16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 HAZİRAN 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 879 gemi adamı, 218 kara personeli olmak üzere toplam 1097 işçiyi kapsayacak. 1 Ocak 2007 ile 31 Aralık 2008 tarihleri arasında 2 yıl süreyle geçerli olacak toplu iş sözleşmesine göre, birinci yılda gemi adamlarının ücretlerine yüzde 10, kara personelinin ücretlerine yüzde 12 zam yapılacak. İkinci yılda, tüm işçilerin ücretlerinde 2007 yılında gerçekleşecek enflasyon oranı kadar artış sağlanacağı dile getirilen açıklamada, “Büyükşehir ve bağlı kuruluş toplu iş sözleşmelerinin ikinci yıl ödemeleri aynen İDO çalışanları için geçerli olacaktır’’ denildi. 7 bin 500 Cadbury çalışanının işine son Falım, First gibi sakız markalarının üreticisi Intergum’ı satın alan Cadbury Schweppes, ABD’deki içecek departmanını satacaklarını ve 7 bin 500 kişiyi işten çıkaracaklarını duyurdu. New York Times gazetesi, bir süre önce Türk Intergum firmasını 450 milyon dolar karşılığı satın alan dünyanın en büyük şeker üreticisi Cadbury Schweppes’in, 7 bin 500 kişiyi işten çıkaracağını kaydetti. Haberde şirketin Amerika’da Dr. Pepper, 7Up ve Snapple gibi meşrubatları üreten içecek birimini satacağı da kaydedildi. Haberde, mart ayında içecek pazarından çıkıp şeker pazarına odaklanacağı duyurusu yaptığı belirtilen şirketin, 2011 yılına kadar da kalan işlerde yüzde 15 oranında bir küçülmeye gideceği ifade edildi. Gazete, Cadbury Schweppes’in Türkiye’de 450 milyon dolar karşılığı satın alarak şeker pazarında büyüdüğünü yazdı. İDO personeline yüzde 1012 zam Deniz Otobüsleri (İDO) AŞ ile Türkiye Denizciler Sendikası arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı. İDO’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, imzalanan toplu iş sözleşmesi, GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Laftan Geçilmiyor... Şinasi Nahit Berker, çok partili döneme geçildiğinde de gazetecilik yapma olanağı bulan ustalarımızdan biriydi. Pek çok konunun uzun uzadıya konuşulmasına karşın, yerinde sayıyor durumda bırakılmasına kızardı. Bu nedenle de kızgınlığını, meslektaşları arasında da yaygınlaşarak özdeyişe dönüşen bir cümle ile özetlemişti. “Bu memleket uzun laftan battı.” Tabii memleket batmamıştı, ama zaman zaman batmaktan beter edilmişti. Son günlerdeki tartışmaları izlerken yeniden anımsadım ve Berker’i andım. ??? “Çok laf az iş” ilkesini yeğleyen politikacılarımızla gazetecilerimizin en gözde konusu, Amerika’daki Hudson Enstitüsü tarafından tartışmaya açıldığı ileri sürülen senaryoydu. Açıklamanın kaynağı bilinmiyordu. Buna karşın, manşetlere taşınan senaryonun, gerçeği yansıtıp yansıtmadığını soruşturmak kimsenin aklına gelmemişti. Yine haberlere göre enstitü yetkilileri toplantının basına sızdırılmasına kızmışlardı. Kızdıklarını söylerken, ileri sürülen senaryonun gerçeği yansıtmadığını da belirtmişler miydi derseniz, bu sorunun yanıtı da yoktu. Senaryodan çok, toplantıya iki tuğgeneralin katılmış olması ön plana çıkarılmış, askeri eleştirmek için ellerine fırsat geçtiğini düşünenlere de gün doğmuştu. Toplantının yöneticisi Zeyno Baran, meslek ilkelerine uygun gazetecilik yapmak istedikleri için kendisine ulaşan gazetelerle televizyon kuruluşlarına, birkaç gündür yayımlanan haberlerin yalan üstüne kurulu olduğunu söyleyip duruyor. Ama dinleyen yok. Bir yandan politikacılar, öte yandan da kimi gazeteciler ellerine geçirdikleri konunun yitip gitmemesi için çabalıyorlar. ??? Seçim dönemi geldi ya, siyasi partilerle adaylar vaat sandıklarını açıp, içindekileri dağıtmaya başladılar. Dikkatimi iki vaat çekiyor. Birincisi çiftçileri, ikincisi gençleri, dolayısıyla da ana babaları hedef alıyor. Mazot fiyatları 1 Yeni Türk Lirası olarak başladı ve açık eksiltmede 80 Yeni Kuruş’a kadar düştü. Aslına bakarsanız olmayacak bir şey değil. Akaryakıt fiyatlarının neredeyse dörtte üçünün katlamalı vergilerden oluştuğunu düşününce, insana olur gibi geliyor. Ama bir de doğacak bütçe açığını nereden kapatacaklarını açıklasalar ya... ??? Amin denilmesi istenilen olmayacak dualardan biri de üniversitelere sınavsız girilecek olması. Üniversite seçme sınavlarının, haksızlıklara yol açtığı yolundaki yakınmalar yıllardır sürüyor. Çocukları yarış atı gibi her an koşuya hazır tutma çabalarının hem maliyet, hem ruhsal açıdan yarattığı sakıncalar da cabası. Peki nasıl olacak da sınavsız girilecek üniversitelere? Bu sorunun da yanıtı yok. Bu yıl sınava giren adaylardan yola çıkarak kısa bir hesap yapalım. Üniversitelerdeki lisans bölümlerinin 4 yıl olduğunu dikkate alırsak 4 yılda yaklaşık 6 milyon öğrenci okumakta olacak. Buna eski öğrencileri de eklersek sayı daha da kabarıyor. Bunları hangi dersliklerde okutup nerelerde barındıracaksınız sorusu da havada kalıyor. Her üniversite, sınavını kendisi yapacaksa fırsat eşitliği açısından üniversite sayısı kadar günlere yayılan bir sınav takvimi hazırlamak gerek. Sınav günleri çatışırsa fırsat eşitliği sözde kalacak. Üniversite diplomalı işsizler ordusuna yenilerini katmanın nasıl bir yararı olacağı da bilinmiyor. Sınavsız üniversite vaat edecekleri yerde, “her ortaöğretim öğrencisini üniversite okuyabilecek düzeyde yetiştirmek için önlemler alacağız” deseler, daha hayırlı bir iş yapmış olurlar... AKP ‘sıfır’ çekti, en fazla işçi milletvekili adayı TKP, İP, Emek Partisi ve ÖDP’de İşçiye Meclis kapalı ? Türkiye’de herhangi bir sosyal güvencesi olmayanlarla birlikte toplam 7 milyonun üzerinde işçi çalışıyor. Diğer bir deyişle 22 Temmuz seçimlerinde sandığa gidecek olan her 6 kişiden biri işçi ama 7 bin 535 adayın yarışacağı seçimlerde 4 büyük siyasi partinin işçi milletvekili adaylarının toplamı sadece 6. NECDET ÇALIŞKAN OLCAY BÜYÜKTAŞ Sendikacılar fire verdi Önceki genel seçimlerde olduğu gibi siyasal partiler tercihlerini işadamı, tüccar, avukat, mühendis, doktor adaylardan yana kullanırken işçi ve emekçi kesimi yine ikinci plana atıldı. En fazla işçi milletvekili adayı gösteren partiler ise 174 adayla TKP, 100 adayla İşçi Partisi, 66 adayla Emek Partisi, 43 adayla Özgürlük ve Dayanışma Partisi. Türkİş, Hakİş, DİSK, Türkiye KamuSen, KESK ve MemurSen’den toplam 36 kişi aday adayı olmak için siyasi partilere başvururken bu sendikacılardan sadece 7’si listelere girebildi. CHP 3, AKP, DP, MHP ve Saadet Partisi birer sendikacıyı milletvekili adayı olarak gösterdi. Sendikacı olup CHP milletvekili olan 5 isimden Bayram Meral, Cevdet Selvi ve Feramuz Şahin tekrar aday listelerinde kendilerine yer bulabilirken Hakİş kökenli milletvekilleri Agâh Kafkas ile Hüseyin Tanrıverdi AKP’den tekrar aday oldu. 22 Temmuz’da yapılacak genel seçimler için partilerin, Yüksek Seçim Kurulu’na bildirdiği milletvekilliği aday listelerinde işçiler yine hak ettikleri yeri bulamadı. 14 siyasi partinin katılacağı seçimlerde toplam 7 bin 535 kişi milletvekilli adayı olurken Meclis’e girmek için listelere girebilen işçilerin sayısı 499’da kaldı. Çalışma Bakanlığı’nın en son verilerine göre Türkiye’de 5 milyon 210 bin kayıtlı işçi bulunuyor. TÜİK’in belirlemelerine göre yaklaşık 3 milyon kişi, herhangi bir sosyal güvenliği olmaksızın çalışıyor. Dolayısıyla kayıt dışı çalışanlarla birlikte, Türkiye’de oy kullanabilecek durumda olan işçi sayısı 7 milyonu bu luyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun verilerine göre 22 Temmuz’da oy kullanabilecek durumda olan seçmen sayısının 42 milyon 533 bin olduğu dikkate alındığında genel seçimde sandığa gidecek seçmenlerin, yüzde 20’si işçi ama milletvekili adaylarının oranı sadece yüzde 6.6. AKP’de emekçiye geçit yok 22 Temmuz’da sandığa gidecek olan her 6 seçmenden biri işçi olmasına karşın merkezdeki partilerden AKP, CHP, DP, MHP’nin işçi milletvekilleri adaylarının toplamı sadece 6. Seçime girecek olan 14 siyasi partiden, işçi milletvekili adayı olmayan tek parti ise 88 sayfalık seçim beyannamesinde işçi adının sadece 2 kısa cümlede geçtiği AKP. TÜRK HARBİŞ Yoksulluk sınırı 2 bin YTL’ye dayandı Türk Harbİş, mayıs ayında açlık sınırının 630 YTL 63 YKr’ye, yoksulluk sınırının ise 1892 YTL 35 YKr’ye yükseldiğini açıkladı. Türk Harbİş’ten dün yapılan açıklamaya göre, “açlık sınırı’’ olan 4 kişilik bir ailenin asgari gıda harcaması, mayıs ayında bir önceki aya göre 14 YTL 23 YKr (yüzde 2.31) artarak 630 YTL 63 YKr düzeyine çıktı. “Yoksulluk sınırı’’ olarak nitelendirilen 4 kişilik bir ailenin barınma, giyim, ulaşım gibi aylık zorunlu harcama tutarı ise geçen ay bir önceki aya göre 27 YTL 43 YKr (yüzde 1.47) artarak 1892 YTL 35 YKr düzeyine geldi. Açıklamada, “tek bir çalışanın insanca yaşama koşullarında yaşayabilmesi için gerekli olan yoksulluk sınırı’’ harcamasının da mayıs ayında 15 YTL 58 YKr (yüzde 1.35) artarak 1168 YTL 35 YKr’ye ulaştığı kaydedildi. Emeklilerin önceliği ‘geçim’ Tüm İşçi Emeklileri Dul ve Yetimleri Derneği (Tüm İşçi Emeklileri Derneği) yönetimi, seçimde, taleplerini karşılama sözü veren partiyi destekleyeceklerini bildirdi. Alınan bilgiye göre, Tüm İşçi Emeklileri Derneği yönetimi, yaklaşan seçim öncesi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve siyasi partilere taleplerinin yer aldığı mektuplar gönderdi. Dernek Genel Başkanı Satılmış Çalışkan imzası ile gönderilen mektupta, emeklilerin yüzde 80’inin aylıklarının resmi kurumlar tarafından hesaplanan ? Yaklaşan seçimler öncesi siyasi partilere taleplerini mektup yoluyla ileten işçi emeklilerinden sert mesaj: “Bizi göz ardı eden iktidar olamaz.” açlık sınırının altında olduğu belirtilerek, bu sınırın üzerinde aylık alan emekli sayısının “parmakla sayılacak’’ kadar az olduğu ifade edildi. Mektupta, memur emeklisi ile işçi emeklisinin en düşük taban aylığı arasındaki farkın son dönemde daha da arttığına işaret edilerek, emekli aylıklarına temmuz ayında yapılacak zamla bu durumun düzeltilmesi talep edildi. Siyasi partilere gönderilen mektupta ise hizmet ve ödenen prim esasına göre emekli aylıklarında norm ve standart birliği sağlayacak bir intibak yasası çıkarılması, emekli aylıklarına esas cetvellerin teke düşürülmesi taleplerine yer verildi. Mektupta, “Emekliler olarak bize bu sözü vererek seçim beyannamesine koyan, görsel ve yazılı basında bunun sözünü veren siyasi partiyi destekleyerek, iktidara taşımak isti yoruz. Emekliler olarak çalışmalarımızı yurt çapındaki şubelerimizle sürdürmekteyiz. Gücümüzü biliyoruz ve 22 Temmuz’da bu gücümüzü göstereceğiz’’ denildi. Derneğin konu ile ilgili yaptığı açıklamada da “İktidar olduğunda senelerdir devam eden mağduriyetlerimizi çözeceğine bizleri inandıran partiyi iktidar yapacağız. Emekli sorunlarını göz ardı eden hiçbir parti, iktidar olamaz. Siz bizi geçimde rahatlatın, bizde sizi seçimde rahatlatalım’’ ifadelerine yer verildi. oerinc?cumhuriyet.com.tr DİSK’TEN AKP’YE TEPKİ: İşçiişveren uzlaştı, ama AKP hükümeti ekonomik ve sosyal konseyini unuttu Yabancılar sendikalara duyarsız Ant Gıda’da işten çıkarma protestosu İş Bankası iştiraki olan ve BalıkesirHavran’daki Ant Gıda işyerinde 14 çalışanın işten çıkarılması, işyerinde yetkili olan Türkİş’e bağlı Tek Gıda İş Sendikası’nca protesto edildi. Sendika yetkilileri, 2003’ten bu yana sendikalaşma mücadelesi verilen Ant Gıda’da sürdürdükleri hukuk savaşımının, Yargıtay kararı uyarınca 15 Haziran’da sendika lehine sonuçlandığını, bunun üzerine 14 çalışanın işine son verildiğini ifade ettiler. Sendikadan yapılan açıklamada, “Ant Gıda yetkililerini, işten çıkarılan arkadaşlarımızın derhal işbaşı yaptırılarak sağlıklı bir çalışma ilişkisi içersine girmeye çağırıyoruz” denildi. Sendikanın Ege Bölge Sekreteri Gürsel Köse de işten çıkarılanların haklarını savunmak üzere sonuç alıncaya kadar sürecek bir eylem başlattıklarını söyledi. Türkiye’de yatırım yapmaya gelen yabancı sermayeli şirketlerin sendika konusunda duyarsız davrandığına dikkat çeken Tek Gıdaİş Başkanı Mustafa Türkel, “Dünyanın her yerinde sendikayla çalışan büyük şirketler, Türkiye’de sendikasız çalışıyor. Yabancı sermayeye karşı değiliz, ama Türkiye’yi ucuz işgücü cenneti yaptırmayız” dedi. Tek Gıdaİş Sendikası ve Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) tarafından düzenlenen “AB’ye Uyum Sürecinde Türkiye’de Gıda Sektörü ve Sosyal Diyalog Paneli”nde konuşan Türkel, “Biz işçiler olarak işlemelerin yaşaması gerektiğine inanıyoruz. İşletmeler yaşamazsa, işçiler de yaşayamaz. Çatışma kültürünün oluşturduğu sendikacılık, artık küresel rekabet ortamında işvereniyle birlikte hareket eden bir anlayışa gidiyor, gitmeli” diye konuştu. AB’ye uyum sürecinde işçi ve işveren kesiminin sosyal diyalog kurmak üzere çaba sarf ettiğine dikkat çeken Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Tuğrul Kutadgobilik ise 3 yıldır bu amaçla Türkİş ile birlikte birçok alanda işbirliği yaptıklarını, ancak hükümetin bu konudaki tavrının kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını dile getirdi. Kutadgobilik, “Ekonomik ve sosyal konseyin oluşturulması için 8 sivil toplum kuruluşu biraraya gelerek bir teklif hazırladık ve hükümete sunduk. 21 ay geçti, çıt yok. Ne yapacağız dediler, ne yapmayacağız dediler” diye konuştu. Belediye işçilerine baskıya son verilsin İstanbul Haber Servisi Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Bağcılar Belediyesi’nde çalışan ve sendikalarına bağlı işçilerin Bağcılar Belediye Başkanlığı’nın baskısıyla Genelİş Sendikası’ndan istifa ettirilerek Hizmetİş Sendikası’na üye yapılmaya çalışıldığını savunarak “Kimse bam telimize basmasın. Bıçak kemiğe dayandı. Bizi bulunduğumuz noktadan daha ileri bir noktaya taşımasınlar” dedi. Bağcılar Belediyesi’nde düzenlenen toplantıya katılan ve “İnadına sendika, inadına DİSK”, “Yaşasın Genelİş yaşasın DİSK” , “Söz, yetki, karar çalışanlara” sloganları atan sendikacı ve işçilerden oluşan gruba konuşan Çelebi, “Belediye Başkanı huzurumuzu bozmasın. Bozarsa yeniden sokaklarda olacağız” dedi. Bu işin peşini bırakmayacağını söyleyen Çelebi, “Masa başı işlerden farklı ve zor işlere verilmekle tehdit edilen Genelİş üyesi 257 işçiden 100’ü bu yolla istifa ettirildi” diye konuştu. AKP’nin hem yerel yönetimlerde hemde Türkiye’de iktidar olduğunu belirten Çelebi, “Biz bugün buraya gelerek uyarı görevimizi yaptık. İki gün bekleyeceğim. Yapılan baskılar son bulmazsa Bağcılar’da irtibat büroları kurarak Belediye Başkanı’nın uygulamalarını yurttaşlara şikâyet edeceğim” dedi. Afrika’nın en büyük petrol üreticisi Nijerya’da, sendikalar ve hükümet arasında yakıt fiyatları ile ilgili anlaşma sağlanamaması üzerine genel grev başladı. Batılı petrol şirketlerinden yetkililer ise Nijerya’da çalışan ofislerinin kapandığını ancak petrol üretiminin ve ihracatının kesintiye uğramadığını söylediler. Batılı büyük bir petrol şirketinden üst düzey bir yönetici, “Bütün ofislerimiz kapalı ancak yürütülen işlerde bir kesinti yok” dedi. Sendikalar “genel greve” gitme kararı verdi, ancak iki büyük petrol sendikasından birinin lideri, ülkenin ekonomik can damarını tamamen kapatmanın zaman alacağını söyledi. Diğer sendikanın başkanı Peter Akpatason ise “Onlara grevin genel olduğunu ve uymak zorunda olduklarını söyledim” dedi. Nijerya’da genel grev CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle