15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 HAZİRAN 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Türkiye Ziraatçiler Derneği, Ziraat Bankası’nın özelleştirileceğini söyleyen Maliye Bakanı’nı kınadı 13 ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK TZD’den Unakıtan’a tepki ? TZD Başkanı İbrahim Yetkin, Unakıtan’ın açıklamalarını ‘talihsizlik’ olarak değerlendirdiğini söyleyerek Ziraat Bankası’nın, kuruluşundan bu yana Türk çiftçisine eksiksiz hizmet veren bir banka olduğunu vurguladı. ANKARA (AA) Türkiye Ziraatçiler Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın “Ziraat Bankası’nın özelleştirileceğine’’ ilişkin sözlerini ‘’talihsizlik’’ olarak değerlendirirken “Ziraat Bankası’nın özelleştirilmesine ilişkin yaklaşımı kınıyorum’’ dedi. Yetkin, Ziraat Bankası’nın sadece bankacılık hizmeti veren bir özelliğe sahip olmadığını 36 görevi yerine getiren bir banka olduğunu belirterek bankanın aynı zamanda kırsal kesimdeki tüm vatandaşlara eksiksiz hizmet veren bir kamu kuruluşu olduğunu bildirdi. Yetkin şöyle dedi: “Ziraat Bankası bankacılık alanında zarar eden değil, çok ciddi biçimde kâr eden bir bankadır. Ekonomiye bir yükü söz konusu değildir. Ziraat Bankası’nın özelleştirilmesi hem ülke gerçeklerine, hem dünya gerçeklerine aykırıdır.” Cinsiyetsiz Siyaset Siyasetin cinsiyetini belirsizleştiren ilk gösterge, partilerin, karşı tarafın kişilerini transfer etmeleridir. Sosyal demokrat olduğu öne sürülenler, sağda, giderek aşırı sağda yer alıyor. Eskiden sağcı olanlar da sosyal demokrasiye doğru yelken açıyor. Bu sürecin, kişisel değil, bütüncül yönleriyle doğru değerlendirilmesi gerekiyor. Kuşkusuz her parti, kendi düşüncesini savunan, ancak siyasetin yorucu yollarına giremeyen “uzmanları” milletvekili adayı yapabilir; yapmalıdır. Burada söz konusu olan onlar değil; eski siyasetçilerin, kırpılıp başka yerlerde yıldızlaştırılmak istenmesidir. Yerkürenin hiçbir demokratik ülkesinde, bir siyasi parti, eğer gerçek bir siyasi parti ise, yıllarca başka kulvarlarda siyaset yapmış olan birilerini en tepe noktalarına getirip oturtmaz; oturtamaz. Partinin yapısı buna olanak tanımaz; Kurum olarak bir parti, diğer partilerde ömür tüketmiş siyasetçileri baş tacı ediyorsa, burada bir “yapısal yanlışlık” vardır. Aynı yanlışlık parti değiştirenler için de geçerlidir. Gelenler, başkalarının emeğiyle gelişip güçlenen bir partinin tepesini süsleme hakkını neden ve nasıl elde ediyorlar? Bu davranış, demokratik anlayış ve ahlak ile nasıl bağdaşır? ??? Cinsiyetsizliğin ikinci yönü düşünce dünyasında yaşanıyor. Ülkemizde, siyasal düşüncenin derinleşmesi ve gelişmesi yetersizdir; düşünsel yüzeysellik geçerlidir. Ne sağcı ne de solcu görüşler, özgün bir birikimden; bu toplumun geçmiş deneyimlerinden geçerek ve de evrim geçirerek bugünlere gelmemişlerdir. Ancak, 12 Eylül sonrasında, sözüm ona siyasal istikrarı sağlamak amacıyla, “dört eğilimi birleştirmek” ve “toplumu depolitize etmek” için başvurulan siyasi girişimler, ülke siyasetini çok daha ağır açmazların içine atmıştır. Şimdilerde, eski siyasetçilerin yer değiştirilmesiyle yapılan, 12 Eylül’ün bu “istikrar için birleştirmeci” ideolojisini daha da pekiştirmektir. Böyle bir ideolojik bütünleşme, esasen siyasal birikimi, tıpkı ekonomisindeki sermaye birikimi gibi, yetersiz kalan bu toplumu, siyasi olarak iyice köreltecektir. Çünkü, geçmişin değerlendirilmesi, artısıylaeksisiyle yapılamayacak; sağın geçmişteki uygulama yanlışları unutulacak, solun düşünce yapısındaki bozulma da sorgulanamayacaktır. Sonuç siyasal sığlıktır. Bununla, 12 Eylül ile istenen siyasetsiz toplum amacına tam anlamıyla ulaşılmaktadır. Kaldı ki, bu tür yıldız siyasetçi devşirmeleri, partilere bir düşünsel derinlik veremeyecek, onların kurumsal birikimini güçlendirmeyecektir. Bütün bu gelişmeler siyasal gerilimi azaltmaya da yetmeyebilir. Çünkü siyasal gerilimin kökenleri düşünsel değildir; laikliğin elden gitmekte olduğu ve ülkenin bölünmesi kaygılarıdır. Sağcılık ve solculuğun tamamıyla uçup gitmesi de, var olan gerilimlerin azaltılmasını sağlamaz. Tersine siyasi partilerin kişisel ve düşünsel olarak farksızlaşması süreci, gerilim noktalarında sağlıklı çözüm üretilmesini kolaylaştırmayabilir. ??? Seçimlerin sonucu ne olursa olsun, ekonomi politikasının esas olarak IMF eksenli olacağı anlaşılıyor. Ekonomide önemli bir politika farklılaşması olamayacağı belirginleşiyor. Siyaset alanında ise, cumhurbaşkanının nasıl seçileceği tartışmalarından doğan çok ağır bir “siyasal hukuk bunalımı” yaşanıyor. Bu ortamda, anayasa, siyasi partiler ve seçim yasalarını demokratik ilkelere göre değiştirme, yani “siyaset yapısının demokratikleşmesi”, seçim gündeminin ilk maddesi olmalıydı. Partiler bu doğrultuda yarışmalıydı. İktidar partisinin cumhurbaşkanı seçmedeki beceriksizliğinin üstünü örtmek için acele ile getirdiği ve sağlıksız bir ısrarla uygulamaya koymak istediği anayasa değişikliği önerilerinin demokratikleşme ile bir ilgisinin olmadığı açıktır. Partiler, seçimlere giderken, geçmişte başka partilerde eskiyenleri baş tacı etme yarışına gireceklerine, hiç olmazsa demokratik açılım yarışına girmeliydi. Belki o zaman çözüm üreten ve toplumsal umutları yeşerten bir seçim süreci oluşurdu. ‘Bizim MÜSİAD’ Antalya’da MÜSİAD’ın düzenlediği Genel İdare Kurulu Toplantısı’na katılan Unakıtan, devletin bankacılık yapamayacağını belirterek Ziraat de dahil olmak üzere devlet bankalarının tamamının özelleştirileceğini söylemişti. Unakıtan’ın konuşması sırasında MÜSİAD’dan “Bizim MÜSİAD” diye söz etmesi dikkati çekti. Toplantıda talepleri dinleyen Unakıtan, eleştirilere karşılık da “siyaset yapıyorsunuz” suçlaması getirdi. Unakıtan ses tonunu yükselterek “Siyasetçi gibi konuşuyorsunuz” dedi. KESK meydanlara çıkıyor Ekonomi Servisi KESK üyesi memurlar, ek zam talebiyle tüm illerde 7 Haziran’da alanlara çıkmaya hazırlanıyor. KESK üyeleri, “Memur maaşlarına yapılan zammın enflasyonun gerisinde kaldığı” gerekçesiyle tüm illerde basın açıklaması yapacak. KESK’in araştırmasında, kamu çalışanlarına ortalama yüzde 3.8 olarak yansıyan ocak ayı zammının, pek çok ürün için yılın ilk 4 ayındaki enflasyonun gerisinde kaldığı belirtilmişti. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA İlk anda paradoks gibi gelebilir ama, “siyasal İslamın” kendini parlamenter demokrasinin kurallarını kabul etmiş, Batı’ya açık ve serbest piyasa koşullarına bağlı bir hareket olarak sunan “ılımlı” kanadı, “radikal” kanadından çok daha tehlikeli. Çünkü, “radikal” kanadın siyasi kültürel projesi, onu özellikle Türkiye gibi gelişmiş, karmaşık toplumlarda, seçmenin büyük kesimi için kabul edilmez kılıyor; parlamenter rejim içinde iktidara gelme şansı yok! Buna karşılık “ılımlı” kanat, gerçekleştirdiği dönüşümlerle toplumu, radikal kanadın parlamenter ya da parlamento dışı yolla iktidara gelmesinin önkoşullarına hazırlıyor. 52119: “İtalya tarihi üzerine notlar”) “Pasif devrim” sürecinde üç boyut önemli. Birincisi, “sivil toplumun” ilişki ağları, kurumsal özellikleri, kültürel duyarlılıkları, değer yargıları (“hakikat rejimi”) bağlamında dönüştürülmesi. İkincisi, “mevzi savaşını” sürdüren hareketin, Gramsci’nin “tranformismo” (sf: 5860, 107109) (dönüşümcülük) dediği bir taktikle, siyasi coğrafyada rakipleriyle arasındaki alanı tutan “tarafsız” seçkinleri teker teker ikna ederek, satın alarak vb. kendi tarafına kazanması; karşı kamptaki huzursuzları bağımsızlaştırmaya çalışması. Böylece süreç ilerledikçe “mevzi savaşı” sürdüren hareket, “merkezin” kanaat önderlerini (entelektüellerini) de kazanarak toplumda kendi “hakikat rejimini” egemen kılmaya, kültürel hegemonyasını kurmaya başlar. Üçüncüsü, bu kültürel hegemonya bir taraftan devlet bürokrasisi içinde kendi kadrolarıyla yayılırken “mevzi savaşı sürdüren” hareketin “en kabul edilebilir/ılımlı” kanadını, parlamenter yoldan hükümet taşır. “Ilımlı kanat” hükümete ulaştığında, devletin kurumlarını, yasaları adım adım değiştirerek alttan gelen radikal unsurları taşıyan, hatta onlar tarafından belirlenen dalgayla birleşerek ya da onların önünü açarak “pasif devrimi” hızlandırır. Siyasal İslamın, Mısır, Malezya gibi ülkelerde ama özellikle Türkiye’deki gelişme sürecine bakınca “mevzi savaşının”, “pasif devrim” sürecinin tüm özelliklerini görebiliyoruz. Bugün bu gözlemlere “ılımlı” kanadın büyük güçler tarafından desteklenmesini de eklemek gerekiyor. [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com mesine olanak veriyor, devletin dinini de İslam olarak saptıyor. Başlangıçta sorun çıkarmayan bu çelişki üzerinde, siyasal İslamın güçlenmesiyle büyük bir basınç oluşmaya başladı. Malezya’da siyasal İslamın yükselmesinin kökleri 1972 petrol kriziyle gelmeye başlayan paralara, 1979 İran devriminin özellikle üniversitelerdeki kültürel etkisine dayanıyor. Gözlemciler, 1980’lerde kız öğrenciler arasında türbanın artık egemen giyim tarzı haline geldiğini saptıyorlar. (Sadanand Dhume, Yale Global 3/05/07) Ama, esas hızlandırıcı etki, Mahatir Muhammed ve iktidar partisi UMNO’nun siyasal İslam içinde radikal kanadın yükselişini engellemek için ılımlı kanadı desteklemeye, bizzat İslamlaşmaya başlamasıyla oluştu. Bu bağlamda yüzlerce yeni cami yapma, İslam ülkelerine öğrenci gönderme kampanyalarına, hükümet düzeyinde İslam kültürünü canlandırma bölümleri kurma girişimlerine, bürokrasinin İslamlaştırılmasına, İslami bankacılık ve mali modellerin benimsenmesine, Mahatir’in 1997 Asya krizinde açıkça Yahudi düşmanlığını körüklemesine şahit oluyoruz. darı ile bir askeri darbe seçeneği arasına sıkışması olasılığı çok yüksek. Malezya’da, bu yeni kurulan camiler, eğitim kurumlarında, mali sistemde dönüşümler radikal kanadın toplum içindeki etkisini artırdı. 2001 yılında, Mahatir Muhammed’in “İslami hakikatlerin” toplumun tümüne dayatılma çabasıyla oluşan gerginliği aşmak için, “Malezya bir İslam devletidir” saptaması, radikal İslama bir mevzi daha kazandırdı. Şimdi radikal kanat ve temsilcisi PAS partisi artı şeriat yasalarının tüm topluma uygulanmasını isteyebilirdi. (Joseph Liow, “Deconstructing Political Islam in Maysia”, Institute of defence and Strategic Studies Singapore, Mart 2003). Geçen günlerde, Müslüman bir kadın Hindu kocasından zorla ayrıldı, adam hapse atıldı. Böylece anayasanın tüm Malezyalılara dini özgürlük tanıyan maddesi fiilen iptal edilmiş oluyordu. Özetle, siyasal İslamın “ılımlı” kanadı, üç kanaldan “pasif devrim” sürecinin hızlandırıcısı oluyor. Birincisi, İslami entelijansiya ile seküler entelijansiya arasında bir diyalog oluşturarak “transformismo” sürecini hızlandırıyor. Toplumun (ve uluslararası güçlerin) radikal İslamdan korkan kesimlerini, onların çıkarlarına uygun ekonomik politikalarla yedeğine alarak hükümeti ele geçiriyor. İkincisi, hükümet gelince siyasal İslamın devlet içinde kadrolaşmasını kolaylaştırıyor. Üçüncüsü, çıkardığı yasalarla, sağladığı kaynaklarla “mevzi savaşı” sürdüren harekete “sivil toplum içinde” yeni kazanımlar sunuyor. Bu arada, siyasal İslamın bir gün iktidara gelmesini engellemek için ılımlı İslama umut bağlayanlar kendi mezarlarını kazmaya devam, ediyorlar… ‘Ilımlı İslam’ Daha Büyük Tehlike Mısır ve Malezya Modern zamanlarda hep seküler rejimlerle yönetilen Mısır’da “pasif devrim” sürecinin öznesi Müslüman Kardeşler” (MK) örgütü. Kökleri 1920’lere gitmekle birlikte, bu örgüt 1980’lerde Mübarek rejiminin, siyasal İslam içindeki “radikallerin” güçlenmesini engellemek amacıyla “ılımlı” kanadı desteklemeye karar vermesiyle gelişmeye başladı. Devletin, hoşgörüsü altında MK camilerde, vakıflarda, eğitim, sosyal hizmet kurumlarında, giderek meslek örgütlerinde yönetimi ele geçirdi. 1990’larda, El Ezher Üniversitesi ulusal eğitimin içeriğini belirlemeye, seküler aydınlar tecrit olmaya, devlet bürokrasisinin söylemi ve kadrolaşma süreci giderek İslami “hakikatlere göre” şekillenmeye başlamıştı. Merkezi devletin, 1967 savaşından sonra zaten büyük ölçüde zedelenmiş olan meşruiyeti bu süreçte iyice zayıfladı. (Asef Bayat, “Comparing, Islamic Activism in Iran and Egypt” Comparative Studies in Society and History 1998, No 40:1) Ekonomik dinamizmi, çokkültürlü toplumsal uyumuyla kökten dinci rejimlerle yönetilen Müslüman ülkelere karşı bir önek olarak kabul edilen Malezya, İngiliz sömürge yönetiminden miras çelişkili bir anayasayla yönetiliyor. Bu anayasa bir taraftan tüm Malezyalılara dini özgürlük tanırken, aynı anda nüfusun yüzde 60’ını oluşturan Müslümanlara şeriat yasalarının uygulanmasına ve din değiştirmelerinin engellen ‘Devrim’… ‘pasif devrim’ Ilımlı ve radikal kanatlar arasındaki diyalektiği daha iyi görebilmek için “pasif devrim” kavramına bakabiliriz. Devrim, bir toplumun iktidar ilişkilerinin, siyasi, ekonomik rejiminin değiştirilmesine ilişkin bir kavram. Bu bağlamda iki olasılık söz konusu: Siyasi erkin ani bir altüst oluş sırasında “cepheden bir saldırıyla” ele geçirilmesi; ya da toplumda yaşanan dönüşümler, bir “mevzi savaşının” kazanımları, birikerek bir aşamada siyasi erkin ele geçirilmesine olanak sağlar. Antoni Gramsci, ikinci olasılığı, devletle aile arasındaki alanın, “sivil toplumun”, “mevzi savaşı” yürüten bir siyasi hareket tarafından dönüştürülmesi, giderek yeni sınıflar matrisinin iktidar ilişkilerinin oluşması süreci olarak tanımlamak için, “pasif devrim” kavramını kullanıyor (Prison Notebooks Hapishane Defterleri L&W 1971, sf: Büyük yanılgı Radikal İslamın yükselişini ılımlı İslamı destekleyerek önleme taktiği, hem Mısır’da hem de Malezya’da geri tepti. Desteklenen “ılımlı”, “radikal” kanadı korumaya, seküler rejimin meşruiyetini aşındırmaya devam etti. Bugün gelinen noktada, Mübarek’ten sonra Mısır toplumunun, son seçimlerde büyük başarı gösteren Müslüman Kardeşler’in ikti [email protected] İHALE DUYURUSU Beyoğlu, Asmalı Mescit Mahallesi, Piremeci Sokakta bulunan ve İstanbul Barosu adına kayıtlı Eski Eser Restorasyon işi, teklif almak suretiyle ihale edilecektir. Baromuz, İhale Yasası’na tabii olmayıp, işi istediğine vermekte serbesttir. İstekliler, işe ait Proje ve Şartnameleri, Baromuza ait Baro Han Merkez Binamızda görebilir ve temin edebilirler. Teklif vermek için son gün 13.06.2007, saat 17.00’ye kadardır. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI Basın: 30245 BURHANİYE İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI 2005/2096 Esas Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, kıymeti, adedi, evsafı; Balıkesir ili, Burhaniye ilçesi, Geriş Mahallesi, Sinanbağlar mevkii, cilt 165, sayfa 1552, ada 496 ve parsel 3’te tapuya kayıtlı, Bodrum katında deposu bulunan 5 katlı, 20 şer meskenden ibaret, 14 bloklu kargir apartman ve arsası olup, kat irtifakına göre 10/2872 arsa paylı, A Blok Zemin kat (2) nolu bağımsız bölüm taşınmaz; Kemer yapı kooperatifi içersinde olup, oturulur durumda, 2 oda, 1 salon, 1 mutfak, 1 banyo ve 1 wc’den ibaret olup, yerler renkli seramik kaplı, mutfak tezgâhı mermer, alt üst dolaplar ahşaptan, banyosu tavana kadar renkli seramik, kapılar ahşap, pencereler Pvc.’den yapılma, taşınmaz site içersinde olup, sosyal tesisleri bulunan bakımlı, çevre düzeni olup, konumu ve inşaat yapısı nedeni ile Bilirkişilerce 40,000,00.YTL değer takdir edilen taşınmazın, tamamı 40,000,00.YTL (KırkbinyeniTürklirası)muhammen bedelle satışa çıkarılmıştır. Satış Şartları: 1 Satış, 16/07/2007 günü saat 11.00’den 11.10’a kadar, Burhaniye İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile 26/07/2007 Perşembe günü Saat 11.0011.10’da ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilmemişse, gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere, artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermesi lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Damga vergisi, KDV , Tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. (Tapu harcının 1/2’si alıcıya, 1/2’si satış bedelinden ödenecektir.) 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkulün üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, varsa öncelikle teminat bedelinden yatırılacaktır. İİK.’nun 133 Md. Tatbik olunur. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2005/2096 sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 23/05/2007 İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 29185) Dosya No: 2006/1261 Talimat İpoteğin paraya çevrilmesi suretiyle, satılarak paraya çevrilmesine karar verilen taşınmazların cinsi, adedi, evsafı, tapu kaydı, kıymeti: TAPU KAYITLARI: Kocaeli İli, Gölcük İlçesi, Saraylı Mahallesinde kain, tapunun 309 ada, 1 parselinde bulunan kargir bina ve arsası vasıflı taşınmazın, 4. Blok 1.katında, 1/82 arsa paylı 3 bağımsız bölüm nolu meskenin tamamı. İMAR DURUMLARI: Kocaeli, Gölcük Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 09.01.2007 tarih ve M.41.6.GÖL.0../13/İŞM/ 4774 sayılı imar durumu yazılarında; 309 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca yaptırılan Afetzede konutlarından olduğu bildirilmiştir. TAŞINMAZLARIN HALİHAZIR DURUMU: Satışa konu taşınmaz, Kocaeli İli, Gölcük İlçesi, Saraylı Mahallesinde kain, tapunun 309 ada, 1 parselinde bulunan kargir bina ve arsası vasıflı taşınmazın, 4. Blok 1. katında, 1/82 arsa paylı, 3 bağımsız bölüm nolu meskenin tamamıdır. Saraylı Köyü sınırlarında bulunduğu, 2 oda, 1 salon, mutfak, banyo, hol ve 1 adet balkondan oluştuğu, ıslak zeminlerin kalebodur, odaların parke kaplı olduğu, banyonun tavana kadar fayans kaplı olduğu, duvarların plastik boyalı olduğu, çerçevelerinin PVC olduğu, elektrik ve suyunun mevcut olduğu, doğalgaz ile ısınıldığı tespit edilmiştir. TAŞINMAZLARIN KIYMETİ: Dosyamızdan tanzim edilen ve kesinleşmiş bulunan Kıymet Takdir Raporuna göre satışa konu 3 bağımsız bölüm nolu meskenin tamamına 70.000,00.YTL. kıymet takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Taşınmazın 1. açık artırması 16.07.2007 günü, saat 11.30 ile 11.40 arasında Gölcük İcra Müdürlüğü’nde (Gölcük Adliye Binasında) açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 2. açık artırması 26.07.2007 günü, saat 11.30 ile 11.40 arasında, Gölcük İcra Müdürlüğü’nde (Gölcük Adliye Binasında) yapılacaktır. Bu arttırmada rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere süre verilebilir. Katma Değer Vergisi, İhale Damga Pulu ile Alıcı adına tahakkuk edecek tapu harcı, Tahliye ve teslim masrafları ihale alıcısına aittir. Tellaliye ücreti ile gayrimenkulün aynından kaynaklanan vergi borçları satım bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın, Dairemizce tahsil olunacak bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2006 /1261 Tal. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 25.05.2007 (İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 29958) GÖLCÜK İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI GÖLCÜK İCRA DAİRESİ’NDEN BÜYÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ’NDEN DOSYA NO: 2005/1185 Esas 2007/17 Karar Davacı Seçim Fıçıcı vekili tarafından davalı Sevim Evren, Fatma Evren ve Ozan Evren aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda: Mahk e m e m i z i n 01.02.2007 tarih, 2005/1185 Esas, 2007/17 karar sayılı ilamıyla, açılan davanın kabulü ile İstanbul Zeytinburnu Yeşiltepe, Cilt 12, Hane 117 nüfusunda kayıtlı Hasan ve Fatma’dan olma 31.03.1956 doğum tarihli KADİR EVREN’in T.M.K 3335. maddesi hükmünce GAİPLİĞİNE KARAR VERİLMİŞTİR. İlan olunur. 01.05.2007 (Basın: 29609) DOSYA NO: 2007/1326 Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkarılmaştır. Birinci artırma 20.06.2007 günü saat: 10.0010.15’te Cebrail M. Cengiz Cad. Güsan Yediemin Deposunda yapılacak ve o günün kıymetlerinin % 60’ına istekli bulunmadığı takdirde 25.06.2007 günü aynı yer ve saatte 2. Artırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulmasının ve satış isteyenin, alacağına rüçhanı olan alacaklının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden % 18 oranında K.D.V.’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. Muhammen kıymeti LİRA 370.00 YTL 400.00 YTL 112.50 YTL 440,00 YTL 2.700,00 YTL 2.450,00 YTL 277,50 YTL 80.00 YTL 6.830,00 YTL Toplam ADEDİ 37 40 15 44 540 245 37 16 CİNSİ Muhtelif renk ve bedende erkek pantolonu Muhtelif renk ve bedende bayan etek Muhtelif renk ve bedende bayan gömlek Muhtelif renk ve bedende bayan ceket Muhtelif renk ve bedende penye tişört Muhtelif renk ve bedende triko kazak Muhtelif renk ve bedende merserize kazak muhtelif renkte eşfman altı (Basın: 30027) HATAY 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ MENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI (İc.İf.K. 114/1, 114/3) Yönetmelik Örnek No: 25 CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle