23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 AĞUSTOS 2007 PAZAR 6 HABERLER Ankara’daki su sorunu için ciddi adım atmayan Erdoğan ve Gökçek susuzluğu Allah’a havale etti PAZAR ORHAN BURSALI AKP’den somut bir adım yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’daki susuzluğun ortadan kaldırılması konusunda AKP hükümetinden hiçbir ciddi adım gelmezken, kendi sorumluluklarını görmezden gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, çözümü Allah’tan bekliyorlar. Gökçek, her fırsatta “İnananlar dua etsin, ama inanmayanlar dua etmesin” diyerek halkı ikiye ayırıp yurttaşların dini duygularını kullanıyor. Siyasiler ise Gökçek’in bir an önce istifa etmesini istiyor. Ankaralı 12 gündür susuzlukla boğuşuyor. Ancak hükümet yetkilileri ve kenti susuz bırakmakla sorumlu Ankara Anakent Belediyesi, çözüme yönelik hiçbir adım atmıyor. Gökçek, katıldığı her programda, yurttaşlardan yardım için Allah’a dua etmesini istiyor. Uzmanların kendisine yönelttiği eleştirileri ise “gerçek dışı” olarak yorumluyor, kendisini protesto Kışkırtıcılık AKP seçimleri büyük bir farkla kazanmış, şimdi de Cumhurbaşkanını seçecek. Kimi seçecek, nasıl seçecek? Kamuoyu tartışıyor, yazarlar, gazeteciler, siyasiler... Başbakan Erdoğan, seçimleri AKP’nin kazandığı belli olduktan sonra, çoğunluğun “makul” karşıladığı bir konuşma yapmış, Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi kritik konularda “uzlaşı” işareti vermişti. Kötü yönetilen bir Cumhurbaşkanlığı sürecinde yaşananlar ülkeye yararlı olmadı, AKP iktidarını ve ekonomiyi zora soktu, toplumu gerdi, kamplaşmayı artırdı; Türkiye tam bir dincilik dayatmasıyla karşı karşıya kaldı. Seçimlerden sonra AKP nasıl bir politika izleyecekti? Başbakan’ın, Gül’ün dışında, diğer partilerin desteğini alabilecek bir başka AKP’linin de Cumhurbaşkanı olabileceği imasının, aslında, yakın geçmişten çıkartılan önemli bir ders niteliği taşıdığı ileri sürülebilir. Gül’ün adaylığını geri çekmesi, Başbakan’ın önünü açacak, AKP’nin daha büyük bir çoğunluğu kucaklaması anlamına gelecek bir Cumhurbaşkanlığı seçimi yaşanmasını sağlayabilecek. AKP açısından gelecek için akıllı bir politika! ??? Ne var bunda? Cumhurbaşkanlığı seçimini sıradanlaştıracak bir politika izlemek, doğru değil mi? Seçimlerde büyük çoğunluğa ulaşmış bir partinin, çoğunluk partisi gibi davranarak uzlaşı araması veya araması gerektiği konusunda dilekler ileri sürülmesi normal değil mi? Hayır, değilmiş! Bir zamanların darbecisi, bugünün AKP’cisinden daha çok AKP’cisi, bütün sivilcilerin en “sivilcisi” Hasan Cemal, ateş püskürüyor: AKP büyük bir zafer kazandı, o halde askere ağzının payını vermeli, onu inine tıkmalı, hiçbir düşüncesini dikkate almamalı, gerekirse yasal işlemler başlatmalı, cezasını kesmeli, “Asker abiler ne der”e kulak asmamalı, kızarlarsa da kızmalarına aldırmamalı! Gerekçesi: “Demokrasi başka türlü kurulmaz”mış! Oysa Hasan Cemal tam bir kışkırtıcılık yazısı yazdı! Kime karşı? Cumhurbaşkanlığı seçiminde başka bir aday üzerinde uzlaşı isteyen “makul düşünce”yi savunanlara ve bu arada Ertuğrul Özkök’e karşı! Özkök’ün yazısına bir kez daha baktım! Bir araştırma yapılsa, AKP’ye oy vermiş pek çok kişinin de savunacağı bir görüş. Özkök’ün aklında, yazısındaki ruhun dışında başka saikler var mı bilemem! Ama Hasan Cemal’e göre, özetle, “Özkök, Ordu’nun düşüncesini dile getiriyor, AKP’yi Ordu ile korkutuyor ve Ordu’nun da kabul edebileceği bir isim üzerinde uzlaşılmasını istiyor.” Bu konuda ileri sürülebilecek her düşünce, demek ki Orducu damgasını yiyecek! Ama, AKP’ye oy vermeyen seçmenin yüzde 53’ü de Hasan Cemal gibi düşünmüyor! Cumhurbaşkanlığı seçiminde uzlaşı düşüncesini savunuyor; büyük çoğunluk Gül’ü istemiyor bile... Ne yapacağız şimdi! Cumhurbaşkanlığına Gül dışında birinin seçilmesini istemek, antidemokratiklik mi? Demokrasi, çoğunluğun her istediğini yapması mı demek? AKP’nin “uzlaşı” arayışında bulunmasını, Erdoğan’ın böyle bir düşünceyi düşünmesini talep etmek, demokrasiye mi aykırı? Demokrasi, parlamenter çoğunluk karşısında herkesin el pençe divan durduğu gibi dinsel bir inancın adı mı? ??? H. Cemal’in, kimin yanında ve kimlerle birlik olduğuna da bakalım: Vakit ve benzeri, dincilikleri ve laik düzen düşmanlıkları belgeli, gazeteci ve köşe yazarlarıyla beraber... Onlar tam bir Gül Cephesi kurdu, Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığını koymaması gerektiğini savunanlara, diğer demokrasi cephesine karşı, Hasan Cemal’le birlikte “Cepheden ateş” ediyorlar! Cemal, eskiden, gençliğinde darbe kışkırtıcılığı yapıyordu! Şimdi de, iktidarı, toplumu Ordu’ya karşı ve Ordu’yu kışkırtıyor! Ve böylece demokrasinin kurulmasına yardımcı olduğunu sanıyor! Cemal, darbecilik zamanında da yanılıyordu! Şimdi “demokrasicilik” döneminde de yanılıyor! NOT: Başbakan’ın seçim hesabına itirazlar sürüyor! Aykut Konuralp: “Ben de şöyle bir hesap yaptım: Meclis’te bir milletvekiline düşen geçerli oy sayısı ortalama 63.727 iken, bir CHP’li vekil 65.338, bir MHP’li vekil 70.449 ve bir Bağımsız vekil de 70.596 geçerli oy almışsa, madem AKP diğerlerinden % 55.4 ile daha fazla oy almıştır, acaba Başbakan bir AKP’li milletvekilinin kaç geçerli oy aldığını hesaplayabilir mi? Belki şöyle bir basit doğru orantı hesabı yapacaktır: (CHP %) 20.88 65.338 (AKP %) 46,5 x x=(46.5*65.338)/20,88=132.789’u bulacak ve de çok yanılacaktır. Çünkü bir AKP’li vekilin arkasında sadece 47.881 geçerli oy var. Bağımsızlar dışında her partili bir vekilin arkasında aynı sayıda geçerli oy olmalı. Sağlıklı bir anayasa ancak tam demokratik bir Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası yapıldıktan sonra oluşacak bir Meclis’in görevi olmalı.” ? SHP lideri ve eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın, su sorununa karşı gerekli önlemleri almayan Gökçek’in sorunu Allah’a havale etmesinin “kandırmaca” olduğunu söyledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Selvi ise “Ankara, Anakent Belediye Başkanı’nın ihmal ve beceriksizliği nedeniyle göz göre göre susuz kalmıştır” dedi. eden yurttaşları da “militan” olmakla suçluyor. Başbakan Erdoğan da çözüm için adım atmak yerine çareyi yağmur duasına katılmakta buluyor. Siyasiler ise Gökçek’in bir an önce istifa etmesi gerektiğini belirtiyor. Hükümetin ve Gökçek’in yaklaşımına ilişkin değerlendirmeler şöyle: ‘Gerekli önlemler alınmadı’ SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın: Ben Sayın Gökçek’e, Diyanet İşleri Başkanı’nın yapmış olduğu açıklamaları çok iyi okumasını öneriyorum. Çünkü gerekli önlemler almadan işi Allah’a havale etmenin inançla, dinle hiçbir ilgisi olamaz. Bu tam anlamıyla bir kandırmacadır. Ayrıca kentte yaşanan su sorunu sadece son yıllarda yaşanan kuraklıkla da açıklanamaz. Kuraklık, Kayseri, Sıvas, Çorum gibi illerde yaşanmıyor da sadece Ankara’da mı yaşanıyor? Ankara’da daha önceki yıllarda da az yağışlı dönemler olmuştu. Gökçek, DSİ’nin Gerede Projesi’ni 2004 yılında “pahalı” bularak uygulamaya koymuyor. Sonra “Mevlam yağmur yağdırmadı ki” ya da “Annenin yanına tatile git” gibi söylemlerde bulunuyor. Bunun da ötesinde Ankara’ya Kızılırmak suyunu getirmeye çalışıyor. Uzmanlar Kızılırmak suyunun içilemeyeceğini, sağlığa zararlı olduğunu söylüyor. Merak ediyorum, yağmur yağmadığı zaman Allah Ankaralıları sevmemiş mi olacak? Ya da Ankaralıları cezalandırıyor mu olacak? 21. yüzyılda bu nasıl bir anlayıştır? Eski Ankara Sular İdaresi Genel Müdürü Levent Tosun: Ankara’da bugün insanlar nasıl susuz kalacağını anlayınca evlerinde kendilerine yetecek oranda su depoluyorsa, Ankara Anakent Belediyesi’nin de bundan yıllar önce kente baraj yaparak, ihtiyaç kadar su depolaması gerekiyordu. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün 20 yıl önce söylediği şeyi Gökçek şimdi yapmaya kalkıyor. Sonra 10 yıl önce hayata geçirilmesi gereken bir projeyi devreden çıkarıp, “Ben DSİ’nin 30 yıl sonra yapaca ğı projeyi 6 ayda yapacağım” diyor. Kimse de Gökçek’e ses çıkarmıyor. ‘İhmal ve beceriksizlik’ CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi: Ankara, Anakent Belediye Başkanı’nın ihmal ve beceriksizliği nedeniyle göz göre susuz kalmıştır. Tüm yetkililer bu konuda uyarılmalarına karşın hiçbir önlem alınmamıştır. Ancak “Lale Devri” sona erdi. Belediye Başkanı halkın parasıyla kendi reklamını yapmak, lale dikmek,öğle vakti havai fişek atmak, konser düzenlemek gibi işlerle uğraşmaktan yaşamsal hizmet taşıyan hizmetlere zaman bulamamışlardır... Hükümet, yeni kurulacak hükümeti bile beklemeden sorunu en üst düzeyde bir an önce ele almalı, acilen bir kriz masası oluşturmalıdır. Bu arada sorumluluğu herkes tarafından kabul edilen Gökçek de istifa etmelidir. DÜN DE SU VERİLMEDİ İSTANBUL Yurttaşlar isyan ediyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’in öğleye kadar su almadık yer kalmayacak açıklamasına karşın dün Ankara’da birçok semte yine su verilemedi. Ankara’nın bazı noktalarında borular patlarken, gazetemizi arayan yurttaşlar, bir haftadır su alamadıklarını belirterek Gökçek’e tepki gösterdi. Gökçek “Su alamayanlar mutlaka Alo 153’ü arasınlar” demişti ancak dün bu telefonlara yanıt veren olmadı. Ankara Anakent Belediyesi kente 10 gün boyunca kesintisiz su verileceğini açıkladı, ancak dün başkentli yine susuz kaldı. Cebeci, Ayrancı, Kızılay, Çayyolu, Konutkent, Kurtuluş, Keçiören, Karakusunlar, ODTÜ ve Bahçelievler su alamadı. Suları akmayan yurttaşlar Gökçek’in bir gün önce yaptığı “Su gelmezse Alo 153 arayın” çağrısına uyarak bilgi istedi. Ancak telefonları açan olmadı. Çok sayıda yurttaş gazetemizi arayarak su alamadıklarını bildirdi. Bir haftadır susuz olduklarını dile getiren yurttaşlar, belediyeye tepki gösterdi. Su boruları patladı Cebeci İncesu’daki Mahmut Esat Bozkurt Caddesi’nde bir su borusu, dün sabah saatlerinde patladı. Belediyenin kesintilerle tasarruf yapmayı planladığı su yine sokaklara aktı. Belediye yetkilileri ise patlayan su borusunun, abone borusu olduğunu belirterek sadece civar binaların suyunun kesileceğini ifade etti. Ancak Cebeci’nin tamamında sular kesildi. Caddede esnaf olan Fethi Olgun, belediyeye olan tepkisini şöyle dile getirdi: “Altyapı zayıf. Borular eski. Aşırı tazyik verilince teker teker patlıyor. Melih Gökçek başkanlığı bıraksın Anakent Belediyesi’nin önünde kurban keseceğim.” Çankaya Ahmet Rasim Sokak’tan geçen su borusu da dün öğleden sonra patladı. 27 ve 29 numaralı binaların önünde patlayan su borusundan akan su, asfaltı yararak dışarı çıktı. Mahalle sakinlerinden Ahmet Başbulak, Belediye Su Arıza’yı aradığını fakat ulaşamadığını ifade etti. Akıntıya müdahale edilmediği için su uzun süre boşa aktı. Öte yandan Yenidoğan’da bir gecekonduda çıkan yangını söndürmeye giden itfaiye ekipleri, yurttaşların su ihtiyacını da karşıladı. İtfaiye ekipleri söndürme çalışmalarına başladığı sırada, Ankara’daki su kesintisi nedeniyle susuzluk çeken bir kadın, itfaiye görevlisinden su istedi. İtfaiye görevlisi, kadının aracın altına yerleştirdiği kabı, bağlantı vanasını açarak suyla doldurdu. Musluklardan çamur aktı Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar da kendilerine kesintilerle ilgili çok sayıda telefon geldiğini belirterek “Ankaralı, yanlış su politikasının cezasını çekiyor. Bir an önce bu sorunun çözülmesini bekiyoruz. Ankaralıların sabrı tükenmiş durumda” dedi. Öte yandan gazetemizi arayan yurttaşlar musluklardan ara ara gelen suların da çamurlu olduğunu dile getirdi. Suyun yüzde 27’si kaçak ve kayıp SELİN GÖRGÜNER BALIKLAR ÖLÜYOR Düzce’nin Cumayeri ilçesi Dokuzdeğirmen köyü Elmalık mevkisinden geçen Melen Çayı’nda balık ölümleri görülmesi üzerine yetkililer harekete geçti. İstanbul’un su ihtiyacının bir bölümünü karşılayacak olan Melen Çayı’nda, balıkların bırakılan atıklar nedeniyle öldüğü tahmin edilirken, Cumayeri Kaymakamlığı, Cumayeri Belediyesi, Çevre ve Orman İl Müdürlüğü ve Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri bölgeye gelerek incelemelerde bulundu. Çevre Müdürlüğü’ne bağlı mühendislerce Melen Çayı’ndan ve atıklardan alınan numuneler incelenmek üzere laboratuvara gönderildi. Cumayeri Belediye Başkanı Mustafa Koloğlu, Melen Çayı’nda görülen balık ölümlerinin hoş olmadığını belirterek ‘’Çünkü bu su İstanbul’u besleyecek, bir an önce önlem almalıyız’’ diye konuştu. Melen Çayı kuruyor ÖZCAN YAŞAR İklim değişikliklerine bağlı olarak ülkemizde de yaşanan kuraklık, İstanbul’daki su sıkıntısına kısa ve orta vadede çözüm olarak görülen Melen Çayı’nın suyunu da etkiledi. Melen Çayı’nın su seviyesi yarı yarıya azaldı. Melen Suyu Projesi’ne bir engel de Düzce İl Genel Meclisi’nden geldi. Meclis, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönlendirilecek Melen suyundan “bedel” istemeye hazırlanıyor. Bahar aylarında gürül gürül akan Melen Çayı’ndaki su seviyesi, içinde bulunduğumuz günlerde geçmiş yıllardaki oranlara göre yarı yarıya azaldı. Mevsim normallerinin çok altında yağış düşmesi ve buharlaşma ve tarım amaçlı olarak kullanımı, İstanbul’un su sıkıntısına son umut olarak görülen Melen Suyu Projesi’nde tehlike sinyalleri vermeye başladı. Kış ve ilkbahar aylarında eni yer yer 810 metre genişlikte akan Me len Çayı, kuraklık ve öteki çevre koşulları nedeniyle 45 metreye kadar geriledi. İstanbul için başta AKP hükümeti ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tek umut olarak gördüğü Melen Çayı’nın daha önce yer yer 34 metreyi bulan derinliği de hızla azalan su seviyesiyle en yüksek noktalarda bile ancak 1.5 metre olarak ölçülebiliyor. Düzce ‘bedel’ ödüyor Melen Çayı’ndaki bir başka olumsuzluk da suyun Karadeniz’e döküldüğü noktada baraj olmaması. Suyun bir barajla toplanamaması nedeniyle Melen’in su tutma imkânı bulunmuyor. Sadece var olan su İstanbul’a verilebilecek. Kış aylarında suyun artması durumunda bile, Melen Çayı’nın suyu Karadeniz’e boşalacak. Melen Projesi, tamamlandığında İstanbul’a yılda 1 milyar 200 milyon metreküp su sağlayacak. Ancak şimdi yapılacak bypass ile İstanbul’a yıllık 220 milyon met reküp su basılabilecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin büyük umutlarla beklediği Melen Çayı’nın suyunun “bedelsiz” olarak verilmesi de Düzce İl Genel Meclisi’ni harekete geçirdi. Düzce İl Genel Meclisi’ne bir önerge sunan üyeler İbrahim Bilgin, Muharrem Tok, Kemalettin Mezarcı ve İbrahim Güney, Melen suyunun İstanbul’a belirli bir bedel karşılığında verilmesi için yasal girişim başlattı. Önergede, kendi köylerinde ve ilçelerinde su problemleri yaşayan Düzce kentinin su ve çevre kirliliği ile ilgili sorunlarına katkı sağlanması açısından İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İSKİ ve DSİ ile anlaşma yapılıp yapılmadığı konusunda ayrıntılı bilgi aktarılması da talep edildi. Melen Çayı suyunun belirlenecek bir bedel karşılığında İstanbul’a verilmesiyle ilgili önerge, konunun araştırılması ve bir rapor hazırlanması için Çevre ve Sağlık Komisyonu’na havale edildi. İstanbul’da küresel ısınma nedeniyle barajlardaki doluluk oranı son on yılın en düşük seviyesinde seyrederken kentin suyun dörtte biri “kaçak ve kayıp”larla yok oluyor. İstanbul’un suyunun son 7 ayda yüzde 27’si kayıp ve kaçak olarak kullanıldı. İSKİ tarafından İstanbullulara 1 Ocak–31 Temmuz tarihleri arasında 419 milyon metreküp su verildi. İSKİ’nin şehre 7 ayda verdiği suyun 110 milyon metreküpü kayıp ve kaçak kullanıma gitti. İstanbul’da şebeke sorunları nedeniyle kayıp olan su oranı yüzde 10’larda bulunurken, kaçak kullanım yüzde 17 seviyelerinde. İstanbul’a 7 ayda verilen 419 milyon metreküp suyun 40 milyon metreküpü tesisatlarda meydana gelen kırık ve sorun nedeniyle boşa giderken şehirde 70 milyon metreküp su da kaçak kullanılıyor. 2 Ömerli Barajı’na eşit 7 aylık kaçak ve kayıp su miktarı 2 adet Ömerli Barajı demek ve günde 2 milyon metreküpün üzerinde su tüketen İstanbul’un yaklaşık 55 günlük ihtiyacına eşdeğer. Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Eylem Tuncaeli, sorunun yerel yönetimlerin yanlış uygulamalarından kaynaklandığını belirterek şöyle konuştu; “Yerel yönetimlerin maalesef su politikaları yok. Yurttaşlara daha az yıkanmalarını veya yağmur duasına çıkacaklarını önereceklerine kayıp ve kaçak su oranlarını en aza indirsinler. Abonesiz, kaçak su kullanımı yerel yönetimlerin bilgisi dahilinde yapılıyor. Genellikle seçim öncesi bazı bölgelere elektrik ve su verilip abone yapmıyorlar. Daha sonra kaçak kullanım deyip işin içinden çıkıyorlar.” Fotoğraf: AA obursali?cumhuriyet.com.tr OTELLERDE SU KULLANIMI Gökçek’e istifa çağrısı Köylüler susuz kaldı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Balıkesir’in Dursunbey ilçesine bağlı Bayıryüzü Güney köyüne yaklaşık bir aydır su verilemiyor. Altyapı çalışmaları sırasında boruların patlaması nedeniyle susuz kaldıklarını belirten köylüler, “İçme suyunu bile kanalizasyon karışan dereden sağlıyoruz” dedi. Yaşanan su sıkıntısı nedeniyle köylüler 3 kilometrelik yoldan su taşımak zorunda kalıyor. Bundan önce de su sıkıntısı yaşadıklarını, şebekeye 34 günde bir su verildiğini vurgulayan yurttaşlar, “Köyde şu anda kanalizasyon kokusundan durulmuyor. Zor durumdayız. Zamanında devletin verdiği boruları da kendimiz döşemiştik. Suların tamamen kesilmesi, bizi çaresizliğe sürükledi” şeklinde konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dikmen Vadisi Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında, yıkımı yapılacak bazı gecekondu sahipleri, AKP Genel Merkezi yakınında eylem yaptı. Polis, gecekondu sahiplerinin eylem yapmalarına izin vermedi. Gecekondu sahipleri, “Halkın barınma hakkı var’’ yazılı dövizler taşıyarak Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’i istifaya davet eden sloganlar attı. Eylem sırasında AKP Genel Merkezi çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Turizmciler tasarruf arayışına girdi GÜRSU KUNT Hayvanlar suya hasret KUŞADASI (Cumhuriyet) Kuşadası Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın su kaynakları tamamen kuruyunca, hayvanlar yaşamlarını tehlikeye atarak yerleşim birimlerine inmeye başladı. 28 bin hektar alanı, 6’sı endemik 804 bitki türü, 30’u memeli onlarca çeşit sürüngen, 250 kuş türünün yaşadığı milli park sakinleri, susuzluktan sıkıntılı günler yaşıyor. Milli park çevresindeki beldeler ve köyler, yaban hayvanlarının suya yolculuğuna sahne oluyor. Hayvanlar, milli parka gelen tatilci ve piknikçiden umut bekliyor. Piknikçilerin arasına giren yaban hayvanları yiyecek içecek topluyor. Milli park çevresindeki köyler ve ilçelere inen yabani at, tilki, domuz, sansarlardan şanslı olanlar su bulurken deneyimsizler yakayı ele veriyor. ANTALYA Küresel ısınmanın yarattığı sorunlar, çevre konusundaki tutumları nedeniyle bugüne kadar ciddi eleştirilerle karşılaşan turizmcileri bile arayışa yönlendirdi. Kuraklığı dikkate alan turizmciler, su kullanımında tasarruf önlemlerine gidiyor. Daha az su kullanımı sağlayan hava basınçlı ve fotoselli musluklar, arıtmadan çıkan suyun bahçe sulamasında kullanılması bunlar arasında yer alıyor. Turizmin önemli merkezlerinden Bodrum’da su sıkıntısının artması üzerine belediye, içme suyu gereksinimini denizden karşılamanın arayışına girdi. Antalya’da şimdilik ciddi bir sorun bulunmuyor. Ancak turizmciler önlemlerini şimdiden artırdı. Pek çok tesis musluklarını, hava basınçlı olanlarla değiştirdi. Sadece bu yöntemle yüzde 2030 oranında su tasarrufu sağlanıyor. Ancak turizmciler özellikle bahçe sulamasında tasarrufa gitmenin yollarını arıyor. Bunun için pek çok tesis, arıtmadan çıkan suyu bahçesinde kullanıyor. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle