23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ 2007 PAZAR 4 HABERLER NİHAN İNAL DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Yüzde 82’si kayıt dışı Seçim Aynı Zamanda Vazgeçmektir de... Sevgili, Belki de sandık başına gidip, seçimini çoktan yapıp döndükten sonra okuyorsundur bu mektubu. Seçim demokrasilerin temeli, onsuz olmazı, zorunlu koşulu, ama tek başına yeterli de değil. Her neyse, bu konuları geçmişte çok konuştuk, gelecekte daha da çok konuşacağız. Ben bugün siyasal olmayan, sandık başında değil, ama her insanın yaşamında birçok kez karşılaştığı seçimden söz edeceğim. Yaşam birbirini izleyen seçimler zincirinden oluşur bir anlamda. Bir hayat ne denli renkli ve zengin ise o denli çok ve çeşitli seçimle dolu demektir. Yaşamı boyunca kendisine dışarıdan ve yukarıdan söylenene uymuş insanlar bile seçim yapmışlardır. Yaşam bir seçimler sürecidir, ama kendisi seçim değildir. Ne dünyaya gelmeyi biz seçiyoruz ne de gitmekle gitmemek arasında bir seçim yapma şansımız var. Doğum ile ölüm parantezi içindeki yaşam seçimler sürecidir, diyebiliriz. Kaderin var olduğunu ileri sürenler bile kişinin özgür seçim hakkı ve yeteneği olduğunu kabul ederler. Tanrı’nın çizdiği kader var ise kişinin nasıl günahkâr olabileceği sorusunun yanıtı, şimdi burada uzun uzun ayrıntılarına girmeyeceğim, iradei külliye ve iradei cüziye olgusunda yatar. Yine de kişinin seçiminde tümüyle özgür olabilip olamayacağı konusunda ciddi kuşkularım olduğunu söylemeden edemeyeceğim. ??? Özgür seçim için her şeyden önce, olasılıkları iyi değerlendirebilmek gerek. En bilginimiz için bile bilginin sınırları acaba nereye kadar varıyor? Bilgimiz o denli sınırlı ve o denli değişken ki doğru seçim de zamanına göre değişiyor. Örneğin dünyanın yuvarlak olduğu bilgisine sahip olmayan bir toplumda Colombe gibi batıya giderek doğuya ulaşmayı (hoş, ulaşamayıp batıda kalmıştır ya...) seçmedeki doğruluğu kavramak olası mı? Matematikte a üssü 1 uzunluğu, a üssü 2 yüzeyi, a üssü 3 hacmi belirtiyor. Üç boyutlu bir düşünce yetisine sahibiz. Ama doğada a üssü 4 de var, a üssü n de... Yani biz çok boyutlu bir evrende, üç boyutlu düşüncelerimizle yapıyoruz seçimlerimizi. O zaman, seçimlerimizi yeteri bilgi ile yaptığımızı nasıl ileri sürebiliriz? Bu durumda en iyisi, sınırlarımızı ve haddimizi bilerek her türlü seçimden kaçınmak da olamaz. Çünkü yaşamak için hareket etmeye, hareket etmek için seçim yapmaya mecburuz. Bizi insan yapan seçimlerimizin doğanın programladığı içgüdülerimizin değil, aklımızın ya da aklımız sandığımızın sonucu olması değil mi? Bilgimizin ve düşünce yetimizin sınırlarını bırakalım bir yana. Bir de onların kendi sınırları içinde nasıl etki ve baskı altında olduğuna bakalım. Yaşadığımız toplum, ailemiz, kusurlarımız, aklımızın ışığına yabancı olan yüreğimizin itileri, tutkularımız, geçmişten gelen tepkilerimiz, içinde bulunduğumuz zorunluluklar bizi aklımızla salim bir karara varabilmek için özgür bırakıyorlar mı ki? ??? Seçim kavramını da tam ve sağlam olarak algıladığımızı sanmıyorum. Seçmek, yalnız birini almak, tercih etmek değil, aynı zamanda onun kadar da önemli olarak birçok şeyden vazgeçmek, onları bırakmak eylemini ya da tercihini içeriyor. Platon ölüp Hades’te zamanını doldurduktan sonra, yeniden dünyaya dönmek üzere Ere Irmağı’nı bir kez daha geçmeden önce, yazgısını seçen insanları anlatırken geçmiş yaşamını iyi geçirmiş olanların daha az özenli, acı çekenlerin ise daha dikkatli olduklarını anlatır. Buradaki dikkat, vazgeçilenlerin, bir yana bırakılanların ne olduğunun, ne anlam taşıdığının iyice düşünülmesinin ürünü. Onun için derim ki, seçerken yalnız seçtiğini değil, bıraktıklarını da düşünerek çok dikkatli davranmak gerek. Ama bir kez seçimini yaptıktan sonra da ona sahip çıkmalı, iç huzuruna kavuşmak için. Bir çocukluk dostum vardı, Memduh adında. Memduh, sık sık pek de düşünmeden kararlar alır, sonradan pişman olur, yakınırdı. Yine böyle bir kararının ertesinde, çoğu zaman olduğu gibi ağlaştığı bir sırada, bilge dostum Yılmaz, dayanamayıp ona şunları söyledi: Bak Memduh, kendi iradenle doğru ya da yanlış, bir seçim yaptın. Şimdi rahat etmek istiyorsan, doğru dürüst bir adam gibi seçimine sahip çık! Yılmaz bunları bizim uçarı Memduh’a söylüyordu, ama benim kulağıma küpe oldu. O günden beri, seçimlerime sahip çıkmayı öğrendim. Arada sırada unutur gibi olduğumda da yine Yılmaz’ın sözlerini anımsıyor, seçimlerime sıkı sıkıya sarılıyorum. Böylelikle aklımı da nahak yere suçlama durumuna düşmüyorum. Çalışan çocuk sayısı artış gösterdi Yoksulluk nedeniyle sokakta çalışan çocuk sayısı her geçen gün artış gösterirken özellikle yaz aylarında bu sayı daha da yükseliyor. Gelir düzeyi düşük olan ailelerin çocukları en güzel yaşlarında sokaklarda satış yapmaya zorlanıyor. Uzmanlar sokakta yaşayan ve çalışan çocukların geleceklerinin karartıldığına dikkat çekerek bu çocukların uyuşturucu bağımlısı ya da suç işleme potansiyeli yüksek gençler olabileceğini vurguluyor. Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İşgücü İstatistikleri Veri Tabanı’nı kullanarak geçen yıl hazırladığı “Kayıtsız Gençler” raporu gençleri mercek altına alıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Sosyolog Prof. Dr. Nilüfer Narlı, okulların yaz tatiline girmesi ile küçük yaştaki çocukların çalışmaya zorlandığını belir terek Türkiye’de çocuk işçi sayısının çok fazla olduğunu dile getirdi. Prof. Narlı çocukların zihinsel, fiziksel ve cinsel istismara maruz kalarak çalıştırıldığının rapor olarak ortaya konulduğunu söyleyerek, “İRO sözleşmesine göre 15 yaş altında çalışan çocuklar kayıt dışı çalışıyor. Yasaları ihlal ediyorlar” dedi. Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) İşgücü İstatistikleri Veri Tabanı’nı kulla narak geçen yıl hazırladığı “Kayıtsız Gençler” raporu ise çocukların küçük yaşta çalışmasının yanında, çalışma koşullarının zorluklarınıda gözler önüne seriyor. ATO’nun yaptığı ankete göre, çalışma hayatında yer alan 1519 yaş grubundaki her 100 gençten 82’si, 2024 yaş grubundaki her 100 gençten ise 54’ü kayıt dışı çalışıyor. Kayıt dışı çalışan gençlerin yüzde 43’ü ise haftada 60 saatten fazla çalışmak zorunda kalıyor. asirmen?cumhuriyet.com.tr İstanbul’da çete operasyonu ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’un çeşitli ilçelerinde, çok sayıda hırsızlık olayına karıştığı ileri sürülen şebekeye yönelik düzenlenen “Gece Kuşu’’ adlı operasyonda 8 kişi gözaltına alındı. Polis, Bakırköy, Beşiktaş, Kadıköy ve Ümraniye başta olmak üzere çeşitli ilçelerde meydana gelen ev ve otomobil hırsızlığına karışan kişileri yakalamak amacıyla operasyon düzenledi. “Hırsızlar’’, “çalıntı mal alıp satanlar’’, “çalıntı oto kanadı’’, “şoför’’ gibi gruplardan oluştuğu kaydedilen şebekeye yönelik operasyonda, çeşitli ziynet eşyası ve elektronik cihazlar ele geçirildi. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle