taşınmazın 1. Satışı 09.10.2007 tarihinde, saat 12.50’den 13.00’e kadar Belediye mezat salonu Yağcılar Mh. Tongalar mezarlığı yanı Sakarya adresinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin % 60’ını ve rüçhantı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 19.10.2007 tarihinde aynı yer ve saatte ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da tahmin edilen değerin % 40’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile en çok artırana ihalesi yapılacaktır. 2. Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağına mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya verilen süre içinde nakden ödemek zorundadırlar. İhale damga pulu, KDV, tapu alım harcı ve masrafları alıcıya aittir. Tellaliye, tapu satım harcı ve birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3. İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4. Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve diğer zararlar ile temerrüt faizinden alıcı ve kefilleri müteselsilen mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5. Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6. Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/621 Tal. sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 23.08.2007 (İİKm.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 46359 T.C. ADAPAZARI 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Artvin yöresine özgü bir 1 halkoyunu. 2/ 2 Atlas Okyanusu’nda, Porte 3 kiz’e ait takıma 4 da... Nişastalı 5 tanelerin suyla 6 kaynatılarak bulamaç kıva 7 mına getirilmiş 8 durumu. 3/ Kötü, fena... Eski 9 Türklerde bir babanın 1 2 3 4 5 6 7 8 9 taşınmaz mallarının mi 1 I Ş I L G A N K rasçısı olan en küçük 2 S A R A B A S E oğul. 4/ İskambilde bir 3 L İ K Y A N İ Ş kâğıt... Yağı alınmış yoT A H İ T İ ğurt. 5/ “Elif dedim 4 A B A K Ş dedim / Kız ben sana ne 5 N E Ş E I R A K İ L dedim” (Türkü)... Bin 6 G S İ K K E metrenin kısa yazılışı. 7 A L P 6/ Siyaha yakın koyu ye 8 O KMA L AM şil... Bir nota. 7/ Peşin 9 B R A İ L L E E parayla veresiye mal alma usulü... En kalın erkek sesi. 8/ “Ölmüş ”: Aziz Nesin’in öykü kitabı... Almanya’nın eski başkenti. 9/ Tıp dilinde kalp atımının hızlanmasına verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ MuğlaMarmaris karayolunda, çok güzel bir panoramaya sahip dağ geçidi... Voleybol ve teniste oyunun her bir bölümü. 2/ Osmanlılarda gece bekçisi... Hititlerin Anadolu’da yerleştikleri ilk kent olan ve günümüzde Kültepe olarak adlandırılan yer. 3/ Şekerkamışından elde edilen sert bir içki... Emeksiz elde edilen şey. 4/ Şarkı, türkü... Dişlerin diplerinde ve kaplarda oluşan kireç tabakası. 5/ Uzaklık işareti... Tulyum elementinin simgesi. 6/ Açı ölçmeye ya da çizmeye yarayan araç... Baryum elementinin simgesi. 7/ Şimşek... İşlenmemiş toprak. 8/ Sanat, hüner... Güney Afrika Cumhuriyeti’nin para birimi. 9/ “Bayram gelmiş neyime / damlar yüreğime” (Türkü)... Adıyaman’ın bir ilçesi. CUMHURİYET 16 K