17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 2007 PERŞEMBE 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr ÇOK SAYIDA PİYANİST YETİŞTİRMİŞTİ Dünya Mülteciler Günü nedeniyle gerçekleştirilen sergi büyük ilgi gördü DARFUR’a seyirci kalmayalım VECDİ SAYAR Magdi Rufer aramızdan ayrıldı Kültür Servisi Ülkemizin seçkin aydınlarından Magdi (Magdalena) Rufer, tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde dün yaşamını yitirdi. Rufer’in cenazesinin nereden ve ne zaman kaldırılacağı ise henüz belli değil. Magdi Rufer, tarihçi bir baba ile piyano öğretmeni bir annenin kızı olarak 1924 yılında İsviçre’nin Bern kentinde dünyaya geldi. İlk piyano derslerini annesinden alan Rufer, Bern Konservatuvarı’nda başlayan öğrenimini Paris’te sürdürdü. Bu dönemde Sabahattin Eyuboğlu ile tanıştı. Birlikte yaşamaya karar verdiği Eyuboğlu ile İstanbul’a geldi ve ölümüne dek burada yaşadı. Türkiye’de ve Avrupa’da resitaller veren, çok sayıda piyanist yetiştiren Magdi Rufer, 12 Mart askeri darbesinin ardından komünist partisi kurma suçlamasıyla Azra Erhat, Tilda Gökçeli, Sabahattin Eyuboğlu, Vedat Günyol ile birlikte tutuklandı, bir süre hapis yattı. Yargılama sonucunda suçsuz bulundu. 1973 yılında Sabahattin Eyuboğlu’nun yaşamını yitirmesinin ardından Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olmak için başvurdu ve kabul edildi. Magdi Rufer’in cenazesinin nereden ve ne zaman kaldırılacağı henüz belli değil. BULUŞMA 5 TEMMUZ’DA udan’ın Darfur bölgesinde yaşanan insanlık dramından görüntüler izledik hafta sonu Ortaköy’de. Dünya Mülteciler Günü nedeniyle, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve Beşiktaş Belediyesi işbirliği ile düzenlenen etkinlikler çerçevesinde, Darfur’daki drama tanıklık eden 150 fotoğrafın yer aldığı audiovisuel gösteriler, konserler ve söyleşiler yer aldı. Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal’ın ve Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye temsilcisi Ana LiriaFranch’ın konuşmalarıyla açılan etkinliklere ilgi büyüktü. “Save Darfur” Koalisyonu temsilcisi Amjad Atallah’ın konuşması, konuyla pek fazla ilgilenmemiş çevre sakinlerini bile etkileyebilecek bir çağrı içeriyordu. Atallah, Darfur’da yaşayan sivillerin karşı karşıya oldukları vahşetin boyutlarından söz açarken, ekrana yansıyan görüntüler anlatılanların etkisini daha da güçlendiriyordu. S Fotoğraf akşamları başlıyor... Kültür Servisi 2000 yılından bugüne düzenlediği etkinlikler ile İstanbul’un sayılı fotoğraf merkezlerinden biri olan Fototrek Fotoğraf Merkezi, yaz aylarında fotoğraf pratiğini artırmak ve İstanbul arşivini geliştirmek isteyenler için ‘Fotoğraf Akşamları düzenliyor’. Bu kapsamda 5 Temmuz 2007 Perşembe günü saat 19.45’te buluşacak olan katılımcılar ilk olarak çekim tarzı, fotografça yaklaşım, gece fotoğrafçılığı ve çekim planı konularında bir sohbet yapacak. Daha sonra danışman Cenk Gençdiş eşliğinde Ayasofya Müzesi ve Sultanahmet Camii gece görüntülerini çekecekler. (0212 25190 14 www.fototrek.com) Ayrıntı ÜYLER ÜRPERTİCİ GERÇEK Etkinlikler üç gün boyunca sürdü. Bizim izleyebildiğimiz gün, sahnede İstanbul’da yaşayan Afrikalı mültecilerden oluşan bir koro vardı. Türkçe popüler parçalar, gecenin ağır havasını bir ölçüde hafifletiyordu. Sonra, Darfur’a giderek yardım çalışmalarına katılan ve tanıklıklarını fotoğraflayarak dünya kamuoyuna sunan gönüllülerden Lynsey Addario ve “Darfur/Darfur” sergisinin küratörü Leslie Thomas’ı dinledik. Anlatılan tüyler ürperticiydi. Görüntülerde, çocuk fotoğrafları ağırlıktaydı. Paylaşım savaşlarının kurbanı masum çocuklar sorgulayan gözlerle bakıyordu bize. Sorumluluğumuzu anımsatırcasına. Darfur’da dört yıldır süren iç savaşta iki yüz bini aşkın insan ölmüş; iki milyondan fazla insan evini barkını bırakıp başka yerlere göçmüş. Aslında sığınacakları hiçbir yer yok ve bu kaçış eylemi dur durak bilmeden sürüyor. Dünyanın Afrika’da olup bitenlere ilgisi son derece sınırlı ne yazık ki. Haberlerde birkaç satırla geçiştiriliyor çoğunlukla. Yüz binlerce kadının tecavüze uğradığını, çocukların açlıktan kırıldığını biliyoruz bilmesine de, kılımızı kıpırdatmıyoruz. Birleşmiş Milletler’in, sınırlı olanaklar içinde ciddi çalışmalar yaptığı biliniyor, ama yaşamla T rının geri kalanını mülteci kamplarında geçirmek zorunda kalan milyonlarca Somalilinin daha fazla yardıma ihtiyacı olduğu çok açık. Mülteci kamplarının, bölgede yaşanan acılara son vermekte ne kadar yetersiz kaldığına bir kez daha tanıklık etme olanağı veriyordu izlediğimiz fotoğraflar. “Darfur/Darfur” sergisi 150 fotoğraftan oluşuyor. Sergi küratörü, statik bir sergileme yerine, fotoğrafları üç büyük ekrana yansıtarak, müziğin de yardımıyla daha büyük bir etki gücü kazandırmış yapıtlara. Darfur’da yaşananlara dünyanın dikkatini çekmek ve dünya çapında bir duyarlılık geliştirmek amacına yönelik fotoğrafları farklı ülkelerden sekiz fotoğrafçı çekmiş. 2006’dan bu yana Amerika’nın çeşitli kentlerinde ve Berlin’de açılan sergi, İstanbul’dan sonra Toronto, Milano, Paris ve Roma’ya gidecek. Sergi konusunda daha fazla bilgilenmek için www.sa DAHA ÇOK YARDIM! vedarfur.com sitesini ziyaret edebilirsiniz. Bölgedeki vahşeti durdurmak için çok sayıda uluslararası STK’nin yan yana gelmesi ile oluşan “Save Darfur” Koalisyonu’na Beşiktaş Belediyesi’nin kucak açması çok önemli. Yıllardır çalışmalarını takdirle izlediğimiz BM Mülteciler Yüksek Komiserliği sözcüsü Metin Çorabatur’u ve arkadaşlarını kutluyor, Beşiktaş Belediyesi’nin uluslararası projelerini yürüten dinamik ve bilinçli ekibinin işbirliği ile ülkemizde Darfur konusunda bir kampanya başlatılmasının hiç de uzak bir olasılık olmadığını düşünüyoruz. Evet, içinde yaşadığımız çok sayıda toplumsal ve siyasal sorun var. Ama, bizden daha kötü koşullarda yaşayan insanlara karşı da bir sorumluluğumuz olduğunu unutmayalım. Bugün başkalarının karşılaştığı vahşet, yarın bizim de karşımıza çıkabilir. Nihayet, hepimiz aynı gemide yaşıyoruz. Ajda Pekkan ve Enrico Macias ? Kültür Servisi Akdeniz müziğinin en ünlü isimlerinden biri olan Enrico Macias ve Türkiye’nin en tanınmış şarkıcılarından Ajda Pekkan 1976 yılında dünyaca ünlü Paris Olympia’da verdikleri konserden sonra bu kez 6 Temmuz gecesi Parkorman’da Türk izleyicileri için buluşuyor. 31 yıl önceki konserle Olympia’da şarkı söylemiş ilk Türk sanatçı unvanını alan Pekkan ve bu sahnede ‘Hoşgör Sen’ ile düet yaptığı Fransız şarkıcı Macias, söyleyecekleri Fransızca ve Türkçe şarkılarla dinleyicilere keyifli bir gece yaşatacak. Orada da dergi çıkarma, yayın yapma, bono ödeme derdinde koşturup duruyor musun? Çavlanın içinde tek başına NEZİHE MERİÇ Sevgili Salim Amca, canım, sen gideli iki yıl oldu. Sırtımı sana dayamaya, senden sevgi, iyi niyet, cesaret, enerji almaya öyle alışmışım ki, sen uçup gidiverince, ortada, hiçbir yere dayanamadan öylece, özbaşıma kalıverdim. Okumak, yazmak, sevinmek, zaman zaman yok oluveriyor. Aklımı kullanıp hep yeniden icat etmek zorunda kalıyorum. Sen varken kendime iyi baktığımı sanıyordum. Ölürüm diye ödüm patlıyordu. Seni kimselere emanet edip gidemezdim. Artık eski genç, enerjik, dergi gününde çıksın, yayın sekteye uğramasın diye durmadan koşturan, sıkıldığı zaman alnında mavi bir damar kabaran Salim değildin. Yaş doksanı aşmıştı. Yüreğin ta ? Bu mektup, 2005’in 28 Haziran’ında aramızdan ayrılan, edebiyat dünyasının Salim Amcası, Salim Şengil’e eşi, öykücü Nezihe Meriç’in yolladığı ikinci mektuptur. mir görmüştü. Artık vals yapamıyordun; tango bile. Koltuğunda bahçeye karşı oturuyordun akşama kadar, oturuyordun. ESSİZCE UÇUP GİTTİN’ Son günlerinde daha çok uyudun ama gene de gülüp konuşmamızı boşlamadık.. Son gece, ben sabaha kadar başında oturdum. Elimi hiç bırakmadın. Ben seni başından, yanaklarından, boynundan hep bebek öper gibi, küçük öpücüklerle öptüm. Çocuğum gibiydin son yıllarda. Hep sevdiğin şeyleri anlattım. Gözümün önünde, bir ölüm gerçekleşiyordu ve ben öylece, fısıldarcasına, konuşup duruyordum. Çılgın ağlamalar, krizler günlerce sonra gelecekmiş meğer. Öylece uyuyarak sessizce uçtun gittin. Gitmeden önce, bir gece yarısı uykundan uyanıp “Nezihe” dedin, “Biliyor musun, ömrümü seninle geçirdiğim için çok memnunum, bana ne güzel baktın. Sen iyi bir insansın”. Ne iyi, ne gönle ‘S 30 HAZİRAN’DA MİNİATÜRK’TE Aile Filmleri Festivali’nin birincisi başlıyor Kültür Servisi Ailem Derneği tarafından Kültür Bakanlığı, İBB Kültür AŞ ile Başbakanlık Tanıtma Fonu’nun katkılarıyla gerçekleşecek “I. Uluslararası Aile Filmleri Festivali”, 30 Haziran gecesi Miniatürk’te açık hava sinema gösterimi ile başlıyor. Konusu itibarıyla bir ilk olma özelliğini taşıyan festival halkın ve ailelerin sinema sanatına özendirilmesini ve hep birlikte paylaşacakları bir zaman dilimini onlara hediye etmeyi amaçlıyor. Farklı kıtalardan yirmiye yakın ülkeden filmlerin gösterileceği festivalde son yıllarda çok izlenen ve beğenilen Türk filmleri de yer alacak. Festival komitesinin aldığı karar doğrultusunda ilk yıllarında film ağırlığı özellikle Doğu ve Türk cumhuriyetlerine ait ülkelere verilecek. Festival geçen günlerde gösterime giren, yönetmenliğini İsmail Güneş’in yaptığı “Sözün Bittiği Yer”adlı film ile açılış yapacak. Festival kapsamında, Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Ümraniye Atakent Kültür Merkezi ile Miniatürk’de açık hava sineması formatında 8 gün boyunca yaklaşık 30 film ücretsiz olarak gösterilecek. www.ailemdernegi.org ferahlık veren bir arkadaşlık, dostluk havasıydı; aşkla dolu. Öyle seviniyorum ki aklıma düşünce. Yaşamımızdaki bu anıları, yaşanmış aşkları, o aşkların ne demeye geldiğini yazmak gerek. Şu yeni yetişen sevgili çocuklar için. Dünya değişmişmiş, öyle diyorlar, öyle sanıyorlar. Şu gelimli gidimli dünya durdukça, insan var oldukça, insanı insan yapan pek çok değerin değişmeyeceğini, korunması gerektiğini bilmiyorlar. Farkında bile değil çoğu. O insan ilişkilerindeki anlatılamaz tılsımlı beraberliği, dayanışmanın, aşk denilen o duyguyu tanımanın, erişilmesi zor güzelliğini ziyan ediyorlar. Güzel yaşanmış aşklar var. Bu aşk sözcüğü, öyle sonsuz, öyle kutsal ki. İçinde barındırdığı, sevgi, dostluk, dayanışma, anlayış, hoşgörü gibi, bu anlamda çoğaltılabilecek pek çok yaşanmışlığı, acıları, gözyaşlarını, merhameti, şefkati, hep sevgiyle sarıp sarmalayan, öyle gizemli, büyülü bir sözcük ki, paramparça edilmesine, ziyan oluşuna dayanamıyorum. AŞAMAK BÖYLE BİR ŞEY’ Sen gittiğinden beri memleket olayları, hep konuştuğumuz gibi, biraz daha karıştı (böylesini hiç görmemiştik). Ama devran gene bildiğin gibi dönüp duruyor. Bildiğin gibi, pisliğe bulaşmış yollardan geçiyoruz. Bu dünyayı çekip çevirdiğini sananlar, bizim içimizdeki mucizeler yaratabilecek, insanüstü cevherle baş edilemeyeceğini bilmiyor. O kimya, onların anlayamayacağı, algılayamayacağı, erişemeyeceği bir tanrısallıktır, (gülümseyenleri, bilgece baş sallayanları, bunların cahil cühela sözleri olduğunu düşünenleri, boş ver. Göreceğiz bakalım). Neyse gene de sevineceğin haberler var. Örneğin genç çocuklar var. Dergiler çıkarıyorlar. Öykü dergileri de var. Bazılarının çilesi, sıkıntısı, parasızlığı bizim gençliğimize benziyor. Hüzünleniyorum. Vefalı çocuklar. Kendilerinden öncekilere değer vermesini biliyorlar. Seviniyor insan. Hayatımıza karışmış çirkinliklerle, şizofrenlerle, ikimiz el ele baş etmeye uğraştık hep, ömür boyu… Pek hoş olmadığını bilerek bunların hezeyanlarına, “umrumda değil” denilebilir de bunun sıkıntısı, durmuş, süzülmüş, acısı sindirilmiş bir hüzün veriyor insana. N’apalım! Yaşamak böyle bir şey işte. Güzelliklerin yanı sıra çirkinliğin, hayınlığın, ahmaklığın, pisliğin, iç içe olduğu bir dünya işte. Hadi canım Salim Amca, arkadaşlarımızın hepsine selamlar yolluyorum. Bizi koruyun. Her zaman yaptığım gibi o çıplak başına bir öpücük benden. Seni öyle özlüyorum ki, bilemezsin. Ha, huy canın altındadır denir ya, yoksa sen orada da dergi çıkarma, yayın yapma, bono ödeme derdinde, koşturup duruyor musun? Sakın ha! Artık çok yaşlandın be güzelim, kıyamam sana. Nezihe. Müzikte KadıköyŞişli buluşması Kültür Servisi Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün önderliğinde, orkestra şefi Serâ Tokay tarafından kurulan Şişli Belediyesi Senfoni Orkestrası dün akşam ilk kez Kadıköylü müzikseverlerle buluştu. Caddebostan Kültür Merkezi’ndeki konserde, orkestra, Çaykovski’nin “Romeo ve Jülyet Üvertürü”nü seslendirdikten sonra, G. Bizet’nin “Carmen Flüt ve Orkestra İçin Fantezi”sinde ülkemizin sayılı flütçülerinden Halit Turgay’a eşlik etti. Son olarak Bartók’un “Kossuth” senfonik şiirini başarıyla seslendiren orkestrayı, salonu dolduran Kadıköylüler ayakta alkışladı. Konseri izleyenler arasında Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Yayın Kurulu Başkanı İlhan Selçuk ve Başkan Yardımcısı Emre Kongar da bulunuyordu. ‘Y Cumhuriyet Konseri ? Kültür Servisi 2005 yılında sanatçı Ekrem Ataer tarafından kurulan Bakırköy Belediyesi Çağdaş Halk Müziği Korosu Bakırköy Fildamı konser alanında ücretsiz bir konser verecek. 30 Haziran Cumartesi akşamı yapılacak olan konserin onur konuğu Belkıs Akkale. Bakırköy Belediyesi Başkanı Ateş Ünal Erzen’in desteği ile kurulan ve daha önce 3 konser vermiş olan 120 kişilik koro, bugün büyük çoğunluğu kadınlardan oluşan 300 kişilik kadrosuyla Türkiye’nin en büyük korosu olma özelliği taşıyor. (0212 661 19 41 43) 30/30 Karma (ŞIK) ? Kültür Servisi Türk resim sanatında önemli yere sahip olan 30 sanatçı, The Marmara Pera Gallery Art and Life’ta 19 Temmuz30 Ağustos arasında gerçekleştirilecek “30/30 Karma (ŞIK)” sergisinde bir araya geliyor. Sergi Türk resim sanatındaki kuşak farkıyla birlikte, aynı kuşaktan sanatçıların sanata bakış açıları, farklılıkları ve Türk resim sanatına etkilerini ortaya koyması açısından önem taşıyor. (0212 293 91 50) S evgili Salim Amca, canım, sen gideli iki yıl oldu. Sırtımı sana dayamaya, senden sevgi, iyi niyet, cesaret, enerji almaya öyle alışmışım ki, sen uçup gidiverince, ortada, hiçbir yere dayanamadan öylece, özbaşıma kalıverdim. CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle