19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 2007 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AKP, eşi türbanlı, rejimi hedef alan Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı adaylığında ısrarcı AVRUPA GÜRAY ÖZ Anayasayla kavgalı aday İLHAN TAŞCI Grev Kamu emekçileri toplusözleşme haklarının verilmesini istediler. Tekstil işçileri grev yolunda. Türk Hava Yolları çalışanları dayatmalara, yasadışı yöntemlere rağmen grev haklarını savundular. Yaygara koptu ondan sonra. AKP ile mutlu yarınlara koşacaklarını ilan edenler, türban demokrasisini savunanlar, solculuk taslayanlar, birdenbire ulusçu, yurtsever kesildiler. Neymiş efendim, grevden ulusal ekonomi zarar görürmüş! Ulusal ekonomi dedikleri, üreteni dikkate almayan “serbest” piyasa düzeni. Savundukları, “işte değiştiriyoruz, işte sivilini hazırlıyoruz” dedikleri 12 Eylül Anayasası. ??? Peki, grev nedir? İşçinin, çalışanın, emekçinin kapitalist düzenin sömürüsüne karşı kendini savunabilme olanağıdır. Bizim soldan çark liberaller “işçi” lafını, “sınıf” kelamını küreselleşme çağına pek uygun bulmazlar. Onlara göre artık bilimsel gelişme işçiyi silmiş, pabucunu dama atmıştır. İşçinin yerine bilgisayarlar, ultra modern makineler gelmiştir. Bu nedenle de işçiler bir yere gitmediklerini, yalnızca haklarını alabilmek için greve gidebileceklerini ilan edince soldan çark liberalin yüzü düştü. Köşesinde debelenmeye başladı. O güne kadar artık devrinin tamamlandığını ilan ettiği ulusal ekonomi aklına geldi. Yalancıdır o. Gerçekte ulusal ekonomi falan takmaz. Taktığı, nemalandığı küresel yeni dünya düzenidir. Hiç de serbest olmadığı halde adını “serbest” koydukları yurt, ulus, millet tanımayan piyasa ekonomisidir. O nedenle “turizm elden gider, memleket zarar görür, şimdi büyüme zamanıdır” derken, savunduğu sömürünün kendisidir. THY çalışanlarının hangi koşullarda çalıştığını bilmez. Hostesler onun için, arada bir çemkirdiği gökyüzündeki hizmetçileridir. Pilotlar babasının oğludur. Zor ve gergin koşullarda çalışan uçuş elemanlarının, havaalanı personelinin çektikleri, alanların parıltısı, VIP, CIP salonlarının şatafatı içinde kaybolur. “Efendim Türkiye standartlarının üstünde ücret alıyorlar.” Kendisi beş para etmez satırları için aldığı yüksek ücreti hak ediyordur da işçinin üç beş kuruşuna diker gözünü. ??? İşçi grev hakkını 12 Eylül’de elinden koparılıp alınan toplusözleşme hakkını, işlevsizleştirilen sendikasını nihayet hatırladı. Necati Doğru’nun dediği gibi üstündeki ölü toprağını silkelemeye hazırlanıyor. Soldan çark liberal pek üzgün. Unuttuğu memleketini, yurdunu, ulusul ekonomisini hatırladı birden. Yalancıdır, riyakârdır, düzenbazdır. Umurunda bile değildir ulusal ekonomi. Derdi günü piyasa ekonomisinin, sahte türban demokarsisininin zarar görmesidir. ??? Haydi gelin yazalım şu pek hevesli olduğunuz “sivil” anayasayı. Çalışana hak arama özgürlüğü olsun. Grev hakkı işçiye, memura tanınsın. Çalışanı kapının önüne koyma “hakkı”ndan başka bir şey olmayan insan haklarına aykırı lokavt yasaklansın. Örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılsın. Özgürlükleri varmış gibi gösteren sahtekârlıklara son verilsin. Seçim yasası, siyasal partiler yasası değiştirilsin. Her şeye dokunan, kendilerine dokunulamayanların ayrıcalıkları kaldırılsın. Soldan çark neoliberal köşeci mutsuz. Pek güzel giden oyun bozuluyor, “Ilımlı İslam demokrasisi”, türban özgürlüğü anlamsızlaşıyor. İşçilerin grev hakkını hatırlamaları bu nedenle pek tehlikeli olmuştur. Emperyalizmi, kapitalizmi kulak arkası etmiş, medyaya kul köle yazar çizerin unuttuğu anka kuşu, küllerin arasından başını kaldırmış, sahte demokrasi tartışmasını sona erdirmeye niyetlenmiştir. Haydi gelin şu demokrasiyi bir de bu tarafından tartışalım. Oyunbozanlık edip grev ertelemeye kalkışmayın. 12 Eylül “hukuku”na, hükümet adamlarından, patronlardan oluşan arabuluculara, işçilerin temsil edilmediği “uzlaştırma” kurullarına falan sığınmadan çözelim şu işi. Hem öyle korkmayın canım. Bir şey olmaz sizin o “çok sevdiğiniz” ulusal ekonominize... eposta: [email protected] ANKARA Genel seçimler öncesinde ortaya çıkan gerginlikler ve devlet kurumlarının uyarısına karşın Cumhurbaşkanı adaylığında ısrarcı olan Abdullah Gül hakkında Meclis’te “sahtecilik” suçlamasından fezleke bulunurken kişisel harcamalarını Kalkınma Bankası’na ödettiği de ortaya çıkmıştı. Necmettin Erbakan’ın mahkumiyeti nedeniyle siyasi yasaklı hale geldiği kayıp trilyon davası sanıkları arasında yer alan Gül dokunulmazlık zırhına bürünmüştü. Eşi Hayrünnisa Gül türbanı nedeniyle Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) dava açmış, ancak benzer bir davanın Türkiye lehine bittiği bilgisinin önceden alınması üze ? Eşi Hayrünnisa Gül, türbanı nedeniyle Türkiye’yi AİHM’ye dava etti. Abdullah Gül hakkında sahtecilikten fezleke düzenlendi. Kişisel harcamalarını Kalkınma Bankası’na ödettiği ortaya çıktı. Abdullah Gül’ün usulsüz harcamaları da haciz yoluyla tahsil edildi. rine dilekçesini geri çekmişti. Abdullah Gül, kapatılan RP’ye 1997 yılında Hazine tarafından yapılan 1 milyon YTL ’lik yardımın, sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği iddiasıyla açılan “kayıp trilyon” davasında, Necmettin Erbakan ile birlikte sanıklar arasında yer aldı. AKP’den milletvekili oluşuyla Gül dokunulmazlık zırhına büründü. Bu nedenle de Gül’ün ceza yargılaması bugüne değin yapılamadı. Ancak aynı dosyanın sanığı Erbakan “özel evrakta sahtecilik” suçundan 2 yıl 4 ay 10 gün hapis cezası aldı ve bu ceza nedeniyle de siyasi yasaklı hale geldi. Kişisel harcamalarını ödetti REFAHYOL hükümeti döneminde Gül, Devlet Bakanı olarak görev aldı. Bu dönemde yaptığı kişisel harcamalarını kendisine bağlı Türkiye Kalkınma Bankası’na ödettiği gerekçesiyle hakkında Ankara 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldı. Mahkemenin 1999/618 sayılı gerekçeli kararında, “Davalının bankaya yaptırdığı 1 milyar 652 milyon liralık harcamanın görevle ilgisi olmayan şahsi harcama niteliğinde olduğu saptanmıştır. Kişisel ilişkileri ile ilgilidir. Görev gereği değildir... Açıklanan olgular, harcamalara ilişkin belgeler, uzman bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriği ile doğrulanmıştır” denilerek, harcamaları faiziyle Abdullah Gül’ün ödemesine hükmedildi. Para Gül’den faiziyle birlikte maaşından kesilerek alınabildi. Abdullah Gül, o dönemde geç saatlere kadar çalıştıklarını belirterek Başbakanlık’ta da yemek çıkmadığı için dışarıdan yemek getirildiğini anlattı. Gül, ‘’Bütün bunlar hep oradan (dava konusu harcama) karşılanmıştır. O fişlerin arkasına da lahmacun, döner, sandviç diye yazılmıştır, ama bütün bunlar oradaki sekreterime, santralcıma, oradaki özel kalemimdeki 34 kişiye’’ diyerek, kendini savunmuştu. Gül, Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturmasının hemen ardından yurtdışı temsilciliklerine gönderdiği kripto ile Milli Görüş ve Fethullah Gülen cemaati temsilcilerinin devlet protokolüne sokulmasını istedi. Abdullah Gül ile 1980 yılında 16 yaşında evlilik yapan Hayrünnisa Gül, 1998’de Ankara Üniversitesi Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazandı. Abdullah Gül, kayıt yaptırmaya, kapatılan FP milletvekili eşi Abdullah Gül, avukatı ve noterle birlikte gitti. Eşi Türkiye’den şikâyetçi Milliyet’teki röportajında Cumhuriyetin temel nitelikleriyle barışık olmadığını ortaya koymuştu ‘Saklanamaz gerçekler var’ Abdullah Gül, Atatürk Üniversitesi’nde düzenlenen mezuniyet törenine türbanlı velilerin alınmamasına ilişkin olarak 6 Haziran 2005 tarihinde “Hükümet olarak eninde sonunda bu tip (kamuda türban) utanılacak manzaraları kaldıracağız’’ demişti. Danıştay’ın öğretmenin türbanla okula giremeyeceğine ilişkin kararını ise Cidde’ye gidişi sırasında 12 Şubat 2006’da şu sözlerle değerlendirmişti: “Doğrusu bunu kaygıyla karşılıyorum ve hayretler içinde kaldık. Türkiye’nin giderek demokratikleşme eğilimine ters bir davranıştır bu. Bu yaklaşımın altında negatif özgürlükler anlayışı vardır. Bu anlayış bildiğiniz gibi otoriter, diktatör rejimlerin felsefesidir. Halbuki Türkiye giderek demokratikleşen, bireyin, toplumun haklarının daha da genişletilmesine doğru bir yöneliş içindedir. Bizim anlayışımız hep pozitif özgürlüklerden yanadır. Bu açıdan kararı yanlış ve tehlikeli görüyorum. Çünkü böyle bir yaklaşımla giderek Cumhurbaşkanı adaylığını açıklayan Abdullah Gül başından beri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte oldu. yarın oruç tutan bir öğretmeni bile, öğrenciye yanlış örnek oluyor diye ahireti değil, dünyevi düzeni de içerdi (Anayasanın değiştirilmesi teklif edi? Düzen Türkiye’de İslamı camisuçlarsınız. Çünkü görebildiğim ka ği bir gerçektir. Ben bir Müslüman ola lemez 2 ve 4. maddelerine ilişkin.) nin içine hapsetti. Biz İslamı hayat tardarıyla bu karar dini bir vecibeyi rak buna inanıyorum. ? Biz Türkiye’de yasakçı bir zihni zı olarak görmek istiyoruz. yanlış bir örnek olarak gösteriyor. ? Türkiye’de geçerli kanunlar ara yetin olduğuna inanıyoruz. Türkiye’de Abdullah Gül, RP milletvekiliyken Bunlar çok tehlikeli ve yanlış şeyler sında, İslama aykırı olan da var, olma açıkgizli bir İslam düşmanlığı olduğu TBMM’de AB ile ilgili yaptığı bir kodir, ümit ederim ki düzelir. Bütün yan da... Aykırı olanlar baskıdır. Bas na inanıyoruz. Başörtüsü örneğin... nuşmada ise Avrupa Birliği ile ilgili bu kararlar alınırken, şu herkesin kı kalkacak. Bu hakkı kullanacağım. ? İnancından dolayı kimse “discri olarak “Değerli arkadaşlar, AB Hıriszihninde olması gerekir ki Türkiye Halka bu imkânı vereceğim. mination”a (ileri derece ayrımcılık) tiyan kulübüdür. Türkiye’yi hiçbir zagiderek özgürleşen, demokratikle? Artık Türkiye’de yasaklarla gitmez. uğramayacak. Orduya girerken subay man içine almayacaktır. Bizi zenginşen, sivil alanı daha da genişleten bir Yani anayasada şu yasak var, bu yasak ların karılarının, kızlarının fotoğrafla ler köşkünün bahçesindeki kulübetoplum olacaktır. Buna kararlıyız. var diye gitmez. Halk isterse yapılır. rı isteniyor. Bunları kaldıracağız. ye koyacaklar” demişti. Toplum olarak, Meclis olarak, hükümet olarak kararlıyız. Bu bakımdan bu kararın ciddi şekilde kamuoyunda büyük bir olgunlukla tartışılacağını ve herkesin bir kez daha düyeniden milletvekili seçildi ve Abdullah Gül’ün büyük deşüneceğini ve yanlışlaRPDYP koalisyonunda gödesi, 1915’lerde Siirt’ten Kayrını düzelteceğini tahrev aldı. seri Develi’ye gelip yerleşmiş min ediyorum.” RP’nin kapatılmasının arbir Arap’tı. Güllük İmamı Ahdından girdiği FP’de genel başmet Hamdi Gül’ün, Adviye ‘İslam hayat tarzı kan yardımcısı oldu. 1999’da Gül ile evliliğinden 29 Ekim olmalı’ 3. kez Meclis’e giren Gül, 1950 tarihinde Kayseri’de dünFP’ye genel başkan adayı olyaya gelen Gül, babası tarafınAbdullah Gül, 10 Aradu, ancak Recai Kutan’ın gedan “ateşli bir dindar” olalık 1995 tarihli Milliyet risinde kaldı. Gül, FP’nin karak yetiştirildi. 1968’de, 8. gazetesinde yayımlanan patılması sonrasında AKP’nin Cumhurbaşkanı Turgut röportajında da Cumhukuruluşunda yer aldı. Özal’ın da mezun olduğu Kayriyetin temel nitelikleGül 18 Kasım 2002 tarihinseri Lisesi’ni bitirdi. İstanbul riyle “barışık” olmadıde Başbakan olarak Türkiye fii Üstadımız’a, İslam davadiği mektup, siyasi yaşamına Üniversitesi İktisat Fakülteğını ortaya koymuştu. Cumhuriyeti’nin 58. hükümesının agora meydanlarında yön veren yaklaşımlarını özetsi’ne giden Gül, Milli Türk Abdullah Gül, özellikle tini kurdu. Siirt’te 9 Mart Talebe Birliği’nin etkin isim sağırların kulağını patlata liyordu. değiştirilmesi teklif dahi Londra’da öğrencilik döne 2003’teki yenileme seçiminde leri arasında yer aldı. Gül, o yıl cak gür seslilikte aksiyoneedilemeyecek “Türkiminde cami bulamayınca na Erdoğan’ın milletvekili seçilri Büyük Doğu Gençliği’nin larda Necmettin Erbakan ’ın ye’nin laik, demokramaz kılmak için kiliseye git mesinden sonra 11 Mart 2003 ruh gıdası mecmuanızı tekMilli Görüş hareketi içine girtik, sosyal bir hukuk di. Babası da 1973 seçimle rar çıkarışınızdan dolayı si tiği ortaya çıkan Gül, 1983 tarihinde hükümetin istifasını devleti” olduğuna ilişrinde Milli Selamet Parti ze minnettarlıklarımızı arz 1991 yılları arasında İslam Cumhurbaşkanı’na veren Gül, kin anayasanın ikinci si’nden milletvekili adayı ol eder, hangi şartlar altında Kalkınma Bankası’nda çalış Erdoğan başkanlığında 14 maddesiyle değiştirilmedu, ancak seçilemedi. Gül’ün olursa olsun hal neyi icap et tı. 1991’de uluslararası iktisat Mart 2003’te kurulan 59. hüsini yasaklayan maddeKayseri Lisesi’ni bitirdiği yıl tirirse ettirsin, yüzde yüz em dalında doçent oldu. Gül, kümette Dışişleri Bakanı ve lerin kaldırılması gerekiki arkadaşıyla 3 Temmuz rinizde olduğumuzu bildi 1991’de Refah Partisi’nin Kay Başbakan Yardımcısı olarak tiğini savunmuştu. 1969’da hayranı olduğu, sağın rir, hürmetlerimizi sunarız. seri milletvekili olarak parla görev aldı. Evli olan Gül’ün, Abdullah Gül’ün öne ‘idolü’ Necip Fazıl Kısakü Yarın elbet bizimdir. Gün mentoya girdi. Avrupa Kon Ahmet Münir, Kübra ve çıkan değerlendirmeleri rek’e yazdığı ve “İslam da doğmuş gün batmış elbet bi seyi Parlamenterler Meclisi Mehmet Emre adlarında üç şöyleydi: vasının zerre tavizsiz müda zimdir” ifadelerine yer ver Üyeliği yapan Gül, 1995’te çocuğu bulunuyor. ? Saklanamaz gerçekler var. İslamın yalnız Ancak Gül’ün türbanlı fotoğrafı nedeniyle kaydı yapılmadı. Karara karşı Türkiye’deki yargı yollarından sonuç alamayınca 2002’de Türkiye aleyhine AİHM’de dava açtı. Ancak Gül’ün eşi daha sonra dava dilekçesini geri çekti. Bunun perde arkasında ise tıp öğrencisi türbanlı Leyla Şahin’in açtığı davayı kaybettiği bilgisinin AKP tarafından öğrenilmesi yatıyordu. Hayrünnisa Gül, “Esasa ilişkin davayı açarken haklılığına olan inancını” davayı çektikten sonra da korduğunu açıkladı. Abdullah Gül, RP Genel Başkan Yardımcısı olduğu dönemde İngiliz The Guardian gazetesinde yayımlanan röportajında “Türkiye’de Cumhuriyetin sonu geldi. Kesinlikle laik sistemi değiştirmek istiyoruz” demişti. Yıllar sonra Gül bu yönde değerlendirmesi olmadığını savunurkan röportajı yapan gazeteci Jonathan Rugman, inkâr edilse bile kayıtlarının kendisinde bulunduğunu açıkladı. 820 bin YTL’ye villa Abdullah Gül ile eşinin Kemerdere’de bulunan villalardan iki tanesini 820 bin YTL ’ye aldığı ortaya çıktı. Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın (Emlak GYO) arazisinde, Halil İbrahim Ekşi (Hektaş) İnşaat’ın yaptığı sitedeki 4 oda 1 salon olan ikiz villaların büyüklüğü 368’er metrekare. Bodrum, zemin normal ve bir de çatı kat olmak üzere toplam 4 katlı villalar tam bitirilmeden teslim ediliyor. İnce inşaat işleri için villa sahipleri ayrıca harcama yapıyor. Kendisini “tornacının” oğlu olarak yansıtan Abdullah Gül’ün babası Ahmet Hamdi Gül ile kardeşi Mehmet Macit Gül’ün ortağı oldukları Asteksan şirketinin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden 2 bin 300 bilboard imalat ihalesi aldığı belirlendi. Daha sonra ihalenin bedelinin 5 milyon YTL olduğu ortaya çıktı. İddianamedeki Gül Yerel seçim stratejisi belirleniyor Abdullah Gül’ün seyir defteri Abdullah Gül’ün FP’de siyaset yaptığı dönemdeki değerlendirmeleri, Yargıtay Başsavcılığı’nın partinin kapatılmasına ilişkin iddianamesinde şöyle yer almıştı: “Adalet, hukuk, demokrasi, insan hakları, özgürlükler, inanca saygı, eğer bu şeyler ayaklar altına alınmasaydı, bu millet kendi öz yurdunda garip, öz vatanında parya muamelesine tabi tutulur muydu?.. Hırsızlık yapanlar, boğazlarına kadar yolsuzluk yapanlar, çetelerle, mafyalarla kol kola gezenler, bugün laiklik zırhı içine bürünüp devletin en itibarlı koltuklarında otururlar mıydı? Sadece okumak istiyorum. Başka bir şey istemiyorum. Sessizce okula gidenler polis zoruyla üniversite kapısından, ‘Başörtün var, sakalın var’ diye atılır mıydı?” CHP İstanbul’un yeni başkanı Tekin İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul İl Örgütü Başkanlığı’na, eski Kadıköy Belediye Başkan Yardımıcı Gürsel Tekin getirildi. CHP İstanbul İl Örgütü’nün bundan sonraki enerjisinin önemli bir kısmını, yerel belediyeleri geri almak için harcayacağını söyleyen Tekin, “İlk yerel seçimde İstanbul’u geri alarak AKP karanlığına büyük bir darbe indireceğiz” dedi. 22 Temmuz seçimlerinin ardından örgütlerini yenilemek için çalışma başlatan CHP yönetimi işe İstanbul’dan başladı. CHP Merkez Yönetim Kurulu’nun dünkü toplantısının ardından Gürsel Tekin, CHP İstanbul İl Başkanı Şinasi Öktem’den boşalan göreve getirildi. Tekin, ilk olarak 22 Temmuz seçimlerini bilimsel yöntemlerle değerlendireceklerini belirterek, bu raporun sonuçlarının önümüzdeki günlerde açıklanacağını söyledi. CHP’nin güçlü ve zayıf yönlerini gözden geçireceğini, bu süreçte yaklaşan yerel seçimlere yönelik stratejinin de şekilleneceğine işaret eden Tekin, “Halkımız, kötü yönetimlere layık olmadığını CHP’li belediyelerin icraatlarıyla yeniden görecektir” ifadesini kullandı. Yaklaşık 20 yıldır CHP içinde aktif siyaset yapan Tekin, 13 yıldır sürdürdüğü Kadıköy Belediye Başkan Yardımcılığı görevinden bir süre önce ayrılmıştı. Tekin’in adı son dönemde AKP’ye yönelik ortaya atılan yolsuzluk iddialarını basına duyurmasıyla gündeme geldi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle