15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 HAZİRAN 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Uyarı Karadeniz Ereğli’de Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nun Müdürü İzzet Şahin, 31 Mayıs 2007 tarih ve 040/752 sayılı yazıyla tüm öğretmenleri Fethullahçı okullar aleyhine konuşmamaları için uyarmış olabilir mi? Ya ğ m u r E k i m Partiler vitrin değiştirmiş... “Batan geminin malları bunlar!” DEVİRDİĞİ hızlandırılmış trenle malul AKP iktidarı, şimdi de İstanbulAnkara arasında “hızlı tren” iddiasıyla gösteri yapmaya kalkışıyor. Bu konuda bir de Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası İstanbul 1 numaralı şubesinin açıklamasına bakalım: “İki etaptan oluşan projenin 1. etabı AnkaraEskişehir etabıdır. Şu an için SincanEsenkent arasının fiziki gerçekleşmesi yüzde 15 civarındadır. HasanbeyEskişehir arası daha projelendirilmemiştir. Bu etapta, sadece EsenkentHasanköy arasında yol yapımı bitmiş, yani hızlı tren hattı ne Eskişehir’e ne de Ankara’ya ulaşmıştır. Yolun inşaat halinde olmasından daha önemlisi, güvenlik için olmazsa olmaz koşul olan ihatalar yapılmış değildir. Yarı yapılmış bu yola bir insan ya da canlı çıkması durumunda kaza olması kaçınılmazdır. Sinyalizasyon sistemi yapılmamıştır, PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU PKK filmini Soros desteklemiş. Demek ki, açık toplum, teröre de açık olacak! Çamur Nami Tepe: “İmam hatipler dışındaki liseler fuhuş yuvasıymış. 9 yaşındaki kız çocuğuyla gerdeğe girmeyi uygun gören zihniyetin atacağı çamur ancak böyle olur!” elektrifikasyon sistemi sadece bir hat üzerinde tamamlanmıştır. AnkaraEskişehir 1. etap inşaatı İspanyol OHL firmasına ihale edilmiştir ve bu firma sözleşme gereği, inşaatın tüm yönleriyle bitiminden sonra deneme/test yapmak ve yolu sıfır hata ile teslim etmek zorundadır. Bu gerçeğe rağmen, İtalyan konsorsiyumuna ait toplama bir hızlı tren seti 3.2 milyon Avro’ya dört aylığına kiralanmıştır. Bu deneme başarılı olsa bile İspanyol firma yeniden testleri yapacaktır. Dolayısıyla, TCDD ve Ulaştırma Bakanlığı göz göre göre 3.2 milyon Avro’yu heba etmiştir. TCDD, kendi personeline güvenmediği için, kiralanan diziyi kullanması için İtalya’dan makinist getirtmiştir. Hızlı tren Bu zihniyet, daha önce ‘doktoruna güvenmeyip, dışardan doktor ithal eden’ zihniyetin bir devamıdır. TCDD tarafından, ‘saatte 250 kilometre hızla denemelere başlıyoruz’ denmesine rağmen kiralanan diziler, 7075 kilometre hızı geçememiştir. AnkaraEskişehir 1. etap inşaatının yapımı için projede öngörülen bedel 437 milyon Avro’dur. Ancak, inşaatı hâlâ devam eden bu etap için harcanan para 1 milyar 200 milyon Avro’yu bulmuştur ve sadece bu etabın bitirilebilmesi için görülen miktar 1 milyar 500 milyon Avro’yu geçecektir. TCDD Genel Müdürlüğü’nün, inşaatı yapılan yolu denemekten öte, 2004 yılında ‘hızlandırılmış katliam’ başarısızlığını örtmeye çalıştığı ortadadır. Bu iktidarın en büyük başarısı, halkı çok rahat kandırması! Hızlı tren küçük bir örnek. Düşünceler 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan genel seçimlerden bir süre önce, 28 Ağustos günü bu köşede şunları yazmışım: “…Türkiye solunun son 25 yıllık tarihinin her açıdan bir ‘yanlışlıklar’ ve ‘yanılgılar’ tarihi olduğunu yadsıyamıyorum ne yazık ki... Bugün seçim anketlerinde ilk sırada gösterilen Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, geniş toplum kesimlerinin sorunlarına sahip çıkmakta yetersiz kalan ‘sol’un açtığı boşlukta gelişip güçlendiğini, ortada ‘liderim’ diye dolaşan eski yüzlü politikacıların tümünün bu olumsuz gelişmede payı olduğunu biliyorum. Ne var ki ‘takıyyeci’ naturasında hiçbir değişiklik olmayan AKP’nin iktidar olasılığı birçok yurttaşımız gibi beni de korkutuyor. Askeri darbelerle, terörle, mürteci kalkışmalarıyla dolu yakın tarihimiz bize şimdiye kadar nasıl ‘olağan’ bir seçim şansı bırakmadıysa, sanırım bugün de bırakmıyor. Bu nedenle 3 Kasım seçimlerinde AKP’nin önünü kesmesi en olanaklı görünen ‘sol’ partiyi desteklemeye zorunlu hissediyorum kendimi. İtiraf etmeliyim ki, korkum aklıma ağır basıyor. Yüzde 10 barajı ve seçim ittifakı yasağı hiç kuşkusuz ki demokrasimizin ayıpları, fakat IMF sarmalına girmiş, ekonomisi can çekişen, borcu boyundan büyük ülkemin ve beli bükük halkımın ‘İslamcılaik’ çatışmasından kaynaklanacak yeni gerilimleri, yeni belirsizlikleri taşıyamayacağını; boşa giden her oyun AKP’yi biraz daha güçlendireceğini düşünüyorum...” Ne yazık ki bunun bir yararı olmamış, verilen oyların yüzde 40’tan fazlasının çöpe gittiği seçimlerde AKP, oyların yüzde 34’ünü alarak TBMM’deki sandalyelerin yüzde 66’sına sahip olmuştur. Beş yıla yakındır bu garabetin sonuçlarını yaşıyoruz. Bunun sorumlusu AKP midir? Hayır, AKP, 12 Eylülcü kafaların ektiği tohumların ürününü almıştır yalnızca. Dolayısıyla bu konudaki eleştiri okları başka odaklara yöneltilmelidir. Demokratik Sol Parti gibi Cumhuriyet Halk Partisi de bu garabetin ortadan kalkması, barajın yüzde 5’e çekilmesi, seçim sisteminin normalleştirilmesi yolunda kılını kıpırdatmamış, 2002 seçimlerinde laik seçmenlerin “şeriat korkusu”na oynamıştır. Sonuçta yüzde 19 oy alarak TBMM’de ana muhalefet partisi olarak yer almıştır. ??? Laik olmayan bir demokrasi düşünülemez, fakat emeğin sermaye ile eşit koşullara sahip olmadığı bir ülkede gerçek demokrasi hiç gerçekleşemez. Bugün çektiğimiz siyasal sıkıntıların, ülkemizin içine düştüğü siyasal krizlerin başlıca nedenlerinden biri de budur. İdeolojisizlik son çözümlemede toplumun siyasal intiharı anlamına gelir. Cumhuriyet Halk Partisi bünyesinde çok sayıda iyi niyetli insanlar bulunmasına karşın, ideolojisiz ve hızla “merkez”e kayan, iktidarı merkez için yarışan öbür siyasal kümelenmelerle itiş kakışta gören bir partidir. Vitrinlediği yeni CHP’liler de bunun göstergesidir. Görüldüğü kadarıyla seçim propagandasını “laikliklaiklik karşıtlığı” ekseninde sürdürecektir. Varlıklarını laik, demokratik Cumhuriyetle özdeşleştiren sosyalistler ne yapacaklardır? Ne yapmalıdırlar? Geçen seçimlerde olduğu gibi köşeye sıkıştırılmışlık duygularıyla, korkularla, “kötünün iyisi” diyerek gidip emek için, emekçiler için hiçbir umut vaat etmeyen, CHP’ye sırf “laikliği savunduğu” için oy mu vereceklerdir? Vermeli midirler? CHP’nin Yaşar Okuyan gibi eski bir MHP’liye, İsmail Amasyalı gibi eski DYP’li bir “Süleymancı”ya kucak açarken güç birliği arzusunu sayısız kez dile getiren, seçimlere katılmayacağını açıklayan Sosyaldemokrat Halk Partisi’ni, SHP’yi dışlamasını, Murat Karayalçın ve arkadaşlarını muhatap kabul etmemesini, milletvekilliği adaylığı için Ercan Karakaş gibi inançlı sosyal demokratları aklına bile getirmemesini hiç düşünmeyecekler midir? Düşünmemeli midirler? Emeğin, eşitlikçilik ve barışçılığın ideolojisi olan sosyalizme inanan insanlar ne yapmalıdırlar? Bir kez daha “oyları bölerim” psikozuna girip kendilerini bir kez daha yadsımalı mıdırlar? Yüzde 10’luk duvarı kaç seçimdir önlerine bir duvar gibi dikilmişken AKP’si de CHP’si de yıllardır bu duvarı savunurlarken şimdi bağımsız adaylarla bu duvarda delikler açılması olanağı ortaya çıkmışken bu olanağı değerlendirmemeli midirler? Kendilerinden olanlardan, kendileri gibi düşünenlerden oylarını sakınmalı mıdırlar? Üzerinde düşünmek gerekir, derim. eposta: dkavukcuoglu?superonline.com SESSİZ SEDASIZ (!) Türkiye’yi eskittiler, yenisini kuruyorlar! ÜNLÜ gazetecilerden Hasan Cemal adıyla maruf Hasan Cemal Kaya “Askeri müdahalelere boyun eğen Türkiye, eski Türkiye. Askerin zırt pırt siyasete karıştığı Türkiye, eski Türkiye. Meclis’teki mutlak çoğunluğa cumhurbaşkanı seçtirmeyen, eski Türkiye. Muhtıra veren askeri emekli edip yargılayamayan, eski Türkiye” diye çok önemli bir saptama yapınca Işık İşgüden de dayanamamış, saptıyor: “Liselerinde toplu namaz kılınan, yeni Türkiye. 23 Nisan’da kutlu doğum haftası yapılan, yeni Türkiye. Kaçaklar hariç 30 bin Kuran kursunda dini eğitim verilen, yeni Türkiye. İlkokul çocuklarını çarşafa sokup ilahi okutan, yeni Türkiye. Okullarda harem selamlık yaratan, yeni Türkiye. Müslüman ülkeler Ürdün, Suriye, Mısır’da başkanların eşlerinin başı açıkken Başbakanı’nın, müstakbel cumhurbaşkanı Dışişleri Bakanı’nın ve Meclis Başkanı’nın eşlerinin sıkma başlı olduğu, yeni Türkiye. Başbakanlık müsteşarının, anayasaya İslami yön vermek istediği, yeni Türkiye. Mayoya reklam yasağı getiren, yeni Türkiye. Fırsatını buldukça içkiyi yasaklayan, yeni Türkiye. Varını yoğunu satıp borç batağı içinde sürüklenen, yeni Türkiye. Başına çuval geçirilen, yeni Türkiye. Haritası yeniden çizilmek istenen, yeni Türkiye. Askeriyle, yargıcıyla, bilim insanlarıyla kavgalı, yeni Türkiye. Saymakla bitmez yeniliklerle, bir Türkiye.” Koalisyon Gülhan Elmas: “Kemal Unakıtan, ‘Allah Türkiye’yi koalisyonlardan korusun’ demiş. Amin... Özellikle de ABABDAKP koalisyonundan!” ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr ‘Vitrin’deki tanıdıklar Partilerin “dava” yoldaşı ola marlar Odası’yla düzenlenen yarak değil, “imaj” uğruna listele rışmayla elde edilirken, sayısız rine aldıkları adaylara “vitrin etkinlikte de kent sorunlarını tardekiler” deniyor... Onlar da tıştık; “ortak fikirler” geliştirbundan hoşlanıyor olmalı ki ge dik... nel başkanla fotoğraflarında en Prof. Dr. Zafer Üskül’le yagörünen yerlerdeler... kınlığımız ise “kurumsal”laşOysa bu yakıştırma “gurur mıştı. Mimarlar Odası’nın özelkırıcı” değil midir? likle “toplum hizmeti”ndeki Bir kere akla hemen “pazar kavgasının “hukuk danışmanlama”yı getiriyor. Müşteriyi et lığı”nı üstlenmişti. kileyecek “çekici mallar”ın vitMimarlık yasası hazırlıklarınrindeki “göstermelik” konumu dan, yerel ve merkezi iktidarlana düşmek, insana acaba nasıl rın yağma ve imar yolsuzluklabir duygu veriyor? rına karşı açtığımız davalardaki Kaldı ki “vitrinde olma katkılarına kadar, adeta “bizyan”ların durumu daha da ağır... den” biri gibiydi... O kadar ki, İçerdeki “gösterilmeyen” ço kimi toplantılara da “mimarlağunluğun, azınlıktaki “göster rı temsilen” katılıyor; sonuçlamelik”lere muhrını odayla paylataç olmaları ne şıyordu... hazin! İşte böylesine Ayrıca vitrin “albeni”leri yü“değişir”; ama zünden birlikte içerisi “kalıolduğumuz Docı”dır. Birçok maç ve Üskül’le, mağaza da vitaslında “vitrinlerini “güncel rin”lik olmaktan beğeniler”e gö“rahatsızlık re değiştirirler. duymaları” geDönemin modareken özelliklesına göre vitrine riyle de yakınlaşçıkan mal “gözmıştık. den düşünce”, Buna rağmen depoda bile ara şimdi sineye çe“Baş”sız mankenler!.. ki bulasın... kebilmiş olmalaBu nedenle rına duyduğum belki en “adalet”li vitrin, kasap “hayret”imi herkesle paylaşmalarınkidir. “Etlerimiz buzdola dan da edemiyorum... bındadır” yazısı, kıymayı da Yalçınbayır ve İsen bonfileyi de “eşit önem”de göAKP’nin, vitrin bir yana, zetir... “içeriye” bile almadıkları araAslında Türkçe olmadığı için de özellikle şu “milli” siyaset sındaki tanıdık iki isim de Ersöyleminde bu tanımdan hemen tuğrul Yalçınbayır ve Mustavazgeçilmeli... Onun yerine, ör fa İsen... Yalçınbayır daha önce Burneğin “albeni” deyimi neden sa ’daki kent ve çevre haklarını kullanılmasın? Bir mal, gerçekten “alınası” savunan sivil toplum kuruluşlakadar çekici ise “albenili” de rının “yandaşı”ydı. TBMM’de mek kadar Türkçe başka ne ola de aynı duruşunu “savaş tezkebilir? Nitekim hoşa giden her şey relerine karşı çıkarak” sürdüriçin “albenisi var” sözünü de dü. Derken adı, “mutabakat çok kullanırız. Dilimizin bu eşsiz ve güzel deyişini kullanıp, umudunun cumhurbaşkanı “albenili adaylar” demek, bel adayları” arasında geçtiğinde, buna “yakıştığını” yazmış ve ki de bize en yakışanı olur... özetle demiştim ki; “Hukukçu Domaç ve Üskül kimliğini siyasete kurban etAKP’nin vitrin adayları sayı meyen, toplumsal çıkarların lanlar arasında “yakından” ta dürüst savunucusu...” (25 Ninıdığım iki isim var: Mehmet san 2007 Cumhuriyet) Domaç ve Zafer Üskül... Prof. Dr. Mustafa İsen ise Türk Eczacılar Birliği (TEB) Kültür ve Turizm Bakanlığı Başkanlığı’ndaki “ilerici” çalış müsteşarlığını öylesine kibar bir malarını bırakarak “muhafaza “kültür insanı” kimliğiyle yapkâr vitrin”de yerini alan Do tı ki, AKP’li olmayanların da bemaç’ı, 1990’larda İstanbul Ec ğenisini topladı. Özellikle bizim zacı Odası Başkanı’yken tanı izlediğimiz, tarihsel mirasın komıştım. runmasına yönelik bakanlık çaİstanbul’da Mimarlar Odası’nı lışmalarında olumlu görünen ne yönetirken, bilime uzmanlıkla varsa, İsen’in katkısını ve imzara değer vermeyen “gerici” ik sını taşır... tidarlara karşı “meslek odaları Şimdi bu iki isim de aday adadayanışması”nın örnek birlik yı oldukları AKP’de liste dışı! teliklerini “beraber” yaşama Domaç ile Üskül ise vitrindegeçirmiştik. ler... Domaç’ın TEB döneminde de Ne demeli bilmem ki? bu dayanışmamız sürdü. Birliğin binalarına ait projeler Mi ekinci?cumhuriyet.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com BULMACA HARBİ SEMİH POROY SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 6 Haziran www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Doğu Kara1 deniz yöresinde, tulum eşli 2 ğinde horon oynayarak ya 3 pılan gelenek 4 sel yayla şenli 5 ği. 2/ Kâr, fayda... Trab 6 zon’da doku 7 nan ve daha 8 çok peştamal olarak kullanı 9 lan bir tür dokuma. 3/ 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Batı Anadolu’nun or 1 S E R E N A T H ta kesimindeki antik 2 O P E R A U L A bölge... Artvin yöresi3 P E Y R İ T İ M ne özgü, yağı çıkarılH A T M İ İ mış ayranın kaynatıl 4 R R İ D masıyla yapılan pey 5 A S A L nir. 4/ Üst yaş grubun 6 N A N E M O L L A N A Z İ B daki sporculara veri 7 O D len ad. 5/ Doğu Ana 8 A S İ L C İ A dolu’da bir ırmak... 9 E K E T R E N D Dil, söz, işaret, mimik gibi anlatım araçlarının tümü. 6/ Cılız, zayıf... Bir renk. 7/ Yemek... Zekâ geriliğinin ileri şekli. 8/ Aydın ilinde, “ulusal park” kapsamına alınan yarımadanın adı... En kalın erkek sesi. 9/ İstanbul’un bir semti. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesinde ünlü bir kanyon... Kadastro haritalarında parseller topluluğu. 2/ Hatay ilinde bir ırmak... Haklarını kendi kullanmak için yasanın gösterdiği yaşa gelmiş olan kimse. 3/ İslam inancına göre, cennetin muhafızı olan melek... Adları sıfat yapan bir yapım eki. 4/ Gaziantep ilinde, Hitit döneminden kalma ünlü açık hava heykel atölyesi. 5/ Aşık ve bilye oyunlarında kullanılan, içi oyulup kurşun akıtılarak ağırlaştırılmış boyalı kemik... Büyük balıkları tutmakta kullanılan, ucu iğneli kurşun parçası. 6/ Bir bağlaç... Fiyat. 7/ Buğday, nohut, fasulye ve çeşitli yemişlerle pişirilen bir tatlı... Asya’da bir ırmak. 8/ Ünlü bir Hint destanı. 9/ Bir alay işareti... Kenar süsü. CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle