16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 2007 PERŞEMBE 10 Suçladığı hükümete bakan oldu ? Dış Haberler Servisi Brezilya Devlet Başkanı Luiz İnacio Lula da Silva, iki yıl önce kendisini yolsuzlukla suçlayan felsefeciyi bakan yaptı. Lula, 2005’te Lula hükümetini “tarihin en fazla yolsuzluğa bulaşmış yönetimi” olarak nitelendiren Roberto Mangabeira Unger’i Planlama Bakanı olarak atadı. Brezilya’ya gitmek için Harvard Üniversitesi felsefe kürsüsünü terk eden Mangabeira, Lula’nın yardımcısı Jose Alencar ile beraber yeni kurulan Cumhuriyet Partisi’ne üye. DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Ankara, BM Güvenlik Konseyi üyeliği için yoksul ülkeleri ikna etme çabasında Jüri seçimi başladı İstanbul fakirleri ağırlayacak BAHADIR SELİM DİLEK Hazar komşuları Tahran’da buluştu ? TAHRAN (AA) Hazar Denizi’ne kıyısı olan ülkelerin dışişleri bakanları, “hukuki statü ve mevcut sorunları” görüşmek üzere dün İran’ın başkenti Tahran’da bir araya geldi. Toplantıya, İran, Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan dışişleri bakanları katıldı. İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki, Hazar Denizi’nin kapsamlı hukuki statüsünün geçmişten beri belirlenmediğini kaydetti. Hazar Denizi’nin önemli bir enerji havzasında bulunduğuna işaret eden Mutteki, “İran, Hazar Denizi’ne kıyısı olan ülkelere petrol ve doğalgazın ucuz ve güvenilir bir şekilde aktarılmasına hazır” dedi. ANKARA Türkiye, 25 Haziran’daki Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün devlet ve hükümet başkanları zirvesinin ardından, gelecek ay dünyanın en yoksul ülkelerini İstanbul’da bir araya getirme kararı aldı. Edinilen bilgilere göre Dışişleri Bakanlığı, gerek Cumhurbaşkanlığı seçimi, gerekse 22 Temmuz’da yapılacak genel seçim nedeniyle Türkiye’nin içine kapandığı izleniminin ortaya çıkmaması için harekete geçti. İlk aşamada BM’nin dünyanın “en az gelişmiş” ülkeleri için düzenleyeceği toplantıya Türkiye’nin ev sahibi olma talebi, Genel Sekreterliğe iletildi. Türkiye’nin bu talebinin kabul görmesinden sonra da hazırlıklar başlatıldı. Dünyanın en yoksul yaklaşık 50 ülkesine, BM çatısı altında düzenlenecek toplantıyla ev sahipliği yapacak olan ? Dünyanın en yoksul yaklaşık 50 ülkesine, BM çatısı altında düzenlenecek toplantıyla ev sahipliği yapacak olan Türkiye, hem bu ülkelerin çoğunluğunun yer aldığı Afrika’ya açılım yapmayı hem de bu ülkelerden 20092010 tarihleri arasında BM Güvenlik Konseyi’nin geçici üyeliği için destek almayı hedefliyor. Türkiye, hem bu ülkelerin çoğunluğunun yer aldığı Afrika’ya açılım yapmayı hem de bu ülkelerden 20092010 tarihleri arasında BM Güvenlik Konseyi’nin geçici üyeliği için destek almayı hedefliyor. İstanbul’daki toplantıya katılacak olan tüm bu fakir ülkelerin BM’de birer oyu bulunuyor. Türkiye’nin bu ülkelerin desteğini sağlaması durumunda, Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Dünyanın azgelişmiş ülkeleri, yine BM tarafından yayımlanan sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi endeksine göre belirleniyor. Eğer bir ülkede kişi başına düşen ulusal gelir, iki yıl üst üste 750 doların altında kalırsa BM söz konusu ülkeyi “yoksul ülke” sınıfı içinde değerlendiriyor. Yoksul ülke sınıfından çıkabilmek için kişi başına düşen ulusal gelirin en az 900 dolar olması gerekiyor. Dünyanın en fakir ülkesi Nijer Yoksul ülkeler için diğer ölçütler de beslenme, eğitim, sağlık ve okumayazma durumu olarak belirlenirken ülkelerin ekonomik durumları da önemli bir belirleyici olarak görülüyor. Bu bağlamda tarım ve sanayi üretimleri dikkate alınıyor. Doğal felaketler ve göç konuları da önem taşıyor. BM bu kriterlere göre dünyanın en fa kir ülkesi olarak Nijer’i belirledi. Söz konusu kriterlere göre Afrika kıtasında, “Angola, Benin, Burkina Faso, Burundi, Yeşil Burun Adaları, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Komor Adaları, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Cibuti, Ekvator Ginesi, Eritre, Etiyopya, Gambia, Gine, GineBissau, Lesotho, Liberya, Madagaskar, Malavi, Mali, Moritanya, Mozambik, Nijer, Ruanda, Sao Tome, Senegal, Sierra Leone, Somali, Sudan, Swaziland, Tanzanya, Togo, Uganda, Zambiya” dünyanın en yoksul ülkeleri olarak öne çıkarken Okyanusya’da “Kiribati, Samoa, Soloman Adaları, Tuvalu, Vanuatu”, Asya’da “Afganistan, Bangladeş, Butan, Kamboçya, Laos, Maldivler, Myanmar, Nepal, Doğu Timor, Yemen” ve Kuzey Amerika’da sadece “Haiti” belirlendi. BM’ye göre Avrupa kıtasında hiç yoksul ülke bulunmuyor. Mafyanın aile sırları dökülüyor Dış Haberler Servisi ABD’de son yıllarda görülecek en büyük mafya davası için geri sayım sürüyor. Chicago’da geçmişi 1970’lere dayanan organize suç örgütü üyelerinin yargı önüne çıkarılacağı dava için jüri seçimine önceki gün başlandı. Dava çerçevesinde “Chicago Grubu” örgütünün 1970 ve 80’lerde lideri olduğu iddia edilen “soytarı” lakaplı Joey Lombardo’nun (78) da aralarında bulunduğu toplam 5 sanık için savcılığın 18’in üzerinde cinayetle bağlantılı olmaktan yasadışı kumar ve haraç olaylarına karışmaya kadar bir dizi suçlama getirmesi bekleniyor. Lombardo’nun yanı sıra James Marcello (65), Frank Calabrese (70), Paul Schiro (69) ve eski bir polis olan Anthony Doyle (62) isimli sanıklar suçlu olmadıklarını savunuyor. İ Soruşturma 1969’a uzanıyor Ülkenin tanınmış mafya ailelerinden “Chicago Grubu”nun liderliğini bir dönem ünlü gangster Al Capone da üstlenmişti. Amerikan Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) örgüt hakkında yürüttüğü “Aile Sırları Operasyonu” adlı soruşturma, 1969’a kadar uzanıyor. Örgütün işlediği cinayetler Martin Scorsese’nin yönettiği “Casino” filmine de konu olmuştu. Filmde mafya üyesi Anthony Spilotro ve kardeşi Michael’ın Chicago’da 1986’da dövülerek öldürüldükten sonra Indiana’da bir mısır tarlasına gömülmeleri konu edilmişti. Polis, geçen yıl Lombardo’yu yakalamıştı. FBI’nın operasyona “Aile Sırları” adını vermesinin nedeni ise savcılığın baş tanığının, sanıklardan Frank Calabrese’nin kardeşi Nicolas olmasından kaynaklanıyor. Uzun süre örgüte üye olan Nicolas Calabrese’ye de geçmişte birçok suçlama getirilmiş ancak soruşturmalarda bu kişi, çetenin çok sayıda cinayetle bağlantılı olduğunu söylemişti. Chicago’da görülecek dava için seçilecek jürinin kimliğinin güvenlik gerekçesiyle gizli tutulacağı belirtiliyor. Jürinin belirlenmesinin ardından mahkemenin 4 ay içinde başlaması bekleniyor. RAN KINADI Rüşdi krizi büyüyor Dış Haberler Servisi “Şeytan Ayetleri” adlı kitabın yazarı Salman Rüşdi’ye İngiltere Kraliçesi Elizabeth tarafından “şövalye nişanı” verilmesini İslam dünyasındaki tepkiler diplomatik düzeye taşındı. İran Dışişleri Bakanlığı, İngiltere’nin Tahran Büyükelçisi’ni bakanlığa çağırarak “kışkırtıcı bir girişim” olarak nitelediği olayı kınadı ve nişanın geri alınmasını istedi. İngiliz büyükelçiyle görüşen İran Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa işlerinden sorumlu yetkilisi İbrahim Rahimpur, kararın bir buçuk milyar Müslümanı ve diğer dinlere bağlı insanları derinden incittiğini söyledi. Sarkozy: ‘Nefes nefese kaldım’ ? Dış Haberler Servisi Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Almanya’daki G8 zirvesinde “çakırkeyf ” basın toplantısı yaptığı iddialarını reddederek toplantı sırasında alkollü olmadığını söyledi. Le Parisien gazetesine konuşan Sarkozy, “Merdivenleri üçer beşer çıktığım için nefes nefese kalmıştım...” dedi. Partisinden ayrıldı Erez’de bekleyen hafif yaralı 3 Filistinli genç İsrail askerlerine, üstlerinde silah taşımadıklarını göstermek için soyunuyor. (Fotoğraf: AP) Pakistan’da gösteriler Pakistan’da da İngiltere Yüksek Komiseri Dışişleri Bakanlığı’na çağırılarak, olay kınandı. Pakistan, İngiliz hükümetini, hassasiyetleri görmezden gelmekle suçlarken ülkede yapılan gösterilerde Kraliçe Elizabeth’in ve Rüşdi’nin kuklaları yakıldı. İngiltere, nişan verilmesinin İslama hakaret amacı taşıdığı iddialarını reddediyor. Fransa da İslam dünyasından Rüşdi’ye yönelik olan her türlü tehdidi kınadığını ve ifade özgürlüğüne bağlılığını bildirdi. Ayetullah Humeyni, 1989 yılında Rüşdi hakkında “Şeytan Ayetleri” kitabı nedeniyle ölüm fetvası vermişti. İsrail’le Hamas arasında kaldılar Dış Haberler Servisi Hamas’ın kontrolüne geçen Gazze Şeridi’nden kaçmak isteyen yüzlerce Filistinli, İsrail sınırındaki Erez geçiş noktasına yığıldı. Çoğu gençlerden oluşan 150 ila 200 Filistinli perişan durumda, İsrail’in vereceği kararı bekliyor. Dört gündür aç susuz ortamda iki tarafı birbirine bağlayan koridordaki taşlar ve beton üzerinde yatan Gazzeliler arasında az sayıda kadın ve çocuk da bulunuyor. İsrail’in yeni Savunma Bakanı Ehud Barak, Gazze’den kaçan Filistinlilerin İsrail’e girmesine izin verilmesini istedi. Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Barak’ın orduya “insani durumlara göre” Filistinlilerin İsrail’e geçişini sağlaması talimatını verdiği belirtildi. Barak’ın “insani duruma göre” ifadesiyle acil tıbbi yardıma ihtiyacı olanları kastettiği düşünülüyor. Barak’ın talimatıyla geçenler arasında, 17 yaşında kan kanseri olan bir gencin de bulunduğu belirtiliyor. Milyarder belediye başkanı başkanlık yarışına hazır Dış Haberler Servisi ABD’nin New York kenti Belediye Başkanı Michael Bloomberg, üyesi olduğu Cumhuriyetçi Parti’den ayrılıp bağımsız oldu. Bloomberg’in bu adımı gelecek yıl yapılacak ABD başkanlık seçimleri için adaylığını koyabileceği yönündeki tartışmaları da beraberinde getirdi. Amerikan NBC televizyonunda Bloomberg’in seçim kampanyası için servetinden 500 milyon dolar harcamaya hazır olduğu öne sürüldü. 65 yaşındaki milyarder Belediye Başkanı Bloomberg, önceki gün yaptığı açıklamada, “Gelecek için planlarım değişmedi, ancak bundan böyle belediye başkanı olarak siyasi açıdan bağımsızım. Diğer siyasi partilere üye olanlarla particiliği bir kenara bırakarak ortak zeminde sorunlarımıza gerçek çözümler bulma amacıyla çalışmayı sürdüreceğim” dedi. Senegal’de 11 kadın kabinede ? Dış Haberler Servisi Senegal’de Şeyh Hacibu Sumare başkanlığında kurulan yeni hükümette 11 kadın bakan yer aldı. 3 Haziran’da yapılan parlamento seçimlerini iktidardaki Senegal Demokrat Partisi’nin kazanmasının ardından dün başbakanlığa atanan Sumare’nin 35 kişilik bakanlar kurulunun üçte birini kadınlar oluşturdu. ‘ABD’nin amacı Filistinlileri bölmek’ İsrail Ordu radyosuna konuşan bir İsrailli yetkiliyse Hamas’ın, El Fetih üyeleri için af çıkarttığını hatırlatarak Erez geçiş noktasında bekleyenlerin evlerine dönmelerinin önünde bir engel bulunmadığını savundu. İsrail, Erez’de bekleyenlerin büyük bölümüne, güvenlik gerekçesiyle izin vermek istemiyor. İsrail ile Mısır arasındaki barış anlaşmalarına arabuluculuk yapan ABD’nin eski başkanlarından Jimmy Carter, Washington yönetiminin, Filistinlileri bölmeyi hedeflediğini söyledi. Carter, bir insan hakları forumuna katıldığı İrlanda’nın başkenti Dublin’de gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD ile İsrail’in “El Fetih ile Hamas’ın uzlaşmasını engellemek için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını” söyledi. Carter, ABD’nin, El Fetih’i desteklemesi ve Hamas’ın kontrolü ele geçirdiği Gazze’ye yardımları engellemesinin, Filistinlileri bölmeyi amaçlayan hatalı politikasının bir parçası olduğunu ileri sürdü. irkaç okur, geçen hafta Zyuganov’la ilgili yazdıklarımın bazı Türk politikacılara gönderme olduğunu düşünmüş. Hayır. Ama iki ülke de seçim sürecine girdiği için bu tür keyifli benzerliklerin ortaya çıkması doğal. Örneğin, seçim öncesinde pek çok siyasinin, halkın ahlaki sorunları ve gençliğin eğitimiyle daha yakından ilgilenmeye başlamasında da benzerlikler vardır herhalde. Geçen hafta parlamentonun alt kanadı Duma, başta televizyonlar olmak üzere, medyada seks ve erotizm içerikli reklamlara savaş açtı. Mal ve hizmet reklamlarının önemli bölümünde seks unsurunun kullanılmasından yakınan milletvekilleri, bu tür reklamların çoğunun yasaklanmasını, izin verilenlerin ise televizyon kanallarında ve radyolarda sadece gece saat 01.0004.00 arası yayımlanmasını önerdi. Yazılı basında ise telefonla seks, masaj salonları gibi çok sayıda ilana neredeyse her gazetede rastlanabiliyor. Yasa önerisi getiren milletvekilleri, bunların yalnızca özel yayınlarda yayımlanması ve “konuyla ilgili olmayanları rahatsız etmemesi” gerektiğini belirtiyor. Aksi taktirde 500 bin rubleye varan (yani yaklaşık 20 bin dolarlık) para cezaları öneriliyor. Ancak nelerin normal cinsel içerik sayılacağı, nelerin seksüel konuların sömürüsü olarak değerlendirileceği konusunda ölçüt belirlemek her zaman kolay değil. Zengin lobilerin direnişi de cabası... Daha önce de Duma’da bu tür girişimlerde bulunulmuş, ama önerilen yasalar nedense bir türlü çıkarılamamıştı. Şimdi bu mevsimde yine “sandık duyarlılığı” nüksetti... Sandık Duyarlılığı B PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY BD’de koskoca bir Özgürlük Anıtı vardı. Yetmedi. Başkan Bush geçen hafta Komünizm Kurbanları Anıtı’nın açılışını yaptı. Hem de 12 Haziran’da. 12 Haziran Rusya Günü, egemenlik bayramı. 12 Haziran 1987’de Reagan, Gorbaçov’u Berlin Duvarı’nı kaldırmaya çağıran konuşmasını yapmıştı. Ve nihayet 12 Haziran 1937’de Stalin Moskovası’nda bir grup Kızıl Ordu mensubu kurşuna dizilmişti... Bush konuşmasında “Çin’de, SSCB’de ve başka ülkelerde 100 milyon kişinin [email protected] Komünizm Bittiyse Bu Antikomünizm Niye? A komünizme kurban edildiğini” söyledi. (Bu yuvarlak ve akılda kalıcı rakamı bulmak için nasıl saydı, bilinmez.) Komünizmi Nazizm ile eşdeğer gören Bush, hızını alamadı ve terorizmin de aynı kategoride değerlendirilmesi gerektiği çıkarımını yaptı. ??? Anıt ile başlayan “enformasyon savaşı”na acilen destek veren Baltık ve Doğu Avrupa ülkeleri, komünizmi uluslararası mahkemelerde yargılatmak üzere harekete geçtiler. Kim bilir, belki de bu, Türkiye’ye yönelik soykırım iddiası gibi sonuçsuz bir bunalım yolunun başlangıcıdır. Belki devamında “komünistlerin torunları”ndan tazminat istenir. Dahası, komünizm yargılanır ve mahkum edilirse, SSCB’nin imzaladığı uluslararası anlaşmalar ve Rusya’ya devredilen hakları tartışma konusu olur. Sonuçta ABD istediği gibi at oynatacağı bir ortama kavuşur. Tarihi yeniden yazma çabası heye Özgürlükleri üretmek yetmez, paylaşmak gerekir. Elbert Hubbard Bush, çoktan yok ettiklerini söylediği komünizme karşı geçen hafta yeni bir atak daha başlattı. canlı bir uğraş olsa gerek... ??? Elbette komünizm adına katledilen milyonlarca insan olduğu doğrudur. 1961’de Sovyet lider Hruşçev, Stalinizm kurbanları için bir anıt dikilmesini önermişti. Ama buna cesaret edemediler. Ve şimdi anıt ABD’de dikildi... Vietnam, Nikaragua, Şili, Yugoslavya, Afganistan, Irak ve başka ülkelerde kim bilir kaç milyon kişinin kanının dökülmesinin sorumlusu olan ABD’de... Uğursuzluk Ölüm döşeğindeki Lenin, Krupskaya’ya sorar: Sen, benim bütün kara günlerimde, soruşturmalarımda, sürgünümde, kaçak yıllarımda hep yanımdaydın değil mi? Elbette, canım. Ne canımı? Belki de bütün bu uğursuzlukların nedeni sensin! atı’dan Rusya’ya yönelik eleştiriler hakaret sınırına vardı. “Diktatörlük” ve “Rus emperyalizmini diriltme çabaları” gibi iddialardan sonra, şimdi de Rusya lideri Putin çizgi film kahramanı “Temel Reis”e benzetildi. Türkçe versiyonunda Temel Reis olarak sevimlilik kazanan Amerikan çizgi filminin kahramanı, ıspanak yedikten sonra sorunları kaslarının gücüyle hallediyor; hatta yalnız düşmanlarının değil, sevdiği “Safinaz”ın bile sık sık canını yakıyor. ABD senatörü Tom Lantos, enerji gelirleriyle (“ıspanak”) şımaran Rusya liderinin çizgi film kahramanı Amerikan gemici Popoye (“Temel Reis”) gibi vurup kırdığını iddia etti. Putin’i öngörüşlü olmamakla suçlayan Lantos, Rusya’nın Avrupa’ya yerleştirilecek füze sistemine tepkisini ise “inanılmayacak kadar aptalca” olarak niteledi. Geçen günlerde de Batı’da Rusya lideri Putin’e ilginç bir ödül verilmişti. Ödülü verenler, bunu ödül değil, “antiödül” olarak adlandırıyorlar. Geçen pazar günü Hamburg’da düzenlenen bir konferasta 20 kadar ülkeden katılımcının oylarıyla Putin, “Bağımsız Gazeteciliği Engelleme” antiödülüne layık görüldü. Putin Şimdi de Temel Reis Oldu B Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü Rusya Şubesi Başkanı Oleg Panfilov, ödülün Putin’e veriliş sebebinin, muhalif gazeteci Anna Politkovskaya’nın ölümüyle ilgili başarısız araştırma olduğunu belirtti. Ayrıca Putin’in Kremlin’de olduğu yıllarda Rusya’da 14 gazetecinin öldürüldüğü, bağımsız medya organlarının yok edildiğini dile getirdi. Sınır Tanımayan Gazeteciler’e göre, basın özgürlüğü açısından Rusya 168 ülke arasında 147. sırada geliyor. Freedom House kuruluşunun sıralamasında ise Rusya, 195 ülke arasında 164. basamakta. Sınır Tanımayan Gazeteciler, ülkelerinde ifade özgürlüğünü kısıtlayan liderler arasında ilk sırada Putin’i gösteriyor. Sıralamada Rus liderini Belarus, Türkmenistan, Çin, Libya, Pakistan, Zimbabve ve Ruanda devlet başkanları takip ediyor. Rus milletvekilleri ve politikacılar ise bu “antiödül”e büyük tepki gösterdi. Bir milletvekili, “Putin’i özgürlük düşmanı ilan eden Batılı gazetecilere verilecek en iyi yanıt, halkın liderine verdiği destektir” dedi. Rusya’da Putin’in kamuoyu desteği yüzde 80 civarında. CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle