19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 2007 CUMARTESİ 14 KOBİ Üretici ile tüccarı aynı kefeye koydular Biri kadın girişimcilerinin sesi KAGİDER’in (Kadın Girişimcileri Destekleme Derneği) başkanı Gülseren Onanç... Diğeri Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı’nın (TOSYÖV) Başkanı Hilmi Develi.... Üçüncüsü ise 9 yıl Taşıt Araçları Yan Sanayii’nin başkanlığını yaptıktan sonra şimdi Danışma Kurulu’nda hizmet veren, aynı zamanda TOBB ve İSO’da otomotiv meslek komitesi başkalığını ve TTGV’de yönetim kurulu üyeliğini sürdüren bir isim; Bayraktarlar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Bayraktar. Onları Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği toplantıda aynı masada buluşturan ortak konu tabii ki yaklaşan seçimler ve partilerin iş dünyasına yönelik politikaları, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin küresel ölçekte rekabet güçlerini koruyabilmeleri için neler yapıldığı ve nelerin yapılması gerektiği. 200 binin üzerinde istihdam sağlayan 215 üyeli, bütünüyle kayıt içinde olan ve dünya standartlarında üretim yapan Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) eski başkanı Bayraktar ve 5 bin 800 üyeli TOSYÖV’ün Başkanı Develi’nin en fazla yakındıkları konu AKP hükümetinin üretici ve tüccarı aynı kefeye koyması. Hilmi Develi’ye göre AKP iktidarı kendi hedef kitlesine yönelik olarak önceliklerini belirledi. Hedef kitlesi de tüccar olduğu için imalatçı, üretici onların ilgi alanına fazla girmedi. Dolayısıyla istihdam ve yeni yatırımlar öncelikleri arasında yer almadı. Bayraktar da aynı görüşü savunurken şunları ekliyor: “Hem istihdam artsın diyorsunuz hem de yatırım indirimini kaldırıyorsunuz, bu çelişki yaratıyor. Hükümet kurumlar vergisini düşürdü bu son derece olumlu ama bir başka yanlışı yaptı. Yatırım indirimini kaldırdı. Tüccar ile aynı kefeye koyamazsınız ki üreticiyi. Yeni seçilecek hükümetin bu Biri kadın girişimcileri, biri KOBİ’leri, diğeri ise otomotiv yan sanayiini temsil ediyor. Ancak üçü de AKP’nin iş dünyasına yönelik tüccar mantığıyla yapılan uygulamalarından rahatsız KAGİDER Başkanı Onanç: Kadın istihdam politikası istiyoruz “Ne yazık ki hiçbir partinin programı içinde kadın girişimini desteklemeye yönelik belirlenmiş bir politika bulunmuyor.” “Türkiye’de kapsamlı bir kadın politikası yok. Kadın istihdamını artırmaya yönelik politika önerileri içinde yer alan girişimcilikle ilgili çalışmalar ne yazık ki başarılı sonuçlar vermedi. Kadınların kayıtlı malvarlıklarının olmaması krediye ulaşımlarının önünde büyük engel teşkil ediyor. Örneğin üzerinde tapu kaydı olan kadın sayısı yalnızca yüzde 9. Ayrıca eğitimde de fırsat eşitsizliği, verilen tüm sözlere karşın sürüyor” diyen KAGİDER Başkanı Gülseren Onanç, “Bu yüzden kadın girişimciliği kadınlara yönelik genel bir istihdam politikasından veya kadınların güçlenmesini amaçlayan bir yaklaşımdan yalıtılmış olarak tek başına ele alınmalıdır” diye konuştu. Onanç’a göre kadın politikası konusunda pozitiv ayrımcılık şart. Ancak ne yazık ki hiçbir partinin programı içinde kadın girişimini desteklemeye yönelik belirlenmiş bir politika bulunmuyor. KAGİDER olarak önümüzdeki 2 sene için kadın istihdamını artırmaya yönelik bir fon oluşturduklarını belirten Onanç, farklı sektörlerle bu fon konusunu paylaşacaklarını vurguladı. Onanç, kadınların iş kurma süreçlerinde finansal olarak alacakları desteğin prosedürlerinin hafifletilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. ? AKP iktidarı kendi hedef kitlesine yönelik olarak önceliklerini belirledi. Hedef kitlesi de tüccar olduğu için imalatçı, üretici onların ilgi alanına fazla girmedi. Dolayısıyla istihdam ve yeni yatırımlar öncelikleri arasında yer almadı. nu yeniden değerlendirmesi gerekiyor. Yatırım indirimi şu demek ‘yatırım yapar, kâr eder ve vergiden avantaj sağlarsınız’. Yatırım demek istihdam demek. Demek ki hükümet istihdam yaratmanızı yatırım yapmanızı ve kâr etmenizi istemiyor. Bugün tüccar ve ithalatçı en kolay işi yapıyor.” nın yüzde 5 olarak belirlenen oranının Mısır’ın seviyesinden bile düşük olduğunu söyledik. AB ortalaması ise yüzde 60. Aldığımız yanıt: Ne güzel demek ki Türkiye’nin ekonomisi iyiye gidiyor ve erkekler eşlerini çalıştırma ihtiyacı hissetmiyorlar” oldu. Bayraktar’ın bir diğer eleştirisi de Türkiye’nin katma değer konusundaki öngörüsüzlüğü: Verilen destek, yaratılan katma değere ve artan istihdama bağlı olmalı. Somut, net katma değer kritik bir konu ve bunun artırılması gerekiyor. Türkiye son derece güçlü bir otomotiv yan sanayii olmasına karşın güç kaybediyor. Örneğin kablo üretimi Türkiye’den çıktı. Aynı şekilde oto tekstilde de yaşanıyor. Koltuk kılıfı katma değeri yüksek bir iş, yüksek işçilik gerekiyor. Ancak istihdam üzerindeki vergi yükü pahalı olduğu için Macaristan, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelere kayıyor” diyor. Katılımcıların dikkat çektikleri bir diğer husus da “kayıt dışının azalacağı yerde artıyor olması”. Hilmi Develi “Bu, bizi üzüyor; bu, Türkiye’nin gidişatı açısından iyi değil” derken Bayraktar “Bu durumu bir ISO toplantısında Sayın Başbakan’a anlattık. Başbakan da kabul etti topyekun mücadele gerektiğini belirtti ve çözüm olarak şunu önerdi “Siz de boş durmayın komşularınızı şikâyet edin’ dedi. Bu anlayışla kayıt dışı önlenebilir mi” diye soruyor. Katma değer dışarı gidiyor KAGİDER Başkanı Onanç ise AKP hükümetinin kadının iş yaşamı içinde olması konusunda ne denli büyük bir kayıtsızlık içinde olduğunu şu sözlerle anlatıyor: “Toplantılarımızdan birinde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Babacan konuğumuzdu. Kendisine istihdama kadının katılımının sürekli olarak düştüğünü söyledik ve kadın girişimci oranı Bayraktarlar Holding Başkan Vekili Ahmet Bayraktar ‘Nitelikli insan gücü hâlâ büyük sorun’ Birkaç şapkayı birden taşıyan bir kişi Ahmet Bayraktar, sanayici deneyimini ve birikimini çeşitli sivil toplum kuruluşlarına da aktarıyor. TTGV üyeliği, ISO ve TOBB otomotiv meslek komitelerindeki başkanlıkları ile sektörün sorunlarını çok yakından takip edebildiği için söyledikleri önemli. “AB inancımızı yitirdik. Sadece kendilerini düşünüyorlar. Türkiye’yi kazanmak değil, oyalamak uğruna yapılıyor her şey” derken Türkiye’nin kendi sanayi politikasını oluşturması ve rekabet gücünü artırması gerektiğini vurguluyor. Bayraktar’a göre araç üretimi için Türkiye’ye gelen yabancı sermaye Türk insanı için geliyor. Üstelik sadece Türkiye ile sınırlı kalmıyor, Türk çalışanlarını ve hatta yöneticilerini global pazar içinde değişik ülkelere de götürüp orada istihdam ediyor. Bayraktar “Bunun değerini bilmeliyiz” diye konuşuyor: TAYSAD üyelerinin özelliği, büyük otomotiv firmalarına parça üreten şirketler olmaları. Tamamı kayıt içinde ve global standartlarda üretim yapıyor. Şu açıkça anlaşıldı ki, Türk insanı iyi bir sistemin içinde, daha doğrusu doğru tanımlanmış ve uygulanabilir bir sistemin içinde olduğunda yüksek performans sağlamak çok daha kolay. Şunu unutmayalım biz güçlü yanlarımızı bilemezsek ve o noktaları geliştirmezsek global olma iddiamızı sürdüremeyiz. İnsan boyutu son derece önemlidir ve kalıcı hale getirilmesi lazım. İşgücü üzerindeki işveren maliyeti bu yüzden önemli. Bugün bu nedenden dolayı İspanya’da bile ufak vida daha ucuz. Siyasilerin bunun üzerinde durması gerek.” Bayraktar’ın dikkat çektiği bir diğer husus da nitelikli ara eleman konusunda Türkiye’nin ciddi bir sıkıntı içinde olması. Bu yüzden hem organize sanayi bölgelerinin hem de onların içinde meslek liselerinin açılmasının önemli olduğunu söylüyor. TAYSAD’ın Gebze’de kurduğu İhtisas Organize Sanayi Bölgesi içinde kurulan meslek lisesi bu açıdan önem taşıyor. Bayraktar seçim sürecinde partilerin hazırladıkları programlarda sanayinin gerçek sorunları ile ilgili vaat dışında gerçek çözüm önerileri içeren unsurların bulunmadığını da sözlerine ekliyor. Sanayiüniversite ve sanayimeslek lisesi işbirliğinin daha iyiye gittiğini ancak bunun yeterli olmadığını ve süratle, çok daha iyi olmak zorunda olduğunu belirtiyor. TOSYÖV Başkanı Hilmi Develi: Oluşmuş sanayi politikası yok ? Önümüzdeki dönemde KOBİ’lerin finansman sorunları çok daha artacak. KOBİ’ler bankalardan kredi falan alamıyor. Anadolu Yaklaşımı ise tam bir rezalet. Son 5 yıl içinde kayıt dışındaki büyüme arttı. Çünkü vergideki karmaşa devam ediyor. Ben bunu 5 bin 800 üyeli bir vakfın başkanı olarak söylüyorum. Mevcut politikalar Türkiye’yi ileriye götüremez. Hâlâ sektörel ve bölgesel bir sanayi politikası yok. Tabii belli başarılar ve uygulamalar var ama bunlar bölük pörçük. Buzun üzerine yazı yazmaya benziyor. Üretim boyutu ön planda olmayan bir zihniyetin sonucu rekabet gücümüz azalıyor. AB 6. Çerçeve’nin ardından 7. Çerçeve’ye geçildi, ancak bir öncekinden bir ders alınabildi mi? Hayır. TÜBİTAK bocalıyor. Hükümet ArGe için önemli bir kaynak aktardı ama paranın nasıl kullandırılacağına ilişkin inanılmaz bir bocalama yaşanıyor. Halbuki kaybedecek zaman yok. Önümüzdeki dönemde KOBİ’lerin finansman sorunları çok daha artacak. KOBİ’ler bankalardan kredi falan alamıyor. Anadolu Yaklaşımı ise tam bir rezalet. Halk Bankası’nın elinde çok iyi bir kaynak var, ancak ne yapılıyor; banka özelleştiriliyor. CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle