19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 TEMMUZ 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 İhbar Zehra Top: “Hırsından Meclis’te bardakları kıran Arınç’ın devlet malına zarar verdiğini ihbar ediyorum!” Ya ğ m u r E k i m AKP, sadaka dağıtıyormuş... “Zekâtları da kendisi topluyor!” KENDİNİ “büyük” gören medya, öyle küçük oyunların içine daldı ki; gazete manşetlerinden televizyon programlarına kadar yayılan İslamcı iktidarı yağlayıp yıkama çabası artık mide bulandırıyor. Aynı tipler kırık plak gibi kendilerini tekrarlayıp duruyor. Geçen gün, solcu geçinen “uzman” bir tip, kendini “tarafsız” ilan eden bir programda tuttu AKP’nin seçim vaatlerinin tümüyle gerçekçi, CHP’ninkilerin ise hayalci olduğunu yumurtladı! Farkındaysanız AKP’ye yamanan ne kadar dönek solcu varsa, bir programdan çıkıp ötekine giriyor, iki ağızları olsa birini öteki kanala gönderecekler! Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi Müge Karabağ, mesleğe adım atmadan bu iğrenç tabloyu sezen bir genç: “Son zamanlarda ‘Amerikalı’ yani AKP’li gazeteciler arasında çok moda bir cümle var; BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Erdoğan: ‘Sıçrama Devrindeyiz’. Devrin ilk hecesi tamam da, ötesine bakıyoruz! Zararlı Nami Tepe: “Genelkurmay’ın bildirisi ile borsa zarar etmiş. RTE, bir şeyleri daha satar, zararı kapatır!” ‘Ben Cumhuriyetin tehlikede olduğuna inanmıyorum’ diyorlar. Evet bu cümle o kadar moda ki televizyonda ağzını açan o gazeteciler hep bunu söylüyor, gazetelerinde AKP’nin en demokrat parti olduğunu yazıyor. Hatta, daha da ileri giderek Kemalizmin öldüğünü savunuyorlar. Bunu ABD’deki babalarına ve AKP’deki ağalarına güvenerek söylüyorlar elbette. Bu gazeteciler tek tiptir ama bir kısmı bir zamanlar solcu diye geçinen dönmedir, bir kısmı da doğuştan Cumhuriyet düşmanıdır. Benim düşünceme göre bunların işi gazetecilik değil. Bunlar Amerika tarafından pazarlanmış uşaklardır. Sürekli Amerikancı ve AKP’ci yazılar yazarak halkı kandırmaktadırlar. Öyle ki ülkemiz Medyacılar aleyhinde olan bir olayı ülkemizin yararınaymış gibi anlatırlar. Bu gazeteciler kendileri gibi halkı kandıran partilere hayrandırlar. İktidarın karşısında süklüm püklüm otururlar, geçmişinde hiçbir kötü iz bulunmayan politikacıların karşısında birden kabadayı kesilir ve gazeteci olurlar. Halbuki benim bildiğim gazeteci, halkı aydınlatan kişidir, halkı zehirleyen değil! Zehirlerini bile demokrasi adına akıtırlar. Sormak gerek; Cumhuriyet tehlikedeyse demokrasinin ne anlamı kalır? Kurulduğundan beri cumhuriyetimizin temel hedefi aklı ve vicdanı hür, özgür bireyler yetiştirmektir. Demokrasi de ancak özgür bireylerle yaşatılır. Cumhuriyeti kaybetmek demek, demokrasiyi kaybetmek demektir. Bizim bir Atatürk’ümüz ve bir Cumhuriyetimiz var; hiçbir güç bunları bizden alamaz!” Vietnam Sendromu! ABD’nin Vietnam’da savaşan askerleri, dönüşte çeşitli kriz yaşadı ve yaşattılar. Bir kısmı kendine yönelik saldırılar, intihar girişimleri, kişilik yıkılmaları yaşarken bir kısmı dışa dönük şiddet ve terör uyguladılar. Evinde karısını, çocuğunu dövme, öldürme; suç örgütlerine katılma, buralara bulaşırken ağır makineli tüfek kullanma gibi bir yığın absürd şeyler gelişti. Amerikan sineması buradan beslenerek çokça film yaptı. Bir sürü trajedi ve dram izlemişimdir. ABD’de bu yönde bir sürü psikiyatri kliniği ve askeri hastaneler çok etkin tedavi ve yeni yöntemler geliştirdiler. Savaş sonrası ruhsal bozukluklar olağandır. Ölüm korkusu, arkadaşını kaybetme, sevdiği komutanını kaybetme.. her biri genç insanlar üzerinde derin travmalar yaratır. Bundan daha olağan bir şey yoktur. Ancak sorumluluk sahibi devlet ve askeri yetkililerin buna etkin müdahalede bulunup tedbir almaları gerekir. Bunun en başta geleni psikiyatri kliniklerini geliştirmek, ücretsiz hale getirmek hatta evlerde psikiyatri destek üniteleri oluşturmaktır. Bizde harp cerrahi merkezleri gelişmiştir. Fizik rehabilitasyon merkezleri de gelişmiştir. Ancak psikiyatrik tedavi ve rehabilitasyon merkezleri hazırlanmamış ya da çok eksiktir. Ülkemiz 25 yıldır düşük yoğunluklu iç savaş yaşamaktadır. Bazen ateşi düşse de psiko travmatik yoğunluğu sürgit artmaktadır. Savaş olmasa da her an olacakmış gibi psikolojik gerginlik körüklenmektedir. Bu hem ulusal bazda, hem de asker ve askere alınacak yaştaki insanlarda ve onların yakın çevresinde psikolojik yıkım yapmaktadır. ??? Geçenlerde nihayet Genelkurmay Başkanımız Yaşar Büyükanıt Paşa savaşa gönderileceklerin özel eğitimlerden geçirilip profesyonelleştirileceklerini açıkladı. Bu çok geç kalmış ama alınması gereken doğru bir karardır. Gerilla taktikleri uygulayan terör örgütüne karşı nizami orduyla savaş zordur. Hem maddi külfeti ağır, hem manevi külfeti ağır bir çabadır. Ne yaptığını, niye yaptığını, nasıl yapması gerektiğini bilmezse, sadece askeri faaliyet sanırsa bizdeki gibi çok ağır sonuçlar elde edilir. Ajitasyon, propaganda, psikolojik ve askeri mücadelenin birlikte, orantılı ve koordineli yapılması gerekirken, askeri ucu sivriltilerek çoğu zaman karşımıza devlet terörü çıkmakta, mücadele alanını bölücü harekete nadaslanmış tarla gibi bırakmakta. Terör hareketi, silahlı propagandayı iyi yapmakta. Çoğu zaman da devlet kendi olanaklarıyla terör örgütünün propagandasını yapmaktadır. Savaşa giden unsurlarımız geriye ‘Kürt düşmanlığı’ ile dönmektedir. Kürt olmakla PKK’li olmak artık aynı anlama gelmektedir. Cephe gerisinde psikolojik harp devam etmekte ve bu durum kanıksanması bir yana bazı unsurların vazife çıkarmasına kadar gitmektedir. Kürtler bizim kurucu ve esas unsurlarımızdır. Kuvayı Milliye düşmana (işgalcilere) karşı bir örgütlenmeydi. Bir sürü yerde, eski askerlerin öncülüğünde yeniden Kuvayı Milliye örgütleri kuruluyor. Bizler de tiyatro izler gibi izliyoruz. ??? Masum bir şeymiş gibi gözüküyor. Oysa biz bölgenin güçlü bir devletiyiz. Bir milyonluk askeri ve polis gücü olan bir devletin sokaktaki basit çete örgütlenmesine ihtiyacı yoktur, olamaz da. Bunlara çanak tutanlar, göz yumanlar gaflet uykusundalar. Kaybettiğimiz sadece şehitler değil, gaziler, sağ dönenler; dönüşte psikolojik travmalı olanlar da ağır külfetiyle, ciddi kayıplarımızdır. Daha da mühimi Kürt unsurlarımızı kaybediyoruz. Kendilerini yalnız ve kimsesiz hissetmeye başlamışlar. Son günlerde anlatılan bir fıkrayla yazımı bitirmek istiyorum. Bu fıkra darbı mesel belki sorumluluk sahiplerini de uyandırır. “Diyarbakır’da bıçkının teki, vilayetin önünde parkta yatacak. Yer yok. Işıklandırılmış, havuz başı da olan Mustafa Kemal heykelinin dibine uzanır. Ceketini yorgan yapar, bıçağını da göğsünde tutar. Uyandığında bakar ki, ceket, bıçak yok. Heykele döner: Lo Musto Kemal sana güvendik eteğine sığındık. Nerdesin loo. Beni soydular haberin bile olmadı. Uyiyemisen lo?..” Bu trajediye izin vermeyelim. Bu devlet bütün unsurların tek sahibidir!.. [email protected]/Faks: 0212 672 71 71 DiboToki Gülhan Elmas: “AKP’nin seçim mitingleri TOKİ’nin kesesinden yapılıyor. Ali Dibo yolsuzluğundan sonra Ali Toki yüzsüzlüğü!” SESSİZ SEDASIZ (!) TKP, yasadışı örgüt sayılır mı? GEÇEN yılın sonuna doğru İstanbul Sarıgazi’de yapılan bir “basın açıklaması” sırasında Kader Şahin gözaltına alınıp “yasadışı örgüt üyesi” suçlamasıyla çıkarıldığı mahkemede tutuklanıyor ve Gebze Cezaevi’ne konuyor. Sonrasını araştırmacı Muzaffer Ayhan Kara anlatıyor: “Kader Şahin’in yasadışı örgüt üyeliğine ilişkin maddi bir kanıt bulunmadığı gibi Türkiye Komünist Partisi İstanbul İl Başkanlığı, Şahin’in parti üyesi olduğunu kanıtlayan bir belge sunuyor ama dikkate alınmıyor. Tutukluluğu süren Kader Şahin’in duruşması ekim ayına bırakılıyor ki bu Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Dondurma Muhsin Salman: “Oy almak için, kömür yerine bu yaz sıcağında neden dondurma dağıtmazlar ki? Nasıl olsa seçimin sonunda erimiş olacaklar!” durumda bir genç kız 10 ay hapiste yatırılmış olacak. Öte yandan da Türkiye Komünist Partisi, Anayasa Mahkemesi’nde varlığı kabul edilmiş, Yüksek Seçim Kurulu’nca tanınmış yasal bir parti olarak seçime katılıyor. Bir parti, yasal siyasi faaliyetlerde bulunur ve seçime katılırken parti üyesinin yasadışı örgüt üyeliği suçlamasıyla tutuklandığı bir ülke var mıdır acaba?” El Cevap: Dünyada üyelerinin her türlü suçlama ile kabarık dosyaları bulunurken bir partinin iktidara geçtiği başka ülke var mı ki böylesi de olsun! AKP gider, “semer”esi kalır! ‘Katı’dan ‘Ilımlı’ya MERİÇ VELİDEDEOĞLU Yıllarca, “Radikal Laiklik”, “Otoriter Laiklik”, “Katı Laiklik” derken şimdi de “Ilımlı Laiklik” gündeme konduruldu. Önceki “Ilımlı”nın, “Ilımlı İslam Devleti”nin içeriği, yaratıcısı ABD destekçisi AB tarafından açıklanmadığı gibi bu biçimlendirmeye yürekten sahip çıkan AKP iktidarınca da dile getirilmedi. Ne var ki, AKP’li yerel yöneticilerin uygulamalarıyla, iktidarın kadrolaşarak kamu kurumlarında, eğitimde v.ö. gerçekleştirdiği yapılanmalarla bu “ılımlı”nın anlamı yer yer ortaya kondu. Ama dinsel yaşam görünüm ve düzenlemelerinin aldığı bu yol “Ilımlı İslam” için bile yeterli görülmedi, yol sürdürülmeliydi, dolayısıyla bu noktada bu yolu kesen laikliğin üzerine gidilmeliydi; konu ürkütmeden, yumuşakça ele alınıp “Ilımlı Laiklik” piyasaya sürüldü.(*) Daha bu ilk aşamada “Ilımlı Lakiklik”ten ne istendiği ortaya konulduğu görülüyor. Önce laik devlette “dinin yeri vatandaşların vicdanıdır” görüşünün yanlış olduğu, dinlerin toplumsal yaşama yansıyan kurallar içerdiği belirtilip örnekler sunuluyor. Zekât ve sadaka vermek, hayır kurumlarına destek olmak, toplumdaki kötülüklere karşı çıkmak, insanları dini yaşamaya çağırmak gibi. Bütün bunların laik ülkelerde sınırsızca uygulandığı, buradan hareketle de bu ülkelerde dini cemaatlerin, tarikatların, dinsel fikir akımlarının serbestliği vurgulanıyor; dolayısıyla bu sözü edilenlerin, “Ilımlı Laiklik”in içeriğini oluşturduğu, bu uygulamaların Türkiye’de ancak bu “ılımlı” ortamda gerçekleşebileceği ileri sürülüyor. Bu denli gerçekdışı, bu denli zihinleri karıştırmayı amaçlayan bir “saptırma”nın görülmediği söylenebilir. Hangi birinden başlamalı: Türkiye bir dini örgütler, tarikatlar cenneti değil midir? Tarikat üyeleri, yandaşları TBMM’de, hükümette yer almıyorlar mı? Başbakan, cumhurbaşkanı (T. Özal) olmadılar mı? Yalnızca dinsel eğitim almış olan imamlar, bugün devlet yönetiminin her basamağında görevlendirilmiyor mı? TRT’nin başında kim var? İngilizler, papaz okulunda eğitilmiş bir köy papazına ulusal TV’leri, BBC’yi teslim ederler mi? Türkiye’de yurtlar, okullar, dershaneler; kısacası eğitim tarikatların eline geçmiş değil mi? Okullarda, devlet dairelerinde mescitler açılmadı mı? Cuma namazları için öğretmenler dahası öğrenciler derslere, devlet dairesindeki memurlar görevlerine ara vermiyorlar mı? Otuz gün ramazanda çalışma saatleri yeniden düzenlenmiyor mu? Bu uygulamalara hangi Batı ülkesinde rastlanır? Yine hangi Batı ülkesinde beşaltı yaşındaki çocuklar, kutsal kitabın bütününü kendi dilleri dışında ezberlemek için, ülkede oluşturulan on binlerce “İncil kursu”na gönderilmişlerdir? Uzatmayalım, bu örneklere daha pek çokları eklenebilir; bütün bunların başını alıp gittiği, laikliğin daraltılıp bunun sulandırıldığı Türkiye’de, alay eder gibi “zekât ve sadaka vermenin, hayır kurumlarına destek olmanın, tarikatların serbest olmasının” ancak “Ilımlı Laiklik”le sağlanabileceğini ileri sürmenin “saptırmama”nın ötesinde bir anlamı olmalı. Dedikleri “Ilımlı Laiklik”i de aşan bir durumun yaşandığı Türkiye’de, gözlerden ırak tutulması istenen, laikliğin dayanağı olan hukuksal alana gelip dayanılmasıdır. Artık atılacak bir adım, Yurttaşlar Yasası’nın (Medeni Kanun) toplumsal yaşamı düzenleyen ve bu konudaki 1460 yıllık dinsel dogmaları bütünüyle yadsıyan kuralları ile karşı karşıya gelinmesi demektir. Öte yanda “Ilımlı İslam Devleti”nin de gelip dayanacağı, ama aşmak isteyeceği sınırdır bu; çünkü kavramdaki “İslam” niteminin gerektirdiği yapılanmanın gerçekleşmesi için önünde sonunda bu adımın atılması kaçınılmazdır. Bunun için gerekli süreçte evire çevire kullanılacak olanın da “Ilımlı Laiklik” olduğunu söylemek pek de yanlış olmaz. Ama bütün bu “ılımlılıklar” durumunu da önümüzdeki seçim sonucunun belirleyeceğini dile getirebiliriz. (*) Mustafa Akyol, Radikal, 14.6.2007 ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 6 Temmuz www.mumtazarikan.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN İLAN ANTALYA 2.AİLE MAHKEMESİ’NDEN Mahkememizin, 2005/395 Esas ve 2007/155 Karar sayılı ilamı ile, 21/02/2007 tarihinde, Hatay İli, Kırıkhan İlçesi, Cumhuriyet Mahallesi, Cilt 3, Hane 20, Sıra 22, T.C. 34045571010 numaralı, Ali ve Mürsele’den olma, 02/08/1960 doğumlu Birsen ŞERBETÇİ ile aynı yer nüfusuna kayıtlı, 34081569804 T.C. numaralı Nurdoğan ve Yıldız’dan olma, 12/09/1959 doğumlu Mahmut ŞERBETÇİ’nin BOŞANMALARINA ilişkin verilen Kararın, Davalı Mahmut ŞERBETÇİ’ye ilanen tebliğ edilerek, son ilan tarihinden itibaren, yedi gün sonra ilanen tebliğin yapılmış sayılacağı ve tebliğ tarihinden itibaren, 15 gün içinde temyiz yoluna başvurmadığı takdirde, kararın kesinleşeceği hususu ilanen duyurulur. (Basın: 36609) Dosya No: 2007 7 Bir borçtan dolayı hacizli bulunan: Tapu Kaydı: KEMALPAŞA SEFA CAD, 1263 ADA, 22 PARSEL, 8 CİLT, 845 SAYFADA KAYITLI 1372 M2. KARGİR EV. Özellikleri: KEMALPAŞA MAH., Çamlı Sefa 41 evler, Papatya 1. Sok no: 7 adresindedir. Parsel üzerinde bir bodrum ve bir zemin kattan müteşekkil, kargir çatısı ahşap ve çatı örtüsü kiremit olan bir yapı mevcuttur. Bodrum katında, içinde kabinli duş, lovabosu ve klozeti bulunan bir oda ile yine bahçeden girişi olan kat kaloriferi için bir kazan dairesi mevcut. Zemin kata 78 basamakla çıkıldığında, bu katta geniş iki kanadı ahşap giriş kapısından ulaşılan, L şeklinde alt üst dolaplar kaplama hazır tip tarzındadır. Mutfaktan, üstü ahşap ve şıngıl kaplı pergolesi bulunan büyük bir terasa çıkılmaktadır. Salonda yine pergolesi olan büyükçe bir ayrı terasa çıkış mevcuttur. Yatak odalarından birinden de yine aynı tarz başka bir terasa çıkış mevcuttur. Bu yatak odası ve salon deniz cepheli ve panoramiktir. Tüm binada duvarları alçı sıva üzeri saten boyalıdır. Tüm mekânlarda aydınlatma spot tarzıdır. Kartonpiyer tüm binada uygulanmıştır. Binada giriş, koridor, salon mutfak laminant parke, iki yatak odasının zemini ise tam boy halı kaplıdır. Teraslar ve banyo zemini ile duvarları seramiktir. Banyoda duşa kabin vardır. Elektrikle kat kaloriferi sistemi mevcuttur. Bahçe 4 aşamalı teraslanmış şekildedir. Bahçe istinat duvarları taş örmedir ve yer yer demir ferforje uygulanmıştır. Bahçe kısmında yaklaşık 35 m2. civarında zemini taraverten mermer lan üzeri ahşap malzeme ile kaplı bir barbeküsü bulunan, üç tarafı açık bir mekân bulunmaktadır. Bahçe girişinden itibaren eve ulaşan yol ve tüm merdivenler traverten mermer olup, bahçenin orta kısmında etrafı traverten mermerle kaplı bir yüzme havuzu bulunmaktadır. Bahçeye giriş kapısı ve garaj kapısı demirdir. Ayrıca 3 araçlık bir otopark yeri de bahçede yer almaktadır. Bahçede yine hidrafor ve su deposu bulunmaktadır. Yaklaşık tabanda oturma alanı 100 m2’dir. İmar Durumu: Bursa Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan izin alınmak suretiyle 6.50 metre yükseklikte iki kat, ayrık nizam bina yapımına müsait taşınmazda “Çamlık yeşil karakterli kentsel Sit Yapılanma koşulları geçerlidir.” Değeri: 1.000.000,00 YTL Satış Saati: 14.00 14.10 Açık artırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir. Satış Şartları: 1 Satış, 21.08.2007 Salı günü yukarıda yazılı saatler arasında AYVALIK İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetinin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartiyle 31.08.2007 Cuma günü yukarıda yazılı saatler arasında AYVALIK İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’nde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetinin %20’si nispetinde pey akçesi (T.Lirası veya devlet tahvili dışındaki döviz kabul edilmeyecektir.) veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeleriyle on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu siciliyle sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse, İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilmiştir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren, herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ile satış ilanın tebliğ edilemeyen alakadarlara tebliğ yerine kaim olacağı ilan olunur. 25.06.2007 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 36586) AYV ALIK İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Geceleyin ateş çevresin 1 de davul zur 2 na eşliğinde 3 oynanan bir halk oyunu... 4 5 Çemberin çevresinin 6 çapına oranı7 nı gösteren sayı. 2/ Batı 8 Anadolu köy 9 yiğidi... Kir1 2 3 4 5 6 7 8 9 pik boyası. 3/ ÇiçekT leri katmerli ve mor 1 Ç E V İ R M E S K A renkte olan bir tatu 2 A B A R A la türü. 4/ Kadınlara 3 P A N İ K A T A K düşkün, zampara er 4 A B M A V E R A kekler için kullanı 5 Ç İ L M A T İ Z T İ A lan sözcük. 5/ Eski 6 U L A Ş P A R A K A den uzay boşluğunu 7 L doldurduğu varsayı 8 G A P A R D Ü lan esnek madde... 9 F O S Y A B A N Rütbesiz asker. 6/ Bir alay işareti... Küçük erkek kardeş. 7/ Bir cetvel türü... Musul kenti yakınında,Yezidiler tarafından kutsal sayılan hac yeri. 8/ Boru sesi... Civcivlikten çıkmış tavuk. 9/ İşaret olarak yere dikilen çubuk... “Kaddi dildâra kimi dedi kimi elif/Herkesin maksudu bir amma rivayet muhtelif ” (Kanuni Sultan Süleyman). YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Ağızdaki kokuları gidermek için çiğnenen baharlı bir madde... Uzaklık anlatmakta kullanılan söz. 2/Bir işi yerine getirme... Yergi, hiciv. 3/ Gaziantep ve Kayseri yöresine özgü, yoğurt tatlısına benzer bir hamur tatlısı. 4/ Ceviz büyüklüğünde bir domates cinsi... Bir nota. 5/ Asya’da bir ülke... Güreşte bir oyun. 6/ Bir ilimiz... Mesafe. 7/ Yeni Zelanda’nın yerli halkı. 8/ Giysilerde içeriye doğru daraltılarak dikilmiş bölüm... Bir soru sözü. 9/ Vilayet... Oyunda, özellikle pokerde hile yapan kimse. CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle